19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Mart 2015 haber EDİTÖR: ASLAN YILDIZ 14 Çelik halatın ucundaki kültür farkı Halat koptu diye intihar eden Japon mühendis Türkiye’ye oldukça uzak bir sorumluluk duygusuyla hareket etti öprünün ortasında kopan çelik halat sallanıyor. Nereden baksanız hüzünlü bir hikâye... İzmit Körfez geçişi asma köprüsünde, 3 gün önce, “catwalk” ERK olarak bilinen halatın kopmaACARER sından kendini sorumlu tutan Japon mühendisin yaşamına kendi eliyle son vermesi bazı şeyleri sorgulamamıza da neden oluyor. Köprünün ayaklarından biri İzmit, Dilovası Muallim Köyü’nde bulunuyor. 51 yaşında hayatla bağını koparan, Ryoichi Kishi adlı japon mühendesin, çalıştığı IHI firmasına ait şantiye de burada. Firmanın, konuyla ilgili bir hassasiyeti var. Ölüm henüz yeniyken “ölüm üzerinden”, konuşmak doğru bulunmuyor. KONUK YAZAR AYŞE KULİN Japon Olmak İstiyorum apon mühendis Ryoichi Kishi, kendini İzmit Körfezi Geçiş Köprüsü inşaatında, kopan halattan sorumlu tuttuğu için intihar etmiş. Bu haberi, 23 Mart sabahı, gazetede okuyunca, elbette umutsuzca ama yine bütün samimiyetimle Japon olmak istedim. Bir kere daha istemiştim Japon olmak! Japonya’nın başına gelen büyük felaketten sonraydı. 2011 yılının 11 Martı’nda, Tokyo’nun kuzey doğusunda meydana gelen ve altı dakika süren 9 şiddetindeki deprem yetmezmiş gibi, 37 metrelik dalgalarla karaya saldıran tsunami sırasında 15.828 kişi ölmüş, 3.700 kişi kaybolmuş, altı milyon ev elektriksiz veya susuz kalmıştı. Yerle bir olmuş bölgeye dünyanın dört bir tarafından yardım yağarken gazetelerde felaketle ilgili haberler ve fotoğraflar çıkıyordu. İşte o fotoğraflara hayret ve ibretle bakmıştım. Fotoğraflarda, Japonlar kendilerine dağıtılan gıdayı almak için sıraya girmiş bekleşiyorlardı. Yığılma yoktu, itiş kakış yoktu, açık gözlülük yaparak sırayı atlayıp önlere sızmak yoktu. Dağıtım yapan adamın üzerine çullanmak, başkasının hakkını almaya kalkışmak da yoktu. Televizyonları da izlemiştim elbette. Her şeylerini bir anda kaybetmiş bu acılı insanlar bağrışıp çağrışmıyor, şikâyet ederek dövünmüyor, inanılmaz bir vekâr ve sabırla enkazın kaldırılmasına yardım ediyorlardı. Enkaz kaldırıldıkça, dostlarının, akrabalarının hatta yavrularının ölü bedenlerini yine aynı tevekkülle kucaklıyor, bağırıp çağrışmadan göğüslüyorlardı başlarına geleni. Bunlar ne güzel insanlar diye düşünmüştüm, nasıl bir terbiyeyle büyütülüyorlar ki, bu kadar nazik ve mütevekkil olabiliyorlar. “Allahım” demiştim gökyüzüne seslenerek, “bir kere daha dünyaya gelmek mümkünse eğer, beni bir sonraki seferde, Japon yarat!” Çünkü ben, dindarlığı ile övünen ülkemde sık yaşanan deprem sonralarında, çadır, battaniye ve gıda dağıtımlarında, her seferinde kargaşaya, yağmaya, talana şahit olmuştum hep. Kimi açık gözlerin her dağıtılan malzemeden, kuyruğa girerek birkaç kez alıp hakkını alamayanlara para karşılığı sattığını ve hatta böylesi bir alçaklığa dağıtımı yapan görevlilerin bile bulaştığını okumuştum gazetelerde. Hırsızlarla rüşvetçilerin, suçları belgelendiğinde dahi aklandığı, yalancıların yalanları belgelendiğinde, aynı yalanda ısrarcı olunduğu, yüzsüzlerin yüzünün asla kızarmadığı, fuhuş skandallarının, partiye, cemiyete, şuna, buna zarar verir diye örtbas edildiği, sınav yolsuzlukları sorumlularının, treni raydan çıkaran idarecinin, ihmalleriyle madencileri öldüren müdürlerin istifa etmediği, çocukları, gençleri döverek ya da kurşunlayarak öldüren polislerin kollandığı, siyasi cinayetlerin emrini verenlerin asla yakalanamadığı ülkemde yaşayıp giderken, şerbetlenip ya ben de utanç duygumu kaybedersem diye müthiş bir telaşa kapıldım, bu sefer. İşte sırf bu yüzden, ahlaki değerlerin altüst olduğu ülkemde, haysiyetimi korumak adına, ben illa Japon olmak istiyorum. Japon konsolosluğundan biri, bu çığlığımı duyar da bana ses verirse, saçımı siyaha boyamaya hazırım. K J Kishi’nin, Japon mesai arkadaşlarının da konuya aynı duyarlılıkla yaklaştığı anlatılıyor. Firmanın Türk çalışanlarından biri, “Mesai arkadaşımızdı, çok üzgünüz, söylenebilecek başka ne olabilir ki” diyerek ancak birkaç kelam ediyor: “Japonlar ilginçtir. Fotoğraf çekerler ama çektirmeyi sevmezler. Kendi hallerinde, kapalı bir yapıda yaşarlar. Bir gün içerisinde ancak birkaç cümle ederiz. Utangaçtırlar. Böyle bir durumda ise asla konuşmazlar. Her şeyden önce ayıp diye nitelendirirler, utanırlar.” Bir ara özet çıkartıp durumu, klasik bir cümleyle tanımlamak mümkün: “Halat koptu diye yaşamına kıyan 51 yaşındaki Japon mühendis Ryoichi Kishi’yi de onun ardından yaşanan sessizliği de anlamamız mümkün değil!” Müstakbel köprüyü arkamızda bırakıp Muallim Köy’den çıktığımızda, Kishi’nin arkada bıraktığı ve içeriğini öğrenemediğmiz “o notu” düşünüyoruz. Olasılık bir özür... O not ile ünlü antropolog Margaret Mead’in Japonları anlatmak için kaleme aldığı Krizantem ve Kılıç adlı kitabı.... Mead’in “Japonlar, bir kılıç kadar keskin, bir krizantem kadar narindirler” ana fikri üzerine oturan ifadeleri... Şüphe yok, farklı bir kültür! Kendi yaşamımızı, yaşadığımız coğrafyada olanları düşününce... Mesala, ölen 301 madencin ardından bile kimsenin istifa etmediğini... Ryoichi Kishi, Japonya’dan Türkiye’ye tam 5299 millik mesafeyi kat edip, sorumluluğundaki halat koptu diye bileklerini maket bıçağıyla keserek intihar etti.. Ölümünün arkasından kimse konuşmuyor. Anlaşılır gibi değil! Köprünün ortasında kopan çelik halat sallanıyor. Olasılık köprü bittiğinde ve üzerinden geçerken Ryoichi Kishi ismini hatırlamayacağız bile. Nereden baksanız hüzünlü bir hikâye! l İSTANBUL Konuşmak ayıp Hüzünlü bir hikâye Mühendis Kishi, geçen cumartesi günü İzmit Körfez geçişi asma köprüsünde ‘Calwalk’ olarak bilinen halatın kopmasından kendisini sorumlu tutarak intihar etmişti . Körfezi arabalı vapurla geçti Japon mühendis Kishi için çalıştığı köprünün şantiyesinde tören yapıldı Körfez geçiş köprüsünün inşaatında çalışan ve halat kopması nedeniyle kendisini sorumlu tuttuğunu belirten bir not yazarak yaşamına son veren Japon mühendis Ryoichi Kishi’nin cenazesi (51) Bursa Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsinin ardından Yalova’nın Altınova ilçesine getirildi. Kishi için görev yaptığı Körfez geçişi asma köprüsü şantiyesinde basına kapalı tören gerçekleştirildi. Törenin ardından bir araca konulan cenaze, Topçular İskelesi’nden arabalı vapurla İstanbul’a götürüldü. Cenaze, Atatürk Havalimanı’ndan uçakla Japonya’ya gönderildi. Kishi’nin çalışma arkadaşları da onun kişisel eşyalarını ailesine teslim edilmek üzere başka bir araçla havalimanına taşıdı. l YALOVA/ Cumhuriyet Kishi’nin cenazesi arabalı vapurla İstanbul’a götürüldü. ODTÜ’de protesto kavgaya dönüştü Siyer Vakfı’nın etkinliğinden sonra karşıt görüşlü iki grubun kavgasında 3 öğrenci yaralandı ODTÜ’de önceki gün akşam saatlerinde karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgada üç öğrencinin yaralandığı öğrenildi. Siyer Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım’ın ODTÜ’de düzenlenen bir etkinliğe katıldığı sırada bir grup öğrenci tarafından etkinlik protesto edildi. Etkinliğin ardından karşıt görüşlü öğrenciler arasında tartışma başladı. Tartışmanın ardından yaşanan kavgada üç öğrenci yaralanırken öğrencilerin darp raporu aldıktan sonra 10 Nisan Polis Karakolu’nda şikâyetçi oldukları belirtildi. Kavga sırasında sağ görüşlü öğrencilere bıçakla saldırıldığı iddia edildi. Öğrencilerin iddiası üzerine, terör, istihbarat ve asayiş ekiplerinin yaptığı incelemede bıçaklı saldırı tespit edilemedi. Polis kampus içindeki kamera görüntülerini incelemeye aldı. Kampusu içinde, “Çad’da su kuyusu” açılması için kurulan yardım standının da gerilime neden olduğu öğrenildi. Karşıt görüşlü öğrenciler arasında stand nedeniyle tartışma çıktı. Çıkan tartışmaya görevlilerin de karışmasıyla birlikte polis kampus içinde güvenlik önlemi aldı. l ANKARA / Cumhuriyet Metrobüste yangın paniği Başı döndü diye ayağa kalkmamış ! Karaman’ın Ermenek ilçesinde Hasan Kalan Anadolu Lisesi bahçesinde önceki gün nevruz şenlikleri gerçekleştirildi. Türk Bayrağı’nın yanı sıra Türki Cumhuriyetleri bayraklarının da yer aldığı geçit töreni yapıldı. Bayrakların geçişi sırasında, tüm davetliler ayağa kalkarken İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Hasan Açıkgöz’ün oturduğu yerden alkışladığı görüldü. Neden ayağa kalkmadığı sorulan Açıkgöz, olayın farkında olmadığını öne sürdü. Valilik de, Açıkgöz hakkında soruşturma başlattı. İl Milli Eğitim Müdürü Savaş İlkıdır, görüştüğü Açıkgöz’ün kendisine başı döndüğü için ayağa kalmadığı söylediğini belirtti. l KARAMAN/ DHA Şirinevler durağından yolcu aldıktan kısa süre sonra seyir halindeyken alev aldı. İstanbul’da Şirinevler durağından yolcu alıp Avcılar yönüne seyreden bir metrobüs yaklaşık 300 metre ilerledikten sonra motorundan dumanlar yükselmeye başladı. Bunun üzerine kapıları açan metrobüs şöförü yolcuları tahliye etti. Metrobüsün motor bölümünde başlayan yangın hızla tüm metrobüsü sardı, motor bölümünde patlamalar oldu. İtfaiye ekipleri olay yerine gelinceye kadar metrobüs kullanılamaz hale geldi. Yangınında ölen veya yaralanan olmadığı açıklandı. Yangın nedeniyle E5’te trafik yoğunluğu yaşandı. Metrobüs seferleri karşılıklı olarak bir süre iptal edildi. Yangın iş çıkış saatine denk gelince ulaşımını metrobüsle sağlayanlar büyük çile çekti. İYanan aracı İETT, metrobüs olarak kullanılmak üzere ilk olarak Hollanda’dan ithal etmişti. 50 adet ithal edilen Phileas marka araçların tanesi için 1.2 milyon euro ödenmişti. Bu araçlar daha önce de sık sık arıza yapıp yolcuları yarı yolda bırakmıştı. l İSTANBUL / Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle