Katalog

Pazar 8 Mart 2015 haber EDITÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK 12 SiyaSete dönmeli... ir hafta on gün konuşmasa, Kaçak Saray’a daha küçük bir saray, bir cami yapımıyla ilgilense... Çok olasıdır ki son günlerde almış başına giden dolar sakinleşebilir, AKP iç siyasetini çok yakından ilgilendiren A. Gül sorunu çözümlenebilir ve 7 Haziran seçimine iktidar oyunlarıyla gidilmeyeceği belki gündeme gelebilir... Ama hayır! Bu ülkeyi yöneten tek adam olmak virüsünün etkisinden bir türlü kurtulamıyor. 8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle fıtraten farklılığı İslami açıdan açıklayan bir konuşma yaptı. Gereksiz yere anacığının geri çekmesine karşın ayağının altını öptüğünü söyledi. Fakaaat.. Kabataş’ta tacize uğradığını söylediği örtülü kadını yine sorun yapıyor. Lakin 65 günde 55, tabii örtünmeyen kadının öldürülmesine karşı gereken önlemler gündeminde yok! Kadını fıtraten ikinci sınıfa alan, çocuk üretme makinesi B gören bir kafadan zaten aksi davranış ve örtünmeyen kadınlarla ilgili duyarlı açıklamalar beklenir miydi? HHH Hâlâ Merkez Bankası ve ilgili bakanlarla dolar konusunu görüşeceğini söylüyor. Dolardaki yükselişten “şu anda özellikle faiz lobisi veyahut da dolara aşırı derecede yatırım yapanların yaya kalacağını” söylüyor ama... ...dolardaki yükselişin sade vatandaşın yaşam olanaklarına vurduğu darbeye hiç değinmiyor. “Örneğin tavuklar, süt inekleri ithal fabrika yemi ile besleniyor. Ekmek için buğday yetiştirilirken kullanılan gübre ithal. Mazot ithal. Elektrik üreten santralın yakıtı ithal. Ocaktaki gaz ithal. Türkiye’de dolar ile TL birlikte iş yapıyor. Doların fiyatı arttıkça TL karşılığı da artıyor. Sabit gelirle yaşayanların geliri artmadıkça, satın alma güçleri de azalıyor. Tarımda ve sanayide ithalata göbekten bağlandık.” (Prof. Güngör Uras) HHH Yararsız tartışmalarla tetiklediği dolar yükseldikçe sade vatandaşın fakirleşmesine, güncel yaşamı için aldığı ekmekten süte, yumurtaya dek fiyatların yükselmesine Bay RTE; hiçbir konuşmasında değinmiyor bile. Ne umuruna! HHH Şehit pilotların camideki törenine neden katılmadı RTE? Derler ki şayet gelse camide şehitlere son görevlerini yapan kalabalığın protestosu ile karşılaşacağı istihbaratını aldı. Cuma namazından çıkışında AKP’nin kurucularından, 11’inci Cumhurbaşkanı’nın siyasete dönüp dönmeyeceği sorusunu, “Dedim işte isabetli, hayırlı olur” diye yanıtladı. Bu yanıt RTE’nin gerçekten Gül’ün siyasete dönmesini içtenlikle istediğini kanıtlayan bir yanıt mı?.. A. Gül’ün kendinden sonra genel başkan ve başbakan olmaması için çevirdiği parti içi manevralar hâlâ belleklerde. A. Gül vekil olursa tepeden gelen emirlere, örneğin başkanlık sistemine, bu ve başka konulara da karşı çıkacağını... ...AKP Grubu’nda etkili olacağını bilen... Gül’ün siyasete dönmesini asla istemeyen RTE’nin, sözüm ona “hayırlı ve isabetli” olacağını söylemesi, Saraylı’ya yakışan idarei maslahatçı bir açıklama. Gül elbette bu gerçeği biliyor. Rejimin geleceğini dikkate alarak AKP’de politikaya dönmeli! Okura bilgi notu: Genel Yayın Müdürümüzün köşe yazılarının teknik deyimle 3500 vuruşla sınırlı tutulması istemine uyarak Güncel’i bu sınırda yazacağız. SiyaSet Kadını arıyor! Bir Dünya Kadınlar Günü’ne daha kadınlarımıza ilişkin üzücü haberlerle giriyoruz. Gazetelerin üçüncü sayfalarından birinci sayfalarına taşınan kadın cinayetlerinin her biri insanın içini burkacak acıklı öyküler içeriyor. Yapılan araştırmalara göre, kadın cinayetlerinin yüzde 90’ı aşkın bölümü birinci derecede yakınları tarafından işleniyor. Son 10 yıldaki cinayetlerin faillerine ve nedenlerine göz atınca ülkemizde en önemli sigorta sistemi olan “aile içi dayanışmanın” aynı zamanda aile içi şiddete de dönüşebildiğini görüyoruz. Kadın kıyımları listesinde fail hanesinde en çok şunlar yazılı: Koca, evlat, amca oğlu, nişanlı... Liste aile kan bağı çerçevesinde uzayıp gidiyor. Kadında bekâret arayıp erkeğe genel ev açan yapının içine iç göçler, kültürel çatışmalar, yaşam tarzı kırılmaları, eğitim düzeyleri girince ortaya böyle bir tablo çıkıyor. Meclis’te kadın cinayetlerini araştırmak üzere komisyon üstüne komisyon kurulsun, işin gerçeği bu. HHH Türkiye’de kadının toplumsal hayata katılımı pek çok meslek grubunda dünya standartlarına yakın. Başta öğretmenler ve eczacılar olmak üzere, kimi meslek gruplarında kadın oranı yüzde 50’ye yaklaşıyor. Ancak AKP iktidarı döneminde pek çok alanda olduğu gibi kadın erkek eşitliğinde de 100’lü rakamların gerisine düştük. Devletin tepesindekiler kadınla erkeğin eşit olamayacağını, doğanın dengesinden gelen özellikleriyle kadının başlıca statüsünün annelik olduğunu söylerse elbette bunun da toplumda karşılığı olur. HHH Kadının tartışıldığı alanların başında siyaset kurumu geliyor. TBMM’ye girebilen kadın sayısı Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana yeni yeni ciddi oranlara ulaşıyor. Bu da güzel bir gelişme ama iktidarın kadınları siyasette bir amaç olarak değil araç olarak görmesi iyimserliği zorlaştırıyor. Bir başka açıdan bakınca parti mekanizmalarının içinden yükselerek başarılı olan kadın için şu söyleniyor: Helal olsun, erkek çıktı! Önümüzdeki seçimlerde kadınların siyasette daha çok yer alması için bütün partilerde ciddi bir eğilim var. Belki de 7 Haziran sonrasında parlamentodaki kadın sayısı 3 haneli rakamları bulacak. Dileğimiz de bu. Zira kadınlar, siyasal alanda yaptıkları mücadelenin karşılığını Meclis’te göremiyorlar. Kaybettiğimiz aydınları anma toplantılarından Türkiye’nin temel sorunlarını çözümü için düzenlenen konferanslara kadar bütün salon buluşmalarında kadınlarımızın sayısının en az erkekler kadar olduğunu görüyoruz. Zaman zaman erkeklerden fazla oluyorlar. Bu tür anlarda salonla şu dileğimi paylaşıyorum: “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, parlamenter dağılımın da bu salon gibi olduğu gün ülkemiz daha güzel yönetilecek” Yürekten dileğimiz de budur... Siyaset kadını arıyor! Politikada zaferin yolu sosyal medyadan geçer AYŞE FERHANGİL bama’nın seçim sürecinde dijital medya direktörlüğünü yapan Teddy Goff bir konferans için İstanbul’daydı. Demokrat Parti için sosyal medya üzerinden 690 milyon dolar bağış toplayan Goff, Obama’ya Facebook’tan 45 milyon, Twitter’dan ise 33 milyon takipçi kazandırdı. Goff’la Türkiye’deki siyasi iklimi konuştuk: Seçim kampanyalarına dair ne öngörüyorsunuz? Bugün bilgi alma kanallarını en iyi kullanan ve en doğru mesajları verenler kazanacak. Bu da televizyon, radyo ve gazeteler gibi geleneksel medya araçlarıyla değil sosyal medya üzerinden gerçekleşecek. Facebook, Twitter, YouTube bugün var olan mecralar. Sadece sosyal medya bir seçimi kazanmakta yeterli olabilir mi? O Obama’nın dijital kampanya direktörü Goff, 7 Haziran seçimini yorumladı. Goff “Erdoğan’ın Twitter’ı yasaklaması kendisi için talihsiz bir karar” dedi ve ekledi: Sosyal medya güçlenerek devam edecek. İnsanlar hâlâ TV seyredip gazete okuyor. Ama yeni teknolojilerle artık insanlar hakkında daha fazla bilgiye sahipsiniz. Ayrıca geçen birkaç yılda sosyal ağların eko sistemi de değişti. Mesela kampanyalarda video kullanımı iki üç sene öncesine kadar çok daha yaygın. Yani sosyal medya saygın bir gazeteden daha mı etkili? Geleneksel medya bir grup insanın kendi fikirlerini kalabalıklara dayatması. Twitter mesajı tabii ki gazetelerde yayımlanan bir makaleden daha önemli değil. Ama sosyal medyada kişilerle etten kemikten bir iletişim kurabilmek, onları anlayıp dinleyebilmek de geleneksel basının asla yapamayacağı şeyler. Sosyal medyada çok daha fazla ve özgün bilgiye ulaşma imkânı var. Bu durum güçlenerek sürecek. Seçmenin kişi değil, siyasi oluşumları takip etmelerini sağlamak için ne yapmalı? Seçmen, kişileri takip ederek onlarla daha samimi bir ilişki kurduğunu hissediyor. Ve bu noktada söylemeden geçemeyeceğim, Cumhurbaşkanı’nın Twitter’da 7 milyon takipçisi varsa, Twitter’ı yasaklamak kendisi için çok talihsiz bir karar olmuş. Teddy Goff, Time dergisinin ‘Dünyayı değiştiren 30 yaşın altındaki 30 kişi’ arasına girmişti. C M Y B