19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 12 Ekim 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK ‘Suruç soruşturması daha çok seçim görür’ 20 Temmuz’daki katliamla ilgili üç ayda ilerleme kaydedilemedi. Avukat Uçar, ‘Soruşturmayı savcı değil Emniyet yürütüyor; dosya savcıda yok’ diyor nkara’daki bomnuni zorunluluk oldubalı saldırının ğunu hatırlattıklarınDiyarbakır ve da ise savcının “Dosya Suruç’taki bombalı salEmniyet’ten daha badırılarla benzer yönlena gelmedi ki size vereri tartışılırken Suruç’ta yim” dediğini aktardı. KEMAL 33 kişinin hayatını kayUçar, saldırıda hayaGÖKTAŞ bettiği saldırıyla ilgili sotını kaybedenlere ait ruşturmada skandallar cep telefonu, çanta, giybitmiyor. Soruşturmayı yürüten si gibi hiçbir şekilde delil olasavcı İhsan Güngör’ün kendile mayacak kişisel eşyaların kenrine “Bu dosya daha çok seçim dilerine verilmesi taleplerinin görür” dediğini aktaran avukat de “delil olabilecekleri” gerekSezin Uçar, dosyanın savcıda çesiyle reddedildiğini söyledi. değil Emniyet’te olduğunu öğUçar, savcıya soruşturmanın rendiklerini söyledi. “Seçime kadar biter mi” diye Suruç için Adalet Platforsorduklarını, savcının ise kenmu adına geçen cuma günü sodilerine “Bu dosya daha çok seruşturmayı yürüten Şanlıurfa çim görür” karşılığını verdiğiCumhuriyet Savcısı İhsan Gün ni belirtti. gör ile görüşen avukat Sezin Uçar, Suruç’ta katliamın olUçar’dan çarpıcı bir iddia gelduğu gün yayın yasağı getirildidi. Avukat Uçar, geçen ay savğini ve hemen ardından da doscılığa verdikleri soruşturma ile ya için gizlilik kararı alındığını ilgili taleplerini içeren dilekhatırlatarak “Şimdi Ankara’daçe ile ilgili görüştükleri savcı ki saldırıda da ilk iş yayın yasaGüngör’ün “gizlilik kararı oldu ğı getirilmesi oldu. Suruç’ta fağu gerekçesiyle” herhangi bir iller yakalansaydı Ankara’dabilgi veya belge veremeyeceğini ki saldırı yaşanmayabilirdi” söylediğini anlattı. dedi. Bu arada Suruç katliamında hayatını kaybedenlerSavcı Güngör’ün “Taleplerin den İsmet Şeker’in üzerinde hepsini karşıladım, gerekli yaKobane’ye götürülmek üzezışmaları yaptım ama size hiçre toplanan 28 bin TL tutarınbir belge gösteremem” dediğidaki yardım parasının da kayni belirten Uçar, kısıtlama kabolduğu iddia edildi. rarı olsa bile bazı belgelerin lANKARA kendilerine verilmesinin kaDergide, intihar eylemleri yapan IŞİD militanı Türklerin fotoğraflarına da yer verildi. 4 Nobel Ödülü dersleri... ir bilim insanımız, Prof. Dr. Aziz Sancar kimya dalında Nobel ödülünü iki meslektaşıyla paylaştı. Değerli kardeşim Orhan Bursalı haklı bir coşkulu sevinçle, süreci izleyen yakın bir dostu olarak konuyu bize aktardı. Bu olaydan duyulan haklı gururu yaşadığımız zaman bile ibret vericidir. Ülkemizin gündemine bakarsak iç açıcı hiçbir olay yaşamadığımız ortadadır. Koalisyon kurulmasını engelleyerek ülkeyi yeniden seçime götüren Cumhurbaşkanı Japonya’dadır. Başbakan seçim gezilerindedir. Terör yeniden can almaya başlamış, ülke kan gölüne dönmüştür. Ülke gene siyasal iktidar eliyle ayrışmış, TürkKürt ayrımı, SünniAlevi ayrımı, dindar olan olmayan ayrımı ülkeyi bölmeyi sürdürmektedir. Bu ayrımdan seçimde yararlanmak isteyen iktidar stratejisi, her türlü seçim hilesine açık bir durum yaratmaktadır. Ülkenin dış politikası gene siyasal iktidar elinde iflas etmiş, dünya devlerinin arasında sıkışmış duruma düşmüştür. Şimdi, bu ortamda “İşte bir Türk Nobel aldı” diye havalara zıplayacak yerde, bu olayı doğru okumanın zamanıdır. Ders 1: Nobel ödülünü bir bilim insanımız almıştır. Burada “Türk” kimliğiyle övüneceğimiz yerde bilimin safsataya üstünlüğünü görmeliyiz. “Dünya insanı” kimliğini kendi ait oluşumuzun üstüne çıkarmalıyız. “Hac” sırasında yaşanan kazada kaç kişinin öldüğü önemlidir. Türk hacıları azdı diye sevinmek insanlık düşüncesine uymaz. “Filanca uçak kazasında Türk yolcu var mıydı?” diye araştırmak da öyledir. Aziz Sancar bu ödülü “bilim insanı” olarak almıştır. Ülkemizde bilimin durumunu sorgulamamız gerekir. Ders 2: Prof. Dr. Aziz Sancar, 1947 yılından beri Amerika’dadır. Orada çalışmaktadır. Çalışmalarını orada sürdürmüştür. Acaba Aziz Sancar Türkiye’de olsaydı şu anda ne yapıyor olacaktı? Bizim akademisyenlerimiz ne durumdadır? Nasıl desteklenmektedir? Üniversitelerimiz ne durumdadır? Üniversite rektörlerini iktidar yandaşı yapmaya uğraşmanın dışında bir ilgi duyulmakta mıdır? Yeni üniversite açmakla övünenler, üniversitelerde neler yapıldığını merak etmekte midirler? Ders 3: Nobel ödüllü bilim insanımız Prof. Dr. Aziz Sancar’ın anne babasının okuma yazma bilmediği açıklanıyor. Bu konu bize Köy Enstitüleri’nin serüvenini açıklamıyor mu? Eğer Köy Enstitüleri köy ağalarının kentteki uzantıları tarafından kapatılmasaydı, Türkiye bugünkü Türkiye mi olurdu? Kesinlikle olmazdı. Daha aydınlık, daha uygar, daha çağdaş bir Türkiye’miz olurdu. Köy Enstitülerini kapattık, imam hatip okullarını açtık. Öğretmenin yerine imam geçti. Bilim yerine dualarla yolumuzu aradık. Ama Nobel Ödülü’nü bilim aldı. Ders budur. Ders 4: Aziz Sancar çalışkan bir öğrenci olmuş. Disiplinle çalışmış. Amerika’daki çalışmalarını da aynı disiplinle yürütmüş. Kırk yıl azimle bıkmadan usanmadan çalışmış. DNA’nın kendini onarma mekanizmasını bulmuş. Bu elbette bir ekip çalışmasıdır ama Aziz Hoca kendi payına büyük bir iş yapmış. Buradaki ders, bugün eğitimini bitirip ya patron ya CEO olmak isteyen gençlerimiz için de yaşamsal önemdedir. Yükseliş, azimle, disiplinle, çalışarak elde edilir. Ders 5: Alain de Button, yeni kitabı “Haberler”de bir haberin nasıl okunması gerektiğini çok iyi anlatıyor. Okunmasını öneririm. Olaylara bakış kültürümüzün temel yanlışı “sonuçlara sevinmek ya da üzülmek”tir. Bu bakış açısı kültürümüzün defektidir. Eğer sonuçlara bakmak yerine “nedenleri anlamak” yolunu seçsek olaylardan yararlı sonuçlar çıkarabiliriz. Sonuca sevinmek (ya da üzülmek) yerine “süreci anlamak, süreci analiz etmek” yolunu seçersek rastgele yaşamak yerine bilinçli yaşam yolunda bir adım atabiliriz. Yapabilir miyiz acaba? Yapan yapar. Yapamayan bakar. Son ders de budur. A KONYA AA Katliam protestolarına sert müdahale nkara’da yaşanan katliam yurtta ve dünyada düzenlenen gösterilerle protesto edildi. İstanbul’da ‘TAYAD’lı Aileler” Taksim Meydanı’nda “Ankara’da katleden AKP’dir” pankartı açtı. Polis göstericileri yakapaça gözaltına aldı. İzmir’de Basmane Meydanı’nda yürümek isteyen grup polis engeliyle karşılaştı. Talatpaşa Caddesi’ni trafiğe kapatan grubu polis, basınçlı suyla grubu dağıttı. 66 kişi gözaltına alındı. Muğla’da Sınırsızlık Meydanı’nda yürüyüşe geçen gruba polis, TOMA, gaz bombası ve plastik mermilerle müdahale etti. Çok sayıda kişi gözaltına alındı. Edirne’de AKP Edirne İl Başkanlığı binasına yürümek isteyen gruba polis izin vermedi. Diyarbakır’da Sur ilçesine yürümek isteyen gruba polis müdahale etti. Başkentteki katliamı İngiltere’nin başkenti Londra’da ve Avusturya’nın başkenti Viyana’da binlerce kişi eylemlerle protesto etti. B A 5 ilde gözaltına alınan IŞİD’cilere kelepçe yok Ankara’da emek örgütlerinin düzenlediği Barış Mitingi’ne yönelik saldırının ardından dün sabaha karşı Konya, Adana, Şanlıurfa, İzmir ve Antalya’da terör örgütü IŞİD’e yönelik eşzamanlı operasyonlar gerçekleştirildi. Aralarında Adana sorumlusunun da olduğu 44 kişinin gözaltına alındığı açıklandı. Gözaltına alınanlara kelepçe takılmaması dikkat çekti. Konya’da belirlenen adreslere yapılan baskında 1’i kadın 14 kişi gözaltına alındı. Adana’da ise polis, terör örgütünün sözde cihat bölgesi olarak adlandırdığı Suriye’ye gitmek üzere gelen yabancı ülke vatandaşlarına ev kiralayan ve Adana sorumlusu olduğu belirtilen İ.Ç. isimli bir kişiyi gözaltına aldı. Daha önce de gözaltına alınan ve Emniyet’teki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen İ.Ç. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şanlıurfa’da, IŞİD üyesi olduğu öne sürülen 14 kişi gözaltına alınırken, evlerdeki aramalarda bazı malzemelere el konuldu. İzmir’deki operasyonda 7 kişi gözaltına alındı. Antalya’da ise IŞİD üyesi olduğu iddia edilen 8 kişi gözaltına alındı. Zanlıların, Irak ve Suriye’deki IŞİD militanlarıyla sürekli irtibat halinde oldukları belirlendi. ŞINDA 22 YA GELDİĞİ İÇİN IR BARIŞ RA’DA AĞ A ANK RALANDI YA Uğur Mumcu da bombanın hedefi oldu Uğur Mumcu’nun katledilişine çok üzülen Şahin ailesi, kısa süre sonra doğan oğullarına Mumcu’nun adını vermiş. Anne ‘Oğlum da onun gibi bombanın hedefi oldu” diyor SELDA GÜNEYSU IŞİD dergisi saldırının sinyalini vermiş nkara’daki bombalı saldırıda IŞİD üzeride durulurken, örgütün Kostantiniyye dergisinin 3. sayısından intihar saldırılarıyla ilgili yazıların olduğu ortaya çıktı.‘ İslam Devleti AlHayat Medya Merkezi’ tarafından hazırlanan derginin, 15 Eylül’de PDF formatında çıkan son sayısında, istişhadi operasyonların yani intihar eylemlerinin caizliği ve fazileti kapağa taşındı. Dergide, intihar eylemlerine ilişkin yazıda şu ifadeler yer aldı: “Bir müslümanın çok sayıdaki kafirlerin içine, helak olacağını bildiği halde tek başına onlara saldırması caizdir. Onların günümüzdeki bu ameliyeleri bilmemelerinin sebebi; bu amelin yeni bir amel oluşu değil, bi A 15 Eylül’de çıkan derginin kapağı. lakis günümüzdeki teknoloji, patlayıcı, silah ve tekniklerin o günde olmadığındandır.” umune Hastanesi’nin Acil Servisi’nin önü... Ortada bir masa. Etrafında sandalyeler. Masanın üstünde kağıtlar. Acının isimleri yazıyor üstünde. Şehir dışından gelenler önce o masaya geliyor. İsim arıyor. Yaşıyor mu yaşıyorsa durumu nedir, hangi serviste... “Ne yazık ki ölenlerin yaralananların çoğu erken saatte şehir dışından gelenler” diyor masadaki genç adam. Patlamanın hemen ardından buraya gelmişler ve irtibatı sağlamaya çalışıyorlar. Arada bir ellerindeki megafonla anonslar yapıyorlar... Diğer hastanelerle de irtibat halindeler. Acil kafeterya yazan bölüme yürüyorum. Orada da aileler bekliyor. Yüzlerinde derin endişe. Kafeteryada üst üste yığılmış sular, bisküvi, kolonya, hasta malzemeleri. Bir de plastik çiçekler. Camda bir ilan. “Ankara dışından gelip kalacak yeri olmayanlar 24 saat arayabilir.” Bu büyük Karanlığın içinde bir dayanışma ışığı. Yağmur başlıyor.. Akşa N Anne Şahin “Oğlum ağır yaralandı, ameliyatlar geçirdi, şimdi iyi” dedi. müstü 17.30 da... Bir araç geliyor içinden battaniyeler çıkıyor. Gece soğuk olur diye. Bu kadar çok insanın olduğu yerde devletin de çayıyla çorbasıyla olması hastane önündekilere destek olması gerekmez mi? Kimse yok. Ama olsun halkın dayanışması çok. Numune Hastanesinde tedavi görenlerden biri de 22 yaşındaki Uğur Mumcu Şahin... Ankara’daki eylem için Malatya’dan gelmiş. Gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun 24 Ocak 1993’te katledildiği sırada annesi de Uğur’a hamileymiş. Mumcu’nun katledilmesinden çok kısa bir süre sonra 14 Şubat 1993’de dünyaya gelince ailesi, oğullarının adını ‘Uğur Mumcu’ koymaya karar vermişler. Anne Şahin şöyle anlatıyor: “Uğur, önceki gün barış demek için Ankara’ya gelmişti. Patlamada ağır yaralandı, ameliyatlar geçirdi. Şu anda sağlık durumu iyi çok şükür, sağlık durumunun iyi olmasına seviniyoruz. Uğur Mumcu’nun katledilmesine o kadar çok üzülmüştük ki adını oğlumuzla yaşatmak istedik. Uğur Mumcu bombaların hedefi oldu. Oğlum da dün bombalı saldırıda yaralandı. Ne diyeyim ki...” l ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle