28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 2015 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Pimko rakiplerin gerisinde kaldı 162.8 milyar dolarlık en büyük yatırım fonlarından Pimco Total Return Fonu kan kaybediyor. Bloomberg’ün derlediği verilere göre, fon 2014’te yüzde 4.7 getiri sağlayarak benzer fonların yüzde 53 gerisinde kaldı. Fon 2013’te yüzde 1.9 gerileyerek diğer fonların yüzde 65 altında kalmıştı. EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Benzin satış fiyatlarında litrede 89 kuruş, motorinde de 810 kuruş indirim yapıldı. Ankara’da litresi 4.294.27 lira arasındaki 95 oktan kurşunsuz benzinin fiyatı 4.204.19 liradan satılmaya başlandı. İstanbul’da 95 oktan kurşunsuz benzinin fiyatı 4.164.17 liraya, İzmir’de 4.184.20 liraya düştü. 11 Son 10 yılda ciddi gelişme gösteren kongre, toplantı ve etkinlik turizmi (MICE), dünya turizm gelirlerinin yüzde 30’luk kısmını elinde bulunduruyor. MICE 26 milyar dolar olan Türkiye turizm gelirlerinin yüzde 15’lik kısmını oluşturuyor. Amerika’nın lider olduğu turizm alanında Türkiye 18’inci sırada yer alıyor. Benzin ve motorinde kuruşluk indirim Etkinlik turizminde hedef 4 milyar dolar Merkez’den zorunlu karşılık operasyonu Ekonomi Servisi Son dönemde meydana gelen ekonomik olaylar Merkez Bankası’nı harekete geçirdi. Merkez Bankası elindeki döviz varlıklarını artırmak için adım attı. Merkez Bankası’nın bu sayede rezervlerini yaklaşık 35 milyar dolar civarında artırması hedefleniyor. Merkez Bankası bankaların yabancı para cinsi yükümlülüklerde zorunlu karşılık oranlarını yükseltti. Merkez Bankası, küresel piyasalardaki son gelişmeler dikkate alınarak finansal istikrarı desteklemek amacıyla bankaların ve finansman şirketlerinin yabancı para cinsinden yükümlülüklerinin zorunlu karşılık oranlarının, çekirdek dıErdem Başçı Merkez Bankası bankaların yabancı para cinsinde zorunlu karşılık oranlarını yükseltti. Bu hamle ile Merkez, rezervine 3.2 milyar dolar katkı yapılacağını açıklarken piyasadan katkının 5 milyar doları bulacağı yorumları geldi. Değişiklikler 13 Şubat’tan itibaren geçerli olacak. şı yükümlülüklerde vadelerin uzamasını teşvik edici yönde değiştirildiğini açıkladı. Uzmanlar kararın bankaların kısa vadeli dış borçlanmasına yönelik tedbir olarak okunması gerektiğini, bu açıdan beklenen ve olumlu bir karar olduğunu belirtirken kararın bankaların hisseleri açısından olumsuz yansımaları olacağı da öne sürüldü. Alınan karara göre halihazırda yüzde 11.7 olan yabancı para ortalama zorunlu karşılık oranı yüzde 12.8 seviyesine yükseltilecek. 1 yıla kadar ve 1 yıl dahil vadeli yabancı para mevduat zorunlu karşılık oranı yüzde 13’ten yüzde 18’e yükseltilecek. Merkez Bankası uzun vadeli zorunlu karşılık tutulması yönünde de adım attı. Buna göre 5 yıldan uzun vadeli zorunlu karşılık oranı değiştirilmeyerek yüzde 6’da tutuldu. rinde Uluslararası Para Fonu Kararı değerlendiren Burgan Yatırım Ba(IMF) ve Fitch’ten bankalar için şekonomisti Haluk Bürümcekçi kararın uyarı gelmişti. IMF’nin Türkiye bankaların kısa vadeli dış borçlanması hakkında IV’üncü madde çerçena yönelik önlem amaçlı okunması ge vesinde hazırladığı raporda, Türk rektiğini söyledi. Bürümcekçi “Bunu bankalarının yabancı para birimlerindeki dış fonlandırmaya bağımsıkılaştırıcı bir önlem olarak görlı hale geldiğine işaret edilmiş ve bu mek mümkün. Bankalar açısından durumun, bankaların dolaysız döviz likidite kaynaklı bir sıkıntı olma kuru riskini artırdığı uyarısında buluması için alınmış bir tedbir. Ban nan IMF, bankalara teyakkuz halinde ka hisseleri açısından olumsuz et bulunulması çağrısında bulunmuştu. ki gözlenebilir. Dolar/TL kurunda Kredi derecelendirme kurumu Fitch de aralık sonunda, Türk bankalarıise etkili olacak bir karar gibi gö nın kısa vadeli döviz cinsinden fonzükmüyor” diye konuştu. lamaya bağımlı olduğunu belirteBüyük bir yatırım kurumunun üst rek “dış borç 2008 sonundan bu yadüzey analisti ise bu hamlenin geliş na neredeyse üçe katlandı” uyarısında bulunmuştu. Kurum, banmekte olan ülkelerde para birimlerinin kaların 2015’te daha zor koşullardeğer kaybına karşı atılmış bir adım olla karşı karşıya kalacaklarına da duğunu belirtti. dikkat çekmişti. Dolar/TL etkilenmez Bankalara uyarı gelmişti Geçen yılın son dönemle 2015 Yılı Niyeti, Mücadele ve Direnme Bireylerin her yeni yıl girişinde, yeni yıla ilişkin beklentileri, niyetleri kararları olur. Her bireyin kendi doğum gününün, yılbaşısı olduğunu düşünürüm. Bununla beraber toplu olarak yaşadığımızdan toplu olarak belirlenecek bir yeni yıl, bir takvim yılı da zamanı bölümlendirmek, bir zaman birimi oluşturmak açısından zorunlu. Türkiye’nin her açıdan çok zor bir dönemden geçtiğini düşünüyor, yıllardır açıklamaya çalışıyorum. Osmanlı İmparatorluğu’nun Timur’a karşı yürütülen Ankara meydan savaşından sonra girdiği dağılma süreci, “fetret” dönemi olarak anılır. Türkiye Cumhuriyeti de 2002 yılı sonrası “fetret”, çözülme sürecine girmiştir. Devletin ana görevleri nelerdir? Ülke içinde güvenliğin, asayişin sağlanması; sınırların savunulması, dış güçlere karşı bağımsızlığın korunması; adaletin dağıtılmasıdır. Günümüzde devletin bu ana görevlerini, işlevlerini yerine getirip getiremediği sorgulanır. Devletin kolluk gücü silahlı kuvvetleri, yargı düzeneği olacak, devlet görevlerini yerine getirecek şekilde örgütlenecektir. Kolluk gücünün başlıca görevi ülkenin güvenliğini, huzurunu sağlamaktır. Günümüzde kolluk gücü, ülke düzeyinde bu görevini yapabiliyor mu? Bırakın Güneydoğu illerimizi, İstanbul’un göbeğinde bile mafya çatışması oluyor, bazı yörelerde mafya egemenliği sürüyor. Kamu gelirinden beslendiği halde kolluk gücü bir siyasal partinin, hatta kişinin özel güvenlik görevlisi, muhafızı gibi davranıyor; demokratik, anayasal haklarını savunan vatandaşlara, muhalefete karşı baskı, şiddet aracı olarak kullanılıyor. Günümüzde kolluk gücünün kamu hizmetlisi gibi hareket ettiğini söylemek olanaksız. Vergi gelirleriyle beslenip de özele hizmet etmek ne denli ahlaki, takdir vatandaşın. HHH Ülkenin sınırlarını, toprak bütünlüğünü dış tehditlere karşı da bağımsızlığını korumakla görevli silahlı kuvvetler, bu işlevini yerine getiriyor mu? Sınırlar özellikle Irak, Suriye sınırının kevgirleştiği, yol geçen hanına döndüğü her gün medyaya yansıyor. Silahlı kuvvetler ürkmüş, pısmış, kişisel kaygılara kapılmış izlenimi veriyor. Ülkenin çıkarlarını koruması gereken bir örgüt MİT ne yapıyor? Suriye de Esad muhaliflerine, IŞİD’e silah kaçakçılığını yönettiğine ilişkin haberler medyada yer alıyor. Türkiye’nin bölünmesini, parçalanmasını da öngören ABD’nin Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nde özel görevli gibi duruyor. Ülkenin toprak bütünlüğünün korunması gibi bir işlevi yokmuş gibi davranıyor. Kime kimlere hizmet sunuyor? Kuşkulu. Ülkede yargıya güven hemen hemen yok. Yargı mensupları sanki çatışan örgütlerin elemanları. Kumpas, komplo, paralel, belli kişi ya da merkezlerden emir alma suçlamaları karşılıklı olarak yaygın biçimde yapılıyor. Polis müdürü, amiri polis müdürünü, amirini tutukluyor; yargıç, savcı yargıcı, savcıyı suçluyor; silahlı kuvvetlerde üst düzeyde görev almış komutanlar birbirlerini itham ediyor, belki de gizli kalmış ihbarlar yapılıyor. Böyle bir ortamda sağlıklı bir devlet yapısından söz edilebilir mi? Tam bir karmaşa, kargaşa, güvensizlik ortamı oluşmuş durumda. Bu dönem çözülme, dağılma, fetret olarak değil de başka nasıl nitelendirilir. HHH Ülkede ortaçağ düzeni, patronaj düzenini, anayasal olarak da pekiştirme gayreti var. Patron etrafında ilkesiz oluşmuş çıkar grubu, uygulanmayan yazılı yasalar, sözel buyruklar, resmi hiyerarşi üstünde gayri resmi hiyerarşik düzen... Sömürgeci anlayışında bir eğitim sistemi, Suudi Arabistan’ın da gerisine düşmüş ekonomi, belki de ülkenin ayrışması, toprak bütünlüğünün yitirilmesiyle sonuçlanacak sözde çözüm süreci... ABD’nin ülke yönetimindeki gölgesi, başatlığı... Mustafa Kemal Atatürk’ten alıntı ile günümüzü özetleyeyim: “Elim ve vahim şerait, dahili bedhahlar, gaflet, dalalet hatta hıyanet içinde bulunanlar...” Bu ahval ve şeraitte vatandaş olarak yapabileceğimiz, oylarımızla kamusal mallara zarar vermeden tepkilerimizle elden geldiğince vatandaşı uyararak Türk istiklal ve cumhuriyetini, direnci yitirmeden korumaya çalışmaktır. Twitter işsize umut kapısı oldu Ekonomi Servisi İşsiz vatandaş umudunu internete bağladı. İnsan Kaynakları sitesi Adecco’nun 2014 için hazırlanan “Türkiye Sosyal Medya İşe Alım Raporu” iş arayanların yüzde 64’ünün sosyal medyayı, “iş bulmak” için kullandığını gösterdi. Araştırma, Türkiye’de iş arama ve çalışan bulma yöntemlerinin hızla değiştiğini saptarken, kısa bir süre öncesine kadar iş aramada ve çalışan bulmada önemli bir yere sahip olan kariyer sitelerinin yerini sosyal ağlara bıraktığı ortaya çıktı. Hatta kariyer sitelerinin de sosyal medyayı kullandığı belirtildi. 17 bin 272 katılımcı aday ile bin 502 insan kaynakları müdürü üzerinde yürütülen araştırmada Türkiye’de sosyal medya ve işe alım arasında ilginç sonuçlara ulaşıldı. Araştırmaya göre iş arayan kişilerin yüzde 65’i sosyal medyayı CV’lerini yaymak için kullanırken, yüzde 53’üyle en az bir kere işe alacak kişi tarafından iletişime geçildiği ve yüzde 17’sinin de sonunda iş teklifi aldığı ortaya çıktı. Araştırma, sosyal medyanın CV yaymak için kullanımının 3449 yaş aralığında yüzde 74 oranında olduğunu gösterdi. ‘Kâğıttan hayatlar’ AYŞEGÜL ALTIN Ekonomi Servisi Geçen yıl özelleştirmeden elde edilen gelir 6,3 milyar dolara ulaştı. AA muhabirinin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) verilerinden derlediği bilgilere göre, geçen yıl satışlardan elde edilen tutar 6 milyar 325 milyon 121 bin 801 dolar oldu. Devletin kasasına giren gelirin, 5 milyar 878 milyon doları tesis ve varlık satış veya devrinden sağlandı. Geçen yıl satış ve devir işlemi tamamlanan en yüksek özelleştirme, 2 milyar 671 milyon dolarlık bedeli ile ‘Kemerköy ve Yeniköy Termik Santralları ile Kemerköy Liman Sahası’ olmuştu.Bu özelleştirmeyi bedel büyüklüğünde 1 milyar 91 milyon dolar ile Yatağan Termik Santrali takip etti. Özelleştirme Yüksek Kurulu, söz konusu santralin Elsan Elektrik Gereçleri Sanayi ve Ticaret AŞ’ye satışını onayladı. Bunu da 702 milyon dolar ile Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ’ye ait Salıpazarı Liman Sahası (GALATAPORT) ihalesi takip etti. Geçen yıl “bedelli devir işlemlerinden” Hazine’nin kasasına giren meblağ ise 447 milyon dolar oldu. Bu işlemler kapsamında TEDAŞ’tan Maliye Bakanlığı’na kadar bir çok kurumun taşınmazları satıldı. Bu işlemlerden en büyüğü Maliye’ye ait İstanbul’daki 21 taşınmazın satışı oldu. Devletin kasası satışla doldu 2007’de yasa olarak çıkan ve 2010’da ilk standartları yayımlanan Sınav ve Belgelendirme merkezlerinin sayısı Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) verilerine göre otuz iki. Ancak Boğaziçi Üniversitesi, Yarı Zamanlı Öğretim Görevlisi, ‘Eğitim Hizmetlerinde Dönüşüm’ dersi veren Gaye Yılmaz, gönüllülük temelinde ve sadece kalite yönetim sistemi belgelendirmesinde 78 bin civarında belgelendirilmiş kuruluş olduğunu söyledi. Yılmaz, “2007’de Türk Akreditasyon Kurumu’na (TÜRKAK) yazılan bir mektupla 6 binin üzerinde akredite olmadan sertifika veren kurum ve kuruluş olduğu yazıyor” dedi. Buna göre akredite olan 32 Sınav ve Belgelendirme Merkezi varken akredite olmayanların sayısı 2007’de 6 bin, şu anda da yaklaşık 8 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Akredite olan merkezlerden sertifika alanların sayısı iki yılda 20 bin 581, akredite olmamış merkezlerden belge alanların sayısının 2015’te 30 bin olması bekleniyor. Dolayısıyla resmi rakamlara göre 14.5 ile 40 milyon lira arasında olan sektör büyüklüğünün yasadışı kısmı oldukça büyük. Bu süreçleri denetleyebilen üst kurullar oluşturulsa bile işlevsiz kal İşçiden alıp işverene veriyor İş sahibi olana belge şartı konulmuşsa ya da işsiz bir kişi bu belgeyi almak istiyorsa 750 liraya kadar maliyeti olan belgenin yasada fiyatı belli değil. İş sahibi olan bu belgeyi almak için cebinden para öderken belge sahibi bireyleri istihdam eden işverenlerin sosyal güvenlik primi işveren payları, 12 aydan 54 aya kadar devlet tarafından karşılanıyor. STK’lerden işçiye destek İstanbul Haber Servisi DİSK, KESK, Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası ve TMMOB İstanbul Şubeleri üyeleri, Hakİş’e bağlı Öz Gıdaİş Sendikası’ndan ayrılarak DİSK’e bağlı Gıdaİş Sendikası’na üye oldukları gerekçesiyle işten atılan ve 70 gündür Topkapı’daki fabrika önünde direnişteki Ülker işçilerini ziyaret etti. 70. yılını kutlayan Ülker’i direnişlerinin 70. gününde protesto eden işçiler “Sendika değiştirme özgürlüğünü kullandığımız için işten atıldık” dediler. “Namazda aynı safta, rızıkta ayrı safta olunmaz” pankartı açarak işçilerin yanına gelen Antikapitalist Müslümanlar “Yemin olsun ki kapitalistler cehennemi dünyada görecekler” sloganı attılar. İşten çıkarılan 10 işçiden biri olan Murat Topal, “Bizler fabrikadaki çalışan binlerce arkadaşımızın hemen hemen tamamına yakını 2010 referandumu ve sonraki seçimlerde AKP’ye oy verdik. Amacımız özgürlüğümüzün artması, insanca yaşamak ve iyi şartlarda çalışma ortamı sağlayabilmekti” dedi. dıklarını söyleyen Yılmaz, sürecin bütününü görebilen hiçbir kurum olmadığını belirtti. Konuyu ‘Kâğıttan hayatlar’ olarak özetleyen Yılmaz, “Sertifikalar tamamen satıcı merkezli. İş başvurusundaki sorular şirketten şirkete ve yıldan yıla değişir. Belgelerin yaşam süresi çok kısa. Teknoloji değiştikçe, yeni inovasyonlar piyasaya girdikçe mevcut nitelikler eskiyor, geçersizleşiyor ve değersizleşiyor” dedi. Sertifikalar sadece bir yıl geçerli. Bir yıl sonra para verilerek yeniden sınava girmek gerekiyor. Yılmaz, belgelendirmenin spesifik uzmanlık alanı için hazırlandığını da belirtti. Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE Büyüyünce işten atılmak istemiyorum Geçen günlerde okulda öğretmenin verdiği ödev üzerine işten atılan işçilerden olan babası için bir mektup yazan ve “Babamın işe alınmasını istiyorum. Büyüyünce işten atılmak istemiyorum” diyen 7 yaşındaki S.T. de eyleme katıldı. “Bir şey söylemek ister misin?” diye sorulan minik S.T. “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” diye slogan attı. Galvanni kış koleksiyonu Almanya’da Ekonomi Servisi POLO ve Marin modasında Galvanni, 20152016 sonbahar kış koleksiyonunu tamamladı. Koleksiyon ilk olarak bu ay Almanya Berlin’de düzenlenecek Panorama Fuarı’nda sergilenecek. Koleksiyon, şubatta ise firmanın İstanbul’daki showroom’unda Almanya, Dubai, Lübnan, Dominik Cumhuriyeti gibi birbirinden farklı coğrafyalardan gelecek onlarca bayi ile bir araya gelecek. Koleksiyonda kaşmir karışımlı trikolar, her sezon giyilebilen blazer ceket ve gömlekler ön planda yer alıyor. Yine her mevsim giyilebilen pamuklu trikolar da önümüzdeki sonbahar kış sezonunun en gözde ürünleri arasında dikkat çekiyor. Koleksiyondaki en belirgin yeniliklerden biri de modellerin içi ve dışında göze çarpan şık detaylar. Ana renklerin ara renklerle kullanımı, koleksiyonun kendi içerisindeki kombinasyon yüzdesini artırıyor. Mobilya sektörü kriz dinlemiyor Ekonomi Servisi Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz Avrupa kıtasını etkisi altına alırken, özellikle Rusya’dan İstanbul Mobilya Fuarı’na (İSMOB) binlerce ziyaretçi kaydı. CNR EXPO Yeşilköy’de bu yıl 11’incisi düzenlenecek fuarda, mobilya sektörünün ihracatına 650 milyon dolarlık ihracat katkısı sağlanacak. CNR Holding, Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) işbirliğinde, KOSGEB ve Ekonomi Bakanlığı desteğinde 13 salonda düzenlenecek, İSMOB’da inovatif mobilya tasarımları sergilenecek. 27 Ocak1 Şubat 2015 arasındaki fuar, dünyanın en büyük üç mobilya fuarı arasında yer alıyor. Sektör, yıllık ihracat hedefinin yüzde 20’sini İSMOB’dan gerçekleştiriyor. Bu yıl 11’incisi düzenlenecek fuarda, mobilya sektörünün ihracatına 650 milyon dolarlık ihracat katkısı sağlanması hedefleniyor. Geçen yıl İSMOB fuarını yerli ve yabancı toplam 112 bin kişi ziyaret etti. Bu yıl bu rakamın 120 binin üzerine çıkması hedefleniyor. Fuar kapsamında her yıl düzenlenen ve geleneksel hale gelen İSMOB Tasarım Yarışması da gerçekleştirilecek. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle