Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2015 SALI 6 HABERLER Metropoll Araştırma şirketi 28 ilde yaptığı ‘Din, Şiddet ve Özgürlük’ başlıklı araştırmasında Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırının toplumsal algısını ölçtü, ortaya ürkütücü tablo çıktı Özgürlük sınıfta kaldı FIRAT KOZOK HDP 100 Milletvekili Çıkarır, Eğer... HDP Meclis’teki Yolsuzluk ve Rüşvet Araştırma Komisyonu’ndan üyelerini çekince şaşırmıştım... Öyle ya, lafa gelince adamların ne hırsızlıklarını bırak ne yolsuzluklarını, üstelik “ben sadece saz çalarım” diye caka sat.. Komisyonda bu işin mücadelesine sıra gelince, yan çiz, oradan geri çekil... Aha, demiştim, anlaşma gereği mi bu, RTE’ye destek mi, Kürt Hareketi’nin aman RTE’ye bir şey olur, yargılanır falan diye bir korkusu mu var? Gezi Parkı Direnişinde, Selahattin Demirtaş eyvah hükümet yıkılacak, RTE ile yaptıkları alışveriş yarıda kalacak diye korkuya kapıldı, bu, hükümete karşı bir komplo; dedi.. Şaşırmıştım! Sonra ise bu sözlerinden çark ettiler. ANKARA Metropoll Araştırma, “Din, Şiddet ve Özgürlük” başlıklı araştırmasında Fransa’da Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırının toplumsal algısını ölçtü. Araştırmaya göre, Türkiye’de toplumun yalnızca yüzde 16’sı saldırıyı “ifade özgürlüğüne yönelik saldırı” olarak görüyor. “Saldırının asıl mağduru öldürülenlerdir” diyenlerin oranı yalnızca yüzde 22’de kalıyor. “İslam adına şiddeti onaylayanların” oranı, 4 ay içerisinde yüzde 13’ten 20’ye çıkarken, dine hakaret edenler ceza alsın diyenler yüzde 44’e ulaşıyor. “Devlet laik olmalı” görüşüne verilen destek bir yılda yüzde 85’ten, yüzde 71’e geriledi. Prof. Dr. Özer Sencar, Prof. Dr. İhsan Dağı, Prof. Dr. Doğu Ergil ve Doç. Dr. Sıtkı Yıldız’dan oluşan araştırma grubu tarafından 28 ilde 2 bin 759 kişiyle yüz yüze anket yöntemiyle yapılan araştırmadan çarpıcı sonuçlar çıktı. İşte o sonuçlardan bazıları: l Fransa’da Hz. Peygamber’in karikatürünü yayımladığı gerekçesiyle derginin basılarak 12 kişinin öldürülmesi konusunda toplumun yüzde 56’lık kesimi, mizah dergisinin Peygamber’e hakaret ettiğini ama insanların öldürülmelerinin yanlış olduğunu belirtiyor. Yüzde 20’lik önemli bir kesimi ise mizah dergisi çalışanlarının Peygamber’in karikatürünü yayımlayarak hakaret ettiklerini ve karşılığını aldıkları kanısında. Yalnızca yüzde 16’lık bir bölüm saldırıları “ifade özgürlüğüne karşı saldırı” olarak niteliyor. l “Saldırıyı kim gerçekleştirdi” sorusuna alınan yanıtlar da ilginç. Yüzde 31’lik kesim saldırıyı radikal İslamcı bir grubun yaptığını düşünürken yüzde 44 “yabancı CHARLIE HEBDO’NUN YENİ SAYISI GECİKMELİ ÇIKACAK Kültür Servisi Saldırıya uğrayan ve 5 karikatüristini yitiren Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’nun, internet sayfası üzerinden yapılan açıklamada, bir sonraki baskının gecikmeli olarak, birkaç hafta sonra bayilerde yerini alacağı açıklandı. 7 Ocak’taki saldırıdan beri derginin halkla ilişkiler faaliyetlerini üstlenen Anne Hommel, çalışanların yorgun ve bitkin durumda olduğunu belirtti. Toplam 12 kişinin hayatını kaybettiği kanlı terör saldırısından 1 hafta sonra Charlie Hebdo’nun yeni sayısı bayilerdeki yerini almış ve 7 milyondan fazla satılmıştı. Derginin haftalık tirajı saldırılar öncesinde yaklaşık 60 bin civarındaydı. istihbarat örgütleri”nin saldırıyı yaptığı kanısında. Bu algı AKP seçmeninde yüzde 56’ya çıkıyor. l Paris saldırılarının “asıl mağduru” olarak, öldürülen 12 kişiyi görenlerin oranı yüzde 22. Toplumun yüzde 24’ü asıl mağdurun Avrupa’da yaşayan Müslümanlar olduğunu düşünürken yüzde 43’lük en büyük kesim asıl mağdurun İslam dünyası olduğu kanısında. AKP’liler arasında asıl mağdurun İslam dünyası olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 55’e çıkarken, ölen Fransızların asıl mağdur olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 15’e düşüyor. Öldürülenler mağdur değil! nini terk edenlerin cezalandırılmalarının doğru olup olmadığı” sorulduğunda toplumun yüzde 80’lik büyük bir kısmı böyle bir uygulamayı doğru bulmadığını belirtiyor. Ancak yüzde 15’lik kesim de dinden çıkanların cezalandırılmasını (neyle cezalandırılacağını söylemeden) doğru buluyor. Bu oran da AKP seçmenlerinde yüzde 23’e çıkıyor. çek İslamı temsil ettiğini düşünürken yüzde 50 bu kanıda değil. l Toplumun yüzde 38’i etrafında gördüğü dindar Müslümanların kendilerini “endişelendirdiğini” söylüyor. Etrafında gördüğü dindar Müslümanların kendilerini “rahatlattığını” ifade edenlerin oranı ise yüzde 29. Toplumun yüzde 28’i etrafındaki dindarlardan etkilenmediğini belirtiyor. AKP’lilerin yüzde 17’si, CHP’lilerin yüzde 65’i, MHP’lilerin yüzde 46’sı ve HDP’lilerin yüzde 50’si etrafındaki dindar Müslümanlardan endişelendiklerini söylüyor. l Araştırma, Türkiye’de medeniyetler çatışması tezinin yaygın bir kabul gördüğünü de ortaya koyuyor. Toplumun yüzde 60’ı İslam ve Batı medeniyetlerinin çatışma halinde olduğunu düşünüyor. AKP seçmeninin yüzde 69’u İslam ve Batı medeniyetlerinin çatışma içinde olduğunu düşünürken bu oran CHP’lilerde yüzde 50, MHP’lilerde yüzde 55 ve HDP’lilerde yüzde 39. l Toplumun yüzde 67’si insanların hem laik hem de Müslüman olmalarını mümkün görüyor. Bu fikirde olmayanların oranı ise yüzde 23. Bugün itibarıyla “devlet laik olmalıdır” görüşünü dile getirenler toplumun yüzde 71’ini oluşturuyor. Devletin laik olması gerekmediğini düşünenler ise yüzde 19. İktidar partisi tabanında “devlet laik olmalıdır” diyenlerin oranı yüzde 52’ye düşüyor. AKP’lilerin yüzde 33’ü “laik devleti” gerekli görmüyor. “Devlet laik olmalıdır” diyenlerin oranı geçen yıla göre yüzde 85’ten yaklaşık 15 puan düşerek yüzde 71’e geriledi. “Devlet laik olmamalıdır” diyenler de geçen yıla göre yüzde 9’dan yüzde 19’a çıktı. oranı 15 puan düştü ‘Devlet laik olsun’ diyenlerin Müzakere taslağı ortadan kalktı Şu sıralarda, Öcalan’ın hazırlayıp sunduğu “Barış ve demokratik müzakere taslağı”ndan söz eden var mı? En son, 13 Aralık’ta Diyarbakır’da yapılan Demokratik Toplum Kongresi’nin eşbaşkanı Hatip Dicle, Öcalan’ın mesajını okumuştu: “Hükümete söyleyin, ben kimseyi tehdit etmiyorum ama bu son şanstır. Bu barış ve demokratik çözüm taslağı üzerinde.. en geç Nisan 2015’e kadar tüm aşamaları bitmek zorunda. Mutlaka bir siyasi çözümü yakalamalıyız. Aksi takdirde sabrımın son sınırındayım...” Taslak üzerine konuşma yapılıyor mu? Nedenine gelince, taslakta ileri sürülen “Kürt kimliği” üzerine isteklerin gerçekleşmesi için, RTE’nin elinde yasal ve anayasal yetkiler yok. Bir anayasa değişikliği şart. Başbakan Yardımcısı ve Cumhurbaşkanı’nın en yakını Yalçın Akdoğan İmralıHDPKandil arasında resmi gidiş gelişleri ve görüşmeleri sürdüren kişidir. Kürt tarafı, müzakere konularının nisana kadar kesin bir takvime bağlanması ve hükümetin de buna imza atması gereği üzerinde dururken... Akdoğan kendilerine “Bunlar ancak anayasanın değişmesi ile gerçekleşebilir, takvime bağlayıp söz vermek anlamsızlıktır, Cumhurbaşkanı size kesin söz vermektedir, seçimlerde Başkanlık Anayasası’nı gerçekleştirecek bir çoğunluk yakalarsak, sözler hemen yerine getirilecektir. Öcalan’ın en azından ev hapsine çıkarılacağı kesindir...” dedi mi? Sanki... ‘İfade özgürlüğü’ diyenlerin oranı yüzde 16 10 AKP seçmeninden 6’sı ‘ceza’ istiyor 5 kişiden 1’i ‘İslam adına şiddet uygulanabilir’ diyor l Toplumun yüzde 74’ü İslam adına şiddet kullanımını onaylamadığını belirtiyor. Ancak yüzde 20’lik kesim bazı durumlarda şiddet kullanılmasını onayladığını ifade ediyor. Başka bir deyişle, sokakta 5 kişiden 1’i şiddeti bazı durumlarda “meşru” görüyor. Üstelik Eylül 2014’te şiddeti bazı durumlarda mazur görenlerin oranı yüzde 13 iken bu rakam 4 ayda 7 puan yükselmiş. AKP tabanında ise bu oran yüzde 34’e kadar çıkıyor. l Belirli bir ceza öngörmeden “İslam di lKonu “dine hakeret edenlerin cezalandırılmasına” gelince onay oranı ciddi biçimde artıyor. Bunu doğru bulanlar toplumun yüzde 44’ünü oluşturuyor. AKP’liler arasında bu oran yüzde 61’e ulaşıyor. l İçeriğinin belirsizliğine, tanımlamadaki farklılıklara karşın toplumun yüzde 37’lik önemli bir kesimi “İslamda reformun gerekli olduğunu” düşünüyor. Yüzde 51 ise bu görüşte değil. l Araştırmada katılımcılara yöneltilen bir diğer soru ise “Sizce Müslümanlar gerçek İslamı temsil ediyor mu?” Toplumun ancak yüzde 33’ü Müslümanların “gerçek İslamı temsil ettiği” kanısında. Bu görüşe katılmayanların oranı ise 58. Aynı şekilde toplumun yüzde 40’ı din adamlarının ger ALİ İSMAİL KORKMAZ DAVASI KÜRTÇE MARŞ SÖYLEYİP HALAY ÇEKEN ÖĞRENCİLER ‘ÖRGÜT PROPAGANDASI’ YAPMAKLA SUÇLANIYOR O polise 7.5 yıl hapis istemi CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de 2 Haziran gecesi polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı kişilerce dövüldükten sonra beyin kanaması geçirerek yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz ile ilgili davada, olay gecesi Beşik Otel’e giderek kameraları kapattıran ve görüntüleri sildiren polis memuru Hüseyin Engin hakkında “suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçlamasıyla” 7.5 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Davanın otel sahibi Erdoğan Gözseçen hakkında 5 yıl hapis istemiyle açılan davayla birleştirilebileceği belirtildi. Ali İsmail’in dövüldüğü gece Sanayi Sokak’taki Beşik Otel’e giderek “Kameraları kapatın, hatta daha önceki saate gel, on dakika öncesine” diyerek olaya ilişkin görüntüleri yok eden polis memuru Hüseyin Engin ile ilgili “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar, İsmail Korkmaz’ın ailesinin avukatlarının itirazıyla 18 Aralık’ta kaldırılmış, Engin hakkında yeniden soruşturma açılmıştı. Kararın bozulmasının ardından Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, polis Engin hakkında “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçlarından 5 yıl hapis istedi. Sanığın polis olması nedeniyle “kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır” maddesi gereğince ceza yarı yarıya arttırılarak 7.5 yıla çıktı. Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesi başsavcılık tarafından hazırlanan iddianameyi kabul etti. 12 öğrenciye 20 yıl hapis MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Dicle Üniversitesi’nde, 26 Şubat 2014 günü kampus içerisinde stant kurup destek amaçlı gazete satışı yaparken Kürtçe marş söyleyip halay çeken 12 öğrenci hakkında “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla açılan davanın daha ilk duruşmasında mahkeme ceza yağdırdı. Mahkeme öğrencilere toplam 20 yıl hapis cezası verdi. Öğrencilerin halay çektiği sırada polis tarafından çekilen görüntüleri delil olarak kabul edildi. Diyarbakır’da sık sık Hizbullah sempatizanı öğrenciler ile HDP’li öğrenciler arasında çıkan çatışmalarla gündeme gelen Dicle Üniversitesi’nde (DÜ) geçen yıl 26 Şubat’ta Özgür Gündem, Azadiya Welat ve Demokratik Ulus gazetelerine destek vermek amacıyla stant açan öğrenciler burada Kürtçe marşlar söyleyip halay çekti. Öğrenciler hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 50 kadar öğrencinin “Çerxa Şoreşe (Devriş Çarkı)” adlı marşı söyledikleri de ifade edilerek, “Şüphelilerin daha sonra ‘Ha gerilla, gerilla’ şeklindeki Abdullah Öcalan’ı ve örgütün kırsal alanda faaliyet gösteren teröristleri, övücü, sahiplenici sloganlar atarak örgütün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini övmek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak suretiyle üzerine atılı suçları (örgüt propagandası suçunu) işledikleri anlaşılmaktadır” denildi. İddianame, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 29 Ocak günü yapılan ilk duruşmada polisin, öğrenciler halay çekerken elde ettikleri görüntüleri delil olarak kabul edildi. Duruşmada esas hakkındaki görüşünü sunan savcı, öğrencilerin propaganda suçunu işlediklerini savunarak, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemini tekrar etti. Daha sonra kararını açıklayan heyet, öğrenciler J.Ç., A.D., M.S., H.Ş., C.A., D.K., M.R.Ç., S.K., Ş.S., G.B., H.A. ve E.T.’ye 1’er yıl 8’er ay hapis cezası verdi. Analiz doğruysa, anlaşma var Eğer böyleyse, Kürtler isteklerinin gerçekten yeni bir anayasa ile yerine getirilebileceğini görüyor ve RTE’nin bunu başarmasını beklemekten de başka çareleri yok... O halde, HDP’nin kaybetme riskini göze alarak seçimlere parti olarak girme kararının ciddi bir yönü de bu “anlaşma” olabilir. Eğer barajı aşamazlarsa AKP kazanacak, Meclis’te 367’yi bulamasalar bile RTE Anayasası en azından referanduma götürülecek. Evet oyu alırsa, böylece RTE yasal diktatör olarak, Kürt Meselesi’ni çözecek. Hem RTE hem İmralı kazanacak... Yok eğer barajı aşarlarsa, Meclis’te güçlü bir parti olarak yeni anayasa konusunda kilit parti olacaklar. RTE’ye yönelik pozisyonları güçlenecek. HDPAKP ittifakına varıncaya kadar bir dizi olay yaşayacağız. (Tabii RTE yan çizmezse...) hesabı HDP’nin çok basit aritmetik İddianame kabul edildi Başbakanlık çalışma ofisi önünde harç protestosu İstanbul Haber Servisi YÖK tarafından mezun olamayan öğrenciler için yeniden gündeme getirilen katlamalı harç parasını prostesto eden GençSen üyesi bir grup öğrenci, dün Dolmabahçe’deki Başbakanlık çalışma ofisi önünde toplandı. “Katlamalı harçlar kaldırılsın” yazılı pankart açan öğrenciler, slogan atarak caddeyi trafiğe kapattı. Dolmabahçe’deki Başbakanlık çalışma ofisi önünde “katlamalı harç” uygulamasını protesto eden Öğrenci Gençlik Sendikası (GençSen) üyelerine polis müdahale etti. Yaka paça gözaltına alınan 9 öğrenci Emniyet’e götürülürken Başbakanlık Çalışma Ofisi önüne atılan sahte dolarlar dikkat çekti. CHP’li belediyelerden cemevi atağı telci davasıyla birleşebilir Otel sahibi E.Erdoğan Gözseçen hakkında da “suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme” suçlamasıyla 5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmış, iddinameyi kabul eden Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesi ilk duruşmanın 27 Şubat’ta yapılmasına karar vermişti. Ali İsmail Korkmaz’ın ailesinin avukatları iki davanın birleştirilmesi için talepte bulunacaklarını açıkladı. O İstanbul Haber Servisi CHP’li belediyelerin şubat ayında yapılacak ilk meclis toplantılarında cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi için gerekli çalışmaları başlatma kararının ardından ilk adımı Beşiktaş Belediyesi attı. Diğer CHP’li belediyelerin de bu hafta içinde konuyu gündemlerine alacakları öğrenildi. Cemevlerinin diğer ibadethanelere tanınan hak ve hizmetlerden yararlandırılması ile ilgili teklif meclise sunuldu. Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, “Bugüne kadar kilisede, sinagogda, havrada, camide ve cemevinde insanların ibadetlerini özgür bir şekilde yapmalarını savunduk. Bugün mecliste aldığımız kararla da bunu resmileştirdik” dedi. Daha önce cemevlerini resmen ibadethane olarak kabul eden Maltepe Belediyesi’nin meclis toplantısında Başkan Ali Kılıç, “Başbakan ‘Kiliseler restore edilecek, gerekirse biz yeni kiliseler yapacağız’ demişti. Başbakanımızın bu sözlerini talimat kabul ediyorum. Maltepe’de kilise yapmaya hazırız” diye konuştu. HAMBURG (DHA) Almanya’daki Hamburg Üniversitesi Dünya Dinleri Akademisi’nde kentteki İslam cemaatleri temsilcileri ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) ile imzalanan “hak eşitliği anlaşması” kapsamında dünyada ilk kez Alevilik Anabilim Dalı’nın açıldı. Deutsche Welle’nin haberine göre, Hamburg Üniversitesi Dünya Dinleri Akademisi Alevilik Anabilim Dalı Başkanlığı’na etnolog Dr. Handan Aksünger atandı. Aksünger uzun yıllardan beri Alevilik üzerine araştırmalar yapıyor. Hamburg Üniversitesi Eğitim Fakültesi salonunda düzenlenen resmi törenden önce konuşan Aksünger, Alevilik kürsüsünün dünyada ilk olması, teolojik eğitim gerekse Aleviliğin bilim olarak araştırılması bakımından önemli olduğunu söyledi. Almanya’da ‘Bozdağ adliyeyi parti Alevilik kürsüsü birimi gibi görüyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YARSAV ve Yargıçlar Sendikası, hafta sonu yapılan AKP Çankırı İl Kongresi’ne katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in tatil günü olan cumartesi adliyeyi ziyaret edip, başsavcıdan brifing almalarına tepki gösterdi. YARSAV ve Yargıçlar Sendikası’ndan yapılan ortak açıklamada şunlar kaydedildi: “Bozdağ’ın herhangi bir resmi sıfatı olmayan Şahin ile birlikte Çankırı Cumhuriyet Başsavcısı’ndan brifing almaları, parti işi için bulundukları Çankırı’da, adliyeyi adeta bir parti birimiymiş gibi görmeleri durumunu ortaya çıkarmış, bu tablo yargı bağımsızlığının, yargı ve yürütme ilişkilerinin ne durumda olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.” Bozdağ’a istifa çağrısı yapılan açıklamada, “HSYK mesleki kurallarla bağdaşmayan bu konu hakkında üzerine düşeni yapmalıdır” denildi. l Dünyada ilk kez açıldı HDP’nin barajı geçmesi için AKP’nin yüzde 44’ün altına düşmesi şart. Harran Üniversitesi’nden Nazım Kadri Ekinci’nin analizine göre AKP’nin yüzde 5 oy kaybı halinde, HDP “iyi” senaryoya göre tam yüzde 10; “makul” senaryoya göre 8.18 ve “mutat” senaryoya göre ise yüzde 7.49 oy alır. Ekinci, HDP hesabını “getirisi de riski çok yüksek karar” diye nitelendiriyor. Bekir Ağırdır’a göre HDP’nin ağırlıkla AKP’den 2 milyon kadar oy devşirmesi gerekiyor. HDP ise basit bir aritmetik hesap yapıyor: Cumhurbaşkanlığı seçiminden 3.9 milyon oy aldık; 4.5 milyon oy alırsak barajı geçiyoruz, topu topu 600 bin oya ihtiyacımız var ki, bunu rahat alırız... Ama hesap çok basit, hiç karmaşaya yer yok onlarda. Korkut Boratav, dünkü Hürriyet’te Çamlıbel’e, BDP bu kararıyla RTE Anayasası’na ve diktatörlük isteğine yardımcı oluyor, görüşünü savundu. Peki, HDP’nin hiçbir hesabı tutmazsa? “Yüksek siyaset” sahnesinden silinme bedeline karşılık, PKK kozu mu devreye girecek? HDP 100 milletvekili bile kazanabilir HDP bir “Türkiye partisi, Türkiye’yi bölmeyecek, tam tersine birleştirecek, demokratikleştirecek, özgürleştirecek, Kürt kimliği meselesini, tüm Türkiye ile tartışarak makul ölçülerde çözüm arayacak, RTE diktatoryal anayasasına hayır diyecek” bir kimlikle ortaya çıksa, kimsenin kuşkusu olmasın ki, 100’ü aşkın milletvekili ile Meclis’e girer ve Türkiye’nin özgürlük yolu açılır... Ama HDP, Türkiye kimliğiyle, ülke geleceğiyle ilgilenmiyor, karanlık bir gelecek için RTE ile işbirliği yapıyor ve “Kürt kimliğinin esiri” oluyor. RTE otoriterliğine karşı mücadele lafla yürümez... Fiiliyatta sonuç verecek politikalarla yürür. Taa 2013’te, Öcalan Tutanakları patladığında ilk yazmıştım ve bu çok tartışılmıştı: Kürtler kendilerine özgürlük, Türklere ise RTE diktasını öngörüyor... “Benim meselem başka, sen kendi meselenle uğraş...” Siyaset hiç de böyle bir şey değil... Kürt siyasi ve silahlı hareketi bunu er geç, hayatın pratiğinde öğrenecek... Hep birlikte ağır bedel ödeyerek... C M Y B