19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Iş cinayetleri son sürat lgili kurumların açıkladığı veriler, Türkiye’de iş cinayetlerinin dur durak bilmediğini daha doğrusu kimsenin söz konusu cinayetleri durdurmak için etkin çalışmadığını orta 10 EMEK Bolu’da hekimler iş bıraktı DOLAR AVRO FAİZ BORSA Bolu Ruh Sağlığı Hastanesi’nde görev yapan hekimler, performans baskısı nedeniyle yaşanan mağduriyete dikkat çekmek için iki gün iş bıraktı. Hekimler, gelir adaletsizliği ve hak mağduriyetlerinin giderilmesini istedi. EDİTÖR: PINAR YILDIZ CUMHURİYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.9060 0.9 kuruş 3.2950 0.7 kuruş 10.31 0.14 puan 79.882 614 puan 728.82 4.63 kuruş 109.05 70 kuruş TASARIM: SERPİL ÜNAY Perşembe 22 Ekim 2015 İHD İstanbul Şubesi Çalışma Hayatı Komisyonu, İSİG verilerine göre bu yılın ilk 9 ayında bin 317 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini açıkladı. Eylülde ise bu rakam 177 oldu ETUC barış şehitlerini anacak ongre sonrası ilk toplantısını 2627 Ekim tarihlerinde Brüksel’de yapacak Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) söz konusu toplantının ilk maddesini Ankara katliamında yaşamını yitiren barış şehitlerine ayırdı. Kongresini geçen ay sonunda yapan ve Türkiye’den HAKİŞ, DİSK, KESK ve TÜRKİŞ dahil, 40 ülkeden 90’ı aşkın 90 ulusal konfederasyonun katıldığı Olcay ş a t k ETUC’un yönetiminde ü y Bü de yer alan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, Ankara’da olanları ve öncesini birinci ağızdan anlatacak. Katılımcılara bilgi vermek üzere özel olarak davet edilen Beko, toplantıya kapsamlı bir dosya ile katılacak. Konuya ilişkin konuştuğumuz DİSK Başkanı Kani Beko, genel kurulun geçen ay Fransa’da yapıldığını, kendisinin de yönetimde yer aldığını hatırlattıktan sonra haftaya yapılacak ilk toplantıda, ilk gündem maddesinin emek, barış ve demokrasi istedikleri için hayatlarını yiteren emekçilere ayrıldığını anlattı. Beko’nun anlattıklarından anlıyoruz ki, ETUC, iki üyesi KESK ve DİSK’in düzenleyicileri arasında olduğu bir miting öncesi neler yaşandığını, olayların buralara varmasında etkili olan yaklaşımları ve yaşananları merak ediyor ve sessiz kalmak istemiyor. Bu nedenle de Beko, 7 Haziran seçimlerinin ardından özellikle ülkenin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yaşananlar, sivil ölümleri, katliamlar ve özellikle “400 milletvekili çıkarsaydık bütün bunlar olmazdı” yaklaşımı sonrasında yüzlerce insanın yaşamından olmasında nelerin etkili olduğunu dair kapsamlı bir dosya hazırlıyor. Ülkede özellikle emek, barış ve demokrasi temelinde istekler dillendirildikçe ölümlerin yaşanmasının manidar olduğunu anlatan Beko, ziyaret ederek bilgi aldıkları Cizre, Silopi, Mardin, Diyarbakır olaylarını dinlediklerini, 30 yıldır akan kardeş kanının durdurulması için harekete geçtiklerini hatırlattı. Geniş kapsamlı, ülkenin hemen her bölgesinden katılımcıların yer aldığı emek güçlerinin düzenleyeicisi olduğu bir mitingin Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamına dönüşmesinin nedenlerini merak eden ETUC delegasyonuna, ülkede yaşananlar tek tek anlatılacak. Ankara’da yaşamlarını yitiren barış şehitleri için saygı duruşu ile başlayacak ETUC toplantısında, bilgilendirmelerin ardından, bir anma ve protesto etkinliği de düzenlenecek. İ ya koydu. İHD İstanbul Şubesi Çalışma Hayatı Komisyonu İSİG verilerine göre bu yılın ilk 9 ayında bin 317 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini açıkladı. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çalışma Hayatı Komisyonu, çalışma yaşamındaki hak ihlalleri ve iş cinayetlerine ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. İstanbul Şube binasında yapılan basın toplantısında konuşan komisyon üyesi Osman Özkan, çalışma yaşamında sendikasız, sigortasız, ucuz, güvencesiz, düşük ücretle, sağlıksız ve demokratik olmayan kölelik koşullarında çalışma, işten atılma ve iş cinayetleri şeklinde hak ihlalleri ve insanlık dışı uygulamaların yaşandığını belirtti. İş cinayetlerinin kader olmadığını vurgulayan Özkan, bir işçinin sürekli olarak “Acaba işyerinde bir ‘kaza’da ölmeden evime dönebilir miyim?” endi 10’u kadın şesiyle yaşamasının insan hakkı ihlali olduğunu vurguladı. Her ay bir önceki aydan fazla iş cinayetinin yaşandığını belirten Özkan, İş Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre, eylülde en az 177 işçinin, 2015 yılının ilk 9 ayında ise 1317 işçinin yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Bu işçilerden 10’unun kadın olduğunu belirten Özkan, “Savaşlarda görülebilecek dehşet verici bu kara tablo ne yazık ki Türkiye’deki çalışma hayatında yaşanıyor. Bu ülkede çalışarak yaşamak, savaşarak yaşamaktan daha risklidir” dedi. Türkiye’nin iş cinayetlerinde dünyada 3. sırada, Avrupa’da ise 1. sırada yer aldığını hatırlatan Özkan, iş cinayetlerinden siyasi iktidarın sorumlu olduğunu söyledi. Özkan, siyasi iktidarı, çalışma barışının sağlanması ve iş cinayetlerinin önlenmesi için taraf olarak imzaladığı uluslararası sözleşmelerin yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdı. K Meclis personeli sendikalı olacak Anayasa Mahkemesi, sendika özgürlüğüne bir kapı daha açtı. Meclis personelinin sendikalara üye olmasını yasaklayan yasayı iptal etti MUSTAFA ÇAKIR argı sendika özgürlüğüne bir kapı daha açtı. Anayasa Mahkemesi, TBMM çalışanlarının sendika kurmalarını ve sendikalara üye olmalarını yasaklayan yasa maddesini oybirliğiyle iptal etti. Mahkemenin kararı ile Meclis çalışanlarına sendika yolu açıldı. Böylece Meclis personeli haklarını almak için üye olacakları sendikanın kararı doğrultusunda greve çıkarak, TBMM çalışmalarını da durdurabilecek. Ankara 2. İş Mahkemesi açılan bir davada yasanın TBMM personelinin de sendika kurmaları ve üye olmalarını yasaklayan maddesini anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, sendika hakkının, de Y mokratik toplumun temeli olan örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olduğuna dikkat çekti. Sendika hakkının çalışanlara, bireysel ve ortak çıkarlarını korumak amacıyla bir araya gelerek örgütlenebilme serbestisi getirdiğine işaret eden mahkeme, bu niteliğiyle de örgütlenme özgürlüğü kapsamında yer aldığını vurguladı. Mahkeme bu gerekçelerle yasanın TBMM personeline sendika yasağı getiren maddesini anayasaya aykırı bularak oybirliğiyle iptal etti. Böylece bundan böyle TBMM personeli de sendikalara üye olabilecek. Sendika kurabilecek. Sendikalarının alacağı karar doğrultusunda iş bırakma ve grev de yapabilecek. Grev yapan personel TBMM’deki çalışmaları da durdurabilecek. l ANKARA Yöneticilerin yüzde 23’ü iş görüşmelerinde kadın adaylarla mutlaka çocuk planlarını konuşuyor Çalışan anneler bir kez daha kreş istedi şirketlerin ne kadar ikiyüzlü olduğunu ortaya koydu. Buna göre, her ne kadar şirketlerin yüzde 91’i kendini annebaba dostu olarak görse de sadece yüzde 2’si kreş için maddi yardım veriyor. Nutricia Anne Bebek Beslenmesi’nin yaptırdığı araştırmaya göre anneler hemen hemen tüm destek fikirlerini beğense de ilk beş sırada şu istekler ön plana çıkıyor: “Şirketin yakın bir kreşle anlaşıp bakım hizmeti sağlaması (yüzde 97), şirketin kendi bünyesinde kreş açması (yüzde 97), 1 yıl süren günde 1.5 saatlik süt iznini 2 yıla çıkarmak (yüzde 96), 16 haftalık yasal doğum iznini 24 haftaya çıkarmak (yüzde 95), kreş için aylık annelere dönük Çalışan yapılan bir araştırma, 150 TL maddi destek (yüzde 95).” Yöneticiler ise en çok doğum hediyesi ve kreş için aylık 150 TL desteği karşılanabilir bir maliyet olarak görüyor. Haftada 4 gün çalışmayla süt izninin uzatılması da yöneticilerin yarısı tarafından makul bir maliyet olarak değerlendiriliyor. Kreşle ilgili hizmetler ise maliyet açısından kabul edilir bulunmuyor. çok kadın çalışanı olan işyerlerinde, 06 yaşındaki çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun kurulması zorunlu. Yurt, işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamakla yükümlü. Barış istendi ölüm geldi Etkinlik yapılacak Santa Farma’ya işgal İSK’e bağlı Nakliyatİş Sendikası’na üye oldukları için Santa Farma’da iştaen atılan 16 işçinin direnişi 50. gününde. Nakliyatİş Sendikası bugün Santa Farma Genel Müdürlüğü’nü işgal etti. Topkapı’da bulunan genel müdürlük önünde 50 gün Kreş zorunlu Anneler endişeli D dür direnişte olan Santa Farma işçileri işe geri alınmaları talebiyle binayı işgal etti. Aralarında Nakliyatİş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’nun da bulunduğu işçiler, işe alınıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini ifade etti. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre 100’den fazla kadın işçi çalıştıran işyerlerinde emzirme odası olmalı. 150’den fazla kadın çalışanı varsa işyerinin 0 66 aylık çocuklar için kreş açma zorunluluğu bulunuyor. Aynı kanunun 13. maddesine göre 150’den Araştırmaya göre kadınların yüzde 43’ü işe dönüşle ilgili endişe yaşıyor. Özel sektörde bu oran uzun çalışma saatleriyle bağlantılı olarak yüzde 46’ya yükseliyor. Annelerin yüzde 62’si yasal süt iznini kullanabiliyor. Bu oran beyaz yakalarda daha fazlayken mavi yakalarda düşüyor. Lufthansa’da kabin görevlileri grev hazırlığında eçen hafta salı yazımda “Küreselleşmeyle oluşan ekonomik düzen, 2007 mali krizinde sürdürülebilirliğini kaybetti” diyordum. Geçen hafta İsviçre bankası, Credit Suisse yıllık servet raporunu (Global Wealth Report 2015) yayımladı. Raporu okurken, bu “sürdürülemezliğin” diğer boyutlarına da değinmek gerektiğini düşündüm. Credit Suisse’in servet raporu, hane reisi bireylerin sahip olduğu mali, gayrimenkul ve diğer maddi varlıklarını hesaba katıyor, borçları dışarıda bırakıyor. Bu hesaba göre küresel varlıkların toplam değeri 250 trilyon doları buluyor. Rapor bu 250 trilyon doların yüzde 50’sinin bu bireylerin yüzde 1’inin mülkiyetinde olduğunu gösteriyor. Raporda yer alan servet dağılımı piramidi grafiği, en üst yüzde 8.1’lik kesimin toplam servetin yüzde 84.6’sına sahip olduğunu gösteriyor. Piramit, bu bireylerin yüzde 71’ini oluşturan 3.4 milyar insanın payına toplam servetin yalnızca yüzde 3’ünün düştüğünü ortaya koyuyor. Piramidin en üst dilimdeki 34 milyon hane reisi bireyin içinde servetlerinin büyüklüğü 50 milyon doları aşan 123.800 kişi var (rapor üst sınırı belirtmiyor). Cre G Yüzde 1 ve yüzde 50 Düzen sürdürülebilirliğini kaybetti dit Suisse bunların gerçek bir mali aristokrasi oluşturduğuna işaret ediyor. Rapordaki bir başka grafik, dolar milyonerlerinin ülkelere göre dağılımını sergiliyor. Dünya nüfusunun yüzde beşinden daha az bir kısmını kapsayan ABD’de dünya dolar milyonerlerinin yüzde 46’sı yaşıyor. Bu oran İngiltere’de yüzde 7, Almanya’da yüzde 5, Çin’de yüzde 4. Rapora göre, 2008’de mali kriz başladığından bu yana gelir dağılımı bozulmaya devam etmiş. Rapor 201415 döneminde Hong Kong, Çin, ABD ve Suudi Arabistan’dakilerin serveti artarken geri kalan ülkelerdeki bireylerin servetinin ği görülüyor. gerilediğini ortaya koyuyor. Bu gerilemenin büyüklüğünü ülkelere, en azdan en çoğa göre sıraya koyan grafikte, Türkiye sondan beşinci sırada yer alıyor. Raporda, dünyanın çeşitli bölgelerinde medyan servetin yıllık gelişmesini sergileyen grafik, 2008’den bu yana ABD ve Çin dışında tüm bölgelerde bir gerilemeye işaret ediyor. Buna karşılık bir başka grafikte, en üst yüzde 1, yüzde 5, yüzde 10 dilimlerin mali varlıklar içindeki payının 2008’den bu yana arttığı, en hızlı artışın en üst yüzde 1’lik kesimin payında gerçekleşti Özetle Credit Suisse raporu, adeta inanılmaz, sürdürülemez bir gelir dağılımı bozukluğunu, bu bozukluğun 2008’den bu yana daha da ilerlediğini, en zengin kesimin mali varlıklar içinde payının, dolayısıyla, artdeğer üretmek yerine üretileni paylaşan bir asalaklığın sürekli arttığını gösteriyor. Bu noktadan kalkarak bu asalaklığı olanaklı kılan mali piyasalara, öncelikle de türev piyasalarına baktığımızda, yi 691 trilyon 77 trilyon ne karşımıza sürdürülemez, korkutucu bir görüntü çıkıyor. OTC (borsada denetlenmeden gerçekleştirilen) türevlerin piyasaları 2014 yılında 691 trilyon dolar civarında, borsada gerçekleştirilen Futures (gelecek) ve Opsiyon piyasalarının değeri de 2015 ortasında 62 trilyon dolar civarında görünüyor. Böylece toplam türev piyasalarının büyüklüğünün 753 trilyon dolar olduğunu söyleyebiliriz. Bu piyasaları ayakta tutacak dayanaklara ilişkin iki göstergeden biri bence Credit Suisse raporunda belirtilen 250 trilyon dolar toplam servet. İkincisi ve daha önemlisiyse küresel ekonominin toplam çıktısı. Bu ise 2014 yılında 7075 trilyon dolar civarında duruyor. Öyleyse, bir tarafta, en üst yüzde 1’i taşımaya çalışan bir gelir piramidi. Onun karşısında 70 trilyonluk dünya ekonomisi ve 250 trilyonluk bireysel servetin üzerinde durmaya çalışan 753 trilyonluk bir spekülatif piyasa piramidi. Geçen şubat ayında Financial Times, dünya ekonomisindeki toplam borcun 57 trilyon dolar artarak 200 trilyona, dünya hasılasının neredeyse 2.5 katına ulaştığını aktarıyordu. Sizce bu dengesizlikler birinci durumda toplumsal krizlere, ikinci durumda da yeni, daha şiddetli bir mali krize yol açmadan daha ne kadar sürdürülebilir? Bu yıl 2 bin Avro ödemeyi vaat eden Lufthansa, 2013’te işe girenlere 2016 ve 2017’den itibaren yüzde 1.7 zam teklifi yaptı. ufthansa’da pilotların düzenlediği grevlerin ardından şimdi de uçuş kabin görevlileri iş bırakma eylemlerine hazırlanıyor. Kabin görevlilerini temsil eden Bağımsız Uçuş Görevlileri Kuruluşu (Ufo) yaklaşık iki senedir Lufthansa ile sürdürdüğü görüşmelerin bir önceki gün başarısız olduğunu açıkladı. Alman Haber Ajansı’na konuşan Ufo Başkanı Nicoley Baublies bundan sonraki senaryonun grev olduğunu ve yoğun bir şekilde hazırlandıklarını açıkladı. Kokpit Birliği (VC) Sözcüsü Markus Wahl de pilotlar sendikası olarak Ufo ile konuşmaya hazır olduklarını bildirdi. Söz konusu teklifte Lufthansa, 19 bin uçuş kabin görevlisine uzun seneler çalıştığı zaman daha fazla emeklilik maaşı alma imkânı sunuyor. L C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle