Katalog

KULTUR Perşembe 12 Mart 2015 Minikler için ‘Romeo ve Juliet’ W. Shakespeare’in eseri ‘Romeo ve Juliet’ (815 yaş için) Tiyatro Keyfi oyuncuları tarafından 14 Mart’ta saat 11.00’de Yunus Emre Kültür Merkezi Turhan Tuzcu Sahnesi’nde sahnelenecek. McRanin’in yönettiği oyunda Dilhan Aras, Gülru Sinem Akkaya ve Cansu Ersoy rol alıyor. 19 Yaşar Kemal’in heykelinin molozlar arasından kurtarılmasını sağlayan sanatçı kuruluşları: Londra’ya yolunuz düşerse, doğa ve insan arasındaki bağlantı üzerine kafa yoran bu çağdaş sanatçıların yapıtlarını doyasıya izleyin derim. ‘Tüm yapıtların takipçisi olacağız’ TYS Başkanı Köz, ‘Sanatçı örgütleri yan yana gelmeseydi heykel kurtarılamayacaktı’ dedi. PEN Başkanı Oral da tehdit altındaki tüm sanat yapıtlarının takipçisi olacaklarını söyledi. ASLI ULUŞAHİN Doğanın düzene isyanı Griffin Gallery’deki ‘Manzaranın Trajedisi’ sergisi, insanların doğa kıyımına ilgisizliğine parmak basıyor Juliette Losq’un incecik çizgilerle resimlediği yüzlerce yaprak, el değmemiş doğanın ve kaosun uygarlık ve düzene başkaldırışının birer simgesi niteliğinde. ONDRA “Burdur Gölü Ölüyor” (DHA 06.02.2015 Cumhuriyet Portal), “Diren Çanakkale” (Özlem Güvemli 10.02.2015 Cumhuriyet), “Koyu Feda Ettiler” (Emre Döker 13.02.2015 Cumhuriyet), “170’in üzerinde kılavuz balina Yeni Zelanda sahillerine vurdu” (Reuters 13. 02.2015 The Guardian) “Almanya hidrolik kırmayı yasallaştırma yolunda” (Arthur Neslen 14.02.2015 The Guardian), “İran milletvekilleri hava kirliliğini tıbbi yüz maskesiyle protesto ettiler” (AFP 16.02.2015 The Guardian), ve “Çin’in gülağacına duyduğu iştah Madagaskar ormanlarını yok ediyor” (Laurence Caramel 16.02.2015 The Guardian). Bu tüyler ürperten manşetlerin hepsi sadece ama sadece Şubat 2015’te İngiltere ve Türkiye’de çevreyle ilgili yayımlanan önemli haber ve makalelere ait. Londra’da, Griffin Gallery’nin, Bristol temelli, göçebe sergiler düzenleyen Antlers ile işbirliği sonucu “The Tragedy of Landscape” (Manzaranın Trajedisi) başlığı altında Griffin Gallery’de açılan karma sergi, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde doğa ve dolayısıyla insan düşmanı politikaların dünya nüfusunun büyük bir bölümünce hiç fark edilmediğini düşündürtüyor. L Sergide yer alan sanatçıların her biri de yapıtlarını bu “ilgisizliğe” kafa yorarak ortaya çıkarmışlar. HANDE EAGLE Genç güncel sanatçılar Caspar David Friedrich gibi 19. yüzyılın göz alabildiğine temiz, el değmemiş pastoral manzaralarını resmeden Romantik dönem ressamlarının (ki bu dönemde Sanayi Devrimi çoktan doğa yasalarını çiğnemeye başlamış, egzotik hayvan ticareti doruğuna ulaşmıştı; dönemin sanatçıları geçmişte bıraktıkları doğaya duydukları özlemi ifade eden yapıtlar üretiyorlardı) tablolarının uyandırdığı duygudan yola çıkarak düzenlenen sergi, şimdiden önemli başarılar yakalamış genç güncel sanatçıların işlerini sanatseverler ve koleksiyonerlerin beğenisine sunuyor. Ambrosine Allen, Anouk Mercier, Geoff Diego Litherland, Juliette Losq, Reece Jones ve Wieland Payer’ın farklı tekniklerdeki çalışmalarını barındıran serginin en etkileyici yapıtlarından biri olan “Polydorus” 1978 İngiltere doğumlu, Jerwood Resim Ödülü’nü 2005’te alan Juliette Losq’un elinden çıkmış. Kâğıt üzerine mürekkep ve suluboya ile çalışılmış manzara, yırtılmış kâğıt parçalarının iki duvarın kesişme noktasından dışarı yayılır biçimde düzenlenmesi ve önüne yerleştirilen siyah yağlıboya ile boyanmış etajer enstalasyonu ilk bakışta dikkat çekiyor. Losq’un çalışmasına yaklaştıkça, harcadığı emek daha da belirginleşiyor. İncecik çizgilerle resimlediği yüzlerce yaprak, el değmemiş doğanın ve kaosun uygarlık ve düzene başkaldırışının birer simgesi niteliğinde. Çalışmalarını 17. ve 18. yüzyıl Romantik manzara desenleri, gravürleri, fotoğrafları ve ön yüzünde dağ resimleri olan kartpostallar biriktirerek ve bunlardan esinlenerek ortaya çıkartan, 1984 Paris doğumlu Anouk Mercier’nin işlerine de yakından bakmak gerekiyor. Aseton ile transfer tekniğiyle yapılmış eserlere uzaktan baktığınızda dijital baskı olduğu yanılsamasına kapılabiliyorsunuz. Olağanüstü bir intizamla zaman ve mekân kavramlarını altüst eden, parçalanmış ama yine de güzel denebilecek manzaraları işleyen Mercier’nin “Akşam Güneşi Harap Şehrin Üzerinde Işıl Işıl Yanarken” başlıklı çalışması, bir gün doğanın insanın ona uyguladığı işkenceden galip çıkacağına dair ipuçları veriyor. Londra’ya yolunuz düşerse, doğa ve insan arasındaki bağlantı üzerine kafa yoran bu çağdaş sanatçıların yapıtlarını doyasıya izleyin derim. (hande@handeeagle.com) enikapı’daki inşaat alanı içinde kalan Yaşar Kemal heykeli, sivil toplum kuruluşlarının tepkisi üzerine, inşaatın dışında, sahil kenarındaki parka yerleştirildi. Mehmet Yurdanur’un 1994 yılında yaptığı “Anadolu’yu Seyreden Yaşar Kemal” adlı heykel, inşaatı sürdüren firma tarafından heykeltıraşın önerdiği yere aktarıldı. Heykelin kaidesi de firma tarafından yenilendi. Yaklaşık 2 yıldır molozlar arasında duran, tahrip edilmiş heykelin durumuna, BESAM, Heykeltıraşlar Derneği, PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) ve Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) dikkat çekmişti. PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral, TYS Başkanı Mustafa Köz, UPSD Başkanı Bedri Baykam, Tarık Akan, Arif Keskiner, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Genel Müdür Yardımcısı Veysel Uğurlu, yazar Zeynep Aliye’nin de aralarında olduğu sanatçılar, dün heykelin önünde buluşarak basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Yaşar Kemal’in heyke Y lini çöplükten kurtardık ama ‘İnsanlık Anıtı’ Kars’ta belediye çöplüğünde parçalanmış halde yatıyor” denildi. Zeynep Oral, konuşmasında “Yalnız Yaşar Kemal’in heykelinin değil, bundan böyle ülkemizde tehdit altındaki tüm sanat yapıtlarının takipçisi olacaklarını” söylerken, Bedri Baykam birçok heykelin yerinden edildiğini, kaybolduğunu, tahrip edildiğini hatırlattı. Mustafa Köz ise sanatçı örgütlerinin bir araya gelmesinin önemini vurgulayarak “Sanatçı örgütleri yan yana gelmeseydi heykel kurtarılamayacaktı. Bundan böyle sanatçılar, sanata baskıları önlemek için yan yana olacaklar” dedi. Heykel, Yenikapı’da inşaatı süren miting alanının yanındaki parkta, sahil kenarında bulunuyor. Etrafı çevrili parkın yaz başında halka açılması planlanıyor. Irkçılıkla da suçlanmıştı Top Gear’ın sunucusu yapımcısıyla yumruklaştığı için görevinden alındı. BC’de 2002’den bu yana yayımlanan otomotiv programı Top Gear’ın sunuculuğunu üstlenen Jeremy Clarkson görevden alındı. Sunucunun, programın yapımcısıyla yumruklaştığı için görevinden alındığı açıklandı. Clarkson’un sunuculuğunu üstlendiği programın pazar günü yayımlanması planlanan bölümünün de yayından kaldırıldığı bildirildi. Serinin son iki bölümünün de yayından kaldırıldığı belirtildi. 54 yaşındaki Jeremy B Clarkson’ın kanala geri dönmesiyle ilgili internet üzerinden de bir imza kampanyası başlatıldı. Politik blogger Guido Fawkes tarafından başlatılan metne yaklaşık 150 bin kişi imza attı. Clarkson 2014 Mayısı’nda bir programda ırkçı ifadeler kullandığı gerekçesiyle BBC yönetiminden “son bir uyarı” aldığını söylemişti. Clarkson, bir kez daha rencide edici bir ifade kullanması halinde işten atılacağının bildirildiğini söylemişti. l Kültür Servisi Cervantes’in mezarı bulundu “Don Kişot”un yazarı, Miguel de Cervantes Saavedra’nın mezarının, tahmin edildiği gibi Madrid’deki Trinitarias Kilisesi’nin altında olduğu belirlendi. Kayıp mezarı bulmak için yaklaşık bir yıldır burada çalışma yapılıyordu. İspanyol haber ajansı EFE’nin haberine göre, kilisenin altındaki mezarlıkta bulunan, M ve C baş harflerinin olduğu mezar yerindeki kalıntıların Cervantes’e ve eşi Catalina de Salazar’a ait olduğu belirlendi. Araştırma ekibi, laboratuvarda yapılan analizler sonucunda bu kalıntıların büyük ihtimalle Cervantes ve eşine ait olduğu açıkladı. Kimi kaynaklara göre Cervantes, 22 Nisan 1616 tarihinde ölümünden hemen sonra, Madrid’deki Convento de las Trinitarias Kilisesi’ne defnedilmeyi vasiyet etmişti. Madrid’deki Trinitarias Kilisesi. l Kültür Servisi C M Y B Fotoğraflar: CAN EROK