28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2015 SALI 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... dün dokuz sütun üzerine yayımlanan bir fotoğraf vardı. Fotoğrafta soldan sağa Hava Kuvvetleri Konutanı Akın Öztürk, Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Hulusi Akar, Başbakanlık Müsteşarı Kemal Madenoğlu, MİT Müsteşar Vekili Hakkı Musa görülüyor. Hemen sağında Genelkurmay Başkanı Org. Özel, solunda Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Hulusi Akar, pür dikkat Başbakan AD’nin önlerindeki haritanın bir yerine uzattığı parmağını izliyorlar. Bu fotoğraf sizi bilmem ama bana Onbaşı Führer’in İkinci Dünya Savaşı’nda, belki de dünyanın en önemli komutanlarına harita üzerinde savaşı yöneten emirler verdiği tarihsel belge ve bilgileri anımsattı! Bizim Başbakan da Süleyman Şah askeri harekâtını harita üzerinde hem izliyor, hem de parmağı ile herhalde nerelerde ne yapılması gerektiğini içeren, hadi uyarılar diyelim, talimatlar veriyor olmalı. HHH Yandaş medya harekâtı övmekte o denli kendinden geçti ki, bir yandan askerlerden çok Başbakan’a övgüler yağdırırken, tepedeki Kaçak ve Yasak Saray’dakini aman ha ihmal etmeyelim diyerek... ...Şah harekâtına başkomutan olarak askere başla emrini RTE’nin verdiğini birinci sayfalarında haber yaptılar. Oysa Yasak Saray’ın barış zamanındaki başkomutanlığının savaş sırasında beş paralık değeri yok! Savaşta başkomutan Genelkurmay Başkanı amma... ...burası Türkiye. Başbakan adeta başkomutan ve sanki harekâtı yönetiyormuş gibi fotoğraf çekilmesine ve medyaya dağıtılmasına ses çıkarmıyor. Bu Führer taklidi gösteriler elbette ve hiç kuşku yok, seçimlerde kullanılmak için tezgâha konuluyor. HHH Şimdi bugüne dek Suriye topraklarındaki Şah türbesi için bu iktidarın savunuları neydi? Türk toprakları olan Süleyman Şah’ın mezarına IŞİD’den gelen ve gelmesi olası tehditlerin uygulamaya dönmesine asla izin verilmeyeceğini, o anda Genelkurmay Başkanı da açıkladı TSK’nin bu toprakları korumaya azmettiğini, oradaki askerlerimizin asla can kaygısına kapılmamalarını defaatle açıkladılar. Fakat henüz Şah topraklarımıza IŞİD’in saldırısının söz konusu olmadığı bir gün... ...48 tank, bir o kadar askeri araç ve personelle Süleyman Şah Türbesi apar topar yerinden sökülüp alındı, başka bir yere taşındı. Adeta asker; düşman arkalarından kovalıyormuş gibi süratle kaçarak geri döndü. HHH Muhalefet, iktidarın övündüğü bu kaçış harekâtını eleştirmekte yüzde yüz haklı. CHP lideri Kılıçdaroğlu; yandaş, yalaka basının Suriye topraklarındaki Süleyman Şah Saygı Karakolu’nu “parmak ısırtacak bir operasyonla tahliye edip ‘bölgede oyunu ben bozarım’ mesajı verdiğini” yazan manşetleri ve Şah türbesini apar topar kaçırmayı öngören olası düşmandan kaçış harekâtını kısa ve özlü biçimde yorumlayarak... “...Kendi karakolunu yıkıp, kendi askerini geri çekip kendi toprağını terk etmeyi ‘başarı’ diye sunmak danışıklı (üstelik PKK’nin uzantısı YPG ile) bir dövüşün kanıtı. Bu utanç Türkiye’ye fazla. Ne zamandan beri kaçmak kahramanlık oldu?” dedi. MHP lideri Bahçeli de operasyona “Al At, Ah Mat” adını verdi. Türk tarihinde böyle bir pespayelik, böyle bir nankörlük, böyle bir mağlubiyet psikolojisi görülmemiştir, diye konuştu. HHH Varsın bu utanç sahnelerini muhalefet dile getirsin. Yasak Saray da, askerin kaçış harekâtını yönettiğini gösteren fotoğraflara karşın Başbakan da askerleri varsın kutlasınlar. Yarın öbür gün, olmaz olmaz, demeyin; Yasak Saray çıkar ekranlara, düşmanı görmeden olası düşmandan kaçar gibi başlayan ve sonuçlanan gerçeği yüzlerine vurduğu için muhalefeti ya kıskançlıkla ya da kendini alamaz, vatana ihanet ile suçlar! Başbakan da bu son başarının, askersivil, ortak, birlikte çalışmanın ürünü olduğunu savunabilir kuşkusuz. Alışığız gerçekleri gözlerden uzak tutmaya hizmet eden iktidar şamatalarına... HHH Fakaaat ortada bir başka gerçek var; Kaçak ve Yasak namıyla dillerden düşmeyen Saray’ın bile aczini itiraf ettiği bir gerçek!. Çok zamandır Fuat Avni diye ne idüğü ve kim olduğu bilinmeyen bir sahte, gizli isim, hükümetin aldığı operasyon kararlarını daha önceden deşifre ediyor. Ülke üzerinden sinek bile uçsa devleti idare eden benim haberim olur, diye övünen Yasak Saray mukimi, emrindeki gizli servislere, polise, savcılara vs. karşın Fuat Avni’nin kim olduğunu bir türlü açığa çıkaramıyor. Saray, kızına suikast yapılacağını açıklayan Fuat Avni ile uğraşıyor. Delikanlı isen hemen ortaya çık deyince Yasak Saray, Avni “Delikanlı isen sen kızının arkasından çık!” diye tweet attı. Boyuna bosuna göre bir düşman, bir hasım buldu RTE!.. Tehdit eder gibi konuşmasına tehdit eder gibi yanıt! HABERLER DAHA ÖNCE DE ‘KAZA’ YAŞANAN QUASAR KULELERİ, KOMŞUSU TORUNLAR GİBİ İŞÇİYE MEZAR OLDU GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Kuleler yine can aldı İSTANBUL/KONYA (Cumharuyit) İş cinayetleri durmuyor. İstanbul ve Konya’da yaşanan iş cinayetlerinde iki işçi yaşamını yitirdi. 10 işçinin asansör kazasında can verdiği Mecidiyeköy’deki Torunlar İnşaat’ın yan tarafında bulunan Quasar’ın inşaatında da dün akşam iş kazası yaşandı. İnşaatta çalışan Satılmış Yıldız adlı işçi asansör boşluğunda 6. kattan eksi 7. kata düştü. Uzun süren uğraşlar sonucu ulaşılan Satılmış Yıldız’ın yaşamını yitirdiği belirlendi. Acı haberi alan işçinin ailesi fenalık geçirdi. Aynı inşaatta 17 Ekim 2014’te de inşaatta taşeron olarak çalışan bir şirketin sahibi olan Mehmet Akar, şantiye ekibini teftişi sırasında 12. kattan düşerek ölmüştü. Konya’da da Selçuk Üniversitesi Kampusu içerisinde yapımı devam eden derslik inşaatında dış cephe izolasyonu yapan Menderes Keklik (35), dün iskele üzerinde çalışırken dengesini kaybederek düştü. Yaklaşık 7 metre yükseklikten iskele demirlerine çarparak toprak zemine düşen Keklik ağır yaralandı, ancak hastanede kurtarılamadı. n Baştarafı 1. Sayfada ...hatıraların sınırımıza getirilmesi, her şeyden önce Suriye politikasının iflasıdır. 2010 yılında Tunus’ta başlayan “Arap Baharı’nın” ardından Libya, Mısır, Suriye ve öteki Arap ülkeleri art arda gerilmiş, baharı değişik esintilerle karşılamışlardı. Türkiye de sürece hemen dahil olmuş, “bahar varsa, modeli benden” demişti. Kısa sürede işin rengi değişti, Türkiye model olmaktan çıktı, hedef ülke haline geldi. Suriye’de 2011’den itibaren şiddetlenen iç savaş da Erdoğan’ın iç işi oldu. Vitrine söyledikleri şunlardı: Birkaç saatte Şam’a gireriz. Esad’ın haftaları kaldı, devrilmek üzere. Esad gidecek, Suriye’ye demokrasi gelecek. Ecdad yadigârı Süleyman Şah’a dokunan pişman olur. Bunu demekle kalmadılar; Suriye’de AKP’nin istemi dışında düşünce üreten her kesime saldırdılar. “Suriye’nin iç güvenliği bu ülkenin kendi işidir” diyen bile “Esadcı” ilan edildi. Esad’a karşı ne olduğu belirsiz her grup kollandı, desteklendi. 2 yıldır Türkiye gündemine de yoğun şekilde giren IŞİD’le AKP arasında özel bağlar kuruldu. HHH İşte hafta sonundaki Süleyman Şah Türbesi’ni yıkma operasyonu yukarıda özetlediğimiz sürecin son noktasıdır. Esad devrilecekti, Süleyman Şah türbesi devrildi. Esad’ın haftaları kalmıştı, hiçbir şekilde muhatap olunmayacaktı; türbe yıkmaya giderken Esad rejiminin İstanbul’daki temsilcisine bilgi verildi. Ortadoğu’da Türkiye’den habersiz yaprak bile kıpırdamayacaktı, kimseye haber vermeden Suriye’deki vatan toprağı terk edildi, türbe de sınırımıza getirildi. Türk ordusunun bir gece yarısı, sınırın 3040 kilometre dışına çıkıp operasyon yapması, elbette askeri bir başarıdır. Ancak bu ilk kez yaşanan bir şey değil. 1990’lı yıllar boyunca terörle mücadele için en az 30 kez sınır dışına çıktı, bazen aylarca kaldı. Ancak son seferin amacı terörle mücadele değil, adeta mukaveleydi. Tüm dünyanın terör örgütü olarak kabul ettiği IŞİD’le anlaşıldı, türbeyi onlar yıkmasın diye Türk askeri yıktı. IŞİD aylardır Türkiye’ye şu haberleri gönderiyordu: “Bizim geleneğimizde türbe, mezar yoktur. Süleyman Şah’ı siz yıkın, götüreceğinizi götürün, yoksa biz yıkacağız...” AKP, “Ne demek oluyor, orası Türkiye Cumhuriyeti’nin toprağıdır. Değil yıkmak, bir taşına dokunamazsınız” demedi. Operasyon düzenleyip Suriye’deki sembolik toprak varlığını yok etti. HHH Türbe, sınırımızın 180 metre yanına getirildi. 850 kilometre uzunluğundaki TürkiyeSuriye sınırının 510 kilometrelik bölümü mayınlı. Bu alanın genişliği değişiyor. Yer yer 3 kilometreyi bulabiliyor. Böyle bir alanda 180 metrenin anlamı şudur: Süleyman Şah Türbesi Türkiye’ye getirildi. Ortadoğu coğrafyası kimsenin tek başına belirleyici olamayacağı, hiçbir politikanın seçeneksiz hale getirilemeyeceği bol krizli bir alan. Başbakan’ın sık sık kadim coğrafya diye iç geçirdiği bu alanda yaşadığımız pek çok hezimetin son halkası Süleyman Şah’tır. Bakmayın Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın zafer naralarına, sergiledikleri tutumun makamsal adı şudur: Sütliman şah! GERİDE BARETİ KALDI Selçuk Üniversitesi binasında dış cephe izolasyonu yapan Menderes Keklik’in bareti iskele demirlerinde takılı kaldı. Twin Towers binasını 10 yıllığına 36 milyon TL’ye kiralayan Sağlık Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma başlatıldı BALLI KİRA ALİCAN ULUDAĞ Kiraya servet ödenmiş ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, başkentin ÇayyoluYaşamkent semtinde bulunan Twin Towers bi na sı nın 36 milyon TL karşılığında 10 yıllığına kiralanmasına ilişkin Sağlık Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma başlattı. Başsavcılık, eski Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Hasan Çağıl, eski Başkan Yardımcısı Ahmet Çakır, Yenimahalle Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Meltem Şimşek ve Hastane Müdürü Enver Verep’i şüpheli olarak ifadeye çağırdı. Binanın sahipleri de, kira sözleşmesini iptal eden Sağlık Bakanlığı’na ihtarname çekerek taşınmazlar üzerinde yaptıkları klima düzeneği ile yemekhane ekipmanlarının sökülmesi, aksi halde kendilerinin sökeceği uyarısında bulundu. Sağlık Bakanlığı, bu teçhizat ve teknik ekipmanların zarar görmeden sökülmesi için “hizmet alımı” yapılması gerektiğini bildirdi. Bu durum da devletin nasıl zarara uğratıldığının son örneği oldu. Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ; Yemen, Sudan, Pakistan, Filistin, Ürdün, Libya gibi ülkelerden gelen yabancılara özel Ankara’da “Klinik Konukevi” projesi başlattı. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yetersiz kalmasını gerekçe de gösteren bakanlık, hastane yapmak için uygun bina arayışına girdi. Gazetelere verilen ilan sonucunda kendisine yapılan başvuruları değerlendiren Sağlık Bakanlığı, tüm karşı çıkmalara karşın Yaşamkent semtinde bulunan Twin To wers binasının sahipleri ile 9 Ağustos 2012 tarihinde sözleşme imzaladı. Bakanlık, içinde 182 daireyi barındıran 17 katlık iki kuleden oluşan binanın giriş katlarını hastanede, dairelerini ise gelen yabancıların konaklaması için otel yapmayı düşündü. Bakanlık, kira sözleşmesini imzalarken mülk sabine de binada bazı yatırımlar yaptırdı. 26.140.00 metre karelik binayı devralan Sağlık Bakanlığı, binlerce TL harcayarak taşınmaza ısıtmasoğutma ve havalandırma sistemleri kurdu. Fakat sonradan binanın hastane kurmak için uygun olmadığı anlaşıldı. Boş durumda olan ve kira ödenen binanın atıl durmaması için bakanlık, çareyi Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun bazı birimlerini buraya taşımakta buldu. Bir yıl boyunca kira ödendi. 2013 başında bakanlık koltuğuna oturan Mehmet Müezzinoğlu, Akdağ dönemindeki tüm projeleri iptal etti. Bu kapsamda, söz konusu kira sözleşmesi de tek taraflı feshedildi. Bina sahipleri, uğradıkları zararın giderilmesi için dava açtı. Bakanlık, icraya verildi. Davalar ise sürüyor. Bina sahipleri, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na ihtarname çekti ve “ihtilaf konusu taşınmazdaki klima düzeneği ve yemekhane ekip Hastane ve otel... l Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtladı. Bakan, kiralanan binaların kira bedellerinin bahse konu taşınmazları satın alabilecek ölçüde yüksek olduğu, bazı kesimlere özel olarak çıkar sağlandığı ve böylece devletin kasten zarara uğratıldığı iddiaları gerçeği yansıtmadığını öne sürerken “Yeni hizmet binamız tamamlandığında Bakanlık ve bağlı kuruluşların merkez teşkilatlan için herhangi bir kiralık binaya ihtiyaç kalmayacaktır” dedi. Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı’nın 3 yılda bina kiralarına 27 milyon 257 bin 296 TL ödendiğini de açıkladı. Hastane için uygun değilmiş manlarının 7 gün içerisinde taşınmaza zarar vermeyecek şekilde iade alınması, aksi halde kendilerinin söküp iade edeceği” uyarısında bulundu. Bu ihtarname, Sağlık Bakanlığı’nı karıştırdı. Bakanlık kiralanan binanın haklarını elinde bulunduran Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin teknik servisi, söz konusu cihazların kendileri tarafından sökülmesinin teknik olarak mümkün olmadığını bildirdi, bunu cihazları takanların sökmesini istedi. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Safa Kapıcıoğlu, bu görüş uyarınca Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na bir yazı gönderdi. Binanın eski haline getirilmesi talebinin sözleşmeye aykırı olduğunu öne süren Kapıcıoğlu, hastane teknik ekibinin söküm işlemini yapamayacağını bildirdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise, söz konusu kiralama işinde kamunun zarara uğratıldığı iddiasıyla soruşturma başlattı. Gazeteci Özgür Amed tutuklandı Yurt Haberleri Servisi Şırnak’ın Uludere ilçesi Roboski bölgesinde 28 Aralık 2011’de 19’u çocuk 34 kişinin savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürülmesiyle ilgili bir yürüyüşe katılan Yeni Özgür Politika ve Özgür Gündem gazetesi yazarı Özgür Amed, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin verdiği ceza Yargıtay tarafından onaylandı. Bunun üzerine Amed’in avukatları Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Hapis cezasının kesinleşmesinin ardından Diyarbakır’da önceki gece gözaltına alınan Özgür Amed, tutuklandı. Sökmek için bile ihale yapacaklar VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Çalışma arkadaşımız Mehmet Menekşe’nin babası ARTVİN Damar beldesinin Unutulmaz Belediye Başkanı (1977 2004) ANMA Türker, Taş’la görüştü n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Masum Türker, 7 Haziran 2015 genel seçimi için başlattığı “geniş tabanlı solda birlik” platformu arayışları çerçevesinde ÖDP Genel Başkanı Alper Taş’la görüştü. Türker “İktidar yoksullaştırma ve yolsuzluk politikalarını sürdürüyor. Türkiye zor durumda. Bu hükümetten kurtulmak için solda geniş tabanlı bir platform yaratılmalı” dedi. ‘Osmanlıyı istiyoruz’ yürüyüşü dapazarı’nda cüppe, sarık ve fes giyen 150 kişi “Biz Osmanlıyız” pankartıyla yürüyüş yaptı. Çoğunluğu fes giyen kalabalık, polisin geniş güvenlik önlemleri altında Çark Caddesi üzerinden Kent Meydanı’nda yürüdü. Sakarya Valiliği’nden etkinlik adına izin alan Osmanlı Ocakların’nın AKP iktidarına yakın olduğu belirtildi. Ak Dergâh adlı internet sitesinde ise yürüyüş öncesi yayımlanan çağrıda “Eski itibarımızı kazanmak, dünyadaki zulmü durdurmak, her yere İslam’ın adaletini götürmek için Osmanlı’yı istiyoruz yürüyüşü” ifadeleri kullanıldı. Sakarya Baro Başkanı Zafer Kazan, “O günkü şartlara özlem varsa, o günkü padişahlığa, o günkü sisteme, tek adamlığına duyulan özlemse korkunç bir şeydir” derken CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç ise “Doğru değil diye düşünüyorum”dedi. (Fotoğraf: DHA) MEHMET ALİ MENEKŞE’nin vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve arkadaşımıza başsağlığı dileriz. cÇalışanları Haydar OSMANÇAVUŞOĞLU (Çelik) aramızdan ayrılışının (24 Şubat 2008) 7. yılında sevgi ve özlemle anıyoruz. Ağabeyi Yengesi: RaşitZeliha OSMANÇAVUŞOĞLU (Çelik) Yeğenleri: Doç. Dr. Emel Gülden OKTAY Özlem PASTONOĞLU Atanur ÖZBİLEN 10 bilen 2 kişiye 139 biner lira n ANKARA (AA) On Numara oyununun çekilişinde 10 bilen 2 kişi, 139 bin 796 lira beşer kuruş ikramiye kazandı. Kazandıran numaraların 4, 7, 8, 16, 17, 18, 21, 22, 29, 33, 40, 42, 47, 48, 55, 61, 63, 68, 69, 72, 76 ve 78 olarak belirlendiği çekilişte 9 bilenler 2 bin 554 lira, 8 bilenler 138 lira, 7 bilenler 23 lira, 6 bilenler 4 lira ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 3 lira ikramiye kazandı. A C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle