25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2015 SALI 6 HABERLER Ürküten tablo BAYIK, ALMAN DİE ZEİT’E KONUŞTU: Türkiye’nin 1 yıllık insan hakları ihlalleri korkutucu boyutta Kürt Sorunu Tayin Edici mi? (Seçimlere Giderken 2) Seçim sürecini ve muhtemel sonuçlarını analiz ederken dikkate alacağımız en önemli konu, şu sırada Kürt meselesi ve Çözüm Süreci. Sandığı kendilerine en büyük tanrısal anıt kabul eden AKP/RTE için temel soru şudur: Bu süreci seçimlere kadar nasıl yürütmeliyiz ki, oylarımızı düşürmesin, hatta artırsın... Şu sırada iyimser yorumlardan ortalık yıkılıyor. Kürt meselesi kesin çözüm sürecine girdi diyenlerden tutun, bu meseleye artık bitmiş gözüyle bakanlara kadar... Bunu, gördüğüm kadar AKP kaynakları medyaya pompalıyor. Kürt Siyasi ve Silahlı Kuvvetleri (KSSK) ise savaştan, bölgeye TC’nin güçlerini sokmamaktan, seçimlere kadar Kürt meselesinde Kürt kimliğini kabul eden somut adımlar atmazlarsa ayaklanmayı ülke çapında yaymaktan bahsediyor. AKP’nin seçim süresince huzura ihtiyacı var. KSSK’nin ise bir an önce somut sonuçlar elde etmeye... KSSK bu nedenle iktidar üzerinde her türlü tehdidi uyguluyor... Bunu somut olarak 68 Ekim 2014 kargaşasıyla gösterdiler. Kürt Hareketi, Çözüm / Ateşkes sürecini çok iyi kullandı. Güçlerini örgütledi ve AKP’ye kentleri başına yıkarım diyecek noktaya geldi. Bu açıdan AKP adeta bu sürecin esiri durumundadır.. Bakmayın siz TOMA’larlamomalarla tehditlerine, kamu düzeni laflarına... Kandil, Cemil Bayık, yeni yıl mesajında: “Kürt halkı 2014 yılı kazanımlarının temelinde 2015 yılında Öcalan’la birlikte, özgür Kürdistan ve demokratik özerklik statüsünü gerçekleştirme kararlılığıyla mücadelesini daha da yükseltecektir...” İktidar ile Kürtler arasında belirli bir paket üzerinde anlaşmaya çalışıldığı ortada. Kürtler, A. Öcalan’ın serbest kalacağı umudunu yayarken, iktidar tarafı gündemlerinde böyle bir konu olmadığını, hükümet açıklamalarının izlenmesi gerektiğini söylemekle yetiniyor. Kürtler, özerklik ve AÖ’nün serbest kalacağı haberlerini yayarken, hükümete bir dayatma olarak mı bunu yapıyorlar, yoksa gerçekten de iktidarla aralarında süren görüşmelerde bu konu üzerinde pazarlık mı yapılıyor... Bilmiyoruz. Çünkü çözüm süreci kapalı bir kutudur millet için... Bizler ancak çeşitli açıklamalardan yola çıkarak, ne olup bittiğini anlamaya çalışan yurttaşlarız. Bazıları çözüm sürecine kapalı gözlerle destek veriyor. Bu süreçten ne çıkarsa ülkenin lehine olduğunu kabul ediyor. AKP’nin lehine veya Kürtlerin lehine olan ile ülkenin lehine olan, farklı kategorik değerlendirmelere konudur. Şu aşamada Çözüm Süreci ile AKP özdeşleşmiştir ve bu sürecin akışı ve sonuçları konusunda bir sorumluluk almak, sonuçlarına da ortak olmaktır. Barış olursa siyaset yaparım Haber Merkezi KCK Yürütme Konseyi Başkanı, PKK’nin Kandil’deki yöneticisi Cemil Bayık, “Kesin barış olursa, ben de Türkiye’ye dönerim. Türkiye güzel. O zaman burada ne yapayım. Politikaya devam ederim, PKK’den emekli olunmuyor” dedi. AKP hükümetinin IŞİD’i desteklediğini dile getiren Bayık, “Bunu IŞİD’i destekleyerek yapmanın peşinde. Türkiye neden IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyonda yer almadı sanıyorsunuz? Türkiye koalisyona katılsaydı, IŞİD Türkiye ile olan ilişkileri açıklardı. Bu ilişkiler birçoğunuzun sandığından çok daha derin. Gerçek halife Ebu Bekir El Bağdadi değil, Erdoğan’dır” dedi. Bayık, Alman Die Zeit Gazetesi’ne Kandil’de açıklamalarda bulundu. Gazetenin internet sitesinde yayımlanan röportajda, Bayık Kobani’de yaşanan direnişten sonra PKK’nin etkisinin ABD ve Avrupa’da arttığına dikkat çekerek, “Aslında bizi yanlış tanıdılar. Belki bizim de hatalarımız oldu. Ancak hata yapan sadece biz değildik. Avrupa ve ABD, bizi Türk devleti ve istihbaratının gözüyle, onların aktardığı gibi tanıdı. Kobani’deki tutumumuz gözlerin açılmasını sağladı” dedi. Türkiye ile yaşanan çatışmaların talepler yerine getirilmezse süreceğini de söyleyen Bayık, “Türkiye güzel. O zaman burada ne yapayım. Başka ne yapayım. PKK’den emekli olunmuyor” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, geçen yıl Türkiye’de 2 bin 393 kişinin kasten ya da ihmal sonucu öldürüldüğünü söyledi. Cezaevlerindeki çocuk sayısının 2 bin 157’ye ulaştığını belirten Tanrıkulu, 30 olay hakkında medyaya yayın yasağı getirildiğini, 1 yılda 559 gazetecinin işten çıkarıldığını kaydetti. Tanrıkulu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, 2014 yılının insan hakları ihlalleri açısından, 12 Eylül darbesinde yaşanan dönemi aratmadığını söyledi. Bu durumun uluslararası verilere de yansıdığını belirten Tanrıkulu, Türkiye’nin 167 ülke arasında, demokrasi endeksine göre 89’uncu, sivil özgürlükler açısından 132’inci sırada yer aldığını ifade etti. Tanrıkulu, uluslararası kuruluşların verilerine göre, şu sıralamaya yer verdi: “Türkiye ifade özgürlüğünde 180 ülke arasında 154’üncü sırada. Basın özgürlüğünde 197 ülke arasında 137’inci sırada. İnternet özgürlüğünde, ‘internetin kısmen özgür olduğu’ ülkeler arasında. Cinsiyet eşitsizliğinde 142 ülke arasında 125’inci sırada. Kadınların işgücü katılımında 142 ülke arasında 128’inci sırada. Eğitim kalitesinde 65 ülke arasında 62’nci sırada. Çocuk yoksulluğunda OECD ülkeleri arasında son sırada. Çocuk gelin sayısında dünya üçüncüsü. İnsan hakları ihlalleri sıralamasında en kötü 5’inci ülke. Gazetecilere karşı kötü muamelede 117 ülke arasında en kötü 3’üncü ülke. Doğumda anne ölümlerinde 183 ülke arasında 142’inci sırada. Bebek ölümlerinde 221 ülke arasında 84’üncü sırada. Türkiye iş kazalarındaki ölümlerde Avrupa birincisi, dünya üçüncüsü. Yolsuzluk Algı Endeksine göre Avrupa’da 38 ülke arasında 27’nci sırada. Kadına şiddet, ABD’nin 2 katı, bazı Avrupa ülkelerinin 10 katı oranında.” 2014 yılında iş cinayetleri de dahil olmak üzere 2 bin 393 kişinin kasten ya da ihmalkârlık sonucu öldürüldüğünü belirten Tanrıkulu, bir yıl içerisinde cezaevlerinde yaşamını yitiren kişi sayısının 39 olduğunu ifade etti. Tanrıkulu, 2014 yılı iti barıyla cezaevlerindeki çocuk sayısının 2 bin 157’ye ulaştığını anlattı. 1 yıl içerisinde 559 gazetecinin işten çıkarıldığını belirten Tanrıkulu, aynı süre içerisinde 217 gazetecinin darp edildiğini, 83 gazetecinin ise istifa etmek zorunda kaldığını söyledi. Tanrıkulu, 1 yılda toplam 30 olay hakkında medyaya yayın yasağı getirildiğini bildirdi. Tanrıkulu, yaşam hakkı ihlal verilerine göre, 2014 yılında Türkiye’de 21 kişinin toplantı ve gösterilere müdahalede öldüğünü, faili meçhul 50 cinayet işlendiğini belirtti. Sezgin Tanrıkulu, iş kazalarında ise 1886 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi. İfade özgürlüğü tablosunu da açıklayan Tanrıkulu, bu kapsamda 145 kişinin yargılandığını, 8 yayının toplatıldığını, 30 yayına yasak getirildiğini, 217 gazetecinin darp edildiğini kaydetti. Tanrıkulu, Türkiye’nin insan hakları, demokrasi ve ifade özgürlüğü açısından kötü bir durumda bulunduğunu, bu nedenle 2015 yılında yapılacak seçimin önemli olduğunu ifade etti. Bingöl’de iki polisin öldürüldüğü suikastın şüphelisi tahliye edildi Resmen faili meçhul AHMET ŞIK Bingöl’de, geçen ekim ayında iki polisin öldürüldüğü suikastın şüphelisi olarak tutuklanan Umut Savaş Koçyiğit dün tahliye edildi. Bingöl Sulh Ceza Hâkimi Emre Danışman, tahliye kararında, tutukluluğun gerekçesi olarak gösterilen delillerin Koçyiğit’in olaya karıştığı ve iddia edilen suçları işlediği yönünde kuvvetli şüphe oluşturmayacağını belirtti. Hâkim Danışman, soruşturmayı yürüten savcıların suikastı aydınlatmak için çaba sarf etmediğine yönelik eleştiriler de yöneltti. Koçyiğit’in tahliyesiyle, Bingöl suikastına ilişkin tutuklu hiçbir şüpheli kalmadı. Hâkimin tahliye taleplerini reddettiği şüpheliler Erhan Şenyuva ve Ali Kılıçgedik ise Bingöl suikastının ardından Genç ilçesinde düzenlenen operasyonda öldürülen PKK militanlarına yardım yataklık ettikleri iddiasıyla tutuklu bulunuyor. Danışman, dosyadaki delillerin Koçyiğit’in tutukluluğu için daha önce var olan yeterli şüpheyi artık taşımadığını vurguladı. “Şüphelinin isnad olunan suçlarla irtibatını kuvvetli bir biçimde gösteren, Hasan Poyraz’ın aracının suça karıştığı yönündeki iddia mesnetsiz kalmıştır” denilen kararda, Poyraz’ın da serbest kalmış olduğu vurgulandı. Suikastla ilgili Mobese kayıtlarının medyaya yansımış olmasına rağmen ilgili makamların bu konuda herhangi bir çalışma yapmadığını da belirttiği kararında Danışman, “Bu görüntülere ilişkin bir detaylı inceleme sonucu dosyaya, olayın üzerinden yaklaşık üç ay gibi uzun bir süre geçmiş olmasına ve olayın vahim olmasına rağmen yansıtılmamıştır. Şüphelilerin telekomünikasyon yoluyla iletişimin tespitine ilişkin belgelerin TİB’den olayın hemen akabinde gönderilmiş olmasına rağmen yine uzun bir süre boyunca buna ilişkin bilirkişi raporu dosyaya yansıtılmamıştır” dedi. Savcının tutukluluğun devamına ilişkin talep yazısında suikasta karışan diğer kişilerin henüz yakalanmamış olmasını gerekçe gösterdiğini belirten Danışman, “Belirtilen hususlar gözetildiğinde bu yönde soruşturma dosyasına yansıyan ciddi bir çalışma henüz yapılmamıştır” diyerek soruşturma makamlarını da eleştirdi. Eldeki delillerin Koçyiğit’in suikasta karıştığı ve iddia edilen suçları işlediği yönünde kuvvetli şüphe oluşturamayacağını belirttiği kararında Danışman, “Halihazırda şüpheli aleyhine dosyada yalnızca yaralı polis memuru Uğur Atlı’nın kesin olmadığını beyan ettiği benzetme teşhisi ve Ali Kılıçgedik’in ifadelerinde geçmeyen ve fakat teşhis tutanağında geçen ‘Bingöl’de Umut’tan habersiz hiçbir şey yapılmaz’ minvalindeki ibarenin mevcut olduğu görülmüştür. Bunların da tutuklanmayı haklı kılacak ölçüde kuvvetli delil olmadığı açıktır” diyerek tahliye kararı verdi. Fotoğraf: AA İMZA TOPLUYORLARDI DBP’li başkanlara Öcalan gözaltısı Yurt Haberleri Servisi Batman’da Abdullah Öcalan için düzenlenen “Öcalan’a Özgürlük” kampanyası nedeniyle Kültür mahallesinde evleri gezerek imza toplayan Batman Belediye Başkan Yardımcısı Gülistan Akel ile aralarında belediye meclis üyeleri Hülya Baltaş ve Hamide Çelik’inde aralarında bulunduğu 9 kişi, haklarında şikayet olduğu gerekçesiyle polis tarafından gözaltına alındı. 9 kişi Batman Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolleri yapıldıktan sonra Terörle Mücadele Şube Ekiplerince Batman Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Belediye Başkan Yardımcısı ve aralarında 2 belediye meclis üyesinin de bulunduğu 9 kişinin gözaltına alındığını öğrenen partililer ise Batman Emniyet Müdürlüğü önünde toplandı. Mardin’in Kızıltepe’da Öcalan’a özgürlük için başlatılan imza kampanyasına destek verdikleri gerekçesiyle Belediye Başkanı İsmail Ası ile yardımcısı Leyla Salman polis tarafından gözaltına alındı. İlçenin TOKİ evleri mevkiinde kampanya ile ilgili çalışma yürüttükleri öğrenilen Belediye Başkanı İsmail Ası ile Leyla Salman haklarında ihbar olduğu gerekçesiyle polis tarafından gözaltına alındıktan sonra İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Belediye Başkanı İsmail Ası ile yardımcısı Leyla Salman burada ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Erdoğan’dan Demirel’e ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kardeşi Hacı Ali Demirel’in vefatı nedeniyle 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e taziye ziyaretinde bulundu. Erdoğan, Güniz Sokak’taki evine giderek, Demirel’e başsağlığı diledi. Basına kapalı gerçekleşen ve yaklaşık yarım saat süren ziyarette, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga da yer aldı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kardeşi Hacı Ali Demirel, 18 Aralık 2014’te ileri yaşa bağlı rahatsızlıklar nedeniyle yaşamını yitirmişti. KP ile Kürtler arasında stratejik anlaşma mı yapıldı? Peki soralım: İktidar, KSSK ile yaptığı müzakerelerde, hangi vaatlerde bulunacaktır ki Kürtler bunu kabul edecektir? AKP acaba A. Öcalan ile sürdürdüğü ve Kandil’in de onayını alan görüşmeler, bu seçim sürecin içinde, bilmediğimiz büyük stratejik çerçeveleri kapsamakta mıdır? Mesela A. Öcalan’ın daha önce beyan ettiği ve RTEDavutoğlu’nun da Osmanlı etki alanları üzerinde yayılmacılık olarak uyguladığı TürkKürt Federasyonu bu kapsamda gündeme gelmiş ve karşılıklı sözler verilmiş midir? AKP’nin Meclis’te tek başına anayasa değişikliğini gerçekleştirecek bir milletvekili sayısına, 367’ye ulaşması ve bu bağlamda Kürtlerle sıkı bir seçim işbirliği üzerine görüş alışverişi yapılmış mıdır? A. Öcalan’ın HDP’ye “seçimlere bağımsız adaylarla değil parti olarak girin” tavsiyesi ve HDP’nin bu yoldaki açıklamaları, bu sonuca yönelik alınmış bir karar olabilir mi? HDP yüzde 10 barajını aştı aşıyor, şeklindeki, epey hayali olan açıklamaları, seçimlere parti olarak girmeyi meşrulaştıracak kamuoyu aldatması mıdır? HDP’nin seçimleri kaybetmesi durumunda, AKP’nin Meclis’te bu amaca ulaşabilir mi? Ulaşırsa, gerçekten de Türkiye’nin bölünmesi anlamına gelecek bir TürkKürt Federasyonu gerçekleştirir mi? Yoksa bu şu 5 ayı huzur içinde atlatalım hele, uygulaması mıdır? Sorular daha çok var... Bu açıdan bakacağız seçimlere... A Meclis gündeminde Yurt Haberleri Servisi HDP Şırnak Milletvekil Faysal Sarıyıldız, Cizre ve Silopi’de 5 kişinin öldüğü olayları Meclis gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi veren Sarıyıldız, Cizre’de yaşanan olaylarla Kürt halkının iç çatışmaya sürüklenmeye çalışıldığını ve çözüm sürecinin sabote edilmek istendiğini belirtti. Cizre’de 27 Aralık’ta 3 kişinin öldüğü olayların ardından Şırnak Valiliği, Cizre Kaymakamlığı, HDP yöneticilerin halk ile yaptığı görüşmelerin ardından ertesi gün olayların önemli ölçüde durduğuna dikkat çeken Sarıyıldız, “Olayların durulduğu bir esnada polis ve özel harekât timleri, ateş yakarak nöbet tutmaya çalışan yurttaşların üzerine silahlar ile ateş açtı” ifadelerini kullandı. Cizre olayları Köylünün omzunda hasar tespiti yapmıştı MANİSA (Cumhuriyet) Manisa Büyükşehir Belediyesi, Akhisar ilçesi Çamönü Mahallesi’nde yoğun kar yağışından zarar gören seralarda hasar tespiti yapmak için görevlendirilen ve ayakları ıslanmasın diye çiftçiler tarafından kucaklanarak taşınan Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Nedim Zurnacı’yı görevden aldı. Zurnacı hakkında idari soruşturma da başlatıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, yaptığı açıklamada 30 Aralık 2014 tarihi itibarıyla bölgede yaşanan kar yağışı sebebiyle zarar gören seraların incelenmesi ve hasar tespiti yapılması için Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Zurnacı ve bir heyeti, 31 Aralık 2014 tarihinde görev O başkan görevden alındı lendirdiklerini belirtti. Ergün, “Yapılan çalışma esnasında hizmet anlayışımız, vatandaşa yaklaşımımız ve değerlerimiz açısından asla tasvip etmeyeceğimiz şekilde Daire Başkanımız Nedim Zurnacı’nın çiftçilerimiz tarafından taşınmasına ilişkin olarak görüntüleri basına da yansıyan olay meydana gelmiştir. Meydana geldiği andan itibaren takibimizde olan olaya istinaden, olaydan sonraki ilk mesai günü olması hasebiyle bugün itibariyle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125 ve devam eden maddeleri gereğince Zurnacı hakkında idari soruşturma başlatılmış ve ilgili daire başkanımız görevinden alınmıştır” dedi. MECLİS’TE TÖREN İSTEMEDİ Bozlak uğurlanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) K HADEP’in kurucu genel başkanı olan HDP Adana Milletvekili Murat Bozlak için bugün saat 10.00’da DBP’nin Balgat’ta bulunan genel merkezinde tören düzenlenecek. HDP’lilerin vekilleri ve parti yöneticilerinin katılacağı törenin ardından Bozlak’ın cenazesi Şereflikoçhisar’ın Aktaş Köyü’nde toprağa verilecek. Bozlak’ın vasiyeti nedeniyle Meclis’te tören yapılmayacak. Bozlak’ın hayatını kaybetmesi nedeniyle bugün yapılması planlanan HDP grubu da iptal edildi. Ayrıca siyasi yasakları 31 Aralık 2014 tarihinde biten Leyla Zana, Aysel Tuğluk ve Kemal Göktaş’ın HDP’ye katılım töreni de iptal edildi. Demirtaş’ın ‘dananın kuyruğu kopacak’ sözlerine açıklık getirildi HDP’den ‘çözüm’ düzeltmesi İstanbul Haber Servisi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın İstanbul kongresinde Ortadoğu’daki duruma ilişkin söylediği “dananın kuyruğu kopacak” sözlerinin medyada “çözüm sürecine dair” olarak yansıtılması üzerine HDP bir açıklama yaptı. Demirtaş’ın sözlerinin Ortadoğu’ya emperyalist müdahalelere izin verilmeyeceğine yönelik olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Demirtaş, 100 yıl önce emperyalistlerin Ortadoğu’yu tarumar ettiğine dikkat çekmiştir. Cümlede geçen ‘biz’ ifadesi ezilen halkları, ‘onlar’ ifadesi de emperyalist güçleri tanımlamaktadır. Dolayısıyla bu değerlendirmeler basında çarpıtıldığı gibi içeride yürüyen çözüm süreciyle bağlantılı olarak ifade edilmemiştir” denildi. Öte yandan HDP İstanbul İl Örgütü’nün önceki gün Ataköy Sinan Erdem Spor Salonu’nda gerçekleştirilen 1. Olağan Kongresi’nde yapılan seçim sonrası yeni yönetim belli oldu. Buna göre HDP İstanbul il eş başkanlığına Ayşe Erdem ile Cesim Soylu seçildi. RTE ile Davutoğlu arasındaki ilk bilek güreşini, RTE sahip olduğu otoritesi ve parti üzerindeki gücü ile kazandı. Bakanlarını Yüce Divan’a göndertmedi. Otoritesini kayıpsız sürdürüyor. Hesap şuydu: Eski bakanlar Yüce Divan’a gönderilirse mi parti daha çok oy kaybeder, yoksa göndermeyerek mi? Her iki şıkta da bu kararın AKP’ye olumsuz etkileyeceği açık. Ama RTE ve adamları “göndermezsek, bunun olumsuz etkisini azaltırız, operasyonlar ve paralel yapı, darbe propagandalarına hız veririz” anlayışındalar. Ne bekliyordunuz, RTE ve adamlarının baltayı kendi ayaklarına indirmesini mi? Duruma el koydu.. Şaibe, Davutoğlu yönetimi üzerindedir de aynı zamanda... İktidar ve mensupları arasında vicdan ve ahlak yarılmasına tanık oluyoruz. Bundan kolay kurtulamazlar. Yüce Divan’a göndermeyeceklerdi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle