28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 OCAK 2015 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 göndermeyen bir ülke durumuna geldik... Oysa çağdaşlaşmak, akıl ve bilim yolunda yürümek demekti! Gericifaşist iktidarlar kol kanat gerdi softalara, aşiretlere... Öğretim Birliği Devrimi tarihin çöplüğüne atıldı... Çok kötü bir iş yaptık! Çok ama çok kötü! Bugün bunun acısını çekerek yaşıyoruz... İş işten geçti! Darbeler genç kuşakları yok etmek, onları boğmak, öldürmek için çabaladı ve başardı... Sol hareketin önü kesildi! Suçu halkımıza, yoksullarımıza, emekçilerimize yükledik... Oysa kendi kendimize kötülük yaptık halka tepeden bakarak: “Bizim insanımız adam olmaz!” Hırsızların, soyguncuların, talancıların kol gezdiği sömürü düzeninin çarkları, medyanın rezilliği, birkaç gazetenin direnişi... Muhalefeti ise elimizde fenerle arıyoruz, gören varsa haber versin! Solcusu, demokratı, yurtseveri, sosyalisti, komünisti nerelerde dersiniz? HHH Bilgisiz ve bilinçsiz toplumlarda hukukun üstünlüğü ilkesi, yargı bağımsızlığı, temel hak ve özgürlükler ayaklar altına alınır... Ayrımcılık yapılır! Amaç köleci, sadaka toplumu yaratmaktır... Bir 10 yıllık süreçte her şey ama her şey yapılırken, kimi okumuş bilinçsizler “yetmez ama evet”, kimileri “inadına evet” mührünü eline alıp “hoş geldin demokrasi” diye caka bile satabilir! Başta söyledim, dünyada ve Türkiye’de insanlar ayrı zaman biçiminde yaşıyorlar... İstanbul’u Nişantaşı, Etiler; Ankara’yı Çankaya, Kavaklıdere; İzmir’i Alsancak, Karşıyaka sananlar var... Oysa üç büyük kentin bir de varoşları var! HHH Hep birlikte bir zaman tünelinden geçiyoruz... Dedim ya, insanın insanlaşması uzun, sancılı ve acılı bir süreçtir... Umudu kesmek yok 4 eski bakanın aklanmasına AKP kulislerinden de tepki sesleri yükseldi: Göreve de iade etsinler ERDEM GÜL ANKARA AKP’nin, 17 Aralık’ta operasyonu sonrası istifa ettirilen 4 bakanı, Meclis Soruşturma Kamisyonu’nda Yüce Divan’a göndermeyip ‘aklaması’ üzerine siyasi kulislerde yeni bir tartışma başladı. Karar tepki gösteren bazı AKP’liler, “Hiçbir şekilde yargı karşısına çıkarılmadan aklanan bu 4 bakan neden istifa ettirildi? Şimdi AKP oylarıyla aklandığına göre bakanlık görevlerine iade edilmeli” dedi. Komisyonda AKP’li üyelerin oylarıyla verilen ‘aklama’ kararı üzerine gözler, Yüce Divan konusunda nihai oylama TBMM Genel Kurulu’nda yapılacağı için AKP milletvekillerine çevrildi. Genel Kurul’daki oylamada 4 bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi ancak 276 oyla mümkün olduğu için AKP’den 50’nin üzerinde milletvekilinin bu yönde oy vermesi gerekiyor. Komisyonda AKP’nin blok oy kullanmasına karşın Genel Kurul’daki gizli oylama öncesi AKP milletvekilleri arasında, “4 bakan olmasa da aralarından dosyalarındaki iddialar ağır görünen 3’ü, en azından 2’si Yüce Divan’da yargılan u Komisyondaki aklama ile birlikte siyasi kulislerde AKP’lilerin de paylaştığı yeni bir görüş ortaya atıldı: “Yargı önüne çıkarılmaksızın aklanan bu bakanlar neden istifa ettirildi? Aklandıklarına göre Başbakan Ahmet Davutoğlu bu 4 bakanı kabineye geri alsın.” ca döner. Burada da 4 bakan yargı önüne çıkarılmayıp aklandığına göre şimdi bakanlık görevlerine iade edilmeli. Başbakan Davutoğlu yarın bu bakanları göreve iade etmeli.” İnsanın İnsanlaşması Acılı Bir Süreçtir!.. İnsanın insanlaşması uzun ve sancılı bir süreç aldı... Bugün bile dünyada çeşitli toplumlar “ayrı zamanları” yaşıyor, ortaçağın karanlığı, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde açık bir biçimde yaşanıyor... Toplumsal gerçeği algılamakta zorlanıyoruz, bilimsel eğitimi önemsemiyor, kadının dörtbeş çocuk doğurup “kariyerini” annelik yaparak sürdürmesini istiyoruz. Türkiye nereden nereye geldi, görüyorsunuz değil mi? Türkiye’nin toplumsal gerçeğinde ayrı zamanlarda yaşayan bir kesim var... Bir siyasal iktidar, toplumsal gerçeği din üzerinden hayata geçirmek istiyor, kadınerkek eşitliğini sözde savunur gibi yapıyor; İslam hamurunda yeni bir yaşamı önümüze seriyor. Açık açık ırkçılık, mezhepçilik, inanç sömürücülüğü yapıyor... Tüm bunları demokrasinin gereği olarak topluma yutturması işin bir başka yönü! Bilgi çağında bilgisizlik zor iş! Hele hele bilgisiz ve bilinçsiz olmak ise safdillikten başka bir şey değil... Mustafa Kemal, yaşadığı toplumda kişiler ve çevreler arasında var olan zaman ayrılıklarını yok etmek için “Öğretim Birliği Devrimi”ni gerçekleştirmişti. HHH Ortaçağı yaşayanlar bu devrimle günümüze ulaşacaklardı. Köy Enstitüleri işte bu amaçla kuruldu Anadolu’nun batısında, doğusunda, dört bir yanında... Önce bu okulları yıktık, ardından Öğretim Birliği Devrimini... 2015 yılına girdik, bilimsel eğitimin yerini neredeyse medreseler alacak... Aklın ve bilimin yolundan uzaklaştık, çocuklarımızı din pazarlamacılarına teslim ettik, tarikatların önünü açtık... Kız çocuklarını okula malı” görüşünü seslendirenler bulunuyor. “Partiye dışarıdan katılan” Zafer Çağlayan ve Muammer Güler’in Yüce Divan’a gönderilmesini isteyenlerin sayısı çoğunlukta. AKP’liler arasında “dine hakaret” konuşması nedeniyle Egemen Bağış’ın da Yüce Divan’a gitmesi gerektiğini savunanlar bulunuyor. Ancak komisyon oylamasında parti yönetiminin Yüce Divan’a göndermeme konusundaki görüşünün net olarak ortaya çıkması sonrası AKP içinde Genel Kurul oylamasında 4 bakandan bazılarını göndermek için 50’nin üzerinde oy çıkmasının zor olduğu belirtiliyor. çıkarılmaları engellendi Bakanların yargı önüne Buna karşın komisyondaki ‘aklama’ sonrası siyasi kulislerde bu karara tepki gösteren bazı AKP’lilerin de pay laştığı bir görüş ortaya atıldı. Bu görüş şöyle ifade ediliyor: “Bu 4 bakan 17 Aralık operasyonunun ardından dönemin Başbakanı Erdoğan’ın talimatıyla istifa ettirildi. Geçen bir yılı aşkın süredir bu bakanların yargı önüne çıkmaları kesin olarak engellendi. Operasyonun hakimsavcılarıpolisleri görevden alındı, mahkemeleri değiştirildi, tüm iddialara takipsizlik kararı verildi, iddianameler düşürüldü. Yalnızca Meclis’te bir soruşturma kalmıştı. O soruşturmada da bir müdahale ile ertelenen oylamada AKP’li vekillerin blok oylarıyla bu bakanların Yüce Divan’a gitmelerine izin verilmedi. Parti bu bakanların arkasında durdu. Bizde kamuda bir uygulama vardır; hakkında soruşturma olan soruşturmanın selameti için görevden alınır, aklanın söylemi ‘Aday yapmayacağız’ Bu arada komisyondaki oylama öncesi AKP kulislerinde parti yönetiminin milletvekillerine, “Bu bakanları hükümetimiz aleyhine karar alan Anayasa Mahkemesi’ne göndermeyelim. Cezalarını biz vereceğiz. Seçimde milletvekili adayı göstermeyeceğiz” mesajı iletildi. Bu mesaja, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu 4 ismi istemediği bilgisi gerekçe olarak gösterildi. Ancak 4 bakandan Egemen Bağış’ın, tüzükteki üç dönem kuralı nedeniyle zaten yeniden aday olamadığına dikkat çekiliyor. Diğer 3 bakanın ise listelerin oluşması aşamasında, “Biz aklandık. Adaylık hakkımız. Milletin sandıkta bizi aklamasına engel olamazsınız” diyerek ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da desteğini alarak yeniden aday olacaklarına da dikkat çekiliyor. CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU: Her kuruşun hesabını vereceksiniz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Muhalefet, TBMM Soruşturma Komisyonu’nun 4 eski bakanı Yüce Divan’a göndermeme kararını sert bir dille eleştirdi. CHP lideri Kemal Kılıçadaroğlu, 4 eski bakanla ilgili karara sert tepki göstererek “Çaldığınız her kuruşun hesabını vereceksiniz!” dedi. Kılıçdaroğlu, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada,“Suçsuz olan şerefli adamların, hesap verme korkusu olmaz! Yüce Divan’a gidilmemesi yolsuzluğun bizzat kabulünden başka bir şey değildir! Halkı makaraya aldığınızı sanıp, yalanlarınızın aklandığına inanmayı aklınızdan geçirmeyin. Çaldığınız her kuruşun hesabını vereceksiniz!” dedi. CHP’li komisyon üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenleyen Grup Başkanvekili Levent Gök, Türkiye siyasetinde yaşanan “kara günün” uzun yıllar temizlenemeyeceğini söyledi. Gök, “Siz en sıradan bir vatandaşa siz ‘mahkemede gidin hakkınızı arayın orada çıkan sonuca razı olun’ diyeceksiniz, yolsuzluklarla ilgili iddialar karşısında ‘biz mahkemeye güvenmiyoruz ki’ diyeceksiniz. Bir iktidar partisi, ‘biz güvenmiyoruz’ deme noktasına gelmişse siz bu devleti yönetemezsiniz. AYM’nin yapısını siz kurdunuz. Biz o zaman itiraz ettiğimiz zaman yargıyı bağımsız kılıyoruz dediniz. Ne oldu? Dört yıl önce kurduğunuz bir yapıdır AYM. Neden korkuyorsunuz?” dedi. Gök, komisyon üyeleriyle düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye siyaseti için kara bir gün yaşandığını” vurguladı. Kararın bu yönde çıkacağının aslında iki hafta önce, oylamanın ertelenmesiyle belli olduğunu belirten Gök, AKP’nin yaptığı tahribatın uzun yıllar giderilemeyeceğini ifade etti. Gök, şöyle konuştu: “AKP’nin sayısal çoğunluğuyla bakanlara aslında aklanma fırsatı verilmemiştir. Her Gök birinin ayrı ayrı mahkemede hesaplaşmak istiyorum, orada yargılanmak istiyorum, kamuoyunun önünde ‘aklanmak istiyorum’ demeleri gerekirken, AKP’liler çoğunluk oylarıyla bakanların mahkeme önünde aklanma fırsatını da kendi ellerinden almıştır. Konu kesinleşmemiştir. Komisyonun bu kararıyla bakanlar aklanmış değildir. Bu konu TBMM’nin önüne gelecektir. İşte o zaman kendisini namus timsali gösteren, kimi zaman ağlayan, o bakanları o vekilleri göreceğiz. Hepsinin vicdanlarına nasıl hakim olduklarını göreceğiz. Kimin talimat verdiğini göreceğiz.” M.E.A ailesiyle Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Konya’da şehit asteğmen Kubilay’ı anma töreninde yaptığı konuşma nedeniyle gözaltına alınarak tutuklanan, ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 16 yaşındaki lise öğrencisi M.E.A ailesiyle birlikte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Merkezi’ndeki makamında gerçekleşen görüşmeye, M.E.A ile dedesi Mehmet Emin, CHP Konya eski İl Başkanı Mevlüt Kapusuz, Kadın kolları Başkanı Deniz Çelik, Karatay eski İlçe Başkanı Mehmet Gayretli ve Gençlik Kolları Başkanı İrfan İnanç Yıldız katıldı. Kılıçdaroğlu, görüşmede aileye geçmiş olsun dileklerini iletirken, aile de partinin süreçte gösterdiği ilgiden ötürü Kılıçdaroğlu’na teşekkür etti. ‘Tehdit gibi’ ilan KaçAk Saray’a dev para kasası AKP’ye yakınlığı ile bilinen Sivil Dayanışma Platformu 4 eski İstanbul Haber Servisi TBMM Komisyonu’nun 4 eski bakanın yolsuzluk iddialarıyla ilgili Yüce Divan’a gönderilmesi konusunda oylama yapacağı gün, AKP hükümetine yakın sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Sivil Dayanışma Platformu tarafından bazı gazetelere verilen tam sayfa ilan dikkat çekti. “Sağlam İrade Cumhur’un başında” başlıklı ilanda, “Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını ‘Sağlam İrade’nin gölgesine borçlu olanların küçük hesapları ‘Büyük Türkiye’ yürüyüşünü durdurmaya yetmeyecektir” denildi. 1725 Aralık operasyonlarından sonra gazetelere tam sayfa ilan verip billboardlara afiş astırarak yapılan “Sağlam İrade” kampanyasıyla adından söz ettiren Sivil Dayanışma Platformu, bu kez de adı yolsuzluk iddialarıyla gündeme gelen 4 eski bakanlar için Yüce Divan oylamasının yapıldığı gün AKP’ye yakın gazetelere ilan verdi. İlanda, “Dosyada suçlanan bakanların Yüce Divan’a gönderilme çabası, adli yargıda başarısız olan darbe girişimini Anayasa Mahkemesi’nde sonuçlandırma çabasıdır” denildi. Tehdit gibi ifadelerin yer aldığı ilanda, şu açıklamalar dikkat çekti: “Anayasa Mahkemesi’nden ‘Dönemin Başbakanı’ çıkarma gayretinde olan içeriden ve dışarıdan fitne odakları ile siyasi ikbal ve makamları için bu fitne odaklarıyla açık gizli ittifak yapanları ibretle takip ediyoruz. Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını ‘Sağlam İrade’nin gölgesine borçlu olanların küçük hesapları ‘Büyük Türkiye’ yürüyüşünü durdurmaya yetmeyecektir.” CHP Milletvekili Umut Oran, gazetelere verilen ‘Sağlam İrade’ ilanını TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle Meclis gündemine taşıyarak “Bu soruşturma komisyonunu etkilemeye dönük değil midir? Suç duyurusunda bulundunuz mu?” diye sordu. Dink cinayeti şüphelisi Ercan Demir, Cizre Emniyet Müdürü oldu bakanla ilgili oylama yapıldığı gün AYM’ye sert yüklendi Soruşturma Komisyonu üyesi MHP’li Mesut Dedeoğlu, , “Bugün TBMM’nin yaşamaması gereken, vicdanların sızladığı bir gün” dedi. Dört bakanın mahkemelerden kaçırıldığını kaydeden Dedeoğlu, siyasetin hukuka müdahale ettiğini belirterek, “TBMM gelecek nesillere çok kötü bir örnek gösterdi” dedi. Dedeoğlu, “Kabul edenleretmeyenler felsefesiyle, parmak çoğunluğuyla bu kararın alınmaması gerekirdi.” dedi. AKP’li üyelerin Yüce Divana gitmeme kararında “toplanan delillerin hukuka aykırı” olduğu savunduğunu ifade eden Dedeoğlu, şunları dile getirdi: “Somut delil başka ne olabilir. Bunların tamamını yok hükmünde sayarak; Deliller hukuksuz bir şekilde toplandı bunlar geçersizdir’ savunmasını yaptılar. İçerideki 9 AKP’li milletvekili 4 bakanın avukatlığını yaptılar. Vicdanlar yara almıştır. 1725 Aralık konusunda hükümet hukuka müdahale etmiştir.” Dedeoğlu, MHP’nin Dedeoğlu anayasal haklarını kullanarak dört bakanın Yüce Divana gitmeleri konusunda çalışacağını belirterek, “Gönüllerde, vicdanlarda hiçbir zaman aklanmayacaklar, hiçbir zaman rahat bir uyku uyuyamayacaklar” dedi. Dedeoğlu, AKP’nin bakanlara Yüce Divana göndermeme kararının altında “Bunun ucu başkanlarına dayanacak, işin rengi değişecek” endişesi yattığını ifade etti. Soruşturma Komisyonu’ndan çekildiği için oy kullanamayan HDP’li Bengi Yıldız da, Genel Kurul’da yapılacak oylamada, bakanlar hakkında “Yüce Divan’a gönderilsinler” yönünde oy kullanacağını açıkladı. MHP: Çok kötü bir örnek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mimarlar Odası Ankara Şubesi, kamuoyunda “KaçAk Saray” olarak bilinen Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na, benzerleri bankaların merkez şubeleri ve büyük finans kuruluşlarında bulunan zırhlı para kasaları alındığını açıkladı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı için alınan zırhlı para kasasının da özel olduğunu söyledi. Candan, zırhlı para kasasının oda büyüklüğünde ve yüksek güvenlikli olduğunu belirterek, “Bir para kasası eksikti o da tamamlanmış oldu” dedi. Candan, Saray’a alınan para kasasının yüksek mukavemete dayanıklı, bankalarda ve finans kuruluşlarında kullanılan, ihtiyaca göre özel donanımlı üretilen türden olduğunu söyledi. Ödül gibi atama yaptılar İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olduğu gerekçesiyle şüpheli olarak ifadeye çağrılan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü Amiri Ercan Demir, Cizre Emniyet Müdürü oldu. Dink davası avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, cinayette sorumluluğu bulunan Demir’in Cizre’ye Emniyet müdürü olarak atanmasının ciddi bir hata olduğunu vurguladı. Cizre’de 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan gerginliğin ardından görevden alınan İlçe Emniyet Müdürü’nün yerine Hrant Dink cinayeti şüphelisi Ercan Demir’in atanması tepki yarattı. Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, “Ercan Demir, Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olanlardan biridir. Cinayet planlandığı bilgisinin geldiği dönemde kendisi amirdi. Cinayetin önüne geçmediler. Sorumluluğu olanlardan biridir. Cizre’ye Emniyet müdürü olarak atanması ciddi bir hatadır” dedi. Demir’in Dink cinayetindeki sorumluluğunun çok açık olduğunu ifade eden Bakırcıoğlu, “Biz hiçbir zaman ‘Ercan Demir’in cinayette ihmali var’ demedik. ‘Demir kasıtlı olarak bu cinayetin önüne geçmeyenlerden biridir’ dedik. Ercan Demir henüz ifade vermedi ama ifadeye çağrıldı. Böyle bir ismin Cizre’ye Emniyet müdürü olarak atanması çok vahim” diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun Dink cinayetine ilişkin hazırladığı raporda, Hrant Dink öldürüldüğünde Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde amir olan Ercan Demir için “Yasin Hayal ve grubunun izlenmemesinde ihmali var” denmişti. İstanbul Savcılığı, Trabzon’daki görevlilerle ilgili kısmı ayırarak görevsizlik kararı verip dosyayı Trabzon’a göndermişti. Trabzon’daki savcılık, dosyayı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) iletmişti. HSYK, 1 Temmuz 2014 tarihinde Trabzon Emniyeti ve Trabzon Jandarma Komutanlığı görevlileri hakkında soruşturma yapılması gerektiğe karar vermişti. TMK 10. maddeyle yetkili İstanbul Savcılığı, Trabzon’daki dosyayı isteyerek iki dosyayı birleştirdi. HSYK’nin Trabzon’daki Emniyet ve jandarma görevlilerinin cinayetteki sorumluluğunun araştırılmasına yönelik kararının ardından bugüne dek ifadesi alınmayan bazı isimler ifadeye çağrılmaya başlandı. Cizre’ye atanan Demir de şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı ancak henüz ifade vermedi. Oran Meclis’e taşıdı Adı raporda geçiyor Sedef Kabaş yine ifadeye çağrıldı İstanbul Haber Servisi 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması ile ilgili attığı tweet nedeniyle “terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef gösterme” iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan gazeteci Sedef Kabaş, polise mukavemet ve hakaret suçlamasıyla şüpheli olarak tekrar ifade verdi. Kabaş, 30 Aralık 2014 günü Twitter’da rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının kapatılmasına tepki göstermek için “17 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı veren savcının ismini unutmayın” tweet’i nedeniyle 8 saat gözaltına tutulmuş, ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakılmıştı. Kabaş dün de gözaltına alındığı gün Çekmeköy’deki evine arama yapmaya giden Bilişim Şube polislerine mukavemet ettiği gerekçesiyle ifadeye çağrıldı. İstanbul Adliyesi’ne avukatıyla beraber gelen Kabaş, Basın Suçları Bürosu savcılarından Vedat Yiğit’e yaklaşık yarım saat ifade verdi. Çıkışta açıklama yapan Kabaş, “Polislerin evime gelmesi ve evimde yaptıkları arama sırasında yazdıkları bir tutanak var. Bu tutanağa istinaden savcı beyin emri üzerine önce sabah saatlerinde polislerin ifadesi alınmış” dedi. Sabah saatlerinde kapısının önünde polisleri görünce şaşırdığını kaydeden Kabaş, “Zira yaptığınız herhangi bir suç yok. Kaldı ki polisler sivil kıyafetle geldiği için polis olup olmadığını anlayamıyorsunuz. Dolayısıyla önce kapıda aramızda tartışmalar oldu. ‘Siz kimsiniz niçin geldiniz’ gibi. Arama emrini gördükten sonra polisleri içeri davet ettim. Çay ikram ettim ve polislere evde istediği gibi arama yapabileceklerini söyledim” diye konuştu. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle