23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 22 Ekim 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Dilek Doğan’ı ‘Karadayı’ vurmuş ığı Ailenin suçlad sı polisin dosya kabarık HİLAL KÖSE 6 BUGÜNE DEK SORUŞTURMA KAYDI OLMAYAN Dilek hakkında, vurulduğu gün soruşturma açıldı rmutlu’da ailesiyle birlikte yaşadığı evde polis kurşunuyla vurulan Dilek Doğan’ın sağlık durumu ciddiyetini koruyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, bugüne dek hakkında hiç bir soruşturma açılmayan Dilek hakkında vurulduğu gün jet hızıyla bir soruşturma başlattığı ortaya çıktı. Doğan’ı vuran polis memurunun kimliği ise henüz savcılıkça tespit edilmedi. Baba Metin Doğan ise polis memurunun kim olduğunu biliyor. O polisin lakabı ‘Karadayı.’ Daha önce birçok kez soruşturma geçirmiş ve işkence suçundan yargılanmış. Doğan ailesinin avukatları dün, Taksim’deki Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenlediler. Kızının sağlık durumu ile ilgili bilgi veren baba Metin Doğan, A tanıyor. İşkence davasından “Doktorlar bugün (dün) uyanyargılanan bir polis, lakabı dırılacağını söyledi. Ancak saKaradayı... İsmi şu an açıklabahleyin bize beyninde ödem mıyoruz, savcılığın tespitini oluştuğu bilgisini verdiler. Elibekliyoruz.” ne, ayağına dokundum. Hiçbir Canlı bomba İbrahim Çuhakarşılık vermedi. Şu an ölüm dar ile fotoğrafta görünen genç tehlikesi var” dedi. Dilek’in Dilek Doğan kızın Dilek olup olmadığını yine ameliyet olabileceğini bilmediklerini de dile getiren belirten avukat Günay Dağ, Timtik, “Terör örgütü lideri Fetpolisin Dilek’i yakın mesafeden ateş hullah Gülen’le el ele fotoğraf çektiren, ederek yaraladığını kaydetti. Başbakan dahil siyasi yetkililer de örO polis tanıdık... güt üyesi mi? Bu mantıkla herkes olaAvukat Ebru Timtik de “Polisle ilgili ğan şüphelidir” diye konuştu. şikâyetimizi sunarken, Dilek hakkında bir soruşturma açıldığını gördük. Tari Yargısız infaz fırsatı ÇHD yöneticisi Onur Şahinkaya da hi ise 18 Ekim. Yani vurulduktan saatişkencenin şekil değiştirdiğini belirler sonra başlatılmış” dedi. Polis hakterek, “Polis artık gözaltına alırken işkında hâlâ hiçbir işlemin yapılmadığıkence yapıyor. Terör operasyonu adıynı söyleyen Timtik, şöyle devam etti: la yargısız infaz fırsatı kolluyor” dedi. “Silahı elinde görevine devam ediyor. Baba Metin Doğan, Dilek’i vuran polisi l İSTANBUL Beyaz Toros’lar bugün binlerce işbaşında Seçmeni tehditle ve korkutmayla iktidar çevresinde kenetleme psikolojik harekâtı, bu kez beyaz Toros kılığına büründü... “Başkan seçilseydi kaos olmazdı” sözünü Sağlık Bakanı dile getirdiğinde dehşete düşmüştüm; bir bakan, iktidarın adamı, siyasetçi nasıl böyle konuşur diye. Hımm, demek ki kaosla bir ilişkiniz var. Sonra benzer tehditler sürdü ve Türkiye 7 Haziran seçimlerinden öncesiyle asla kıyaslanamayacak bir kaotik ortama sürüklendi... Öyle anlaşılıyor ki, bilerek ve isteyerek... Şüphesiz PKK de silahlara sarılarak iktidarın amaçlarına ortak ve destek oldu. Derken Başbakan “beyaz Toros’lar” korkutmacasını ortaya attı: “Ak Parti iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz Toros’lar dolaşacak...” Unutmuştuk, belleğimizden yok olmuştu, çünkü az sayıda failleri bulunmayan infaz olayları olsa bile, yıllardır beyaz Toros’lar olayı gündemden kalkmıştı. O beyaz Toros’lar ile bugün PKK’nin güçlenmesi ve TürkKürt ayrımının, etnisite bölünmesinin, hatta mezhep çatışmalarının ayyuka çıkması arasındaki ilişkiyi o zamanki güç merkezlerinin beyinleri almıyordu. Bunun bedelini hâlâ ödüyoruz. Davutoğlu birden 20 yıl öncesini bugüne çağırdı. Tehdide bakın! İktidarda kalmak için infazlar başlar korkutmacası. Diyelim iktidar olamadınız, diyelim CHP iktidar oldu, beyaz Toros’ları mı devreye sokacak?! Kurmaya mecbur kalacağınız koalisyon hükümetleri mi? MHP ile ortaklığınız mı beyaz Toros’ları gönderecek? Kim, hangi hükümet, açıklama ister. Türkiye zaten iktidarınız altında hafifinden, başka türlüsünden beyaz Toros olaylarını yaşıyor. Havuz medyasının infazları, hedefleri, boyun koparmaları, kemik kırıcıların gazetecilerin üzerine salınmaları, Reee deyince vay Cumhurbaşkanı’nı kastettin, hakaret ettin diyerek neredeyse herke sin mahkemelere çıkartılmaları... İktidara bağlı infazlar yapan Sulh Ceza Mahkemeleri... Ülkenin en büyük yolsuzluk patlamasını, dış düşmanın hükümete darbe girişimi olarak örtbas etme ve bu amaçla büyük düşmanlar yaratma politikaları... Günümüzün en büyük beyaz Toros’u, iktidar sahiplerinde görülen amansız güç zehirlenmesidir. Öyle ki 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını bile korkusuzca çöpe atacak ve seçimleri yenilemeye gidecek kadar demokrasi dışı ve büyük bir güç zehirlenmesi. MGK Suriye ve PKK’yi görüştü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK), Ankara Garı’daki saldırı ele alındı. Bildiride konuya ilişkin, “Milletimizin bir arada yaşama iradesini ortadan kaldırmayı hedefleyen terörist faaliyetler içindeki örgütlerle ve uzantılarıyla mücadelenin aralıksız sürdürüleceğinin altı çizilmiştir” denildi. Paralel yapılanmanın terör örgütleriyle işbirilği yaptığı belirtilen bildiride, mücadelenin çok yönlü sürdürüleceği dile getiridi. Kurul, en kapsamlı değerlendirmesini Suriye’deki gelişmeler üzerine yaptı. Bildiride “Rusya ile İran’ın Suriye’deki rejimle ilgili tutumları değerlendirilmiştir. Bölücü terör örgütünün Suriye’deki uzantılarının da uluslararası alanda terör örgütleri kapsamında tescilinin gerekliliğinin altı çizilmiş, DEAŞ terör örgütüne karşı mücadelenin sürdürüleceği vurgulanmıştır” denildi. Zehirli güç, şimdi beyaz Toros korkutmacasını gündeme sürdü. Bu iktidar döneminde, bir anlamda beyaz Toros’ların zirve yaptığını söyleyebiliriz. Örneğin SilivriErgenekon, Balyoz davaları, korkunç infaz davaları olarak dosyalandı. Kaç kişi haksız infaz cinayetlerine kurban gitti? Kafasına silah sıkan Ali Tatar’ları kim öldürdü? Türkan Saylan, iktidarın beyaz Toros’larıyla infaz edildi, ve daha kimler masumlar, suçsuzlar... Hiçbirinin katili yok ortada... 90’lardaki infazların kurbanlarının Cumartesi Anneleri orada, 2010’ların infazlarının Cumartesi Anneleri de Beşiktaş’ta. Beyaz Toros hiç eksik olmadı. Suruç’taydı! Reyhanlı’daydı, Diyarbakır’daydı... Ve Ankara’da Gar önünde bu kez binlerce beyaz Toros işbaşındaydı... Ve Davutoğlu, bıraksın geçmişle tehdit etmeyi de, kendi iktidarları döneminde, bugün yaşadığımız katliamların beyaz Toros’larına baksın... En büyük beyaz Toros, zehirli güçtür Kaostan beslenme 6 SAAT SÜRDÜ Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yaklaşık 6 saat süren toplantıya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Ahmet Davutoğlu, üye bakanlar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanlarının yanı sıra MİT yetkilileri de katıldı. Felaket, kaos, karışıklık, katliam, cinayet, dış düşman, savaş... Böyle ortamlardan en çok kim yararlanabilir? Millette, AKP iktidar olamadı, kaos ortaya çıktı, duygu ve düşüncesini yaratmaya yönelik bir psikolojik savaş sürdürüyor iktidar. Ortalama, büyük seçmen kitlesi, gerçeği değil, kendisine sunulmak isteneni doğru olarak algılama eğilimindedir. İktidar, Ankara katliamından sonra oylarında yükselmeler olmasının sevinci içinde, anket sonuçlarını birbirine göstererek gülüyor. Sanırım olası bir iki puanlık yükselme tek başına iktidar için yetmeyebilir. Acaba daha kaotik durumların ortaya çıkması gibi felaketler, iktidar sahiplerinin başlarını tavana vurmasına mı vesile olacak? Davutoğlu mektubuna Hollanda’da soruşturma KAYHAN AYHAN Yurtdışındaki vatandaşlar adreslerinin nasıl bulunduğunu soruyor Ş BU AK 19:00 AM MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aşbakan Ahmet Davutoğlu imzasıyla AKP’ye oy istemek için Avrupa’daki seçmenlerin ev adreslerine mektup gönderilmesi tepki çekti. Yurttaşlar adres bilgilerine nasıl ulaşıldığını merak ederken konuyla ilgili birçok şikâyet yapıldı. Hollanda makamları “gizliliğin ihlali” şikâyetleri üzerine soruşturma başlattı. AKP yurtdışı oylarını artırmak için başta Almanya ve Hollanda olmak üzere yurtdışında yaşayan yurttaşların ev adreslerine Davutoğlu imzasıyla mektup gönderdi. Gençlere evlilik desteğinden, dövizli askerlik bedelinin düşürülmesine kadar çeşitli vaatlerin sıralandığı mektuplar büyük tepki çekti. Yasalara göre yargı kararı olmadan yurtdışındaki yurttaşların adres bilgilerinin elde edilmesi mümkün değil. Adreslere hangi kurum tarafından ula B şıldığı bilinmezken hukukçular, Türk seçmenin dava açma hakkı bulunduğunu belirtti. Hollanda’da ana muhalefetteki Sosyalist Parti (SP) konuyu parlamento gündemine taşıdı. Gelen şikâyetler üzerine Hollanda Veri Koruma Kurumu (CBP) soruşturma başlattı. CBP, AKP’nin gizlilik yasasını ihlal ettiğini saptarsa kınama ve uyarı mektubu gönderilecek. Doğan TV Ankara Temsilcisi Hande Fırat Mektup alan birçok seçmen, sosyal medya üzerinden gizli kalması gereken adreslerine nasıl ulaşıldığı sorusunu gündeme getirdi. Yurttaşlar adreslerinin paylaşılmasının özel hayatın gizliliğin ihlali olduğunu belirterek, suç duyurusunda bulundu. Mektubun zarfı üzerinde pul ve damga yer almıyor. Adres bölümünde her alıcı için ayrı bir numara kullanılması da, kimi seçmenler tarafından “fişlenme” olarak değerlendirildi. Yurttaşlar tepkili Uluslararası gazetecilik meslek örgütlerinden Türkiye deklarasyonu Sansür durdurulsun, şiddet cezalandırılsın ma Komitesi’nden Avrupa ve Asya Merkez Programı Araştırma Görevlisi Muzaffar Süleymanov ise “Fiziksel saldırıların cezasız kalması sansürün başka yönüdür. Gazetecilik suç değildir ve suçmuş gibi davranıPatry lamaz” diye konuştu. Sansür İçeriği Komitesi Hukuk Görevlisi Melody Patry de, Türkiye’de gazetecilerin hakaret veya TMY’den tutuklu olduğuna dikkat çekerek, “Şu anda 20’den fazla gazeteci hapiste. Bu kişilerin acilen salıverilmesi çağrısını yapıyorum” dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Kuleli, “Meslektaşlarımız cezaevlerinde, sokaklarda kafalarına silah dayanıyor, televizyonlar karartılıyor” diye konuştu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto da, bazı kanalların dijital platformlardan çıkarıldığını, bazı gazetelere yayından men cezası verildiğini belirterek, “İktidarlar gidecek, gazetecilik kalacak” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet luslararası gazetecilik meslek örgütleri tarafından, Türkiye’de gazetecilerin yaşadığı hak ihlallerine ilişkin deklarasyon yayımlandı. Deklarasyonda, Jogeix Türkiye’de baskı altındaki tüm gazetecilerle dayanışma içinde olunduğu vurgulanarak “gazetecileri işlerini yapmaktan alıkoyan sansür çeşitleri sonlandırılmalı ve gazetecilere, medya kuruluşlarına yönelik saldırılar ciddi ve şeffaf şekilde soruşturmalı, şiddetin önüne geçilmeli” vurgusu yapıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ndeki toplantıda söz alan 19. Madde Program Direktörü David Diaz Jogeix, hakaret yasasının Türkiye’deki sansürün araçlarından biri olduğunu belirterek, “Bu yasa istismar ediliyor. Kaç kişinin Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılandığını söylemeyeceğim. Demokratik toplumda cezai hakaret olamaz” dedi. Gazetecileri Koru U CNN TÜRKKANAL D ORTAK YAYINI ‘‘LİDERLER ÖZEL’’ Terörle mücadeleden Suriye politikasına, ekonomiden 1 Kasım seçimlerine kadar her şey burada konuşuluyor. cnnturk.com/liderlerozel #BahceliyeSoruyorum C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle