Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 OCAK 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 İşçiler riskli araçlara binmesin Mevsimlik tarım işçisinin göç yolunda hayatını kaybettiği trafik kazalarına karşı Ulaştırma Bakanlığı’ndan şaka gibi öneri MAHMUT LICALI ANKARA TBMM’de mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının araştırıldığı komisyona bilgi veren Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, her yıl onlarca mevsimlik tarım işçisinin göç yollarında meydana gelen trafik kazalarında ölümüyle ilgili “skandal” önerilere imza attı. Komisyonda sunum yapan bakanlık yetkilileri “İşçiler üst üste yolcu alan araçlara binmesin” diyerek sorumluluğu işçilerin üzerine yıktı. Komisyon üyesi vekiller bakanlıktan “daha somut tedbirler” almalarını talep etti. Antalya’da 4 işçinin ölümü, 47 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan mevsimlik tarım işçilerini taşıyan otobüsle TIR’ın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasının yaşandığı önceki gün, TBMM’de Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na hem Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri hem de Karayolları Genel Müdürlüğü yetkilileri sunum yaparak bilgi verdi. Bakanlığın sunumunda insan ölüm nedenleri arasında trafik kazalarının bugün 11. sırada yer aldığı, ancak ekonoAntalya’da önceki gün mevsimlik tarım işçilerini taşıyan otobüsle TIR’ın çarpışması sonucu 4 işçi ölmüş, 47 kişi de yaralanmıştı. An ve Anı!.. Sessizliğin sesiyle bir yolculuğa çıkmış gibiyim... Sanki kış değil bir bahar havası... Gök masmavi... Belleğin iz ağacından kopan kuru yapraklar, yılların biriktirdiği acılar, gözyaşları... Yitirdiğimiz dostlar, arkadaşlar... O eski kitap sayfaları... Sararmış, siyah beyaz fotoğraflar... Anılarımız, geleceğimizi yönlendiren bir öğretmen neden olmasın! Yıllar önce bir yazıda “Türkiye yobazların kuşatması altında” diye yazmışım... Isparta’da yaşanan bir facia... Musalla taşında iki tabut var... İmam efendi, cenaze namazı kılınmadan önce tabutların önündeki fotoğrafları “günah” diye kaldırıyor. Erzincan Tercan Lisesi’nde zorunlu din derslerine giren müftü Abdullah Bora, Alevi öğrencilere gözdağı veriyor: “Bir kısım Aleviler namaz kılmıyor, oruç tutmuyor... Onlar satanist, gâvur, kâfir!” Kareli defterimdeki notların arasından seçiyorum yaşanan olayları... Neredeyse 10 yıl geçmiş yazdıklarım üzerinden. Bunları niye yazıyorum biliyor musunuz? Şu bizim bilim insanı kılıklı kimi ibrikçilerin, havuz medyasının güllerinin, AKP iktidarını SYRİZA’ya benzetmesinden ötürü... HHH Hayatın nasıl hızlı aktığını dün yazmıştım... Hiçbir şeyin farkında olmayan bir toplum yaratıldı yeni baştan... Korkutulmuş! Sindirilmiş! Suskun! Malatya Zirve Yayınevi Katliamı... Üç kişinin işkence edilerek öldürülmesi... Malatya katliamı davasında ilginç telefon trafiğinin nerelere kadar uzandığı tutanaklarda açık seçik görülüyordu... Katliamdan altı ay önce ekonomik koşullar nedeniyle göç ederek çalışmak zorunda kalan işçilerin duyarlı olmasını talep etmesi akılları karıştırdı. Komisyon üyesi milletvekilleri, bakanlığın göç dönemlerinde yaşanan trafik kazalarında hayatını kaybeden mevsimlik tarım işçilerine yönelik daha somut önerilerin olduğu bir rapor hazırlamasını talep etti. minin gelişmesi ve nüfusun artışına paralel olarak otomobil kullanımının artması nedeniyle 2030 yılında trafik kazalarının neden olduğu ölümlerin 5. sıraya yükselmesinin öngörüldüğü belirtildi. 1 Ocak 28 Ocak tarihleri arasında 2 milyon 175 bin 500 aracın denetlendiği belirtilen sunumda, kazaların önüne geçilebilmesi için şu öneriler sıralandı: “Yerel idarelerin desteğiyle taşımacı dernek, kooperatif ve birliklerin dönemsel taşıma planlaması yap maları, taşımada kullanılacak ulaşım araçlarının önceden belirlenmesi, taşımada önceliğin raylı sistemlere verilmesi, uygun taşıma güzergâhlarının seçimi.” Komisyonda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, otobüslerde aşırı eşyaların sakıncalı olduğu bunların önlenmesi gerektiğini bildirdi. Bakanlık yetkilileri, mevsimlik tarım işçilerinin üst üste yolcu alan araçlara binmemesi gerektiğini ifade ederek, Komisyon üyesi HDP Milletvekili Levent Tüzel, Ulaştırma Bakanlığı’nın işçilerin riskli araçlara binmemesi gerektiği yönündeki yaklaşımını eleştirerek, “Bu yaklaşım aslında bir şey yapmayacaklarını, bu ölümlerin önlenmeyeceğini gösteriyor” dedi. Benzer bir mantığın iş sağlığı güvenliği konusunda da “İşçiler kaza olacak yerlerde çalışmasın” olarak ortaya çıktığına dikkat çeken Tüzel, şunları dile getirdi: “Bu durum bakanlığın işçilerin hangi koşullar altında çalıştıklarını bilmediklerini gösteriyor. Bu yaklaşım gerçekçi değil. Bu insanlar burada kaza riski var, bu araca bakım yapılmamış diyerek araçlara binmezlik yapmazlar.” Tüzel’den tepki TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu New York’a gidecek ‘Şiddet’i ABD’de araştıracaklar MEB, ‘cami altına dershane’ haberinin SELDA GÜNEYSU l AKP’li Uçma’dan LGBT bireyler için de ‘ayrımcı’ sözler dayanağı olan belgeyi değiştirdi Önce düzeltti sonra yalanladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Cumhuriyet’in önceki gün kamuoyuna duyurduğu “Cami altına dershane” haberini görülmemiş bir yöntemle yalanladı. Muş İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün internet sitesinde bulunan, ildeki bir camide kurs açılacağına ilişkin belge önce değiştirilerek güncellendi. Bakanlık haberi yapılan güncellemeye dayanarak yalanladı. Muş İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün internet sitesinde il milli eğitim müdürü Cevdet Aslan imzasıyla ve ildeki bir camide, lise öğrencilerine yönelik kurs verileceğini duyuran yazı ile ilgili gazetemizde “Cami Altına Dershane” başlığı ile yayımlanan haberin bazı bölümlerine Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yalanlama geldi. Ancak yalanlamanın, haberin dayanağı olan söz konusu belgenin değiştirilerek güncellenmesinin ardından yapılması dikkat çekti. ANKARA TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu, kadına şiddetin nedenlerini 11 günlük gezi programı çerçevesinde ABD’de “araştıracak.” Komisyon üyeleri, 920 Mart tarihleri arasında New York’ta, Birleşmiş Milletler’de (BM) gerçekleştirilecek olan Kadının Statüsü 59. Komisyonu kapsamında, 8 Mart’ta ABD’ye hareket edecek. Komisyonun, gerçekleştireceği yurtiçi ve yurtdışı ziyaretlerinin takvimi belli oldu. Komisyon Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Alev Dedegil’in açıkladığı takvime göre, komisyon üyeleri 920 Mart tarihleri arasında BM’de gerçekleştirilecek olan Kadının Statüsü 59. Komisyonu yıllık toplantısı kapsamında, 8 Mart’ta ABD’ye gidecek. 11 Mart’a dek ABD’de bulunacak komisyon üyeleri, parlamentonun ve grupların önereceği isimlerle belirlenecek. Milletvekillerinin yanı sıra komisyonda yer alan bir uzman da ziyarette yer alacak. CHP’li Candan Yüceer, ABD gezisinin “örneklere bakılması, karşılaştırılması” anlamında önemli olabileceğini belirterek, “Tabii muhakkak ki şiddet konusunda ABD bu işin muhakkak ortasında değil. Orada nasıl çözüm önerileri geliştirilmiş, sorunlar nasıl tespit edilmiş, bunların değerlendirilmesi açısından önemli olabilir gezi. Tabii verim alınacaksa... ‘Mış’ gibi yapacaksak, bazı şeylerin üstünü örtecekse gezinin bir anlamı yok. Tamamıyla niyetle alakalı” yorumunda bulundu. TBMM Başkanı Cemil Çiçek de 5 Şubat’ta, saat 12.30’da Meclis Mermerli Salon’da ko ‘Yaygınlaşması önlenebilir’ Kadına şiddete “mahallenin namusu” kavramıyla çözüm öneren AKP’li İsmet Uçma’nın, LGBT bireylere yönelik “ayrımcı” ifadeler kullanması da dikkat çekti. Uçma, “Hiç arzu etmeyiz ama sevgili arkadaşlar, toplumumuzda bunlar hiç olmasın, insanlıkta hiç olmasın isteriz ama aykırı cinsel tercihlerle ilgili yaşanmış olaylara ilişkin bir istatistiki bilgi elimizde yok” görüşünü savundu. Uçma daha da ileri giderek, bu tür “aykırı tercihler”in önlenebileceğini ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu şunun için önemsiyorum: Bunun önlenebilir metotları ve yöntemleri vardır, dünyadakinden farklı, bizim kodlarımızdan da üretilebilecek birtakım çözüm önerileri olabilir. En azından, toplumsal olarak yani doğuştan getirmiyorsa yaygınlaşması önlenebilir ve onların da insan haklarının koruma altında olması gerekir.” katillerin, İkinci Ordu Komutanlığı lojmanlarında oturan bir kişi ve Özel Harekât Dairesi Başkanlığı’ndan kimi kişilerle görüşmeleri nedense pek dillendirilmedi! Kanlı olayı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’a yıkarak geçiştirmek istediler. Oysa Tolon’un bu cinayetle uzaktan yakından bir ilişkisi olmadığı, yargı sürecinde anlaşıldı. Amaç neydi peki? Ergenekon’dan tutuklu Tolon Paşa’yı itibarsızlaştırmak... O katiller şimdi dışarıda... O süreçte şöyle yazmışım: “Göreceksiniz bu katiller birkaç yıl hapis yatıp sonra çıkacaklar...” Ne oldu? Hepsi dışarıda... Acılı ve sancılı süreçler hep böyledir... Kimilerinin gerçekleri gördüklerinde hızla geriye dönüş yaptıkları gibi... Öyle yaptılar: “Biz aldatıldık!” HHH Toplum olarak, demokratik ve anayasal haklarımızı kullandık mı, kullanmadık mı? Terörün nereden gelirse gelsin, bir insanlık suçu olduğunu söyleyerek dik bir duruş sergiledik mi? Bildiğiniz adların bazılarını sıralayayım isterseniz... Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Musa Anter, Vedat Aydın, Mehmet Sincar, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu için ne yaptık? Niçin unuttuk Madımak’ı, Gazi’yi, Başbağlar’ı... Hiçbirini din, dil, ırk, inanç, mezhep farkı gözetmeksizin lanetlemedik! Milli Eğitim’de Alevi çocuklara “dinsiz” diyen, laik demokratik Cumhuriyetin temelini yıkmaya çalışanlar hep korunup kollandı... Türk Silahlı Kuvvetleri halkın gözünden düşürülmeye çalışıldı... Bunları yazdığımız zaman siz yaftaladınız: “Darbeci!” HHH Zaman tünelinden geçerken, tarihin ve benim kareli defterimin sayfalarını karıştırırken yılların hızla geçip gittiğini görüyorum... Zor oluyor, yaşanan saatle yaşanmış olanların sarmalına dolanıp gitmek, zor oluyor... Faturayı polise kestiler SKANDAL TEŞHİSTE SKANDAL KARAR Yurt Haberleri Servisi Hatay’ın Dörtyol ilçesinde 2012 yılında Emniyet Lokali’nde çalışan AKP İlçe Gençlik Kolları Başkanı Ömer Uzun ile polis memuru Alper Atilla arasında “tost” nedeniyle kavga çıktı. Uzun, polis memuru Atilla’ya “AKP Gençlik kolları başkanıyım şimdi vekilin oğlunu arıyorum sürdüreceğim seni” diyerek tehdit etti. Uzun’un haber vermesi üzerine AKP Milletvekili Bayram Türkoğlu’nun oğlu İstemi Kağan Türkoğlu, olay yerine gelerek polislerle tartıştı. Türkoğlu, Atilla’ya “Beni iyi tanı, seni sürdüreceğim” diyerek tehdit etti. İddiaya göre Çevik Kuvvet Amiri Murat Emer de vekilin oğluna küfretti ve vurdu. Dörtyol Emniyet Müdürü, çok sayıda polisi bir odaya dizerek ellerine numara verdi ve Uzun ile Türkoğlu’ndan kendisiyle tartışan polisleri teşhis etmesini istedi. Teşhis görüntülerinin ortaya çıkması büyük tepkilere neden oldu. Kavga olayından yaklaşık dört ay sonra savcılık, Ömer Uzun, İstemi Kağan Türkoğlu ile üç polis hakkında Dörtyol 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Davanın karar duruşması 23 Ocak’ta yapıldı. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Ömer Uzun’un “basit yaralamaya teşebbüs” suçundan beraatına karar verirken, “Basit tehdit” suçundan dolayı sadece 500 TL para cezasına hükmetti. Mahkeme verilen cezayı erteledi. Mahkeme, AKP’li vekilin oğlu Türkoğlu’na polis memurlarına yönelik söylediği sözler nedeniyle “Basit tehdit” suçu nedeniyle toplam bin TL para cezası verdi. Mahkeme, Türkoğlu’nun cezasını erteledi. Mahkeme, sanık polis memuru Atilla’yı tehdit suçundan önce 6 ay hapis cezası verdi, ardından cezayı 5 ay hapise indirerek erteledi. Atilla’ya, Uzun’a yönelik sözlerinden dolayı da hakaret suçu işlediği gerekçesiyle 1500 TL para cezası verildi. Mahkeme bu cezayı da erteledi. Mahkeme, Murat Emer’e hakaret ve tehdit suçlarından ise beraat kararı verdi. ‘Mış gibi yapılmazsa...’ misyon üyelerine özel yemek verecek. Komisyon 6 Şubat’ta Ankara’da, cezaevini, Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi’ni, Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı Elektronik İzleme Birimi’ni, Tıbbi Sosyal Hizmet Birimi ve Krize Müdahale Merkezi’ni ziyaret edecek. Komisyonun 2728 Şubat’taki İstanbul ziyaretinde de gazete, dergi ve televizyonların genel yayın yönetmenleriyle “kadına yönelik şiddet haberlerinin dili konusunda” toplantılar yapılacak. gibi kullanmak istiyor” dedi. çma’nın sözleri ‘kriz’ yarattı Öte yandan CHP’li komisyon üyeleri Binnaz Toprak ile Candan Yüceer arasında “kadına karşı şiddete mahalle namusu” önerisi getiren AKP Milletvekili İsmet Uçma’nın sözleri de “tartışma” yarattı. CHP’li Toprak, “mahalle kültürünün özellikle büyük şehirlerde değiştiğini” söyleyerek, “Bazı kavramlar kullanılmadığı için şikâyeti kim yapacak konusu tartışılıyor. Televizyon seyrederken üst kattan, alt kattan birisi yardım için bağırıyorsa ve siz kanal değiştirmeye devam ediyorsanız, bu bizim anlayışımıza ters” dedi. Yüceer ise kadına yönelik şiddetin önlenmesinin “mahallenin namusu” kavramı ile gündeme getirilmesini eleştirerek, bunun tehlikeli bir yaklaşım olduğunu, namus kavramının kişiye göre değişebileceğini ve kadına yönelik mağduriyetler doğurabileceğini vurguladı. U Milli Eğitim Bakanlığı, haberde yer alan kursta görevlendirilecek öğretmenlerin ücretlerinin cami derneği tarafından karşılanacağına yönelik ifadenin gerçeği yansıtmadığını açıkladı. 22 Ocak 2015 tarihinde yazılan, 23 Ocak 2015 tarihinde de Muş İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinde yayınlanan yazıda “Kurs (ders) ücretleri dernek tarafından karşılanacaktır” ifadeleri kullanıldı. Ancak söz konusu yazı Milli Eğitim Bakanlığı’nın yalanlama açıklamasını basın kuruluşlarına geçmesinden yaklaşık yarım saat önce değiştirildi. Tarih ve sayı numarası aynı olan yazıdan “Kurs (ders) ücretleri dernek tarafından karşılanacaktır” ifadesi çıkarıldı. Belgede sonradan yapılan değişiklik bu kadarla sınırlı kalmadı. Duyuru yazısının güncellenmeden önce yayımlandığı halinde yer almayan, “Halk eğitim merkezlerinde ortaklaşa yapılacak kurslarda görev almak isteyen...” ifadeleri de değiştirilen yazıya eklendi. Bu değişikliğin üzerinden yaklaşık yarım saat sonra yapılan yalanlama açıklamasında cami altında kurs açılmasının mevzuata aykırı olmadığı, “Sınıf ve atelye yapılmasına uygun olan birinci kat niteliğindeki bu alanda, Muş Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve Cami Derneği ile ortaklaşa yaygın eğitim kursları açılmasının planlandığı” ifade edildi. Ekleme de var çıkarma da ‘Ekip otosunu taksi gibi kullanıyorlar’ Komisyona önceki gün sunum yapan Cebeci Polis Merkezi Emniyet Amiri Nuğman Demirdiş de koruma talep eden bazı mağdurlara ilişkin “ilginç” bir detayı paylaştı. Koruma talep eden mağdurlara, can güvenliğinin olmaması halinde ekip otolarının eşlik ettiğini anlatan Demirdiş, “Bazı kişiler ‘Benim koruma kararım var’ diyerek, ekip otolarını taksi l ABDULLAH CÖMERT DAVASINDA YİNE KISITLAMA Erzincan davası Yargıtay’a gönderildi ERZİNCAN (AA) “Ergenekon örgütünün Erzincan yapılanmasına” üye oldukları iddiasıyla 27 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenen 11 sanık ile “davanın gizli tanıklarına rüşvet verdikleri” öne sürülen ve dosyası bu davayla birleştirilen eski CHP milletvekilleri Erol Tınastepe ile Ahmet Ersin’in yargılanmasına devam edildi. Gizli tanık Fırat, Erzincan’ı karıştırarak dönemin 3. Ordu komutanı Orgeneral Saldıray Berk’in Genelkurmay Başkanı yapılmak, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın da görevden alınmak istendiğini iddia etti. Fırat, “Dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk tarafından görevlendirildiğini söyleyen kişiler, bana birtakım görevler verdi. Cemevi ve cami yakma görevi verildi. Kabul etmedim” iddiasında bulundu. Gizli tanıkların çeşitli sabıkalarının olduğunu aktaran sanık avukatı Hikmet Aksakallı, güvenilir olup olmadıklarının takdirini mahkeme heyetine bıraktığını söyledi. Mahkeme heyeti, dava dosyasının Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nde görüşülmesine devam edilen CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ve emekli Orgeneral Saldıray Berk’in de aralarında bulunduğu 14 sanıklı davayla birleştirilmesi için Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verdi. İzleyici giremeyecek gazeteciler belirsiz Yurt Haberleri Servisi Gezi Direnişi sırasında Antakya’da polisin attığı gaz bombası fişeğiyle başından vurularak öldürülen Abdullah Cömert ile ilgili davaya salı günü Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. Reddi hâkim talebini reddeden mahkeme; savcılığa yazı yazarak, geçen duruşmada olduğu gibi salona dinleyici girişini, aile yakınlarından beşer kişiyle sınırladı. Salona sesli ve görüntülü cihazlarla girişi yasaklayan mahkeme, gazeteciler ve dinleyicilerin salona alınması konusunun ise mahkeme tarafından değerlendirilmesine karar verirken, salon kapısında, koridorda ve adliye çevresinde sıkı güvenlik önlemi alınması için talepte bulundu. Kararı gazetemize değerlendiren Cömert ailesinin avukatı Hatice Can, “Geçen duruşmada mahkeme aynı kararı aldı ve biz bunu mahkemeye gittiğimizde öğrendik. Bu yüzden duruşmada gerginlik yaşanmış, mahkeme ‘kimliği belirsiz kişilerin mahkeme salonuna girdiği görüldü’ diye tutanaklara geçirmişti. Bu karar yargılamanın aleniyet ilkesine aykırıdır. Geniş bir salonda duruşmanın görülmesini sağlamak mahkemenin görevidir. Yine geniş güvenlik önlemleri diyorlar ama zaten xray cihazından geçilerek mahkeme salonuna giriliyor. Adliyeler yeterli güvenliğe sahiptir. Adil ve açık bir yargılama istiyoruz. Bu konuda gerekli itirazları yapacağız” diye konuştu. C M Y B