28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Perşembe 12 Mart 2015 EDİTÖR: CEYDA KARAN Lieberman susmuyor İsrail’e sadakat göstermeyen Arap vatandaşların kafasının kesilmesi sözlerine tepkiler yağan Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman bu kez “Arap terörüne” idam cezası ile yanıt verilmesini istedi. TASARIM: ZARİFE SELÇUK Mısır yargısı affetmedi Mısır yargısı Max isimli bir köpeği sokak ortasında bıçak ve sopalarla öldüren dört adamı “evcil hayvanı işkence ile öldürmek” suçundan 3 yıl hapse çarptırdı. Olay görüntülenince büyük tepki doğurmuştu. KOLOMBİYA FARC’a ateş açılmayacak Kolombiya’da hükümetle Marxist gerilla örgütü FARC arasındaki barış müzakerelerinde ilk kez çok taraflı ateşkesin yolu açıldı. FARC’ın 18 Aralık’ta ilan ettiği tek taraflı ateşkesin ardından Devlet Başkanı Juan Santos bir ay boyunca bombardımanların durdurulacağını duyurdu. Santos bunun ilk kez tek taraflı ateşkesin tanınması anlamına geldiğini belirtti. İran destekli Şii milislerin başını çektiği Irak kuvvetleri IŞİD’in elindeki Tıkrit’e girdi ve merkeze doğru ilerledi ŞİD’i Irak’tan çıkarmak için kritik önemdeki Tıkrit operasyonunda sona yaklaşıldı. Haziranda IŞİD kontrolüne geçen 2. büyük kent Musul’u geri alma harekâtının öncüsü kabul edilen operasyonda dün Tıkrit’e kuzey ve güneyden girildi. Devrik Saddam Hüseyin’in memleketi, Sünnilerin beşiği Tıkrit’e yüklenen 30 bin kişilik Irak gücünün üçte ikisini oluşturduğu sanılan Şii milisler, “şehir merkezinin kurtarıldığını” iddia etti. Tıkrit’in bağlı olduğu Selahaddin eyaletinin aşiret sözcüsü Marvan Cabara “Onlarca IŞİD militanının öldürüldüğü şiddetli çatışmaların ardından kent merkezine ulaşmayı başardılar” dedi. Devrim Muhafızları’nın Şii milisleri eğittiği, Kudüs Gücü’nün komutanı Kasım Süleymani’nin operasyonu yönettiği herkesin malumu iken bu, İran için de büyük başarı. İran Tıkrit sarhoşu I 17 nilgun@cumhuriyet.com.tr w Fidan’ın Dönüşü ve ‘Demokratörlük’ idan olayı, her şeyin reisin iki dudağı arasında olduğu bir sistemde yaşadığımızı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde, bir kez daha gösterdi. Nedir bu sistemin adı? Adını hâlâ koymayacak mıyız? Türkiye’nin dönüştüğü sisteme sıklıkla yapılan gönderme bir “Putinizm” olduğu şeklinde… Sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da sık başvurulan referans bu. Washington’lu “düşünce kuruluşu” “Foreign Policy in Focus” yöneticisi John Feffer geçende, Viktor Orban güdümündeki Macaristan’ın yanında Avrupa’da Putin Rusyası ile Türkiye’yi aynı kefede, “demokratörlükler” olarak değerlendiriyordu... “Demokratörlük/democratura”; “demokrasi” ve “diktatörlük”ün melezleştirilmesiyle oluşturulan bir birleşik kelime. “Demokrasi”nin kuyruğuna “diktatörlük”ün son hecelerini ilave ettiniz mi; “melez rejimler” için kullanılan, ne kuş ne deve “demokratörlük” elde ediyorsunuz. “Demokratörlük”ün ayırt edici özelliği, şeklen “anayasal” olmakla birlikte ayrıcalıklı bir kliğin yönettiği otoriterizmlerle anılır olması. Şartlanan/yönlendirilen seçimlerin, dostlar alışverişte görsün hesabına yapılması da diğer tipik bir özellik oluyor. “Putin rejimi” işte bu haliyle “demokratörlük”e en has örnek gösteriliyor. Ama spesifik olarak “Putin sistemi” nasıl çalışıyor? Bu konudaki en zihin açıcı yazılardan biri hafta sonu Repubblica’da (7 Mart) İtalya’nın yıldız jeostrateji uzmanı Lucio Caracciolo’nun imzası ile yayımlandı. “Putinizm” benzetmesine ben de zaman zaman başvurduğum için, “Ak Saray”, “Kremlin” arasında kurulabilecek olası paralellikleri özellikle merak ettim. “Fidan” kontenjanından sistemin “istihbarat boyutu” bilhassa ilgimi çekti… Putinci sistemde “iktidar partisi”, Türkiye’deki gibi “başkanın sağ kolu” konumunda ve “yukardan aşağı komutlar” bu parti eliyle iletiliyor. En güçlü benzerlik bu! Caracciolo’nun “popülizm+oligarşi” diye özetlediği Putin modelinde ne ki Putin, Erdoğan gibi bir “tek adam” değil… Oligarkları ve istihbarat birimleriyle Putin istişare içinde karar alıyor ve dar çevrenin CEO’su gibi hareket ediyor… Hafta başları “iç kabinesi” ile toplanıyor. Hafta sonu “danışmanları”, “askerler”, “istihbarat şefleri” ile bir araya geliyor. KGB kökenli olduğundan dünyaya “istihbarat” gözlüğüyle bakıyor. Ama Putin’in “kara kutu”su tek değil, birden fazla. Bunların cümlesi Rusya’nın MİT’i yani KGB’nin devamı olan FSB’den… Sistem bu sebeple tek adama sıkışmış değil. Caracciolo “Kırım’ı ilhak fermanını” Putin’in örneğin bir başına değil, “güvenlik konseyi sekreteri” ve savunma bakanı ile “danışarak” aldığını belirtiyor… Önceliğin Rusya’da Putin değil “sistemin muhafazası” olduğu döne döne vurgulanıyor. “Demokratörlük” de olsa Rusya’da kısaca bir “devlet raconu” var. O “racon” adına Putin dahi güçlü olmasına karşın! vazgeçilmez sayılmıyor. “Eğer” diyor söz ettiğim değerlendirme; “sisteme yeni bir adam gerekirse, Putin gider! Savaş/kriz nedeniyle ‘iç çevreden’ biri, söz gelimi bir general, ülkenin çıkarı için Putin’in kendisini hasta ilan etmesini isteyebilir. (Bir danışmanın) bu konudaki yorumu şu: ‘(Putinizm) düştüğünde bu, bir günde olur. Ama arkadan gelen sistem de mevcudun kopyası olacaktır!’...” Niye? Çünkü “Putinizm” bir şahsın değil; Rus devletinin öncelikleri ile tanımlanıyor. Bugün Erdoğan’ın kendinden başka sorumlu olduğu ve sorumlu tutulduğu bir tek isim var mı Türkiye’de? Demek ki bizim “demokratörlük”te; “törlük” baskın! F ALMANYA Nazi tazminatı reddedildi Merkel Tsipras Almanya, kurtarma paketi pazarlığında Nazi işgali için tazminat ödenmesini isteyen Yunan hükümetine olumsuz yanıt verdi. 1960’da Berlin’in Atina’ya 115 milyon mark ödemesine atfen Başbakan Angela Merkel’in sözcüsü “Tazminat meselesi yasal ve siyasi olarak çözümlenmiştir” dedi. Ancak Yunanistan, ülkedeki Alman mal varlığına el koyma tehdidiyle karşılık verdi. Irak ordusu, Şii milisler ve Sünni aşiretlerin milisleri Tıkrit’e girmelerini coşkuyla kutladı. Şiddetli çatışma ve temkinli ilerleme ABD Kiev’e Humvee ve İHA veriliyor ABD yönetimi, AB’nin devreye girmesiyle Ukrayna’daki çatışmayı derinleştireceğinden korkulan ağır silahların Kiev yönetimine verilmesinden vazgeçmiş görünse de ‘ölümcül olmayan’ silah tedarikine hız veriyor. Bu çerçevede Ukrayna hükümetine 75 milyon dolarlık insansız hava araçları ve Humvee tip araçların verileceği kaydedildi. Dün Iraklı askeri yetkililer şöyle bir manzara çizdi: “Asker, polis ve milisler Tıkrit’e kuzeydeki en büyük semt Kadisiye’den girdi. Çatışmalarda askeri hastane kontrol altına alınıp Irak bayrağı çekildi. Güneyden bir birlik daha girip merkeze hızla ilerledi. Kadisiye’nin güneyindeki emniyet müdürlüğü, Saddam’dan kalma başkanlık sarayları çevresinde ve sanayi bölgesinde çatışmalar oldu. Bubi tuzakları ve keskin nişancılar yüzünden dikkatli ilerleniyor. Helikopterler IŞİD mevzileri ve keskin nişancılarına saldırırken kara birlikleri yarım saatte bir bir sokağı ele geçiriyor. Bazı militanlar sivillerin arabalarına el koyup kaçış yolu arıyor.” ABD medyası, gizemli İranlı komutan Kasım Süleymani’nin Irak’ta kurşun geçirmez yelek bile takmadan ‘Putin tek adam değil!’ İranlı Süleymani’nin motor arkasında, çay keyfi yaparken halleri Twitter’da fenomen oldu. verdiği samimi pozlarla Twitter fenomeni haline gelmesi ve dünyaca meşhur olmasına geniş yer ayırıyor. Ancak Sünni toplumunda Şiilerin intikama girişeceği kaygısı var. IŞİD Anbar vilayetinin Ramadi kentinde saldırıya geçerken, ABD liderliğindeki uluslararası koalisyondan Suriye’nin kuzeydoğusundaki Tel Hamis kasabasını merkez alan 2 haftalık operasyonla IŞİD’in “SuriyeIrak arasındaki iletişimtedarik hattını kestiği” açıklaması geldi. Tahran’dan devrim ihracı sesi Irak’ta ilk “zaferin” ardından, İran Devrim Muhafızları komutanı Muhammed Ali Caferi İslam Devrimi’nin ihracında ‘yeni aşamaya’ geldiklerini söyledi. ISNA’ya göre, Uzmanlar Meclisi’ne hitap eden Caferi “İslam devrimi iyi bir hızla ilerliyor, örneğini devrimin giderek fazla ihraç edilmesinde görüyoruz” dedi. IŞİD’e karşı savaş ta üstlenilen rolün İran adına büyük başarı olduğundan söz eden komutan, “İslam Cumhuriyeti’nin etkili rolünü kabul edenlere Filistin ve Lübnan’ın yanısıra Irak ve Suriye halkları eklendi. Onlar İran ulusuna müteşekkirler” dedi. Lübnanlı Hizbullah hareketini “İsrail’e karşı direnişi İslam devriminin mucizelerinden biri” diye övdü. Dar çevreye sorumlu Bibi: Lobiler bana darbe yapıyor İsrail’de seçime 6 gün kala, sağcı Başbakan Netanyahu kendisini devirmek için dünya çapında komplo kurulduğunu iddia etti da kim olursa olsun” sloganını kullanıyor. srail 17 Mart seçimi için geri sayıma geçerken, Başbakan Benyamin (Bibi) Netanyahu kendisini devirmek için dünya çapında çaba gösterildiğini ileri sürdü. ABD’nin Ortadoğu barışı girişimlerini çıkmaza soktuktan sonra İran ile nükleer anlaşmayı engellemek için seferber olan, İsrail’in ekonomik sorunlarına da çare bulamayan Bibi, anketlerde lideri olduğu Likud partisi ile merkez sol blokun kafa kafaya gitmelerini şöyle yorumladı: “Başabaş bir yarış. Hiçbir şey garanti değil. Zira Likud hükümetini devirmek için dünya çapında muaz SUUDİ ARABİSTAN Stockholm ile Riyad kapıştı İsveç’in Filistin’i tanıması şerefine Dışişleri Bakanı Margot Wallstrom’un Arap Birliği’ne hitabı, Suudi Arabistan’ı eleştireceği anlaşılınca veto edildi. Riyad’ın kadın ve insan hakları sicilini eleştirmesi engellenen kadın bakan Suud’u ‘diktatörlük’ diye niteledi. İsveç, savunma anlaşmalarını da askıya aldı. Bunun üzerine Suudiler büyükelçilerini geri çekti. İ ABD İdam mangası infaz edecek Utah eyalet meclisi idamların infazı için zehirli iğne yoksa infaz mangasının kullanılmasını içeren tasarıyı kabul etti. Cumhuriyetçi Paul Ray, bunun zehirli iğneden daha ‘insani’ olduğunu savundu. Yasa Vahşi Batı günlerini geri getirmekle suçlanıyor. zam bir çaba var.” Ordu Radyosu, başbakanın İsrail’de hükümet değişikliği için kampanya yürüten sivil toplum ve lobi gruplarına yurtdışından finansman sağlandığını işaret ettiğini belirtti. İsrail’de siyasi partilerin yurtdışından doğrudan para alması yasak, ancak siyasi görüş yaymaya yönelik kar amacı gütmeyen örgütlere yasak yok. İsrailli siyasilerin ABD’li uzmanlardan danışmanlık hizmeti alması ise adeta gelenek. Bibi’nin sözleri, özellikle yurtdışından finanse edilen V15 gibi grupları hedef alıyor. Açılımı Victory (Zafer) 2015 olan V15, “Bibi olmasın Gençlerin enerjisiyle yürütülen kampanya Şin Bet’in eski şefi Yuval Diskin’in katılımıyla büyüdü. V15, ABD Başkanı Barack Obama’nın eski kampanya danışmanlarından akıl fikir ve ABD’deki Yahudi örgütü OneVoice’tan para alıyor. Bibi’nin şikayetiyle inceleme başlatan savcılık V15’in parti bağlantısı olmadığından yasayı çiğnemediğine hükmetti. Panel Politics’in son anketine göre sol blok Siyonist Birlik 24, Likud 21 vekil çıkaracak. Siyonist Birlik’in İşçi Partili lideri İzak Herzog “Netanyahu baskıyı hissediyor ve her yöne yaylım ateşi açıyor” dedi. V15’çilere akıl fikir veren Amerikalılar Devlet raconu hâkim Netanyahu, V15 grubundan şikâyetçi olmuştu. Bunga bunga’dan aklandı İtalya’nın eski başbakanı Silvio Berlusconi, reşit olmayan bir kadınla fuhuş yapmak ve yetkilerini kötüye kullanmakla suçlandığı davadan tamamen aklandı. 2010’da 17 yaşında olan “kalp hırsızı Ruby” lakaplı Kerime el Mahrug’la para karşılığı seks yaptığı iddia edilen, hırsızlık ithamıyla gözaltına alınan Faslı eskortun salıverilmesi için polisi aradığı ortaya çıkan Berlusconi, 7 yıl hapis ve ömür boyu kamu görevinden men cezasına çarptırılmıştı. Karar temyizden döndü. Geçen hafta vergi kaçakçılığından aldığı kamu hizmeti cezasını bir bakımevinde çalışarak tamamlayan Berlusconi’nin son hukuki zaferi, Forza Italia lideri olarak siyasete yeniden ağırlığını koymasını getirebilir. Clinton teknolojik teferruattan kaçınmış A BD’de 2016 başkanlık seçimine Demokrat Parti’den aday olması beklenen eski first lady Hillary Clinton, dışişleri bakanlığı döneminde resmi yazışmalarını kişisel eposta hesabından yürütmesi skandalını dizginleme çabasında. Bakanlığından iki yıl sonra ilk kez basın toplantısı yapan Clinton, 200’den fazla muhabir karşısında kendinden emin göründü. Bakanlık iletişimi için kişisel eposta adresini kullanmasını “kolaydı, rahattı” diye açıklayan, Dışişleri Bakanlığı’nın bu uygulamaya izin verdiğini belirten Clinton şöyle dedi: “Geriye dönüp baktığımda keşke ikinci eposta hesabı ve telefon kullansaydım.” 67 yaşındaki kadın siyasetçi asla gizli bilgi içeren eposta atmadığını, işle ilgili tüm epostaları bakanlığa teslim ettiğini, 30 bin yazışmanın yayımlanacağını söyledi. Cumhuriyetçiler bastırıyor Bu sözler Demokratlara göre skandalın büyümesini engelledi, Cumhuriyetçilere göreyse daha çok soru doğurdu. Gizli bilgi içeren eposta attıysa ya da kritik önemdeki epostaları sildiyse bilinemeyeceğine dikkat çeken muhalifler, hesap sorulmasını istiyor. Bunların başında 11 Eylül 2012’de Bingazi’de ABD elçisi Chris Stevens dahil 4 Amerikalının öldürülmesiyle ilgili yazışmalar geliyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle