18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Y ASAM 2 821 yılından bu yana yayımlanan saygın İngiliz gazetesi Guardian’ın 12’nci ve ilk kadın yayın yönetmeni, gazetede 18 yıldır görev yapan Katharine Viner oldu. Halen gazetenin Amerika’daki dijital basımının başında olan 1971 doğumlu Viner, demokratik bir seçimle göreve getirildi. 20 yıldır ga Gucci’den akıllı saat Apple saatin ardından Gucci de akıllı saat yatırımı yapıyor. Telefon olarak kullanılabilen, mesaj ve email alıp, yollayabilen saatin ayrıca müzik çalma, harita görevi görme özellikleri de var. Gucci’nin giyilebilir teknolojisinin fiyatı henüz açıklanmadı. EDİTÖR: AYŞE FERHANGİL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Fotoğraflı sözlüğe destek çağrısı Girişimci bir fotoğrafçının eseri olan ve internete yazılan kelimelere açıklama olarak fotoğraf gösteren uygulama kullanıcılarından destek bekliyor. The Photographic Dictionary adlı internet sitesine gönderilen fotoğraflar sözcük karşılığı olarak kullanılacak. Pazar 22 Mart 2015 Guardian gazetesi nin 194 yıllık tarihinde ilk defa yayın yönetmenliği görevine bir kadın atandı. İki asırlık gazeteye kadın eli 1 zetenin yayın yönetmenliğini yürüten Alan Rusbridger’dan boşalacak koltuk için Guardian ve kardeş gazete Observer çalışanları tarafından yapılan oylama sonucunda finale kalan iki adaydan biri olan Viner, çalışanlardan yüzde 53 oranında oy almıştı. Anne ve babası öğretmen olan Viner, Oxford’daki Pembroke Kolej’de son yılını okurken Guardian’ın yaşam sayfalarının yeniden tasarlanması için açılan yarışmaya katılmış ve burada aldığı derece sonrasında gazeteciliğe başlamıştı. Cosmopolitan ve Times of London gazetesinin pazar yayını olan The Sunday Times’da çalıştıktan sonra 1997 yılında Guardian gazetesinin yaşam sayfalarına dönen Viner, eklerin ardından ana gazetede değişik pozisyonlarda görev yaptı. Son olarak Guardian’ın Avustralya yayınlarını yönetmesinin ardından New York’a atanmıştı. Viner İngiltere’de ana akım gazetelerdeki tek kadın yayın yönetmeni olacak. lYaşam Servisi Temsilciler Kim? evgili okurlarım, her seçim öncesi ve son yıllarda her Nevruz’da yaşanan “Barış çağrısının” bir yenisine dün tanık olduk: Öcalan’ın 2015 Nevruz bildirisi okundu... Yine yuvarlak laflarla yapılan bir giriş... Yine bir “Barış” çağrısı... Yine bir süreç... Yine bir toplantı çağrısı... Yine bazı koşullar... Dilerim bu kez bu bildiri, öncekiler gibi havada kalmaz, uygulamaya dönüşür ve Türkiye huzura kavuşur. HHH Liderler belli bir konuda bir mesaj yayımladıkları zaman genellikle herkesin kabul edeceği genel ilkelerle söze başlar, asıl yapacaklarını veya yapmak istediklerini mesajın ilerleyen bölümlerinde satır aralarında verirler... Belirttikleri genel ilkelerle, yapmak istedikleri arasındaki uyum ise, hem onların ne denli samimi olduklarını, hem de önerilerinin ne kadar gerçekçi, yani uygulanabilir olduğunu belirler: Genel ilkeler ile eylem planı uyumlu ise, hem samimidirler hem de önerileri gerçekçidir. Yok eğer genel ilkeler ile eylem planı uyumsuz ise, ne samimidirler ne de uygulamak istedikleri eylem planı gerçekçidir. HHH Öcalan bildirisine şu genel teşhisle başlıyor: “Emperyalist kapitalizmin ve despotik yerel işbirlikçilerinin tüm dünyaya dayattığı Neoliberal politikaların yol açtığı kriz, bölgemiz ve ülkemizde çok yıkıcı bir şekilde yaşanmaktadır. Halklarımızın ve kültürlerinin etnik ve dini farklılıkları, bu kriz ortamında, anlamsız ve acımasız kimlik savaşlarıyla tüketilmektedir. Ne tarihi ne çağdaş, ne de vicdani ve siyasi değerlerimiz bu tabloya asla sessiz ve bigâne kalamaz. Bilakis acil bir müdahale, dini inançlarımız, siyasi ve ahlaki sorumluluğumuzun gereğidir.” Sanıyorum bu sözlere itiraz etmek pek de olanaklı değil... Çünkü hem “Emperyalist kapitalizm” hem de “Despotik yerel işbirlikçiler” gerçekten de dünyaya ve bölgemize “Neoliberal politikaları” dayatarak günümüzdeki krizlere yol açmaktalar ve bu duruma acilen müdahale etmek gerekiyor. HHH Öcalan’ın bu dikkatle hazırlanmış bildirisini tümüyle okuduğumda yine de çok umutlu olamıyorum... Çünkü bildiride suçladığı aşağıdaki aktörlere, “Barış süreci” açısından güvenemiyorum: 1) Neoliberal politikaları dayatan emperyalist kapitalizmin dünyadaki ve bölgemizdeki temsilcileri... 2) Bölgemizde Neoliberal politikaları dayatan Türk tarafındaki despotik yerel işbirlikçilerin temsilcileri... 3) Bölgemizdeki Neoliberal politikaların Kürt tarafındaki despotik yerel işbirlikçilerinin temsilcileri... Bu temsilcilerin bir bölümü doğrudan “Barış süreci” içinde yer almıyor mu? S Elton John’un annesine sahte ‘Elton’ geldi ngiliz şarkıcı Elton John’un annesi kendi doğumgünü kutlamasına oğlunun benzerini getirdi. Batı Sussex’te yaşayan ve Elton John’la uzun süredir küs olduğu bilinen Sheila Farebrother 90’ıncı doğum günü kutlaması için akşam üzeri bir kafede arkadaşlarıyla buluştu. Ardından içeriye ‘Elton John’ girdi. Kafedeki da Farebrother sahte Elton ile. vetliler arasında heyecan dalgası yaratan bu olay, ‘Elton John’un sahneye çıkmasıyla şaşkınlığa dönüştü. Çünkü sahnede şarkı söyleyen adam Elton John değil, onun benzeri olarak davetlerde gösteri yapan bir benzeriydi. 2008 yılından bu yana oğluyla konuşmadığı bilinen Farebrother’ın, sahte Elton John ile sanatçının en popüler 16 şarkısını söylemesi için anlaştığı ortaya çıktı. İ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle