28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 12 Ekim 2015 12 Öfkeyi oya dönüştürmek azının başlığını bulmadan tek satır bile yazamam. İyi mi, kötü mü bilmem ama artık değiştirilemez bir alışkanlık bu. Yazıya başlık bulup koydum mu, yazının yarısını bitirmişim demektir. Okumakta olduğunuz Tırmık’a başlarken epey zorlandım. Başlıkta “Öfkeyi oya dönüştürmek” mi demeli, yoksa “Size seçimi engelletmeyeceğiz” demek daha mı doğru olacak? Sonunda seçimi engellemek isteyenleri engelleme görevinin Selahattin Demirtaş ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun sırtında olduğuna karar verdim ve okuduğunuz başlığı seçtim. Devamı kolay geliyor. Şimdilik hafif ama gitgide yükselen ateş, şiddetli nezleye rağmen kolay geliyor. Ben hünerli olduğum için değil, o taşkın öfke hâlâ olanca diriliği ile bilincimizde dört döndüğü için. Taşkın öfke dedim… Aklı iteleyen; öteleyen değil, tersine aklı kışkırtan bir öfke… Ateşkesi kalıcı barışa dönüştürecek; ırzına geçilmiş hukuk sistemini eskisinden de güçlü ve adil bir sisteme dönüştürecek yolları bulması için aklı ateşleyecek bir öfke… 1 Kasım’da, değersiz değerlerini herkesin değeri kılmaya kalkışan bir haddini bilmeze haddini bildirecek bir öfke… Ankara Garı önünde yitirdiğimiz kardeşlerimizle, çocuklarımızla, arkadaşlarımızla, ağabeylerimizle bizleri 1 Kasım’da sandık başında buluşturacak bir öfke… Atalarımız “Öfke baldan tatlıdır” mı demiş? Kulak asmayın, bize baldan tatlı ama kör bir öfke değil, buluşlu, bilişli, hünerli bir aklı tutuşturacak bir öfke gerek ve o öfke dünden beri bilincimizin derinliklerinde fır dönüyor. Doymak bilmez bir iktidar tutkusuna hastalıklı bir bağımlılık kazanmış, iktidarı da bitip tükenmez bir vurgun, soygun olanağı olarak gören zihniyete, 1 Kasım’ı bir karabasan’a dönüştürecek bir öfke… Kestirmeden söyleyeyim: 10 Ekim’deki “Kanlı Cumartesi”nin yarattığı öfkeyi 1 Kasım’da “oy”a dönüştürmek yükümündeyiz. Kendimiz için, çocuklarımız için ve ille de 10 Ekim günü Ankara Garı önünde yitirdiklerimiz için… HHH Hafiften başlamış ancak gitgide tırmanan ateş ve mendil paketleri tükettiren şiddetli nezle “Yazarımız sağlık nedenleri ile bugünkü yazısını yazamamıştır” duyurusu ile günü kurtarabilirdi. Ama bu güç bela yazılan, öfkesi ağır basan yazı bir, tek bir okurun aklını çelecek, 1 Kasım’da mutlaka sandık başına gitmesine sebep olacaksa… 1 Kasım’da “Nasıl olsa 7 Haziran sonuçlara tekrarlanacak” deyip evinden çıkmayacak bir, tek bir tembel seçmeni dürtükleyebilecekse… Hukuku iyiden iyiye yok ederek, yargı erkinin kilit yerlerini parti ocağına çevirerek, yetmezse canlı ya da cansız ama kalleş mi kalleş bombalarla cankırımlar düzenleyerek seçimi istedikleri sonucu verecek bir kepazeliğe çevirmek, olmazsa seçimi yaptırmamak hesabında olanlara karşı bir, tek bir okuru bile “Size seçimi engelletmeyeceğiz” diye kükretecekse bu Tırmık işe yaramış, epey yükselmiş ateşe ve azgın nezleye rağmen iyi ki yazılmış demektir… BARIŞ KURBANLARINI ANMAK DA ZOR 3 günlük yas ilan eden hükümet, halkın kendi yasını tutmasına izin vermedi. Patlamanın yaşandığı yere karanfil bırakmak için yola çıkan katılımcılar polis tarafından engellendi nkara’daki bombalı saldırıda yaşamını yitirenler, Sıhhiye Meydanı’nda düzenlenen anma etkinliğiyle Başkent’ten uğurlandı. “Barış mitingi”nin düzenleyicisi DİSK, KESK, TMMOB, TTB yöneticileri ile HDP Eşbaşkanlarının da kaSİNAN TARTANOĞLU tıldığı anma etkinliğinde öfke hükümete ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’aydı. Patlamanın yaşandığı yere karanfil bırakmak için yola çıkan katılımcılar polis tarafından engellendi. Başbakanlık Koordinasyon Merkezi ölü sayısının 97 olduğunu belirtirken anma etkinliğine katılan Selahattin Demirtaş ölü sayısını 128 olarak açıkladı. Ankara’da yüzlerce yurttaş, önceki günkü bombalı katliamdan 24 saat sonra aynı yerde, aynı saatte anma töreni düzenlemek istedi. Karanfillerle, yitirdiklerini anmak için gelenleri 2 ayrı bölgede TOMA ve çevik kuvvet polisleri durdurdu. Halk, polise “Bombacı elini kolunu sallayarak giriyor. Biz anmak için giremiyoruz. Kimi kimden koruyorsun?” diye tepki gösterdi. Bir yurttaşın, devletin patlamadan sonra 3 günlük yas ilan etmesini anımsatarak, “Ne biçim yas bu. Böyle yas mı olur? Yasımızı polis mi tutacak” demesi dikkat çekti. EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 13 Y A 26 dakikayla kurtuldular 11 üyesini kaybeden CHP Gençlik Kolları, buluşma saatini 10.30 olarak belirledi, erken gelenler katliama kurban gitti emokrasi Emek ve Barış platformunun düzenleyeceği barış yürüyüşü için günler öncesinden hazırlıklara başlayan CHP Gençlik Kolları, miting öncesi buluşma yerini tren garı, buluşma saati ise 10.30 olarak belirledi. Ancak sabah erken saatlerde Ankara’ya gelen Malatya il gençlik kolları üyeleri, buluşma saatini beklemeden gara yöneldi. HeyetFIRAT te 18 isim vardı. Bunlardan KOZOK 3’ü su ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamak için bir an gruptan ayrıldı. Tam o an patlama yaşandı. Malatya’dan gelen 18 kişinin 11’i can verdi, 4’ü de ağır yaralandı. CHP Gençlik Kolları Başkanı İrfan İnanç Yıldız, “11 arkadaşımızı kaybettik. Üzüntümüz, acımız çok büyük. Örgütsel anlamda en fazla kaybı olan örgütlerden biri durumundayız” dedi. Önümüzdeki günlerde çok daha geniş kapsamlı bir boykot çağrısı yapacaklarını vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu: “Arkadaşlarımızı uğurladıktan sonra Ankara’da geniş bir eylem çağrısında bulunacağız. Tüm Türkiye’deki gençlik örgütlerimizle Ankara’ya geleceğiz. Düzenleyeceğimiz eyleme farklı gençlik örgütleri de katılacak. Barışa olan inancımızı yi Saldırıda yitirdiklerimiz n Ersin Adsız n Hakan Dursun Akalın n Yusuf Akdağ n Eren Akın n Rıdvan Akgül n Gökhan Akman n Sabri Alman n Gözde Arslan n Tekin Arslan n İbrahim Atılgan n Veysel Atılgan n Gülbahar Aydeniz n Emin Aydemir n Canberk Bakış n Nizamettin Bağcı n Osman Turan Bozacı n Meryem Bulut n Uygar Coşkun n Nilgün Çeliv n Başak Sidar Çevik n Leyla Çiçek n Mehmet Tevfik Dalgıç n Gökmen Dalmaç n Firdevs Tat Dalmaz n Ayşe Deniz n Feyyaz Deniz n Muhammet Demir n Dicle Deli n Yunus Derici n Günay Doğan n Gülhan Elmascan n Yılmaz Elmascan n Osman Erbasan n Emine Ercan n Vedat Erkan n Fatma Esen n Orhan Işıktaş n İdil Güneyi n Elif Kanlıoğlu n Mehmet Zakir Karabulut n Fatma Karakurt n Aycan Kaya n Mehmet Ali Kılıç n İsmail Kızılçay n Dilaver Kahraman n Şirin Kılıçalp n Hacı Kıvrak n Ali Kitapçı n Berna Koç n Binali Korkmaz n Çetin Kürklü n Metin Kürklü n Mesut Mak n Ebru Mavi n Kübra Meltem Mollaoğlu n Aziz Onat n Kasım Otur n Selim Örs n Vahdettin Özgan n Sevgi Öztekin n Bilgen Parlak n Metin Peşman n Hasan Sancalı n Dilan Sarıkaya n Ziya Saygın n Nevzat Sayhan n Fevzi Sert n Onur Tan n Umut Tan n Metin Tesmen n Korkmaz Tetik n Sarıgül Tüylü n Abdülkadir Uyan n Ali Deniz Uzatmaz n Sezen Vurmaz n Resul Yanar n Seyhan Yaylagül D CENAZELERE İZİN ÇIKMADI Patlamada yaşamlarını yitirenler için sol yumruklar havada, 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Polis, Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemleri tamamlanan ve ailelerine teslim edilen cenazelerin araçlarla Sıhhiye Meydanı’na getirilmesine izin vermedi. GAZETECİ İLHAN TAŞCI YAŞADIKLARINI YAZDI Sayıyla mı öldürdünüz Alanın diğer tarafında kurulan polis barikatının önünde de gerginlik yaşandı. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, gerginliğin aşılması için Başbakan ve İçişleri Bakanı ile görüştü. Görüşme sırasında aralarında milletvekillerinin de olduğu gruba Çevik Kuvvet tarafından müdahale edildi. Beko’nun temaslarının olumlu sonuçlanmasının ardından HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu patlamanın yaşandığı yere kırmızı karanfil bıraktı. Bazı yurttaşlar, temsilci istenmesine tepki göstererek, “Öldürürken sayıyla mı öldürdünüz ki sayıyla içeri alıyorsunuz” dedi. Bu arada polis ile eylemciler arasında bir gerginlik yaşandı. ni, önünün açtığını” dile getiren Demirtaş “En azından acıda, katliamda birleşebilmeyi çok isterdik ama biz katillerimizle acıda nasıl buluşalım? Bizi katledenlerle, arkamızdan sırıtıp gülenlerle biz acıda nasıl buluşalım? Faşizmle acıda nasıl buluşalım?” diye konuştu. Cenazesini bulanın sevindiği ülke döndü geldi geri. aldırının olduğu yerde doAdli Tıp’a geldik. laşıyorum yerBekleşenler, ağlaşanlere bakmamaya çalılar, içeri girmek için şarak. Çevredeki arauğraşanlar, bir haber baların üzerlerinde iniçin bin çırpınanlar. san dokuları, parçalaAylin Nazlıaka’yı rı. Çok olay gördüm, gördüm bahçede. çok ceset gördüm Aradım cebinden amama fark ettim ki, ben camın oğluyla alhiç savaş meydanı dırdı bizi içeri. Güngörmemişim. düz vaktiydi biz gitYokuşu çıktım. tiğimizde. Ne yaptıkŞirin Kılıçalp Numune’nin önünsa nafile, bulamadık de kan verme sırasını Şirin’i. Saatler sonra bekliyorum. Tam orada gördüm Ankara’nın ayazı, karanlıkla birÖmür’ü. Ayak üstü kimin yaptılikte bahçeye çöktü. ğını, niye yaptığını, kaç evin yanBir ara Ankara Barosu Başgın yerine döndüğünü konuşukanı Hakan Canduran ile yaryoruz. Ömür “sosyal medyada dımcısı Seçkin Arıkan’ı gördüm. neler söyleniyor kim bilir” dedi. “Ölenlerin içinde kuzenim var. Merakla cep telefonumdan twit İnsanlarımız Numune’nin önüntera baktım. Gördüğüm ilk mede onları memlekete gönderesaj kuzenimin attığı “Halamın kı ceğiz. Ama adını koymamız lazı Şirin Kılıçalp saldırıda hayatını zım. İçeri girip cenazelere bakaybetti…” oldu. kalım.” İşte orası zaman durdu dedikleri yerdi. İşte orası yer küre Dayanamazsınız nin ayaklarınızın altından kayıp Halden anlayan adamdır Haboşluğa düştüğünüz yerdi. İşte kan Canduran, “Girmeyin İlhan orası sizin donakaldığınız andı. Bey. Dayanamazsınız.” Önlerinden şaşkın şaşkın deAmcamın oğlu atıldı: falarca gelip geçtiğim, birbirle“Ben dayanırım.” rine sarıla sarıla ağlaşan, ağıtlar “Azıcık daha sabredin.” yakanlar yengelerim, halalarım, Saat 22:00 olmuş! Olayın üzeakrabalarımmış. Halamın koynurinden geçmiş 12 saat. Bizim na koydum başımı “Senin tanıöğrenmemizden beri 10 saat. dıkların vardır, bul Şirin’imi. Gül Otopside kullanılan metal sedyüzlümü bul…” yeler, üst üste ceset torbaları, cenaze araçlarına konulan taKimse bilmiyor butlar. Öldü mü, ölmedi mi bilen yok. Bir banka oturduk amca yeBir tek gören İstanbul’dan birğen. Otopsiye girenlerin verdiklikte geldiği öğretmen arkaleri arada o kıyafetlerle yemek daşı Çiğdem. Onun da gözleyemelerini, torbaların getirilişini ri bir boşluğa bakıyor. “Sen gör götürülüşünü, teşhis için içeri gidün mü Şirin’i?” sorusuna yanırenlerin bahçede yıkılışlarını satı “Patlama oldu, ben sandım ki atlerce izledik. kafam parçalandı…” Başsavcılıktan üst düzey bir “Durumu nasıldı?” yetkili geldi makam arabasıy“Şirin yanımdaydı. İkinci bom la. Eski tanıdıktır. Anlattım derdiba patlamış diyorlar, ben onu mizi. Dinledi dinledi, bir başsağduymadım.” lığı bile dilemeden “İçerde sav“Yaşıyor muydu?” cılarla avukatlar arasında kavga “Doktor getirdim, ölmüş dedi. çıkmış. Onu haber verdiler. Biz Bir doktor daha buldum, o da onun için geldik.” ölmüş dedi. Çantası kaybolmaOturduk yeniden bir köşedeki sın diye aldım, bende bak şu.” banka. Saatler geldi geçti. İşte her şey bu konuşmadan Biz Şirin’in cenazesini bulasonra başladı bizim için. Ya da madık. bitti mi demeli? Önce Numune Hastanesi’nin morguna gittik. Barış için... Geldi bir görevli: Kimliğindeki fotoğrafını çekip Yakınımızın cenazesini arıçoğaltıp otopsiye girip çıkanlara yoruz. eğer görürseniz telefonla haber Kaç yaşlarında? edin deyip numara verdik. 33! Bekleyip durduk. Metanetli olanınız gelsin... Siz hiç cenazesinin teşhis için Kapak açılırken, raf çekilirken çağrılmayı bir “müjde” gibi bekderin bir nefes alıyorsunuz. Gölediniz mi! zünüzü kapatıp, bin bir duayla, Bu duyguları yaşatanlara heumutla yeniden açıyorsunuz. lalimi hoş etmedim diyeyim; geİbni Sina Hastanesi’nin morguna geçtik. Görevliyi ara ki bu risini siz anlayın. Şirin 02:30’da bulundu! Yani lasın. Kapının önünde bekleşenler. Sonunda amcamın oğlu dal canımızdan can koparmalarından 15 saat sonra. dı morga, ben kapıdayım. Çıktı: “Cenazesini bulabilenin sevin“Burada da yok!” diği ülke” demem ondandır. Hacettepe, Yüksek İhtisas, Öğretmen, tiyatrocu, gül yüzlü Gazi, Dışkapı… Hiçbirinde yok. Şirin’in fuları şimdi uçsuz bucakSevinmeli mi, üzülmeli mi? sız Anadolu’nun bağrında şehidi Şirin’in abisi de gitti Adli Tıp Kurumu’na. Almamışlar içeri, olduğu barış için dalgalanıyor. tirmedik, yitiremeyiz, yitirmeyeceğiz. Bu katliamın hesabını mutlaka ve mutlaka soracağız. Ant olsun ki soracağız. Gençlerin meydanlara çıkmasından korkan iktidar, bu katliamla gençlerin meydanlara çıkmaktan çekineceğini düşünüyor ama biz daha fazla meydanlarda olacağız.” Taziye için CHP Gençlik Kollarını arayanlar arasında AKP’li Abdurrahim Boynukalın da vardı. Malatya AKP örgütünün cenaze törenine katılmak istediğini belirten Boynukalın’a Yıldız’ın yanıtı “gelmek isteyen gelsin” oldu. l ANKARA Malatya’da üç cenaze Ankara’daki terör saldırısında yaşamlarını yitirenler arasında bulunan Canberk Bakış, Eren Akın ve Kasım Otur’un cenazeleri Malatya’da toprağa verildi. 20 yaşındaki Canberk Bakış’ın Adnan Menderes Üniversitesi 2 yıllık Maliye Bölümü’nü bu yıl kazandığı, Ankara’daki mitinge öğrenim gördüğü Aydın’dan katıldığı öğrenildi. CHP Malatya Gençlik Kolları üyesi 19 yaşındaki Eren Akın’ın tabutuna sarılan anne Gülay Akın, “Eren bu sana yakışmıyor” diyerek, ağıt yaktı. Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası eski (BTS) Malatya Şubesi Başkanı Kasım Otur’un (48) cenaze namazı da Şehir Mezarlığı’nda kılındı. Boynukalın da aradı S Kılıçdaroğlu ve Eren Akın Kılıçdaroğlu da geldi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise sabahki anma töreni sırasında değil, kalabalık dağıldıktan sonra patlamanın olduğu yere geldi ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile patlama noktasına karanfil bıraktı. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’yla görüştükten sonra Adli Tıp’a gidip yakınlarını kaybedenlerin aileleriyle görüştü. l ANKARA Demirtaş: 128 ölü Demirtaş, konuşmasında, resmi kaynakların aksine patlamada yaşamını yitirenlerin sayısının 128 olduğunu bildirdi. Ankara’nın göbeğinde kuş uçsa, kanat çırpsa haberi olan devletin “katliamı önlemediği Polisin gözü önünde patlama İstihbaratta görevli bir polis “Saldırı 25 metre yanımda oldu” itirafında bulundu nkara katliamına ilişkin ğumun ayakları kopmuş. Kendisi soruşturma çok yönlü deelindeki bombayı bırakmış, elinvam ederken saldırıya ilişde pim varmış. Oğlum ‘bastığında kin yaşanan istihbarat ve güvenüstüme ateş geldi’ dedi.”  lik açığını gösteren yeni bir ayrıntı Korteji yönlendirdi gün yüzüne çıktı. Saldırının olduALİCAN Diğer görgü tanıkları da, patlağu toplanma alanında en az 20 siULUDAĞ madan hemen önce elinde megavil polis vardı. Ancak bu polislerin fon olan sakallı kişinin anonslarla çoğu, grubu kalabalığın içinden deHDP kortejini patlamanın yaşandığı yere ğil, kenarlardan izlemekle yetindi. İstihyönlendirdiğini söylemişti. baratta görevli bir polis, “Saldırı 25 metre yanımda oldu. Yara almadan kurtuldum. Suruç izi Kalabalıktan fark edemedim” dedi. Polis, saldırıyı gerçekleştiren örgüt olarak IŞİD ve PKK üzerinde duruyor. Cesetler inceleniyor Faillerden birinin Suruç katliamını yaİki şüpheliye ait ceset parçaları, Ankapan Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün kara Adli Tıp Kurumu’nda incelemeye alınyıp ağabeyi Yunus Emre Alagöz olabiledı. Bir saldırganın cesedinin sadece belceği belirtiliyor. den aşağısının kaldığı bunun da büyük ölçüde parçalandığı belirtildi. Diğer kişiParola 101010 nin ise göğsünün yarısından yukarısı ve Saldırganlar eylemin zamanlaması olabaşının bulunduğu öğrenildi. Yapılan inrak 10. ayın 10. gününde saat 10.00 olaceleme, bu kişini 35 yaşlarında kirli sarak belirlediği bildirildi. kallı bir erkek olduğu tespit edildi. Numune Hastanesi’nde yaralı olarak yatan Abdulselam Altun’un babası Mehmet Ali Altun, hastane bahçesinde yaptığı açıklamada “Büyük oğlum bombacıyı görmüş. Bombacının sırt çantası vardı, sakallıydı. Oğlum dedi ki ‘Ben ‘bomba’ dedim, bu adam panikledi, kaçtı. Ama elindeki çantayı bıraktı, sonra da bir şeye bastı, ortalık ateş oldu. Çocuğumun bütün yüzü, saçları, elbiseleri yanmış. Çocu Ölümkalım arasında boş çıkan umutlar İKLİM ÖNGEL/ALİCAN ULUDAĞ A ADLİ TIP KURUMU’NDAN NOTLAR Halk, Türkiye’nin en kanlı eyleminde ‘yok olan’ yakınlarını Adli Tıp’ta, yaralanan yakınlarını hastanelerde aradı... üyük katliamının ardından yakınlarına ulaşamayanlar ilk önce hastanelere koştu. Olay yerine en yakın hastaneler başta olmak üzere özeller dahil tüm hastanelere yüzlerce yaralı götürüldü. Hafta sonu ve sabah saatleri olması nedeniyle ilk saatlerde yaralılara müdahale edecek sağlık personeli sıkıntısı yaşandı. Bu nedenle izinli personel göreve çağrılırken, Türk Tabipleri Birliği’nin doktorları gönüllü olarak hizmet verdi. Hastanelerin camlarına yaralıların isimleri asıldı. Halk, bu listelerden hastane hastane gezerek, yakınlarını aradı. Katliam, zaman zaman sinirlerin gerildiği hastanelerde “Katil Erdoğan” sloganları atılarak protesto edildi. Acil servislere “çok acil” değilse yaralılar dışında hasta kabul edilmedi. Hastanelere getirilen hafif yaralıların çoğunda duyma kaybı sorunu yaşanırken, şoku atlatamayan bir hasta yalnızca “çok ani, çok ani” ifadelerini sürekli tekrar ediyordu. B Barış isteği katledildi, unutmayacağız Ankara’da yaşamını HDP İstanbul 1. Bölge milletvekili adayı Mollaoğlu’nun cenazesi dün Üsküdar Şakirin Camii’ne getirildi. Törene, Mollaoğlu’nun avukat eşi Aydın Mollaoğlu, kızları, HDP Gaziantep Milletvekili Celal Doğan ile çok sayıda yakını ile HDP milletvekilleri katıldı. Mollaoğlu’nun 2 kızı annelerinin tabutuna sarılarak uzun süre gözyaşı döktü. Mollaoğlu, ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Törende “Barış isteği katledildi, unutmayacağız” yazılı pankart açıldı. HDP Sarıyer İlçe teşkilatı üyesi Sarıgül Tüylü için de Kağıthane Nurtepe Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Törende, Tüylü’nün ailesi ve yakınları taziyeleri kabul etti. Sarıgül Tüylü’nün cenazesi, Türk bayrağının yarıya indirildiği cemevindeki törenin ardından, bir süre kortej eşliğinde omuzlarda taşındı, daha sonra cenaze aracıyla götürüldüğü Ayazağa Mezarlığı’na defnedildi. Tüylü’nün evli ve 2 çocuk annesi olduğu kaydedildi. Oğlum bombacıyı gördü Sayfı Anne’nin büyük acısı Adli Tıp’ta tanıdık bir isim göze çarpı: Sayfı Sarısülük... Yanına gittiğimiz Sayfı Sarısülük, ölenlerden beşini tanıdığını belirtti. Az sonra İsmail Kılıçay’ın cenazesini taşıyan araç çıkış yaptı. Sayfı Sarısülük, arabanın önüne atlayarak ağıt yaktı. Öğrendik ki 53 yaşındaki İsmail Kılıçay, Gezi şehidi Ethem’in arkadaşıymış. Ethem’in arkadaşları, cenaze alandan ayrılmadan önce tüm ölenler için bir dakikalık saygı duruşu yaptı. Aynı zamanda İnşaat İşçileri Sendikası Ankara Şube Başkanı olan İsmail Kılıçay’ın cenazesi Kastamonu’ya gönderildi. Daha önce IŞİD’e katılan kişilerin yakınlarından 21 kişi polis tarafından Adli Tıp’a getirildi ve DNA örnekleri alındı. 21 kişi arasında Adıyamanlılar grubu olarak bilinen IŞİD üyelerinin yakınlarının da olduğu öğrenildi. Saldırganların tespiti için olay yerine ait tüm kameralardan alınan görüntüler, yüz tanıma sistemi yoluyla inceleniyor. 21 kişiye DNA testi GÜLEREK GİTTİLER Gülhan Elmascan ile eşi Yılmaz Elmascan’ın cenazeleri farklı kentlere defnedilecek. Gülhan Elmascan Konya Ereğli, TCDD makinisti eşi Yılmaz Elmascan ise Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi’nde toprağa verilecek. Ölen BTS üyeleri Yılmaz Elmascan, Nevzat Sayan, Bilgen Parlak ve Rıdvan Akgül’ün Adana’dan otobüslerle yola çıkarken birlikte son kez çektikleri özçekim fotoğrafı ortaya çıktı. Yüz tanıma sistemi Mollaoğlu Ölüm onlara yakışmadı Gözde Arslan’ın annesi, “Gözdem, ben sensizliğe nasıl dayanacağım. İçim yanıyor Gözdem. Yavrum şimdi orada aç susuz yatıyor” diye ağıt yaktı. Dilan Sarıkaya’nın annesi de Adana’ya yola çıkmak üzere olan cenaze arabasının önüne gelirken, “Ne olur kızımın yüzünü son kez göreyim” dedi. Hemen ardından yola çıkan başka bir cenaze arabasının peşinden ise başka bir anne ağıt yaktı: Sana yakışmadı oğlum, senin yerine ben öleydim. Gecenin ilerleyen saatlerinde havanın da soğumasıyla kuruma birçok battaniye getirildi, çadırlar kuruldu. Yurttaşlar bu çadırlarda sabahladı. Kendi kıl payı kurtuldu babasının cesedini buldu A ğrı’dan 1993 yılında Manisa’nın Saruhanlı İlçesi’ne bağlı eski beldelerden Azimli Mahallesi’ne göç eden, HDP Saruhanlı İlçe Teşkilatı üyesi, inşaat işçisi, beş çocuk babası Emin Aydemir; oğlu Oktay Aydemir ile birlikte Manisa grubuyla, ‘Emek, Barış, Demokrasi Mitingi’ne katılmak üzere Ankara’ya gitti. Oğul Oktay Aydemir’in tuvalete gittiği sırada, mitingin toplanma yeri olan Ankara Tren Garı önünde iki patlama oldu. Baba Emin Aydemir, patlamada olay yerinde yaşamını yitirdi. Patlama sesini duyup panikle alana koşan oğul Aydemir, babası Emin Aydemir’in yerde kanlar içindeki cesedini görünce şoke oldu. Büyük acı yaşayan Oktay Aydemir, uzun süre babasının başında bekleyip, telefonla yakınlarını arayarak acı haberi verdi. 9 yaşındaki Veysel ve babası için Batman’da yas A nkara’da yaşamını yitiren İbrahim Atılgan (55) ve 9 yaşındaki oğlu Veysel Deniz Atılgan için Batman’ın Gercüş İlçesi’nde yas var. Atılgan ailesi, TCDD Diyarbakır Müdürlüğü’nde çalışırken 5 yıl önce tayini Ankara’ya çıkan ve önceki günkü barış mitinginde oğlu Veysel Deniz Atılgan ile yaşamını yitiren İbrahim Atılgan’ın cenazelerini almak için Ankara’ya gitti. Babaoğulun cenazesi otopsinin ardından Atılgan ailesinin Batman’ın Gercüş ilçesindeki evine getirilecek. Ailenin ilçe merkezine bağlı Pınarbaşı Mahallesi’ndeki evinden yükselen ağıtlar ise yürek yakıyor. Dilan’ın kalbinde sadece sevgi, barış, umut vardı A nkara’da yaşamını yitiren EMEP üyesi Dilan Sarıkaya, Çukurova Üniversitesi Arkeoloji Bölümü 2’nci sınıf öğrencisiydi. Teyzesi Yıldız Erdoğan, yeğeni Dilan’ın yırtık ayakkabıları ve fotoğrafına sarılarak gözyaşı dökerken “Kalbinde asla kötülük taşımıyordu. O çocuk oraya silahla gitmedi, yüreğinde sevgi ile gitti. Hayallerimizi mahvettiler, bitirdiler. Kalbinde sadece sevgi, barış, umut vardı, hayalleri vardı o çocuğumun. Hayallerimizi bizden aldılar” dedi. Patlamanın ardından Dilan’ı aradıklarını ancak telefonu başkasının açtığını belirten eniştesi Sami Erdoğan ise “Kızım sosyal medyadan gördüğü bir fotoğrafı gönderdi. Bu fotoğrafta Dilan vardı. En son babasıyla akşam saat 20.00’da konuştuğumuzda acı haberi öğrendik” dedi. Dilan’ın cenazesi Adana Uğur Mumcu meydanında 5 bin kişi tarafından karşılandı. 810 yaşlarında... Hastanelerde yakınlarını bulamayanlar ise belki de günler sürecek bir bekleyiş için Adli Tıp Kurumu’na gitti. Bir kurum görevlisinin “810 yaşlarında bir çocuk... yakını burada mı?” sorusuna ise yanıt veren çıkmadı. Hiçbir hastanede bulamadıkları yakınlarının isimlerini ku Şebnem’in cenazesi yok 23 yaşındaki Mersin Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği öğrencisi Şebnem Yurtman’ın yakınları, kapıda Şebnem’in cenazesini aradı. İki gündür Şebnem’in cenazesinin nerede olduklarını bulamadıklarını belirten aile, “Olay yerinde öldüğüne ilişkin kimlik tespiti yapıldı. Ancak cenazeyi bulamıyoruz” dedi. rum yetkililerine veren vatandaşlar, kurumda bulunan cenazelerle isimlerin eşleşmesi durumunada teşhis için kurum içine alındı. Bekleyenlerin bir kısmı çadıra girerken, bir kısmı yakınlarıyla ilgili “ölüm” de olsa bilgi alabilmek için üzerlerine aldıkları battaniyelerle, demir kapının önünde beklemeyi sürdürdü. Aileler, bir yandan cenazelerini beklerken diğer yan ‘Devlet yaptı’ dan olayın failinin kim olduğunu konuşuyordu. Bir kadın, “Ankara’nın göbeğinde MİT izin vermedikçe böyle bir olay olamaz. Normalde düğüne gitsek takip ediliriz. Bana göre devlet yaptı” dedi. Diğer tüm hastanelerdeki cenazeler de dün Adli Tıp’a getirildi. 6 masada yapılan otopsi işlemleri geç saatlere kadar sürdü. 12 cenazenin teşhis edilememesi nedeniyle ailelerden alınan doku örnekleriyle DNA testi yapıldı. l ANKARA YAZININ TAMAMI Cumhuriyet.com.tr’de C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle