19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2015 CUMARTESİ [email protected] 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER K Polis Devletinden Önceki Son Çıkış İç güvenlik paketi taslağı; polisin herkesi dinleyebileceği, savcı kararı olmadan insanları gözaltına alabileceği ve arayabileceği, ‘cebinde taş vardı, bana atacaktı’ bahanesiyle bile silah kullanabileceği, sırf yüzünüzü kapatmanız nedeniyle hapis cezası alacağınız, valinin sıkıyönetim yetkilerine kavuştuğu, parmak ve damar izinizi vermek zorunda kalacağınız yeni bir dönemi başlatıyor. ÜMİT ALTAŞ Özgürlükçü Demokrat Avukatlar men de olsa yüzü kapatmanın cezası 5 yıla kadar çıkıyor. Kılıçdaroğlu Haklıydı; Ama... Erdoğan’ın TRT’de Başkanlık Sistemini savunmasıyla 2015 seçimleri propaganda dönemi resmen başladı. Şimdi artık sıra adayların belirlenmesinde. HHH 2011 seçimlerine giderken Kılıçdaroğlu, milletvekili adaylarını, CHP şemsiyesi altında en geniş laiksol koalisyonu oluşturmak amacıyla belirledi. Çok doğru bir stratejiydi bu: En sert soldan en yumuşağına, en ödünsüz Atatürkçüden en uzlaşmacısına, Kürtlerin haklarını demokratik ve laik çizgide savunanlardan demokratik platformlarda Türkiye’nin bütünlüğünü korumak isteyenlere, dindar ama demokrat Müslümanlardan katı laiklere kadar, birçok ünlü ve değerli kişiyi CHP çatısı altında topladı. Ama bu değerli insanlar, parti disiplinine uygun bir takım çalışması ruhuyla değil, her biri tek başına bir lider, tek başına bir kurtarıcı, tek başına da kalsa yolundan dönmeyecek ödünsüz bir polemikçi gibi davranarak CHP’den beklenen sinerjik hamleyi gerçekleştiremediler. HHH Değerli okurlarım bilirler: Yazılarımda olayları ve yorumları, kişiselleştirmeyi, insanları yargılamayı pek sevmem... Ancak kaderimizi etkileyen kararlar alan yöneticilerin yanlış uygulamaları konusunda zorunlu olarak bazen bireye dönük yorum yaparım. CHP içindeki olayların ayrıntılarını bilmiyorum... Bu nedenle hangi değerli politikacı, CHP’de ne yaptı?.. Parti yönetimiyle kim, neden ters düştü?.. Neden bir değerli insan, tam seçim öncesi partiden istifa edip yeni parti kurarak CHP’ye en büyük hasarı vermeye çalıştı... Parti içindeki hizipler arası ilişkiler, gerginlikler nedir?.. Bilmiyorum. Ama herkesin gördüğünü ben de görüyorum: Kılıçdaroğlu’nun 2011 seçimleri öncesinde, doğru bir strateji olarak belirlediği “CHP içinde, demokratların, laiklerin, solcuların, Atatürkçülerin, dindarların, Kürtlerin, Türklerin büyük koalisyonu”, yürümedi! Yazık oldu, çok yazık! HHH Olayı biraz da, yirmi dört yıl önce Erdal İnönü’nün 1991 seçimlerinde, Kürt politikacıları SHP listesinden Meclis’e taşımasına ve ondan sonra yaşanan düş kırıklıklarına benzetiyorum: Lider doğru karar veriyor, doğru strateji uyguluyor, ama olaya katılan aktörlerin deneyimsizliği sonuç alınmasını engelliyor! HHH Dilerim bu kez CHP, milletvekili adaylarını belirlerken, siyasal partiler içinde en demokratik yöntemleri kullanan örgüt olarak, bugüne kadar olduğu gibi, önseçimlere yeterince ağırlık verir... Ve kontenjan adaylarını belirlerken de, kamuoyunu etkilemek için sadece “vitrin süsü” ünlü aramaz, tabanın da kabul edeceği ve ilerde birlikte verimli çalışılabilecek kişileri, tercihen kadınlar ve gençler arasından seçer. amuoyunda “güvenlik taslağı” olarak bilinen tasarının son dönemecine girdik. Muhtemelen önümüzdeki salı günü Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek. Taslak; polis yetkilerinin arttırılması, toplantı ve gösteri yürüyüş hakkına ilişkin kısıtlamalar ve cezalar, İçişleri Bakanlığımülki amir yetkilerinin arttırılması, İçişleri Bakanlığı’na jandarma teşkilatına ilişkin atama, denetim, görevden alma yetkilerinin verilmesi, polis teşkilat sisteminde eğitim, terfi, emekliliğe ilişkin düzenlemeler, bonzai vb. maddelerin uyuşturucu kapsamına alınması ve cezalarda artırım, nüfus hizmetlerinde değişikliklerine ilişkin düzenlemeler içeriyor. Yukarıda belirttiğim şekliyle zannedersem çok da trajedi boyutunda bir taslak görünümü vermiyor. Bir de torba kanunlaştırmanın yerleşmiş terimlerine başvurmadan ve hukukun teknik dilinin dar sınırına hapsolmadan taslağı tanımlayalım. Taslak; polisin herkesi dinleyebileceği, savcı kararı olmadan insanları gözaltına alabileceği ve arayabileceği, “cebinde taş vardı, bana atacaktı” bahanesiyle bile silah kullanabileceği, sırf yüzünüzü kapatmanız nedeniyle hapis cezası alacağınız, valinin sıkıyönetim yetkilerine kavuştuğu, parmak ve damar izinizi vermek zorunda kalacağınız yeni bir dönemi başlatıyor. Bu yeni dönem için taslağın ana gerekçesi olan “güvenlik” sorusunu tersten farklı bir şekilde soralım: Kimin güvenliği tehdit altında? Bizim mi yoksa iktidarın mı? Cumhurbaşkanlığı’na hakaret içeren bir döviz taşınmasının bile 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılacağı bir düzenlemenin bizlerin güvenliği ile ne alakası var? Ya da sapan ve bilye ile insanlar bizim güvenliğimizi ne kadar tehdit ediyorlardı, kaçımız bunlar nedeniyle yaralandık da polis bunlar karşısında silah kullanma yetkisine kavuşuyor. Hadi bunları anladık diyelim. Peki, güvenlik ile polisin savcı kararı olmadan gözaltı yapabilmesi, hepimizin telefonlarını dinleyebilmesi, sırf emirlerine uymadık diye bizleri gözaltına alabilmesinin ne alakası var. “Banker Bilo” filminde Maho tarafından sürekli aldatılan Bilo karakterine döndük. Polislerin gözaltı yetkisine ilişkin taslakta yer alan gerekçe Maho’nun gerekçelerini aratmayacak cinsten: “Faillerin ifadelerinin alınarak serbest bırakılması ve evrakın savcılığa gönderilmesi toplumda infial yaratıyor.” Özgürlük olmadan güvenliğin sağlanmasının mümkün olmadığı çok açık. Bunun için yalnızca 80 sonrasında izlenen güvenlik politikalarının sonuçlarına bakmak yeterli değil mi? Her seferinde güvenlik adı altında ilk yaptığımız özgürlüklerimizden vazgeçmek. Bu vazgeçişlerin sonucunda da ne özgürlüğe ne de güvenliğe ulaşabiliyoruz. Tam da burada topu Benjamin Franklin’e atmanın zamanıdır, “Güvenlik için özgürlüğünden vazgeçenler, özgürlüğe de, güvenliğe de layık değildirler.” Taslak yasalaştığında... Başlangıçta 43 madde olan tasarı, İçişleri Komisyonu’nda yeniden düzenlenerek 132 maddeye çıkarıldı. Yaklaşık bir yıldır gündemde olan tasarının resmi başlığı: Polis Vazife ve Salahiyet Kanu Toplantı gösteri yürüyüşlerinde kanuna aykırı döviz taşımak artık suç Mevcut düzenlemede olmayan bu suç tipi taslak ile birlikte kanuna giriyor ve cezası 3 yıla kadar hapis olarak düzenleniyor. Cumhurbaşkanlığı’na hakaret vb. birçok başlık kanuna aykırı kapsamında değerlendirilip hapis cezası gerekçesi olabilecek. Polise gözaltına alma yetkisi veriliyor Polis savcı kararı olmadan kişiyi gözaltına alacak ve 48 saat boyunca gözaltında tutabilecek. 48 saat sonunda savcıya bilgi verecek. Bu süre öncesinde bilgi verme yükümlülüğü bulunmuyor. Mevcut düzenlemede savcının emri olmadan gözaltı yapılamıyor ve tüm gözaltı süreci savcı denetiminde yürüyor. Değişiklik gerekçesi, “Faillerin sadece ifadelerinin alınarak serbest bırakılması ve evrakın savcılığa gönderilmesi toplumda infial yaratmaktadır.” nu, Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı. Peki, taslak yasalaştığında neler değişecek? Valinin emrine uymamanın cezası 1 yıl hapis Kabahatler kanunu uyarınca para cezası olarak düzenlenen fiil taslak ile 1 yıl hapis cezasına dönüştürülüyor. Valinin ilan ettiği herhangi bir yasağa uymamanız durumunda artık 1 yıllık hapis cezası tehdidi ile karşı karşıya kalacaksınız. Polisin arama yetkisi artıyor Mevcut düzenlemede polis, hâkim ve savcı kararı olmadan arama yapamıyordu. Yeni düzenleme ile birlikte hâkim ve savcı kararı olmadan istediği kişinin üstü, eşyası ve aracını arayabilecek. Polise tanımı muğlak yeni yetkiler tanınıyor Polis, yeni düzenleme ile birlikte kapattığı Gezi Parkı’na girmek istemeniz, evinize giden yolda yasak olmasına rağmen yürümekte ısrar etmeniz durumunda sizi oradan uzaklaştırma veya koruma adı altında kapalı bir yerde tutma veya gözaltına alma yetkisine sahip olacak. Yargı denetimi olmadan telefon dinleme yetkisi genişliyor, denetim tek bir hâkime bırakılıyor Yargı denetimi olmadan emniyetin yaptığı telefon dinlemelerinde süre 48 saate çıkarılıyor. Mevcut düzenlemede telefon dinlemesi nerede yapıldıysa o ilin hâkimine gider maddesi de Türkiye’deki tüm dinlemelere Ankara Ağır Ceza Hâkimi bakar şeklinde değiştiriliyor. Böylece farklı illerde önceden tahmin edilemeyen hâkimlere dosyanın düşmesi yerine bilindik ve tek bir isme dosyaların gitmesi ve onay alınması sağlanacak. Sıkıyönetim yetkilerine sahip vali dönemi başlıyor Vali, toplumsal olaylarda belediye ve diğer kuruluşların araç ve gereçlerine el koyabilecek, kurum personeline gerektiğinde polis zoruyla görev verebilecek, savcı yetkilerini kullanabilecek. Belediyeler, vali emrine direnmesi durumunda toplumsal olaylarda meydana gelen zararlardan sorumlu olacak. Toplumsal olaylarda çıkmayan boyalı su kullanılacak Kanunda yer almamasına rağmen toplumsal olaylarda polis boyalı su kullanıyordu. Yeni düzenleme ile polis bu eksikliğini gideriyor ve üzerimizden 23 gün kadar çıkmayacak yeni boyalarla tanışacağımız bir dönem başlıyor. Kanuna aykırı toplantı gösteri yürüyüşü tanımı genişliyor Kanuna aykırı toplantı tanımında güvenliğimizi tehdit eden çok önemli bir eksiklik gideriliyor ve “demir bilye ve sapan” ekleniyor. Toplantı gösteri yürüyüşlerine ilişkin cezalar arttırılıyor Mevcut düzenlemede 6 ay olan alt sınır yeni düzenleme ile birlikte 2 yıl 6 aya çıkarılıyor. Bu değişiklikle 2 yılın üstü cezalarda erteleme, paraya çevrilme mümkün olmadığından toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanlara doğrudan hapis cezası uygulanmasının yolu açılıyor. Araç kiralayanlara ilişkin bilgilerin tümü polis tarafından anında görüntülenebilecek Taslak yasalaştığında; araç kiralama şirketlerine araç rotalarını da içerir her türlü bilgiyi bilgisayar ortamında tutacak ve bir terminal vasıtasıyla anlık olarak polis bilgileri kendi sisteminde görüntüleyebilecek. Gerekçe; kamu düzeninin sağlanması. Polisin silah kullanma yetkisi artıyor Her ne kadar uymasa da polisin meşru savunma, suçüstü durumlarıyla sınırlı silah kullanma yetkisi “cebinde bilye vardı, bana atacaktı” şeklinde bir savunmanın yeterli göreceği ölçüde genişletiliyor. Gerekçesi, “silah kullanımdan dolayı açılan soruşturmalar nedeniyle polisin mağdur olmasının önüne geçilmesi.” Toplantı gösteri yürüyüşlerinde yüzü kısmen kapatmak suç kapsamına alınıyor Yalnızca gösterinin terör propagandasına dönüşmüş olduğu durumlar için alt sınırı 1 yıl olmak üzere uygulanan yasak, tüm toplantı gösteri yürüyüşlerini kapsayacak şekilde genişletiliyor ve kıs Herkesin parmak izi, damar izi ve el ayası vermek zorunda kalacağı bir dönem başlıyor Kimlik tespit ve doğrulama işlemleri ve yeni çıkarılacak nüfus cüzdanları için herkesten biyometrik veri olarak adlandırılan parmak izi, el ayası ve damar izi alınacak. Bu bilgiler elektronik kimlik kartlarında da yer alacak. Yeni çıkarılacak kimlik kartları için bu kişisel verilerin yanı sıra vatandaş kimlik başına 15 TL kimlik bedeli ödeyecek. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle