28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 17 Mart 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY 14 Son 12 yılda yaşadıklarımızı alaya alabilsek, illallah komedi adı altında yorumlanabilir. Zira günümüzü İlahi Komedi diye tanımlamak bile yazarı Dante’ye büyük haksızlık olacak! 12 yıldır başımızdaki siyasal süreç, liderinin son açıklamaları, gerçekten artık illallah komedi adına layık gelişmeler gösteriyor. Bal gibi hak ettiği diktatör sıfatı ile anılmaya fena bozuluyor. Düşündü taşındı. Dehasına kurban olsunlar: Diktatör tanımından kurtulmak için bula bula ülkeyi ticari anonim şirkete ve kendisini de dalkavuklarıyla bu AŞ’nin başında gören bir patrona benzetti! HHH Bu ülkeyi aslını inkâr eden yamuk biçime soktuğu yetmiyormuş gibi, şimdi de il il gezerek toplama halka bu seçimde ne olur bana 400 milletvekili verin. Sessiz sedasız başkanlık rejimini getirivereyim, vallahi billahi diktatör değil, olsam olsam Türkiye Cumhuriyeti AŞ’nin başına geçerim, diyen; neredeyse oy dilenciliği diye yorumlanacak konuşmalar yapıyor. İllallah Komedi! HHH Şu cehalet kaynağı egosunun yarattığı dünyamıza bakın... 4 ayda indireceğini ilan ettiği Esad, 4 yıldır hâlâ ülkesinde tek egemen kişi. Devran döndü. Kendini Nâsır’dan sonra yetişen en büyük bölge lideri sanan RTE’nin Ortadoğu politikalarının karaya oturduğunu kanıtlayan gelişmelere gıkı çıkmıyor. Dört yıldır Esad’a söylemediğini bırakmayan, Batı dünyasını peşinden sürükleyeceğini ve de üstelik kendini Ortadoğu aslanı sanıp Şam’da namaza heveslenen RTE, acaba neden şu sıralar ABD ile müttefiki Batı’nın Esad’la müzakereye hazırlandığı haberlerine kükreyemiyor. HHH Dışişleri Bakanı John Kerry’nin “ABD eninde sonunda Esad’la müzakereye oturmak zorunda kalacak” demecinden günlerce önce CIA Başkanı John Brennan’ın Türkiye’ye yönelik açıklamalarına önem vermedi medyamız. CIA Başkanı, günler önce Kongre komisyonunda Türkiye’nin neden IŞİD’le ABD ve ortaklarının savaşımında yer almadığı sorusuna “Türkiye’nin başka hesapları var” diye yanıt verdi. O sırada IŞİD’le savaşmayı göze alamayarak henüz gerçekleşmeyen Süleyman Şah Türbesi’ni apar topar toplayarak tabana kuvvet kaçışımızı örnek veremedi. IŞİD, hilafeti temsil ettiğini ilan ettiği günlerde bile Bay RTE, bu örgüte terörist dememeye özen gösteriyordu. HHH Kerry’den önce ikinci kez yine sahne alan Brennan “ABD’nin Şam hükümetinin ve siyasi kurumlarının çökmesini istemediğini de” söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Brennan’ı teyiden Kerry’nin açıklamalarını Esad’la doğrudan müzakere değil diye açıklıyor ama... ... aması şu ki, bu açıklamalar Suriye politikamızın giderilemez çöküşünün kanıtı. Son Riyad ziyaretinden sonraki açıklamalarının altında Mısır’la zoraki ilişki kurmak için Suudi kralının arabuluculuğu mu yatıyor acaba? Zira CHP lideri Kılıçdaroğlu TV’lerden, Türkiye’nin IrakSuriye yolları kapalı olduğundan Arap ülkelerine ihracatına olanak sağlayan RoRo anlaşmasını Mısır’ın 24 Nisan’da feshedeceğini açıklamıştı. HHH Yaşadıklarımızın başrolü RTE’ye yakışan trajik illallah bir komedi! Suriye’de Bir İflas Daha Hafta sonunda dış politikamıza ilişkin bir iflas daha gündeme düştü. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ülkesinin Suriye’de karşı karşıya kaldığı durumu şöyle özetledi: “Önünde sonunda Esad’la masaya oturacağız. Başka bir müzakere zemini görünmüyor.” Kerry’nin bu açıklamasının zeminini CIA Başkanı Brennan dile getirmişti. Brennan’a göre de elde Esad’dan başka muhatap olunacak bir güç odağı yoktu. Küresel aktörlerin bu tür açıklamaları belli bir yol alındıktan sonra kamuoyu ile paylaşılır. Bu anlamda gözlemimiz o ki ABD ölçtü biçti, Suriye’de terör örgütü IŞİD’in aldığı yol karşısında Esad’ın güçlendirilmesine karar verdi. Alt temasları tamamladı, durumu olgunlaştırdı. Diyalog aşamasına gelmeden önce de yazının girişinde paylaştığımız açıklamayı yaptı. Önümüzdeki günlerde Esad’ın ABD ile temasta ciddi bir noktaya geldiği haberi çıkarsa şaşırmamak gerekir. HHH Ekim 2010’da Tunus’ta bir seyyar satıcının kendisini yakmasıyla Arap Baharı olarak adlandırılan süreç başlamıştı. Tunus’ta yükselen bahar kısa sürede Libya ve Mısır’ı etkilemiş, Arap Yarımadası’nın küçük devletleri art arda gerilmişti. Mart 2011’de de Suriye’ye gelen bahar, kısa sürede ülkeyi kutuplara bölmüştü. Daha birkaç ay geçmeden Suriye sancıları bugün de devam eden iç savaş sarmalına bürünmüştü. Batı, başlangıçta “Esad’a karşı olan herkes demokrasi âşığıdır” söylemini benimsemiş, Esad muhaliflerinin tümünü ortak bir paydada toplamaya girişmişti. Ortak payda da Esad’ın gitmesiydi. Esad gibi bir diktatör devrildikten sonra nasıl olsa daha iyisi gelirdi, kötüsü olamazdı. Ancak sosyolojinin şu kuralı, Suriye’de de işledi; diktatörlükleri kazıdığınızda toplumun derinliklerinde ne varsa o su yüzüne çıkar. Suriye’de de Fransız mandasından sonra kurulan devlet, hep otoriter yönetimlerle anılmıştı. Esad’ın sonrasının başka Esad ya da Esad’larla devam edeceği kısa sürede anlaşıldı. Gelinen noktanın özeti, IŞİD terörünün yükselişidir. ABD, “Yükselen IŞİD karşısında Esad’ın sesini işitmekten başka çare olmadığını” ilan etti. HHH Bize gelince... Arap Baharı’nın tuzu biberi, her şeyi bizden deyip yola çıktık. Bütün ülkeleri karşımıza aldık. Önceki hafta Libya’da bayrağımız yakıldı. Mısır, limanlarını Türkiye’nin RoRo gemilerine yasaklamaya hazırlanıyor. Bu ülkede büyükelçimiz zaten yok. İsrail ile diplomasi suyun altında. Suriye için de Temmuz 2013’te dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Esad’ın haftaları kaldı” demişti. Tablo ortada. Önümüz haziran, ister misiniz AKP gitsin Esad kalsın... YGS için suç duyurusu ‘ÖSYM kararınaDanıştay görevi k uymayıp öt kullandı’üye nkara Barosu, Danıştay 8. Dairesi’nin, üniversite sınavında sorulan soruların sadece yüzde 20’sinin yayımlamasına ilişkin yürütmeyi durdurma kararını uygulamayan Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Ali Demir ve yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet A Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusunda, Ali Demir ve diğer ÖSYM yöneticileri hakkında, Türk Ceza Yasası’nın görevi kötüye kullanma suçunu düzenleyen 257. maddesi uyarınca 3 yıla kadar hapis cezalandırılmaları talep edildi. Danıştay 8. Dairesi’nin, ÖSYM kararının yürütmesini durdurduğu anımsatılan suç duyurusun da ÖSYM’nin, bu karara rağmen 15 Mart 2015 Pazar günü yapılan YGS’de sorulan soruların da sadece yüzde 20’sini açıkladığı belirtildi. Ali Demir ve kararda sorumluluğu bulunan ÖSYM yöneticilerinin, anayasanın 125 ve 138. maddeleriyle İdari Yargı Usul Kanunu’nun 27 ve 28. maddelerini ihlal ettikleri vurgulandı. lANKARA / Cumhuriyet EÜ’de öğrencilerin kullandığı alanlara inşa edilen sac levhalar protesto ediliyor. ‘Ege’de kurultaya salon yok Baskı ve yasakların dinmediği Ege Üniversitesi’nde, Ege Öğretim Elemanları Derneği’nce bu yıl 8. kez düzenlenecek “Üniversite Kurultayı”, etkinliğe bir hafta kala rektörlük tarafından iptal edildi. 8 ay önce izin verilen kurultay, geçen ay kampusta öldürülen Fırat Çakıroğlu ve Nevruz gerekçesiyle yasaklandı. Kurultayda, bilimden, toplum araştırmalarına, piyasa ekonomisinden, mobbinge kadar bir çok konu işlenecekti. Kurultay, türbanlı öğrencileri derslere almadığı öne sürülerek hapis cezası verilen Prof. Dr. Rennan Pekünlü adına “laik eğitim” paneliyle başlayacaktı. EGÖDER Başkanı Prof. Dr. Can Ceylan “Kurultayın, Ege Üniversitesi üst yönetimi tarafından bir bilimsel etkinlik olarak görülmemesinin, üniversitenin sorun ve çözümlerinin tartışılacağı bu akademik ve bilimsel etkinliği, üniversitemizin herhangi bir salonunda yapamayacak olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz” dedi. l EMRE DÖKER/İZMİR 1 milyon doları kaçırdı ama... Cezaevinde tecavüze 12 yıl hapis cezası Avukat: Cezaevi görevlileri de yargılanmalı dana’nın Ceyhan Cezaevi’nde F.O. (15), 17 Şubat 2014’te çocuk koğuşunda birlikte kaldığı M.A.’nın (17) tuvalette kendisine tecavüz ettiğini belirtti. “Nitelikli cinsel istismar” suçundan hakkında dava açılan M.A., 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. F.O.’nun avukatı Tugay Bek, kararın cezaevlerindeki tecavüz davalarında bir ilk olduğunu belirtti. Bek, cezaevi görevlilerinin yargılanmamasını eleştirdi. Adana Adli Tıp Kurumu’na sevk edilen F.O.’da tecavüz bulgusuna rastlanmadığı bildirilmişti. Adana Ekrem Tok Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi’nde yapılan muaye A S amsun’un Çarşamba ilçesi Kumköy İlkokulunda öğretmenlik yapan ve Varkey Gems Vakfı Küresel Öğretmen Ödülü Komitesi’nin seçtiği “dünyada en iyi 50 öğretmen” arasında yer alan Dilek Livaneli, büyük ödül olan 1 milyon doları kaçırdı ama başarıları ile gönüllerin şampiyonu oldu. 33 yaşındaki Dilek Livaneli, 6 yıldır bulunduğu okulda yaptığı çalışmalar sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Samsun’da 2012’de “Yılın mesleğinde fark yaratan öğret Dünyada ilk 50’de meni” seçilmişti. Öğrencilerinin yanı sıra, veliler için de çeşitli projeler hazırlayan Livaneli, onursal başkanlığını ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın üstlendiği Varkey Gems Vakfı’nın “En iyi 50 öğretmen” listesinde yer almıştı. Ödülü ABD’li İngilizce öğretmeni Nancie Atwell kazandı. Dilek Livaneli, “İlk 50’ye girmek meslek hayatım boyunca yaşayabileceğim en mucizevi olay. Bunun gururu bana yeter. Küçücük bir köy okulunun adını dünya duydu” dedi. l Haber Merkezi nede ise F.O.’nun ruh sağlığının bozulduğu belirtilmişti. İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’ne gönderilen iç çamaşırı, çarşaf ve nevresimde M.A.’nın DNA’sı bulunmuştu. Hazırlanan raporda F.O.’nun da el ve mimik hareketleriyle kameraya bir şeyler anlatmaya çalıştığı belirtilerek, “Saat 11.14’te F.O. tuvalete giriyor. Bahçe kamerasından banyo penceresinin M.A. tarafından gazete ile kapatıldığı görülüyor. Sonra tuvalet penceresinden banyo tarafından bir geçiş olduğu görülüyor. Saat 11.19’da F.O. tuvaletten çıkıyor, bir süre duruyor, ağlıyor ve banyoyu işaret ediyor” denildi. l ADANA/DHA ÖSYM’ye ‘külliyeden’ aday SİNAN TARTANOĞLU Başkanlığı’nda Ali Demir dönemi kapanıyor. YÖK’ün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sunulacak 3 kişilik listesindeki en güçlü adayın Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Demir olduğu belirtiliyor. Ömer Demir, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “külliye” ismini önerdiği Yıldırım Beyazıt Üniversite ÖSYM si hocalarından. TÜİK Başkanlığı döneminde “emrindeki personeli özel villasının işleri için çalıştırdığı” iddiası ve 8 yıl hapis istemiyle hakkında açılan Villa Davası’ndan beraat eden Ömer Demir, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 6 Mart 2013’te Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörlüğü’ne, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından da YÖK üyeliğine atandı. Ömer Demir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılışını yaptığı sırada “Kampus yerine külliye diyelim” dediği Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyeliği görevinde bulundu. Ömer Demir, 20032005 yılları arasında Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı görevine getirildi. 20052008 yılları arasında TÜ İK Başkanlığı’na getirildi. 20082011 yılları arasında dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın başkanvekili oldu. Ömer Demir’in bulunduğu görevler arasında, Anadolu Ajansı Yönetime Kurulu üyeliği, ÖSYM Yönetim Kurulu üyeliği, TÜBİTAK Bilim Kurulu üyeliği de bulunuyor. İkinci isim Ali Demir olabilir Adı, düzenlediği sınavlarda kopya, şifre ve sızdırma iddiaları ile gündemden düşmeyen Prof. Dr. Ali Demir’in ÖSYM Başkanlığı 29 Mart’ta bitiyor. Ali Demir’in görev süresinin uzatılması ihtimalinin zayıf görünmesine karşın, yine de listede adının yer alabileceği de gelen bilgiler arasında. l ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle