28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Mart 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: YALÇIN ERZAN Cennette talan Göcek’in bakir koyları Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından kiralanacak ÖZCAN ÖZGÜR haber 13 KONUK YAZAR ALİ BORATAV Göcek’in İçyüzü... öbün, Bedri Rahmi, Küçük Sarsala ve Manastır, mavi yolcular için Göcek’in gözbebeği sayılabilecek koylar. Hem hâlâ korunan doğası, hem tarih ve kültür mirasıyla.. Bu koyların doğal güzelliklerini yaklaşık 30 yıldır koruyanlar; bu koyları Fethiye bölgesindeki hem günübirlik turla çıkanlar hem de tekne ile tatil yapanlar için bir cennete çevirenler, bugün il özel idaresi ile kira sözleşmeleri yok sayılan Yörük aileleridir. Yıllardır gezilerimizde bu koylara uğrarız. Kendilerini riske atarak fırtınada zora düşmüş kaç denizcinin hayatını kurtardıklarına, Göcek Koyu’nda çıkan yangınları ailece seferber olup söndürdüklerine, tesisleri için 10 km. mesafeden her sabah üstüne 3 tonluk su tankı monte edilmiş kayıklarıyla su taşıdıklarına, yine kayıkla 8 km. mesafeye tüm denizcilerin çöpünü götürdüklerine gözlerimizle tanık olduk. Her yıl sonu bu aileler çoluk çocuk deniz ve kıyı temizliği yaparlar. Bu temizliklerden birine şahit oldum. Göcek’in gözbebeği dediğimiz bu koylarda denizden çıkarılan pislik içinde aküler, otomobil lastikleri, kırık iskemleler, her tür hırdavat malzemesi yanında bir buzdolabı bile vardı. Yıllar içinde karayolu olmayan bu koylara kendi imkânlarıyla su hattı çektiler, önce jeneratör daha sonra güneş enerjisi ile elektrik temin ettiler. Son yıllarda özellikle gençleri pek sevindiren wifi alanı bile oluşturdular. uğla kıyıları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Muğla Valiliği tarafından kurulan MUÇEV şirketi tarafından kiraya verilirken, koylar da Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından kiraya çıkarılıyor. Muğla’da “Göcek Koyları” diye anılan Bedri Rahmi (Taşyaka), Akbük, Göbün ve Küçük Sarsala koyları, bugün Dalaman Orman İşletme Müdürlüğü’nde ihaleye çıkarılacak. Üzerinde hiçbir yapının bulunmadığı koylara tesisler kurulabilecek. Orman Genel Müdürlüğü Dalaman Orman İşletme Şefliği tarafından internet ortamında yapılan duyuruya göre, Dalaman’ın Kapıkargın Mahallesi’ne bağlı 1.18 hektarlık ormanlık alana sahip Küçük Sarsala, 1.14 hektarlık ormanlık alana sahip Göbün, 1.04 hektarlık ormanlık alanda yer alan Akbük ve 1.93 hektarlık ormanlık alandaki Taşyaka (Bedri Rahmi) koylarındaki mesire yerleri kiraya verilecek. 29 yıllığına kiraya çıkarılan koylardan Akbük için 110 bin lira değer biçilirken, ihalede Taşyaka (Bedri Rahmi) için 90 bin, Göbün için 120 bin ve ve Küçük Sarsala için de 80 bin liradan kapı açılacak. 4 koyun 29 yıllığına kiralanmasının dikkat çekici olduğunu belirten CHP’li Dalaman Belediye Başkanı Muhammet Şaşmaz, bu koylarda kaçakçılık yapılması endişesi taşıdıklarını belirterek şunları söyledi: “Bu koylarda 20’ye yakın salaş işletme var. İşletme sahiplerinin tamamı Dalaman’ın yerli halkı. Buralardan doğal yapı ile oynanmadan yatlara hizmet veriliyordu. İl özel idaresi kiraya veriyordu. Muğla büyükşehir olunca, il özel idaresinin tasarrufunun büyükşehir belediyesine geçmesi gerekiyordu. Ancak Orman’da bıraktılar. Orman işletme şefliği de şimdi bu koyları ‘mesire yeri’ adı altında pazarlıyor. İhaleden mevcut yerli işletmelerin hiç birinin haberi olmadı. Üstelik pazarlık kapısını 80, 100 bin liradan açıyorlar. Kimlerin alacağı belirlenmiş değilse rakamlar büyür. Bu paralar buradan çıkmaz. Malikâne mi yapacaklar, bilmiyoruz. Endişeliyiz.” M G ki hakkına işaret eden insani yönü. Bir de maddi yönüne bakmak lazım... Göcek koyları boşalsın mı isteniyor? Oldu bittiye getirilmek istenen ve tesisleri işletenlere haber bile vermeden yangından mal kaçırırcasına düzenlenen bu ihale gerçekten vahim. Birkaç açıdan vahim.. l Birincisi bu 4 koydaki tesislerde yaşamını kazanan ve denizcilere dostluklarıyla bilinen 50 civarında aile mağdur ediliyor. Bu insanların İl Özel İdaresi ile kira sözleşmeleri vardı. Orman Bakanlığı “Ben bu sözleşmeyi tanımam, en yüksek parayı verene ihaleyi veririm” diyor. Peki Türkiye’nin deniz turizmi potansiyelinin önemli bir varlığından söz ediyoruz. İhaleye aday olanın “tarihi bağı ve yeterliliği” geçersiz bir konu mu? l İkincisi şu ana kadar söz konusu 4 ihale için 100’e yakın girişimci ihale dosyası almış. Her koy için 80120 bin lira muhammen bedelle başlayacak ihalenin açık artırmada en az 250 bin, biraz fantezi gibi görünse de 500600 bin liraya kadar yıllık kiraya ulaşabileceği tahmin ediliyor. Şu anki kiranın 510 katı olan bu maliyet nereden çıkarılacak? Bu koyların kapasitesi, günlük ağırlayabileceği insan sayısı belli. l Üç.. Bölge dışından ihaleyi astronomik rakamlarla kazanacak kişiler Fethiye’denGöcek’ten getirecekleri personelle, bir personel barınma mekânı bile yasal olarak bulunmayan CTipi Mesire Yeri’nde karşı karşıya kalacakları yüksek maliyeti kimden çıkaracaklar? l Dört: Orman Bakanlığı ihalesinde bu koylar için “Boş olarak kiralanacaktır” diyor. Oysa Göcek’te bir kez denize çıkmış herkes biliyor ki, bu tesisleri 30 yıldır işleten aileler iyikötü kazançlarının ciddi bir bölümünü bu koyları denizciler için uygun hale getirmeye yönelik yatırıma ayırdılar. İhaleyi normal bir iş insanının vermeyeceği bedellerle kazanacak insanlar ya bu tesisleri satın alacaklar ya da sil baştan kuracaklar. Peki bu maliyeti kime yansıtacaklar? Astronomik maliyetlerle bu koyları çalıştırmaya soyunanlar ya maliyetlerini denizcilere ödetmeye kalkarlar ve kimse kapılarına uğramaz, Yunan Adaları’na deniz göçü iyice hızlanır. Ve batarlar! Ya da bu maliyet yeni işletmeciler tarafından sineye çekilmeye kalkışılır ve bu tesisler yine iflas eder.... Orman Bakanlığı da ikinci yıl kira tahsilatı yapamaz! O halde şu soruyu sormak lazım: Bu ihale neden yapılıyor. Yorumu size bırakıyorum... Kiralanmak istenen Taşkaya Koyu, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir kayanın üzerine çizdiği balık resminin ardından Bedri Rahmi Koyu olarak anılmaya başlandı. Kaçakçılık uyarısı TEMA: Direniriz TEMA Vakfı Muğla İl Temsilcisi Doç. Dr. Sergender Sezer, koyların restoran ve benzeri işletmelere açılmasının o yerlerin imara açılması anlamına geldiğine dikkat çekerek “Kıyılarımızda talanın bu boyutlara ulaşacağını tahmin etmiyorduk. Bu koylarda çok önemli habitatlar var. Bilindiği gibi oralar özel çevre koruma alanları. Bu yerleri mesire yeri adı altında kiraya verip betonlaştıramazsınız. İztuzu’nda ayağa kalktığımız gibi burada da ayağa kalkarız” dedi. Betona teslim edilecek Dalaman sahilinde “Göcek Koyları” diye anılan koyların koruma altına alınmasında etkili olan ve dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın önde gelen danışmanlarından Gazeteci Yazar Can Pulak, bu koyların ihaleye çıkarılmasının, Turgut Özal’a, Bedri Rahmi Eyüboğlu’na ve hatta Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’ya saygısızlık olduğunu söyledi. Pulak, “Rahmetli Özal buraları kendisinden sonra talan edilsin diye koruma altına almamıştı” diyerek, şöyle devam etti: “Bu koylar Muğla’nın değil, dünyanın göz bebeği. Rahmetli Özal Göcek Koylarını, Gökova Körfezi’ni, Bozburun, Datça yarımadalarını, Dalyan’ı, Fethiye koylarını ve adalarını koruma altına alarak adeta insanlığa mal etmişti. Eğer o koylar ihale edilirse ilk darbeyi yatçılık yer, ardından o koyları da betonlaşmaya teslim ederiz. Bu yanlıştan derhal dönülmelidir.” Bunun sonu gelmez CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, Muğla’da talanın koruma alanların yoğunlaştığına dikkat çekerek, “Bunlar sadece Cumhuriyet’i değil, doğal ve tarihi çevreyi de tahrip ediyorlar” dedi. Önümüzdeki genel seçimi bir fırsat olarak tanımlayan Demir, şu yorumu yaptı: “Güzel olan, insanlık için olan ne varsa tahrip ve yok ediyorlar. Sahillerdeki günübirlik alanlardın kiralanmasında hukuka tosladılar. Ancak durmak bilmiyorlar. Her şeye para gözüyle bakıyorlar. Eğer o 4 koyu kiraya vermeyi başarırlarsa, bunun sonu gelmez. Öteki koyları da pazarlarlar.” Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bayram tatillerinde bu koylara geldiğini belirten Demir, “Şimdi o güzelliklerin yok edilmesine ne diyecek, merak ediyorum. Bir de bakalım kimlere kiraya verecekler, onu da merak ediyorum. Gereken her türlü mücadeleyi vereceğiz” diye konuştu. Denize de denizciye de dost oldular... Biz de dahil olmak üzere yeni yelkencilere öğretmen oldular. Yabancı yatçılara da esaslı bir turizm elçisi... Bu koylardaki mütevazı restoranlarda Abramovic de, Katar Şeyhi de, Dustin Hoffman ve Uma Thurman da ayıla bayıla yemek yediler. Bir gün Monaco Prensesi Caroline’in oturacak masa bulunamadığı için 45 dakika Göbün’ün kırık dökük ahşap barında sıra beklediği de efsane değil, gerçektir. Aynı restoranda yaz aylarında özellikle hafta sonu gecelerinde 200300 kişiye kadar müşteri vardır. Lojistik imkânları son derece sınırlı bu mahrumiyet bölgesi için komik sayılabilecek fiyatlarla yemeklerini yer, eğlenirler. Masalar arasında bir dolaşın her gece değişen müşterilerin en az yarısının 2030 kişilik servis çalışanlarına isimleriyle hitap ettiklerini, onların da “bilmemne abi, bilmemne abla hemen geliyor” diye koşuşturduklarını görürsünüz. Yani bu insanlar denizcilerin gerçekten dostu olmayı da başarmışlardır. Bunlar konunun, kiracı Yörük ailelerinin o koylarda Elimizden bir şey gelmez Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı MELSA yetkilileri ise, ihaleden haberdar olduklarını, ancak hukuki olarak ellerinden bir şey gelmediğini savundu. l MUĞLA Rüşvetin adı: İç huzuru TCDD soruşturmasından ayrılan ‘yatak odalı rüşvet’ davası sanığı Aydın’dan ilginç savunma: Ağabey iç huzurumuzu bir sağlayalım ALİCAN ULUDAĞ Eski TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’ın arasında bulunduğu 52 kişi hakkında takipsizlik kararı verilen TCDD soruşturmasından ayrılarak rüşvet suçundan “yatak odalı rüşvet” davasına çevrilen davada 5 kişinin yargılanmasına dün başlandı. Mahkeme başkanı Bahattin Özbaş, sanıklardan TCDD Yol Dairesi’nde mühendis olarak çalışan Erbay Aydın’a, “Namaza başlayalım” diyen bir arkadaşına “Olur ağabey, iç huzurumuzu bir sağlayalım da” ifadesiyle “rüşvet”i mi kastedip kastetmediğini sordu. Erbay ise bunun manevi anlamda söylediğini iddia etti. TCDD yöneticisine “rüşvet” olarak yatak odası takımı verme girişiminde bulunan ve milyonlarca lira mal varlığına sahip sanık Hikmet Kızılca’nın “param yoktu”, “Bende cimrilik var” demesi şaşkınlık yarattı. TCDD’deki rüşvet iddialarıyla ilgili Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın duruşmasında tutuksuz 5 sanığın savunması alındı. Nursoy İnşaat İdari İşler Koordinatörü Hikmet Kızılca’dan, yeni evi için “rüşvet” olarak yatak odası takımı istemekle suçlanan eski TCDD Limanlar Daire Başkan Yardımcısı Şükrü Çelikyürek, olayın şakalaşma olduğunu iddia etti. Aylık gelirinin 150 bin TL olduğunu söyleyen sanık Hikmet Kızılca ise yatak odası aldığı yönündeki suçlamaya karşı yaptı ğı savunmada, “Şükrü, benim çocukluk arkadaşım ve samimi arkadaşımdır. İddianamede benim ekonomik durumum bu şekilde hediye olarak yatak odası almaya yeterli olmadığı yazılı ise de mal varlığım bunun aksini kanıtlamaktır. Benim sadece Ankara’da 4 tane Özsüt pastanelerim vardır. Ben bir yatak odası takımı almayacak kadar fakir miyim” dedi. Çelişki yakalandı Araya giren mahkeme üyesi hâkim Nihat Varol, “Soruşturma aşamasında durumum iyi olmadığı için yatak odası takımı alamadım’ şeklinde ifade vermişsin, şimdi ise mal varlığım var diyorsun” diyerek ifadenin çelişkili olduğunu söyledi. Sanık Kızılca ise “Olay tarihi olan 2012’de duru mum iyi değildi. Maddi varlığım vardı ama telefon konuşması yaptığım sırada nakit param yoktu” diyerek durumu düzeltmeye çalıştı. Kızılca’nın cebinden 100 TL çıkartarak şu an bile yanında fazla para olmadığını anlatmaya çalışması üzerine Mahkeme başkanı Bahattin Özbaş, “Senden para istemiyoruz” diye tepki gösterdi. Hikmet Kızılca, mahkemede mal varlığını ise şöyle açıkladı: Aylık gelir 150 bin TL, 1.200.000 değerinde ev, 500 bin değerinde ev, 500 bin değerinde dükkân, 1 milyon TL değerinde arsa, 1 milyon değerinde ev, 15 milyon değerinde 30 tane yarış atı, 900 bin Avro değerinde yat, Sapanca’da 500 bin değerinde arsa, Tatvan’da değeri 1 milyon değerinde 3 dükkân, 500 bin değerinde 2 daire, 10 milyon değerinde 350 bin dönümlük arsa, 350 bin değerinde araba. TCDD Yol Dairesi’nde mühendis olarak çalışan Erbay Aydın ise METSE Yapı Limidet Şirketi yetkilisi Serdar Işıldak’tan bir alışveriş merkezinde 50 bin TL rüşvet almakla suçlamasından ötürü savunmasını yaptı. Işıldak’tan rüşvet almadığını iddia eden Aydın, “Eşimin çantasında olduğu tespit edilen 50 bin TL para, birikimlerimiz sonucu elde ettiğimiz altınları bir kuyumcuda bozdurarak temin edilmiştir” dedi. Diğer sanıklar da rüşvet alma verme suçlamalarını reddetti. Duruşma, ertelendi. l ANKARA stanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 8 yıl önce “prestij alan” olarak belirlenip, 800 milyon dolara Dubai Şeyhi El Maktum’a satılan, ancak hukuksal sorunlar nedeniyle satışı gerçekleşmeyen Şişli’deki 46 bin metrekare büyüklüğündeki İETT arazisi için hazırlanan ayrıcalıklı, araziye rezidans, ofis, alışveriş merkezi yapmayı öngören planlar idare mahkemesi tarafından kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle ipMaktum tal edilmiş Maktum’un kuleleri için ısrar İ ti. Araziye “Dubai Towers” yapılması planlanıyordu. Mahkeme kararının gerekçeleri hiçe sayılarak aynı ayrıcalıklarla İBB Planlama Müdürlüğü tarafından hazırlanan yeni plan bir kez daha İBB gündemine geldi. AKP’li ve CHP’li meclis üyeleri yeni planın mahkeme kararıyla örtüşmediği için oybirliğiyle planlama müdürlüğüne iade etti. İBB CHP’li Meclis üyesi Sedat Özkan, “Önemli olan emsalin 3 olmasıydı. Mahkemenin ret gerekçelerinde emsalin 3 olması, 3 bodrum katının emsal dışı bırakılması, emsalin brüt parsel üzerinden verilmesiydi. Planda bunlar dikkate alınmadı. İstanbul’un birçok yerine verilmeyen yoğunluk değeri burada isteniyor” diye konuştu. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Yıkıcı “Kamu yararı yine göz ardı edilmiş” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle