17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2015 SALI 6 HABERLER 3. havalimanının olumlu raporlarına dava için 20 bin lira ücret istendi ÇED’e bilirkişi engeli ÖZLEM GÜVEMLİ Operasyonun Karanlık Yönleri Kimi “Operasyonun Başkomutanı RTE” kimi de hayır, “tarihimize şanlı bir sayfa daha ekledik” sözleriyle tarihe geçen laflar eden Davutoğlu desin. Paylaşılmayan bu “zafer”in şimdi büyük bir filmini de çekerler... Şarkılarını da söylerler... TSK kendisine verilen görevi yerine getirdi. Silahlı çatışmaya gitmedi, bir mezarlığı taşımayayıkmaya ve geri dönmeye gitti. TSK’ye saldırı olasılıkları, PYD ve IŞİD ile yapılan temaslarda zaten sıfırlanmıştı. Çevrede bu güce saldıracak bir askeri güç zaten yoktu. Diyorum ki, iktidar Meclis’teki muhalefet partilerini bilgilendirseydi, IŞİD’in oyununu boşa çıkartırız, bu milli konuda desteğinizi istiyoruz, ortak operasyon olsun deseydi... Tartışma olabilirdi ama sanırım eveti alırdı. Adamlar paylaşımın ve ortaklaşmanın p ve o’sundan bihaber oldukları için, operasyondan tarihi zafer çıkartmaya kalkışınca da, olay doğal siyasi kapışma zeminine oturdu. Kimse muhalefeti, ecdat toprağı polemiği yapmakla suçlamasın. Birisi tarihe şanlı sayfa ekledik abur cuburluğu gösterirse, herkes de, ne o, şanlı ve güçlü ordunla, IŞİD’e karşı bir türbeyi, 10 dönümlük vatan toprağını korumaktan mı korktun der. Ve akıllara, İngiltere’nin binlerce km. uzaklıktaki Falkland adalarını korumak için savaş gemilerini göndermesi gelir... Şüphesiz, orada olmamızın nedeni, “türbe”dir. Dersiniz ki, ha orada olmuş ha sınıra 200 metre mesafede. Baktığınızda “no problem” gibi. Ama meselenin öbür yüzünde, 10 dönümü “bulunduğu yerde” koruyamama endişesinin dışa vurması var. Operasyon kararı, a) anlaşmalarla tamamen senin olan toprağını IŞİD’e karşı koruyamama endişesi, b) IŞİD’in muhtemel tehdit ve şantajını kabul etme, c) IŞİD’le asla karşı karşıya gelmeme politikasının sonucu, d) IŞİD ile belki de bilmediğimiz bir anlaşma gereği, e) iktidarın Rojava Kürt bölgesinde bulunmayı gelecek için daha “stratejik” görmesi gibi gizli nedenlere bağlanabilir. Bunlara şu da eklenebilir: IŞİD Türkiye’yi, çok geniş bir cephe gerisi lojistik yer, savaşçı sığınağı ve örgütlenme aracı olarak kullanıyor. Burada varlar, saldırma olasılıkları büyük. Devlet bu örgütü ne kadar gözetim altında tutuyor bilinmiyor, dahası ipin ucu hiç elinde değil gibi. RTEDavutoğlu’nun, Esad’a ve daha sonra da Suriye Kürtlerine karşı IŞİD desteği ve koruması, örgütün ülkemizi bir faaliyet alanına dönüştürmesiyle sonuçlandı. Bu nedenle, yukarıdakilere bir f) maddesi rahatça ekleyebiliriz ve Ankara’nın IŞİD’le çatışma olasılığını en aza indirerek, Türkiye’de terör faaliyetlerinde bulunmasını da bu yolla denetim altına almak istemiştir. Ama karşınızdaki örgütün sadece kendi çıkarları vardır, bu çıkarlar neyi emrederse, Türkiye ve daha başka ülkelerde gereğini yaparlar... Operasyonun bir de uluslararası hukuk boyutu var. Suriye, operasyonu bir savaş nedeni saydı. Uluslararası devletler hukuku şüphesiz ki ayaklar altına alındı. Suriye’de kimin eli ayağı yok ki, bu, karşılıklı görüşmelerle zaman içinde halledilir deseniz bile, hiç de öyle değil, çünkü Türkiye, Esad/Suriye’ye karşı (adeta) savaş halinde. TürkiyeABD, 1500 muhalif askerin savaşçı olarak yetiştirilmesi için bir anlaşma imzaladı. Bu bile başlı başına bir savaş ilanıdır. Anlaşmanın hiçbir unsuru belli değil. ABD “IŞİD’e karşı savaşacaklar” dese bile, bu savaşçı grubun Esad aleyhtarı yönünü unutmayın. ABD’nin büyük bir olasılıkla bu gücü zaman içinde büyüterek ileride Şam hükümetine karşı iktidar, ortaklık, toprak pazarlığı konusu yapması güçlü bir olasılıktır. Hatta, iç savaş kışkırtıcılığının taa başında gündeme getirilen Suriye’nin üçe bölünmesi olasılığı da yabana atılmaz. ABD planlarının, Suriye’deki Kürt bölgesinin, imkânsız görünse bile, Akdeniz’e ulaşmasını öngördüğü iddiasını düşünürsek... Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Jeoloji Mühendisleri Odası, Orman Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası ile Çevre Mühendisleri Odası’nın 3. Havalimanı için verilen ÇED olumlu raporuna açtığı davada mahkeme 20 bin lira bilirkişi ücreti istedi. Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, artan bilirkişi ücretleri nedeniyle hem dayanışma hem de masrafları paylaşmak için çok ortaklı davalar açmaya başladıklarını söyledi. Bu yüksek rakamların odaları dava açamaz hale getirmek için yeni bir yöntem olarak kullanıldığını vurgulayan Muhcu, “3. havalimanı, Kanalistanbul gibi projeler toplumun büyük kesiminin tepkisi çekti. Sadece dava açan odaların konusu değil bunlar. Mahkemeler bu davalardaki kamu yararını görmezden geliyor” dedi. Arnavutköy ve Eyüp ilçelerinin Karadeniz kıyısında inşa edilen 3. Havalimanı için hazırlanan ÇED raporuna göre 657 bin 950 ağaç kesilecek, 1 milyon 855 bin 391 ağaç taşınacaktı. 70 adet göl de kurutulacak, kuş göç yolları da değişecekti. Bu olumsuz tespitlere karşı verilen “olumlu ÇED” raporu geçen yıl 5 meslek odası tarafından mahkemeye taşındı. Dava dosyasına bakan İstanbul 4. İdare Mahkemesi geçen günlerde bilirkişi keşfi istedi. Mahkeme bilirkişi ücreti olarak da davacı odalara 20 bin lira fatura çıkarttı. Dava işlemlerine yapılan zamlarda sonra davacılar açısından masraflar oldukça arttı ancak 20 bin liralık bilirkişi ücreti bugüne dek duyulan fahiş rakam. DAVA AÇAMAZ HALE GETİRİYORLAR l Davacılar arasındaki Mimarlar Odası’nın genel başkanı Eyüp Muhcu da 20 bin liralık bilirkişi ücretine tepki göstererek daha önce Tarihi Yarımada’da FenerBalat planlarına açılan davada 15 bin lira civarında, 2006 yılında Zorlu Center’a ilişkin planlarda açılan davada ise 7 bin 500 lira ücret istendiğini kaydetti. Odaların mali kıskaca alınmak istendiğini ifade eden Muhcu “Aynı zamanda hükümetin yatırım kararları ve planları ile ilgili hukuksuzluklara karşı vatandaşları dava açamaz hale getirmeye çalışıyorlar. Biz de bunun karşılığında çok ortaklı davalar açmaya başladık. Bu sürecin üstesinde böyle gelmeye çalışıyoruz. Hem dayanışma göstermek hem maliyeti bölüşmek için birlikte hareket ediyoruz” diye konuştu. Muhcu, meslek odaları üzerindeki idari ve mali denetim yetkisi bakanlığa verilirken, gelirlerini ortadan kaldırmak için Bakanlar Kurulu kararları çıkarken normal yargı masraflarını ödemekte zorlanan odalara şimdi yeni bir yük daha getirildiğini söyledi. İneğini satmıştı Bu yüksek ücretler nedeniyle çevre davalarının açılamaz hale geleceğini vurgulayan Eyüp Muhcu, daha önce Rize Güneysu’daki HES projesine karşı dava açan Yurttaş Kazım’ın bilirkişi ücretini ödemek için ineğini satmak zorunda kaldığını anımsattı. l Akciğer Kadında kanser artıyor SİBEL BAHÇETEPE ARDAHAN EKSİ 27 DERECEYİ GÖRDÜ DÖRT NALA KarsArdahan illeri arasında yer alan ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin ikinci büyük gölü olan Çıldır Gölü, bölgedeki kızak sahiplerine ekmek kapısı oldu. Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlere, yaklaşık 50 santimetre kalınlığına ulaşan buz tabakası üzerinde kayma imkânı sağlayan kızak sahipleri, yaptıkları şovlarla da misafirlerin keyifli zaman geçirmesini sağlıyorlar. Süsledikleri atlı kızaklarla buzlu göl üzerinde at koşturan vatandaşlar, bölgenin kış turizminin gelişmesine katkı sağlıyor. (Ali İhsan Öztürk AA) Türkiye IŞİD’in çiftliği gibi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nil Molinas Mandel, erkeklerde en sık karşılaşılan kanser türü olan akciğer kanserinin, Türkiye’de kadınlar arasında da yaygın görülmeye başladığını vurgulayarak “Kadınlarda da ne yazık ki sigara tüketimine paralel olarak akciğer kanseri görülme oranı artıyor. Sigarayı bırakın, sigara içilen ortamlardan uzak durun” dedi. Prof. Dr. Nil Molinas Mandel, Türkiye’de kanser vakalarının en çok Marmara Bölgesi’nde görüldüğünü, bunu sırasıyla İç Anadolu, Akdeniz, Ege, Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri takip ettiğini söyledi. Prof. Mandel, kanserden korunmak için yapılması gerekenleri şöyle dile getirdi: “Dengeli ve sağlıklı bir beslenme programı uygulayın. Her gün 2 litre su için. Özellikle stres altındayken terlemeden dolayı su kaybını ve ağız kuruluğunu önlemek için su için. Düzenli olarak spor yapın. Egzersiz yapamıyorsanız en azından 1 saat kadar tempolu yürüyün. Ne olursa olsun eve iş getirmeyin. Sigarayı bırakın, sigara içilen ortamlardan uzak durun. İdeal kiloyu koruyun.” TÜYLERİ BİLE... Ardahan’dan’ın işgalden kurtuluşunun 94. yılında ‘görevli’ atlar soğuk havadan etkilendi. (DENIZ BASLI DHA) 1500 ‘Amerikan’ savaşçısı Günde 2 litre su için l Doğu Anadolu Bölgesi’nde gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 27.5 dereceyle Ardahan’da kaydedildi. Meteoroloji Tahmin ve Uyarı Merkezi yetkililerinden alınan bilgiye göre, Sibirya yüksek basınç sisteminin etkisi altında olan bölge genelinde havanın az bulutlu ve açık geçmesi bekleniyor. Gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında olmak üzere Ardahan’da 27.5, Kars’ta 20, Ağrı’da 19, Erzurum’da 14, Muş ve Bitlis’te 10, Erzincan’da 9, Van’da 7, Hakkâri’de 4, Iğdır’da 2 derece olarak kaydedildi. AYAZI GECE DENİZ ÇEKİLDİ Marmaris’te Karacasöğüt, Orhaniye ve Hisarönü mahallelerinde deniz suyu 5 metre kadar çekildi, tekneler karaya oturdu. Bölgede araştırmalar yapan jeofizik yüksek mühendisi Hakan Beyaz çekilmenin jeolojik bir hareket olmadığını bildirdi. Benzer çekilmelere mevsim değişikliklerinde hemen her sene şahit olduklarını ifade eden Beyaz, “Deniz çekilmesi atmosfere bağlı olarak gelişen hareketlerdir. Çekilmenin depremle bir ilgisi yok” diye konuştu. (Levent Kişi AA) Halkın büyük trajedisinden menfaat çıkarmak Ankara ve yandaşları “bize, Suriye’ye girecek, savaş çıkartacak diyorlardı, şimdi ise Suriye’den kaçmakla suçluyorlar” dedikodusuna sarıldı. HDP, PKK, PYD yandaşları da, TSK açıkça Suriye Kürtlerinin koruması altında bu operasyonu yaptı, bu açıkça işbirliğidir, yeni bir dönem başlamıştır dedi. Bu iddiaların muhatabı hükümet ve TSK’dir. Savaşı kim ister! Başından beri Esad’a karşı yürütülen bütün kirli operasyonlara karşı çıktık... Meşru iktidarları iç savaşlar çıkartarak yıkarsanız, olacağı Libya’dır, Suriye’dir ve milyonlarca halkın katli, perişan olmasıdır. Bu acıyı içlerinde yaşamayan, savaşa “paykazanç kapma” olarak bakan, katliamın perde gerisindeki açıkgizli sorumluları, savaşın nimetlerinden bahseder. Mesela hâlâ “Esad yıkılmalıdır” der... İç savaşın, IŞİD’i doğurmasına ne yapalım normaldir diye bakar. Bir de tabii Kürt kazancını ölçer biçer. Ama bütün bu hesaplar, mahvolan topyekun halkın sırtından yapılır. NİAGARA DONDU l Kanada’da, uzun süredir etkili olan dondurucu soğuklar yüzünden Niagara Şelaleleri’nin büyük kısmı yine buz tuttu. Dünya harikaları arasında gösterilen ve her yıl milyonlarca turistin ziyaret ettiği şelalelerin çevresindeki buz kalınlığı 3 metreyi aştı. Kanada Çevre Bakanlığı kayıtlarına göre Niagara Şelaleleri 1912 yılından bu yana ilk kez bu denli dondu. (REUTERS) Heykelin içinde mumya varmış Haber Merkezi Hollanda’daki Drents Müzesi’nde bulunan, M.S. 1100 yılına ait Buda heykelinin içinde bir mumya olduğu ortaya çıktı. Heykeli incelemeye karar veren bilim insanları, Amersfoort kentindeki Meander Medikal Merkezi’ne CT taraması yaptı. Tarama, heykelin içinde bir Buda rahibi olduğunu ortaya çıkardı. Buda sanatı uzmanı Erik Brujin’in kontrolünde yapılan analizlerde, ibadet halindeki pozisyonda bulunan mumyadan endoskopi ile numune alındı. Araştırmacılar, içinde Buda ustası bulunan ilk heykeli keşfettiklerini belirtirken, mumyanın Çin Meditasyon Okulu ustalarından Liuquan’a ait olduğu tahmin ediliyor. Mamada arsenik tehlikesi l ABD’de yapılan bir araştırmada, hazır mama ile beslenen bebeklerin vücutlarındaki arsenik düzeyinin anne sütü ile beslenen bebeklere göre daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Çevre Sağlığı Perspektifleri dergisinin pazartesi yayımlanan araştırmasına göre, altı haftalık bebeklerin idrarında bulunan arsenik miktarı anne sütüyle beslenenlerden 7.5 kat daha yüksek. New Hampshire’in kuzeydoğusunda yürütülen çalışma kapsamında 72 bebek test edildi. Araştırmacılar dokuz annenin de sütünün de test edildiğini ve bu annelerden alınan anne sütünün çok düşük konsantrasyonlarda arsenik içerdiğini ifade etti. Dartmouth College yazarı Kathryn Cottingham, çalışmanın amacının anne sütüyle beslenmenin arsenik düzeylerini azalttığını göstermek olduğunu vurgulayarak “Bu anne sütünün en önemli faydası” dedi. Arsenik kansere neden olabilir. Bebek ölümlerine, doğum ağırlığının azalmasına ve beyin gelişimiyle ilgili problemlere yol açabilir. (AFP) Sorular: Suriye’de politika değişikliği? Peki iktidar Suriye politikasını değiştirir mi? Bugün şikâyet ettiği bütün sonuçlarda, Suriye politikasının büyük sorumluluğu olduğunu görür mü? Biz ne yaptık, diye bir başka açılım düşünür mü? Bölgede istikrarın sağlanmasına ağırlığını koyma cesaretini gösterir mi? Türkiye’nin bölgede ağırlığı olabilmesinin tek yolunun bu olduğunu, onlara söyleyen birileri var mı? ABD ile Suriye’yi daha da parçalayıp yok edecek yeni entrikalara hayır der mi? Keşke ama hayır! Ben iktidarın boynunu kasabın bıçağı altına gönüllü olarak yatırdığını görüyorum sadece. Umarım yanılırım. Not: Perşembe yazım, RTE anayasası olasılığı var mı ve mağduriyet tutar mı, üzerine olacak... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle