26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 Benzine zam göründü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, petrol fiyatları ile ilgili olarak “Yemen’deki olaylar ve S.Arabistan’ın ticaret yolu üzerinde olması nedeniyle, oradaki olaylar, ham petrol fiyatlarını yüzde 5 tetikledi” dedi. TSKB’ye enerji kredisi Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Japonya Uluslararası İşbirliği Bankası’ndan 150 milyon dolar kredi temin etti. Kredi, yenilenebilir enerji ve enerji yatırımlarında kullandırılacak. Pazartesi 30 Mart 2015 EDITÖR: ZEKİ TEZER TASARIM: BARIŞ AKTAŞ Hükümet engellilerin aylıklarına göz dikti AB cikletinin yarısı Türkiye’den Yüzde 42 ile Avrupa Birliği’nin (AB) ciklet ihtiyacının büyük bölümünü Türkiye karşıladı. AB’ye en fazla ciklet ihraç eden ikinci ülke ise yüzde 30 ile Çin oldu. AB Komisyonu İstatistik Birimi Eurostat, AB28 ülkeleriyle Üye Devletlerin, ticaret ortaklarıyla mal ticareti hakkında “eğlenceli” bulduğu bazı verileri açıkladı. Bunlar arasında, AB 28 ülkelerinin 2014’te ithal ettiği 11 milyon kilogram cikletin yüzde 42’ini Türkiye’den geldiği istatistiği de yer aldı. Danimarka, AB üye devletleri arasında en büyük Noel ağacı ihracatçısı. AB’ye dışarıdan gelen pirincin yüzde 30’u Hindistan’dan geldi. Almanya AB’de en büyük havai fişek ithalatçısı oldu. 2014’te AB havai fişek ithalatının yüzde 38’i olan 42 milyon kilo karşılığı havai fişek, Almanya’ya geldi. l Ekonomi Servisi Muhtaç, kimsesiz ve engellilere, ‘gelir testi’ne girme koşulu gelince, aylıkların kesilmesi tehlikesi doğdu. ükümet, toplam sayıdestek için yapılacak sosları 1 milyon 750 biyal yardımların verilebilni aşan muhtaç, güçmesi “gelir testi”ne girme süz ve kimsesiz, düşkün engelkoşuluna bağlandı. 2022 lilerin aylıklarını ortadan kalsayılı kanun kapsamındırmayı planlıyor. İzmir Tabip da ödenen kişi başı ayZEKİ Odası Hekim Meclisi üyesi Dr. lıklar, yapılacak gelir TEZER Ergün Demir ve İstanbul Tabip testiyle değerlendirileOdası TTB delegesi Dr.Güray Kılıç’ın cek. 2022 sayılı kanun kapsaçalışmasına göre, kanun değişikliğiymında 2014’te 65 yaş üstü 629 le, söz konusu aylıkların “sosyal yarbin 600 kişiye ayrı ayrı ayda dım” olarak tanımlanması ve “gelir 141 TL verilirken, engellilere testi” şartı getirilmesi, çok sayıda kide 424 TL aylık ödendi. Bu şinin aylıklarını tehlikeye atıyor. kapsamda geçen yıl 1 mil65 yaşını doldurmuş muhtaç, güçyon 300 bin aşkın kişiye süz ve kimsesiz engelliler ile baktoplamda 3.6 milyon lira makla yükümlü oldukları engelli ya kaynak aktarıldı. kınları olan kimselere, engelli olan Gelir testiyle, haneyakınına fiilen bakmak şartıyla aylık ye giren toplam aylık bağlanıyor. gelirin kişi başı asgari ücretin 1/3’ünden, ‘Hane yaklaşımı’ geldi ağır engelli, evde bakım hizmetinden fayGeçen yıl şubat ayında 6518 sayıdalananlar için ise lı Kanunla 2828 sayılı Kanunun ek 2/3’ünden 1 lira bi7’nci maddesinde değişiklik yapıle fazla olması larak, evde bakımla ilgili ödemeler, halinde engelli “sosyal yardım” olarak tanımlandı aylıkları keve “sosyal yardım”, “hane yaklaşımı” silecek. çerçevesinde değerlendirildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da yayımladığı bir genelgeyle bugüne kadar Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen ödenek aktarım işlemlerinin yılbaşından itibaren artık Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından yapılacağını ilan etti. Böylece, yılbaşından 65 yaş üstü maaşları da tehlikede. sonra engellilerin evde bakımına Bekleme Odası arlamenter sistem, 10 Ağustos’tan bu yana “bekleme odası”na alınmış. Erdoğan, birkaç gün önce Denizli’de söylediği bu sözü, dün tekrarladı. 10 Ağustos, Erdoğan’ın halkoylamasıyla Cumhurbaşkanı seçildiği tarih. Kendisini devletin en tepesine taşıyan sistem hakkında “işi bitince” kullandığı bu ifadeye, “bekleme odası”ndaki yargıdan tepki gelmesini beklemek beyhudedir. Tıpkı, demokratik her tepkiye, muazzam etkileyicilikte “darbe” analizleri yapmak üzere “atanmış”, yeri geldiğinde gözünü kırpmadan kötülük tezgâhı kurabilen medya rantiyelerinin ne yazacağını beklemenin beyhude olması gibi. Ama Erdoğan haksız değil. Dahası, “bekleme odası”nın eksik olduğu kadar pragmatik sebeple nazik bir ifade olduğunu da söylemek lazım. Bilen biliyor. Parlamenter sistem, “bekleme odası”na alınmış bir “ağır hasta” değil; hakiki anlamda itişkakış altında paramparça olmuş bir “oyuncak”a dönüşeli çok oluyor. Ne ki, hiddetinden sual olunmayan Cumhurbaşkanı için dahi bu sözcük sakıncalı olmalı ki, “bekleme odası” tabirini yeğliyor. Pragmatizm de burada. Aksi halde; öteki oyun kavramı “milli irade”ye saygısızlık görüntüsü çıkabilir. Bu da esaslı bir risk olduğu için daha pragmatik bir taktik devreye sokuluyor: Şurada seçime kalmış iki ay. “Bekleme odası”ndaki parlamenter sistemin “olanaklarından” azami istifade etmek lazım. Bunun için de 10 Ağustos’tan önce zaten hazır olan listenin, her sabah bir başka maddesi gönderiliyor “bekleme odası”ndaki Yüce Meclis’e. Kâh, bürokratlarla gönlünce oynamak üzere “havuz” maddesini, bir torbadan başka bir torbaya aktartıyor. Kâh, ahbap şirketlere verilen Şehir Hastaneleri hayali için İstanbul’u “tahkim merkezi” olmaktan çıkarttırıyor. Kâh, polise kafasına göre adam öldürme, savcı yetkisi verdiriyor, interneti sansürletiyor. Kâh “örtülü”ye ortak olmanın yollarını arıyor. Dokuz ayda 2 milyar TL’yi hesap vermeden harcayabilmek için, “tarafsız” İçişleri Bakanı’nı sabaha karşı Meclis’e gönderiyor. Parlamentoda görüşülen bir kanuna değişiklik önergesi verdiriyor. Alıyor “milli irade”nin vergilerinden kesilmiş 2 milyar TL’yi gönlünce harcama yapma hakkını... HHH Siyaset bilimci Fatih Yaşlı, Türkiye’nin 10 Ağustos’tan bu yana içinde bulunduğu dönemi, askeri darbe dönemlerinde kullanılan kavramı ödünç alarak “ara rejim” olarak nitelendiriyor. Yaşlı, Birgün’deki makalesinde dün, rejimden rejime geçişin henüz anayasal bir statüye kavuşturulmadığını belirtip, mevcut sistem mekanizmalarının başkanlığa elverişsiz olması nedeniyle de ortaya AKP içinden de “direnç” çıktığı tespitini yapıyordu. Seçime gidilirken, toplumsal fay hatlarının harekete geçirilmesi, yoğunlaştırılmış bir kutuplaşmayla sandıktan Saray’ın istediği sonucun çıkarılması arzusuna dikkat çekilen makalede, krizin derinleşeceği öngörüsünün altı çiziliyor. Gerçekten de Erdoğan’ın “bekleme odası” kavramını bir hafta içinde iki kez kullanması, toplumsal çalkantıların yakın gelecekte “devlet eliyle” harekete geçirileceğinin alarm zili niteliğinde. Bize düşense, ne kadar yaralanmış olursa olsun, parlamenter sisteme sonuna dek sahip çıkmak. H Kırmızı eti aracılar yükseltiyor Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği (TÜKETBİR) Genel Başkanı Bülent Tunç, besiciler et fiyatların ı bir lira yükselttiğinde market ve kasaplara 510 liralık artışların yansıdığını belirterek, et üzerinden parayı aracıların kazandığını iddia etti. Tunç, “Türkiye şartlarında 22 liraya kesilen etin market ve kasaplarda en fazla 2728 liraya satılması gerekiyor. Ama maalesef özellikle büyükşehirlerde lüks semtlerdeki kasap ve marketlerde kilosu 7080 liraya kadar dana eti satıldığını biliyoruz. Normal kasap ve marketlerde de 40 liradan aşağı kuş başı, 3035 liradan aşağıya da kıyma yok” dedi. Türk insanı kırmızı et ihtiyacının yüzde 10’unu koyun ve kuzudan, yüzde 90’ınını da danadan karşıladığını belirten Tunç, “Koyun eti tüketimini yüzde 3040’lara çıkartabilirsek dana eti fiyatlarının da yükselmesini engelleyebiliriz” diye konuştu. l Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan gelir ya da aylık hakkından yararlanmayan ve hane içinde kişi başına düşen geliri, asgari ücretin aylık net tutarının 1/3’ünden az olan 65 yaşını doldurmuş yaşlılar ile 18 yaşından büyük engellilere. l Ağır engelli olduğu belgelenen, günlük hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan sürdüremeyen, ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınarak, kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan engellilere. l Bakıma muhtaç engelliye ikametgâhında bakım hizmeti veren akrabasına ya da vasisine her ay, bir aylık net asgari ücret tutarında ödeme yapılıyor. Kimlere aylık bağlanıyor? P Özel okulun faturası 16 milyar anışmanlık şirketleri hariç eğitim alanında faaliyet gösteren özel kurumların yıllık toplam işlem hacmi 16 milyar lirayı buluyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Eğitim Meclisi Sektör Raporu’na göre, eğitim sektöründe yaklaşık 25 bin kurum ve kuruluşta 300 binden fazla kişi çalışıyor. Okul öncesinde özel okulların öğrenci sayısının kamudaki öğrenci sayısına oranı yüzde 15’lere ulaşıyor. Örgün eğitimde en yüksek oran ve en çok gelişmeye açık grubun, okul ön D İnternetten satılan ilaçların yarısı sahte Bal satışına sıkı takip Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bal, arı sütü, polen gibi ürünlerle piyasada bulunan arı ürünlerinin üretiminden pazarlamasına karşı özel bal denetim programları oluşturuldu. 2014’te Türkiye’nin bal üretimi yüzde 8.2 artışla 102 bin tona yükseldi. Bakanlık medya yoluyla reklamı yapılan ürünlerdeki artış nedeniyle sahteciliği önlemek için önlemlerini arttırdı. 2012’den bugüne kadar taklit ve tağşiş yaptığı kesinleşen toplam 34 firmanın 80 farklı parti bal ürünü farklı dönemlerde kamuoyuna duyuruldu. l Ekonomi Servisi cesi olduğu dikkati çekiyor. İlkokul ve ortaokullardaki özel kurum öğrenci sayılarının resmi öğrenci sayısına oranı yüzde 3,3, ortaöğretimde yüzde 5 düzeyinde bulunuyor. Okul öncesinde özel kurumların oranı ise yüzde 17’yi buluyor. Yayıncılık alanındaki toplam 6 milyar lirayı bulurken bunun 2,5 milyar lira civarındaki kısmının eğitim alanında olduğu tahmin ediliyor. Raporda, “Devlete ek yük getirmeden velilerin çocuklarını gönderebileceği ortam hazırlanmalı” denildi. l Ekonomi Servisi TEİS Başkanı Saydan, sahte ilaçlar nedeniyle dünyada yılda 1 milyon kişinin hayatını kaybettiğini vurguladı. üm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, internet üzerinden kontrolsüz olarak ilaç satıldığını, bu satışlarda eczanelerin isimlerinin kullandığını belirterek, caydırıcı cezalar uygulanması gerektiğini vurguladı. Saydan, satılan ilaçlarının yarısının “sahte” olduğunu da belirterek, ciddi bir sağlık uyarısında bulundu. Saydan, internet üzerinden sahte ilaç satışları nedeniyle Dünya genelinde yılda 1 milyon kişinin hayatını kaybettiğinin tahmin edildiğini de hatırlattı. Saydan, “Sağlık Bakanlığı hem vatandaşının sağlığı için hem de tasarruf tedbirleri açı T sından internetten ilaç satışına (dur) demelidir. İnternet üzerinden bilinçsizce alınan ilaçların devletin tedavi masraflarını da artırdığını anlatan Saydan, “Bu ilaçlar vatandaşın sağlığında tahribata yol açtığı için doktorlara başvuruların artmasına, sigorta harcamalarının yükselmesine ve dolayısıyla da maddi ve manevi zarara yol açmaktadır” ifadesini kullandı. Vatandaşların, doktorlar tarafından yazılmış ilaçları eczacıların gözetiminde kullanması gerektiğini hatırlatan Saydan, ilaçların bitkilerden elde edilmiş olsa dahi kimyasal bir madde olduğunu vurguladı. l Ekonomi Servisi SMS’e ‘rüşvet Yerli cep için gibi’ çalışma başladı promosyon acize varan izinsiz SMS, elektronik posta gibi mesajlarla, telefon aramalarını yasaklayan kanun 1 Mayıs’ta yürürlüğe giriyor. Yasağa uymayanlara 50 bin TL’yi bulan cezalar verilecek. Tüketici Sorunları Derneği Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu, firmaların 1 Mayıs yaklaşırken, elektronik posta adresi ve cep telefonu numarası bulunan tüketicile T re ulaşarak, izin vermeleri için çekilişle cep telefonu, tablet ve dizüstü bilgisayar gibi tekliflerle “adeta rüşvet önerdiklerini” söyledi. Ağaoğlu, “Yasanın yürürlüğe gireceği tarihten sonra bankalar ve firmalar, tüketicilerden izin almak için daha büyük promosyonlar sunmak zorunda olacaklar. Firmalar cep telefonu yerine çekilişle otomobil vaadinde bulunabilirler” dedi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yerli akıllı telefon geliştirilmesi için çalışma başlatıldığını söyledi. Işık, bir ton demirin bir iPhone etmediğini, bu tablonun ArGe, inovasyon ve katma değeri yüksek ürünler geliştirmenin önemini gösterdiğini belirterek, “TÜBİTAK Başkanlığımız yerli cep telefonu geliştirilmesi amacıyla çağrıya çıktı. Bu çağrıyla destek verdiğimiz özel sektör firmaları tarafından tüm alt bileşenleri yerli olan akıllı telefon çalışmasına başlandı” dedi. Elektrik ve elektronik sektörünün, tasarım, ArGe ve inovasyona dayalı olması ve bilgi teknolojilerine girdi sağlaması dolayısıyla ekonominin en önemli sektörlerden biri olduğunu vurgulayan Işık, “Sektörün 2023’te 34 trilyona ulaşması öngörülen dünya ticaret hacminin yüzde 21’ini oluşturması bekleniyor. Bu çok ciddi bir rakam” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle