26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 12 Mart 2015 EDITÖR: FATMA KOŞAR TASARIM: BARIŞ AKTAŞ Kozmik Oda takipsizlik kararı: İhbar telefonu yoktu. Suikast planı yoktu. Bu bahaneyle Kozmik Oda’ya girildi. Gizli Gerilla Birlikleri listeleri sızdırıldı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlatılan Kozmik Oda soruşturmasında verilen takipsizlik kararını dün resmen onayALİCAN ladı. 38 asker hakkında veriULUDAĞ len takipsizlik kararında, 5 yıl 3 ay önce yaşananın Arınç’a suikast girişimi olmadığı, olayın şüpheli askerlerin topçu bir albayı takibinden ibaret olduğu ifade edildi. Karar; Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kozmik odalarında yapılan aramalarda nelerin deşifre olduğunu da gün yüzüne çıkadı. Karara göre, Özel Harp Dairesi olarak bilinen ve savaş zamanında halkı örgütlemek için kurulduğu savlanan Seferberlik Tetkik Kurulu’na bağlı olan bütün illerdeki “beyaz personel, siyah personel, yeşil personel, turuncu personel ve yardımcı kuvvet” personelin listesi ile “yeni kurulması gereken gerilla birlikleri” gibi bilgiler Kozmik Oda’daki aramalar sonrası savcılık dosyasına girerek, açığa çıkmış. Savcılık, takipsizlik kararıyla devlet sırrı niteliğindeki 1,5 Terabayt’lık bu bilgilerin tümünün Genelkurmay’a iadesine karar verdi. Anayasa Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Tekin Küçük tarafından verilen takipsizlik kararı, dün başsavcı vekili Hüseyin Şahin tarafından onaylandı. 61 sayfalık kararda Arınç’ın adı “Mağdur” olarak yer alırken, Seferberlik Tetkik Kurulu Bölge Başkanlığı’nda görevli 38 askerin adı ise şüpheli olarak sıralandı. Askerlere, takipsizlik verilen suçlar ise “Cebir kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs”, “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma”, “Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs” oldu. Kozmik Oda’dan gizli ‘gerilla birlikleri’ çıktı Arınç’ı değil albayı takip Kararda, Arınç’ın evinin yakınlarında gözaltına alınan şüpheli subaylar Erkan Yılmaz Büyükköprü ve İbrahim Göze’nin Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda görev yapan diğer bir kısım personelin “askeri hizmetlerin görülmesi” kapsamında kendilerine verilen sözlü emirle olay tarihinde Genelkurmay Başkanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’nda görev yapan Topçu Kurmay Albay Baki Kaya’yı dönüşümlü bir şekilde yaklaşık bir yıl süre ile takip ettikleri anlatıldı. Kararda, söz konusu subayların Arınç’ın evinin bulunduğu bölgeye de bu nedenle gittikleri, aksine ilişkin bir delile ulaşılamadığı anlatıldı. haber 5 Potansiyel Terörist!.. Bizde “hukuk” denilince “guguklu saat” sanılır, “adalet” kavramı “saray” olarak tanımlanır... 5 yıl 3 ay önce Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli Albay E.Y.B. ve Binbaşı İ.G, üzerlerinde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın evinin krokisi bulunduğu savıyla yakalanmışlardı. Albay ve binbaşı niçin yakalanıp gözaltına alınmışlardı? Arınç’a suikast girişiminde bulunacakları savıyla... 5 yıl önce, Fethullahçılar, siyasal iktidar, Taraf’ın bavulcusu Mehmet, havuz medyası birlikte ortalığı ayağa kaldırmıştı... Askeri vesayete karşı kıran kırana bir savaş vardı. Her asker potansiyel darbeciydi. Nasıl her Kürt yurttaşımız potansiyel terörist ise askerler de potansiyel darbeci yaftasıyla sokağa çıkamaz olmuşlardı. O yıllarda yazılanları çizilenleri yineleyip midenizi bulandırmak istemem! Şimdilerde birbirlerine düşman olanlar yağan yağmurun altında birlikte ıslanmışlardı, direnmişlerdi, darbecileri ortaya çıkarmışlardı. HHH Hepsi birer aslan yüreklerde, bakmayın siz bugün birbirlerini yediklerine... HHH Tanrı aşkına söyleyin bana! Bunlar nasıl bir Müslüman, nasıl bir dindar? Sabah akşam yalan söylüyorlar, yalan yazıyorlar... Bir yalan rüzgârı! Üstelik inanıyorlar kendi yalanlarına... Kabataş’ta kucağında bebeğiyle başörtülü bacıya “çapulcu saldırısı” balonu... Yetmedi, Gezi eylemcileri camide içki içtiler uydurması... Bir bomba daha yakınlarda patlatıldı: “Sümeyye Erdoğan’a suikast planı yaptılar...” Savcılar kanıt bulamadı, dava bile açılmadı. Cami imamı “yalan” diye açıklama yaptı, başka bir camiye sürüldü... Devletin sırlarının bulunduğu kozmik odaya girildi. Türkiye’de yer yerinden oynadı... Başta söylediğim gibi Arınç’a suikast planı savı kof çıktı! Bu ülkeyi yönetenlerin televizyon ekranlarına çıkıp hâlâ “Başörtülü bacıma saldırdılar” diye okuyup üflemesi, bunun 7 Haziran seçimlerine odaklanması insanı ister istemez düşündürüyor... Tanrılar Tanrısı Zeus bile bunları yapmamıştı 2500 yıl önce... Çünkü halk yemezdi böyle palavraları! “Kozmik oda” davasına 5 yıl sonra takipsizlik çıktı... Acaba birileri şimdi halkın yüzüne nasıl bakacaktı? Vallahi Zeus olsaydı intihar ederdi utancından... Çoban Paris İda Dağı’ndan gider, güzel Helen hüngür hüngür ağlardı. HHH Kozmik oda ne demek? Devletin gizli sırları! O sırlar içinde neler vardır neler... Kanlı 1 Mayıs’lar, faili belli olan meçhul kalmış cinayetler, kıyımlar, kırımlar... Yazdıklarımı yinelemek istemem... Bu ülkede ölümcül hastalığa yakalanmış Türkan Saylan’ın evi sabaha doğru basılıp yedi saat aranmış, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Merkezi emniyet güçlerince didik didik edilmişti... Fethullahçılar ve iktidar yalakası medyanın yazdıkları, ahlaksızlığın simgesiydi o yıllar. Şimdi kalkmışlar utanmadan sıkılmadan demokrasi ve özgürlük dersi veriyorlar. Ey zibidiler, onursuzlar, ikiyüzlüler! O kozmik odalarda neler vardır neler, kimilerini yazdım... O cinayetler bizim tarihimizin bir parçası ben bildim bileli. Abdi İpekçi, Musa Anter, Uğur Mumcu, Doğan Öz, Gaffar Okkan, Eşref Bitlis, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink... Daha nice aydın, sanatçı, öğretmen, polis, asker, genç, devrimci, sağcısolcu, dindar, dinsiz hiç fark etmez... Başı açıkörtülü... Şapkalışapkasız... Bu ülkede aynı silahla hem sağcılar, ülkücüler, hem de devrimciler, sosyalistler, demokratlar, aydınlar öldürüldü. HHH Bu kıyımlar, cinayetler bizim tarihimizin kanlı sayfalarında, kozmik odalardadır; bu böyle biline... Daha dün gibi belleğimde benim! Kulp’ta gözaltında öldürülen 11 köylünün öldürülüşü davasını yoksa siz de unutanlardan mısınız? İhbar telefonu hiç aranmamış 19 Aralık 2009’da Arınç’ın evinin bulunduğu Çukurambar semtinde iki subayın gözaltına alınmasıyla başlayan soruşturmanın tüm evrelerinin anlatıldığı kararın, “sonuç ve değerlendirme” bölümünde çarpıcı bilgiler yer aldı. Soruşturmanın başlamasına neden olan ihbarın sahte olduğu belirtilen kararda, şöyle denildi: “Soruşturmanın başlatılmasına neden olan ve ihbarın yapıldığı belirtilen Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne ait olan 0312 303 52 25 nolu telefonun 19.12.2009’da saat 14:50’de (saat 14:4514:55 aralığında) herhangi bir telefondan aranmadığı, HTS kaydı bulunmadığı ... (anlaşılmıştır.)” Asker fiilen müdahale etmiş Takipsizlik kararı, Kozmik Oda’da 25 Aralık 2009’da Hâkim Kadir Kayan tarafından başlatılan aramalara ilişkin hazırlanan tutanağı da ortaya çıkardı. Seferberlik Tetkik Kurulu’nun 11 ve 16 Nolu odalarında arama yapan Kadir Kayan’ın hazırladığı tutanağa göre, Seferberlik’in komutanı, “1,5 Terabayt’lık sabit diske alınan imaj”ın dışarıya çıkarılmasına fiilen müsaade etmemiş. Tutanakta “... Savcıya teslimine karar verilmiş, ancak fiilen müsaade edilmemesi üzerine Tümgeneral Selahattin Kısacık ve Albay Nazım Demirkol’a tevdi edilmiştir.” Turuncu, siyah personel Özel Personel Faaliyetleri Sürekli Yönergesi, (Yönergenin amaç bölümünde; GNH teşkilatına alınacak özel personelin tespiti, tahkiki, teşkilata alınması, takip ve kontrolü, özel personel seferberlik hazırlıklarının yapılmasının standart hale getirilmesinin amaçlandığı, ayrıca özel personel, beyaz personel, siyah personel, yardımcı kuvvetler, turuncu personel, yeşil personel, siyah adayı olarak muhafaza, tanımlarına yer verildiği, personel seçim prensiplerinin benimsendiği, personel seçim safhalarının anlatıldığı, çizelge ve takip raporlarına ilişkin formların bulunduğu) Rektörler gizli ibareli dökümanlar (rektörler ile ilgili bir kısım bilgiler, öğrenci konseyleri kurultayı açılış konuşması v.s ) Takipsizlik kararına göre 26 gün süren 2009’daki aramada, şu belgelerin fotokopilerine el konuldu: Seminer dosyası 2003/1 konu: Yedek personel işlemleri, siyah personel, yardımcı kuvvetler, Ö/P eğitimleri, koruculardan faydalanma, hedef ülke ve yurt içinde; fiziki harita, halk, oy tabanındaki hareketlilik, partiler sistemi, tarikatlar, azınlıklar, yeni kurulması gereken gerilla birlikleri haritada gösterilmiş) İş takip defteri. Kontrollü kayıt defteri. Seferberlik Bölge Başkanlığı Sorumluluk bölgesi, vali ve belediye başkanlarının isimlerinin yer aldığı belge ve kayıtlar Yardımcı Kuvvetler Sürekli Yönergesi. Yardımcı kuvvetler listesi, (GerillaMukavametKK Lojistik v.s ibareler var) ST.K.B. Eğitim ve Öğretim Sürekli Yönergesi, (349. Sırada Yönergede Gayri Nizami Harp ile ilgili esaslar belirleniyor ve özel personel, beyaz personel, siyah personel, yardımcı kuvvetler v.s. tanımlar yapılmış) Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı Eğitim ve Öğretim Sürekli Yönergesi Kozmik sırlar TSK’ye iade Karar kesinleştiğinde; Genelkurmay Başkanlığı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’na ait 11 ve 16 nolu odalarda Nöbetçi Hâkim tarafından yapılan arama ve inceleme işlemleri sırasında ele geçirilen dijital belgelerde yer alan ve 1,5 terabaytlık sabit diske kopyalanan “Devlet Sırrı” niteliğinde bilgi ve veriler içerdiği kabul edilen imaj harddiskin Genelkurmay’a iadesine karar veren savcılık, teknik takip sırasında elde edilen tüm kayıtların yok edilmesine hükmetti. Karara sadece Arınç’ın itiraz etme hakkı var. Kozmik Oda’da ikinci arama Mahkeme kararı uyarınca 18 Eylül 2013’te Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’na giden savcı Mustafa Bilgili’nin, 20 Ocak 2010’da mühürlenerek kilitlenen 16 nolu odada tekrar arama yaparak, suç unsuru olabilecek dokümanlara el koyduğu kaydedildi. Meclis’te ‘Fuat Avni’ mesaisi CHP ve MHP, TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’nu ‘olağanüstü’ toplantıya çağırdı FIRAT KOZOK Demek benim “7 Haziran seçimlerinde Meclis aritmetiğini değiştirebilecek tek siyasal güç HDP’dir” diyen yazılarımı HDP güzellemesi olarak kavramış. Ne diyeyim… Oysa HDP güzellemesi yaptığımı sanmıyorum, çünkü böyle bir niyetim yok. HDP şimdi ve şimdilik bir iddia. Zikzaklarla yol alan bir iddia!.. İddia kısa ve yalın: Bir Türkiye partisi olmak… Nitekim Kürt siyasal hareketinin legal örgütü olarak tanınan, ünlenen, bağımsız adaylarla yani pek elverişsiz koşullarla seçimlere katılmasına rağmen parlamentoda grup kurabilecek bir kitle desteğine ulaşmayı başaran DTP (Demokratik Toplum Partisi) kendini feshederek HDP içinde erimeyi tercih etti. DTP milletvekilleri adres değiştirip HDP milletvekili oldular. İrili ufaklı sosyalist partiler de HDP çatısı altında “bir bileşen” olarak yer aldılar. Ancak henüz “HDP Kürt siyasal hareketinin yasal partisidir” yargısı ve algısı kırılmış değil. Kırılması için zamana ve yeni adımlara gerek var. Üstelik HDP düz, enge ir okur mail yollamış, “HDP B güzellemelerinizden bıktık yani…” diye yazmış. HDP Barajı Aşmış, Uyuyabilirsiniz… besiz bir yolda yürümüyor. Ortadoğu’daki son derece karmaşık siyasal gelişmeler, yüzyıl önce İngilizFransız subaylarınca çizilmiş ve ortaya yapay devletler çıkaran sınırların yeniden çizilmesinin kaçınılmaz oluşu gibi dış etkenlerden tutun da “barış süreci”nde elde edilebilecek ya da elde edilemeyecek kazanımlar HDP’yi dolaysız etkiliyor, etkileyecek. Bunlara bir de İmralı ve Kandil etkenlerini ekleyin. HDP’nin niye zikzaklarla ilerlediği ve ilerleyeceği açıkça görülür. Ancak bütün bu yakıcı konuları şunun şurasında üç aydan az kalmış 7 Haziran seçimlerinden sonra konuşmak, tartışmak çok daha sağlıklı ve doğru. Barajı aşamayıp parlamentoda temsil edilmeyen Kürt siyasal hareketi ve tek başına hükümet kurabilecek, hele hele anayasayı değiştirebilecek bir güç haline gelecek AKP iktidarında Kürt sorununun gideceği yön ve açılabileceği sınırları başka; buna karşılık barajı aşmış, en az 55, en çok 70 milletvekili çıkarmış bir HDP’nin yer aldığı bir Meclis’te Kürt sorununa barışçıl çözüm arayışlarının gideceği yön, açılabileceği sınırlar çok başka olacak. Daha kısa ve kestirme sorayım: 7 Haziran seçimleri AKP’yi bir kere daha tek başına iktidara taşıyan bir sonuç mu getirecek, yoksa tüyleri yolunmuş, kanadı kırılmış, burnu sürtülmüş bir AKP ile mi karşılaşacağız? Evet, soru bu kadar yalın ve cevabı için sadece iki seçenek var: Bir: Seçmen “Ben AKP iktidarının son bulduğu, en azından dilediği gibi egemen olamayacağı bir seçim sonucundan yanayım” diyecek ve oyunu HDP’ye verecek. İki: Seçmen “Hayır, ben Kürt ağırlıklı bir partiye oy vermem” diyecek ve oyunu kendine yakın bulduğu bir partiye verecek ve böylece parlamento aritmetiği değişmeyecek ya da AKP’yi daha da güçlendirerek değişecek… HHH Meclis aritmetiğinin değişmesinden yana olanların önümüzdeki üç ay boyunca geceyi gündüze katarak, alt kattaki, üst kattaki, yandaki, arkadaki komşunun zilini çalmaktan çekinmeden, tembelliği suç sayacak bir yurttaş bilinci ile demokrasi mücadelesine girişmeleri gerekiyor. Hele hele son günlerde kamuoyu araştırma şirketlerinden sol gösterip sağ vuran ağızlara kadar geniş bir kesimin HDP’yi barajı zaten aşmış bir parti olarak gösterme çabalarının bir tuzak olduğunu iyi kavramak gerekiyor. Düne kadar “HDP barajı aşamaz, bu da AKP’nin ekmeğine yağ sürer” vaazı verenler ağız değiştirdi ve “Tamam tamam!.. HDP barajı aştı bile” diyor ve “Dert etmeyin, yatın kulağınızın üstüne, uyuyun” öğüdüne kuvvet veriyor… Bunun gözünüzden kaçmadığını sanıyorum. Benim de kaçmıyor. Ama bu öğütler benim ayrıca midemi de bulandırıyor… BMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu, MİT içerisindeki bir grubun CHP’yi izlediği ve Fuat Avni’nin gündeme getirdiği CHP hakkında kapatma davası açılacağı yönündeki iddialar üzerine CHP, MHP ve HDP’li üyelerin talebiyle bugün olağanüstü toplanacak. Komisyonun CHP’li üyesi Mehmet Şeker, “MİT’in içerisindeki bir grup aracılığıyla CHP üzerinde oyun oynandığı yönünde çok ciddi kuşkularımız var. Bunları dile getirip MİT’ten yanıt isteyeceğiz, gerekirse bizim elimizdeki ciddi belgeleri sonrasında iletebiliriz” dedi. Twitter fenomeni Fuat Avni’nin CHP’lilerle yazıştığı haberlerinin ardından üç partinin komisyon üyeleri, birlikte imzaladıkları başvuru ile komisyonun olağanüstü toplanmasını istemişler T di. Komisyon Başkanı Alpaslan Kavaklıoğlu, yeterli imza ile başvuruda bulunulduğunu ve bu nedenle de komisyonu olağanüstü toplamak durumunda olduklarını belitti. Başvurularda, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un basın toplantısında MİT ile dile getirdiği iddiaların araştırılmasının istendiğini belirten Kavaklıoğlu, “Bu iddiaları komisyonda değerlendireceğiz. Görev alanımıza girer mi girmez mi diye bakacağız. Neticesinde de bir karar vereceğiz” dedi. Komisyonun CHP’li üyesi Şeker, CHP’nin MİT içerisindeki yapı konusunda ciddi bilgileri olduğunu anlataarak “Genel merkezimizde bu bilgiler var. Ancak biz, öncelikle MİT’in kendi içerisinde bir çalışma yapmasını isteriz, gerekirse sonrasında bilgi ve belgelerimizi de veririz” diye konuştu. l ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle