27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 OCAK 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 15 Ustalar yoğun bakımda Kültür Servisi Usta yazargazeteci Yaşar Kemal, ressamgazeteciyazar Fikret Otyam ile ünlü Yeşilçam yönetmenlerinden Memduh Ün’ün yoğun bakım ünitelerindeki tedavileri sürüyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde 14 Ocak’tan bu yana tedavisi devam eden usta yazar Yaşar Kemal’in kronik hastalıklara bağlı sorunlar nedeniyle genel durumunun ağırlaştığı bildirildi. İstanbul Tıp Fakültesi Başhekimliği’nin yaptığı açıklamada “Yaşar Kemal’e 30 Ocak’tan bu yana yapay solunum desteği sağlanmaktadır. Bununla birlikte takip edilen parametreler kontrol altındadır” denildi. ‘Otyam’ın durumu daha iyi’ Geçen çarşamba günü Memduh Ün endoskopi sırasında kalbi ve solunumu duran Otyam’ın tedavisi solunum cihazına bağlı olarak yoğun bakım servisinde sürüyor. Gazetemize bilgi veren Otyam’ın eşi Filiz Otyam, “Otyam’ın durumu daha iyi. Diyaliz onu biraz yordu. Şu an uyutuluyor. Durumu stabil. Yarın daha toparlanmış olacağını umut ediyoruz” dedi. Yaşa bağlı olarak gelişen sorunlar nedeniyle Bodrum ilçesinde önceki gün yoğun bakıma kaldırılan Memduh Ün’ün ise tedavisine devam ediliyor. Türk sanat müziği sanatçısı Müzeyyen Senar da 15 Ocak’ta Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılmış, 27 Ocak’ta da taburcu edilmişti. Senar, Urla ilçesindeki yaşlı bakımevinde kalmaya devam ediyor. Yaşar Kemal Yaşar Kemal’in durumu ağırlaştı, Otyam ve Ün’ün tedavisine ise devam ediliyor AKP’li komisyon üyeleri yolsuzluk tapelerinin imha edilmesi kararını alırken ‘1984’ten kopya çektiler... Orwell sizi ayakta alkışlıyor... 9 AKP’li üyesi de okumadan edememişler, Orwell’den kopya çekmişler!.. Ama bana sorarsanız, dinleme kayıtlarının imha edilmesi yetmez!.. Gerçek Bakanlığı kurulmalı! AKP yönetimi, “1984”ten esinlenmeyi (!) sürdürmeli, yeni bir bakanlık kurarak adını “Gerçek Bakanlığı” koymalı... Gerçek Bakanlığı’nda çalışan görevliler, tapelerden bölümlerin yer aldığı gazeteleri de baştan sona taramalı ve imha etmeli… Gerçi bu da yetmez… AKP’li vekillerin hazırladığı ana rapora girmeyen, ama TBMM Genel Kurulu’ndaki son oylama öncesinde tüm vekillere gönderilen raporun muhalefet şerhleri bölümünde yer alan yolsuzluk tapeleri de bir bir yok edilmeli… Belki de, gazetelerde ve raporun muhalefet şerhleri bölümünde yer alan tapelerin “gerçekler”e uygun bir biçimde yeniden kaleme alınması daha yerinde olur... Bence, bu görev, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü alırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Bugün George Orwell olsa sizi ayakta alkışlardı” diyen Alev Alatlı’ya düşer… Erdoğan’ın ödül töreninde dile getirdiği “İrfan, hikmet ahlak varsa vardır” yüce özdeyişinden yola çıkarak, tapelerdeki metinleri “AKP’nin gerçekleri”ne Alatlı’dan daha iyi kim uydurabilir ki! AKP’li bakanların yolsuzluk ve rüşvetle ilgili tapelerinin imha edilmesi kararı karşısında George Orwell’in ‘1984’ romanını anımsamamak olanaksız. Büyük Birader’in gerçekleri silme yöntemleri ile AKP’nin belgeleri yok etme girişimi arasında büyük benzerlik var. Winston Smith, Okyanusya devletinin Gerçek Bakanlığı’nın Arşiv Dairesi’nde çalışmaktadır. Görevi, tarihsel belgeleri, yönetimin politikalarına uygun kılmak için kılı kırk yararcasına inceleyip yeniden yazmak; gazete makalelerini elden geçirip gereğince değiştirmek; gözden düşmüş ya da düşman ilan edilmiş kişilerin bulunduğu fotoğrafları kesip biçerek hükümetin isteğine uygun görüntüyü sağlamaktır. Winston’ın kolayca uzanabileceği bir yerde, tel kafesle kaplı düz ve uzun bir yarık vardır. Yalnızca Winston’ın odasında mı; başka odalarda, dahası koridorlarda bile buna benzer binlerce, on binlerce yarık… “Bellek delikleri” denir bu yarıklara. Yok edilmesi gereken belgeler, en yakın bellek deliğinin kapağı kaldırılıp içine atılır. Belge sıcak hava akımına kapılarak binanın gizli bir köşesindeki dev fırınları boylar… Gel gör ki, belgeleri silip yok etmek yeterli değildir. Winston’ın bir görevi de, geçmişin gazetelerinde yayımlanmış haberleri “düzeltmek”tir. Örneğin, Büyük Birader bir tarihte Times gazetesinde de yer alan bir öngörüde bulunmuş ama öngörü boşa çıkmış, gerçeğe uymamışsa, öngörüyü yeniden kaleme almak, gerçeğe uygun kılmak gerekir. Ya da, bir tarihte Times’da üç yıllık planın üretim tahminleri yayımlanmış ama günü geldiğinde tahminlerin tümden yanlış olduğu ortaya çıkmıştır. O zaman, Winston’a düşen, ilk baştaki rakamları sonrakilere uyacak biçimde değiştirmektir. Böylece, yanlış öngörüler ve tahminlerin gazetelerdeki tekmil izleri silinecek; Gerçek Bakanlığı, gerçekleri tümüyle yok edip kendi gerçeklerini egemen kılarak gerçek görevini yerine getirmiş olacaktır... AKP’nin gerçekleri... 984’ü okumuşlar galiba! Düşünüyorum da, AKP’liler yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Egemen Bağış’la ilgili tapelerin imha edilmesi kararını alırken George Orwell’in “1984” adlı karşıütopyasından aktardığım bu “işlemler”den esinlenmiş olmalılar!.. Anlaşılan, Gezi Direnişinden bu yana okur sayısı büyük bir hızla yükselen “1984”ü, TBMM Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu’nun ‘1 TYS’den destek ziyareti Kültür Servisi Paris’te Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıya karşı dayanışma gösteren gazetemize destekler devam ediyor. Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Genel Başkanı Mustafa Köz, genel saymanı Tahir Silkan ve yönetim kurulu üyesi C. Hakkı Zariç dün gazetemizin Şişli’deki binasına gelerek destek ziyaretinde bulundu. Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Okur Temsilcisi Güray Öz ve Haber Müdürü Aykut Küçükkaya ile görüşen TYS heyeti gazetemizle dayanışma içinde olduklarını belirtti. Ünlü ressam Constable’a ait olduğu anlaşılınca fiyatı tavan yaptı 12 milyona satıldı Kültür Servisi 18 ay önce 3.500 sterline (yaklaşık 12 bin 600 TL) satın alınan bir tablo, ünlü İngiliz ressam (17761837) John Constable’a ait olduğu anlaşılınca 3.4 milyon sterline (yaklaşık 12 milyon 300 bin TL) alıcı buldu. 46 cm x 61 cm boyutlarındaki yağlıboya tablo, 2013 Temmuzu’nda Christie’s müzayede evinin Londra şubesinde kimliği açıklanmayan bir kişi tarafından 3.500 sterline satın alındı. Tablonun, Constable’ın bir “izleyicisi” tarafından yapıldığı sanılıyordu. Ancak tablonun üzerinde bazı oynamalar yapıldığından kuşkulanan alıcı, Tate Britain’daki Constable uzmanı Anne Lyles’a başvurunca gerçek ortaya çıktı. Tabloya sonradan eklenmiş fırça darbelerinin temizlenmesinden sonra, Lyles, yapıtın Constable’ın başyapıtlarından “Çayırdan Salisbury Katedrali”nin “kayıp” bir ön çalışması olduğu sonucuna vardı. Lyles, “Bu yağlıboya taslak, Constable’ın son dönem başyapıtlarının belki de en büyüğü olan ‘Çayırdan Salisbury Katedrali’ için yaptığı 5 ön taslaktan biridir” dedi. Lyles’ın bugüne kadar uzmanlarca bilinmediğini belirttiği tablo, Christie’s’in New York salonlarında 3.4 milyon sterline satıldı. 12 bine alındı Bakanlığın ‘acıklı güldürüsü’ BGST, bakanlığın ‘destek’ konusundaki tutumunu ‘Gezi süreci sonrası seküler tiyatro çevresine bir haddini bildirme operasyonu’ olarak niteledi. CEREN ÇIPLAK ‘Lorca’nın Acıklı Güldürüsü’ adlı oyuna destek alamayan BGST, Kültür Bakanlığı’na karşı açtığı davayı kazandı “Lorca’nın Acıklı Güldürüsü” adlı oyunla geçen yıl Kültür Bakanlığı yardımına başvuran ancak bu talebi açık seçik bir gerekçe gösterilmeden reddedilen Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST), konuyla ilgili olarak Kültür Bakanlığı’na karşı açtığı davayı kazandı. BGST yöneticileri, Kültür Bakanlığı’nın destek vermeme nedeninin siyasi olduğunu ileri sürerek ba kanlığa kararın iptali için dava açmıştı. Ankara 4. İdare Mahkemesi, Kültür Bakanlığı’nın “destek” değerlendirmesini objektif bulmayarak hukuka aykırı olduğu kararına vardı. BGST’nin avukatı Fırat Kuyurtar, bu kararın, Kültür Bakanlığı’nın özel tiyatrolara yardım konusunda keyfi karar alamayacağı yönünde bir emsal oluşturacağını ve bunun önemli bir gelişme olduğunu söyledi. Anımsanacağı üzere geçen yıl, aralarında Dostlar Tiyatrosu ve Ortaoyuncular’ın da bulunduğu pek çok tiyatro topluluğuna “Gezi’ye destek” oldukları gerekçesiyle devlet desteği verilmemişti. Buna karşın bakanlığın bir ti ‘Keyfi destek politikası’ yatro topluluğuna da bir yıl içinde 6 kez aynı yardımı vermesi tiyatro dünyasında tepki yaratmıştı. BGST, bakanlığın “destek” konusundaki tutumunu “Gezi süreci sonrası seküler tiyatro çevresine bir haddini bildirme operasyonu” olarak niteledi ve bakanlığın keyfi destek politikasının bu yıl da aynen devam ettiğini belirtti. BGST’den Özgür Eren, muhalif tiyatro yapanları engellemeye yönelik bir baskı olduğunu, bu baskının karşısında olmaya devam edeceklerini söyledi. Eren, “Bu karar, seküler, muhalif tiyatro topluluklarının yan yana gelebilmesine, birbirinden güç alabilmesine vesile olacaktır. Hedefimiz örgütlenmek” dedi. İSTANBUL CAZ FESTİVALİ Genç cazcılar bekleniyor Kültür Servisi İstanbul Caz Festivali kapsamında bu yıl 13. kez düzenlenen Genç Caz konserleri için başvurular başladı. Amatör veya yarı profesyonel olarak müzikle ilgilenen genç müzisyen ve toplulukların festival programında yer alabilecekleri bir platform oluşturan Genç Caz, gençleri teşvik etmeyi ve profesyonel müzik dünyasına hazırlamayı amaçlıyor. 24 Nisan’a kadar başvuranlardan seçilen 4 isim İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından gerçekleştirilen 22. İstanbul Caz Festivali kapsamında sahneye çıkacak. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle