19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 12 Mart 2015 EDITÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BARIŞ AKTAŞ Erdoğan maaşlara göre gerçek bir ‘dünya lideri’ Erdoğan, yıllık 183 bin dolarlık maaşla Putin’i geride bırakarak dünya liderleri maaş sıralamasında 8. sıraya yerleşti, dolar yükselmeseydi Erdoğan ilk beşe girecekti Türkiye’nin dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girme hayali suya düştü ama Erdoğan, aylık 40 bin liralık ücretiyle ilk 10 lider arasına girdi. ekonomi 9 Ortadoğu’da Devran Tersine akından izleyemediğimiz BaY tı medyasında son dönemin ilgi çeken haber ve röportajlarında, in Kur artışı 3 sıra düşürdü Erdoğan’ın net maaşı 26 bin 800 lira. Başbakanlığından dolayı ise 11 bin 985 bin lira da emekli aylığı bulunuyor. Buna göre Erdoğan’ın toplam aylık geliri net 38 bin 785 bin lirayı buluyor. Kurdaki artış da Erdoğan’ın maaşını daha düşük gösterdi. Eğer kur 2014 sonundaki gibi 2.16 seviyelerinde olsaydı Cumhurbaşkanının maaşı 222 bin dolar olacaktı. Bu rakamla Erdoğan listede kendine beşinci sıradan yer bulacaktı. Yükselen ekonomilerden Hindistan’da Başbakan Narendra Modi’nin yıllık maaşı 30 bin 300 dolar oldu. 023’te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefi olan Türkiye bu hedeften giderek uzaklaşsa da Cumhurbaşkanı PELİN Recep Tayyip Erdoğan ÜNKER yıllık ücrette ilk 10’a girdi bile. CNNMoney’in hazırladığı listeye göre yıllık maaşı en fazla olan dünya lideri 400 bin dolar ile ABD Başkanı Barack Obama oldu. ABD’de Başkanlık ücreti 2001’de George W. Bush döneminde ikiye katlanmıştı. İkinci Kanada Başbakanı Stephen Harper, üçüncü, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, dördüncü Güney Afrika lideri Jacob Zuma, beşinci İngiltere Başbakanı David Cameron, altıncı Japonya Başbakanı Shinzo Abe ve yedinci Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande oldu. Erdoğan CNNMoney’in listesinde yer almasa da şu anki brüt maaşıyla listeye sekizinci sıradan giriyor. Erdoğan’ın aylık brüt 40 bin TL aldığı düşünülürse yıllık ücreti 480 bin TL yani bugünkü kurla (2.62 TL) 183 bin doları buluyor. Listeye göre; Stephen Harper’in yıllık maaşı 260 bin dolar, Angela Merkel’in 234 bin 400 dolar, Jacob Zuma’nın 223 bin 500 dolar ve David Cameron’ın 214 bin 800 dolar. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise yıllık 136 bin dolarla listede sekizinci sırada. Ancak Erdoğan’ın maaşı Putin’i geride bırakıyor. Putin bu yıl resesyondan dolayı ücretini yüzde 10 azalttığını açıklamıştı. 2 Yıllık rakam 321 bin 600 TL 1923’ten bugün görev yapan 12 cumhurbaşkanı içinde en yüksek maaş da Erdoğan’a ait. Net maaşlara göre yapılan hesaplamada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yıllık maaşı 321 bin 600 lirayı buluyor. Bu rakam bugünün kuruna (2.62 TL) göre 122 bin 748 dolara ulaşıyor. Abdullah Gül ise görevinden ayrılmadan önce dolar 2.16 TL civarındaydı. Abdullah Gül cumhurbaşkanlığı döneminde yıllık ortalama 191.7 bin lira ücret alıyordu. Bu rakam 88 bin 778 dolara denk geliyor. Ahmet Necdet Sezer ise dolar kurunun 1,32 olduğu görev döneminde yıllık 113 bin 640 lira maaş aldı. Bu da 86.090 dolara denk geliyor. Teknosa’da Gürcan dönemi Sabancı Holding iştiraklerinden Teknosa’da Necil Oyman’dan boşalan Genel Müdürlük görevine MediaSaturn Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Bülent Gürcan atandı. Gürcan 1 Nisan’da görevine başlayacak. Bürokrasi rüzgâra engel * 2015 sonuna kadar son 3 yılda yenilenebilir enerji alanında toplam 2.3 milyar dolarlık yatırım yapmış olacak. * JES’te Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın ikinci büyük santralini yapan GÜRİŞ; 232 megawat gücünde yani 850 bin haneye bir yıllık elektrik sağlayabilecek. * Şu anda çalışan 3 RES’i olan şirket, 2015 sonunda 3 rüzgar gülünü daha tamamlamış olacak. * GÜRİŞ enerjide 300 kişiye, grubunda ise 4 bin kişiye istihdam sağlıyor. GÜRİŞ Holding: Güriş Yönetim Kurulu Başkanı Yamantürk, Türkiye’nin rüzgâr enerjisine izinlerde geç kalındığını söyledi. nerji sektöründe yatırım girişimlerine 1993’te başlayan Güriş’in, izin alıp ilk yatırımına başlaması 12 yıl sürdü. Güriş Yönetim Kurulu Başkanı Müşfik Yamantürk, devletin Rüzgar Enerjisi Santrallarına (RES) izin vermekte geç kaldığını söyledi. Yamantürk, “Şu andaki en büyük sorun izinlerin çok uzun sürmesi. Devletin bir tarafı hızlı yapalım diye süre limiti koyuyor, mesela ‘2 sene içinde bütün izinlerini yap, şunu yap bunu yap’ diyor ama devletin diğer mercileri izinleri 2 yıl içinde toparlayıp veremiyor ya da alamıyoruz. İmardan, askeriyeden, belediyeden ve daha birçok yerden izinler alınıyor. Bir yere gidiyorsun ‘önce öbürünü al’ diyor, o ona o ona gönderiyor” dedi. Kömürde bu kadar çeşitli izin alma zorunluluğu olmadığını söyleyen Yamantürk, kendilerinin de ithal kömür ile enerji üretimi için yer aradıklarını söyledi. Yenilenebilir enerjinin kömürün yerini almasının çok zor olduğunu söyleyen Yamantürk, normal büyüklükte bir kömürle elektrik üretimi tesisinden 300 mg enerji elde edilirken, rüzgar enerjisi santralının en büyüğünden 200 mg alınabildiğini belirtti. AYŞEGÜL ALTIN E Ankara ‘Türk Akımı’ için acele etmiyor Türk enerji yetkilileri, enerjide Rusya’ya fazla bağımlılık endişesi ve yaklaşan seçimler nedeniyle, “Türk Akımı” doğalgaz boru hattı projesinin Moskova’nın istediği kadar hızlı ilerlemeyeceği görüşünde. Bir sektör yetkilisi “Rusya çok istekli ama Türk Akımı’nın en azından 2017’ye ertelenmesi kuvvetle muhtemel” dedi. Dolar 1 kuruş oynasa 27 milyar zarar ederiz oğalgazda sadece araştırmaların 34 yıl sürdüğünü söyleyen Yamantürk, “Doğalgaz çok zor bir alan. Çok değişeni var, çok tehlikeli bir yatırım. Doğalgaz için 4 yıldır iznimiz olmasına rağmen yatırım yapmıyoruz. Yapsaydık şu anda çok zarar ederdik. 1 kuruşluk döviz kuru oynamasıyla herşey alt üst olabiliyor. Ortalama satış fiyarı 16 kuruştan 15 kuruşa indiğinde bize bir yılda zararı 27 milyar lira” dedi. Ocakta gaz tüketimi çok fazla olduğu için devletin gaz santrallerine hiç gaz vermediğini ya da çok az verdiğini söyleyen Yamantürk, “Doğalgaz fiyatı bir günde 24 kuruşa çıktı. Çünkü gaz elektrik üretimine verilmedi. Geçen yıl RES’ler sayesinde Türkiye 850 milyon dolarlık daha az gaz ithal etti” dedi. D Müşfik Yamantürk san eksenli öykülerde.. Dünya düzeni, enerji yataklarını paylaşım politikalarında, geleceğin belirlenmesinde çok etkin rol oyanayacak Ortadoğu iç savaşlarının güncel gelişmelerinin yansımaları var... İngiltere’den, Türkiye üzerinden İŞİD’e katılan üç genç kızın öyküsü... Meclis gündemine giren, ailelerin de içine katıldığı tartışmalarda, İngiltere siyasi erki, polisinin, Türkiye’nin sorumlulukları eksenli sorgulamalarda, her ayrıntının gündeme taşınması, kamuoyu duyarlılığındaki patlama dikkat çekici... Aynı yoğunlukta insan öykülerine, İŞİD karşısında Irak ve Suriye’deki çatışmalarda gönüllü görev alanlardan, ağırlıklı Kürt kökenlilerin, bu kez kahramanlıklarının övgüsü çerçevesinde yer veriliyor... AB ülkelerinin vatandaşları kimliklerini, mesleklerini, ailelerini saklamadan İŞİD’in karşısındaki iç savaşta ölen yakınlarının yerine savaşmak, ülkelerini kurtarmak için rahat yaşamlarını, işlerini bırakarak gönüllü olmalarının özelini açıklıyorlar. Bizim, doların önlenemez yükselişi ile bağlantılı ekonomik kriz ile Fidan’ın Cumhurbaşkanı’nın diretmesiyle AKP adaylığından çekilip MİT’teki görevinin başına döndürülmesinde ortaya çıkmış siyasal krizimizin gündem ağırlıkları arasına sıkışan, Otadoğu’daki rol, siyasetteki baştan sona, kökten değişikliklerin, kamuoyunca çok da bilinmesi istenmeyen; devranın tersine dönmesi adımlarına gelince... Dün ABD’nin en üst düzeyde sorumlu, görevli komutanı, Ankara’da TSK’nin en üst düzey komutanları, sorumluları ile ortak toplantıdaydı... HHH Gündemlerinde ABD’nin yönetiminde Irak ve Suriye’de İŞİD’e karşı yürütülen savaşta atılacak yeni adımlar, Türkiye’nin gerek siyasi, gerekse askeri, maddi manevi katkılarının olduğu açıklanmıştı. Önceliğin yakın tarihte gerçekleştirilmesi istenen Musul eksenli petrol merkezlerinin İŞİD’den geri alınması operasyonunda olduğu önceden ilan edilmişti. Suriye ve bölgenin bütün kilit merkezlerini hedef alan çatışma, operasyonlarda yararlanılacak bölge güçleri ile işbirliği, tarafların üstlenecekleri roller masaya yatırılmıştı... Ortadoğu’da çok kısa bir zaman dilimi içinde, köprülerin altından çok fazla sular aktı... Erdoğan liderliğinde, Davutoğlu’nun teorisyenliğinde(!) sadece Ortadoğu değil, tüm İslam dünyasına yönelik Türkiye’ye biçilmiş, ılımlı İslam, yeni Osmanlıcılık önderliği günleri sanki çağlar gerisinde kaldı... Oysa Esad’ı düşürme gündemli ilk çatışmalar günleri, ülkemize savaştan kaçıp sığınanların ilk çadırlarının kuruluşu çok yakın tarihli... ABDAB siyasal erklerinin propagandalarıyla, medya güdülemelerinde “bize yürü ya kulum..” denilen, etkin rol üslenme ateşi yaktırılan günler çok uzakta kalmış değil... ABD’nin dünyaya egemen olma siyaset ateşinin bize de taşınması adına, dönemin Dünya Bankası Türkiye temsilcisinin, Batı medyası yandaş yazarları destekli önerileri kulaklarımdan silinmedi... ABD’nin hazıra konduğu dünya savaşı sonrası Marshall yardımı benzeri İslam dünyasını kucaklayacak yardım kampanyaları öneriliyor, İslam dünyasının Türkiye liderliğine hazır olduğu telkinleri yapılıyordu... İktidarlarımız biçilen role çok hevesli, tanıklık ettiğimiz Afrika İslam dünyasına yardım seferlerine koşuşturdular. Kuşkusuz insani boyutu reddedilemeyecek sığınmacılara kapılar sınırsız açılırken, Batı dünyasının sorumluluk üstlenmemesi gerçeğinin anlamını sorgulamamak, baştan üslenilecek bedelleri masaya yatırmamak akıl işi olmasa da... Ya şimdi Ortadoğu’da devranın dönüşü tersine, İktidarlarının düşlerini kursağında bırakan, değişiminde, Türkiye’ye yüklenen kamburlar, bedeller katlanmış, katlanacakken.. İktidarları, Meclis’e, halka hâlâ hiç hesap vermeyecekler mi? Lastik sektörü 2014’te küçüldü Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bayman; 2014’te Türkiye lastik pazarının 20 milyon adetle yüzde 1.5 küçüldüğünü belirtti. 2015 için yüzde 3 büyüme tahmin ettiklerini anlatan Bayman, son 10 yılda yüzde 50’nin üzerinde büyüyerek önemli bir ivme kazanan sektörün; son birkaç yılda yaşanan zorluklara rağmen uzun vadede büyümeye devam ettiğini belirtti. Hakan Bayman, 2014’te dünyada 1.7 milyar adet Bayman lastiğin satıldığını sözlerine ekledi. Yeni kumaşlar görücüde Tekstil ve moda sektörünü bir araya getiren Premiere Vision, İstanbul’da ikinci kez kapılarını açtı. 163 firmanın katıldığı etkinlikte kumaş üreticisi firmalar yeni trendlerini tanıtıyor. Premiere Vision İstanbul’da bu yıl salon sayısı 1’den 2’ye yükseldi. Etkinlik 13 Mart 2015’e kadar CNR Expo’da açık olacak. Trend alanları ve seminerlerle 2016 İlkbahar / Yaz Sezonu trendlerinin deşifre edileceği Premiere Vision İstanbul’un hostes kıyafetlerini ünlü moda tasarımcısı Arzu Kaprol tasarladı. Siemens’ten inovasyon yarışması Siemens Türkiye gençleri inovatif düşünme konusunda özendirmek, teşvik etmek ve yeni mucitler ortaya çıkarmak amacıyla “Siemens İnovasyon Yarışması”nı başlattı. Yarışma için 30 Mayıs’a kadar başvuru kabul edilecek. Siemens Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Hüseyin Gelis, “Türkiye’nin gelişimini tamamlayabilmesi için inovasyon alanında atılıHüseyin ma ihtiyacı var ve bu da ‘evrimci Gelis inovasyon’dan çok ‘devrimci inovasyon’ alanında olmalı” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle