Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2015 PAZAR cumtv@cumhuriyet.com.tr 14 TELEVİZYON ‘Yargının bitmesi Türkiye’nin bitmesi demek’ “Türkiye’de o kadar katil, hırsız, suçlu varken, attığım bir tweet nedeniyle savcılar, polisler benim peşime düştü”... Bu sözler, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna yönelik attığı tweet’ten dolayı 5 yıldan fazla hapsi istenen Sedef Kabaş’a ait... Kabaş, sunuculuktan televizyon programcılığına, üst düzey yöneticilere iletişim koçluğundan radyo kuruculuğuna kadar birçok alanda görev almış bir gazeteci. Yargının kalıcı, siyasilerin de geçici olduğunu dile getiren Kabaş, hukuka olan inancını, yargının değişmez gücünü şu sözleriyle vurguluyor: “Hükümetler yolcudur, yargı hancıdır”. benim peşime düşmüştü. Bu durumu sorgulayınca polisler bana “Avukatınızı arayın” dediler. Avukatımı aradım, ancak kendisi ceza avukatı olmadığı için bana İstanbul Barosu’nu aramamı söyledi… Bu şekilde bir avukat bulmaya çalıştım. Polisleri daha sonra içeri davet ettim ve istedikleri gibi arama yapabileceklerini söyledim. Hatta çay ikram ettim. Aramayı yaptılar, cep telefonuma, dizüstü bilgisayarıma ve oğlumun tabletine el koydular. Ancak savcı hakkımdaki ikinci iddianameyi “Polise mukavemet etti” diyerek yazmış… Oysa polise herhangi bir mukavemet söz konusu değil! l Haberci gözüyle seçime giden yolda Türkiye’nin fotoğrafını nasıl yorumluyorsunuz? Önce sözüm iktidara… AKP bu ülkeye demokrasi getireceği vaadi ile iktidara geldi. Bugün ise tek adam rejimine giden bir yolda adeta bir araca dönüştü. Artık AKP yok, RTE var. AKP bir kişi üzerinden oy topluyor ya da toplamaya çalışıyor. O kişi de “Madem ben partimdem kat kat daha güçlüyüm, o zaman yönetimde yargı ve Meclis dahil hiçbir kurum, güç, organizasyon beni denetlemesin, kararlarıma karışmasın, söylediğim emir telakki edilsin, sorgusuz sualsiz yapılsın” diyor. AKP milletvekilleri de buna seyirci kalıyor, hatta destek veriyor… İkinci sözüm muhalefete. Öncelikle kendilerine “uyanmaları” gerektiğini söylemek istiyorum. Sadece 4 ay sonra genel seçimler yapılacak… Artık yeni söylemler, yeni isimler, yeni projeler, vizyon, sinerji, enerji, proaktif bir siyasi yaklaşım bekliyoruz. Hem CHP, hem MHP bu süreçte inanılmaz şansa sahip. Yaşananlar aslında her iki partiye çok malzeme veriyor. HDPye gelince… Selahattin Demirtaş güçlü bir imaj çiziyor ama ben açıkçası parti bazında tam olarak ne yapmak istediklerini kestiremiyorum… diye. Gazeteci çoğu zaman “şeytanın avukatı” olmayı göze alan kişidir, muhaliftir, sorar, sorgular, iktidar ve güç sahiplerine yazıları, haberleri, dosyalarıyla hesap sorar. Medya vatandaşın iktidar ve güç sahiplerine soramadıklarını sorar, halkın bilmesi gerekenleri ortaya çıkarır. Bu yüzden basın özgürlüğü aslında vatandaşın özgürlüğüdür. Bu özgürlük gerçekleri görme, duyma, okuma yani öğrenme özgürlüğüdür. Medyayı bağımlı hale getirmek, gazetecileri tehdit etmek, hedef göstermek, işten çıkarmak, kritik olaylara yayın yasakları getirmek, basın kuruluşlarına polis gönderip baskın yaptırmak, aslında vatandaşa “gerçekleri sakın görme, duyma, okuma, yani öğrenme” demektir. Acil Servis Bu ay 11 yeni dizi başlıyor. Kara Kutu. Aşk Yeniden. Sevdam Alabora. Racon. Eve Dönüş. Milat ve Maral. Serçe Sarayı. Yeni dizilerden bazıları. Bu sezon 31 dizi yayımdan kaldırılmış. Peki, ekranda olan toplam dizi sayısını biliyor musunuz? 49. Salı günü Show’da başlayan, Acil Servis’i yeni diziler arasına koymak lazım mı, bilemedim. Aslında, Greys Anatomy uyarlaması dizi 2006 yılından beri hayatımızda. “Doktorlar”dı o zamanki adı. 4 sezon sürmüştü. Tekrarlarını sayamadım. Hâlâ birçok yeni diziden iyi reyting alıyor tekrarları. “Doktorlar” bir ara Fox TV’de yeniden denendi. 10 bölüm dayanabildi. Beklenileni veremedi. Tekrarlarına yenilmişti yenisi. Kaldırıldı. Şimdi yine Show’da yeniden karşımızda. Aynı yapım şirketi, aynı yönetmenle. Bu kez Amerikan dizisi, Emergency Room ER’den uyarlanan “Acil Servis” yeni oyuncu kadrosuyla iyi bir başlangıç yapamadı ne yazık ki. Total’de 24. AB’de 16. olabildi. Yeni başlayan hastane ve doktor konulu hiçbir dizi “Doktorlar’”kadar ilgi görmedi nedense. En son Kanal D’deki türevi “Hayat Yolunda” da hayata veda etti. Ülkem insanı seviyor oysa hastane hikâyelerini. Doktorhasta ilişkilerini. Hayat kurtarma heyecanına sıkıştırılan aşk entrikalarını izlemeye bayılıyor. Ölüm sosuyla bezenmiş acı dram mönülerini kurufasulye gibi tüketiyor. Hastane koridorlarında ne insanın, ne de sakız gibi çiğnenip atılan aşkların değeri var. Acı çekmeyi, ağlamayı ne kadar severmiş benim seyircim. Toplumsal bir travma geçiriyoruz bir nevi. Sonra da her şeye alışıyoruz. Hastalığımızın bile farkında değiliz artık. Tecavüzcüsüne bağımlı hale gelen kurbanlar gibiyiz. Toptan acil servislik olmuşuz, haberimiz yok. Sahi bu topraklarda televizyonu olmayan kaç hane var? Serhat Teoman, Nur Erkul, Tamer Tıraşoğlu ve Seda Akman gibi oyuncuları barından Acil Servis’te Murat (Gökhan Soylu) soruyor “Ne oldu?” diye. “10 dakikalık dikişi 45 dakikada atıyorum” diye bir cevap alıyor. “Alışırsın” diyor, Murat. “Kan tutuyor” diye devam ediyor meslektaşı. “Alışırsın, başka?” diye soruyor Murat. Yani “Sen asıl konuya gel” kıvamında devam ediyor diyaloglar. “Aşka gel!” demek istiyor yani. “Bak işte ona alışamazsın, o sana alışsın” diye noktalıyor sonunda. Özel hayatlarımızın canımızdan daha değerli olduğunu anlıyoruz hastane dizilerinde. Soğuk odalarda, işkence mekânlarını aratmayan ameliyathanelerde insanlar ölüyormuş kimin umurunda. Benim seyircim bedava dizi seyrediyor sonuçta. Siz hiç gece yarısı herhangi bir devlet hastanesinin acil servisine gittiniz mi? Hakiki dram asıl oralarda. Olay yeri gibi. Acilde her şey dizilerden daha acılı, daha dramatik. Serum şişeleriyle yerlerdeki blur’lanmamış kan tortuları iç içe, yan yana. Acil Servis’te hemşire doktor aşklarını bayılarak izleyen benim seyircim bir gün gelir de kanayan yara haline gelen sağlık sektörünün içler acısı dramını anlatan belgeselleri izler mi acaba? İzlemekten vazgeçtim, böyle bir belgesel çekilir mi bu ülkede? Adını “Haberin yok ölüyorum” diye koyarlar mı? Kanayan yara. Sağlık sektörü. Pek yakında ekranlarınızda. Şimdi reklamlar. Son günlerde attığı tweet nedeniyle gündeme gelen Sedef Kabaş, Türkiye’nin özgürlük sınavından geçtiği bugünlerde sözünü sakınmadan söylemeyi sürdüren gazetecilerin başında geliyor. Hem de “terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef gösterme” iddiasıyla 5 yıldan fazla hapsi istendiği halde... Doğruları her daim söylemeye devam edeceğini, bu durum karşısında ne korktuğunu ne de endişeye kapıldığını söyleyen Kabaş, “Suç işleyenler mahkeme önüne çıkıp hesap vermez, sadece muhalif oldukları için insanlar sahte delillerle hapsedilir veya katledilirse toplumdaki adalet duygusu büyük hasar görür, ülke itibarı büyük darbe alır. Hukuk insana göre değişmez, kanunlar kişiye özel yapılmaz ve şahsa göre uygulanmaz. Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet evrensel suçlardır. Bu suçları işlediklerine dair kuvvetli delillerin, belgelerin, ifadelerin olduğu bir soruşturmayı kapatmak, tarihe geçecek bir karardır. İşte benim tweetim bu eleştiriyi dile getiriyor… Bundan dolayı da korkmuyorum” diyor. l Sosyal medya ağı Twitter’da, 17 Aralık yolsuzluk operasyonuna yönelik attığınız tweet nedeniyle mahkemelik oldunuz. Hal böyle olunca, Türkiye’nin en çok konuşulan isimlerinden biri olmakla kalmadınız, birilerinin de hedefi haline geldiniz. Bu süreçte ne yaşadınız? 30 Aralık 2014’te sabah saatlerinde evime 3 sivil giyimli polis geldi… Gelme sebepleri; 19 Kasım tarihinde attığım “Bu adamı ASLA UNUTMAYIN… 17 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı veren savcı Hadi Salihoğlu.” tweet’i. Attığım bu tweet nedeniyle “terörle mücadele edenleri” hedef gösterdiğim, hatta tehdit ettiğim iddia ediliyor. Bu durum karşısında ne korktum, ne de endişeye kapıldım ama açıkçası biraz kızdım. Türkiye’de o kadar katil, hırsız, suçlu varken, attığım bir tweet nedeniyle savcılar, polisler Artık AKP yok, RTE var Amaç toplumu bölmek l Yıllarca eğitim koçluğu ve danışmanlık yaptınız. Sizce Türkiye’de Siyasetin dilinin ayrıştırıcı mı? Maalesef, evet… Kullandığınız dil sizi ele verir. Örneğin, “İsrail dölü”, “Affedersiniz Ermeni dediler” diyen bir insanın “ırkçılık yapanlara karşı sessiz kalmayacağız” demesi inandırıcı olmuyor. Ya da “biz nefret dili konuşmuyoruz” deyip, sonrasında “ama bazı alçak, şerefsiz hainler, bizi anlamıyorlar” dediğinde ortalama zekâya sahip herkes bu yaman çelişkiyi fark ediyor. Anayasa hukukçusu olduğunu düşündüğümüz bir profesörün, “Başkanlık diktatörlük getirir diyenleri gırtlaklamak istiyorum” demesi, farklı düşünenler hakkında ne düşündüklerini net şekilde ortaya koyuyor. Sadece sözler değil, elbette tavırlar da kutuplaştırmayı, ayrıştırmayı, ötekileştirmeyi güçlendiriyor… Oysa hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız. Birbirimize kırdırmak yerine, birbirimize destek olup, bu ülkeyi çok daha yukarılara çıkarmamız gerekiyor. Ancak sanırım asıl amaç, toplumu bölme... Yani Türk müsün, Kürt müsün, Müslüman mısın, Hıristiyan mısın, Sünni misin, Alevi misin, Nurcu musun, Nakşibendi misin, AKP’li misin, CHP’li misin, Tayyipçi misin, Gülcü müsün?.. Bu böyle uzayıp gidiyor... Oysa tek geçerli kimlik vardır: TC vatandaşı olmak… Hukuka saygı duyan, işini elinden geldiğince en iyi şekilde yapan, vergisini veren sorumluluk sahibi bir vatandaş… Halk bu davaya sahip çıktı! l Hedef tahtası ya da “günah keçisi” ilan edildiğinizi düşünüyor musunuz? Beni “hedef tahtası” haline getirmek isteyenler tam aksi bir durumla karşılaştılar… Halk bu davaya inanılmaz sahip çıktı. Her gün yüzlerce destek mesajı alıyorum. Sadece Twitter’daki takipçi sayım bile katlanarak arttı ve artmaya devam ediyor. İnsanlar beni sokakta durdurup tebrik ediyorlar… Aslında yaptığım sadece gerçekleri dile getirmek. Meğerse buna ne kadar büyük bir ihtiyaç varmış. Bunu bir “cesaret” olarak nitelendirmek bile Türkiye’nin içinden geçtiği dönemin vahametini yansıtıyor… ‘Korkuyorum, o yüzden yazamıyorum’ diyemezsin! l Günümüz siyasetinin haberciliği nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? “Korkuyorum, o yüzden yazamıyorum” diyemezsin! O zaman sorarlar, “Madem korkuyordun neden gazetecilik mesleğini seçtin” Hükümetler yolcudur, yargı hancıdır l Bu olay sonrasında verdiğiniz bir demeçte, hukuka inancınızın sonsuz olduğunu söylemiştiniz. Yargının tam anlamıyla bağımsız olduğunu düşünüyor musunuz? Yargı bağımsızlığının bitmesi, Türkiye’nin bitmesi demektir… Hukuk sistemi toplumda adaleti tesis etmekle yükümlüdür. Hükümetler yolcudur, yargı hancıdır… Yargı karşısında bir emeklinin oğlu ile bir başbakanın oğlu eşittir, asla biri diğerinden daha üstün olamaz, bir ayrıcalık göremez. Mahkemeler sahip oldukları yetkiyi Türk milleti adına bağımsız şekilde kullanır. Bu bağımsızlığı yok etmeye yönelik her türlü siyasi karar, milletin iradesine, hürriyetine, hak arama mücadelesine bir ihanettir. Suç işleyenler mahkeme önüne çıkıp hesap vermez, sadece muhalif oldukları için insanlar sahte delillerle hapsedilir veya katledilirse toplumdaki adalet duygusu büyük hasar görür, ülke itibarı büyük darbe alır. Hukuk insana göre değişmez, kanunlar kişiye özel yapılmaz ve şahsa göre uygulanmaz. Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet evrensel suçlardır. Bu suçları işlediklerine dair kuvvetli delillerin, belgelerin, ifadelerin olduğu bir soruşturmayı kapatmak, tarihe geçecek bir karardır. İşte benim tweetim bu eleştiriyi dile getiriyor… Bundan dolayı da korkmuyorum. Bu ülkede hukuka saygılı, adil ve onurlu pek çok savcı, yargıç ve hâkim olduğuna inanıyorum. 10.00 Haftasonu Keyfi 11.10 Lezzet Durakları 13.20 İki Kahve Arası 14.10 Yeşil Doğa 15.10 Burada Hayat Var 16.00 Top Gear 17.00 Haftasonu Haber 19.00 Top Gear 21.00 Cem Seymen NASA 22.00 5N 1K 00.10 Falan Filan (0 212 413 56 00). 10.00 İyilik Sağlık 11.00 Her Açıdan 14.00 Güniçi Gelişmeler 16.00 Sol Şerit 18.00 Yerel Gündem 19.00 Makbule 22.00 Bakan Bakana 01.00 Makbule (0 312 236 64 25). 08.00 Haftasonu 11.30 Feryal Önel’le 1001 Çiçek 13.00 Öğle Bülteni 13.45 Belgesel 15.15 Gündem Müzakere 17.00 Mikrafon 18.30 Gamurç 19.30 Haber Bülteni 20.45 Ne Yiyorsak Oyuz 22.00 Medya Atlası 23.00 Gün Sonu 23.45 Belgesel (0 212 437 87 37). 06.00 Haber Bülteni 08.00 Haftasonu Sabahı 10.00 Burası 09.30 7 Gün D 11.00 Yabancı Film: Annem Bir Dinazor 12.15 Pazar Gezmesi 13.45 Yabancı Film: Asterix Olimpiyat Oyunlarında 16.00 Ben Bilmem Eşim Bilir 19.00 Haber Bülteni 20.00 Şeref Meselesi 23.15 Galip Derviş 00.15 Film: Kahramanlar (0 212 478 00 88). 09.30 Medcezir 12.00 Yerli Film: Tarkan Altın Madalyon 13.45 Vahe ile Evdeki Mutluluk 14.45 Moda 16.00 Yabancı Film: Indiana Jones: Kutsal Hazine Avcıları 18.30 Ana Haber Bülteni 19.15 Star Life 20.00 Dizi: Gönül İşleri 23.30 Gözüm Üstünde 00.45 Film: Süper Tanker (0 212 413 50 00). 09.00 Çizgi Film: Pepee 10.00 Pazar Sürprizi 13.00 Ev Kuşu 14.00 Lezzet Haritası 15.15 Yerli Film: YBenim Altı Sevgilim 17.00 Film: Ateş Böceği 20.00 Acil Servis 22.00 Yerli Film: Organize İşler 00.15 Yabancı Film: Pazar Sürprizi (0 212 313 60 00). 10.00 Şiirbaz 11.00 Sağlık 13.00 Konser 14.00 Çevrenin C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erinç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Abbas Yalçın Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya Dış Haberler: Ceyda Karan Ekonomi: Olcay Büyüktaş Kültür: Celâl Üster Spor: Arif Kızılyalın Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi Erdem Gül Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Cumhuriyet Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd: Nazende Körükçü Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No:44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: (0212) 343 72 53 Haftasonu 12.00 Haber Bülteni 13.15 Sportürk 16.15 Airport 20.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Enine Boyuna 02.00 Haber (0 212 313 60 00). 08.45 Lifestyle 09.00 Haber Bülteni 09.15 Tadı Damağımda 10.00 Haber Bülteni 10.45 Lifestyle 11.15 Lezzet Avcısı: Fransa 12.00 Haber Bülteni 12.15 Tadı Damağımda 13.00 Haber Bülteni 14.15 Makam Farkı 16.25 Güzel Hayat 17.00 Akşam Haberleri 18.15 0’dan 100’e 19.45 Yüzde Yüz Futbol 20.00 Ana Haber Bülteni 20.55 Yüzde Yüz Futbol 22.00 Haber Bülteni 22.15 Zamanın Efendileri 23.00 Dünyayı Sarsan 7 Gün 01.15 Tadı Damağımda (0 212 335 00 00). Sesi 15.00 Rengin Adı Karadeniz 15.30 Bu Toprağın Adımları 17.00 Atatürk’ün İzi 17.30 Genç Adımlar 18.00 7 Gün 19.00 Kitap Dünyası 21.00 Yurdun Sesi 23.00 Gezi Notları (0 312 234 14 34). İzmir Temsilcisi Web Koordinatörü Serdar Kızık Oğuz Güven Halit Ziya Bulvarı editor@cumhuriyet.com.tr 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 guray@cumhuriyet.com.tr Okur Temsilcisi: Güray Öz Mevsimi 13.00 Dizi: Bir Erkek Bir Kadın 2 Çocuk 15.00 Dizi: Karagül 17.30 Yarışma Programı: Kelime Oyunu 19.00 Ana Haber Bülteni 20.15 Dizi: O Hayat Benim 23.45 1 Erkek 1 Kadın 2 Çocuk 02.00 Yabancı Film: Korku Kapanı 5: Kanlı Parti (0 212 414 90 00). 07.30 Murat Güloğlu ile Çalar Saat 10.00 Kiraz 08.30 Dizi: Yahşi Cazibe 10.00 Nihat Hatipoğlu ile Kuran ve Sünnet 11.20 Dizi TV 12.20 Dizi: Adanalı 13.40 Dizi: Alemin Kıralı 15.50 Dizi: Kara Ekmek 18.45 Ana Haber 20.00 En Sevdiğim Şarkı 3 23.00 Kim Milyoner Olmak İster 00.10 Dizi: Bedel 02.20 Dizi: Tatar Ramazan (0 212 354 30 00). 10.00 Dizi: Hot in Clevelnd 11.00 The White Queen 13.00 Dizi: The Flash 14.00 Dizi: The Big Bang Theory 15.00 Dizi: Hot in Clevend 16.00 Dizi: Major Crimes 17.00 Dizi: Murder in The First 18.00 Dizi: Forever 19.00 Dizi: Fargo 20.00 Dizi: Person of Interest 21.00 Dizi: The Flash 22.00 Dizi: Black Sails 23.00 Dizi: Hannibal 24.00 Dizi: Family Guy (0 212 330 01 01). Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. 8 ŞUBAT 2014 PAZAR İmsak: 05.33 Güneş: 07.01 Öğle: 12.25 İkindi: 15.09 Akşam: 17.37 Yatsı: 18.58 C M Y B