15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Kasım 2015 EDİTÖR: Serkan Ozan TASARIM: İLKNUR FİLİZ Erdoğan, kabinede ağırlığını koydu. Damadı başta olmak üzere istediği isimleri bakan yaptı. Ekonomi yönetimi, Babacan yerine Şimşek’e verildi umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında günlerdir kabine listesi üzerinde süren pazarlık dün sonuçlandırıldı. Erdoğan, Davutoğlu ile 1 saat 40 dakika süren görüşme sonrasında 64. Hükümet’in Bakanlar Kurulu listesini onayladı. DaEMİNE KAPLAN vutoğlu, “Her bir bakanlık için en az 34 kişi düşündük. Biz Ak Parti grubundan bunun gibi nitelikli 34 kabine daha çıkarabilirdik. Tecrübeli bakanlarımızla yeni bakanlarımızı bir harman haline getidik. Tüm Türkiye’yi kapsayacak bir kabine oldu” diyerek kabine listesini açıkladı. Yeni kabine, Başbakan Yardımcılığı sayısının 4’ten 5’e çıkarılmasıyla bakan sayısı Başbakan hariç 26 oldu. 1 Haziran’dan sonra geçici Bakanlar Kurulu’nda yer alan ve AKP’ye geçip milletvekili seçilen Tuğrul Türkeş ile birlikte Numan Kurtulmuş, Yalçın Akdoğan, Mehmet Şimşek ve Lütfi Elvan Başbakan Yardımcılığı’na getirildi. Kabinenin büyük çoğunluğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği isimlerden oluştu. Davutoğlu’nun uzun süre karşı çıktığı, Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanlığı’na, Süleyman Soylu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na getirildi. Yıldırım, son kongrede Erdoğan’ın istediği MKYK listesine direnen Davutoğlu’na karşı genel başkan adaylığı için delegelerden imza toplanmış, ancak Davutoğlu’nun geri adım atması üzerine kriz çözülmüştü. Erdoğan’ın kabinede yer almasını istediği diğer isimlerden Nurettin Canikli ve Mustafa Şentop kabinede yer almazken, Canikli’nin Davutoğlu ile Erdoğan arasındaki krizin büyümemesi için bakan olmak istemediğini Saray’a ilettiği belirtiliyor. Erdoğan, ismi Adalet Bakanlığı için geçen Mustafa Şentop’un yerine ise bir dönem danışmanlığını yapan ve kendisine çok yakın isimlerden, AKP Genel Başkan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ı tercih etti. Sarayın dediği oldu C Erdoğan, Davutoğlu’nun sunduğu kabine listesini imzaladı. ağır, eski bir pişmanlık, anlamsız bir ayıp gibi boş sözlerin arkasına sığınıyor... Kesik çığlıklar sessiz gözlerinde inatçılığın simgesi oluyor... Varoluşun nedenini bilmiyorsun bir kent cayır cayır yanarken. Günbatımını göremiyorsun o karanlık odanın içinde. Ne toprağın ne de yıldızların kokusunu içine çekebiliyorsun. Bir telaş içindesin, silah sesleriyle irkiliyorsun. Uygarlık tarihinin, çöplüğe atıldığına tanıksın sen yangın yerinde... Yapmak isteyip de yapamadıklarımız, düş kırıklıklarımız, yarım kalmış sevdalarımız... Köktendinci terör, gerçek İslam, hayatın yedi rengi, insan sevgisi... Sorgulamaktan korkuyoruz hayatı, Suriye’de yaşanan kanlı iç savaşı, Rus savaş uçaklarını... Sınırımızı ihlal eden bir Rus savaş uçağını düşürüyor jetlerimiz... Yapılan açıklamalar, Rusya’yla gerginlik, düşürülen Rus uçağının görüntüleri... Neden, niçin soruları... Kaygılarımız... HHH Bir dehşet sarmalının orta yerindeyiz, bilimi, uygarlığı yıkıp atanlar, kin, nefret tohumları ekenlerle birlikte! İnançlar altüst olmuş, kim ne istiyor, kim ne diyor, anlayamıyoruz. Mezhep çatışmalarına bakıyoruz, insanlık tarihinde öğrendiklerimizi anımsıyoruz. Şaşkınız! Sermayeemek çelişkisini görmezden gelirken, patronlar “kahrolsun kapitalizm” diyor biz aval aval bakıyoruz. Eğitimde eşitlik, evrensel hukuk, adalet duygusu, bağımsız yargı... Etik değerlerin ne olduğunu bilmeyen biz, İslamı anlamayan biz! Özgürlüğümüzü bitpazarına çıkaran, müşteri bekleyen, köle zihniyetine teslim olan yine biz... Doğanın canına okuyan, fıstıkçamlarını, gürgen, palamut, zeytin ağaçlarını kesen biz, ovaları yağmalayan yine biz. Her şey tekdüze olmuş hayatın ırmağında, aşklarımız avuçlarımızın içinden yitip gitmiş... Kalplerdeki mutsuzluk, kör terör, kopuk bacaklar, kollar... Ölüler ülkesinde gibiyiz! HHH İnsanlara kıyarken de yüreğimiz titremiyor ağaçlara kıyarken de... haber 5 Fena Halde Leman... S Yıldırım’ın dönüşü Kalkınma Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı’na hem Saray hem de Davutoğlu’nun ılımlı baktığı Cevdet Yılmaz ve Mustafa Elitaş getirildi. Erdoğan’ın daha önce Babacan’la birlikte koordineli olarak çalışan Şimşek’i kabul etmesine karşın ekonomi yönetiminde kontrollü bir sistem kurduğu biçiminde yorumlandı. Bu tercihte, piyasaların hızla bir sert tepki vermesinden duyulan kaygının da etkili olduğu belirtildi. Bir süre sonra ekonomi yönetiminde bazı değişikliklere gidilebileceği de dile getiriliyor. Erdoğan ve Davutoğlu arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı konusunda da sıkıntı yaşandığı kulislere yansımıştı. Davutoğlu’nun, Taner Yıldız’ı istediği, ancak Erdoğan’ın karşı çıktığı dile getirilmişti. Erdoğan, Yıldız’ı bakan yapmadığı gibi damadı Albayrak’ı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na getirdi. Kongre sürecinde Erdoğan’ın belirlediği MKYK’den 11 bakan kabineye girdi. AKP Genel Başkan yardımcıları Bekir Bozdağ, Naci Ağbal ve Mevlüt Çavuşoğlu’nun kabineye girmesiyle MYK’de değişiklik olacak. AKP, hükümetin kurulmasının ardından Meclis takvimini de planladı. Bir değişiklik olmaması durumunda hükümet programı, bugün TBMM Genel Kurulu’nda okunacak. Program üzerindeki görüşmeler cumartesi, güvenoylaması da pazartesi günü yapılacak. l ANKARA AKP hükümetlerinde ilk kez iki kadın bakan yer aldı. ‘Rekor’ ise 3 kadın bakanla Mesut Yılmaz’da AKP için rekor! İki kadın bakan DAMLA YUR Yıldız’ın yerine Albayrak MKYK’den 11 isim Şimşek formülü Davutoğlu, ısrarla ekonominin yönetimini vermek istediği Ali Babacan konusunda Erdoğan’ı aşamadı. Erdoğan’ın bu göreve getirmek istediği damadı Berat Albayrak’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na kaydırılması, Babacan’ın yerine de eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in getirilmesiyle kriz çözüldü. Ekonomi yönetiminin diğer ayaklarından Maliye Bakanlığı’na Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Naci Ağbal, Program bugün hükümette AKP Denizli Millitevekili Güldemet Sarı Çevre ve Şehircilik Bakanı, Adana Milletvekili Sema Ramazanoğlu ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak yer aldı. 13 yıllık AKP iktidarında ilk kez iki kadın hükümete girebildi. Türkiye’nin ilk kadın bakanı 26 Mart 1971 yılında Nihat Erim önderliğinde kurulan 33. hükümete Sağlık ve Sosyal Sema Ramazanoğlu Politikalar Bakanı olarak giren Türkan Akyol’du. Akyol’un ardından 16 yıl boyunca başka kadın bakan olmadı. 16 yılın sonunda Turgut Özal önderliğinde kurulan 46. hüGüldemet Sarı kümette Çalışma Bakanı olarak bir kadın yer aldı. 16 yıllık direnişi kıran kadın bakan İmran Aykut oldu. Aykut 47. ve 48. hükümetlerde de yer aldı. Türkiye’nin ilk ve şu ana kadarki tek kadın Başbakanı Tansu Çiller’in kurduğu 50. hükümette ise Türkan Akyol tek kadın bakan oldu. 64. Rekor ise 6 Mart 1996 yılında Mesut Yılmaz önderliğinde kurulan 53. hükümette kırıldı. Ayfer Yılmaz, İmran Aykut ve Işılay Saygın Cumhuriyet tarihinde ilk defa aynı anda kabinede yer bulan 3 kadın bakan oldu. Yılmaz’ın ardından Necmettin Erbakan önderliğinde kurulan koalisyon hükümetinde de Tansu Çiller başbakan yardımcısı olarak yer alırken Işılay Saygın ve İmren Aykut bakan oldu. AKP’nin tek başına kurduğu 58. hükümette tek kadın Güldal Akşit oldu. Recep Tayyip Erdoğan’ın kurduğu 59. hükümette de tek kadın olarak Nimet Çubukçu yer aldı. Erdoğan’ın 2. hükümeti 60. hükümette ise Aile bakanlığı görevini bir dönem Nimet Baş, bir dönem sonra ise Selma Aliye Kavaf yürüttü. Bu dönemde de aynı anda 2 kadın bakan yer alamadı. Ahmet Davutoğlu’nun önderliğinde 29 Ağustos 2014’de kurulan ve 1 yıl görev yapan kabinede 62. hükümette tek kadın bakan Ayşenur İslam oldu. Seçim hükümetinde ise Ayşen Gürcan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Beril Dedeoğlu Avrupa Birliği Bakanı olarak yer aldı. Özgürlüğün sesine kulaklarımızı tıkamış, dolaşıyoruz sağda solda... Acaba ne istediğimizin farkında mıyız! Gerçek İslamda ağaca kıymak, insana kıymak var mı? Bombalamak, mayınlı tuzak kurmak, kelle koparmak. Yasak! Sansür! Baskı! Tehdit! Bunların İslamla uzaktan yakından ilgisi yok bu çağda... Patronların kapitalizme karşı çıkmalarının ardından Marksistleri kucaklarlarsa hiç şaşırmam! Peki, ya ülkeyi yönetenler? Laikliği, Atatürkçülüğü, yurtseverliği doğrudan “faşizm” diye nitelendirirler sapla samanı karıştırdıkları için. Bilmezler demokrasinin ve özgürlüklerin laiklik temelinde yükseleceğini... Paris katliamının hemen ardından açıklama yapıp, tepkilerini dile getirirler ama Ankara Garı katliamında üç gün boyunca sesleri, solukları duyulmaz. Oysa laikliğin temeli Fransa’da atılmış, Yurttaşlar Bildirgesi tüm dünyaya oradan yayılmıştır. Bugün topal ördeğe benzeyen demokrasimizin temeli olan laiklik (halksal) Mustafa Kemal ve arkadaşlarınca Fransa’dan kopyalanarak Türkiye’de yaşama geçmiştir. HHH 70’li yıllarda komünizme karşı İran’daki “Yeşil Kuşak Projesi” mollalar rejimine dönüşünce, yerini 2 binli yılların başlarında “Ilımlı İslam Projesi”ne bıraktı ama bugün ortaya çıkan fotoğraf içler acısı... Köktendinci terör salt Ortadoğu’da, Kara Afrika’da ortalığı kana bulamıyor laikliğin, demokrasinin, özgürlüklerin boy verdiği Fransa’yı ölüler ülkesine çeviriyor. Sabah sabah Suriye’de Esad rejimine destek veren Rus savaş uçağının hava sahamızı ihlal etmesi... Uçağın vurulup düşmesi iki Rus pilottan birinin öldüğü iddiası... ABD’nin “Biz olaya dahil değiliz” açıklaması... Rusya Devlet Başkanı Putin’in, “Terörün işbirlikçileri tarafından sırtımızdan bıçaklandık” çıkışı... Sözün özü: Ortalık yangın yeri... Attilâ İlhan’ın bir romanı geliyor aklıma: “Fena Halde Leman!” Sahi Leman nerede Leman? ünya ajansları; “Kurulduğu 1949 yılından beri ilk kez bir NATO üyesi Rus savaş uçağını vurdu” diye geçiyordu haberi. Ve biz aynı saatlerde, muhtemelen son yıllarda ülke tarihinin karşılaşacağı en kritik süreçlerde yönetimde olacak 64. Hükümetin bakanlarını öğreniyorduk. Sürpriz yoktu elbet. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan şekillemişti listeyi. Başkanlığa giden yolda kabinede en ufak bir pürüz istemiyordu zira. 1725 Aralık’ta “bağlılığını kanıtlamış” isimler, damadı, AKP’yi kurarken yanında olan aile dostu, gerektiğinde Davutoğlu’na karşı lider adayı hepsi özenle yerleşmişti listeye. D “Çıpa Babacan değil Erdoğan” demişti yani Albayrak açık ve net. Babacan’dan sonra bir “Albayrak Yiğit Bulut” projesi olan “milli ekonomi” söylemi ile “Merkez Bankası’na sözlüfiili” müdahalenin artacağını beklemek şaşırtıcı olmaz. Şimşek’in ve ekonomi bakanlıklarına gelen isimlerin Babacan kadar ekonominin gereği neyse onu yapma ya da Merkez Bankası bağımsızlığını savunma konularında direnç göstereceğini sanmıyorum. Maliye Bakanlığı görevine gelen Naci Ağbal’ın da Erdoğan’a ve damadı Albayrak’a yakın olduğunu vurgulayalım. Damat Albayrak bilfiil ekonomi yönetiminde olmasa da etkisi olacak. Bu arada kabinede Enerji Bakanlığı yapacak. Albayrak ve enerji yan yana geldiğinde Hürriyet Washington Temsilcisi Tolga Tanış’ın “Potus ve Beyefendi” kitabını anmamak olmaz. Tanış, kitapta Powertrans adlı bir şirketinin 2011’de Kürt bölgesindeki petrolü taşıma işini üstlendiğini yazmıştı. Powertrans’ın ve saklanan uluslararası ortaklarının peşine düşen Tanış, Erdoğan’ın damadı Çalık Holding’in o dönemki CEO’su Berat Albayrak’ın da dahil olduğu ilişkiler zincirine ışık tutmuştu. Albayrak kitaptaki iddiaları dava etmiş, ancak Tanış buna sevindiğini söyleyerek “mahkemeye belgelerle geleceğini” söylemişti. Ancak Cumhuriyet damadı savcı “kovuşturmaya gerek olmadığına” karar vermişti. Bu kabineyle Osmanlı döneminde sık rastlanan damatların üst yönetimde görev alması Cumhuriyet döneminde de gerçekleşmiş oldu. Yazıyı son bir detayla bitirmek istiyorum. O da Erdoğan’ın beraber yola çıktığı isimleri uzun bir aradan sonra yeniden AKP’ye ve yönetime dahil etmesi. İlk örnek Meclis Başkanlığı’na seçilen İsmail Kahraman. İkinci örnek kabinede Aile Bakanı yapılan Sema Ramazanoğlu. Kendisi hem Erdoğan ailesinin yakın dostu hem de AKP kurucuları arasındaydı. Ancak parti kurucusu 6 başörtülü adayla birlikte Yargıtay Başsavcılığı’nca haklarında suç duyurusunda bulunulmuştu. Ramazanoğlu 13 yıl sonra bakan olarak kabinede. Ramazanoğlu daha önce aynı görevi üstlenen AKP’li Selma Aliye Kavaf’ın da ablası. Ulaştırma Bakanı yapılan Binali Yıldırım’ın başbakan yardımcılığının son dakikada Davutoğlu tarafından engellendiği de sızan kulisler arasında. Ancak Yıldırım, Davutoğlu’nun iktidarı üzerindeki “Demokles’in kılıcı” olmayı sürdürecek. Başlığı “savaş kabinesi” diye attım. Bunu sadece Rusya ile olası bir savaş olarak okumayın. Bir süredir giderek içine girilen Suriye savaşı olarak da değerlendirin. Ve tabii her ne kadar kabul etmeseler de AKP içindeki güç savaşının başlığı... Yakın eski dostları Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Savaş kabinesi istediği bir site için “gerekirse yasa yapar suç olmaktan çıkarırız, savcıdan korkmayın siz” talimatlarıyla hatırlanıyor. Bu iki isim aynı zamanda “Gülen Cemaati ile iyi mücadele ettikleri” için Erdoğan’ın takdirini kazandılar. Bakanlığında yolu “cemaat”ten geçen tüm isimleri teker teker görevden alan Mehmet Şimşek de ödüllendirildi. Maliye Bakanı idi Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine geldi. Ve piyasaların istediği değil ama beklediği oldu, Ali Babacan’a kabinede yer verilmedi. Sinyali Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak vermişti Sabah gazetesindeki yazısında: “Piyasadaki arkadaşlar şunu gayet sıkı biliyor ki çıpa herhangi bir şahıs değil, bugüne kadar yaşanan tüm zor dönemlerde bile mali disiplinden ödün vermeden aldığı cesur kararlarla ülkeyi bu noktaya getiren sağlam irade oldu. Fakat bu çıpa illa bir kişiyse onun da kim olduğunu sokaktaki vatandaştan bile daha sıkı bilmekteler.” lediği grup toplantısına katılanlar mor fularlar taktı. Yüksekdağ, Türkiye’deki kadına yönelik şiddetin artışına dikkat çekti. HDP’nin Meclis’te bir değil, iki grup kurduğunu söyleyen Yüksekdağ, “HDP Meclis grubu ve kadın grubu. HDP kadın grubu, kadın mücadelesinin aktif bir öznesi olacak” dedi. kadın milletvekilleri ve HDP’NİN KADIN GRUBU HDP’nin kadın partililerin katılımıyla düzen Bağımlı hükümet DP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, kadına yönelik şiddetle mücadele günü dolayısıyla kadın milletvekilleri ve kadın partililerin katılımıyla Meclis’te grup toplantısı düzenledi. HDP grubunu izlemek üzere TBMM’ye gelen partili kadınların “Barış hemen şimdi” yazılı fular takmalarına izin verilmedi. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yüksekdağ, Suriye sınırında düşürülen uçak konusunda siyasi gerilimin yükseldiği süreçte sağduyunun korunmasının çok önemli olduğunu kaydetti. Gerilim siyasetinin hiçbir yarar getirmediğinin görüldüğünü söyleyen Yüksekdağ, hükümetin bölgede gerilimi düşürecek adımlar atması gerektiğine işaret etti. Yük H Teker teker gidelim kritik isimlerin üstünden. 1725 Aralık’tan başlayalım. 26 Aralık 2013’te operasyonun hemen ardından yeni kabinede Adalet Bakanlığı görevine gelmişti Bekir Bozdağ. Ve suçlanan 4 bakanın fezlekelerinin Meclis’e gelmesinin engellenmesi çalışmasından ilerleyen süreçte HSYK’de iktidarın istediği değişiklikleri yapan isim olarak Erdoğan’ın gözüne girmişti. Yeni kabinede aynı görev verildi. Bir diğer isim İçişleri Bakanı Efkan Ala. 2007’den bakan yapılacağı 2013 Aralık’ına kadar Başbakanlık Müsteşarı idi. Operasyon günlerinde gazeteciler için “kapısını kırın alın o adamı” ya da kapanmasını Gülen mücadelecileri sekdağ, “Uçağın düşürülmesi ve onu takip eden gelişmelerin, Suriye politikasında yaşanan birtakım sorunların ve eksikliklerin bir sonucu olduğunu görmemiz gerekiyor” diye konuştu. Yüksekdağ, Demirtaş’a yönelik suikast girişimiyle ilgili hükümetten geçmiş olsun telefonu gelmediğini kaydetti. Yüksekdağ, yeni kabine konusundaki sorular üzerine de hayırlı olması temennisinde bulunarak, “Bu hükümet pek hayırla gelmediği için bu iyi dileklerimizin ne kadar karşılık bulacağından şüpheliyiz. Bu, bir saray kabinesidir. Bu yanıyla da bağımlı ve saraya bağlı hareket etme profili sergiliyor” dedi. l ANKARA Hükümet aramadı C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle