28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2015 SALI 4 HABERLER 4 eski bakanın 9’a karşılık 5 oyla Yüce Divan’a gönderilmemesi kararı çıktı Midas’ın Kulakları Bu yazı yazılırken, TBMM Soruşturma Komisyonu, henüz karara varmış değildi. Kararın fazla bir önemi yok. Haklarında yolsuzluk iddiası olan dört eski bakanın Yüce Divan’a sevki ile ilgili asıl oylama TBMM Genel Kurulu’nda yapılacak. Onun de önemi yok. Çünkü olaylar öyle bir yere vardı ki, artık Yüce Divan da ikinci plana düştü. Komisyon kararının beklendiği 5 Ocak günü Cumhuriyet’in spor sayfasında çıkan bir haber, bunun kanıtı; aynen aktarıyorum: “HIRSIZ TEZAHÜRATI HEDEFİ ŞAŞTI Beşiktaş taraftarı, Burak Yılmaz’ın 32. dakikada bir pozisyonda ofsayta düşmesinin ardından ‘hırsız’ tezahüratıyla tepki gösterdi. Siyahbeyazlı tribünler top Burak’ın ayağına geldiğinde aynı şekilde bağırarak tepkilerini dile getirdi. Bu arada saha kenarında görev yapan polisler ‘hırsız’ tezahüratını duyunca paniğe kapıldı ve tribüne doğru harekete geçti. Emniyet görevlileri tezahüratın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yapılmadığını fark edince yerlerine döndü.” Haber bu. Yalnızca, artık bir hırsız sözcüğünün bile dorukları rahatsız etmeye yettiğini söylemekle yetineceğim ve bu durumda bakanların Yüce Divan’a gidip gitmemelerinin önemi kalmadığı yolundaki görüşümü yineleyeceğim. HHH Olay, Kral Midas’ın kulakları efsanesini anımsatıyor. MÖ. 738696 yılları arasında yaşamış olan Frigya (başkenti Ankara yakınındaki Gordiyom) Kralı Midas, birden fazla efsaneye konu olmuştur. Bunlardan biri de şudur: Bir gün, Apollon ile Pan bir müzik yarışmasına girişir, Dağlar Tanrısı Timolos ile Midas’ı hakem tayin ederler. Tanrı Timolos, oyunu, lirini çaldığı zaman peri kızlarını bile kendinden geçiren Apollon’a vermiş, ama Midas, tercihini keçi ayaklı Pan’dan yana kullanmış. Buna kızan Apollon da “bu kadar iyi müziği algılayamayan eşek kulaklı olmalı” diyerek Midas’ın kulaklarnı eşek kulaklarına çevirerek, cezalandırmış. Eşek kulaklarını herkesten gizlemek isteyen Midas, işte o andan itibaren başını bir külahla örtmüş. Gel gör ki berberine tıraş olurken başını açmak zorunda kalmış imparator. Durumu gören berberini ise tehdit etmiş: Eğer kulaklarımdan kimseye bahsedersen, kellen gider! Berber ne yapacağını şaşırmış, bir yandan sırrın ağırlığı altında eziliyor ve bunu mutlaka birine söylemek istiyor, öte yandan da kellesi için korkuyormuş. Sonunda dayanamamış, dağ başında bir kuyu görmüş, içine eğilip haykırmış: Midas’ın kulakları eşek kulakları! Ses yankılanmış kuyuda: Midas’ın kulakları eşek kulakları... Midas’ın kulakları... Midas’ın kulakları... kulakları... Yankılar, rüzgâra karışmış. Oradan çevreye yayılmış. Artık rüzgâr fısıldar, ağaçlar hışırdar, sular şırıldar olmuşlar hep aynı yankıyla: Midas’ın kulakları, eşek kulakları... Midas’ın kulakları eşek... Midas... HHH Midas’ın ölümünün üzerinden 2700 yıldan fazla geçti. Artık Gordiyom ve çevresinde rüzgâr Midas’ın kulaklarını fısıldamıyor. 2700 küsur yıl sonra, artık o diyarlarda rüzgâr, ağaç, aynı türküyü çağırıyor: Hırsız var! Hırsız... sız... sız... sız... Bu durumda Yüce Divan yolu açılsa ne olur; açılmasa ne olur? Şimdi denecek ki, kişi, aksine kesin bir yargı kararı olmadığı sürece masumdur. Masumiyet karinesi demokrasinin temel taşlarından biridir. Doğrudur. Doğrudur doğru olmasına ama, bu ilke demokrasilerde işler. Hani şu kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli, yargının bağımsız olduğu, zulmün adalet diye nitelenmediği demokrasilerde. Ama bizde artık ne kuvvetler ayrılığı kaldı, ne bağımsız adil yargı. O yüzden bütün ilklerle birlikte masumiyet karinesi de tarihe karıştı. İyisi mi, biz yine, fısıldayan rüzgâra, hışırdayan yapraklara, şırıldayan suya kulak verelim. Ne diyorlar? Darbe kılıflı aklama EMİNE KAPLAN ANKARA Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aklama baskısı, Yüce Divan kararının hükümete yönelik yeni bir “darbe/kumpas” olacağına ilişkin yoğun bir medya kampanyasının gölgesinde toplanan TBMM Soruşturma Komisyonu, 4 eski bakan Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkında 5’e karşı 9 oyla Yüce Divan’a sevk etmeme kararı aldı. Hiçbir görüş belirtmeyen, yalnızca “Çoğunluğa katılıyorum” demekle yetinen Komisyon Başkanı Hakkı Köylü de dahil 9 AKP’li üye aklama yönünde oy kullandı. HDP’li üye Bengi Yıldız komisyondan daha önce çekildiği için oy kullanamadı. Zaman zaman sert tartışmaların yaşandığı toplantıda, bakanların malvarlığıyla ilgili itirazlarını yeniden değerlendiren komisyonun bilirkişisi, “orantısızlık” saptamasıyla ilgili düşüncesini değiştirmedi. TBMM Soruşturma Komisyonu, 22 Aralık’ta ertelenen 4 eski bakanla ilgili Yüce Divan oylamasını dün gerçekleştirdi. Toplantı, Erdoğan’ın aklama yönünde karar çıkması için parti yönetimine ve milletvekillerine yoğun baskı yaptığı, medya aracılığıyla “bakanların Yüce Divan’a gönderilmesinin yeni bir kumpas girişimi olacağı” kampanyaları altında yapıldı. Saat 14.00’te başlayan toplantı, saat 17.25’te sona erdi. Yaklaşık 3.5 saat süren toplantıda 4 bakanla ilgili aklama yönünde karar çıktı. Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, üyelere her bakan ve suç isnatlarına ilişkin oyunun rengini ve gerekçelerini açıklaması kura çekerek söz verdi. 8 AKP’li milletvekili Yüce Divan’a göndermeme yönünde görüşünü belirtip oy kullanırken, CHP’nin 4, MHP’nin ise 1 milletvekili de Yüce Divan yönünde oy kullandı. CHP’li üyelerin “Siz ne düşünüyorsunuz” diye sorduğu Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’nün “Çoğunluğa katılıyorum” demekle yetindiği ve hiçbir görüş belirtmediği öğrenildi. HDP’li milletvekilinin çekilmesi nedeniyle oylamada HDP temsil edilmedi. AKP’li üyelerin, Yüce Divan’a göndermeme yönünde oy kullanırken, 1725 Aralık sürecinin bir darbe girişimi olduğu, operasyon sırasında yapılan telefon dinleme ve teknik takibin hukuka aykırı olduğu, elde edilen delillerin de yasal olmadığını söyledikleri öğrenildi. CHP’li Erdal Aksünger bu gerekçe üzerine “Asıl darbeci sizsiniz. Suriye’ye silah göndererek darbe planladınız” dedi. 3 bakanın mal varlığı raporuna itirazlarını değerlendiren komisyonun bilirkişisi, bu itirazları değerlendirerek ek bir rapor hazırladı. Egemen Bağış ve eşi Beyhan Bağış’ın ortağı olduğu şirketlerle ilgili mali bilgiler, kullandıkları banka kredileri, borçalacak miktarlarının sıralandığı raporda, orantısızlık konusunda yeni bir saptama yapılazken, Beyhan Bağış’ın şirketten alacağının mal bildiriminde gösterilmediği kaydedildi. Zafer Çağlayan’ın Abdullah Happani’den kardeşi Şenol Çağlayan’a, 2 gün sonra da kendi hesabına gönderilen 2.5 milyon TL’lik parayla ilgili olarak “Sözkonusu para transferi ve altın bozdurma işleminin mahiyetinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususunun komisyonun takdirinde olduğu, taşınmaz alımlarının finansmanın kaynağının takdirinin komisyona ait olduğu değerlendirilmektedir” denilmesi dikkat çekti. Ek raporda, Muammer Güler’in, oğlu Barış Güler’in malvarlığına katkı miktarının bilinmediği, gelirinin çocuklarına katkı yapaak düzeyde olup olmadığının belirlenmesinde yalnızca elde edilen gelirlerin dikkate alınamayacağı kaydedildi. Güler’in itirazıyla ilgili bulgular ile değerlendirmelerde bir değişiklik yapılmasını gerektirir yeni bilgi ve belge içermediği vurgulanan ek raporda, “Burcu Güler’in malvarlıklarının babasının katkılarıyla arttığının takdirinin soruşturma komisyonuna ait olduğu değerlendirilmektedir” görüşü dile getirildi. Tapeler imha edilecek Komisyonda, AKP’li üyeler, Ceza Muhakemesi Yasası’na göre tanıklıktan çekilme hakkı bulunan kişilerin dosyada bulunan tapelerinin imhasını gündeme getirdi. Muhalefet milletvekillerinin itirazlarına karşın imha kararı 5’e karşı 9 oyla alındı. Buna göre, Zafer Çağlayan ile oğlu Kaan Çağlayan, Erdoğan Bayraktar ile oğlu Oğuz Bayraktar, Muammer Güler ile oğlu Barış Güler arasındaki tapeler imha edilecek. Komisyon, dosyada bu konuda bir tasnif yaparak hangi tapelerin imha edileceğine karar verecek, daha sonra da imha gerçekleştirilecek. AKP’li üyeler, imha kararına Ceza Muhakemesi Yasası’nın 135. maddesinde yer alan “Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması halinde, alınan kayıtlar derhal yok edilir” hükmünü gerekçe gösterdi. Bilirkişi, komisyona bıraktı Köylü: Vicdanım rahat Komisyon Başkanı Köylü, gazetecilerin “Baskı gördünüz mü?” sorusu üzerine “Ne baskısı. Biz daha ağır soruşturmalar yaptık. Ben öyle bir baskı hissetmedim. Çift taraflı tepeden havan atışları yapılıyor. Biz aşağıda olmadığımız için bize sirayet etmiyor. Biz onlara gözümüzü kulağımızı kapadık” dedi. Köylü, soru üzerine vicdanen rahat olduğunu söyledi. Köylü raporun en geç 9 Ocak’ta TBMM Başkanlığı’na sunulacağını bildirdi. Neyle suçlanıyorlar? l Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: Rıza Sarraf’tan değeri tespit edilemeyen bazı maddi menfaatler karşılığında bu şahsın İran’a altın ihracatı yapması işlerinde imtiyaz sağladığı, Gana’dan kaçak yollarla yurda sokulmak istendiği iddia edilen 1.5 ton altınla ilgili adli ve idari soruşturmaları engelleyerek altının Dubai’ye çıkışını sağlamaya çalışarak Kaçakçılıkla Mücadele Yasası’na muhalefet etmek, resmi belgede sahtecilik yapmak ve rüşvet almak. l Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler: Rıza Sarraf’tan sağlanan miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı maddi menfaatler karşılığında bu kişinin araçlarına trafikte emniyet şeridini kullanma imtiyazı vermek, sözkonusu şahıs için koruma polisi görevlendirmek, bu şahısla ilgili adli veya istihbari çalışma yapılıp yapılmadığının araştırılması için talimat vermek, bu şahsın usulsüzlükleri hakkında basında çakacak haberlerin engellenmesi için girişimde bulunmak, bu eylemlerle resmi belgede sahtecilik, nüfuz ticareti, rüşvet almak, gizliliği ihlal etmek. l Eski AB Bakanı Egemen Bağış: Rıza Sarraf’tan sağlanan miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı maddi menfaatler karşılığında bu şahsın turizm belgeli bir otel kiralama girişimi ile yakınlarına vize alınması işleri için aracılık etmek, bu şahısla ilgili bir soruşturma olup olmadığı yönünde ilgili kurum ve kuruluşlarda araştırma yapılmasını sağlamak, bu şahsın faaliyeti ile ilgili basında haber yapılmasının önlenmesi için girişimlerde bulunmak, bu eylemlerle rüşvet almak ve nüfuz ticareti yapmak. l Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar: Bir suç örgütünün yöneticisi ve üyelerinin kendilerine sağlanan ve miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı menfaatler karşılığında kişiye özel imtiyazlı imar planlarını onaylatmak ve imar planlarına aykırı olarak yapılan bazı projelerin usulsüzlüklerine göz yummak ve denetimlerden sorunsuzca geçmelerini sağlamak, bu eylemlerle nüfuz ticareti yapmak ve görevi kötüye kullanmak. gönderdiği savunma dilekçesinde, Bahçeli’nin konuşması sırasında kullandığı “…soygun paralarını TÜRGEV’de saklayan…” ifadesinin, dava dilekçesinde, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapılan vahim bir sadırı” olduğunun öne çıkarıldığı belirtildi. Bahçeli’nin davaya konu olan konuşmasının “güncel, toplumsal ilgisi bulunduğu ve konuşulmasında kamu yararı olduğuna” dikkat çekilen dilekçede, “Konuşmanın hiçbir yerinde ‘TÜRGEV hırsızdır, hırsızlık yapmıştır’ denilmemiş olmasın rağmen davacı taraf ısrarlı ve hatalı yorumlarıyla kendisine hırsız dendiğini iddia etmiştir” denildi. Arınç: Ara karar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Meclis Soruşturma Komisyonu’nunun 4 eski bakanla ilgili kararına saygı duyulması gerektiğini belirterek, “Bugünkü karar sadece dokuza beş gibi bir sonuçla Yüce Divan’a gönderilmediği şeklinde bir ara karardır. Henüz bunun gerekçesi yazılmamıştır. Bugün bir süreç sonuçlandı, ama kesin süreç değil” dedi. Meclis soruşturma komisyonlarının hem siyasi hem de hukuki sonuçları olduğunu ve denetim yollarının en etkilisi olduğunu belirten Arınç, “Biz komisyon üyelerinin hukuka, vicdana uygun hareket ettiklerini hepsi için düşünürüz” dedi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Arınç, şu değerlendirmeyi yaptı: “Meclis soruşturması başbakan ve bakanlar içindir. Görevleri süresince işlediği iddia edilen suçlar üzerinden komisyon kurulabilir. Meclis soruşturması en az 10 bakan hakkında istenmiştir. Daha önce de 30’a yakın bakan hakkında istendi. Komisyonda çıkan kararların yarından fazlası Yüce Divan’a sevk edilmemesi yönünde oldu.” Muhalefeti suçlayan Arınç, “Bu bir ara karardır. Gerekçelerini göreceğiz. Bunun için neden acele ediyoruz. Bir bloklaşma var ama AKP’li üyeler nedeniyle değil, CHP ve MHP’li üyeler nedeniyle” dedi. Komisyona üye verilmesinin geciktiğini anımsatan Arınç, CHP ve MHP’li üyelerin bir yıldır bakanları “hırsız” diye yaftaladığını kaydetti. Genel Kurul’da her bakan için gizli oylama yapılacağını, hiç kimsenin “komisyonun kararı önceden hazırlanmıştı” dememesi gerektiğini dile getiren Arınç, “Rapor 9 Ocak’ta dağıtılacak. Oylamada nihai sonucu göreceğiz” diye konuştu. Gözler Genel Kurul’da Soruşturma Komisyonu raporunun görüşüleceği TBMM Genel Kurulu’nda 4 eski bakanın Yüce Divan’a sevki yönünde önerge için 276 milletvekilinin oyu gerekiyor Komisyon, dünkü kararın ardından raporu hazırlayarak muhalefet milletvekillerine gönderecek. Komisyonun CHP ve MHP’li üyelerinin muhalefet şerhini vermelerinin ardından rapor en son 9 Ocak’a kadar TBMM Başkanlığı’na sunulacak. TBMM Başkanlığı, komisyon raporunun sunumunun ardından 10 gün içinde basımını yaparak milletvekillerini dağıtacak. Dağıtımın ardından da 10 gün içinde rapor TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek. Genel kurulda, muhalefet partileri Yüce Divan’a sevk yönünde önerge verebilecek. Önergenin kabul edilmesi için de 276 oy gerekecek. Önergenin oylamasında bu sayıya ulaşılamaması durumunda aklama yönündeki komisyon raporu kabul edilmiş sayılacak. Ancak genel kuruldaki oylama sırasında AKP’den fire yaşanması bekleniyor. CHP, 4 eski bakana ilgili TBMM’ye fezlekelerin ulaşmasının ardından soruşturma önergesi verdi ve önergenin o tarihte tatilde olan TBMM’de görüşülmesi için Meclis’i 19 Mart’ta olağanüstü toplantıya çağırdı. Aynı gün AKP de soruşturma önergesi verdi. Ancak AKP’nin soruşturma önergesi, yerel seçimlerin ardından 5 Mayıs’ta görüşüldü ve soruşturma komisyonu kuruldu. Ancak AKP, CHP ve MHP’nin komisyona bildirdiği üyelere itiraz ederek uzun süre isim bildirmedi. Komisyon ancak 10 Temmuz’da ilk toplantısını yapabildi. gün önce Başbakan Ahmet Davuoğlu, 4 bakanı Başbakanlık Konutu’na çağırarak bir süre görüştü. Bakanlardan “Yüce Divan’ı kendiniz isteyin, bu yönde açıklama yapın” telkininde bulunan Davutoğlu, parti grubuna da komisyon üyelerinin kendi vicdanlarına göre karar vermelerini istedi. Toplantı öncesinde Bayraktar dışındaki 3 bakanın Yüce Divan’a gönderileceği beklentisi AKP kulislerinde dile getirilirken, 22 Aralık’ta bu hava birden değişti. Aynı gün toplantı öncesinde Erdoğan’ın bakanları ikamet ettiği Dışişleri Konutu’na çağırdığı ve bazı komisyon üyeleriyle de biraraya geldiği öğrenildi. Erdoğan’ın aklama yönünde karar çıkması yönündeki baskısı üzerine Davutoğlu, Köylü ve Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ile görüştü. Bu trafiğin ardından Yüce Divan oylaması 5 Ocak’e ertelendi. Tapeler, Sarraf ailesini ayırıyor İstanbul Haber Servisi Şarkıcı Ebru Gündeş’in 1725 Aralık yolsuzluk operasyonlarında ismi geçen eşi Rıza Sarraf’tan boşanacağı iddia edildi. Beyaz TV’de yayınlanan magazin programında, tape olaylarından sonra çiftin arası bozulduğu konuşuldu. İddialara göre, Gündeş tapelerde çıkan “En güzellerini bana ayır” lafını duyduktan sonra hemen boşanmak istedi ancak Rıza Sarraf, Gündeş’i çocuğu göstermemekle tehdit etti. Bu iddiaların ortaya atılmasının ardından Gündeş’in önceki gün instagram hesabından paylaştığı bu fotoğraf iddiaları güçlendirdi. Gündeş, hesabından “Hayırlısı” yazılı bir fotoğraf paylaştı. Eşi Rıza Sarraf’ın rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda tutuklanmasının ardından Ebru Gündeş televizyonda duygusal anlar yaşamış, büyük bir rahatsızlık yaşadığını, bunu atlattığını söylemiş ve “Çok şaşkın ve üzgün olduğum bir konu. Rıza benim çocuğumun babası ve benim de kocam. Biz çok severek evlendik. Biz bir söz verdik iyi ve kötü günde birlikte olacağımız için. Biliyorum ki her gecenin bir sabahı var. Biliyorum ki bunun da bir sabahı var” demişti. imler devreye girdi, AKP’li vekiller nasıl ikna edildi Komisyonun 22 Aralık’taki toplantısından 1 K Bahçeli’den SELDA GÜNEYSU ANKARA – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde bulunduğu TÜRGEV’in kendisi aleyhine açtığı 100 bin TL’lik tazminat davasına savunma dilekçesi gönderdi. Bahçeli’nin avukatları Hamit Kocabey, Yüksel Evci ve Nizameddin Kocabey tarafından İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilen savunma dilekçesinde, TÜRGEV’in Bahçeli aleyhine açtığı davanın “sanki Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapılan eleştirilere karşı açılmış bir dava intibaını uyandır TÜRGEV savunması dığına” dikkat çekilerek, “Davacı taraf (TÜRGEV), davasının haklılığını izaha çalışırken davacıya (kendisine) hırsızlığı yakıştırması davanın dikkat çekici hususudur” denildi. TÜRGEV tarafından geçen haftalarda, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Devlet Bahçeli hakkında 100’er bin TL’lik manevi tazminat davası açılmıştı. Bahçeli’nin, 28 Temmuz 2014’te, Ankara Arena Spor Salonu’nda, yaptığı konuşmayla “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” iddiasıyla açılan davaya MHP’den itiraz geldi. Bahçeli, avukatları aracılığıyla İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle