23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI 8 aizi yeteri kadar yükseltmediği gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sert eleştirilerine maruz kalan Merkez Bankası (TCMB) Başkanı MUSTAFA ÇAKIR Erdem Başçı, dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Erdoğan’la ilk kez yüz yüze görüştü. Başçı, 1 saat 15 dakika geç başlayan toplantıda Erdoğan’a 130 sayfalık ekonomi dersi verdi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da katıldığı kritik brifingde mevcut güven ve istikrar ortamının sürdürülmesi gerektiğinin altını çizildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanları Yiğit Bulut ve Cemil Ertem de toplantıda hazır bulundu. Babacan’ın Saray’dan Başçı’dan yarım saat sonra ayrılması dikkat çekti. Toplantının geç başlamasına ise Erdoğan’ın YÖK ziyareti sonrası rektörlerle yaptığı toplantı neden olarak gösterildi. Yaklaşık 2.5 saat süren brinfingde Başçı, “Kur Gelişmeleri”, “Dış Ticaret Gelişmeleri”, “Enflasyon ve Faiz”, “Yatırımın Belirleyicileri” ve “Temel Ekonomik Göstergeler” başlıkları altında Erdoğan’a faizi indirebilmek için gerekli olan makroekonomik şartları anlattı. Başçı’nın sunumundan öne çıkan ayrıntılar şöyle: l Para politikasının gevşeme ihtimali yerli paranın değer kaybetmesine yol açar. Avro/dolar paritesi 1.1 seviyesinin altında seyrederken, dolar endeksi 100 seviyesine ulaştı. Dolar/TL ise 2.65’e yakın bulunuyor. GÖKHAN ÖĞÜT AYŞEGÜL TOKER TOLGA ULUTAŞ DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURIYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.6190 Değisim 0.49 2.7690 Değisim 1.95 8.85 Değisim 0.57 78.2777 Değisim 0.38 646.51 Değisim 1.51 96.90 Değisim 1.52 EDITÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BARIŞ AKTAŞ Perşembe 12 Mart 2015 Başçı’dan faiz dersi F l Dış denge ile birlikte kur istikrarı maliyetleri ve enflasyon beklentilerini bu da fiyat istikrarını etkiliyor. l Yerli paranın değer kaybı enflasyon da artışa yol açıyor. l Gelişmiş ülkelerde piyasa ve politika faizi daha düşük ancak bu ülkelerde enflasyon problemi yok. Türkiye gibi yüksek enflasyon ya da cari açık problemi olan gelişmekte olan ülkelerde politika faizleri daha yüksek. l Piyasa faizlerini risk primi, beklenen enflasyon ve beklenen denge reel faizi etkiler. Türkiye’de piyasa faizleri politika faizinin üzerinde. l Piyasa faizlerini düşürmenin yolu istikrar ve güven artırıcı adımlar, mali disiplin (kamu borç yükünün hafifletilmesi), fiyat istikrarına odaklı bir para politikası duruşundan geçer. Bu yolla enflasyon beklentileri ve enflasyon risk primi düşeceğinden piyasa faizleri kademeli olarak düşebilir. l Yatırımların faiz dışındaki belirleyicileri güven ve istikrardır. Belirsizlikler ise yatırımları olumsuz etkiler. l Yapısal reformlar tasarrufları, geleceğe ilişkin güveni ve istikrarı daha da artıracaktır. Bu yolla yatırım eğiliminde ilave bir artış sağlanabilecektir. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, başkanlığında toplanan Ekonomi Değerlendirme toplantısının ardından yapılan açıklamada, “On iki yılı aşkın bir süredir Hükümetlerimizle Merkez Bankamız arasında yakın bir iletişim ve istişare mevcut olmuştur” denildi. l ANKARA FARUK ECZACIBAŞI MURAT KÖKSALAN TCMB Başkanı, Erdoğan’a brifinginde, faizleri düşürmenin güven ve istikrardan geçtiğini anlattı Doğan: Bütün partilere mesafemiz eşit Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Doğan Yayın İlkeleri Kurulu toplantısında, grubun seçim döneminde ‘objektif yayıncılığını sürdüreceğini’ açıkladı. Son dönemde bazı gazetelerde doları yükseltecek haberler yaptıkları yolunda bazı gazete patronları suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Doğan, konuşmasında yeni bir seçim dönemine girilirken medya üzerinde çeşitli çevrelerden bütün seçimlerde olduğu gibi baskılar olabileceğini, kimilerinin az yer bulmaktan, kimilerinin ‘şuna fazla yer verdiniz’ şeklinde şikâyet edebileceğini ifade etti ve “Bazı medya kuruluşları bizi suçlayarak bir kavganın içine çekmeye çalışıyorlar, biz bu gayretlere prim vermeden objektif yayıncılığımızı sürdürme kararlılığı içindeyiz” diye konuştu. Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek de, “Doları yükselten ben değilim. İddialar tamamen gerçek dışı” açıklamasını yaptı. Yatırım ‘güven’le artar ERDOĞAN’IN HASSASİYETLERİ KONUŞULDU NBG Finansbank hissesi satacak National Bank of Greece (NBG), 800 milyon adede kadar Finansbank hisse senedi satacaklarını açıkladı. Finansbank ikincil halka arzının piyasa koşullarına bağlı olarak Nisan başında tamamlanmasını planladığnı açıkladı. Halka arz sonrası NBG’nin bankadaki payının yüzde 60’ın altına düşmeyeceği belirtildi. NBG Üst Yöneticisi (CEO) Alexandros Tourkolias, Finansbank’ta hissedar olarak kalmayı sürdüreceklerini ifade etti. Bankadan yapılan açıklamada, halka arzın Finansbank’ın gelecek planlarına ve sermaye tabanının güçlenmesine katkı yapacağı belirtildi. Öte yandan daha önce Citi Grup akbank’taki hisselerini satanken, HSCB’nin de Türkiye pazarından çıkacağı konuşuluyor. l Ekonomi Serisi Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, görüşmede, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda mevcut güven ve istikrar ortamının titizlikle muhafaza edilmesi gerektiğinin altı çizildiği ve bunun için tedbirlerin alındığı ifade edildi. Açıklamada ayrıca görüşmede, Erdoğan’ın faiz ve üretime yönelik hassasiyetleri üzerinde durulduğu belirtildi. Cumhurbaşkanı ile toplantı öncesinde Ankara’da müteahhitlerle bir araya gelen Babacan, faizle ilgili açıklamalara dikkat ettiklerini, en ufak açıklamalarda bile kelimeleri özenle seçtiklerini söylemişti. Yabancılara göre Türkiye ekonomisinde riskler artıyor Yabancı yayın kuruluşları New York Times, El Cezire, Financial Times, TL’nin değer kaybına işaret ederek Türkiye’de kırılganlıkların arttığını vurguladılar. ew York Times (NYT) gazetesi yükselmekte olan piyasalara ilişkin kaygıların bu ülkelerin para birimleri üzerindeki olumsuz yansımalarına vurgu yapılırken Rusya, Brezilya ve Türkiye üzerinde durdu. Gazete “Piyasa, Türkiye’nin Amerika Merkez Bankası (Fed) sıkılaştırmasının en büyük mağdurlarından biri olduğunu varsayıyor” derken siyasilerden “ateşi körüklememeleri” isteniyor. NYT, “Gelişmekte olan ülkeler parıltısını kaybediyor” başlığıyla verdiği analizinde “Rusya’da cinayetler ve savaş var. Brezilya’da ise yolsuzluk skandalı ekonomiyi raydan çıkarabilir ve Türkiye’de Cumhurbaşkanı, ülkenin en kıdemli Merkez Bankacısına hücum ediyor” denildi. Ukrayna savaşı ve petrol fiyatlarındaki düşüşün Rus ekonomisine olumsuz etkileri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya yö N 100 şirketin dijital karnesi çıkarılacak eknoloji danışmanlığı firması Accenture, Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, (ODTÜ) Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ve Vodafone Türkiye şirketlerin dijital karnesini çıkaracak. Türkiye’nin önde gelen 100 şirketinin dijitalleşme alanındaki durumunu değerlendirecek Accenture Dijitalleşme Endeksi mayıs ayında açıklanacak. Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş, Vodafone Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Öğüt, TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, ODTÜ En T düstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Köksalan ve Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker’in katılımıyla yapılan toplantıda verilen bilgilere göre Dijitalleşme Endeks Araştırmasına aralarında 2013’te 500 milyon TL ve üstü ciro büyüklüğü oluşturan şirketler, konsolide aktif büyüklüğü toplam değeri en az 30 milyar TL olan bireysel bankacılık hizmeti sunan kamu ve özel bankalar da katılabilecek. nelik ağır sözlerine işaret ediliyor ve bu ülkelerde bu sorunların yanısıra “daha derin kırılganlıkların” bulunduğu vurgulanıyor. NYT, Türkiye’nin kısa vadede ödenmesi gereken yükümlülüklerin 56 milyar dolardan 95 milyar dolara çıktığını anlattığı haberinde enflasyon yüksek, lira zayıf olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz oranlarının indirilmesi için Merkez Bankası’na “baskı” yaptığını vurguladı. Financial Times da Türkiye ve Meksika’nın para birimleri, ABD dolarına karşı rekor düşük düzeylere indi” derken liranın dolara karşı yüzde 1.2 değer kaybettiğine dikkat çekti. El Cezire ise, “TL’deki değer kaybının özel sektöre maliyeti yılbaşından bu yana 56 milyar TL oldu. Elektrik üretimi yapanlar ve gayrimenkul yatırım ortaklıklarının riski özellikle yüksek” diye yazdı. Açık 3 milyar dolar geriledi Cari işlemler açığı 2015 ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 2 milyar 980 milyon dolar azalarak 2 milyar 2 milyon dolar oldu. Merkez Bankası’nın açıkladığı verilere göre, 12 aylık cari işlemler açığı da 42 milyar 866 milyon dolara geriledi. Bu gerilemede, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının 2 milyar 637 milyon dolar azalarak 2 milyar 563 milyon dolara düşmesi ve net hizmet gelirlerinin 277 milyon dolar artarak 990 milyon dolara yükselmesi etkili oldu. KISA... KISA... l Ericsson, kârlılığını artırmak amacıyla İsveç’te 2 bin 200 kişiyi işten çıkaracak. Firma, 2017’ye kadar yıllık maliyetini 1.1 milyar dolar azaltmayı hedefliyor. l Fitch Ratings, Rusya’ya uygulanan yaptırımların, ülkenin petrol endüstrisine düşük petrol fiyatlarından daha büyük bir tehdit oluşturduğunu bildirdi. l Doğan Holding’in iştiraki Doğan Enerji’nin Aytemiz Akaryakıt’la ortaklığı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ile Rekabet Kurumu onaylarının ardından yapılan hisse devri ile gerçekleşti. Doğan Enerji 152 milyon TL ödeyerek Aytemiz Akaryakıt’ın yüzde 50 hissesinin sahibi oldu. oğru, kadınerkek eşit değil. Kadın, erkekten üstün. Dahası, bilimsel, teknolojik gelişmeler, erkeği giderek gereksizleştiriyor. Amerikan ordusunda komando eğitimine kadınların alınmasıyla ilgili bir deneyin filmini izlemiştim. Deney, kadınların erkeklerden, bedensel dayanıklılık eğitimlerinde bile geri kalmadığını gösteriyordu. Programda eğitim komutanı kadınların en az üç alanda erkeklerden daha etkin savaşçılar olabileceğini açıkladı. Kadın bedeni soğuğa, donmaya erkekten daha dayanıklı. Savaşan grup içinde erkekler genelde birbirleriyle rekabet ederken kadınlar eldeki işi yapmak için birlikte çalışmaya odaklanıyorlar. Üçüncüsü, kritik koşullarda, hayatta kalabilmek için yapılması gereken son marjinal çabayı göstermeye kadınlar daha yatkın, erkekler ise kaderlerine teslim olmaya… Antropoloji, nöroloji, davranış bilimleri uzmanı Prof. Mel D vin Konner’in “Women After All: Sex, Evolution and the End of Male Supremacy.” (Kadın N’olacak: Seks, Evrim ve Erkek Üstünlüğünün Sonu) kitabını okumaya başlayınca da gözlerim iyice açıldı. Biyolojik özellikleri açısından iki cinsi karşılaştırınca ortaya şu çıkıyor: Dişi, erkeğin (“kaburgasından üretilen”) türevi değil. Erkek, aslında bir biyolojik sapmanın ürünü. Prof. Konner “X” kromozomla, çok sık rastlanan bir “doğuştan gelen kusur” var diyerek dalga geçiyor. Arkasından, bu kromozoma bağlı, kısalmış bir yaşam beklentisi, her yaşta daha yüksek ölüm oranı, kendi kendine üreyememe, erken kellik, dikkat bozukluğu, hiperaktivite gibi hastalıklara, aşırı cinsellik, dışa dönük aşırı bir şiddet uygulama eğilimi gibi bozukluklara ‘Doğuştan gelen bir kusur’ Kadın, Erkek, Eşitlik işaret ediyor. Konner, “X” Kromozomun ortaya çıkışının, türü mikroplara, virüslere daha dayanıklı olabilecek biçimde çeşitlendirme gereksinimiyle ilişkisine dikkat çekiyor. Dikkati çektiği bir diğer nokta da şu: Memelilerin beden yapısı dişilerin özelliklerine öncelik veren biçimde gelişmiş. Bildiğiniz gibi kadınlar açısından bu çeşitlendirme iyi sonuçlar vermedi. Özellikle testosteron, kadına göre daha yüksek adale gücü, savaşlara, özel mülkiyetin ortaya çıkışına bağlı olarak, erkeğin kadını baskı altına almasına bir mülkiyet konusuna dönüştürmesine olanak verdi. Ancak insan toplumunun evrimi, teknolojik gelişmeler, adalenin yerine kadınların da kullanabileceği makineleri koymaya başlayarak bu üstünlüğü yok etti, bugün en gelişkin saldırı helikopterlerini, savaş uçaklarını kadınlar kolaylıkla kullanabiliyorlar. Günümüzde kapitalist uygarlığı tanımlamaya başlayan bilişim, iletişim teknolojilerine, bilgisayarlara değinmiyorum bile. Tüm bunlara kadının yüz yıldır geliştirdiği dayanışma ağlarının, mücadelenin sonuçlarını da ekleyelim. Sonra bunu erkeklerin seks skandalları, pedofili, tecavüz krizi (Yalnızca Hindistan, Pakistan vb. değil, İngiltere ve Galler’de her yıl 85.000 kadın tecavüze uğruyor) mali skandallar, silah, savaş merakı, şiddet eğilimi, fut boldan dinciliğe uzanan fanatizm gibi olgularla karşılaştıralım. Nihayet kadının her doğumda nasıl bir yaşamsal risk aldığına bakmadan, şu kadar çocuk yapın, sezaryene karşıyız, annelik görevinizi unutmayın filan diye ortada dolaşanları da düşünelim. Kadının neden üstün olduğunu, yükselmeye devam etmesinin insan türünün geleceği açısından ne kadar gerekli olduğunu kolaylıkla anlayabiliriz. Geriye ne kalıyor? Erkeğin spermi. Ancak, sperm artık dondurularak daha sonra kullanılabiliyor. Laboratuvarda kadından alınan kök hücreden sperm üretme çalışmaları da 56 yıldır ilerliyor (The Guardian, 08/07/09). Tıp bilimindeki gelişmeler, sperm kaynağı olarak da erkeği gereksizleştirmeye başlıyor. Kadına yönelik baskı ve şiddetin, onu eve kapatma merakının arkasında, bu önlenemez çöküşün yarattığı korku, süreci umutsuzca geri çevirme paniği var sanırım. MERKEZ BANKASI CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANİMARKA KRONU 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 100 JAPON YENİ DÖVİZ ALIŞ 2.6191 1.9896 0.37236 2.7804 3.9379 2.6012 0.30362 2.0612 8.7007 0.32027 0.69833 2.1513 12 MART 2015 EFEKTİF ALIŞ 2.6173 1.9804 0.37210 2.7785 3.9351 2.5973 0.30341 2.0536 8.5702 0.32005 0.69309 2.1433 SATIŞ 2.6277 2.0145 0.37505 2.7896 3.9644 2.6218 0.30747 2.0784 8.9468 0.32317 0.70484 2.1737 SATIŞ 2.6238 2.0025 0.37419 2.7854 3.9585 2.6179 0.30676 2.0705 8.8146 0.32243 0.69959 2.1655 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle