Katalog

SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2015 SALI 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER n Baştarafı 1. Sayfada GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Mısır Dışişleri, İstanbul’dan ‘ölüm emri’ veren yayınlara karşı şikâyete hazırlandıklarını açıkladı: GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ... veya ne kadar gerçek olduğunu hiç düşünmeden (Beştepe’deki asıl Başbakan gibi davrandığına göre) Başbakanvekili AD, partisinin Afyonkarahisar kongresinde... ... O ildeki kötü kokan Kokarçayı, ıslah ederek Akarçay yaptıkları gibi bir olaydan müthiş bir zekâ örneği çıkardı. “Biz Kokarçay gibi kokan demokrasimizi ıslah ettik” dedi. AKP Genel Başkanı’nın, 12 yıllık o dönemlerin başbakanının iktidarında demokrasinin bu denli yozlaşmasını ancak bu kadar basit bir kıyaslama ile savunabiliyor. Boynundaki davulun tokmağı başkasının elinde bir Başbakan’a yakışmayan bu savunular, ortaya koyuyor ki, bunların sanatı geçmişi inkâr... Öyleyse, demokrasiyi de Kokarçay’a çevirdiklerini kanıtlayan kimi örnekleri anımsatalım... HHH Adeta Tanrısal bir güç gibi her dediğine evet dedikleri Bay RTE; bugün oturduğu Kaçak Saray’a mevcut anayasa ve öngördüğü kuralları kullanarak gelmedi mi? Geldikten sonra, bugün eski diye karaladığı Cumhuriyetin laiklik başta, hukuk ve sosyal kurallarını savunacağına, koruyacağına Millet Meclisi’nde namusu üzerine ant içmedi mi? Ama bugün dünyada eşi görülmemiş, ender bir ikiyüzlü siyaset adamı örneği sergiliyor Bay RTE... Namusu, şerefi üzerine millet önünde yemin ettiği anayasaya, yasalara ve de demokratik geleneklere aykırı da değil, tam tersini benimseyen konuşmalar yapıyor. HHH “Seni muhatabımız görmüyoruz” diyen TÜSİAD’ın müstafi başkanına, “Sen kimsin be! Benim muhatabım millet” diyerek bir kişinin görüşünü açıklaması özgürlüğüne bile dayanamayan RTE’ye, bugün ya altındaki oylar çekilse sen kimsin yahu diye soran yok!.. HHH Kaçak Saray sözcüsü, anayasa gereği partisiz olması gereken Bay RTE’nin bu zorunlu sıfatı umursamayarak seçimde kendisine oy verdikleri için 30 ile teşekkür etmeye gideceğini açıkladı. Bay RTE, son hafta iki ile gitti. Toparlanmış parti bayraklı kalabalığa bir cumhurbaşkanı gibi değil, AKP’nin asıl genel başkanı gibi tamamen 7 Haziran seçimini hedef alan konuşmalar yaptı. Seçildikten sonraki yeminini bir yana bırakalım; adam kendini hem başbakan hem cumhurun başkanı, adeta milletin ve ülkenin sahibiymiş görüyor ve konuşuyor. HHH Ne teşekkür konuşması... Bu gerekçe tam bir yutturmaca. Saraylı, bal gibi haddini ve uymak zorunda olduğu mevcut anayasa kurallarını aşarak, seçim propagandası yapıyor. Son konuşmaları, hem geçmiş dediği Cumhuriyet rejimine hem de bugünün demokratik etik kurallarına aykırı... Tek başına şu manşet bile RTE’nin Kaçak Saray’da oturup siyasal amaç ve kendi ikbali için demokratik her kuralı, anayasayı hiçe saydığının yadsınamaz kanıtı: RTE, “Yeni anayasa için gücünüzü koyun” diye seçim propagandası yapıyor. İki yerdeki konuşmasına damga vuran şu ifadeye herhangi bir demokratik ülkede asla rastlayamazsınız. Yatıp kalkıp, kafasına mıh gibi işlediği, gece gündüz aklından çıkaramadığı başkanlık rejimi değil, aslında. Kendi siyasal ve kişisel ikbal amacını, Afrika’nın göbeğindeki bir ülkede savunması bile hangi haleti ruhiye içinde olduğunu gösteriyor. HHH Başkanlık sisteminin, devleti daha hızlı ve verimli çalışır duruma getireceğini söylüyor. Üstelik “ben getireceğim” dediği başkanlık sistemini överken... ... “Biz yapıyoruz yargı tekrar alıyor. Böyle devlet idaresi olmaz” diyor. Bu ifadeyle getireceği başkanlık sisteminde icraatın yargı tarafından denetlenmeyeceğini ve... ... Ülkeyi hukuk devleti olmaktan çıkaracağını açıklıyor... Bu tür rejimlerin, Hitler’in Nazi yönetimin de ve ben devletim diyen Mussolini’nin ülkesinde geçerli olduğu ise hiç umurunda değil. Yalvar yakar olduğu oyları alıp Meclis’te emrine amade AKP grubunun 330 vekilden oluşmasını sağlarsa... ... Hukuk devletini hiçe sayan başkanlık rejimi de değil amacı... HHH Son açıklamalarında itiraf ediyor: RTE, yine şişirme vaatlerle başkanlık rejimini överken aslında diktatörlüğünü ilan edeceğini bugünden açığa vuruyor. Bu açıklamaya demokrasiyi savunanların gıkı çıkmıyor. Böyle giderse RTE başkanlık rejimi içeren yeni bir anayasa yapma olanağını bu seçimde yakalarsa... ... Hoş geldin cumhurbaşkanı diktatör başkanımız manşetlerini de göreceğiz ve... ... Kuşkusuz o gün, bugünleri bile arayacağız ama... İş işten çoktan geçmiş olacak! Bu bir terördür O kanallar kaçak DUYGU GÜVENÇ ANKARA Mısır’daki Sisi yönetimine karşı olan muhaliflerin İstanbul’dan yaptıkları yayınlarda ölüm ve şiddet çağrısı yapması üzerine Mısır uluslararası platformda harekete geçmeye hazırlanıyor. Mısır Dışişleri Sözcüsü Badr Abdelatty, “Biz bunu uluslararası platforma taşıyacağız. Ülkelerin BM Sözleşmesiyle taahhüdü vardır ve bu da başkalarının içişlerine karışmamak ve terörizme karşı mücadele etmektir. Bu yapılan bize göre terörizmdir” dedi. Abdelatty, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, konuyu uluslararası platformlara taşıyacaklerini belirtirken, “Birçok kanal var ve bunların bir kısmı da Türkiye’den yayın yapıyor. Şu anda yasal, siyasi ve teknik olarak ne yapabileceğimizle uğraşıyoruz çünkü bu yayınlar doğrudan ulusal güvenliğimize tehdit. Çünkü aşağlıyor, suç işlemeye ve şiddete çağrı yapıyor, teröre çağırıyor” dedi. Abdelaty, Türkiye de dahil bu tür yayın yapan ülkelere diplomatik girişimde de bulunacaklarını ve konuyu başta BM olmak üzere uluslararası platformlara taşıyacaklarını belirterek, “Birçok ülke ile bu yayınların durdurulması için çalışıyoruz. Bunlar suça çağrı yapıyor ve hiçbir ülke bunu kabul edemez” tepkisini dile getirdi. İstanbul’dan yayın yapan Mükemmilin, Rabia ve Mısır Al Aan gibi kanallarda, Kralın ölümünün ardından Sisi’nin en önemli desteğinin gittiği belirtilirken, sokaklarda güvenlik görevlilerini öldürme çağrısı yapıldığını dün Cumhuriyet duyurmuştu. Bu yayınlarda ayrıca, Mısır’da Mart ayında yapılacak Yatırım Zirvesi öncesinde gösterilere devam etme ve şiddete şiddetle yanıt verme çağrısı yapılıyordu. Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan önceki gün yapılan açıklamada da bu yayınların bir bölümünün Müslüman Kardeşler ile bağlantılı FIRAT KOZOK ANKARA İstanbul’dan yayın yapan ve Mısır’da mart ayında yapılacak yatırım zirvesi öncesinde yabancılara “ülkeyi terk edin” çağrısı yapan Mısır Aan, Rabia ve Al Şark televizyonlarının RTÜK’ten habersiz yayın yaptıkları ortaya çıktı. Televizyon kanallarına türlü gerekçelerle binlerce TL’lik cezalar kesen kurulun, söz konusu televizyonlar için de mahkemelere başvurması gerekiyor. İstanbul’dan yayın yapan 3 televizyon kanalının birçok yayında Mısır’daki zirve öncesinde ülkedeki yabancıları tehdit ettikleri ve güvenlik güçlerinin öldürüleceğini duyurdukları ortaya çıkınca, gözler RTÜK’e çevrildi. Ancak Türkiye’deki tüm radyo ve televizyon yayınlarını denetlemekle görevli olan Üst Kurul’da kanalların üçünün de bir kaydının olmadığı ortaya çıktı. Bu durum da “Basit gerekçelerle televizyonlara binlerce TL ceza kesen RTÜK, bu kanalları nasıl görmedi” sorusunu beraberinde getirdi. Üst Kurul üyesi Ali Öztunç, Türkiye’de yayın yapmak isteyen her televizyon kanalının RTÜK’ten izin alması gerektiğini belirterek “İsteyen herkes, başvurusunu yapıp, yayın hakkı için izin alabilir. Buna RTÜK’ün engeli yok ama sonrasında yayınlarını denetlemek, Türkiye’nin ya da başka bir ülkenin içişlerine müdahale varsa gereği yapılır” dedi. olduğu belirtilerek, “Bunlar, Avrupa uydularını kullanarak doğrudan cinayete ve terörizme teşvik ediyor ve devlet kurumlarının yıkılmasını istiyor” denildi. Açıklamada Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükrü’nün Mısır elçiliklerine gerekli girişimleri yapma talimatı verdiği belirtildi. stanbul’a Kandil gibi bir yapıyı taşıyorlar’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik de, Kral Abdullah’ın ölümünün ardından AKP’nin Arap dünyasında yeniden arayışlarını hızlandırdığını belirtti. Özçelik şu ifadeleri kullandı: “Kral Abdullah Müslüman Kardeşler karşıtı olarak biliniyordu. Ölümünün ardından Kral Salman ile bu bakışın değişeceğini düşünüyor ki Cumhurbaşkanı cenaze törenine gitti ve aşağı ‘İ lara kadar indi. Belki orada başkalarıyla da görüşmüştür. Ama AKP, baştan beri Mısır’ın karışması için çabaladı ve devam ediyor. Mısır’da da, Kral Abdullah’ın ölümünün ardından olayı tekrar tetikliyorlar. Kendi misyonunda çizgisinde bir Mısır istiyor. Türkiye her geçen gün daha çok İslamlaşırken hedefleri hilafeti kurmak. Türk halkı Müslüman Kardeşler ile AKP’nin bağını net olarak bilmiyor ama güttüğü politikalar son derece tehlikeli. Birçok Müslüman Kardeşler ve Hamas üyeleri Türkiye’ye yerleştirildi. bu yetmez gibi şimdi de Hamas Lideri Halid Meşal’i almaya hazırlanıyorlar. İstanbul, Kandil gibi bir yapıya dönüşür ve bu süreç bizim içimzde patlayabilir.” Özçelik, Arap dünyasını AKP’nin değiştirmeye çalıştığını da belirtirken, “AKP’ye göre IŞİD radikkallerden temizlenebilecek bir yapı” dedi. TMMOB GENEL KURULU, ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NIN TASLAĞINA KARŞI 14 ŞUBAT’TA ANKARA’DA TOPLANIYOR TMMOB direniyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın odaları hedef alan taslağına karşı genel kurulunu olağanüstü toplantıya çağırdı. 9 Şubat’ta kentlerden yürüyüş başlatacak olan TMMOB, 14 Şubat’ta da Ankara’da olağanüstü genel kurulunu gerçekleştirecek. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, üyelerine gönderdiği mesajda AKP’nin TMMOB Yasası’nda değişiklik yapmak istediğini belirterek, “TMMOB’nin asla talebi olmayan bu yasa değişikliği ile aslında AKP; bir türlü arka bahçesi yapamadığı, diz çöktürüp biat ettiremediği TMMOB ve odalarını şimdi parçalayarak, dağıtmak, sesimizi kesmek istiyor” dedi. TMMOB’nin AKP’nin önündeki en büyük engellerden birisi olduğunu dile getiren Soğancı, “AKP örgütümüzü yok edebileceğini zannediyorsa yanılıyor” değerlendirmesini yaptı. Asla “padişahım çok yaşa” diyenlerle saf tutmayacaklarını belirten Soğancı, şu görüşleri dile getirdi: “Şimdi 14 Şubat’ta AKP iktidarının yarattığı rant düzenini teşhir etmeyi sürdüreceğimizi, örgütümüzü savunacağımızı bir kez daha belirtme zamanı. Şimdi 14 Şubat’ta sözümüzü sokakta söyleme zamanı. Ankara buluşmamızı, sadece TMMOB delegeleri ile değil, bağlı bütün odalarımızın delegeleri, odaşubetemsilcilik yönetim, onur, denetleme kurulu üyeleri, TMMOB’nin diz çökmesine asla izin vermeyen örgütlü üyelerimiz ile birlikte gerçekleştireceğiz.” ‘Asla diz çökmeyeceğiz’ Uğur Mumcu anısına İstanbul Haber Servisi GazeteciYazar Uğur Mumcu’nun ölümünün 22. yılında, düzenlenen satranç turnuvasında dereceye girenler ödüllerini Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın elinden aldı. Beşiktaş Belediyesi’nin Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (UM:AG) ve Türkiye Satranç Federasyonu’yla birlikte düzenlediği “Uğur Mumcu Satranç Turnuvası”, Beşiktaş Mustafa Kemal Merkezi’nde pazar günü gerçekleştirildi. Dereceye giren satranç ... gibidir. İlk hazırlandığında 43 madde olan tasarı, Meclis komisyonlarına gelinceye dek önce 100’e, daha sonra da 132’ye çıktı. Genel Kurul’da büyük olasılıkla son dakikaya bırakılan ek maddeler gündeme gelecek. Yasanın kapsamını tarif etmek gerekirse, hâkim ve savcılarda olan yetkilerin önemli bölümü, polis, kaymakam ve valilerde de olacak. Bir başka deyimle bu meslek grupları da ancak adalet kurumlarının kullanabileceği yetkilere sahip olacaklar. Örneğin polis, herhangi bir savcılık kararı olmaksızın bir kişiyi 48 saat gözaltında tutabilecek. Gözaltı sonrasında, olası savcılık işlemlerinin ne kadar süreceğini Türkiye koşullarında kestirmek zor. Örneğin, bu satırları yazan kişinin 5 Mart 2009 günü evinden alınıp savcıya ifade vermesi 31 saat sürmüştü. Valiler, sorumlu oldukları ilin sözümona güvenliği için akla gelen her türlü kararı ve yasağı yürürlüğe koyabilecek. Valinin kararına uymayan kişiye 1 yıl hapis cezası verilecek. Valiler ayrıca gerekli gördüğü durumda ildeki bütün kuruluşların araçlarına el koyabilecek, valiliğin sorumluluğu dışındaki personele de istediği görevi verebilecek. Bunun özeti sıkıyönetimdir. HHH Bugün Türkiye’de telefon dinlemelerinin kim tarafından yapıldığı, nerelere servis edildiği, açık gizli hangi amaçlarda kullanıldığı belli değil. Kamuoyu bu alanda tatmin edici bir açıklık beklerken, dinleme çok daha kolaylaşıyor. Yasaya göre polis, yargı denetimi olmaksızın 48 saat telefon dinleyebilecek. Dinlemelerle ilgili yargı kararı gerektiğinde tek yetkili mahkeme Ankara Ağır Ceza Hâkimi olacak. Bir başka deyimle tüm ülkedeki dinlemelerden sadece bir hâkim sorumlu olacak. Buraya atanan kişinin nasıl biri olacağını kestirmek zor değil. Terörle Mücadele Yasası’nın kullanım alanının esnek tutularak herkesin “terörist” ilan edilebildiğini biliyoruz. Yeni yasayla, bir toplantı ve gösteri yürüyüşünün basit bir sembolü bile “terör malzemesi” olarak tanımlanacak. Örneğin bir pankart açmak, sapan kullanmak, ağır silahlara eşdeğer. Tüketimi giderek artan biber gazı yetmiyormuş gibi, yeni düzenlemeyle 34 gün insanların üzerinden hiç çıkmayacak boyalı su kullanılacak. HHH Bu yasa kapsamında yorumlar yapılırken, Benjamin Franklin’in şu sözüne gönderme yapılıyor: “Güvenlik için özgürlüğünden vazgeçenler, özgürlüğe de güvenliğe de layık değildirler.” İç Güvenlik Yasası bu tanıma tam uyuyor. Hükümetten gelen her yasa tasarısına parmak kaldıran AKP milletvekillerine bir anımsatmamız var. 12 Eylül 2010’daki referandumla yürürlüğe giren anayasa değişikliğiyle, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısı tümüyle değişmiş üye sayısı genişlemişti. Erdoğan bu değişikliği müjdeyle topluma duyurmuş, devrim ilan etmişti. Üstünler hukuku yerine, hukukun üstünlüğüne geçildiğini söylemişti. Aradan 3 yıl geçti, aynı HSYK Erdoğan’ın gözünden Türkiye’nin en darbeci kurumu oldu. Erdoğan hata yaptık deyip, kendince yeni bir HSYK oluşturmaya girişti. AKP bu yasayla eline geçirdiği gücü ileride nasıl kullanacağı belirsiz yeni odaklar yaratıyor. Bir bakmışsınız bu yasadan en olumsuz etkilenenlerin başında AKP’nin tepesindekiler olmuş. Yapmayın! Zaten bozulmuş olan adalet dengesini ortadan kaldırmayın! Kime çarpacağı belirsiz gizli güç odakları yaratmayın! Yakın gelecekte, bugünleri aratmayın! satranç turnuvası oyuncuları, Mustafa Kemal Merkezi’nde düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Ödül töreni öncesinde Beşiktaş Belediyesi tarafından Uğur Mumcu anısına özel olarak hazırlanan video gösterisi yapıldı. Gecede ayrıca, Mumcu anısına şiirler de okundu. Törende konuşan Hazinedar, “Uğur Mumcu sorgulayan, derdi olan, yaşadığı topluma, insanlığa dair derdi olan önemli bir isimdi. Her ülkeyi birbirine bağlayan, bu ülkedeki ulusları, kimlikleri birbirine bağlayan değerlere ihtiyaç vardır. O değerlere tutunmak lazım” dedi. Gülen’den Erdoğan’a yanıtı: Densiz Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “paralel yapı” olarak nitelendirdiği Gülen Cemaati’nin İsrail’in İstihbarat Servisi MOSSAD’la işbirliği yaptığı suçlamasına Fethullah Gülen’den yanıt geldi. “Kendini yerden yere vurmayan bir insan, dışta suçlu arar ve onları yerden yere vurmaya çalışır. Kendi konumunu belirleyemeyen ve enaniyet girdâbı içinde çırpınıp duran kimseler kusurlarını, kabahatlerini, fezâetlerini ve fecâetlerini setretmek için sun’î gündemler oluşturarak dışta suçlular ararlar” diyen Gülen, Erdoğan için densiz imasında bulundu. Gülen, “‘Böyle yapar ve sun’î mücrimler oluşturursak, milletin dikkatini onlar üzerinde yoğunlaştırmış oluruz ve bizi mesâvîmizle, densizliğimizle göremezler’ mülahazaları hâkimdir onlarda” dedi. l CHP’li RTÜK üyelerine disiplin cezası l Duruşma salonuna izleyici alınmayacak Diyarbakır’da 12 gözaltı AKP’den Başkanlık sistemi çıkışı ‘Atatürk’ü savunmak ne Abdullah Cömert davasına zamandan beri cezalık oldu’ ‘kapasiteleri’ yetmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) bünyesindeki Yüksek Disiplin Kurulu, dün üyelikten çıkarma talebiyle disipline sevkedilen CHP kontenjanından seçilen üyeler Süleyman Demirkan ve Ali Öztunç’un durumunu ele aldı. Demirkan ve Öztunç’un, üyeliklerinin düşürülmesine gerek görmeyen kurul, oybirliğiyle iki üyenin de “uyarılmasına ve kınanmasına” karar verdi. Öztunç’a “Kurul üyelerine karşı haksız eleştirileri ve asılsız suçlamaları bulunduğu” gerekçesiyle kınama; yetkisi olmadığı halde sürekli kamuoyuna bilgi verdiği için Demirkan’a ise uyarı cezası verildi. Kararla Öztunç’un maaşından 3’te 1 oranda kesinti yapılacak. Karara Twitter’dan tepki gösteren Öztunç, “Üyesi olduğum RTÜK’ün 5 AKP’li üyesi bana bugün kınama cezası verdi. Suçum Atatürk’e rüşvetçi denmesine karşı çıkmak. Bu kararı tanımıyorum. Atatürk’ü savunmak ne zamandan beri kınanacak bir durumdur. Asıl kınanması gereken Atatürk’e rüşvetçi diyenlerdir” dedi. 3 RTÜK üyesi, İdare Mahkemesi’ne verdikleri dilekçe ile RTÜK Üst Kurul toplantısında Atatürk’e hakaret iddiaları nedeniyle Kanal A televizyonuna ceza verilmemesi konusunda alınan kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle idari dava açmıştı. COŞKUN YAMAN BALIKESİR Hatay’daki Gezi Direnişi sırasında başına atılan gaz fişeğiyle yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in katil zanlısı polis memuru Ahmet Kuş’un yargılandığı ve güvenlik gerekçesiyle Balıkesir’e alınan davaya, bugün saat 09.00’da Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. Duruşma öncesi mahkeme başkanlığı, kapasite yetersizliği ve avukat sayısının çokluğunu gerekçe göstererek, sanık ve Cömert ailelerinden 5’er kişi dışında salona izleyici alınmamasına karar verdi. Dinleyici sayısı göz önüne alınarak bu kişilerin öncelikle 1. veya 2. derece yakınlarından seçileceği vurgulandı. Duruşmaya diğer izleyici ve gazetecilerin alınıp alınmaması konusunda ise mahkeme başkanının değerlendirme yapacağı öğrenildi. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen yazıda, Cömert ailesinin yanında duruşmalara katılmak isteyen 125 avukata ait vekâletname ve yetki belgesi olduğu, sanık avukatı olarak 5 avukatın vekâletname sunduğu belirtildi. Mahkeme, duruşmaya, müdahil olma talebinde bulunanlar ile avukatların yanı sıra milletvekillerinin de alınacağını, ancak izleyiciler açısından sınırlama getirileceğini bildirdi. Davada yargılanan Kuş hakkında 25 yıla kadar hapis cezası isteniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, başkanlık sistemine ilişkin sessizliğini korurken, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Başkanlık sistemi yeni anayasa ihtiyacını bloke etmemelidir” diyerek, yeni anayasanın yalnızca başkanlık sistemi için olmadığını vurguladı. Şahin’in, “Bu anayasa mutlaka başkanlık sistemini de getirmelidir” ifadesi dikkat çekti. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Sur’da önceki gece geç saatlerde yok kesip durdurdukları araçlara ve yayalara kimlik kontrolü yapan göstericiler ile polis çatıştı. Polis göstericilere basınçlı su ile müdahale etti. Göstericiler ise polise taş ve havai fişek attı. Bir süre devam eden kovalamaca sonucunda polis 14 yaşındaki S.Ç. adlı bir çocuğu gözaltına aldı. Bağlar’da ise Kaynartepe Mahallesi’nde Halk Meclisi adıyla düzenlenen toplantıya baskın düzenleyen polis 10 kişiyi gözaltına aldı. Lice’de ise K.E, hakkında açılan bir dava kapsamında gözaltına alındı. Siirt’te Karakol Mahallesi’nde yüzlerini maskeyle gizleyerek polise ve MOBESE kameralarına molotofkokteyli atan kişilere yönelik çalışma başlatan polis, gösterilere katıldıkları iddiasıyla Y.Ö (17), E.A (17), İ.K (17) ve Ö.Ç’yi (19) gözaltına aldı. Mahkeme, Ö.Ç (19) ve İ.K’yı (17) tutukladı. Balyoz sanıklarından çifte şikâyet İstanbul Haber Servisi Balyoz davasında mahkumiyeti onanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Albay Hakan Büyük ile davadaki cezası Yargıtay’ca bozulan Yarbay Nedim Ulusan, yargılamayı yapan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üyelerini HSYK’ye, cezaları onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin üyelerini de Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu Başkanlığı’na şikâyet etti. Dilekçede haklarında idari ve adli soruşturma başlatılması ve cezalandırılmaları istendi. DİYARBAKIR (DHA) Twitter hesabından PKK propagandası yaptığı iddiasıyla geçen ay Diyarbakır’da gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Geerdink hakkında hazırlanan iddianame 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede Geerdink’in ‘Terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istendi. Geerdink’e 5 yıl hapis istemi C M Y B