25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 2015 PAZAR 4 HABERLER TOKİ, taşınmazlarını belediyelere ‘kültür binası yapılsın’ diye devrediyor. Oralarda ofisler, konutlar yükseliyor ‘Tam Zamanı’ Ne Zaman? Sevgili, Yeni yıla girerken, arkadaşlar, Can Yücel’in bir şiirini gönderdiler. Şiirde anafikir aranır mı, tartışmasını bir yana bırakarak belirteyim ki, burada ana tema, hayatı ıskalamamak için, her şeyi zamanında yapmak gerektiğiydi. Her şeyi zamanında yapabilmek için evvela dünyaya zamanında gelmek gerekir. Oysa zaman zaman, hayata zamansız geldiğimizden yakınırız. Kaç kez haksızlıklar, gerilikler karşısında şu yakınmayı dile getirmişizdir: Ah ah erken gelmişiz hayata, oysa bunların geçmiş olacağı zaman doğmak varmış. Ya da aslında bir tevatür olan “eski”ye duyulan kof özlem dolayısıyla, haksız yere söyleniriz: Dünyaya gelmekte geç kalmışız, eskinin o güzel günlerinde yaşamak varmış oysa. Tabii “eskiden yaşamış olmak varmış” temennisindeki mantıksızlığı görmemek mümkün değil. Çünkü “eskiden yaşamış” olsaydık, şimdi zaten ölmüş olacaktık. HHH “Daha önce ya da daha sonra doğmuş olmak varmış” temennisinin gerçekleşmesi olanaksız. Daha önce doğacak olan ile daha sonra doğacak olanlar ben olamaz ki, “ben” belirli bir zamanda oluşan olağanüstü rastlantıların bir ürünüyüm. Bir an önce ya da bir an sonra oluşacak rastlantılar artık ben değil, bir başkası olmaya mahkum. Her insanın varlığı olağanüstü koşulların bir araya gelmesinin ürünü olan bir rastlantı, yoksa bir zorunluluk değil. Üzgünüm, ama ne yazık ki böyle! Öte yandan zaman kavramını algılamak sanıldığı kadar kolay değil. Gerçi zamanı geçmiş zaman; şimdiki zaman ve gelecek zaman olarak üçe bölüyoruz, ama onlar da öylesine birbiri içine girmişler ki, örneğin “geçmiş zaman”, şu anda var olmayan bir şey. O bir zamanlar vardıysa bile artık yok. Var olmayan bir şeyin varlığını nasıl kanıtlayabilirsin ki? Geçmiş zaman artık yok olduğuna göre kalıyor geriye gelecek zaman ve şimdiki zaman. HHH Gelecek zaman da olacağı varsayılan bir şey. Gelmesi gerçekleşene, yani şimdiki zaman olana kadar, gerçekleşmesi kuşkulu bir varsayım. Bu gerçekleşene, yani şimdiki zaman olana kadar kuşkulu olan varsayım da gerçekleşince, gelecek zaman olmaktan çıkıp, şimdiki zaman oluveriyor. Gelecek zaman da şimdi yok, şimdiki zaman olacağı gelecekte var olması da bir varsayım. Pek de âlâ var da olmayabilir. O da tevatür... Kalıyor geriye, şimdiki zaman. O var, şu anda içinde yaşıyoruz. Ama onu da düşünmeye başlamamızla algılamamız arasında geçen zaman, onu yok ediyor. “Şimdiki zaman nedir” sorusunu sormaya başladığım andaki şimdiki zaman, tümceyi bitirdiğim anda geçmiş zaman oluveriyor bile. Yani şimdiki zamanı da tam algıladığımı sandığım anda geçmiş zaman oluyor. O zaman, şimdiki zamanı şimdiki zaman içinde algılama imkânı da olmuyor. Şimdiki zaman algılanamayan bir şimdiki zaman ne kadar vardır ki? O zaman biz hangi zamanı yaşıyor ve algılıyoruz? Görüyorsun ki, bunların hepsi, birbirlerinin içine girmiş, yaşandıkları an algılanabildiklerinin kanıtlanması kuşku götürür şeyler. Bu durumda bana “Şimdiki zamanı yaşa!” (Carpe Diem) diyen şaire “Nasıl yaşayayım o çoktan geçmiş zaman oldu bile!” desem ne yanıt verecek? Galiba Sevgili, zaman diye bir şey yok, gelip geçen bizler varız sadece. AKP’nin kültürü ‘plaza’ FIRAT KOZOK ANKARA Sayıştay, “Kupon arazi yağması”nın belediyelerle ilgili boyutunda çarpıcı saptamalarda bulundu. Sayıştay raporuna göre, AKP’li belediyelere başta “kültür binası yapılması” olmak üzere çeşitli amaçlarla devredilen taşınmazlar, “ofis, dükkân, dershane ya da konut projesi” için kullanıldı. Sayıştay raporunda 2013 yılında TOKİ mülkiyetindeki 132 adet arsa ve tesisin bedelsiz olarak belediyelere devredildiği, ancak belediyelere devredilen arsa ve arazilerin amacı dışında kullanıldığı belirtildi. Raporda, bu çerçevede iki çarpıcı örneğe yer verildi. Örneklerden birincisi İstanbul Beylikdüzü Kavaklı Mahallesi’nden. İmar planında sosyal kültürel tesis alanı olarak ayrılan taşınmaz, kültür binası yapılması şartıyla o dönem AKP’nin yönetiminde olan Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’na hibe edildi. Söz konusu yerin amacı dışında kullanıldığı konusundaki dilekçe üzerine yapılan incelemede, söz konusu taşınmazda kat mülkiyeti tesis edildiği, ofis, dükkân, dershane vb. ticari olarak satışlarının yapıldığı, yerinde yapılan tespitte +5 katlı bir yapının bulunduğu saptandı. Taşınmazın amacı dışında kullanıldığı gerekçesiyle yargıya başvuruldu. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı aleyhine Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/948 Esas sayısıyla 188/2 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ve idare adına tescili talebini içeren dava açıldı. Yargılamayla ilgili bilirkişi raporunda, taşınmazın devir amacına aykırı kullanıldığı ve bu nedenle idare iddialarının haklı olduğu belirtilerek davalı belediye adına kayıtlı bağımsız bölümlerin tapu Ticari ünite yaptılar sunun iptali ile idare adına tescil edilmesi gerektiği ve davalı adına kayıtlı bağımsız bölümlerin bedelinin 4 milyon 463 bin 100 TL olduğu belirtildi. Bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ve tescili, taşınmazların tahliyesi ve boşaltılması prosedürünün uzun süreceği ve tahliyenin kamu hizmetlerini aksatacağı hususları göz önüne alınarak tapu iptal talebinin ıslah edilerek bağımsız bölümlerin bedelinin tahsiline dönüştürülmesinin uygun olacağına karar verilirken 02.07.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile idare adına tescili talebi ıslah edildi ve bağımsız bölümlerin bedeli olan 4 milyon 463 bin 100 TL’nin tahsili talep edildi. Mahkeme de bu yönde karar verirken davanın temyiz aşamasının sürdüğü belirtildi. Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gerekçeli kararına istinaden Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü’nce icra takibine başlandı ve belediyenin İller Bankası’ndaki alacaklarına haciz konuldu. Bir diğer örnek ise İstanbul Başakşehir’de yaşandı. Bahçeşehir’de bulunan 8 adet parsel belediyeye devredildi. Devir, belediyelerin görev ve sorumluluklarını belirleyen yasa uyarınca koruma evleri, okulöncesi eğitim kurumu ya da sağlıkla ilgili bir tesis kurulabilmesi gerekçesiyle yapıldı. Ancak taşınmazın, devir amacına aykırı olarak Sofa İstanbul adı altında konut, ticaret vb. ticari amaçlarla kullanıldığı ortaya çıktı. Bunun üzerine belediye aleyhine dava açılarak taşınmazın tapu kaydına tedbir konulması istendi. Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin keşif kararı çerçevesinde düzenlenen bilirkişi raporunda belirlenen taşınmazın değerine itiraz edildi, yeniden bilirkişi incelemesi istendi. Yargılama ileri tarihe ertelendi. SARAY 409 MİLYON LİRA BORÇLU Haber Merkezi Sayıştay’ın TOKİ 2013 denetim raporuna göre TOKİ’nin Beştepe’de yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan 409 milyon TL alacağı var. Raporda, TOKİ’nin Haziran 2014 tarihi itibarıyla kamu kurum ve kuruluşlarıyla yaptığı protokoller kapsamında üstlenmiş olduğu yapım işleri için toplam ihale bedeline göre 12.7 milyar TL, ödenen hakedişlere göre ise 3.5 milyar TL alacağı olduğu belirlendi. TOKİ’nin Sağlık Bakanlığı’ndan 536 milyon TL, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden 634 milyon TL, Kuzey Ankara Kent Girişi Projesi’nden 825 milyon TL alacağı var. Rapora göre Toplu Konut İdaresi’nin, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 479 milyon TL, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’nden 555 milyon TL tutarında alacağı bulunuyor. Raporda, “İdarenin finansman sıkıntısıyla karşılaşmaması için, birikmiş alacaklarının bir an önce tahsil edilmesi ve yeni proje taleplerinin alacakların tahsiline göre değerlendirilmesi önerilir” deniliyor. Raporda ayrıca Şırnak Ortasu, Sarıziyaret, Taşarası ve Boğazören karakolları ile Beytüşşebap ve mezra taburları inşaatlarının sözleşmelerinde, “inşaatlarda kesinlikle hazır beton kullanılacaktır” hükmüne de atfı yapılarak “Ancak karakol inşaatları gibi sınırlarda inşa edilen imalatların bulunduğu yerlerde hazır beton santralları yoktur ve mevcut hazır beton tesislerinden inşaat mahalline beton götürme imkânı bulunmamaktadır” kaydı düşüldü. Kalekol uyarısı Başakşehir’deki arsaya konut l 2015 etkinlikler takvimine girdi Yaklaşık 25 kişinin katıldığı eylemde padişah kostümü giyen Eren Can Ayberk adlı gösterici “Herkesi emrime aldım. Yargıyı emrime aldım, polisi emrime aldım. Şimdi de Ahmet’i emrime almaya gidiyorum” diyerek Osmanlıcılık özlemlerini eleştirdi. Göstericiler “Dik dur Ahmet kambur olacaksın”, “Padişahım çok yaşa” şeklinde mizahi sloganlar attı. 20 Halkevi üyesi yaka paça gözaltına alındı. Kutlu Doğum SİNAN TARTANOĞLU MEB’in ‘iş’i oldu ANKARA Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri bu yıl ilk kez Milli Eğitim Bakanlığı’nın ders kitaplarının hazırlanması, eğitim öğretim programlarının düzenlenmesi gibi tüm birimlerin görevlerinin belirlendiği iş takvimine girdi. Böylece daha önce il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri kanalı ile düzenlenen Kutlu Doğum etkinliklerinin merkez teşkilatın görevleri arasında yer alması sağlandı. Buna göre Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Kutlu Doğum etkinliklerinin okullarda nasıl düzenleneceğine ilişkin çalışma yapacak. Genel müdürlük, Kutlu Doğum etkinliklerine ilişkin esasları ocak ayı boyunca belirleyecek. Daha önce Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tüm illerde il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla düzenlenmesini sağladığı Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri bu yıl ilk kez Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatının görevi haline getirildi. Okullarda; Kutlu Doğum ile ilgili şiir, resim, münazara gibi öğrencilerin katılımı ile düzenlenen hafta kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı 2015 yılında doğrudan belirleyici olacak. belirlenmesi, haftalık ders çizelgelerinin değiştirilmesi gibi milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren faaliyetler kapsamında Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri de sayıldı. in Öğretimi Genel Müdürlüğü esasları belirleyecek Buna göre Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne “Kutlu Doğum Haftası vesilesi ile okullarımızda gerçekleştirilecek etkinliklerin ve uygulama esaslarının belirlenmesi” görevi verildi. Genel müdürlüğün bu faaliyeti, takvime göre, ocak ayı içinde tamamlaması gerektiği ifade edildi. Bu görev kapsamında, genel müdürlüğü tüm okullarda yapılacak dini konulu şiir ve kompozisyon yazma yarışmaları, bilgi yarışmaları, Kuran ve ezan okuma yarışmaları, hadis ezberleme yarışmaları, dini içerikli kitap dağıtımı gibi faaliyetlerin nasıl uygulanacağına ilişkin uygulama esasları belirleyecek. D Davutoğlu’nu protesto eden Halkevi üyelerine sert müdahalede bulunuldu ‘Padişah’ gözaltısı ABİDİN YAĞMUR MERSİN Mersin’de “Osmanlı torunu Ahmet Davutoğlu” ve “Tarih sizi Osmanlıca yazacak” pankartlarıyla karşılanan Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Tarih bizi Selçuklu ile yazacak, Osmanlı ile yazacak ve küresel güç olan Türkiye Cumhuriyeti ile yazacak” dedi. “Padişah” skeciyle Davutoğlu’nu protesto eden 20 Halkevi üyesi ise coplanarak, yaka paça gözaltına alındı. Davutoğlu’nun Mersin’i ziyareti nedeniyle Mersin polisi yoğun güvenlik önlemleri aldı. Yüzlerce resmi ve sivil polis Davutoğlu’nun geçeceği güzergâhta önlem alırken kentin bazı noktaları bir motor düzeneği üzerindeki kameralarla havadan kontrol edildi. Mersin Valiliği, Başbakan’ın programını takip etmek isteyen gazeteciler için akredite kartı uygulaması yaptı. Cihan Haber Ajansı Mersin Temsilcisi Hasan Küçük’ün akreditasyon talebi ise gerekçe gösterilmeden reddedildi. Davutoğlu’nun Mersin Valiliği’ni ziyareti sırasında Halkevleri üyeleri İstiklal Caddesi’nde protesto gösterisi düzenledi. Özgür Ço ‘SURİYE POLİTİKASINI ELEŞTİRECEKTİK’ İKLİM ÖNGEL Gözaltına alınan gençler Cumhuriyet’e konuştu. Samet Uslu basın açıklaması yapmak için kongreye yakın bir yere doğru yürüyüşe geçtiklerini ve “Savaşın, yalanın, talanın, gericiliğin iktidarı AKP, defol” pankartı taşıdıklarını söyleyerek “Basın açıklamamızda Davutoğlu’nun Suriye’deki savaş politikasını başlatan kişi olduğunu dile getirecektik. Bu politikadan en kötü şekilde etkilenen yerlerden biri de Mersin’dir. İşçi ölümlericuk Parkı önünde basın açıklaması yapmak isteyen göstericileri polis coplayarak gözaltına aldı. Polis 20 Halkevi üyesini yaka paça, yerlerde sürükleyerek polis araçlarına bindirdi. Edip Buran Spor Salonu’ndaki AKP kongresine katılanlar sivil polisler tarafından kamera ile kayıt altına alındı. CHP’li Şişli Belediyesi’nde yaşananne ve maden facialarına değinecektik. Ancak yürüyüşe dahi izin vermeden, karga tulumba 3 kişi dışında tüm arkadaşlarımız gözaltına alındı” diye konuştu. Gençlerden Tülin Turan ise polis müdahalesinin çok sert olduğuna dikkat çekti. Bir arkadaşlarının araca alındıktan sonra kriz geçirdiğini dile getiren Turan, “O çok fazla hırpalanmıştı. Polis aracında baygınlık geçirdi. Adli Tıp’ta ilgilenen olmadı. Biz arkadaşımızı acil servise kendimiz götürdük. 2 iğneden sonra anca kendine geldi” dedi. lara değinen Davutoğlu, “CHP, Cumhuriyetin partisi diyorlar ama Şişli’de meğer Mustafa Sarıgül’den oğluna intikal eden bir saltanat kurmaya kalkmışlar. Bütün defterler dökülüyor ortaya. CHP her zaman gücünü sadece darbecilerden, sadece paralelcilerden ve vesayetçilerden almıştır. Şimdi de Şişli’de mafyadan güç alıyorlar” dedi. Kadın spiker kandal şura önermişti Tartışmalı kararlara imza atan 19. Milli Eğitim Şurası’nda da Kutlu Doğum Haftası ile ilgili tavsiye kararı alınmıştı. Buna göre Bakanlığa, “Kutlu Doğum Haftası, Muharrem Ayı ve Aşure Gününün Belirli Gün ve Haftalar kapsamına alınması” tavsiyesinde bulunulmuştu. Kutlu Doğum Haftası’nın zaten Belirli Günler ve Haftalar kapsamında düzenlendiği belirtilmişti. Şura da alınan bu kararın ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın iş takvimine Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin girmesi dikkat çekti. S izlemek günahmış Haber Merkezi İslamcı yazar Nureddin Yıldız, yeni fetvası ile yine tartışma yarattı. Kadın spikerlerin tepkisini çeken Yıldız, “Erkeğin, kadın haber spikerini izlemesi sakıncalıdır” dedi. Yıldız’ın bu sözlerine gazeteci Fatih Portakal ve Serdar Cebe de Twitter hesaplarından tepki gösterdi. Portakal, “Erkeklerin kadın spiker izlemesi dinen uygun değildir demiş biri.. Neye istinaden söylüyor acaba? Her gün bir bomba” şeklinde bir tweet atarken, Cebe de “Daha fazla kadın meslektaş istiyorum” şeklinde bir mesaj yayımladı. elirli gün’den çıktı ‘faaliyet’ oldu Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın her yıl hazırladığı merkez teşkilatı hizmet birimlerinin yapacağı iş ve işlemlerin belirlendiği “İş Takvimi”ne Kutlu Doğum da girdi. 2015 yılına ait iş takviminde öğrencilerin eğitimi ile ilgili ders kitaplarının hazırlanması, eğitim programlarının ‘B Tarımda CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın Ankara’ya veda etti, Şişli krizi için mesaj verdi pozitif ayrımcılık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, son 10 yılda 1 milyon 900 bin kadın çiftçiye tarımsal eğitim verdiğini, tarımsal projelerde kadınlara “pozitif ayrımcılık” tanıdığını duyurdu. Bakanlık, kadın çiftçilere yönelik çalışmalara toplam 7 milyon liranın üzerinde destek sağladığını açıkladı. Buna göre kırsal Kalkınma Projesi kapsamında, proje sahibinin kadın olması durumunda proje ön değerlendirmesinde artı puan verildiğinin belirtildiği açıklamada, “Makine ve ekipman alımlarında kadınlara yüzde 50 hibe desteği sağlanıyor. Kurucuları kadın olan ve üyelerinin çoğunluğu kadınlardan oluşan 18 tarımsal kalkınma kooperatifi de destekleme programına alındı” ifadeleri kullanıldı. ‘İhlal olursa gereğini yaparız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, Şişli Belediyesi ile ilgili tartışmalara ilişkin, “Bu konuda son derece açığız, kararlıyız. En ufak bir ihlal söz konusu ise herhangi bir normu, herhangi bir kuralı, yasayı, en ufak şekilde bir ihlal söz konusu ise CHP olarak bunun gereğini yapmaktan asla tereddüt etmeyiz” dedi. Karayalçın, kendisi için partililer tarafından Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen veda programı öncesi gazetecilerin, Şişli Belediyesi’ndeki tartışmalara ilişkin sorularını yanıtladı. Konunun siyasi değil adli bir olay olduğunu ifade eden Karayalçın, “Olayda siyasetçilerin adlarının geçmesi olayı siyasi bir olay yapmaz. Bir süreç işletilmektedir, o sürecin sonunu, yani yargı sürecinin sonucunu beklemek durumundayız” diye konuştu. Adli soruşturmanın sonucunun siyasi sonuçlar da doğurabileceğini dile getiren Karayalçın, şöyle devam etti: “Onu dikkate alacağız. Onu değerlendireceğiz. Onun sonuçlanmasını bekliyoruz. Bu konuda son derece açığız, kararlıyız. En ufak bir ihlal söz konusu ise herhangi bir normu, herhangi bir kuralı, yasayı, en ufak şekilde bir ihlal söz konusu ise CHP olarak bunun gereğini yapmaktan asla tereddüt etmeyiz. Genel merkezimiz kararlı, ben de İstanbul İl Başkanı olarak o kararlılığı taşıyorum. Bir noktaya daha değineceğim, böyle bir yargılama süreci yaşanırken konunun bu dört bakanla ilgili soruşturmayla ilişkisinin kurulmasının istendiği izlenimini alıyoruz. Bu boşuna bir çabadır. Çünkü burada yolsuzluk söz konusu değildir.” Karayalçın, daha sonra kendisini bekleyen seçmenlere yaptığı konuşmada, yeni görevinden önce asıl hedefinin Ankara’dan milletvekili olmak olduğunu, ancak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği görev sonrasında İstanbul’u tercih ettiğini söyledi. Şişli Belediyesi’ndeki tartışmaların ardından istifa eden başkan yardımcısı Emir Sarıgül’den boşalan göreve atanan Ankara Barosu avukatlarından Uğur Erhan Dinçer ‘İnönü’nün isteğiyle atandım’ de Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’yle daha önceden tanışıklığı bulunduğunu belirtirken bu tanışıklık ve İnönü’nün isteğiyle göreve atandığını söyledi. Belediyedeki tartışmaların anımsatılması üzerine, “Biz bundan sonra yerel yönetimin gerekliliklerini yerine getirerek, projelerimizle, Şişli için vereceğimiz hizmetlerimizle anılmak istiyoruz. Bunları yürürlüğe koyup Şişli halkının memnuniyeti için çalışacağız. Bu memnuniyetliklerle anılmak istiyoruz” dedi. Tartışmaların sürüp sürmeyeceğine yönelik bir soru üzerine de Dinçer, “Tartışmaların birlik ve beraberlik içinde, neticede başkanımız olsun. Sayın Sarıgül olsun, hepsi CHP ailesinin mensubudur, bu aile içinde tartışmalar tabii ki bitecektir” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle