17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C 24 ŞUBAT 2015 SALI www.cumhuriyet.com.tr Ey Vicdan Neredesin? Genç yaşlarda tanıştığım Rus yazarlarının ve sinemacılarının yoğun vicdan duygusu ve iç hesaplaşma geleneği beni her zaman derinden sarsmıştır. Sadece Ruslar mı, İngiliz edebiyatının büyük ustası Shakespeare, bugün hâlâ geçerliyse bunu, oyunlarındaki inanılmaz iç hesaplaşmalara borçludur. Eski Yunan trajedilerinde de kimsenin yaptığı yanında kalmaz. Günümüze gelirsek, anımsadığımız pek çok film ve kitap, bizi vicdan duygusunu kullanarak yakalar. Nedir bu vicdan duygusu? Nedir vicdan azabı çekmek? Nedir vicdanı rahat olmamak? Hiç kuşkusuz vicdan duygusunun temelinde, herhangi bir başka güç tarafından cezalandırılma korkusu yatar. Örneğin Katolikler, günah çıkararak vicdan duygusundan arınmayı bulduklarından beri son derece rahatlamış olmalılar. Öldür, ırzına geç, işçilerini sömür, kendini beş kuruş için mafya babalarına sat, ama papaza gitmeyi asla unutma. Tanrı kullarının itiraf edilmiş suçlarını bağışlar. Müslümanlıktaysa öyle papaza filan gidilmez. Suç da günah da Tanrı ile kul arasındadır. Ve ne halt edersen et, iki rekat namaz kıldın mı Tanrı seni bağışlar. İnsanoğlu, vicdanın din sayesinde bu kadar kolay temizlendiğini görünce toplum düzenini sürdürmek için ahlak ve adalet duygusunu geliştirmiş, bunları herkesin uyması gereken kurallar haline getirmiştir. Bir düşünün bu dünyanın düzeni sadece insanoğlunun dini inançlarına bırakılsaydı nasıl olurdu? Şimdi pek çoğunuzun bugünkünden beter olmazdı diyeceğini biliyorum. Haklısınız, zaten Papa, Katolikleri kutsayıp günahlarından arındırdı. Müslümanlar da namaz kılıp duruyor, geriye ne kaldı? Rus Ortodokslar mı, onlar da çoktan kendi yazarlarının muhteşem romanlarını okumayı, kendi yönetmenlerinin muhteşem filmlerini seyretmeyi bıraktılar, şimdilerde Rus mafyası dünyaya hâkim olma harekâtına geçmiş Vicdanı hür, ruhu hür. durumda, kim takar vicdan duygusunu? Ama vicdan duygusu ne yaparsanız yapın yüzyıllar boyunca insanı rahat bırakmamıştır. Çünkü doğduğumuz andan itibaren vardır. İnatçıdır, tıpkı intikam, tıpkı iktidar duygusu gibi nesilden nesile geçebilir. Bütün papaz kulübelerine, kılınan namazlara rağmen yaşamını herhangi bir kimlikte, herhangi bir biçimde sürdürebilir ve hiç umulmadık bir zamanda açığa çıkar. Bir gün, Amerika topraklarında yaşayan bir annenin sesine yerleşir ve sessiz yataklarında uyuyan bazı anneleri uyandırır. Çünkü o annenin oğlu, hiç bilinmeyen topraklarda, nedenini asla bilemediği bir savaşta ölmüştür. Annenin sesi, haksızlığın sesidir ve usulca diğer anneleri uyandırır. Bir gün, bir fotoğrafçı Güney Afrika’da akbabaların peşlerinde dolaştığı aç çocukların fotoğrafını çeker ve ardından intihar eder. Ama o fotoğraflar, elden ele dolaşır ve koskoca bir isyanı tetikler. Bir gün, bir küçücük kız çocuğunun bir çalılıkta ırzına geçilir ve onun ölü bedeninin acılı resmi gazetelerde yayımlanır. O gazete haberini gören, okuyan birileri, belki bir yargıç, belki bir öğretim görevlisi, kendi kendiyle hesaplaşır ve ertesi gün pek çok nimeti elinin tersiyle iterek yepyeni bir hayatın peşine düşebilir. Evet, vicdan duygusunu yok etmek için ne kadar çok yol bulunursa bulunsun, insanoğlunun belki de bu en görkemli, en insana yakışır özelliği asla yitmez. Ama yitmemesi yetmez, vicdan duygusu ancak bilgiyle, özenle çoğaltılabilir. Yani dünyanın ve hepimizin işi zor. Bu vicdan duygusu bela bir şeydir, geldi mi gitmez ve insanı yollara düşürür. Düşürsün! HHH Bu yazıyı yıllar önce yazmışım, hiç ama hiç eskimiyor. Bu arada ansızın yapılan Şah Fırat kurtarma operasyonuna değinmek istiyorum. Doğrusu oradaki askerlerin Ürdünlü pilot gibi yakılmadan kurtarılmasına çok sevindim. Ama bütün operasyon bana gene Hollywood filmi “Başkanın Adamları”nı anımsattı. Amerikan başkanı oy yitirmektedir ve adamları Hollywood’un en ünlü film yapımcısına giderek, bir savaş filmi kotarmasını isterler. Kiminle savaşılacaktır; Arnavutluk’la... Yapımcı işe koyulur ve bir süre sonra Amerika milliyetçi sloganlarla titrer. Ve başkan kazanır. Başkanın Adamları yapımcıya bir elçilik teklif ederler ama yapımcı Oscar ister ve ertesi gün evinden cenazesi çıkarılır. İzleyin efendim. Uçtu uçtu ‘Birdman’ uçtu 2015 Oscar ödüllerine Alejandro Inarritu’nun ‘Birdman’ filmi damgasını vurdu Kültür Servisi Önceki gece Los Angeles’tau ‘Birdman’, En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödülleri de dahil 4 Oscar ki Dolby Theatre’da düzenaldı. Favorilerden ‘Boyhood’, Patricia Arquette’e En İyi Yardımcı lenen 87. Oscar ödül töreniKadın Oyuncu Oscar’ını getirmekle yetinirken; ‘Büyük ne Alejandro Gonzalez Inarruti’nin “BirdBudapeşte Oteli’ teknik ağırlıklı 4 ödüle değer görüldü. man” filmi damgasını vurdu. En İyi Film OsMakyaj ve Saç Tasarımı, Hawking’i canlandıran Edcar’ını kazanan En İyi Özgün Müzik ve En die Redmayne ise En İyi Er“Birdman”, İyi Yapım Tasarımı ödülkek Oyuncu ödülünün saInarritu’ya da lerine değer görüldü. hibi oldu. Hawking, En İyi Yönetmen Ödüllerin açıklanmafacebook hesabından ödülünü getirirken, sından önce Oscar’ın paylaştığı notunda, En İyi Özgün Senaren büyük favori“Aferin, Eddie. Seyo ve En İyi Sinemaleri arasında gösninle gurur duyuyoEddie tografi ödüllerini de aldı. terilen Richard rum” dedi. Redmayne Broadway sahnelerinde Linklater’ın “BoyABD’deki insan yeniden saygınlık kazanhoodÇocukluk” filhakları mücadelesimaya çalışan yaşlanmış bir mi, geçen ay Altın Küni konu alan “Selfilm yıldızını hicveden “Birdman”, re ödüllerinde En İyi Drama ve En ma” adlı film de ödül gecesi öncesinde de Oscar’ın İyi Yönetmen ödüllerini almasına En İyi Özgün Şaren büyük favorileri arasındaydı. karşın, Oscar gecesinde düş kırıkkı ödülüyle yetinWes Anderson’ın “Büyük Bulığı yaşadı. “Boyhood”, yalnızca mek zorunda kaldı. dapeşte Oteli” adlı filmi ise büyük Patricia Arquette’e En İyi YarAncak John Legend ödülleri kaçırsa da teknik niteliktedımcı Kadın Oyuncu Oscar’ını geile Common’ın töki dört ödülün sahibi olarak dikkatirmekle yetindi. rende seslendirdikleri ti çekti. “Büyük Budapeşte Ote“Her Şeyin Teorisi” filminde ün“Glory” şarkısı izleyicileri li”, En İyi Kostüm Tasarımı, En İyi lü bilim insanı ve yazar Stephen gözyaşlarına boğdu. Julianne Moore Kırmızı halının devleri Moda endüstrisinin en büyük reklam alanı olan Oscar kırmızı halısı bu yıl risk almayan, gelenekselci modaevleriyle sokak modasına vurgu yapan, yenilikçi tasarımcıların çekişmesine sahne oldu. Kırmızı halıda dünyanın gözünü üzerine çeviren iki isim de bu çekişmenin anahtar oyuncuları oldu. Yakın zamanda doğum yapan, Kayıp Kız filminin başrol oyuncusu Rosamund Pike, Givenchy Haute Couture imzalı, kum saati figürlü dantel elbisesiyle alkışlandı. Bu geleneksel görüntünün tam aksine, dekolteye yoğunlaşan Victoria’s Secret modeli Irina Shayk’ın Atelier Versace imzalı tül kostümü de gecenin en çok konuşulanları arasındaydı. Jennifer Lopez ve Emma Stone başta olmak üzere pek çok isim tarafından tercih edilen Ellie Saab ve Zuhair Murad gibi Ortadoğu’nun ince el işlemeleriyle öne çıkan modacılarına karşı yenilikçi tasarımcıların gövde gösterisi görülmeye değerdi. Ödül töreninde son yıllarda lüks endüstrisi kadar sokak modasını da yönlendiren Saint Laurent markasının ezici üstünlüğü yaşandı. Markanın kreatif direktörü Hedi Slimane’ın elinden çıkan iddiasız, yeni ve eğlenceli elbiseler Grinin 50 Tonu filminin yıldızı Dacota Johnson ve Para Avcısı filminin oyuncusu Margot Robbie’nin üzerinde efsaneleşti. Irina Shayk Sean Penn Alejandro G. Inarruti Sean Penn’in küfrü eleştirildi Meksika asıllı Inarritu, törende, göçmen yasası reformunun geciktirilmesini eleştirdi Kültür Servisi Inarritu, “Bu ödülü Meksika’da yaşayan Meksikalı hemşerilerime ithaf etmek istiyorum. Bu ülkede (ABD) yaşayan bu ülkedeki en son göçmen kuşağı olan Meksikalılara gelince, onların da bu ülkeye daha önce gelen ve bu inanılmaz göçmenler ülkesini inşa edenlerle aynı onur ve saygıyı görmeleri için dua ediyorum” dedi. Inarritu, kendisinden önce geçen yıl En İyi Yönetmen Oscar’ını “Yerçekimi”yle kazanan Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron’a da gönderme yaparak ABD hükümetine esprili bir eleştiride bulundu: “Hükümet belki de gelecek yıl Akademi’ye de bir göçmen kuralı getirir! Üst üste iki yıl Meksikalıların kazanması galiba kuşku verici!” Öte yandan, ünlü oyuncu Sean Penn’in, En İyi Yönetmen ödülünü vermek için çıktığı sahnede, Inarritu için yaptığı “Bu o... çocuğuna yeşil kartı kim verdi!” esprisi tartışmalara neden oldu. Pek çok kişi attıkları tweet’lerde bu espriyi “ırkçı” olarak nitelerken, Inarritu kuliste yaptığı açıklamada, Penn’in esprisini “çok eğlendirici bulduğunu” söyledi. Daha önce “21 Gram” adlı filmde Penn’in yönetmenliğini yapan Inarritu, “Sean ve ben ancak gerçek dostluklarda rastlanabilecek bu tür kaba şakalar yapardık. Ben ‘21 Gram’ı yönetirken, o hep böyle espriler yapar; ben de size burada söyleyemeyeceğim zalim espriler patlatırdım” dedi. 4 Film: “Birdman” 4 Yönetmen: Alejandro G. Inarruti (“Birdman”) 4 Erkek Oyuncu: Eddie Redmayne (“Her Şeyin Teorisi”) 4 Kadın Oyuncu: Julianne Moore (“Still Alice”) 4 Yardımcı Erkek Oyuncu: J. K. Simmons (“Whiplash”) 4 Yardımcı Kadın Oyuncu: Patricia Arquette (“Boyhood Çocukluk”) 4 Uyarlama Senaryo: “The Imitation Game” 4 Özgün Senaryo: “Birdman” 4 Sinematografi: “Birdman” 4 Kostüm Tasarımı: “Büyük Budapeşte Oteli” 4 Yabancı Film: “Ida” (Polonya) 4 Makyaj ve Saç Tasarımı: “Büyük Budapeşte Oteli” 4 En İyi Özgün Müzik: “Büyük Budapeşte Oteli” 4 Yapım Tasarımı: “Büyük Budapeşte Oteli” 4 Şarkı: Glory (“Selma”) ‘Yaratığa dönmüş’ Mesajlar kadınlara Sean Penn’in esprisi Oscar töreninin en çok konuşulan isimlerden biri de 62 yaşındaki John Travolta oldu. İlk olarak basına poz veren Scarlet Johansson’a arkadan sarılan Travolta, sahnede kendisini takdim eden Idina Menzel’le de çok samimi pozlar verdi. Bu iddialı davranışları ve estetikleri nedeniyle Washinton Post gazetesi Travolta için ‘Yaratığa dönmüş’ yorumunu yaptı. Çocukluk filmiyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü almak için sahneye çıkan Patricia Arquette’in gündeminde kadın hakları vardı. Arquette, konuşmasında film sektöründe çalışan kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi gerektiğini ve adil maaş politikası isteğini dile getirdi. Rosamund Pike OSCAR’IN EN İYİLERİ Lady Gaga eçen yıllarda Oscarlarda sıkça kullanılan, vücudu sarıp dizden itibaren bollaşan deniz kızı modeli elbiseler yerini belden kabaran ‘prenses’ modellerine bırakmıştı. Bu modelin en iddialı ve belirgin örneği şarkıcı Lady Gaga’nın Alaia imzalı kostümüydü. G Jennifer Lopez C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle