Katalog

Pazartesi 23 Mart 2015 haber EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: YALÇIN ERZAN 6 Bakan eşine havuz kapattı Bakan Güllüce’nin eşinin yüzme öğrenmesi için Eryaman’daki olimpik havuz tahsis edildi Sporculara ait Açılımı Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi olan TOHM’lerin ülke genelindeki sayısı 12. Ayrıca son dönemde 7 tane ek TOHM açılırken, her tesis farklı branşlarda sporculara antrenman ve antrenör desteği sağlıyor. TOHM’lerdeki sporcu yaş kategorisi ise 1221 arasında değişiyor. Genelde gelecek beklenen sporcular bu tesislerden hizmet alıyor. Yine milli takımlar da TOHM’ları kullanıyor. ‘Konu Mankeni Değilim’in Şifreleri aşlıca hobim olan, iktidar çatışmaları konumun içine düşüp düşüp duruyorlar.. Şimdi ise CumhurbaşkanıHükümet arasında tam bir restleşmeye doğru sürüklenen bu çatışmayı önceleyen 3 yazımı da, 28, 29 ve 30 Aralık’ta (2014) yazmıştım.(*) Aslında aralarındaki ilk büyük çatışma (küçükleri saymazsak) RTE’nin hükümete düzenli başkanlık etme niyetini, özel siyasi danışmanı Binali Yıldırım’a açıklattığında patlamıştı (5 Ocak bunalımı!..) Arınç taa o zaman başrolü üstlenmiş, Binali de kim demişti; Davutoğlu da “İcrai yetki, anayasal, yasal, hiçbir tereddüt olmadan Bakanlar Kurulu’nda...” sözleriyle Babakanlık kurumunu savunmuştu. B.Yıldırım’ı da “5 Ocak’ta öyle bir toplantı yok” sözleriyle dövmüştü. RTE’nin yanıtını anımsatayım: “Kimse Cumhurbaşkanı üzerine vesayet kurmaya kalkmasın”.. Yani neyi nasıl ne zaman yapacağına sadece kendisi karar verir! B Fatma Güllüce inema, restorantı, plaj, sahil derken AKP iktidarı, olimpik yüzme havuzunu da kişiye özel kullanım amacıyla kapattı. Türkiye’ye olimpik sporcu yetiştirmek için oluşturulan 12 TOHM (Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi) tesisinden biri olan Ankara Eryamanlar’daki olimpik yüzme havuzu ÇevreŞehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin tesettürlü eşi S nin yüzme öğrenmesi için özel kullanıma tahsis edildi. Spor Bakanı Akif Çağatay ARİF KIZILYALIN Kılıç’ın adını kullanıp, “Spor Genel Müdürlüğü’nün bilgisi dahilinde” denilerek Bakan Güllüce’nin eşi Fatma Güllüce’nin kullanımına açılan havuzdan, bu olay yaşana na kadar sadece gelecek vaat eden ve yetişme çağındaki sporcular yararlanabiliyordu. Ayrıca Ankara’da kamp yapan senkronize yüzme ve yüzme milli takım sporcularının antrenmanlarını gerçekleştirdiği olimpiyat standardındaki havuzun, ‘sivil kullanıma’ açılması, AKP iktidarının, VIP uygulamalarından bir yenisi olarak gösterildi. Fatma Güllüce’nin tesise gir dikten sonra özellikle erkek personelin ortalarda gözükmemesi istendiği öğrenilirken, Bakan’ın eşinin, tahsis edilen saatlerde kadın eğitmen eşliğinde özel yüzme dersleri aldığı belirtildi. Sporcuların çalışması aksıyor Şahsa özel bu uygulamanın, hem tesis işletme giderleri konusunda ek masrafa neden ol duğu, hem de olimpiyat adayı sporcuların antrenman programın aksattığı sızan bilgiler arasında.Olay, kamuoyundan ve spor teşkilatından saklanmak istendiyse de, Spor Bakanlığı koridorları, bu skandalla çalkalandı. Teşkilat ve THOM organizasyonunu rahatsız eden bu gelişmenin güvenlik kamera göerüntülerince doğrulandığı da öğrenildi. l İSTANBUL Konu mankeni olur mu olmaz mı? Diyanet: Taşıyıcı annelik zina değil Bazı internet sitelerinde önceki gün “Diyanet’ten tartışılacak fetva Taşıyıcı annelik yöntemi zina unsurları taşır” başlıklı haberler yayımlanması üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, doğal yollardan çocuk sahibi olamayan eşler için tüp bebek yoluyla çocuk sahibi olunmasının, insani bir ihtiyaç ve tıbbi bir imkân olduğu; dini, hukuki, tıbbi ve etik kuralları taşımak kaydıyla bu imkândan yararlanmanın da dinen hiçbir sakıncasının bulunmadığı bildirildi. Söz konusu haberin kamuoyunu yanlış yönlendirdiği ve yanıltıcı bilgiler taşıdığı vurgulanan açıklamada, habere dayanak teşkil eden Din İşleri Yüksek Kurulu kararının, yazıldığı gibi 5 Ocak 2012’de değil 5 Ocak 2002’de alındığı ifade edildi. Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 5 Ocak 2002 tarihli kararında yer verilen zina ifadesiyle eşlerin nikâhlı olması gerektiği hususunun anlatılmak istendiği belirtilerek, bunun dışında başka bir anlam aramak ve çıkarmanın bütünüyle konuyu bağlamından saptırmak olduğu ifade edildi. l ANKARA/AA 7 yıldır tedavi gördüğü GATA’da şehit olan Tankül’ü kızı Beyza asker selamıyla uğurladı. Yüzbaşıyken yaralandı binbaşıyken şehit oldu rzincan’da 2008 yılında Jandarma Yüzbaşı rütbesindeyken PKK’nin mayınlı saldırısında yaralanan ve 7 yıldır Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) yoğun bakımda tedavi gören Jandarma Binbaşı Yılmaz Tankül, şehit oldu. Kemah’a bağlı Sarıyazı Köyü’ne gelen teröristlerin erzak alıp ayrıldığı ihbarı üzerine askeri birlik, E Ermenilerden Çanakkale ayini Yeşilköy Ermeni Kilisesinde dün bir ilk yaşanarak Çanakkale’de hayatını kaybeden Hristiyan, Müslüman, Yahudi ve Ateistler için pazar ayininden sonra dua okundu. Bakırköy Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre, Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu’nun da Yeşilköy Ermeni Kilise’sine geldiği ayini Türkiye Ermenileri Patrikvekili Arem Ateşyan yönetti. Arem Ateşyan, “Çanakkale’de bundan 100 yıl önce şehit olan Hıristiyan, Müslüman, Yahudi ve ateist herkese dualarımız gitsin” dedi. Kerimoğlu daha sonra Bakırköy Belediyesi Sanatevi ve Kent Müzesi’nde Ermeni Cemaati için verilen iftar yemeğine katıldı. Başkan Kerimoğlu “Ermeni Cemaatimiz için bir ilki başlatarak bu yıl Büyük Oruç döneminde iftar yemeği çıkarttık. 17 Şubat’ta başlayan Büyük Oruç ay sonunda bitecek ve biz belediye olarak hergün iftar yemeği vermeye devam edeceğiz” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet 11 Ağustos sabahı bölgeye gitti. Birlik, köylülerle görüşüp dönüşe geçtiklerinde, Sarıyazı Olukpınar köy yolu ayrımında teröristlerce yerleştirilen uzaktan kumandalı mayın patlatıldı. Olayda, Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Mikdat Şamdancı, Uzman Çavuş Selim Kabataş, Uzman Çavuş Gökhan Kuvat, jandarma erler Aydın Emer, Önder Muratoğlu, Adem Bilaloğlu, Murat Atsen, Abdurrahman Bolat ve Barış Demir şehit olurken, Kemah İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Yılmaz Tankül ile jandarma er Ali Üzüm yaralandı. GATA’da tedaviye alınan ve o günden beri yoğun bakımda tedavisi süren Jandarma Binbaşı Tankül dün şehit oldu. Tankül’ün cenazesi dün ikindi vakti memleketi Afyonkarahisar’ın Sul tandağı İlçesi’ne bağlı Yakasenek Köyü’nde toprağa verildi. Şehidin eşi Halime Tankül(40), kızı Beyza Tankül(14) ile oğlu Burak Eren Tankül(7), tören öncesinde birbirlerine sarılarak teselli bulmaya çalıştı. Beyza ve Burak Eren, babalarının Türk bayrağına sarılı tabutuna dokunarak uzun süre başında bekledi. l AFYONKARAHİSAR / DHA Önceki gün bu zincire daha büyük bir halka eklendi. RTE, Dolmabahçe’de HükümetKürtler arasında açıklanan 10 maddelik deklarasyona yanlış dedi.(**) Arınç da RTE’ye adeta “sus artık konuşma” zılgıtıyla, hükümetin ‘Barış Süreci’ni sürdüreceğini açıkladı. RTE’den yanıt: “Beni konu mankeni yapmak istiyorlar.” RTE’nin bu sözüne iki açıdan bakabilirsiniz. İlki, bir saldırı amacı taşıyabilir: “Konu mankeni olmadığımı ve bunu yapamayacağınızı göreceksiniz.” İkincisi ise, çaresizliğin dibe vuruşu ve halka şikâyet! Benim bildiğim ve izlediğim RTE pes etmez, bence bu bir meydan okuma olmalı! Cemaat ile çatıştığı son 4 yıl içinde, tek başına kaldığı anlarda bile kendi arkadaşlarına ve Cumhurbaşkanı Gül’e karşı girdiği savaşta (mesela 2. Şike Yasası) galip çıkmasını bilmişti... RTE, yasal ve anayasal kimliği olduğu sürece hükümeti tam kontrol edemeyeceğinin bilincinde bir adam. Şimdi yeni bir saptama yapıyorum: RTE başkanlık sistemini, aynı zamanda ve öncelikle kendi hükümetine karşı, hükümeti tam kontrol için de istiyor! Davutoğlu hükümeti anlaşılan RTE’ye hiç danışmadan pek çok konuda “bağımsız” karar alıyor. Demişti ki geçen ocakta “Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında, istişare ve danışma mekanizması yeterince işletilemiyor… İstişare ve uyum olabilmesi için başkanlık sistemine ihtiyaç var.” Bakanlar, RTE’nin birer küçük memuru durumuna düşecek! Şimdi de Kürtlerle görüşme üzerinden patlak veren bu son çatışmanın üç yönüne dikkatinizi çekerim: 1) RTE, hükümetin anayasal bağımsızlığına ve icra yetkisine sürekli saldırı halinde.. Bakanlar ise anayasal yetkilerini savunma tepkileri veriyor. Arınç’ın şiddetli tepkisini, tamaman bir savunma refleksi olarak görün.. 2) Önceki hafta ne olmuştu? Hakan Fidan olayı.. Davutoğlu MİT Müsteşarı Fidan’ı Cumhurbaşkanı’nın sultasından çekip almıştı. Ama RTE ortalığı yaktı yıktı ve Hakan Fidan’ı geri aldı! Davutoğlu, Fidan olayında ağır bir yenilgi tatmıştı... 3) Bu aslında, Hakan Fidan üzerinden hükümeti ve başbakanlığı aşağılamaktı. Hakan Fidan olayı, demek ki hükümet üzerindeki baskısına tüy dikti ve Arınç’ın “yeter artık, sen işine bak” tutumuna yol açtı. Buna isterseniz “karşı intikam”, RTE’ye anayasal sınırlarını göstermek de denebilir. 4) Arınç’ın bu çıkışını, hükümetten, Davutoğlu’ndan bağımsız düşünmeyin. Bu çıkışı yapabilecek en iyi durumda Arınç’tı. Zaten siyaset dışı kalıyor. RTE neler yapabilir? Not: Yandaş medyada bir aklıevvel, beyninin alamayacağı işlere kalktı, yazılarımdan beni “askeri darbeci” ilan etti.. (Bir ‘sosyal demokrat’tan sonra sıra tam sağcıda, ümmetçide).. Bir de aptalca “ihbarcılığa” soyunmuş. Minik Küçük, hoş geldin! Acaba hangi “yandaş kardeşleri”, bu kullanışlı enayiye bunu yaptırdı?! (*) 28 Aralık 2014: RTE Davutoğlu ilk bilek güreşleri. http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2014/12/rtedavutogluilkbilekguresleri1.html ve izleyen iki yazı yazılarımdan, 29 Aralık: Rüşvette farklılık Bilek Güreşi 2; 30 Aralık RTE: Sözlerinin Şifreleri3 (**) RTE, MHP’ye oyların kaydığını görünce, Kürt sorunu yok’a geldi. 2011 seçimlerinde de Apo’yu ben olsam asardım, demişti! Şehit Tankül Yeter, sen işine bak! Urla’ya bir taşocağı daha Fotoğraf: AA Tesisi, İstanbul’daki göçükte iki kişinin ölümüne neden olan şirketin sahibi kuracak. rla’nın Birgi köyünde yeni bir taşocağı ve kırmaeleme tesisi için çalışmalar başladı. Köye sadece 950 metre uzaklıkta olan tesis, orman alanı ve doğal yaşam merkezinin ortasında kurulacak. İzmir’de yarımada bölgesinin kontrolsüz projelerle gündeme gelen ilçelerinden Urla’da yeni bir taşocağı tesisi için ön izin verildi. Birgi köyünde yerleşim yerine Denizden çıkanlar görenleri şaşırttı U 100 kişi 2 km uzaklıktaki maden şirketine yürüdü. Eğlence siyanür madenine karşı ozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde yaklaşık 100 kişilik grup, bir maden firmasınca Eğlence köyünde siyanürle altın çıkarmak için yürütülen çalışmaları protesto etti. “Eğlence siyanüre karşı”, “Siyanür varsa sutoprakhayat yok”, “Geleğimizi çalma”, “Biz burada madeni istemiyoruz, siyanüre hayır” yazılı pankartlar açan grup, sloganlar eşliğinde maden şirketi Y Bodrum Belediyesi’nce organize edilen Yalıkavak Limaniçi ile sahildeki temizlik çalışmalarında yaklaşık iki saatte denizden yüzlerce kiloluk atık malzeme toplandı. Denizden dalgıçlar tarafından çıkarılan hafriyat kamyonları ile iş makineleri lastikleri, içki ve meşrubat şişeleriyle evsel atıklar ilginç görüntüler oluşturdu. Yalıkavak Limanı’nda bir süre sergilenen atık malzemeler, belediye ekiplerince ayrıştırılarak çöplüğe götürüldü. Deniz dibi temizliğine Deniz Temiz Derneği üyeleri ile bazı duyarlı vatandaşların da destek verdi. l MUĞLA / AA nin 2 kilometre uzaklıktaki şantiyesine kadar yürüdü. Grup adına yapılan açıklamada, bölgede siyanürle altın çıkarılmasının insan sağlığını ve doğayı olumsuz etkileyeceği belirtilerek “Mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu madeni burada işlettirmeyeceğiz” denildi. Açıklamının ardından bir süre slogan atan grup, daha sonra dağıldı. l YOZGAT / AA çok yakın 100 hektarlık alanda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden ruhsat alan şirketin 20 hektarlık alanda kırma eleme tesisi kuracağı belirtildi. Tesisi İstanbul’da yaşanan kaza ile gündeme gelen Hızır Kaptan isimli kişinin işleteceği öğrenildi. Sultangazi’de faaliyet gösteren ‘Has Beton’ adlı taşocağında geçen 29 Haziran’da meydana gelen toprak kaymasında, kepçe operatörü Süleyman Akay ve kamyon şoförü Erdem Çelikmen tonlarca balçığın altında kalarak yaşamını kaybetmişti. l İZMİR Cumhuriyet Taşocağı köye çok yakın ormanlık olana kurulacak. C M Y B