17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2015 PAZAR 6 HABERLER Doğum yapanlara yarım gün çalışma sağlanacağı söylenirken SGK’de doğum iznine çıkanların ek ödemesi kesiliyor Söyledikleri başka uygulama başka MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Hükümet doğumu teşvik etmek amacıyla kadınlara yarım gün çalışma olanağı sağlanacağını, ilk “altının” devletten geleceğini savunurken uygulamada tam tersi yapılıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu’nda (SGK) görev yapan personelin doğum izinleri 30 günü geçtiğinde ek ödemeleri kesiliyor. Üstelik bu kesinti hastalık halinde de yapılıyor. Kanser tedavisi gören bir çalışan heyet raporu getirse bile izin süresinin 30 günü aşması halinde ek ödemesi anında kesiliyor. Ayrıca 30 günlük süreye yıllık izinler de dahil. Yani bir personel “yıllık izin, hastalık izni, doğum izni” gibi her ne ad altında olursa olsun 30 günden fazla izin yaptığında ek ödemesinde kesinti yapılıyor. Personelin maaşında 3 bin 500 liraya kadar kayıp meydana geliyor. SGK’nin merkez ve taşra teşkilatlarında sağlık harcamalarına ilişkin fatura ve reçetelerin incelenmesi işlerinde görevli tabip, diş tabibi, eczacı, uzman hekim ile sağlık hizmetleri ve yardım sağlık hizmetleri sınıfına dahil personele her ayın 15’inde maaş ile birlikte ek ödeme de yapılıyordu. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’na da bu ek ödeme konuldu. Ancak kamu görevlilerinin mali haklarını düzenleyen 666 sayılı kanun hükmünde kararnameden sonra SGK personeline yapılacak ek ödemenin usul ve esaslarına ilişkin yönergede de Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanı’nın onayı ile değişiklik yapıldı. 30 günü aşan izinlerde ek ödemeler kesildi. Değişikliğe göre personel bir yıl içerisinde “yıllık izin, hastalık izni, doğum izni” gibi her ne ad altında olursa olsun 30 günün üzerinde izin kullandığında ek ödemesinde kesinti yapılıyor. Örneğin personel 20 gün yıllık izin yaptı, 20 gün de hastalık izni kullandı. Hastalığı için heyet raporu alsa bile 30 günden sonraki 10 gün için ek ödemesi kesiliyor. SGK personeli içerisinde kanser tedavisi görenler de bulunuyor. Ancak onların da 30 günden sonraki izinlerinde heyet raporu olsa bile ek ödemeleri kesiliyor. Ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’na göre kadın memurların doğum öncesinde 8 hafta, doğum sonrasında 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta izin hakları bulunuyor. Ancak SGK’de çalışan kadın personelin kullandığı doğum izni 30 günü aştığı için ek ödemesi kesiliyor. KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) Genel Mali Sekreteri Ahmet Kesik’in yaptığı hesaplamaya göre, SGK’de görev yapan eczacı izinde 30 gün sınırını aştığında ayda 2 bin 350 lira ek ödemesi kesiliyor. Pratisyen hekim doğum ya da hastalık dahil çeşitli nedenlerle 30 günün üzerinde izin kullandığında ek ödemesinde 2 bin 710 lira, uzman hekimin ek ödemesinde de 3 bin 450 lira kesinti yapılıyor. Yine Devlet Memurları Yasası’na göre memurun yıl içerisinde kullanmadığı izinler bir Provokasyon Beklemeli mi? Hafta içi, iktidarın muhalefete, tabii ki öncelikle CHP’ye seçimlere yönelik birtakım provokasyonlar yapabileceğine ilişkin haberler dikkati çekti. Salı günü Taraf gazetesindeki haberde işin içine MİT de sokulmuştu. MİT, muhalefet partilerini dinliyordu. Ezgi Başaran 23 tane de yazı yazdı. Sorunu aslında geçen yıl Kılıçdaroğlu gündeme getirmişti. MİT bağlantılı bir grubun kulağı CHP ve CHP’lilerin peşinde. Aslında yeni de değil konu. Casusluk ve provokasyon, özellikle kanlıbıçaklı iktidar savaşlarının, özellikle AKP döneminde, ayrılmaz bir parçası oldu. Bütün güçleri tek elde toplamanın doğal sonucu budur. Devlet sensin, MİT sensin, polis sensin, bütün istihbarat örgütleri sensinsana bağlıdır, her şeye oradan sana akar. (Merkez Bankası da sensin, BDDKTMSF.. Dahası tüm özel şirketler de sana hizmet etmek zorundadır. Tek taraf vardır: Ben...) Tabii, görev de verirsin emrindeki güçlere... Parti=Devlet, bir özdeşleşme oldu. Devlet, iktidara gelen siyasi partilerin programlarını gerçekleştirecekleri yönetim aygıtı olmaktan çıktı, iktidara gelen partinin tam ve kesin bir uzantısına dönüştü. Her yere AKP’li adamlar, bütün valiler, kaymakamlıklar, büyükelçiler... Ne varsa... Ülke üzerinde topyekun bir kontrol mekanizması işliyor. HHH Affedersiniz, “iktidar bizi dinliyor”un ötesindedir konu. Neden dinliyorlar sorusu, size operasonel bir yanıt olarak geri döner. Seçim atmosferine girildiği süreçte, en azami hedef, seni tam saf dışı bırakmaktır. En asgari hedef de alabileceğin oyları mümkün olduğunca aşağı çekmek. Bunları “başarıyla” yaparsan, aynı zamanda kendi oyunun da düşmesini önlersin veya daha yukarı doğru çekmeyi beklersin. Tabii bu politika sadece lafla gerçekleşmez, operasyonel ayağı olması gerekir. Muhalefeti aşağılayacaksın... İtibarını yerle bir edeceksin... Komplolar kuracaksın... Küçülteceksin... Asla iktidar olamayacakları, iktidar olsalar bile ülkeyi batıracakları, bir koyun sürüsünü bile güdemeyecekleri gibi kafa yıkayacaksın. Ülkenin ve seçimlerin güncel/ gerçek konularından seçmeni uzaklaştıracaksın. Yarattığın provokasyonları konuşturacaksın. sonraki yıla aktarılıyor. Örneğin SGK’de çalışan personelin 30 günlük izin hakkı bulunuyor. Geçen yıldan da 10 gün izni kaldığında toplam 40 günlük izni birikiyor. Ancak personel bir yıl içerisinde bu 40 günlük izni kullandığında 30 günün üzerindeki 10 gün için ek ödeme alamıyor. Ayrıca SGK bazen personelini eğitime gönderiyor. Eğitimin de 20 günü fiili hizmet kapsamında sayılıyor. Eğitimde 20 günden sonraki izinlerde de ek ödemeler kesiliyor. SGK’nin merkez ve taşra teşkilatlarında görev yapan sağlıkçıları mağdur eden bu uygulama BES tarafından yargıya da taşındı. Danıştay’daki dava devam ediyor. SGK çalışanları, 2010 yılında da benzer bir düzenleme yapıldığını ancak yargı tarafından iptal edildiğini, aynı düzenlemenin yeniden getirildiğini vurguladı. Uygulama davalık Şanlıurfa’da esnaf ve işçilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu’ndan Hakan Fidan yorumu: Başbakanlık koltuğu boş kalınca... Yurt Haberleri Servisi Şanlıurfa’yı ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, işçiler, esnaf ve besicilerin sorunlarını dinledi. Çocukların yerlerde yatırıldığı Şanlıurfa Çocuk Hastanesi’ni ziyaret eden Kılıçdaroğlu, “Bu düzeni yıkmak boynumuzun borcu” değerlendirmesinde bulundu. Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin ve Sezgin Tanrıkulu, CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Nurettin Demir ve partililer ile Şanlıurfa’yı ziyaret eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, ilk olarak Samsat Meydanı’ndaki bir işçi kahvesini, ardından da Haşimiye Meydanı’nda esnafı ziyaret ederek sorunlarını dinledi. Hayvan pazarına giderek besicilerle de sohbet eden Kılıçdaroğlu’na Halil Yolcu isimli besici “güçlü muhalefet olmalı, iktidara yön verebilmeli” dedi. Şanlıurfa’nın sorunlarını kendisinin parlamentoya taşıyacağını aktaran Kılıçdaroğlu, “Güçlü bir muhalefet gerekiyor haklısın, orada da hiçbir tereddüttüm yok, bizim muhalefet olarak eksiğimiz de olabilir” dedi. Yolcu’nun “Var ama fazlasıyla var başkanım, vatandaş olarak görmüyoruz bu güçlü muhalefeti” demesi üzerine Kılıçdaroğlu, “Tabii niye görmüyorsunuz çünkü medya vermiyor” dedi. Balıklı Göl’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın AKP’den aday olmak için istifa etmesinin sorulmaÖsı üzerine, “Başbakanlık koltuğu boş olunca böyle bir arayışa girildi. Öyle anlaşılıyor” dedi. Kılıçdaroğlu, çözüm sürecinin hangi aşamada olduğu ile ilgili bir soruya da “Hangi aşamada olduğunu bilen varsa bize de haber versin. Bizim bir sorunumuz yok” diye yanıt verdi. Kürt sorununun çözümü için yüzde 10 seçim barajının indirilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Yüzde 10 seçim barajını getirenler askerlerdir. Yani Kenan Evren ve arkadaşlarıdır. Darbe yasasıdır. Bu yasanın demokrasi çerçevesinde değiştirilmesi ve makul düzeye indirilmesi gerekir” dedi. ‘Bu düzeni yıkmak boynumuzun borcu’ oğunluk nedeY niyle yerlerde yatırılan çocuk larla sık sık haber olan Şanlıurfa Çocuk Hastanesi’ni de ziyaret eden Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından fotoğraflar paylaşarak “Şanlıurfalıları, 2 kişilik odalarda 9 göz nuru çocuğumuza şifa bulmaya mahkum eden bu düzeni yıkmak boynumuzun borcu” diye yazdı. 2011’de hedefler vuruldu ama halk tınmadı Geçen seçimler öncesini hep anımsatırım... 2011 seçimlerinden önce iki büyük provokasyon yapıldı iktidar kanadından muhalefet partilerine... İlki 2010’da Deniz Baykal’a, ikincisi ise 2011’de hemen seçimlerden önce MHP’li öncü milletvekili kadrosuna seks kasetleri provokasyonları. Hedefler tam 12’den vuruldu.. Ama iktidar kanadı amacına ulaşamadı! Milletin oyunu hemen hemen etkilemedi bile denebilir... CHP oyunu 20’den 26’ya yükseltirken, MHP yüzde 13’ü aştı. İktidar kanadı yüksek oy aldı ama milletvekili sayısı düştü! İktidar başı, özellikel MHP üzerinde oynadı, kasetlerin yanı sıra, en banal milliyetçilik gösterileri yaptı. Meydanlarda Apo’yu astı kesti, MHP’li oyları partisine çekmek ve baraj sorunu yaratmak için.. Peki amaçları neydi? İlki CHP’yi, liderini gözden düşürmek, bunalım yaratarak oylarını geriletmek. İkincisi, yine aynı şekilde, MHP’yi baraj altına itip Meclis dışı bırakmak. Peki neden? 2011 seçimlerinde de yine başkanlık anayasası gündemdeydi. Bugün de RTE’nin istediği ve savunduğu biçimiyle, dikta anayasasını Meclis’te kabul ettirecek çoğunluğa, en az 367 milletvekili sayısına ulaşmak... Demek provokasyonlar her zaman planlanan amacına ulaşmıyor. Hatta, fos bile çıkabiliyor! Peki aynı yönteme başvurabilirler mi? Seks meselesi tutmadı. Belki de halkımız ulan yapmayan mı var, erkek adam yapar gibi bir anlayış içinde olduğu için umursamadı... Bu nedenle başka aşağılama yöntemleri gündeme getirilecektir. Kılıçdaroğlu’na papuç attırma olayı gibi, değişik bir dizi olay yaratabilir iktidar kanadı. Bu tür irili ufaklı çok sayıda olay söz konusu olabilir; fakat daha değişik ve büyük bir provokasyon yaratabilirler mi, doğrusu bilemiyorum... Dediğim gibi önceki yazımda, iktidarın bu seçimlerdeki kaldıracı, Kürtler. 2011 seçimlerinde astığı, kestiği Kürtler, çözüm süreci, şimdi ise en büyük müttefiki oldu. Geçen seçimlerde MHP baraj altında kalmadı. Bu seçimlerde umudu HDP. İktidar başının Meclis’te milletin temsiliyeti gibi bir siyasal ve toplumsal etik değeri ve korkusu yok. 2011’de MHP Meclis dışı kalsaydı, düşünün... 2007 Meclisi bu açıdan tam bir felaketti! Peki şimdi HDP baraja takılsa? Kuşkunuz olmasın, daha çok sevinir; ama ülkede yaşanacak büyük siyasi sorun krize dönüşürse ülkeyi yönetemez hale gelebilirler. AKP bir yandan bunun da korkusunu yaşıyor. HDP’liler zaten bizsiz Meclis 4 yıl dayanmaz diyor... Belki de bu rezil baraj sistemini yerle bir etmenin yolu, HDP’nin Meclis’e girememe riskini göze almasından geçmektedir... HHH Aman baraj altında kalmasın düşüncesiyle gönlünde yatan parti yerine istemediği başka partiye yönelmek, 2011 seçimlerinde nasıl MHP için yanlışsa bugün de tüm partiler için yanlış diye düşünüyorum. “Aman şöyle olmasın” diye diye anası ağlayan çok oldu. Siyaset kendi kulvarında mutlaka yeni sonuçlar doğuracaktır. Hele Türkiye gibi kaynayan ve binbir seçeneğe açık bir ülkede! HDP baraja takılsa bile Muktedir’in ancak anayasasını referanduma götürebilecek bir sayıya ulaşabileceğini düşünüyorum. O da ulaşabilirse.. Oy kaybedecek daha! Henüz erken, 4 ayda daha neler yaşayacağız.. KARAYALÇIN, CHP’NİN KENT İLKELERİNİ ANLATTI: 100 bin kişi yerinden edildi HAZAL OCAK CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği “Sosyal Demokrat Belediyecilik ve Kentsel Dönüşüm Konferansı”nda konuşan CHP İl Başkanı Murat Karayalçın, CHP’nin sosyal demokrat belediyecilik anlayışını ve kentsel dönüşüm ilkelerini açıkladı. Karayalçın, dönüşüm sırasında Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarının yetmediğini belirterek “ÇED’in yanında bir de toplumsal etki değerlendirmesi yapılmalı. Kamu ile halk ortak hareket etmeli. İstanbul’da dönüşüm sırasında 100 binin üzerinde insan yerinden edildi. Böyle olmamalıydı” dedi. “Sosyal Demokrat Belediyecilik ve Kentsel Dönüşüm” konferansı, CHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyeleri, ilçe başkanları, belediye başkanları, milletvekilleri ve belediye meclis üyelerinin katılımıyla dün Akatlar’daki Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, kapsamlı bir çalışmaya başlayacaklarını belirterek konferansın ardından çalışmaların 30’ar kişilik çalıştaylar şeklinde süreceğini söyledi. Karayalçın, “Sayın Başbakan yeni bir paketi açıklamıştı. Saydamlık ve imar rantlarının vergilendirilmesi. Buna göre ilçe başkanları, il başkanları mal bildiriminde bulunacaklar. Eski adıyla servet beyannamelerini verecekler. Bu arada rant artışlarında vergi düzenlemeleri yapılacak. Haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla Sayın Cumhurbaşkanı ‘eğer bu düzenlemeyi yaparsanız, il başkanlarından, ilçe başkanlarından mal bildiriminde bulunmalarını isterseniz, siyaset yapacak kimse bulamazsınız’ demiş” ifadelerini kullandı. Mal bildirimi için yasanın çıkmasını beklemeyeceğini belirten Karayalçın, “Burada ilçe başkanlarım var. Sizlerle konuşmadım ama inanıyorum ki sizler de mal bildiriminde bulunmaya hazırsınız. Hepimiz hep birlikte mal bildiriminde bulunuyoruz’” dedi. Bu sırada salondan “Belediye başkanları da mal bildiriminde bulunsun” önerisi geldi. Karayalçın kentsel dönüşümle ilgili çalışmaları başlattıklarının altını çizerek “Kentsel altyapıyı yoksullara konut, öğrencilere yurt için kullanacağız. Birliktelik ilkesi önemli. Projelerden sonra insanlar yaşadıkları yerlerde kalabilmeli. Kentsel dönüşüm alanlarında halk da örgütlenmelidir” dedi. Sosyal demokrat belediyecilik anlayışlarını da anlatan Karayalçın, “Saydamlık, katılımcılık, hesap verebilirlik çok önemli. Meclis toplantılarının naklen yayını da çok önemli. Burada meclis üyelerimden gündemlerine almaları için rica ediyorum” ifadesini kullandı. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ‘Mal bildirimi için yasaya gerek yok’ MHP kalmadı, HDP kalır mı HAFTA SONU KEYFİ BUGÜN 10:00’DA Başbakan Yardımcısı, gündemin kritik konularıyla ilgili ses getirecek açıklamalar yapacak. tv.cnnturk.com/haftasonukeyfi twitter.com/haftasonukeyfi twitter.com/hakanchelik Hakan Çelik’in konuğu Yalçın Akdoğan Saydamlık ve katılımcılık C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle