27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 OCAK 2015 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 9 Almanya, erken seçimi kazanması beklenen SyrizA yüzünden yunanistan’ı Avro Bölgesi’nden çıkartabilir Dış Haberler Servisi Yunanistan’da 25 Ocak’taki erken seçim için geri sayım başlarken anketlerde Avrupa Birliği (AB), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) oluşan “Troyka” ile yapılan kurtarma anlaşmasına itiraz bayrağı açan Aleksis Tsipras liderliğindeki Radikal Sol İttifak SyRİzA’nın ayak seslerinin işitilmesi endişe kaynağı. Der Spiegel dergisi Spiegel Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Yunanistan’ın Avro Bölgesi’nden çıkmasına hazırlandığını öne sürdü. Derginin Alman hükümet kaynaklarına Merkel ‘Grexit’e razı Der Spiegel’e göre Almanya Başbakanı, Yunanistan’ın SYRİZA yönetiminde bütçe disiplinini terk edip borçları ödememeye kalkışması halinde ‘Avro Bölgesi’nden çıkartılmasına hazırlanıyor. Anketlerde 25 Ocak seçimini kazanacağı öngörülen SYRİZA lideri Tsipras ise “Avrupa’da değişim Yunanistan’dan başlayacak” diyor. dayandırdığı ve “Grexit” (Yunanistan’ın çıkışı) ifadelerini kullandığı habere göre, “Almanya yunanistan’ın seçimlerden sonra bütçe disiplinini terk edecek ve borçları ödemeyecek bir hükümetin kaçınılmaz olması halinde ‘Avro Bölgesi’nden çıkarılmasını” değerlendiriyor. Merkel’in de Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin de ‘Avro Bölgesi’nde 2012’de devreye sokulan önlemler sayesinde Yunanistan’ın 19 AB üyesinin yer aldığı para birliğinden çıkmasının “üstesinden gelinebileceği” ve bunun “çok daha az dramatik olacağı” kanaatini taşıdıkları savunuldu. İrlanda ve Portekiz gibi ülkelerde toparlanma sürerken Berlin’in Yunanistan’ın yaratacağı sorunların sınırlı kalacağı fikrinin güçlendiği belirtiliyor. Haber üzerine Alman hükümet sözcüsü Georg Streiter, “yunanistan yükümlülüklerini yerine getirmiştir. yunanistan’ın yapısal yükümlülüklerini karşılamaya devam edeceği görüşündeyiz” açıklaması ile yetindi. Streiter, derginin haberiyle ilgili yorum yapmadı. Maliye Bakanlığı sözcüsü de Schaeuble’nin yorum yapmayacağını söylerken bir yetkili geçen haftaki beyanların geçerli olduğunu söyledi. Schaeuble, “yunanistan başka bir yol seçerse bu zor olacak. Seçimler yunan hükümetiyle yaptığımız anlaşmaları değiştirmeyecek. Her yeni iktidar kendisinden önceki hükümetlerin yaptığı anlaşmalara riayet etmesi lazım” demişti. Ama Alman hükümetinin Ekonomik Danışmanlar Konseyi’nden Peter Borfinger, “Grexit” ikazında bulunarak “Avro bölgesinin istikrarı riske girebilir. Cin şişeden çıkarsa kontrolü zor olur” dedi. Merkez sağcı yeni Demokrasi Hareketi’nin lideri ve Başbakan Antonis Samaras’ın görev süresi dolan Cumhurbaşkanı Karolas Papulyas’ın yerine arzu ettiği ismi üç turda seçtirememesiyle erken seçimin yolu açılmıştı. “Troyka” Yunanistan’la 240 milyar Avro’luk kurtarma anlaşması gereği yapısal reformların devamını istiyor. Seçime 3 hafta kala ‘Podemos ve İrlanda bizi izler’ anketler SYrİzA’yı 3 ile 6 puan arasında önde gösteriyor. Tsipras iktidara gelirlerse “troyka” ile kurtarma anlaşmasının koşullarını ve borçların silinmesini yeniden müzakere etmekte ısrarlı. Emlak vergisini kaldırmak, asgari ücreti artırmak gibi uygulamalarla kemer sıkma politikasını gevşetmeyi vaat ediyor. SYrİzA lideri cumartesi günü Atina’daki parti kongresinde de “Avrupa’da ihtiyaç duyulan değişimin yunanistan’dan başlayacağını” söyledi, kendilerini sol kanat Podemos hareketinin güç kazandığı İspanya ile İrlanda’nın izleyeceğini belirtti. Tsipras, ECB’nin Yunanistan’ı dışlayamayacağını savunurken “Kurtarma paketi irrasyonal ve yıkıcı. Müzakerelerle ülkemizin eşit olarak Avro bölgesinde yerini almasını garanti edeceğiz. Kurtarma paketini bitirmemiz gerek” diye konuştu. SYrİzA’nın oy oranı yüzde 30’da görünüyor. 2015’te Türkiye ve Dünya ABD ve AB’nin 2013 ve 2014’te yoğunlaşan yeni girişimleri var: ABD ve AB Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (Trans Atlantic Trade and Investment Partnership TTIP) çabaları belirli bir noktaya geldi. ABD ve AB, dünya üzerinde göreceli olarak gerileyen ticaret ve üretim oranlarının daha da kötüleşmemesi için aralarındaki entegrasyonu ileri bir noktaya taşıma çabasındalar. ABD ve AB, aralarındaki serbest ticaret anlaşması ile zaten gümrükleri çok düşürmüştü. Ancak bununla yetinmiyorlar; TTIP ile hem tek pazar haline gelip hem de aralarındaki karşılıklı yatırımları geliştirmek istiyorlar. Bu da onlara, küresel boyutta önemli dışsallıklar sağlayacak. ABD bunun dışında Pasifik Ticaret Ortaklığı (Trans Pasific PartnershipTPP) için 2014’te düğmeye basmış durumda. 11 Asya ülkesi ile ABD arasında daha yakın bağlar oluşturma çabasında. Açıkçası, Çin ve Hindistan’ın bölgede artan etkisine karşı kendi etkisinin daha geriye gitmesini önlemek istiyor. Özellikle TTIP’de önemli ilerleme sağlandı. Çünkü ABD ve AB’nin ortak çıkarları söz konusu; özellikle Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya’ya karşı. Kuşkusuz bu ticaret ve yatırım ortaklıkları sadece ticari ve iktisadi alanlarda değil siyasal boyutta da ABD ve AB’ye önemli dışsallıklar sağlayacaktır. Bu yeni ortaklık girişimleri, büyüklerin küresel kavgalarının araçları durumundadır. Türkiye, ağırlıklı olarak Batı ülkeleri ile siyasi, iktisadi ve kültürel bağlara, anlaşmalara ve sivil örgütlenmelere sahiptir. ABD ve AB’nin son girişimleri hem kurumsal, hem de piyasa bütünleşmeleri açısından Türkiye’yi izole eden sonuçlar doğuracaktır. Yalnız Batı ile ilişkileri geriletmeyecek aynı zamanda, Batı’nın ilişkilerini geliştirdiği üçüncü ülkelerden de uzaklaşmış olacaktır. Çünkü Türkiye TTIP’ni de TPP’nin de içinde olamayacaktır. TTIP’nin içinde olamaz, çünkü AB üyesi değildir. AB ile aramızdaki Gümrük Birliği kendine özgü, çok özel bir durumdur, üçüncü ülkelerle ilişkileri kısıtlar. İş çevrelerinin baskısı yüzünden TTIP’ye “bizi de dahil etsinler” diyen AB Bakanı Volkan Bozkır’ın girişimleri, bugüne kadar olduğu gibi yarın da sonuç vermeyecektir. Eğer Türkiye Brüksel ile gümrük birliği belgesini imzalamayıp Avrupa Ekonomik Bölgesi üyesi olsaydı hem üçüncü ülkelerle doğrudan doğruya, hem de AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı anlaşmalarda daha esnek koşullara sahip olacak ve Türkiye’nin soyutlanması engellenebilecekti. Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşması konusunda Erdoğan’ın “özel çabalarını” da göz ardı etmemek gerekir. Türkiye’deki Batı değerlerinden uzaklaştırma, yaşam tarzını değiştirme, İslamlaştırma uygulamaları, Piyasa koşullarını, haksız rekabete yönelten “yandaşçı” uygulamalar, Demokrasiden uzaklaştıran yeni yasa düzenlemeleri ve uygulamalar Türkiye’nin soyutlanması ve içine kapanması yönündeki gelişmelerdir. TÜSİAD ile çıkarılan yapay kavganın gerisinde de bu vardır. 2002’de AKP iktidara gelirken TÜSİAD destek vermişti. Bugün ikisi karşı karşıya gelmişlerdir. Pasifik de var Hindistan’da tecavüz çetesi yakalandı Hindistan’da bir Japon turisti yaklaşık bir ay seks kölesi olarak alıkoyup tecavüz eden ve dolandıran beş kişilik çete yakalandı. Biri Japonca bilen 3 kişi, Bihar eyaletindeki ünlü Bodh Gaya budist tapınağına götürmek üzere kadından 1200 dolar aldı. Kadın daha sonra teslim edildiği turist rehberi iki kardeş tarafından bir bodruma kapatıldı. Kadın bir ay kadar sonra kaçmayı başardı. Hindistan sık sık tecavüz çetelerinin saldırılarına sahne oluyor. Roman bebeği defin bile etmediler! Dış Haberler Servisi Fransa başkent Paris’in 23 km güneyindeki Champlan ilçesinde 3 aylık bir roman bebeğin belediye mezarlığına gömülmesine izin vermeyen belediye başkanını tartışıyor. Champlan’da 14 Ekim’de dünyaya gelen ve Maria Francesca ismi konulan bebek, üç aylıkken 26 Aralık’ta rahatsızlandı. Corbeil Essonnes’de hastaneye kaldırılan Francesca, “ani bebek ölümü sendromu”ndan hayatını yitirdi. Aile çocuklarının defini için başvurunca şoke oldu. zira cenaze işleri şirketi, muhafazakâr Belediye Başkanı Christian Leclerc’in bebeği gömmeyi reddettiğini iletti. Aile işlerinden sorumlu bakan yardımcısı Laurence Rossignol, Twitter hesabından “utanç” anlamına gelen #honte hashtag’ı eşliğinde definin reddinin aile için “zalim bir aşağılama” olduğunu yazdı. Kimi yetkililer Laclerc’e ayrımcılık davası açılmasından söz etti. romanlarla Dayanışma Derneği’nin başkanı Loic Gandais, kararı “Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve küçük düşürme” diye niteledi. Aileye Champlan’den birkaç kilometre ötedeki Wissous’un Belediye Başkanı Richard Trinquier kucak açtı. Trinquier, mezar yeri sağlamanın “insanlık görevi” olduğunu belirterek “Herkes saygın bir şekilde gömülme hakkına sahiptir” dedi. Tepkiler üzerine Leclerc gerekçesini merazlıkta yer olmamasıyla izaha çalıştı. “Öncelik vergilerini ödeyenlerin olmalı” diyen Leclerc, sözlerinin çarpıtıldığını savunup “Defin işlemini reddetmedim” dedi. Üzüntülerini dile getirip aileye de taziye diledi. Tartışma dikkatleri Fransa’daki romanların sorunlarına çevirdi. Bebeğin 30’lu yaşlarındaki anne ve babası iki oğullarıyla Orly Havaalanı yakınlarındaki bir roman yerleşimlerinde elektriksiz ve susuz yaşıyor. 5 ve 9 yaşlarında iki oğulları Champlan’da okula gidiyor. Fransa, Doğu Avrupa’dan gelen romanlara ayrımcı davranan ülkelerin başında. roman kampları sık sık dağıtılıyor, saldırıya uğruyor ve her yıl binlerce roman sınırdışı ediliyor. Ağustosta bir vekil “Hitler yeterince Roman öldürmemiş olabilir” dediği için 3 bin Avro para cezasına çarptırıldı. Belediye Başkanı Leclerc, 3 aylık bebeği belediye mezarlığına gömmeyi reddedince tepki çekti. Leclerc “Vergi veren öncelikli” dedi, sonra sonra olayı yalanladı. Soyutlanan Türkiye ‘Ayrımcılık davası açılmalı’ Boko Haram askeri üssü ele geçirdi Batı Afrika ülkesi Nijerya’daki aşırı dinci Boko Haram örgütü ülkenin kuzeydoğusunda çokuluslu askeri üssü ele geçirdi. Borno eyaletinin Baga kasabasındaki üssün cumartesi saldırıya uğramasının ardından askerlerin kaçtığı, bölge sakinlerinin botlarla komşu Çad’a kaçtıkları kaydedildi. Görgü tanıkları militanların çok sayıda kişiyi öldürüp kasabayı ateşe verdiklerini anlattı. Baga, bölgede hükümet kontrolündeki son üstü ve Nijerya, Çad ve Nijer’den birliklerin yer aldığı çokuluslu görev gücüne ev sahipliği yapıyordu. Erdoğan’ın çabaları Alman kasabasından göçmenlere davetiye Batı Almanya’nın Goslar kasabası UNESCO Dünya Mirası listesinde. İran’da örtünme yasasına ret İran’da polise ve Besiç milislerine, kadınlara örtünme baskısını artırmak için daha fazla yetki tanıyan yasa tasarısı anayasaya aykırı bulundu. 12 üyeli Muhafızlar Konseyi, “İffet ve Ahlakı Yayanları Koruma Planı” başlıklı yasa tasarısını reddedip meclise gönderdi. Ama süreç bitmiş değil. Cumhur başkanı Hasan Ruhani’nin karşı olmasına rağmen geçen ay mecliste onaylanan tasarı işverenlere kadınların örtünmesinde sorumluluk verip para cezası getiriyor. Dış Haberler Servisi Almanya’da ekonomik krizde göçmenlere karşı hissiyat, “Batı’nın İslamileştirilmesine Karşı Vatansever Avrupalılar” PEGIDA hareketiyle yükselişe geçmişken, Batısında UNESCO’nun Dünya Mirası listesindeki 16’ncı yüzyıldan kalma şirin kasaba Goslar’dan aksi yönde çıkış geldi. Goslar’ın Hıristiyan Demokrat Partili (CDU) Belediye Başkanı Oliver Junk, yabancıları kasabaya davet etti. Junk, böylece yaşlanan nüfustaki düşüşe çare bulma ve ekonomiyi canlandırmanın yanı sıra ırk ayrımcılığına yanıt oluşturmayı umuyor. Independent’a konuşan 38 yaşındaki Junk, ülkeye 200 bin mülteci geldiğini, bu insanları yerleştirme ve barındırma sorunuyla kolayca başa çıkılabileceğini söyleyerek, “Onlar bizim geleceğimiz için yatırım” dedi. Almanya’da Hamburg ve Berlin gibi kentlerde mülteciler için konteyner kentler inşa ediliyor. Goslar yakınlarındaki en büyük kasaba Goettingen de mültecileri barındırmakta güçlük çekince Junk mültecilerin bir kısmını alabileceklerini duyurup, Goslar’da çok sayıda binanın boş olduğunu söyledi. Goslar, ölüm ve göç nedeniyle son 10 yılda 4 bin kayıpla 50 bin nüfusa indi. Junk, mültecilere, catering, yedek parça imalatı ile kimya şirketlerinde iş bulunabileceğini söylüyor. Goslar, 2. Dünya Savaşı sonrasında Doğu Prusya’dan 14 bin Alman mültecinin akınına uğramış. Yöre sakinleri, o günlere kıyasla şimdi gelen mültecilerin çok az olduğunu belirtip Junk’a destek veriyor. Goslar’da büfe işleten Türk göçmen Dilek ise “Yeni mülteci istemiyoruz, sosyal güvenlik sisteminde yeterince insan var” diyor. Yabancı istemeyen Türk İsrail’den misilleme Dış Haberler Servisi Filistin Yönetimi’nin İsrail’i savaş suçlarından yargılatmak üzere Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) üyelik başvurusuna İsrail’den misillemeler geliyor. İsrail, Mahmud Abbas’ın da dahil olduğu yöneticiler hakkında ABD dahil Batılı ülkelerde savaş suçlarından soruşturma açmaya çalışacak. Gerekçe olarak da Batı Şeria’daki yönetimin, Gazze’yi yöneten Hamas’la birlik hükümeti kurmasının Filistin liderliğini Hamas’ın İsrailli sivillere rastgele roket saldırılarıyla işlediği suçlarak ortak ettiği savı kullanılacak. Sivil toplum örgütleri aracılığıyla davalar açılacak. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İsrail askerlerinin UCM önünde “azarlanmasına” izin vermeyeceklerini söylerken, “Adalet karşısına çıkarılması gereken Hamas’ın savaş suçlularıyla ittifaka giden Filistin liderleridir” dedi. İsrail, ayrıca Filistin’e 127.6 milyon dolarlık vergi ödemesinin yarısını da askıya aldı. ‘Muhafazakâr İran’ı ikna çabası Dış Haberler Servisi İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ülkesindeki muhafazakarları uluslararası tecridi bitirecek nükleer anlaşmaya ve dünyaya açılmaya ikna etmeye çalışıyor. ruhani, “İran’ın sürdürülebilir bir kalkınma için uluslararası tecritten çıkarılması gerektiğini” belirtip “yabancı yatırımcıları tehdit görmemeliyiz” dedi. ra sokan dış politikanın değişmesinin gerekliliğini “Siyasi hayatımız tecrit halindeyken sürdürülebilir bir büyüme sağlayamayacağımızı gösterdi” sözleriyle vurguladı. Batı ile nükleer müzakereler İran’daki muhafazakâr siyasi elitlerde kaygı yaratırken yaptırımlar ve petrol fiyatlarının yarı yarıya düşmesiyle sorunları katlanan ruhani dün Tahran’da 1500 kadar ekonomi uzmanının katıldığı konferansı vesile etti. İslam Cumhuriyeti’nin ilkelerinden vazgeçmeyeceğini belirten ruhani, diğer yandan dünyaya açılma sayesinde ülkenin çok daha iyi bir yere geleceğini vurguladı. İran için “sürdürülebilir kalkınma” hedeflediklerini belirten ruhani, ülkeyi zo ‘Zora sokan dış politika değişmeli’ ruhani, “Ekonomimiz hükümet tekelinde olduğu sürece gelişemeyecek. Ekonomi rekabetle tanışmalı. Spekülasyondan kurtulmalı, şeffaf olmalı. Şeffaflık sağlarsak yolsuzlukla savaşabiliriz” dedi. “yabancı yatırımcı İran’a gelirse bağımsızlığımızın tehlikeye düşeceğini söylediğimiz zamanlar geçti” sözleri dikkat çekti. Nükleer müzakerelerin “zayıflık” görülmemesi gerektiğini belirten ruhani, “İdeallerimiz zenginleştirme sentürfijlerimize bağlı değil. yürek ve irade meselesi. Ayaklarımızın üzerinde dur ‘Yabancı yatırımcı artık tehdit değil’ mak istiyoruz, petrol ihracatına daha az ihtiyaç olsun istiyoruz” dedi. Parlamentoda muhafazakar çoğunlukla karşı karşıya olan ruhani, ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel alanda temel konularda referandum istediğini vurgularken “Halkın çıkarları için gereken yapılacak. Bazı vakalarda iç siyasi lobi düşündüğünüzden çok daha güçlü” demesi de dikkat çekti. Parlamento yerine referandum C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle