19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 Mehmet Şimşek DOLAR AVRO FAİZ BORSA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 2.9230 1.9 kuruş TASARIM: SERPİL ÜNAY 3.3240 3 kuruş 10.85 0.05 puan 79.300 86 puan 730.14 9.926 lira 109.25 1.5 lira EDİTÖR: PELİN ÜNKER Salı 13 Ekim 2015 Şimşek muhalefet gibi konuştu aliye Bakanı Mehmet Şimşek, Doğu ve Güneydoğu’daki şiddet sarmalının, ikliminin etkilerinin çok derin olacağını belirterek “Çünkü Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde inanılmaz ekonomik toparlanma, heyecan, yatırım, istihdam ve umut vardı. Şimdi sadece korku, şiddet, baskı iklimi var. Terör örgütü olarak M empoze edilen şiddet ikliminin etkileri büyük olacak. Şikayetler alıyorum, Doğu ve Güneydoğu’ya kimse vadeli mal satmak, sigorta şirketleri sigorta yapmak istemiyor. Turizm durma noktasına geldi” dedi. Şimşek, şiddetin, terörün en büyük yansımasının bölge halkına olduğunu vurgulayarak şöye devam etti: “90’lı yıllara dönmeye rek, terörle mücadeleyi hukuk içerisinde yaparak, kamu düzeni en iyi şekilde işlediğinde tekrar o fırsatlar, ekonomik faaliyetler hız kazanacak. Hukuk devleti içerisinde terörle çok güçlü mücadele edeceğiz ama bölgeye yatırımlar, çözüm süreci iradesi devam edecek.” 20162018 dönemine ilişkin yayımlanan Orta Vadeli Program’da temel ekonomik göstergelerde değişikliğe gidilmesine ilişkin ise Şimşek, “Bu rakamların aşağı doğru revize edilmesi sadece Türkiye’ye özgü değil. Yakın dönemde IMF küresel ekonomiye ilişkin tahminlerini yayımladı ve gelişen bütün ülkelere ilişkin tahminlerini aşağı doğru revize etti” dedi. l Ekonomi Servisi Çöküyor, çöküş giderek hızlanıyor üreselleşmeyle oluşan ekonomik “düzen” (kriz yönetme modeli) 2007 mali krizinde sürdürülebilirliğini kaybetti. Bu küresel düzen “uzun durgunluk” içinde çökmeye başladı. Hafta sonu Lima’da yapılan IMF Dünya Bankası toplantısının öncesinde ve sonrasında yoğunlaşan tartışmalar, yorumlar, toplantıda dile getirilen analizler, çöküşün giderek hızlandığını, daha da vahim olanı, gidişi durduracak olası önlemlerin gündeme gelemediğini, daha doğrusu ekonomileri tutsak almış mali sermayenin engeline takıldığını gösteriyordu. Pazar günü, The Guardian yazarlarından Will Hutton, İngiltere Merkez Bankası Baş Ekonomisi Anday Haldane’nin, artık krizin üçüncü, en tehlikeli, ve hiçbir çıkış umudu vermeyen aşamasına gelindiğine ilişkin saptamalarını aktarıyordu. Haldane’e göre krizin I. aşaması 20072008 arasında öncelikle ABD ve İngiltere’de yaşandı. Bir önceki on yılın, kredi balonunun desteklediği “sahte refah” bankaların bu kredileri geri alamayacaklarını fark ettikleri noktada bitti. Para hızla banka sisteminden çıkmaya başladı. Yalnızca İngiltere’de banka sistemini ayakta tutabilmek için 1 trilyon sterlinden fazla devlet yardımı devreye sokuldu. Krizin II. aşaması 201012 arasında Avrupa’da yaşandı. Avrupa’da kredilerin gerçeklikle uyumlu olmayan varsayımlarla bol keseden dağıtıldığı, ülkelerin riskleri arasında büyük farklar olduğu ortaya çıkınca, yine para banka sisteminden kaçmaya başladı. Banka sisteminin çöküşü Avrupa Merkez Bankası’nın olağanüstü müdahaleleriyle önlenebildi. Yükün büyük kısmı Portekiz, Yunanistan ve İrlanda’nın üzerine yıkıldı. Haldane, şimdi krizin III. aşamasının, bu tür önlemler almaya uygun kurumsal ve mali güçten yoksun, banka sistemi çok kırılgan Türkiye, Brezilya, Malezya, Çin gibi yükselen piyasalar ekonomilerinde yaşanmaya başladığını söylüyor. Krizin ilk iki aşamasında merkez ülkelerden kaçan sermaye özellikle 201013 arasında yükselen piyasalara doluştu. Buralarda gerçekte altı boş, kredi balonuna, inşaat sektörü balonuna dayalı bir ekonomik büyüme yaşandı. Şimdi bu büyümenin sonuna gelindi. Hızla düşen emtia fiyatları, ABD faizlerinin artma olasılığı, Çin ekonomisinin resmen açıklanandan daha düşük büyümekte olmasına ilişkin kaygılar, sermayenin, geçen hafta aktardığım ölçülerde yeniden merkeze dönmeye başlamasına yol açtı. Şimdi bu altı boş olan büyüme gerçeğiyle yüz yüzeyiz. Yeni bir mali kriz ve resesyon olasılığı gündeme oturuyor. MIT bütçesine doping Katliamlarda etkin bilgi akışı sağlayamadığı eleştirilerine hedef olan MİT, 2016 bütçesinde payını yüzde 36 artırdı. MİT’e bütçeden 1.6 milyar lira verilecek Haziran seçimleMit bütçesinde son ri sonrası çözüm 10 yılda artış yüzde sürecinin buzdo419’u buldu. 2006’da labına konulması, ar315 milyon 439 bin tan terör saldırıları ve olan bütçe bu yıl 1.5 Diyarbakır’dan bu yana PELİN milyarı aştı. HükümeÜNKER art arda yaşanan katlitin hazırladığı 2016amların ardından 2016 2018 Orta Vadeli Mayılında güvenlik tedbirli Plan’da (OVMP) yer alan lerine ayrılan bütçedeki artış 2016 yılı bütçe ödenek teklif dikkat çekti. En çarpıcı artış tavanlarına göre, MİT bütçesi ise failleri hala bulunamayan geçen yıla oranla yüzde 36.3 katliamlarda etkin bilgi akıartırıldı. Geçen yılki OVMP’de şı sağlayamamakla suçlanan 2016 için MİT’e ayrılan bütçe Milli İstihbarat Teşkilatı’na 1 milyar 200 milyon 562 bin (MİT) ait bütçede yapıldı. liraydı. Bu yıl 2016 bütçesi 1 MİT bütçesi, Başbakanlık, milyar 636 milyon 803 bin liTBMM, Afet Yönetim Başraya çıkarıldı. Özetle bütçekanlığı, Enerji Bakanlığı ile de 436 milyon 241 bin lira arKalkınma Bakanlığı bütçeletış yaşandı. Bu artış da büyük rini solladı. 1 milyar 682 mil oranla sermaye giderleri kayon liralık Ekonomi Bakanleminden kaynaklandı. Yani lığı bütçesi ile de neredeyse MİT yatırımlarını artıracak. denk hale geldi. Çözüm sürecinin buzdolabı K Krizin III. aşaması 7 na konulması da bütçede etkisini gösterdi. Jandarma Genel Komutanlığı’nın bütçesi yüzde 15.7 yükseltilerek 6 milyar 985 milyon 776 bin liradan, 8 milyar 84 milyon 47 bin liraya çıkarıldı. Milli Savunma Bakanlığı’nın yüzde 7 artırılarak 26 milyar 117 milyon 530 bin liraya yükseltilirken, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ayrılan yüzde 6.4 artışla 20 milyar lirayı geçti. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bütçesi de yüzde 5 artışla 25 milyon 702 bin liraya çıktı. İç İşleri Bakanlığı bütçesi 4.5 milyar lirayı aşarken, Adalet Bakanlığı bütçesi yüzde 15.3 artışla 9 milyar 406 milyon 619 bin liraya çıkarıldı. Buzdolabı etkisi Dikkat çekici bir diğer artış da Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bütçesinde yapıldı. Göç İdaresi’nin bütçesi yüzde 31.8 artırılarak 205 milyon 614 bin liradan 271 milyon 20 bin liraya yükseltildi. Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısı resmi rakamlara göre 2 milyona dayanmış durumda. Tüm bakanlıkların bütçesinde artış görülürken Enerji Bakanlığı bütçesindeki düşüş ise dikkat çekti. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı bütçesi 1 milyar 554 milyon 725 bin liradan 926 milyon 671 bin liraya indirildi. Türkiye’nin en büyük gider kalemine sahip kurumlarından Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi ise 6 milyar 223 milyon 63 bin liradan 6 milyar 482 milyon 979 bin liraya yükseltildi. ÖDEnEkTE ASlAn PAyI MAlİyE’nİn Bütçe ödeneklerinde en fazla pay ayrılan ilk 3 idare, bu yıl da değişmedi. Maliye Bakanlığı’na 131 milyar 177 milyon lira ödenek ayrıldı. Milli eğitim Bakanlığı, 74 milyar 419 milyon lira ödenek tavanı ile ikinci sırada yer alırken, faiz ödemeleri nedeniyle Hazine Müsteşarlığının da bütçesi yüksek tutularak 70 milyar 811 milyon lira oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na 28 milyar 431 milyon lira, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na 24 milyar 242 milyon lira ayrıldı. BD faiz artışlarına ilişkin iyimserlikle geçen haftayı dolar karşısında yüzde 5’e yakın değer kazancı ile tamamlayan TL, Ankara’da cumartesi sabahı meydana gelen patlamanın güvenlik endişelerini tetiklemesiyle, dün gelişen ülke para birimleri arasında dolar karşısında değer kaybeden nadir para birimlerinden biri oldu. Gelişen ülke para birimleri dolar karşısındayüzde 0.1 ila yüzde 1 arasında değer kazancı yaşarken TL yüzde 0.2 değer kaybetti. Bankacılar gelişen para birimlerinden negatif ayrışmanın nedenin seçim öncesi Ankara’daki patlama ile artan güvenlik endişeleri olduğunu belirttiler. Cumayı 2.91’den tamamlayan dolar, patlama sonrası ilk işlemlerde 2.9625’e kadar yükseldi. Dolar yeniden yükseldi A Seçimden sonrası da belirsiz Seçimin potansiyel olarak ekonomide aksaklıklara yol açacak istikrarsızlık ve belirsizliklerle geçen yeni bir dönem başlatabileceği belirtildi Ülkedeki büyüme ve işsizlik gibi yapısal sorunların seçim sonrasında da uzunca bir süre devam edeceği belirtildi. çeride artan terör olayları, yüksek kur ve politik belirsizlik, yurtdışında Fed’in faiz artırma süreci, Çin’deki yavaşlama ve jeopolitik riskler, seçim sonrası ortaya çıkacak tablo ne olursa olsun kolay kolay ortadan kalkacak gibi görünmüyor. Gerek Goldman Sachs gerek Fortune dergisi tarafından yapılan analizlere göre ülke ekonomisi için pek çok risk varlığını korumaya devam edecek. Fortuna Türkiye tarafından hazırlanan dosyaya göre, dünya ekonomisi sonbahara zorlu koşullarda girerken, Türkiye kendi iç sorunlarının da etkisiyle bu süreçten daha fazla yara alıyor. Haberdeki senaryoya göre, 1 Kasım’da seçim yapılır ancak, sandıktan hükümet kuracak çoğunluğu hiçbir parti elde edemez. Yine koalisyon kurulamaz ve üçüncü seçim için yol görünür. Tekrar siyasi belirsizliğin hakim olacağı bir ortamda Fed’in de aralıkta faiz artırması tansiyonu artırır. Bu tabloda analistler dolar tahmini yapmakta zorlanıyor. 3.40 TL’ler telaffuz ediliyor. Risklerin sıralandığı habere göre, düşen emtia fiyatları, enerjide yurtdışına bağımlı Türkiye’nin maliyetlerini azaltabilirdi. Ancak cari açıkta beklenen iyileşme olmadı. Kurlardaki artış dizginlenemezse, enflasyon hedeflerini tutturmak zorlaşacak. Türk Lirası’nda yüzde 1’lik değer kaybının enflasyonu 15 baz puan yükselttiğini gösteriyor. Politik belirsizliğin sürmesi yabancı fonları satışa geçirebilir. l Ekonomi Servisi İ Üç sorun çıkış yok diyor... Turizm ilk kez eksiye düştü ürkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, turizmde son 25 yılda her yıl çift haneli büyüme kaydeden Türkiye’nin ilk defa 2015’i eksiyle kapatacağını, kaybın 5 milyar doların üzerinde olacağını söyledi. Suriye’de yaşanan kriz, Ukrayna ile Rusya arasındaki sürtüşme ve son 56 ayda Türkiye’de yaşananların kendilerini olumsuz etkilediğini belirten Ayık, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinden gelen turist sayısında bu yıl yüzde 25’ler civarında kayıp yaşandığını bildirdi. Orta Avrupa pazarında yüzde 9 civarında artış sağlamalarına rağmen Rusya pazarındaki kaybı telafi edemediklerini anlatan Ayık, bu yıl yüzde 5’lik bir kayıp öngördüklerini, bunun da 2 milyon turist olduğunu söyledi. Ayık, Antalya’da bu yılın 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre 550 bin civarında turist kaybı yaşadıklarını söyledi. l Ekonomi Servisi T Krizin üçüncü dalgası başladı oldman Sachs, yedi yıl önce ABD gayrimenkul sektörü ve yatırım bankacılığında yaşanan çöküş ile birlikte başlayan krizin üçüncü dalgasının başladığına işaret etti. Goldman Sachs analistleri tarafından yayımlanan notta, krizin üçünca dalgasının, dibe vuran emtia fiyatları, Çin ile diğer gelişmekte olan ülkelerdeki yavaşlama ve dünya genelindeki düşük enflasyon ile G şekillendiğine dikkat çektiler. Business Insider’ın haberinde, ilk iki dalgayı bankacılık sistemindeki çöküş ve Avrupa’daki borç krizi olarak tanımlayan analistlere göre, üçüncü dalganın kaynağı ilk iki krize cevap niteliğinde. Kuruma göre, merkez bankaları her iki krize de düşük faiz silahıyla yanıt verdi ve yatırımcıları Çin gibi gelişmekte olan ülkere borç vertomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, geçen sene ile bu sene arasındaki parite farkı nedeniyle ihracatta kaybın 2.3 milyar doları bulduğunu, kaybın yıl sonunda 3 milyar dolara çıkacağını açıkladı. mesi konusunda destekledi. Papılan değerlendirmede “Tahvil getirilerinin sıfıra yaklaşması ve politika faizlerinin tarihi düşük seviyede seyretmesiyle olayların sıradışı bileşimi, kısmen deflasyonist baskıların büyümeye devam etmesi durumunda finansal getirilerin uzun vadede sürdürülebilirliği konusunda endişelerin artmasına neden oldu” denildi. l Ekonomi Servisi Parite farkı nedeniyle ihracat düşüyormuş gibi bir algı ortaya çıktığını belirten Sabuncu, “Biz bunu kendi içimizde hesapladık. Parite böyle düşmeseydi, 9 aylık otomotiv ihracatında 2.3 milyar dolar daha yukarıda bir rakam ortaya çıkardı. Yani 15.4 milyar dolar, 17.7 milyar dolar Bu noktada, üç kaygı verici sorun yeni bir mali kriz başladığında, krizin içinden çıkma olasılığının son derecede zayıf olacağını düşündürüyor. Birincisi bir belirsizlikle ilgili: Harvard’dan Carmen Reinhart, yükselen piyasalar, ekonomik yavaşlama, cari açık, bütçe açıkları, kaldıraçlı yatırımlarda artış, nihayet sermaye çıkışı gibi, mali krizlerin tipik işaretlerini sergiliyorlar ama bir sorun daha var diyor: Gizli borçlar. Çeşitli bilanço oyunlarıyla, yolsuzluklarla ilişkili gizli borçlar, çoğu kez artık çok geç olana kadar dikkat çekmiyor. O noktada mali kriz beklenenden daha büyük boyutlarda patlak veriyor. Bu sorun, birçok ülkeyi etkilemekle birlikte çapı itibarıyla en kaygı verici ülke Çin. Bu sorun ortaya çıktığında Çin devletinin soruna müdahale biçimleri hemen herkesi etkileme kapasitesine sahip. İkinci sorun ise siyasi istikrarsızlıkla, risk algısıyla ilgili. İlk elde, akla Brezilya ve Türkiye geliyor. Türkiye, sonuçları ne olursa olsun bir istikrar vaat etmeyen bir genel seçimlere gidiyor. Tam bu sırada, ülkenin siyasi yaşamında çatışmalar öne çıkıyor, ülkeyi kökünden sarsan bir canlı bomba saldırısı başkentte yüzden fazla insanın canını alıyor. İlk veriler Suruç’tan sonra, yine IŞİD’i, dolayısıyla bu belanın ülke toprağına geldiğini düşündürüyor. Üçüncü sorun çözümsüzlükle ilgili. Dünya ekonomisinde deflasyon ortamı devam ederken, yeni bir küresel (merkezi ve çevreyi aynı anda kapsayan) resesyon hızla gelişirken merkez bankalarının elindeki araçlar, Lawrence Summers’in vurguladığı gibi, tamamen tükenmiş durumda... Bu kapitalizm, büyük bir çöküş yaşamadan bu krizden çıkacak gibi görünmüyor. VW Çin’de de geri çağırıyor Dizel araçlarda emisyonu düşük gösterdiği ortaya çıkan Volkswagen, Çin’deki 1950 aracı geri çağıracağını duyurdu. Çin, Volkswagen’in satış hacmi bakımından en büyük pazarını oluşturuyor. Öte yandan, Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği, Volkswagen skandalı nedeniyle Avrupa’da emisyon testlerinin sıkılaştırılmasının dizel araçları pahalı hale getireceğini, üreticilerin dizel araçtan vazgeçebileceğini duyurdu. Otomotivde O 2.3 milyar dolarlık kayıp yaşandı olurdu. Yüzde 4.5’lik artış olurdu” dedi. Öte yandan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, OVP’ye göre yılın tamamı için ihracat hedefinin 143 milyar dolara, 2016 için de 150 milyar dolara revize edildiğini belirtti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle