27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 10 Mayıs 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: ZARİFE SELÇUK 4 Zeki Alasya bu bakımdan da talihli bir sanatçıydı. Devekuşu Kabare’nin çoğu oyunları, kaydedilmiş olduğundan, her zaman meraklısı tarafından izlenebilir. Tiyatrocunun, büyük düşmanı her şeyin o anda canlandırılıp sonra yok olmasıdır. Tiyatro oyuncusu suya yazı yazan adam gibi. Nice oyuncunun ardından, onu yeni kuşaklara nasıl tanıtıp anlatacağız diye düşünmüşümdür. Oyuncu anlatılmaz ki, izlenir. İşte bu durum çok şükür ki Zeki Alasya için geçerli değil. Aynı zamanda sinemanın eşsiz oyuncularından biri olan (TV dizlerini de unutmamak gerek) Zeki Alasya’nın yaşadığının o kadar çok kanıtı kaldı ki arkasından. Bir de canlandırdığı, dillendirdiği, seslendirdiği kendisine minnettar izleyicilerinin canlı tanıklıkları. Evet, şahidiz, yaşadın Zeki Alasya, bize de zaman zaman eşsiz anlar yaşatarak... Çok teşekkürler!.. HHH Mustafa Yıldırım’dan Oktay Akbal’a... Sevgili, Araştırmacı ve yazar değerli dostum Mustafa Yıldırım’dan, 05.05. 2015 günü bir ileti aldım. Çok duygulandım. Hem Oktay Akbal’a hem de sizlere ulaşması amacıyla, kendisinin de bir sakınca görmeyeceği inancıyla burada yayımlıyorum: “OKTAY AKBAL İÇİN KAÇ YILDIR YARIM KALAN ŞİİR. 1968.... OKTAY AKBAL USTA Önyargıları altüst eden o kitap varoluşçuluğun Türkçesi Türkçenin özü ‘Suçumuz İnsan Olmak’ 40 yıl geçti... Oktay Akbal Usta, 58 Gün’ü okudu. ‘Tanıştık’ dedi ‘Suçumuzu öğrendiğimde tanışmıştık’ dedim. Erdemini koruyarak yaşarsın acı çekersin. Dünya belki geride kalır. ‘Suçumuz İnsan Olmak’ dersin. Belki de Göktekine ulaşırsın! Mustafa Yıldırım” ‘Polemik olacak, seçim sonrasına kalsın Ahmet’ söyleşiyi unutmak mümkün mü? Hani henüz Cumhurbaşkanlığı makamında iken başdanışmanı sıfatıyla Ahmet Sever’in gazeteci Ruşen Çakır’a verdiği söyleşi. Gül’ün yeniden Cumhurbaşkanlığı’na aday olup olmayacağı ile ilgili kimi üst düzey AKP’lilerin olumsuz görüşlerinin medyada yer aldığı günlerde Sever şöyle demişti: “Yeniden aday olmasının engellenmek istenmesi Gül’ü çok üzüyor ve kırıyor. Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ile bir çatışma, çekişme görüntüsü vermemeye özen gös Şahidiz, yaşadı... evgili, “Bir kişi vefat etti. Her evde cenaze var” derken durumu ne kadar özlü açıklıyor Yılmaz Özdil. Evet bir kişi öldü, her evde cenaze var. Çünkü, ölen bizim söylemek isteyip de söylemediklerimiz, göstermek isteyip de gösteremediklerimiz, yapmak isteyip de yapamadıklarımızdı. Ölen bizim yerimize konuştu, ağladı, güldü, türkü çağırdı. Bu durumda giden de bizden bir parça, biraz da biz oluyoruz. Zeki Alasya’nın ölümüyle her evde bir cenaze olması bu yüzdendi. Zeki Alasya ile eşsiz bir ikili oluşturan can yoldaşı Metin Akpınar, Haldun Taner için sık sık şunu söylerdi: Türk tiyatrosunu iki kez, girdiği dar boğazdan çıkardı, biri epik tiyatroyla biri de kabare ile. Bunu söyleyen Metin Akpınar, birlikte, “Devekuşu Kabare”nin yıldızlarından biri olarak, Haldun Taner ile birlikte kabare türünün ülkemizde gelişmesinde büyük rolü olan öncü sanatçılardan biriydi. İkincisi de eşsiz ortağı kadim dostu Zeki Alasya idi. HHH Yaşam noktalanınca, gidenin hayatının muhasebesi yapılır. Söz konusu kişi onu yaşarken zaten çoktan yapmıştır ya her neyse. Zeki Alasya dün televizyonda izlediğim bir söyleşisinde, “öldükten sonra, fizik yaşamım bitecek, ama yaptıklarım geride bıraktıklarım, yaşadığımın kanıtı olarak kalacaklar” derken yaşamının muhasebesini adeta yaşarken yapıyordu... Gerçekten de yaşamının kanıtları ardından kaldılar da... O S terdi, hâlâ gösteriyor. Ama aynı özeni partinin bazı önemli isimlerinin göstermemesi ve uluorta konuşmaları gerçekten hoş olmadı.” O gün, o söyleşi aslında bir milattı. Gül “dava arkadaşı” Tayyip Erdoğan’a ve yakınlarına danışmanı aracılığıyla kamuoyu önünde net bir mesaj yollamıştı. 2012 yılının temmuz ayında yapılan o söyleşiden sonra bir daha ilişkiler hiç iyi olmadı. Gül sıkıntısını birkaç küçük çıkış dışında çok net paylaşmasa da; Erdoğan özellikle son dönemde her fırsatta Gül’ü eleştirdi. Erdoğan ve yakın çevresi ile Gül arasındaki ilişkiler üzerine rahatsızlığın en net ifadesi Hayrünissa Gül’den “Çankaya’ya veda” sürecinde geldi. Hayrünnissa Hanım “kırgınlığınıkızgınlığını” “intifada başlatmak” şeklinde ifade etti. Ama sonra o da sustu, zaten konuşmayan Abdullah Gül de “Türk tipi başkanlık olmaz” dışında bir çıkışta bulunmadı. AKP öncesine de dayanan bu yol arkadaşlığı; aslında Türkiye’nin en uzun soluklu siyasi hareketlerinden birinin de çok sayıda perde arkası bilgisi Eskisi gibi olmadı ni içinde barındırıyor. Parti kuruluşundan Gül’ün başbakanlığına sonra devredip bakan oluşuna, oradan Cumhurbaşkanlığı’na, nihayet bugünlere... Bu sürece tanıklık eden en kritik isimlerden birisi Ahmet Sever. Gül’ün en yakınlarından, sırdaşlarından biri olmuş danışmanı. Sever’in kökeni gazetecilik. Dolayısıyla gözlem ve not alma konusundaki bilgisi tartışılmaz. Sever, Gül’ün başbakanlığından bugünlere yaşadıklarını titizlikle not etmiş. Ve bir kitap haline getirmiş. Uzun süredir bilinen ve beklenen kitapla ilgili bir erteleme olduğu haberini ise dün Hürriyet’te Ahmet Hakan yazdı. Şu cümlelerle: “Abdullah Gül’ün danışmanı Ahmet Sever, bir ‘Abdullah Gül Kitabı’ hazırlamıştı. Kitap büyük ölçüde ‘Abdullah Gül’e çok büyük haksızlık yapıldı’ mesajı taşıyordu. Abdullah Gül, bu kitabın yayımlanmasını istememiş. Ahmet Sever’i aramış, ‘Bu kitabı seçim öncesi yayımlarsan seninle bütün ilişkimi bitiririm’ demiş. Ahmet Sever de kitabın yayımlanmasını ertelemiş.” Dün Gül’ün yakın çevresiyle konuştuğumda “erte Kitaba erteleme leme” kısmını doğruluyor, “ilişkimi keserim” kısmının ise doğru olmadığını anlatıyordu. Ancak anlaşılan Gül kitabı okumuş ve kimi kısımların Erdoğan’ı rahatsız edeceğini düşünmüştü. Rahatsız etmekten değil ama seçim öncesi bunun kurucuları arasında olduğu partiye zarar vermesinden endişe etmişti. Benim duyduğum Gül, Sever’e şunları söyledi: Seçim öncesi siyasi polemik olsun istemem. Seçimlerden sonra yayımlanırsa iyi olur Ahmet Bey. Son bir not. Ahmet Hakan keşke yazısını yazarken yakın çevresine “Kitabı hangi yayınevi basıyor” diye sorsaydı. Belki alacağı yanıtı da köşesinde yayımlardı. Bu arada dün Taraf’ta önemli bir haber vardı. Gül, kendisinin atadığı ve aynı zamanda hemşerisi olan eski TÜBİTAK’ın başkanı Yücel Altunbaşak’ın gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi. Abdullah Gül’ün, Davutoğlu’nu arayarak, “Artık bu kadar da olmaz Ahmet Bey” dediği belirtiliyor. Kendisi gibi Kayserili olan Altunbaşak için Gül’ün bu tepkiyi gösterip göstermediğiyle ilgili sorduğum soruya aldığım yanıtı şöyle özetleyeyim: Doğrudur efendim. HDP’den AYM’ye Erdoğan için başvuru HDP, genel seçim öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefetin aleyhine söylemlerde bulunduğu mitinglerle seçim yasaklarını ihlal ettiği gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yaptığı başvurular reddedilince konuyu Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. HDP; AYM’den anayasanın ihlal edildiğine karar verilmesini ve YSK’ye yapılan tedbir talebinin kabul edilmesini talep etti. Erdoğan’ın Ankara’da düzenlediği etkinlikler ve “toplu açılış” adı altında farklı illerde düzenlediği mitinglerde seçim yasaklarını ihlal ettiği gerekçesiyle YSK’ye yaptığı başvuruların reddedilmesi üzerine, HDP konuyu bireysel başvuruyla AYM’nin gündemine getirdi. HDP başvurusunda Erdoğan’ın eylem ve faaliyetlerinin serbest, eşit ve adil bir seçim ortamının oluşması önünde engel teşkil ettiği belirtildi. ANKARA / Cumhuriyet Eski CIA başkanı AKP’nin lobicisi oldu KP hükümetinin danışmanlık kadrosuna Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) eski Başkanı Porter Goss’un katıldığı iddia edildi. Intercept internet sitesinin haberine göre, CIA’nın eski başkanlarından Goss, Dickstein Shapiro danışmanlık firması bünyesinde Türk hükümeti için danışmanlık hizmeti ve lobi çalışmalarında bulunacak. Haberde Goss’un bu adımının alışılmadık olduğu belirtildi. İddia çerçevesinde Goss’un danışmanlık yapacağı konular arasında terörle mücadelenin de olacağı, görevleri arasında Kongre’de Türkiye için lobi çalışmalarını yürütmek, Kongre’deki eylemlere ilişkin Türkiye’yi bilgilendirmenin bulunduğu belirtiliyor. Amerikan Ulusal Güven Intercept sitesinde yer alan iddiaya göre Porter Goss, Dickstein Shapiro firması bünyesinde Türkiye için danışmanlık ve lobi çalışması yapacak A En güzel anne sözü ğuna işaret edildi. lik Ajansı (NSA) Formda yer alan eski çalışanı Edkime hizmet vereward Snowden’ın ceğine ilişkin bösızdırdığı belgelüme verilen yaleri yayımlamanıtta ise “Türkisıyla da tanınan ye CumhuriyeIntercept önceki ti (Gephardt Grup akşam duyurduüzerinden)” yazığu haberini, ABD yor. Gephardt da Adalet Bakanlığı Türkiye’ye lobi nezdinde dolduru Porter Goss hizmetleri veren lan 23 Nisan 2015 tarihli forma dayandırdı. Si firmalardan. tenin yayımladığı, Dış Tem‘Tuhaf’ seçim silciler Tescil Yasası kayıtlarına göre Goss’un kendileIntercept haberinde, riyle “üst düzey danışman” Goss’un CIA başkanlığı dögöreviyle çalışacağını göste neminde “özgürlüğe alterren form yetkililere halihanatif hiçbir şey yoktur. Sazırda ABD’de Türkiye adına dece özgürlük, erkek ve kafaaliyet gösteren Dickstein dının potansiyellerinin taShapiro danışmanlık firma mamına ulaşabilmesine sı üzerinden iletildi. olanak sağlar” şeklindeki sözlerine dikkat çekildi. ArUzun süreli ilişki dından da Türkiye’deki baHaberde Dickstein sın özgürlüğü düşünüldüShapiro’nun Türk hüküğünde Cumhurbaşkanı Taymetiyle uzun süredir deyip Erdoğan’ın yönetiminvam eden ilişkisinin oldudeki Türk hükümetini seç mesinin “tuhaf” bir seçim olarak görülebileceği görüşü dile getirildi. “Rejimin birçok gazeteciyi tutuklattığı, barışçıl gösterilere şiddetle karşılık verdiği ve sosyal medyayı sansürlediği” ifadeleri de haberde yer aldı. Ayrıca Türkiye’nin IŞİD’le mücadele konusunda ABD’nin yanında yer aldığı taahhüdünün yanında IŞİD dahil köktendincilere Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırlarından para, silah geçişinin olduğuna ilişkin çok sayıda rapor, medyaya yansıyan haberler olduğuna da işaret edildi. 2004’te CIA’nın başkanlığına atanan Cumhuriyetçi kökenli Goss, 11 Eylül saldırılarından dolayı eleştirilen teşkilatta değişime girişmiş, birçok bürokrat ve ajanı karşısına almıştı. Baskılar sonucunda, 2006’da istifasını sunmuştu. Amasya’daki heykel tartışma yarattı. 4 kentte HDP ve AKP’ye saldırılar Genel seçimlere 1 aydan az bir süre kala siyasiler arasındaki gerilim sokağa da yansımaya başladı. Adana’da HDP’nin seçim çalışmalarına destek veren üniversiteli gençlerden Zilan Ayrık ve Ekrem Koku, çevrede toplanan yaklaşık 60 kişilik Ülkücü bir grubun saldırısına uğradı. Zilan Ayrık karnından, Ekrem Koku ise gözünden yaralandı. Mersin Yenişehir’de 45 Evler Mahallesi’nde bulunan HDP’nin seçim bürosuna önceki gece taşlı saldırı düzenlendi ve MHP bayrağı bırakıldı. Antalya’nın Alanya ilçesinde ise HDP’li bir grup genç ile ülkücü bir grup arasında gerginlik yaşandı. Van’ın Tuşba ilçesinde de AKP’nin seçim irtibat bürosu taşlı saldırıya uğradı. l Yurt Haberler Şehzade yaşasa o da selfie çekerdi MEHMET MENEKŞE ’nüz ü n . r Gü lsun elel o n n u A kut masyalı şokta... AKP’li Amasya Belediyesi, Yeşilırmak kenarındaki Yalıboyu’na Şehzade Mustafa’nın selfie yaparken çekilmiş bir heykelini dikti. Heykelin tarihe saygısızlık olduğunu söyleyen Amasyalılar “Ecdada selfi çektiriyorlar, bu nasıl zihniyet?” derken heykelle selfie çektirmeyi de ihmal etmediler. AKP’li Amasya Belediye A si Başkanı Yardımcısı Osman Akbaş, “Eskişehir’de de yaşayan heykeller var. Biraz daha değişik bir konsept olsun diye bu şekilde yaptık. Bu memlekette cep telefonu kullanan kişilerin yüzde doksan dokuzunun yapmış olduğu bir işi şehzade de bugün yaşasaydı yapardı diye düşündük. Buranın şehzadeler şehri olduğunu, şehzadelerin hala bu kentte yaşadığını anlatmaya çalıştık. Tarihi ti’ye almak gibi bir niyetimiz yok” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle