19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 17 Mart 2015 haber EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN AKP karşıtlarının oranı AKP yandaşlarını geçti KONDA Genel Müdürü Ağırdır: Son araştırmalarda oranlar tersine döndü SİBEL BAHÇETEPE 6 ‘Demokratik Darbe’ eçim Sonrasına “S Bakış2”yi yazacaktım ama notlarımı evde unutunca.. dünden devam. Koray Çalışkan dostum (oturup bira rakı içtik), yazımdan 27 Mayıs darbeciliğimi çıkardı ya.. Buradan gidelim.. Seçilmiş bir iktidar anayasayı rafa kaldırır, oyunun kurallarına uymaz, diktaya gider, demokratik hak ve özgürlüklerini kullananlara zulmeder, muhalefete kumpas kurar, ülkeyi vatan cephesidüşmanlar diye böler ve milleti birbirine kışkırtır, ortada göstermelik sandık görüntüsü kalırsa… Seçimler için demokratik bir kamuoyu ortadan kaldırılmıştır ve sandık manipülasyonları gündemdedir.. Şüphesiz ki böyle bir durum ülkede direnişe götürür. Çeşitli kesimler sokaktadır. Seçim olsa bile ne önemi var düşüncesi yayılır. Toplum sokulmak istediği cendereye sığmaz.. Ordu darbe yapar.. (27 Mayıs’ı anlatıyorum yanlış anlamayın.) Kurulu düzen bozulmuştur.. Ama bu düzeni bozan aslında ne halktır ne de ordu. Bozan iktidardır. Oyunun kuralını çiğneyince, iktidarın seçilmişliği mi kalır? “Aman seçilmiştir susalım, yapacağını yapsın, hepsi hakkıdır..”, kim der? Böyle iki odak düşünür, iktidardan yana olanlar ile halk isyanı veya askerin müdahalesi gibi olaylardan ve düzenin bozulmasından müthiş korkanlar, endişe edenler. Aslında düzen çoktan bozulmuştur! “Aman, zaten iktidar baskı yapıyor, bir de karşı isyanla memleketi daha büyük kargaşalığa sürüklemeyelim..” Oysa toplumların dinamiği farklı işler.. Biz, fani bireylerin tek tek çabası ile ne direnişi durdurabilirsin ne de askeri. Çoğunlukla da belanı bul anlayışı egemen olur. ve siyaset bilimci “yoo hayır, Hitler sandıktan çıktı, ayıptır, bu demokratik olmaz” diyebilirdi!? Hitler aşırı bir örnek mi? O, iktidarda bütün güçleri adım adım ele geçirdikçe Hitler oldu. Siyaset böyle bir şeydir. Kişinin içinde demokrasi, kural vb. gibi şeyler yoksa, veya bunları adım adım kırıp döktüyse, gideceği yer diktatörlüktür.. Önce bir adım sonra 2, 5 ve 10’ar adımlarla, koşarak... 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbecilerine karşı ordu içinden karşı darbe olsaydı ve hemen büyük bir demokrasinin yolunu açsaydı, ne yapardınız? Demek istediğim şu: Siz ilke olarak askeri darbelere karşı olabilirsiniz, ama toplumların dinamiği sizi dinlemez. Toplumlarda ilkeler bozulunca tam bozulur. Bu durumda ilkesel bakışın da ne anlamı kalır ne geçerliliği. amuoyu araştırma şirketi KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, araştırmalarında ilk kez AKP karşıtlarının oranının, AKP yandaşlarını geçtiğini söyledi. Ağırdır, toplumun yüzde 60’a yakınının kutuplaşma içinde olduğunu vurgulayarak “Kutuplaşma oranlarına baktığımızda geçmiş yıllarda AKP yandaşları yüzde 35 iken AKP karşıtları yüzde 25’lerdeydi. Son yaptığımız araştırmada ise bu oran tersine döndü. Toplumda tedirginlik ve huzursuzluk var; ama bunun oy oranları K na yansıyıp yansımayatü. Ülkenin üçte biri cağını şimdiden söylehalen kutuplaşmanın mek çok mümkün dedışında. Bu insanlağil” dedi. Ağırdır, yılda rın seçimlerde ne kabir kez kutuplaşma enrar vereceğini bilmiyodeksini ölçüp “Yaşamruz; ama bu sonuç bile dan memnuniyet” anönemli bir değişiklik. keti yaptıklarını anlata5 yıldır ölçtüğümüz bu rak son araştırmada ilk endekste ilk defa AKP kez AKP karşıtlarının yandaşları azalmış oloranının arttığına dikdu” diye konuştu. Ağırdır kat çekti. Ağırdır, AKP’nin ve Geçtiğimiz yıllarda özellikle Recep Tayyip yaptıkları araştırmalarda çıkan Erdoğan’ın son 2 yılda kullandığı oranların tersine döndüğünü didilin bu kutuplaşma oranlarının le getiren Ağırdır, “AKP karşıtladeğişmesinde etkili olduğunu vurrının oranı yüzde 35’e çıkarken guladı. “AKP’nin her şeyden önce yandaşların oranı yüzde 25’e düş parlementoda ezici çoğunluğu var; ama her şeyi torba kanunlarla yürütebiliyor. En küçük bir mesele bile, çok doğru yerinde bir değişiklik bile çok keskin tartışmalara yol açıyor” diyen Ağırdır, bunun siyasi kutuplaşmanın bir sonucu olduğunu söyledi. Erdoğan’ın Gezi Parkı Direnişi sırasında “Yüzd e 50’yi zor tutuyorum”, “Biz ve onlar” gibi açıklamaların 1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sırasında geliştirdiği dilin insanları giderek huzursuz etmeye başladığını anlatan Ağırdır; dış politika, ekonomi, açılım sürecinde somut adımların atılamaması gibi durumların da toplumda tedirginlik ürettiğini söyledi. Davutoğlu örtülüde 7.5 kat fazla harcadı Örtülü ödenek harcamaları şubatta geçen yılın aynı ayına göre 7.5 kat arttı. Bir aylık artış 2 kat oldu MUSTAFA ÇAKIR Şimdi bir oyun kuralım ükümetin, gizlilik gerekçesiyle nereye gittiği açıklanmayan “örtülü ödenek” harcamaları “patladı”. Harcama 1 yılda 7.5, bir ayda ise yaklaşık 2 kat arttı. Ocak ayında 109.8 milyon lira olan örtülü ödenek harcamaları şubat ayında 214 milyon liraya ulaştı. Geçen yıl şubat ayında örtülü ödenekten 28.9 milyon lira harcanmıştı. Ahmet Davutoğlu’nun başbakan olarak görev yaptığı 6 ayda ise örtülü ödenekten yapılan harcamanın miktarı 661.7 milyon liraya ulaştı. Maliye Bakanlığı şubat ayı bütçe gerçekleşme rakamlarını yayımladı. Harcamalardaki en dikkat çeken kalemlerden birisi de “örtülü ödenek” oldu. Bütçeden örtülü ödenek olarak bilinen “gizli hizmet giderleri” kapsamında ocak ayında 109 milyon 827 bin lira harcama yapılmıştı. Şubat ayında örtülüden yapılan harcama yaklaşık iki kat artarak 214 milyon 92 bin liraya çıktı. Geçen yıl şubat ayında örtülü ödenekten 28 milyon 962 bin lira harcama yapıldı, böylece geçen yılın şubat ayına göre örtülü öde H 6 ayda 661.7 milyon lira Ahmet Davutoğlu’nun başbakan olduğu geçen yılın eylül ayından bu yana örtülü ödenek harcamaları da şöyle gerçekleşti: Eylülde 109.5 milyon lira, ekimde 34.6 milyon lira, kasımda 119 milyon lira, aralıkta 74.6 milyon lira, bu yılın ocak ayında 109.8 milyon lira, şubatta da 214 milyon 92 bin lira. Davutoğlu’nun başbakan olduğu 6 aylık sürede örtülü ödenekten toplam 661.7 milyon liralık harcama gerçekleştirildi. Örtülüden geçen yılın tamamında ise 1 milyar 75 milyon 905 bin lira harcama yapılmıştı. Bütçe rakamlarına göre Cumhurbaşkanlığı ocak ayında 10 milyon 57 bin lira harcama yapmıştı. Başbakanlık’ın şubattaki harcamaları da yaklaşık 2.5 kat artarak 340 milyon 481 bin liraya çıktı. Hitler tamamen yasal yollardan, her şeyi kendine dönüştürerek, İkinci Dünya Savaşı’na doğru hızla gidiyor.. toplumu her kademeden ele geçirmiş. Yahudileri, çingeneleri kesecek.. Dünya büyük endişe içinde. Bu nasıl durdurulacak.. En kötüsü dünya savaşı. En iyisi, Hitler’in çevresinden, içinden, devletten, ordudan vb. bu felaketi durduracak bir komplonun tezgâha konması.. Valla bütün dünya dans eder miydi etmez miydi.. Peki hangi toplum Siz o zaman ne yaparsınız? Sonuçlara bakarsınız.. Dostum Ergin Yıldızoğlu şöyle diyor: “Her siyasi olay, şiddet olayları, darbe vb. de dahil, tarihsel bağlamı ve yarattığı sonuçlar üzerinden tanımlanır. Apriori olarak bir anlama sahip değildir..” Hadi bakalım, sonuçlara “iyi gözle” bakarsanız, K.Ç’ye göre darbecisiniz.. Yahu darbeyi ben yapmadım, nasıl darbeci olurum? Bir bakmışsınız ayol herkes darbeci! Ergin, bir de bir makale göndermez mi.. Adam münafık.. “The Democratic Coup o’Etat” (Demokratik Hükümet Darbesi). 27 Mayıs 1960’ı diğer hükümetaskeri darbelerle kıyaslayan ve dünyada büyük destek almış ve yankı yaratmış bir makale.. Yazan Ozan O. Varol, Doçent, ChicagoKent College of Law’da. Makalesinin yayımlandığı dergiye bakın: Harvard International Law Journal, Volume 53, Sayı 2, 2012 Yaz.. Makaleye ulaşabilirsiniz, 60 sayfa, işim çok... Şu darbeciye bak hele, hem bilimci hem de hiç çekinmeden makalesine demokratik darbe adını takmış.. Yahu darbenin demokratikliği mi olur! Bu konuya çok da katkı var. Ama belki hepsini blogumda açacağım yeni bir sayfada yayına koyarım. Not: Diyanet, Çanakkale Zaferi için geçen cuma camilerde hutbe okuttu. İçinde tek kelime Atatürk yok... Bunlarda utanmak, vicdan, hak hukuk da mı yok? Evet yok… Sonuçlar ne diyor? l CHP Sözcüsü Koç’tan Erdoğan’a tepki nekten yapılan harcama yaklaşık 7.5 kat artmış oldu. Seçim öncesinde bütçe giderlerindeki yüksek artış dikkat çekti. Bütçe uygulama sonuçlarına göre geçen yılın şubat ayında 32 milyar 756 milyon lira olan bütçe giderleri, bu yılın aynı ayında yüzde 29.8 artarak, 42 milyar 511 milyon liraya ulaştı. Faiz hariç bütçe giderleri de geçen yılın aynı ayına göre yüzde 21 artışla 35 milyar 622 milyon lira oldu. Bütçe gelirleri de şubatta, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16.6 artarak 40 milyar 153 milyon lira olarak ya şandı. Geçen yılın şubat ayında 1 milyar 668 milyon lira fazla veren bütçe, 2015’in şubat ayında 2 milyar 358 milyon lira açık verdi. Faiz giderleri, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 107.1 arttı ve 6 milyar 889 milyon lira olarak gerçekleşti. Bu yılın şubat ayı vergi gelirleri tahsilatı da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17.2 artarak 34 milyar 613 milyon liraya yükseldi. Geçen yılın ocakşubat döneminde 3 milyar 575 milyon lira fazla veren merkezi yönetim bütçesi, bu yılın aynı döneminde 1 milyar 410 milyon lira fazla verdi. lANKARA ‘Türkiye A.Ş. olsa çoktan iflas etmişti’ HP MYK Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantı sırasında gazetecilere açıklamalarda bulunan Koç, CHP’nin seçim kampanyasını 28 Mart’ta İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki törenle başlatacağını söyledi. Erdoğan’ın “Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir” sözlerini anımsatan Koç, sözleri “talihsizlik” olarak yorumladı. Koç, “Bu mantıktan bakacak olursak devlet bir A.Ş. ise ordusu hangi tanıma giriyor, kapıdaki güvenlik görevlisi mi? Başbakanın işi ne peki? Çok seviyorlar ya, bir benzetme yapıyorlar. Şirketse başbakanın görevi genel müdürlük mü? Kuyuya bir taş atıyor, ondan sonra 40 tane akıllı çıkarmaya çalışıyor” diye konuştu. İşsizlik oranının son 4 C yılın rekorunu kırdığına ve yüzde 10.9’u ulaştığına işaret eden Koç, “Anonim şirket olsa çoktan iflas etmişti, onu da söyleyelim” diye ekledi. HSYK Kozmik Oda için devrede ALİCAN ULUDAĞ SYK 3. Dairesi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlatılan ve Seferberlik Tetkik Kurulu Bölge Başkanlığı’na girilerek sırların deşifre olmasına neden olan Kozmik Oda dosyasında usulsüz soruşturma yapıldığı iddialarına ilişkin işlem başlattı. Daire, Kozmik Oda’ya giren hâkim Kadir Kayan ve savcı Mustafa Bil H gili hakkında inceleme başlatılıp başlatılmamasını gündemine aldı. İddialar ciddi bulunursa, Kayan ve Bilgili hakkında inceleme veya soruşturma başlatılacak. Kozmik Oda soruşturmasına ilişkin Ankara Savcılığı’nın 5 yıl sonra verdiği takipsizlik kararı, tartışmaları beraberinde getirmişti. Kararda, Arınç’a suikast ihbarının gerçek olmadığı belirtilerek sahte ihbar tutanağı hazırlayan polisler hakkında soruşturma başlatıldığı açıklanmıştı. Kozmik Oda’ya girilmesine neden olan ve bir er ile babasının arasındaki “evrakları yakıyoruz” konuşmasının da dosyada olmadığı, ayrıca bir şüpheli ile avukatının görüşmesinin usulsüz kayda alındığı anlatılmıştı. Diğer tartışma ise Seferberlik Tetkik Kurulu’nun Kozmik Odası’ndan 2009’da alınan 1.5 terebaytlık imajların, 2013’de Genelkurmay dışına çıkartılması ve usulsüz kopyalanarak sırların deşifre olmasına ilişkin yaşandı. Genelkurmay, suç duyurusunda bulunulacağını belirtilmişti. l ANKARA Koç, Erdoğan’ın Balıkesir’de yaptığı konuşmada “Kardeşim ne Kürt sorunu ya, artık böyle bir şey yok” sözlerine sert tepki gösterdi. “Böyle bir sorun yoksa, çözüm süreci niye var?” diyen Koç, şöyle devam etti: “Erdoğan, dün itibarıyla zaten olmayan çözüm sürecini tamamen çöpe atmış durumdadır. Kürt sorununun çözümü gibi bir dertleri yoktu, hiçbir zaman da olmadı. AKP bu sorunu sömürmekle kalmadı, derinleştirdi, bölgeselleştirdi, uluslararasılaştırdı.” lANKARA/Cumhuriyet ‘Kürt sorunu yoksa çözüm süreci niye’ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle