19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 22 Ekim 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN 4 aman Yener Memorial Fund”, “Yaman Yener Vakfı” eşi Demet ve kızı Zeynep tarafından Northeastern Üniversitesi’nde mastır ve doktora yapan Türk gençlerine, özellikle de kızlara destek olmak için kurulmuş bir vakıf. HHH Yaman Yener, Northeastern Üniversitesi’nde hocalık ve araştırmacılık yapan büyük bir Türk bilimcisiydi. 2013 yılında sonsuzluğa göçtü... İşte bu vakıf onun adını ve anısını yaşatmak, yaşamı boyunca Türkiye’den gelen öğrencilere gösterdiği yakınlığı ve verdiği desteği sürdürmek için kurulmuş. HHH Ben Prof. Yaman Yener’i ve ailesini Erkut Gömülü’nün başkanı olduğu Türk Kültür Derneği’nin daveti ile konferanslar vermek için gittiğim Boston’da yıllar önce tanıdım... Daha sonra tanışıklığımız yakın bir “Y Yaman Yener Vakfı ve bursu dostluğa dönüştü... Onun sayesinde bir başka müthiş bilimciyi, Gökhan Hotamışlıgil’i de tanıdım. (Belki bir gün onun da adını Nobel’de duyarız!) Ölümünden önceki son konuşmamızda, üniversiteye getirdiği şaşırtıcı bir araştırma projesini (her proje, milyonlarca dolarlık destek demek) anlatmıştı: Yüzeyin altını görebilmek! İnsan derisinden tutun da toprak veya bitki örtüsü dahil, her türlü yüzeyin arkasını, altını görebilme teknolojisini geliştiren bir proje! HHH Yaman Yener eğitime, özellikle kızların eğitimine çok inanan bir hocaydı... Bu nedenle vakfı kuran eşi ve kızı, öğrenci seçilirken, kızların tercih edilmesini de özellikle vurgulamışlar. Burs alacak öğrenciyi Northeastern Üniversitesi Mühendislik Fakültesi belirliyor... Bu yıl ODTÜ makine mühendisliği mezunu Tuğçe Kaşıkçı seçilmiş. Vakfa yolladığı mektupta şöyle diyor: “Umarım bir gün bir parça dahi olsa kendi öğrencilerime Yaman Hoca’mızın bize aşıladığı ne kadar değer verildiğimiz duygusunu aşılayabilirim”. HHH Her burs veren vakıf gibi Yaman Yener Vakfı’nın da kaynak sorunu var... Bugüne kadar konulan fon ve yapılan bağışlarla ancak birkaç yüz bin dolar ecrübeli diplomat ve politikacı (23 24. dönem İstanbul ve Bursa milletvekili) Onur Öymen, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in çok önemli bir konuyu görüşmek için seçimler sonrası oluşacak hükümeti bekleyip onlarla konuşması gerektiğini söylüyor haklı olarak. Sahi, Merkel Türkiye’yi tampon ülke yapmayı müzakere için neden alelacele bu iktidarla görüşmeyi yeğledi? Bunları dişine daha uygun bulduğundan olmasın! Türkiye’yi, tampon ülke konumuna sokacak olan bu yeni düzenleme ile bakıp görelim, neler olacak? Türkiye’de milyonlarca Suriyeliyi barındırmak üzere mülteci kampları kurulacak. Bunların yüzde 20 kadarını Türkiye yapacak, gerisini BM ve AB inşa edecek. Bu sonuncularda kim egemen olacak? Bunların statüleri ne olacak? Yetki uyuşmazlıkları nasıl giderilecek? 1991’in 16 Nisanı’nda Özal’ın kabul kararıyla, Irak’tan yoğun biçimde gelen resmen 460 bin, gerçekte 1 milyondan fazla Kürt mülteci yepyeni sosyal, etnik, siyasal sorunlar doğurmuştu. Uzmanlar PKK’nin gelişmesiyle bu göç arasındaki doğrudan bağlantıya dikkati çekiyorlar. HHH Milyonu aşkın Suriyeli göçmenin gelmesiyle, ülkede yeni sosyal, ekonomik, politik, etnik sorunlar ortaya çıkacak. Türkiye, 1991 yılında gelen, Batılıların yazgılarına sağır kaldığı mültecilere kucağını açmasına, paralar dökmesine karşın kimseye yaranamamış, bir de haksız suçlamaların odağı haline gelmişti. Bu defa da kimseye yaranamayacağımızdan kuşkunuz olmasın! Göçmenleri barındıran tampon ülke olmayı kabul etmemizin bizi Avrupa’ya yaklaştırdığı da doğru değil. Tam tersine Türkiye’nin Avrupa üyeliği daha da hayal olacak. Tamponlar sınır içine alınmazlar, tersine sınır dışında tutulurlar. Fasılların açılışının hızlandırılması konusundaki vaatlere gelince: Almanya müzakerelerde tek başına fasıl açma yetkisine sahip değil. Kıbrıs Rum Kesimi buna karşı olduğunu belirtti. Kaldı ki, fasılların açılması önemli, ama kapanmadıktan sonra anlamı yok. Üstelik müzakerelerin bitiminde her üyenin kabulü şartı da var. Ayrıca 23 faslın açılması konusunda bizzat Erdoğan ne buyurur acaba? HHH Vize konusundaki ağız kalabalığına getirilen yuvarlak vaatlerin tutulacağını sanmak da safdilliktir. Vizesiz dolaşım çok sınırlı kalacaktır. Unutmayalım, AB’nin ve Almanya’nın çabaları dolaşımı kolaylaştırmak değil, güçleştirmek, kimileri için imkânsızlaştırmaktır. Unutmayalım, Suriyeli göçmenler ortaya çıkmadan önce kâbus Türkler ve Türkiye idi. Ve tampon Türkiye uygulamasından sonra ülkenin ağırlaşacak sorunları, burayı da bir göç ülkesi haline dönüştürecektir. Türkiye’nin bir tampon ülke olması, sığınmacılar arasına teröristlerin sızıp odaklanmalarını daha da kolaylaştıracaktır. Bakmayın siz Türkiye’nin geçerli bir tampon bölge olması için güvenlikli ülke olarak ilan edilecek olmasına. O güvenilirlik lafta kalacak, kimseye inandırıcı gelmeyecektir. Türkiye’nin güvenlikli ülke ilan edilmesiyle ortaya yeni bir kavram çıkacaktır. “Kaçınılması, sakınılması gereken güvenlikli ülke.” Ya da Batılıların eskiden kullandıkları deyimle “Bon pour l’orient” (yalnız şark için geçerli) güvenlikli ülke. Bütün bunlara müstahak mıyız? Ne dersiniz? Bak gör neler olacak! T toplanabilmiş... Bu para işletilecek ve onun getirisiyle de burs verilecek. Yaman Yener’in anısını yaşatmak ve Northeastern’da mezuniyet sonrası çalışma yapan kızlara destek olmak isteyenlerin, www.yamanyener.com adresindeki siteye girip bilgi almaları ve vakfa bağış yapmaları çok anlamlı bir davranış olacaktır. Biliyorum, Türkiye’de sermaye sınıfı yeterince gelişmiş değil... Burjuva kültürü ve bilinci ise hiç yerleşmiş değil... İş, eğitime ve bursa filan gelince, zenginlerimizin cebinde akrep vardır! Ama yine de, Aziz Sancar’ın Nobel’i ile övündüğümüz bugünlerde böyle bir yazının işe yarayacağını düşündüm... Dilerim yanılmamışımdır! Dün Ahmet Taner Kışlalı’nın 16 yıl önce öldürüldüğü gündü. Türkiye, bugün de çeşitli hakaretlerle aşağılanan aydınlarını katlederek geldi bugünlere! ERDOĞAN AİLESİNİN ŞİRKETLERİNE AİT ÜÇ AYRI YOLSUZLUK DOSYASINI AÇIKLADILAR HP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eniştesi ve damadının ortak olduğu şirketler üzerinden “milyarlarca dolarlık” kamu zararına yol açan 3 yolsuzluk dosyasını kamuoyuyla paylaştı. CHP Yolsuzlukları Araştırma Birimi Başkanı Erdoğdu’nun açıklamasında ‘Recep Tayyip Erdoğan CHP’den üç bomba C 1 ve ailesinin yolsuzluk iddiahisse devirleri olduğunu öne sürüları ile bağlantısı’ suçlamayor. Erdoğdu’nun iddiasında öne sı yapıldı. Erdoğdu öne sürçıkan isimler ise Erdoğan’ın dadüğü yolsuzluk belgelerinmadı Berat Albayrak, eniştesi Zide Arkgaz, Ar Enerji, CIG Petya İlgen, Remzi Gür, Fatih Baltarol, Ay Yıldız Holding gibi şircı, Fettah Tamince, Cemal KalyonDAMLA YUR ketlerin adının geçtiğini ve socu. Erdoğdu’nun açıklamasına gönucunda Zirve Holding AŞ ile re milyarlarca dolarlık kamu zarasonuçlanan bir dizi şirket kuruluşu ve rı oluşturan “3 dosya” özetle şöyle: ERDOĞDU: DOSYALAR MECLİS’TE DOĞALGAZDA 1.4 MİLYAR DOLAR ZARAR 2 E PUTİN’E NOEL HEDİYESİ: 7.5 milyar dolar zarar le taşıdığı gaz taşıma hakkı SocarBPBOTAŞ ortaklığında kurulan şirkete ortalama 90 dolar birim maliyet üzerinden verilmiş ve 15 yıllık bu anlaşma dolayısıyla yıllık 500 milyon dolar anlaşma dönemi boyunca yaklaşık 7.5 milyar dolar kamu zararı oluşmasına sebep olunmuştur. 2001 yılında Azerbaycan’la yapılan Doğalgaz Alım Anlaşması hükümleri 2010 yılında Enerji Bakanı Taner Yıldız tarafından Türkiye aleyhine değiştirilmiştir. Bu değişim ile “70 doların altına inemez, 120 doların üstüne çıkamaz” maddesi kaldırılmıştır. Değişim sonucu Türkiye’nin 1 buçuk yıl için 1.4 milyar dolar fiyat farkı ödemek zorunda kalması ile sonuçlanmıştır. Bu anlaşma 20 yıllık olup Türkiye doğalgaz fiyatlarına bağlı olarak toplamda 10 milyar dolara yakın zarar ettirilmiştir. Yapılan değişiklikle Türkiye’nin gaz ihraç hakkı da elinden alınmış ve bu durum “Al Yada Öde” koşulu dolayısıyla Türkiye’yi 4 milyar dolara yaklaşan bir yükümlülük altına sokmuştur. Rusya’ya Karadeniz’den geçiş hakkı verilmesi sonucu Türkiye için stratejik önemde olan Nabucco projesi çöpe atılmış ve Putin bu durumu “Türkler Bana Noel Hediyesi Verdi” diye değerlendirmişti. Nabucco projesi sonrası ortaya atılan TANAP projesinde BOTAŞ’ın yurtiçinde 11 dolar maliyet 3 Kürt petrolleri İŞİ ihalesiz damada tir. Bu şirket Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın ortağı olduğu Çalık Şirketi aracılığıyla PowerTrans Şirketi’ne verilmiştir. İki şirketin birbirlerine bağlı olduğu düşünülmektedir. Rus doğalgaz ve petrolünün taşıması ve Kürt petrollerinin taşınması ihalesiz olarak British Virgin Island’da kurulan naylon şirket (shell company) PowerTrans Şirketi’ne verilmiş rdoğdu üç başlık için meclis soruşturma önergeleri verdiklerini belirtirken, 1725 Aralık yolsuzluk soruşturmaları kapatılmasaydı yolsuzluk iddialarıyla ilgili net bilgi sahibi olunabileceğine dikkat çekti. Erdoğan’ın geçen Mart ayında Erdoğdu Balıkesir’de yaptığı “Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir” demecine dikkat çeken Erdoğdu mevcut tabloyu “Türkiye Erdoğan’ın anonim şirketi haline geldi” şeklinde yorumlayarak şunları kaydetti: “Sayıştay raporlarına, uluslararası anlaşmalara, ticaret sicil kayıtlarına ve Savcılık iddianamelerine geçen, milli çıkarlarımızı zedeleyen ve önemli miktarda kamu zararına yol açan bu yolsuzluk işlemleri görüldüğü gibi Erdoğan’ın eniştesi ve damadının ortak olduğu şirketler üzerinden gerçekleştirilmiştir.” Sanki ülke değil Erdoğan şirketi ‘Toros’ tartışması Davutoğlu’nun ‘Beyaz Toros’lar buralarda dolaşacak’ sözleri CHP’den sert bir şekilde eleştirildi. Kılıçdaroğlu bunu ‘şantaj’ olarak yorumladı Yargıdan ‘faili meçhul’e beraat kararı KEMAL GÖKTAŞ TOROSZEDELER KONUŞTU: FIRAT KOZOK ‘Koltuklardaki hilaller orijinal’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Büyük Mabeyn Köşkü’nde geçen hafta sonu gerçekleştirdikleri görüşmeyle bir anda Türkiye’nin gündemine oturan koltuklarla ilgili tartışma sürerken Yıldız Sarayı Müze Müdürü Ali İlker Tepeköy, köşkteki restorasyon çalışmalarının ilgili kurumların denetiminde yapıldığını söyledi. Anadolu Ajansı’na açıklamalarda bulunan Tepeköy, koltuklara “hilal‘ simgesinin sonradan eklendiği yönündeki iddialar konusunda, “Koltukların, Albülhamit dönemindeki fotoğraflarında, hilal sembolü mevcut” açıklamasını yaptı. aşbakan Davutoğlu, partisinin öncesi günkü Van mitinginde, “AKP iktidardan inerse, ya terör çeteleri ya da Beyaz Toros’lar buralarda dolaşacak. Ne terör çetelerine ne de faili meçhullere bir daha ülkeyi bırakmayacağız” demişti. Davutoğlu ile benzer bir açıklamayı da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Dağlıca’daki terör saldırısının ardından 6 Eylül’de ATV’de katıldığı canlı yayında “Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya bir anayasayı inşa edecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok daha farklı olurdu” ifadeleriyle yapmıştı. CHP’nin faili meçhullerin araştırılması için bugüne kadar birçok araştırma önergesi verdiğini anımsatan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bunların AKP tarafından geri çevrildiğini belirterek, “İnsana sormazlar mı bu yaklaşımı? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Faili meçhullerden şikâyet ediyorsan parlamentoda verdiğimiz önergenin gereğini yapardın, oturur adam gi B bi parlamento faili meçhulleri araştırırdı ve Türkiye’nin gündeminden çıkarırdı. ‘Biz gidersek gelir’ diyorlar. Senin zamanındaki faili meçhuller ne olacak? 13 yıldır hiç ses çıkarmıyorsunuz şimdi ayağının altından zemin kayınca aklın başına gelir. Sözlerin bir de şantaj boyutu var. AKP döneminde toplu faili meçhuller var.” CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “AKP hükümetleri, sarayla birlikte eski derin devletin yeni sahibi olmuşlardır. Eski derin devletin bu kirli ilişkilerini deşifre edeceklerine, ortaya çıkarıp yargılayacaklarına ellerinden tutmuşlardır, zaman zaman kullanmışlardır” şeklinde konuştu. CHP Sözcüsü Haluk Koç da, “Beyaz Toros’tan geçelim ticari taksilere gelelim isterseniz. Bugün elini kolunu sallayarak güya takipte olması gereken teröristler Suriye sınırından Kilis’e, oradan Gaziantep’e, oradan Ankara’ya Balgat’ta güzel mükellef bir kahvaltı, ondan sonra Ankara Garı’nın önüne kadar geliyorlar. Korkutarak bir yere varamaz” diye konuştu. l ANKARA Korku ve tehdit Kılıçdaroğlu: Şantaj 37 yaşındaki Halil Alpsoy, 12 Mayıs 1994 gecesi eşi ve 40 günlük bebeğiyle birlikte akraba ziyaretinden dönüyordu. İstanbul Kanarya’daki evinin önünde bekleyen polisler tarafından gözaltına alındı. Eşi itiraz edip bağırınca kimliklerini gösteren polisler “Merak etme, karakola kadar götürüyoruz, yarım saat sonra gelir” dedi. Halil Alpsoy, bindirildiği beyaz Toros ile götürüldü. Ve bir daha evine dönemedi. 18 gün sonra işkenceden tanınmaz Halil Alpsoy hale gelmiş bedeni, ensesinden vurulmuş halde Kırıkkale’de ormanlık bir alanda bulundu. Alpsoy’un oğlu Kenan Alpsoy, Başbakan’ın açıklamalarını şöyle değerlendirdi: “Çok öfkelendim, çok aşağılık bir açıklama... O kadar gerginiz ki... Ben bugüne kadar faillerin yargılandığını görmedim. Babamın faili dahil... Bulamadığımız cenazelerimiz var. Amcam Kasım Alpsoy’u arıyoruz. 22 yıl oldu. Babamız bizim gözümüzdü. Beş tane yetim kardeşiyle ne yapar kör bir insan...” l HİLAL KÖSE /İSTANBUL ‘Çok aşağılık bir açıklama!’ aşbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarıyla yeniden gündeme gelen “Beyaz Toros” simgesiyle ifade edilen faili meçhul cinayetler, gözaltında kayıplar ve yargısız infaz davalarında yargının verdiği beraat kararları dikkat çekiyor. 4 Mardin’de 199294 yılları arasında 13 kişiyi yargısız infaz etmek iddiasıyla yargılanan Musa Çitil, Mayıs 2015’te beraat etti. İddianamede, Derik ilçesinde yüzbaşı rütbesiyle ilçe jandarma komutanı olan Çitil, hakkında 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyordu. Karar Yargıtay’ca onandıktan sonra Çitil, Diyarbakır ili Jandarma Tugay Komutanı oldu. 4 Silopi Görümlü’de 14 Haziran 1993’te 6 köylünün askerlerce zorla kaybedilmesiyle ilgili davada Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı emekli Tuğgeneral Mete Sayar ve 5 subay Temmuz 2015’te beraat etti. Oysa davada dinlenilen 2 askerin mağdur yakınlarının iddialarını destekleyen ifadeleri yer alıyordu. 4 Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 19 Nisan 1995 tarihinde Bolu Dağ Komando Tabur Komutanlığı’nca gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Nezir Tekçi davasının sanıkları olan emekli Albay Ali Osman Akın ile Yarbay Kemal Alkan’a ‘Canavarca hisle adam öldürmek’ suçundan yargılandığı davada Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından beraat kararı verildi. 4 * Son olarak 19931995 yılları arasında Şırnak’ın Cizre ilçesinde öldürülen 21 kişiyle ilgili açılan ve 47 duruşma yapılan davada emekli Albay Cemal Temizöz’ün de aralarında olduğu sanıklarla ilgili davada savcının beraat talep etti. Davada karar 5 Kasım’da açıklanacak. l ANKARA B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle