Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2015 ÇARŞAMBA 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL AKP ilçe başkanı, makamındaki Atatürk fotoğrafını kaldırdı, Davutoğlu’nun fotoğrafını koydu, Erdoğan sabit kaldı tabii namusu ve şerefi üstüne ettiği yemini unutarak veya hiçe sayarak açıklamalar yapan, davranışlar sergileyen dünyada ilk cumhurbaşkanı Bay RTE’dir. Bir söylediğini ertesi gün yalanlıyor ya da tam tersi açıklamalar yapıyor. Örnek pek çok da tazesi önümüzde. İki gün önce, “Benim getireceğim başkanlık sistemi öyle bir sistem olacak ki... o sistemde icraat, yargı tarafından denetlenmeyecek” dedi ve... ... Dün, “Hukuk mu kanun mu derseniz benim savunacağım şey hukuktur” diyerek bir gün önceki hukuk devleti tanımazlığını içeren sözlerini yalanladı. HHH Üstelik yalancılığı belgelerle kanıtlanıyor. Yine birkaç gün önce İstanbul Belediye Başkanı olduğu 1994’ten beri başkanlık rejimini savunduğunu söyledi. 2002’de tek başına iktidar oldu. 2007 seçimlerine girerken genel başkanı olduğu AKP’nin seçim beyannamesinde “cumhurbaşkanının yetkilerinin azaltılarak parlamenter sisteminin güçlendireceğini” vaat etti. Partisini ve kendisini bağlayan bu vaadi beş yıl savundu. İki binlerde başkanlık Big Chief’lik (büyük şef) sevdasına kapıldı ve şimdi seçimlerde 330 vekili sağlamanın, anayasayı da Türk modeli dediği, aslında RTE modeli bir sistemi getirmenin peşinde. Her gün koşullar değişyor ama değişmeyen tek şey “Big Chief” namıyla tek adam bir diktatör. HHH Nasıl bir diktatör: Belki de dünyada bugüne dek eşi, benzeri olmayan başkanlık sistemi. Vekiller milletin değil Big Chief’in vekilleri olacak... Baraj falan olmayacak... Hukuk devleti olmayacağına göre yargı, başkanı denetlemeyecek... Yasaları başkan hazırlayıp Meclis’e postalayacak... Bütçeyi Meclis değil başkan yapacak... Meclis bir biçimde başkanın elini bağlayacak bir davranış gösteremeyecek... O kadar yetkili ki Merkez Bankası bağımsız bir kurum olamayacak ve örneğin faizlerin düşmesini veya arttırılmasını bile başkan saptayacak! HHH Yoksun olduğu bilgisini kanıtlamak dürtüsüyle yalnız kendini değil, ne yazık ki temsil ettiği T.C.’yi de içeride dışarıda küçük düşürüyor. Soru sormaktan aciz yandaş, kimileri yalaka gazetecilerin görevleri gereği günlerdir görmezden geldiği bir söylemindeki cehalet... ... Son iki gündür gerçekleri yüzüne vuran birkaç muhalif dediği gazetecilerin yazılarıyla açığa çıktı. Bay RTE başkanlık sistemini savunuyor! “Başta İngitere olmak üzere gelişmiş bütün ülkelerin başkanlık sistemi ile yönetildiğini” söyledi. HHH Tabii son günlerde bilgisizlikten kaynaklanan, cehalet örneği bu konuşmasını konu edinen, muhalif dediği gazetecilerin alaylı eleştirileri gündemde. Zira ABD ve Fransa dışında bütün gelişmiş ülkelerin parlamenter rejimle yönetildiğini bir yana atıyor ve kendine özgü başkanlık sistemini savunmak için Kraliçe 2. Elizabeth’i bile başkan yapıveriyor. HHH Açıklanan bazı anketlere göre halkın yüzde 60’ı başkanlık sistemine karşı. Sisteme karşı görüşler Serdar Ortaç’ın “padişah” adını verdiği bir şarkısında bile şu dörtlük ile konu oldu: “Bu devirde kimse sultan değil/ Hükümdar değil bezirgân değil/... Bu kadar güvenme kendine/ Kimse şah değil, padişah değil/../ ...Bu zamanda kimse sultan değil” HHH AKP içinde de başkanlık öyle şıpın işi kabul görmüş değil. Bakanlar Kurulu’ndan sonra hükümet adına açıklama yapan sözcü Bülent Arınç bu konuda belirlenmiş bir görüş olmadığını söyledi.. AKP’nin bu konuda nasıl davranacağı seçim beyannamesi açıklandığında ortaya çıkacak. Zaten genel yargı RTE’nin benzerleri olan başkanlık sistemi istediğini değil.. ...tek kişinin saptadığı yönetim kurallarını içeren bir Büyük Şeflik peşinde olduğunu söylüyor. Önümüzdeki yakın süreçte göreceğiz; iktidarı muhalefetiyle siyaset, RTE’ye artık yeter, otur kaçak Sarayında, anayasal sınırlar içinde haddini bil, diyebilecek mi? Türkiye RTE’ye teslim olacak mı? Başkan liderini şaşırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Adana Sarıçam İlçe Başkanı Hasan Karaoğlu, makamındaki fotoğraflarda değişiklik yaptı. Türk bayrağının bir yanında Mustafa Kemal Atatürk diğer yanında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafını asan Karaoğlu, daha sonra Atatürk’ün fotoğrafını indirip Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun fotoğrafını astı. Erdoğan’ın fotoğrafı ise sabit kaldı. AKP Sarıçam İlçe Başkanı Karaoğlu’nun makam odasında yaptığı değişiklik, Adana’nın yerel gazetelerine yansıdı. adanamedya.com’un haberinde Başkan Karaoğlu’nun makamında 4 ay arayla çektirdiği AKP Sarıçam İlçe Başkanı Karaoğlu’nun makam odasında yaptığı değişiklik, Adana’nın yerel gazetelerine yansırken, adanamedye.com’un 4 ay arayla çektiği fotoğraflar yer aldı. n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY fotoğraflar yer aldı. Cumhurbaşkanlığı se çimlerinin ardından, 26 Eylül 2015 tarihli fotoğrafta, Karaoğlu’nun arkasındaki duvarda Türk bayrağının bir tarafında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı, di ğer yanında ise Atatürk’ün fotoğrafı yer alıyordu. Ancak habere göre, Karaoğlu’nun 30 Ocak 2015’te fotoğrafları değiştirdiği görülüyor. Erdoğan’ın fotoğrafını Türk bayrağının diğer tarafına aldıran Karaoğlu’nun, Atatürk’ün fotoğrafını kaldırıp yerine Başbakan Davutoğlu’nun fotoğrafını koyması dikkat çekti. İnternet sitesindeki haberde, Erdoğan’ın ve Davutoğlu’nun makamlarında Atatürk fotoğrafları önünde çekilen fotoğraflarına yer verildi. DAVUTOĞLU Fidan’ın adaylığını Erdoğan’a sormuş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın genel seçimlerde aday olup olmayacağına ilişkin görüşünü Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ilettiğini söyledi. Erdoğan, “Başbakan kanaatimi sorduğunda verdiğim cevap onda gizlidir” dedi. Erdoğan, Mali Cumhurbaşkanı İbrahim Ebubekir Kitta ile yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Afrika’daki hedeflerini “Afrika’nın bütününde büyükelçiliği olan tek olmak” şeklinde dile getirdi. Mali’nin Türkiye ile tarihi ve kültürel bakımdan bağların 16. yüzyıla dayandığını belirten Erdoğan, “İkili ilişkilerimizi daha ileriye taşımak istiyoruz. Bölgesel sorunları ele aldık” dedi. Türk firmalarının Mali’de üsteleneceği projler üzerinde durduklarını belirten Erdoğan, “TİKA’nın Mali’de attığı ve atacağı adımlar çok önemli. 30 kadar su kuyusu açıldı, 100 tane daha açılacak. Altyapıüstyapı çalışmalarını sürdüreceğiz. Paralel yapı konusunda Mali uzun yıllara sari olarak bu örgütün en çok yerleştiği ülkelerden biri. Bu konuda ‘Türkiye hükümeti ile aykırı düşenlere biz ülkemizde fırsat tanımayız’ dediler” diye konuştu. Gazetecilerin teröre ilişkin sorularını da yanıtlayan Erdoğan, “Neticesi insanın ölümü olan hareketlerin karşısında tüm devletlerin müşterek olması gerek. Benim terörüm iyi seninki kötü ile sorun çözülmez” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT Müsteşarı Fidan’ın genel seçimlerde aday olmak için istifa edip etmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine konuyu Davutoğlu ile görüştüğünü söyledi. Erdoğan, “Bu dedikodularla fazla meşgul olmayalım. Birinci derece karar verici başbakandır. Başbakana kanaatimi sorduğunda verdiğim cevap onda gizlidir. Aramızda görüştüğümüz şeyi deşifre etmem kendime de başbakana da saygısızlık olur” ifadesini kullandı. Gül, İsmailağa cemaatini ziyaret etti İstanbul Haber Servisi 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçen hafta kardeşini kaybeden İsmailağa cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nu ziyaret ederek taziyede bulundu. Ziyarette, “Cüppeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de hazır bulundu. İsmailağa cemaatinin internet sitesinden Gül’ün ziyaretiyle ilgili fotoğraflar yayımlandı. Önceki gün saat 16.00 sıralarında Mahmut Ustaosmanoğlu’nun Beykoz’daki evinde gerçekleşen taziye ziyareti yaklaşık yarım saat sürdü. Ziyaretin ardından cemaatin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, “11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül Beyefendi, sevgili mürşidimiz Mahmud Efendi Hazretleri’ne taziye ziyaretinde bulunup dualarını talep ettiler. Cüppeli Ahmet Hocaefendi de ziyarette hazır bulundular” ifadelerine yer verildi. Cemaatin internet sitesinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da telefon açarak taziyelerini ilettiği belirtildi. Fethullah Gülen, New York Times gazetesi için makale yazdı ‘Türkiye’nin erozyona uğrayan demokrasisi’ ğini, AKP liderlerinin kendilerine yönelik her demokratik eleştiriyi devlete saldırı olarak gösterdiğini, her eleştirel sese hain gözüyle bakarak ülkeyi totaliterliğe götürdüklerini” anlatan Gülen, kendisiyle bağlantılı medya kurumlarına 14 Aralık operasyonunu da hatırlattı. Hizmet hareketini, 150 ülkedeki 1000 okulunu ve diğer faaliyetlerini aktaran Gülen, “İktidar partisinin Hizmet katılımcılarının sürekli üstüne giderken kullandığı retorik, kendi otoriterliğini haklı gösterme bahanesinden başka bir şey değil” dedi. “Ben dahil birçok Hizmet üyesi, bir dönem iktidar partisinin politikalarını destekledi. Bunun içinde Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerinin başlatılması da var. O dönemki desteğimiz ilkelere dayanıyordu. Tıpkı bugünkü eleştirilerimiz gibi” diye devam eden Gülen, “Toplum üzerinde derin etkileri olan hükümet politikaları hakkında konuşmak ise hem hakkımız, hem de vazifemiz” vurgusu yaptı. Yolsuzluk iddiaları ve hükümetin otoriterleşmesiyle ilgili “demokratik ifade hakkını” kullandıkları için “bir cadı avının kurbanları” olduklarını dile getirdi. Dış Haberler Servisi Fethullah Gülen, New York Times gazetesi için yazdığı “Türkiye’nin erozyona uğrayan demokrasisi” başlıklı makalede, bir dönem kendisinin de AKP’yi desteklediğini hatırlatarak, bugün gelinen noktanın kendince sebeplerini anlattı. Gülen söze şöyle başladı: “Türkiye’nin son birkaç yılda geldiği hal derinden hayal kırıklığı yaratıyor. Oysa kısa süre öncesine dek Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerce gıpta ediliyordu: Evrensel insan hakları, cinsiyet eşitliği, hukukun üstünlüğü ve Kürt ve Müslüman olmayan yurttaşların haklarını koruyan işler bir demokrasi olma yolunda ilerleyen AB’nin faal bir adayıydı. Türkiye’nin AKP olarak bilinen iktidar partisi bu ilerlemeyi tersine çevirip sivil toplum, medya, yargı ve serbest girişim üzerinde otorite kurduğundan, bu tarihi fırsat artık heba edilmiş gözüküyor.” “Türkiye’nin liderlerinin seçimleri kazanarak mutlak yetki iddiasında bulunduğunu, ama eş dost kapitalizmi ve medyanın bastırılmasıyle elde edilen seçim zaferlerinin onlara anayasayı görmezden gelme ya da muhalifleri ezme izni bahşetmedi Pekünlü aylardır hapiste tutuluyor. Bu yetmiyormuş gibi Prof. Pekünlü hakkında daha fazla hapis cezası verilmesi için yeni davalar açılıyor. O davalardan biri yarın İzmir Bayraklı Adliyesi’nde görülecek. Halen Foça Cezaevi’nde yatan Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimi Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Pekünlü’nün öyküsü, Türkiye’de iktidarın bilime bakışını ve hukuku ayaklar altına alışını ortaya koyan en çarpıcı örnektir. İktidar eğitime, kendisine arka bahçe yaratacak önemli bir alan gözüyle bakıyor. Hukuka da kendisine muhalif bütün kesimleri susturacak önemli bir silah gözüyle bakıyor. Ankara’da bir hukuk fakültesi dekanının Erdoğan’ın elini öpmeye girişmesi, her iki alanın aldığı mesafenin ne kadar çok olduğunu ortaya koyuyor. HHH Prof. Pekünlü, 2011 yılında üniversite öğrencilerinin, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına uymasını istedi. Zira o tarihte YÖK’ün kılık kıyafet yönetmeliği geçerliydi, AYM’nin de bu yönde kararları vardı. 45 öğrenci buna uymayacaklarını, derslere türbanlı gireceklerini söylediler. Prof. Pekünlü de bu durumu fotoğrafla belgeleyerek tutanağa geçireceğini kendilerine iletti. Bu aşamadan sonra AKP medyası devreye girdi. Konu mahkemeye yansıdı. Ege Üniversitesi Rektörlüğü öğretim üyesinin arkasında durmadı. Ve İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi 13 Eylül 2012’de Prof. Pekünlü’ye 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi. Yargıtay da bunu 27 Temmuz 2013’te onayladı. AYM, bireysel başvuru hakkını reddetti. Mahkeme cezayı 2 yılın üstüne 1 ay koyarak verdi ki; ceza tecil edilmesin, hoca hapse girsin. Çünkü 2 yıla kadar olan cezalarda hapse girmek yok, bunun üstüne 1 gün bile konsa, hapis var. Ve Prof. Pekünlü 27 Kasım 2014’te Foça Cezaevi’ne kondu. Yetmedi, Prof. Pekünlü hakkındaki öteki suç duyuruları da dava konusu oldu. 2 yeni dava daha açıldı. Yarın 2. davanın 2. duruşması yapılacak. Davayı açan öğrenciler, öğrenim haklarının engellendiğini iddia ediyorlar ama hocanın avukatları bu öğrencilerin hiç devamsızlığının olmadığı belgesini dosyaya koydular. HHH Yazının başında vurguladık, uzay biliminde her gün yeni ilerlemeler yaşanıyor. Prof. Pekünlü’nün hapislik sürecinde 8 gezegende yaşam olasılığı saptandı, 5 yeni gezegen bulundu. Dünya, uzay boşluğunda yeni yaşamlar arıyor, biz uzay bilimcimizi cezaevi koğuşunda yaşamaya mahkum ediyoruz. Dünya, uzay deyince bilimin derinliklerini anlıyor, bizim ülkemizin yöneticileri ise “uzayda bile başkanlık olur” diyor başka bir şey demiyor. Dünya, hukuku özgürlüklerin güvencesi olarak görüyor, biz hukuku toplumu korkutan bir intikam aracına çeviriyoruz. Dünya, bilim insanlarına araştırmalarını rahat sürdürmesi için her türlü desteği veriyor, biz destek bir yana köstek oluyoruz. Dünya, gezegenimizin oluşumunun uzay bütünlüğü içinde nereye oturduğunu araştırıyor, biz bilim insanlarımıza otur oturduğun yerde diyoruz. Kısacası, eller Mars’a giderken biz mars olmuş durumdayız. Bunu dile getirmeye kalkanı da bir değil iki mars yapıp, bir de ters vuruyoruz. Yarın Bayraklı Adliyesi’nde olmak, ülkemizin aydınlığı için uzayda bir adım atmak kadar önemlidir. Gülen için 7.5 ay sonra bildirim! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeşil pasaportu iptal edilen Fethullah Gülen ile ilgili bildirimin ABD’ye 7.5 ay gecikmeyle yapıldığı ortaya çıktı. ABD makamlarına Gülen’in pasaportunu ‘yalan beyanla’ aldığı resmen iletildi. Haberi ilk olarak WashingtonNew York mahreciyle AA geçerken, bildirim tarihi olarak 28 Ocak’ı belirtti. Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç ise haftalık basın toplantısında, bu bildirimin 26 Ocak’ta yapıldığını açıkladı. Bilgiç, iade sürecine dair ise sadece “İade talebi doğrudan Adalet Bakanlığı tarafından başlatılabilecek bir süreç” demekle yetindi. Diplomatik kaynaklar bu bildirimin Washington’da yapıldığını belirtti. Oysa Gülen’in 1990’da aldığı yeşil pasaportu, usulsüz yöntemlerle alındığı belirtilerek Erzurum Valiliği tarafından Mart 2014’te iptal edilmişti. Kararın ardından Gülen’in avukatları itiraz etmiş ancak Haziran ayında Mahkeme, Erzurum Valiliği’nin iptal kararını haklı bulmuştu. Paris’teki terör saldırılarının ardından ABD Başkanı Barack Obama’nın 1819 Şubat’ta düzenleyeceği zirve için Ankara’ya davet geldi. ABD, söz konusu zirve için İçişleri Bakanı Efgan Ala’yı davet etti. MİT TIR’ları haberlerine bir yasak daha ADANA (DHA) Adana ve ve Hatay’da MİT’e ait olduğu öne sürülen otobüs ve TIR’ların durdurulmasına ilişkin yürütülen soruşturmayla ilgili haberlere, soruşturma tamamlanıncaya kadar getirilen yayın yasaklarına bir yenisi daha eklendi. Daha önce Adana 5. Sulh Ceza Hâkimliği’nin üzerine vermiş olduğu yayın yasağına ek olarak davanın görüldüğü Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nden de yayın yasağı kararı çıktı. Mahkemenin kararı polis tarafından dün sabah basın yayın kuruluşlarına ulaştırdı. Yasağın gerekçesinde, “Milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırtlarının açıklanmasının ve bu şekilde suçun işlenmesinin önüne geçilmesi ile yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla 5187 sayılı Basın Yasası’nın 3. maddesinin 2. fıkrası gereğince yayın yasağı konuşmasına karar verildi” ifadeleri yer aldı. İşbaşaran, polisleri ve Adnan Oktar’ı suçladı İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a Twitter üzerinden hakaret ettiği gerekçesiyle 6 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle yargılanan eski AKP’li milletvekili Feyzi İşbaran hâkim karşısına çıktı. İşbaşaran, gözaltında tutulduğu sırada telefonunun şarja takıldığını belirterek “Orada bulunan polisler tarafından kullanıldı. Muhtemelen o şekilde tweet’ler atıldı. Ya da Adnan Oktar ve müritleri tarafından benim adıma tweet atılmış olabilir” dedi. İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya İşbaşaran ile avukatı Muzaffer Değirmenci katıldı. Suçlamaları ve dava konusu Twitter paylaşımlarını kabul etmeyen Başaran, kendisini gözaltına almaya gelen polislerin “Biz Erdoğan’ın polisleriyiz. Maaşlarımızı ondan alıyoruz” dediğini iddia etti. Karakola götürüldüğünde telefonuna el koyulduğunu anlatan İşbaşaran, “Daha sonra şarja koyup telefonumu kullandıklarını gördüm. Oradaki polislerin hepsi kullandı. Gece telefonum yok oldu. Polisler arasında panik başladı” dedi. Erdoğan’ın davaya katılma talebini kabul eden mahkeme, Twitter paylaşımlarının İşbaşaran’a ait telefon ve iPad’den atılıp atılmadığının tespit edilmesine hükmederek duruşmayı 5 Mayıs’a erteledi. ‘PARALEL’ İDDİALARINA YANIT ‘TSK milli bir ordudur’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), basında çıkan “paralel yapı” değerlendirmeleri üzerine internet sitesinden yazılı açıklama yaptı. Türkiye’nin etnik ve dini yapısını istismar eden çevrelerle en çok mücadele eden kurumun TSK olduğu belirtilen açıklamada, paralel iddialarına ilk günden itibaren kapsamlı bir şekilde idari ve adli inceleminin başlatıldığı, elde edilen bilgilerin detayına kadar değerlendirildiği, iddia sahiplerinin bilgisine başvurulduğu, konu üzerindeki çalışmaların yoğunlaştırıldığı dile getirildi. TSK’nin ulusal güvenliğe yönelik her türlü tehlike ve tehdidi büyük bir dikkatle izlediği anlatılan açıklamada şu değerlendirme yapıldı: “TSK; hiçbir legal görünümlü illegal yapılarla ve illegal tüm odaklarla, irtibat ve işbirliği içinde olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Çünkü TSK milli bir ordudur” değerlendirilmesi yapıldı. Dışişleri’nden İhvan’a ‘düşük tonlu’ uyarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İhvan yanlısı televizyon kanallarının İstanbul’dan yayın yapmasına Dışişleri Bakanlığı ‘nazik’ bir hatırlatma ile yanıt verdi. Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç, “Ülkemizde meşru ikamet hakkı olan ve çalışma izni bulunan herkesin kanunların tanıdığı sınırlar içinde ifade özgürlüğünü kullanabilmeleri ve bu çerçeve de hareket etmeleri gerekir” dedi. Bilgiç, Dışişleri’nin İstanbul’dan yapılan yayınları nasıl değerlendirdiği ve Roj TV benzetmelerinin sorulması üzerine, yayınların içeriklerini bizzat görmediğini belirterek, “Bu sadece Dışişleri Bakanlığı’nı ilgilendiren bir husus değil. Bu yayınlar RTÜK ve Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü gibi kurumları da ilgilendiriyor” dedi. CHP Milletvekili Faruk Loğoğlu ise ilk olarak Cumhuriyet’in duyurduğu söz konusu yayınları Meclise taşıdı. Loğoğlu, Başbakan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergesinde “Yayınların Türkiye’den yapılması anayasa’ya uygun mu? Mısır örneğindeki gelişmelerle Danimarka ile Roj TV bağlamında yaşanan gelişmeler arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir? Türkiye, bu kanallara ev sahipliği yaptığı için teröre destek vermekle itham edilmektedir. Bu konuda ne düşünülmektedir?” Cemaat okullarını Maarif Vakfı kapatacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yurtdışındaki cemaat okullarını kapatacak, yerine yeni bir yapı kuracak vakfın adı ile ilgili olarak “İsmini de tespit ettik ama bugünden söylemeye gerek yok” açıklamasından bir gün sonra Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, vakfın adının Maarif Vakfı olacağını bildirdi. Avcı, “Adı Maarif Vakfı. Yurtdışındaki okullar Maarif Vakfı adı altında eğitim verecek. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı elçiliklerle bağlantılı okullarımız var, Türk vatandaşlarımızın yoğun olduğu yerlerde açılan okullarımız. Gerçekten eğitim veren kurumlar haline dönüştürülmesi amaçlanıyor. Tüm dünyada faaliyet gösterecek” ifadelerini kullandı. Vakfın dünyanın her yerinde yerel uzantıları olacağını dile getiren Avcı, “Oranın şartlarına uyum gösterecek yerel uzantıları olacak. Maarif Vakfı kadroları için ihtiyaç olması halinde yerel kadrolardan da yararlanılacak” dedi. İBB’nin ‘Topçu Kışlası’ kararı yargıya taşındı İstanbul Haber Servisi Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi üyeleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) performans programı ve 20152019 Stratejik Planı’nda “Taksim Meydanı Kentsel Tasarım ve Taksim Kışlası Restitüsyon Projesi”ne yer vermesini yargıya taşıdı. Şehir Plancıları Odası’nın açıklamasında, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin Beyoğlu ilçesi, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’ne ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı ve ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı değişikliklerinin iptaline karar verdiği belirtildi. C M Y B