Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cuma 15 Mayıs 2015 yorum TASARIM: TÜLES HASDEMİR 20 ar c A n e g z Ö Kavşak Leyleklerin dansı! ir yıl, 30 Ağustos’ta İstanbul Çamlıca’nın gökyüzünde on binlerce leyleğin dansı ile büyülenmiştim! Önce küçük bir grup “uvertür” niteliğinde dolaştı. Sonrasında kuzeyden bir başka grup katıldı. Ardından her yönden, akın akın gelerek, görkemli bir şenlik yarattılar. 12 saat sonra güneye yöneldiler, gökyüzünde bir tane leylek kalmadı… HHH Gün geçmiyor ki gazetelerde şu tür haberleri okumayalım! THY’nin İstanbulDuesseldorf seferini yapan uçağı, kalkış sırasında kuş sürüsüne girdi. Uçağın sol motoru ve sağ kanadı hasar gördü, yolcular başka bir uçakla gönderildiler… Son üç ayda 20’den fazla uçak kuş sürülerine çarparak havadan geri dönmek zorunda kaldı. THY’nin İstanbulİzmir seferini yapan uçağı, kalkışından sonra kuş sürüsüne girdi. Pilot B inebilecekti. Bu amaçla 5 paralel pist öngörülmüştü. Beklenmedik rüzgârlara karşı da dikine 6. pist yapılacaktı. 150 milyon yolcu kapasiteli olacaktı, ilk aşaması 29 Ekim 2017’ye yetiştirilecekti. İhaleyi kazanan Limak Şirketi’nin Başkanı Nihat Özdemir şu açıklamayı yaptı: “Yurtdışı örneklere bakıyoruz. Uzmanlarla çalışıyoruz. Sinyaller kullanarak, kuşların rotasını değiştirecek bir sistem yerleştireceğiz. Kuşlar bu bölgeye gelip yiyecek ihtiyaçlarını da karşılıyorlar. Şimdi onları sinyallerle farklı alanlara yönlendireceğiz, o alanlarda yiyecek bulunduracağız. Dolayısıyla kuşlara öğreterek rotalarını değiştireceğiz!” Atatürk Havaalanı’nda yalnızca yöre kuşları tüfekle kışkışlanırken dünyanın en büyük göç yolundaki yeni havaalanında “sinyaller” kullanılıp kuşlara yem verilecekmiş. Gel de gülme… HHH üç zehirlenmesinin girdabında AKP’nin pervasızlığı, yaşamın her alanına yansıyor. Bu olgu, bir yanıyla çaresizliğini ve eridiğini de sergiliyor. Soma katliamı hangi ülkede olursa olsun o iktidar yerinde duramazdı. Bunlara bir şey olmadı. Öylesine aldırmazlık ki, Soma’nın yıldönümünde madenciye verdikleri sözlerin bile hiçbirini tutmadılar. Davutoğlu, dün Yassıada’da konuşuyor. Sanki 12 yıldır iktidar koltuğunda değillermiş gibi, “Hâlâ 12 Eylül Anayasası’yla yönetiliyoruz” diyebiliyor. Tükenişin yansıması daha ne olsun? AKP iktidarıyla birlikte hukuksuzluğun tavan yaptığı örnekler yaşıyoruz. Dün cemaatle ortaklaşa G Devrim Kızları... muhaliflere kumpas kuranlar, birbirine girdi. Hukukun gücünü değil, güçlünün hukukunu yaratmışlardı birlikte. Öküz öldü, ortaklık bozuldu! Dün Silivri’de vicdanları yaralayan hukuksuzluklara imza atan paralel yapının hâkim, savcı, polis ve gazetecileri bugün Silivri’den haykırıyor: “Adalet nerede, hukuk nerede, vicdan nerede?..” Acaba o soğuk beton duvarların arasında yatarken, bir dönem hücrelere attıkları insanların çığlıklarına kulak tıkayanlar ne hissediyor, ne düşünüyor şimdi? HHH Zalimler ve zulüm unutulmuyor. ÇYDD ve onun güzellik timsali Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ı anımsadım. Hafta başı, ölüm yıldönümü. Ergenekon operasyonlarının 12. dalgasında, kanser tedavisi görürken cemaat savcılarının emriyle evi polislerce basılmış, 7 saat boyunca aranmıştı. ÇYDD, burs verdiği kızları, subayları ayartmak için “fuhuşa” sevk behicak@yahoo.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI dönüş kararı aldı. Sorunsuz iniş yapan uçağın sağ motorunda hasar oluştuğu, yolcuların başka bir uçakla İzmir’e gönderildikleri açıklandı. DHMİ “Kuşlarla Mücadele Timi”, Atatürk Havaalanı’nda tüfeklerle havaya ateş ederek, uçaklarla kuşlar arasında yaşanması olası kazaların önüne geçmeye çalışıyor. Bunlar İstanbul’a yerleşik kuşların yarattığı olaylardan bazıları… HHH Gelelim göçmen kuşlara… Göçmen kuşların ve yaşam alanlarının korunmasına dikkat çekmek için 910 Mayıs, tüm dünyada “Dünya Göçmen Kuşlar Günü” olarak kutlanıyor. Tam bu sırada DHMİ yeni Genel Müdürü Serdar Hüseyin Yıldırım 3. havaalanının yer tesliminin 1 Mayıs’ta tamamlandığını, inşaatın başlayacağını açıkladı. Ne demekse, zemin sorunları nedeniyle planda değişiklikler yapılmıştı! Aynı anda 5 uçak Bakın uzmanlar ne diyor? Doğa Derneği Genel Direktörü Engin Yılmaz: “Göçmen kuşlar, her yıl iki kere yaptıkları binlerce kilometrelik yolculuklarını, son buzul çağından bu yana aynı rotalar üzerinden sürdürüyor. Deniz üzerinden göç edemeyen milyonlarca kuş ise İstanbul gibi darboğazlarda yoğunlaşıyor. Kuşların doğal göç rotalarını, beslenme ve dinlenme alanlarını değiştirmeyi iddia etmek ciddiye alınamayacak ölçüde bilimsel gerçeklerden uzak bir açıklamadır. İddia edilenin aksine, havalimanı üzerinde oluşacak sıcak hava termalleri yüzünden kartallar, leylekler gibi süzülerek uçan kuşların bu noktada daha fazla toplanma riski var. Doğanın yok olmasına sebep olanlar, uçakların kuşlara çarpması sonucunda meydana gelecek kazaların ve buna bağlı kuş ve insan ölümlerinin vebalinden de çekinmiyorlar!” kamilmasaraci@gmail.com.tr Her taşın altından ‘o’ çıkıyor! azının başlığının “iğneleyici” bir söylem olduğu bilinirse de, “12 Eylül Karşıdevrim”in önderi olan “Org. K. Evren”, “Atatürk”ü böyle övmüştü(!) bir TV konuşmasında... Kuşkusuz çok şaşırmıştık; aslında şaşırmamalıydık; “1980” yılıyla birlikte adım adım oluşturulacak olan “Evrenizm”in özüydü bu sözler... Emperyalizmin, “Ortadoğu”yu tam avucuna almak amacıyla içteki ortaklarıyla başlattıkları anarşi, terör, birbirini kırdırmayla, intikamla oluşturulan büyük bir kaos yaşamakta olan Türkiye’yi yöneten “azınlık hükümeti”, “Vur Emri” çıkarmıştı. (25 Mart 1980) Hemen ardından da hükümet yanlısı “Tercüman” gazetesi de “Anayasa ve Seçim Seçim” konulu, geniş kapsamlı, yoğun katılımlı birkaç günlük bir seminer düzenledi. (19.4.1980) Bu ünlü seminerin temel sloganıysa “Kuvvetli İcra” olarak duyuruluyordu. “Cumhuriyet” gazetesinde yazılarını sürdürmekte olan “Hıfzı Veldet Velidedeoğlu”, bu seminerle ilgili ilk yazısına, “Kişi hakları için yargısal güvence bulunmayan bir ülkede ‘icra’ her zaman ‘kuvvetli’dir!” diyerek başlamış ve şöyle sürdürmüştü: “Vur emri çıkarılması, ‘kuvvetli icra’ istenmesi ve ‘anayasa’yı bu doğrultuda ‘değiştirme’ girişiminde bulunulması, alttan alta bağlantılı olan, birbirini bütünleyen olaylardır” diyerek. O günlerde ülkemizde “evrensel insan hak ve özgürlüklerine bağlı; çağdaş, laik yaşamın koruyucusu” olan “1961 Anayasası” yürürlükteydi; bu “özgürlükçü” özelliği başta olmak üzere, bu “tehlikeli, kanlı” ortamı yaratan işte bu “anayasa”ydı(!) yönetime ve de yandaşlarına göre... Ve, “1961 Anayasası”nın içerdiği “kuvvetler ayrımı” ül etmekle suçlanmıştı. Pırıl pırıl gençler terörist ilan edilmişti... Prof. Türkan Saylan, baskından 35 gün sonra hayatını kaybetti. Son sözleri, “Ben bütün randevuları tamamladım. Bana düşen bütün görevleri yerine getirdim, ölüme hazırım” oldu. HHH Baskılara boyun eğmedi ÇYDD. Hafta sonu bursiyerlerin mezuniyet töreninde, Saylan’ın yolundan yürüyen İzmir Şube Başkanı Gönül Kaya, çağdaş, aydınlık ve özgür bireyler yetiştirmek için çabalarını sürdüreceklerini söyledi. Eski mezunlardan Arkeolog Umut Devrim Eryarar’ın duygulu konuşması umut saçtı, bir bölümüne yer vereyim: “Şu an belki de hepinizin yüreğinde benzer duygular var. Okul hayatınız boyunca ya da bir kısmında sadece bir dernekle değil, yeni dostlarla da kucaklaştınız. Yeri geldi birlikte ağladınız elinizde bir ekmek... Yeri geldi birlikte güldünüz... Hayaller kurdunuz birlikte, düşlerinize yolculuklar yaptınız. Bazen küstünüz, çocukluğunuza öykünüp... Bazen coştunuz bulutların üstünde... Âşık oldunuz, hayata sövdünüz bazen... Gözleriniz insanlığınızdan yandı, karardı bazen... Ama birbirinizin elini hiç bırakmadınız. Sadece güvendiniz... Bazı aşklar karşılık beklemez çünkü... Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin bir parçası olmaktan her zaman onur duydum, diğer arkadaşlarım gibi... Çok can yakıcı ve sarsıntılı günler geçiriyoruz arkadaşlar... Elbet bu günler de bir gün aydınlanacak. Ama birbirimizin elini bırakmadığımız sürece... Sevgili Türkan Hocamız ‘Her eğitimli kadının bu Cumhuriyet’e borcu var’ demişti. Bu hepimiz için geçerli. Daha aydın, daha özgür, daha çağdaş yarınlara ve o yarınları kuracak hayallerimize birlikte kavuşacağız. Şimdi herkesin birbirinin elini tutmasını istiyorum. Birbirinize bakın, el ele tutuşun. Ve şimdi yavaşça gözlerinizi kapatın... Kuşların sesini dinleyin... İçinizi saran sımsıcak güneşin dokunuşlarını, uzaktan gelen dalgaların sesini, denizin, çiçeklerin benliğinizi sarhoş eden kokusunu, hafif bir rüzgârla kıpırdaşan yapraklarının hışırtılarını duyumsayın... Arada yanağınızın kenarından bir kelebek geçsin. Onun minicik kanatlarından hissedin yaşamı... Ve sadece bu anı düşünün... Her yolculuk yeni umutlarla başlar... Her yol sizi yeni düşlere götürür. Yaşamda ne olursa olsun hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Birbirinizi bırakmayın. Aydınlık yarınlara yolculuğunuz hep sürsün... Yavaşça gözlerinizi açın şimdi. Yeni başlıyoruz. Bu daha başlangıç...” Y ‘Kuşlara yeni yol öğretmek imkansız ve gülünçtür’ İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim görevlisi Ergün Bucak: “Kuşlara yeni yollar öğretip göç yolunun değiştirilmesi gülünçtür! Binlerce yıldır aynı güzergâhı kullanan kuşlar için göç güzergâhını değiştirmek mümkün değil. Ses yayan aygıtlar ya da yem vererek bunu yapma fikri mantığa aykırıdır!” Aynı fakülteden kuşbilimci Doç. Dr. Zeynel Aslangündoğdu: “110 kilometrekarelik bu alan 200’den fazla kuş türünün göç yoludur. Bu frekansları 200 kuş türüne nasıl öğreteceksiniz? Böyle bir çalışmaya ömür yetmez. On binlerce yıl içinde oluşmuş bu rotaları sadece tecrübeli kuşlar bilir, sürüyü onlar yönlendirir!” HHH Son haftanın birkaç haberini özetleyelim. Cuma günü Atatürk Havaalanı iç hatlar terminali gidiş katında yağan yağmurdan tavanın çökmesi sonucu, 3 güvenlik görevlisi ve 1 yolcu yaralandı. İstanbul’un Asya yakasına hizmet veren Sabiha Gökçen Havaalanı’nın 2. pistin ihalesi bir yıl önce yapılmış ama nedense uygulamaya geçilememişti. Tanık olduğum iki gözlemim var. Cuma günü Esenboğa Havaalanı’nda 106 numaralı kapıdan geçip körük içinde yürürken yağan yağmurdan yerde neredeyse sel akıyordu. Aynı olaya dönüşte Sabiha Gökçen’de de tanık oldum! Bu yeni iki havaalanında böyle bakımsızlık olursa, varın geleceği düşünün! Atatürk Havaalanı’ndaki trafik yoğunluğu, inen kalkan pek çok yerliyabancı uçaktaki aktarmalı yolculardan kaynaklanıyor. Ankara ve İstanbul havaalanları arasında bir iş bölümü yapılabilir. Doğu’ya gide cek yolcular Ankara’da, Batı’ya uçacaklar da İstanbul’da Atatürk ve Sabiha Gökçen’den aktarılırlarsa, yük azalır. 3. havaalanına da gerek kalmaz. Kaldı ki Ankara Sanayi Odası bu amaçla Esenboğa’ya yapılacak yeni yatırıma maddi destek sağlayacağını açıkladı. kesi bütün bu kötülüklerin bir bakımaanasıydı(!); baş sorumlusuydu(!); dolaysiyle bu seminerde en çok ele alınan konu olmuştu bu “erkler ayrımı” düzeni; bu konu şu değerlendirmelerle öne çıkar: “Tercüman” yazarı “Doç. Mukbil Özyörük”; “Bu anayasa bir ‘kuvvetler ayrımı’ değil, en başında ‘yargı’ bulunan bir kuvvetler hiyerarşisi tesis etmiştir!” görüşünü ileri sürdükten sonra da: “Yasama” ve ‘yargı’ pasif organlardır; devletin bu üç organı içinde sadece bir tek organ vardır ki, inisiyatifi kendi zatında muhafaza eder, o da ‘hükümettir’ (yürütme)” diyordu. “Tercüman”ın başyazarı “Nazlı Ilıcak” ise kendine özgü biçemiyle (üslup) kısaca şöyle anlatıyordu “1961 Anayasası”nı: “Taşları bağlamışlar, köpekler serbest!” Eski bakanlardan (Demokrat Parti) “Celâl Yardımcı” da, “Bu Anayasa, “Anayasa Mahkemesi”ni, “yasama” organına “ortak” etmiş, bir bakıma da “yasama” organının üstüne çıkarmıştır!” diyerek Anayasa Mahkemesi’ni “gereksiz” bulduğunu belirtmişti. Kimisi de; “Acaba icra ile yargı arasında irtibat kurmak maksadına mahsus olarak ‘Yüksek Hâkimler Kurulu’nun başına ‘Cumhurbaşkanı’ geçirilemez mi?” diye sormakta hiçbir sakınca görmüyordu... Ayrıca görevdeki “azınlık” hükümetinin “Başbakanı Süleyman Demirel” de ülkedeki huzursuzlukların, olumsuzlukların bütün sorumluluğunu “1961 Anayasası”na yüklemekteydi. Ne var ki, seminere katılan hukuk fakültesi hocalarından kimisi, ülkede yaşananların tek nedeninin “hukuk maddeleri” olmadığını belirtiyorlardı; “Prof. Dr. T. Fevzioğlu”: “En iyi kanun kötü hâkim elinde, kötü uygulayıcı elinde en fena SÜPER LOTO 3, 5, 6, 7, 8 ve 46 kanun olur!” diyor. “Prof. Dr. Aldıkaçtı”, “Anayasanın oluşturduğu bütün müesseselerin ‘insanlar’ tarafından işletildiği ve bu insanların ‘kültürleri’ diğer ‘insanların varlıklarına, düşüncelerine olan saygıları” ölçüsünde geliştirildikleri hiçbir zaman unutulmamalıdır!” diyecekti. Gerçekten “kişiliğe” bağlı bu tutumun ne denli geçerli olduğunu kıyılan “canlar”ın sayısı tek başına ortaya koymuştu. Çünkü bu “seminer”in vargücüyle savunduğu “kuvvetli icra” örnek alınıp eksiksiz tüm boyutlarıyla “Evrenizm”i ilmik ilmik örerek oluşturacaktı; ayrıca bu düzenin temel dayanağı olan “insan”ı “hiç”e saymak olduğu da, topluma yaşatılan “acılar”la ortaya konacaktı. Öte yanda bu denli “kuvvetli icra”nın, “dış” dayanağı olan “ABD”yi “memnun” etmek de, bu tür bir iktidarı sürdürmenin ilkelerindendi; öyleyse “istenen” verilmeliydi; “Evren” de öyle yaptı, “Yunanistan”ın “NATO”nun askeri kanadına dönmesini kabul ediverdi; böylece Türkiye için çok önemli olan bu “siyasi koz” elimizden kayıp gitmişti... “Evrenizm”in, “21. YY”daki “versiyon”u olan “Tayyibizm”in ve önderi “R.T.Erdoğan”ın ülkemize yaşattıklarından bir tanesi olan “Kumpas Davaları”nın sesini duyurmak için yarın yine “Beşiktaş”ta olalım. Not: “AKP”li Tuzla Belediyesi’nin talanla yok ettikleri yetmezmiş gibi, şimdi de Tuzla’nın simgesi küçük koya da el atıp, doldurarak “AVM”ye dönüştürmesine izin vermeyelim; bunun için “Pazar” günü “saat 11”de orada buluşalım. 6 BİLEN: 1 milyon 96 bin 327 TL (Devretti) 5 BİLEN: 2 bin 146’şar TL 4 BİLEN: 65.80’er TL 3 BİLEN: 6.45’er TL İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAy Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya yayımlayan ve yönetim yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. nAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İstanbul 03.52 05.40 13.07 Ankara 03.42 05.27 12.52 İzmir 04.13 05.54 13.15 İkindi 17.01 16.44 17.04 Akşam 20.23 20.05 20.24 Yatsı 22.01 21.42 21.56 C M Y B