19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2015 SALI 8 HABERLER IŞİD’in 15 Eylül’de saldırdığı Kobani kenti 134 gün sonra bugün zaferini ilan edecek Kobani IŞİD’den temizlendi MAHMUT ORAL DİYARBAKIR IŞİD, 15 Eylül’de saldırdığı Kobani’den 134 gün sonra temizlendi. Kobani Hükümeti Sözcüsü Mahmut Beşar, Kobani kantonunun geçen yıl bugün, yani 27 Ocak’ta ilan edildiğini anımsatarak, kentin IŞİD’den temizlenmesi ile ilgili olarak bugün hem hükümet hem de askeri birimlerin ortak bir açıklama yaparak zaferi ilan edeceklerini bildirdi. IŞİD, Suriye’de ordudan ele geçirdiği ağır silahlar ve Rakka, Münbiç, Celabrus, Tel Abyat gibi Arap nüfusun yoğun olduğu bölgelerden sağladığı insan kaynağı ile PYD’nin yönetimindeki 3 kantondan Kobani’ye 15 Eylül’de saldırı başlattı. Saldırılara karşı PYD’nin silahlı kanadı YPG dinenirken, birkaç gün içide yaklaşık 200 bin sivil Türkiye’ye sığındı. IŞİD 6 Kutlamalara polisten sert müdahale Kobani’nin IŞİD’den temizlendiği haberi üzerine HDP’liler ve yurttaşlar 134. gündür nöbet eyleminin sürdüğü Suruç’taki Mehser köyüne akın etti. Havai fişekler atılırken, gece boyunca halaylar çekildi. Diyarbakır’da Sümerpark’ta ve DBP binası önünde toplanan binlerce kişi havai fişekler eşliğinde halaylar çekerek kutlama yaptı. Hakkari, Şemdinli, Batman, Muş, Bitlis’de toplanan binlerce kişi halaylar çekti. Van’daki kutlamalarda Cumhuriyet Caddesi’nde trafiği kapatan grup, polise de havai fişek attı. Gruba gaz bombasıyla müdahele edildi. Yüksekova’da bir çok noktada eş zamanlı başlatılan havai fişek gösterileri, renkli görüntüler oluşturdu. Otel Oslo önünde marş söyleyen bir gruba polis gaz bombası ve plastik mermi ile müdahale etti. Rojava’nın Kamışlı kentindeki kutlamalarda sıkılan bir kurşun Nusaybin’de evinin önünde kutlamaları izleyen 5 yaşındaki H.S,’nin omzundan yaralanmasına neden oldu. İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde toplanan yüzlerce halaylar çekti. Polisin anonsuna rağmen dağılmayan grubu, çevik kuvvet kalkanlarla Tarlabaşı’na kadar sürdü. Kadıköy’de de yüzlerce kişi Boğa Heykeli önünde buluştu. Gruba polis havaya atılan havai fişekler nedeniyle gaz bombalarla müdahale etti. Ekim gecesi Kobani kentine girdi. Türkiye’nin insani yardım koridoru açmamasına yönelik tepkiler sürerken, HDP’nin çağrısıyla Kobani’ye destek için Türkiye’de düzenlenen eylemler iç çatışmaya dönüştü. Diyarbakır, Van, Batman kent merkezinin de aralarında bulunduğu 21 merkezde sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, 12 Eylül darbesinin ardından ilk kez askerler tanklarla kentlerde güvenlik önlemi aldı. Günlerce süren olaylarda 53 kişi yaşamını yitirdi. ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon IŞİD hedeflerini vururken, 1 Kasım gecesi de Kürt Bölgesel Yönetimi’nin gönderdiği peşmergeler Türkiye üzerinden Kobani’ye geçti. Özgür Suriye Ordusu’nun IŞİD karşıtı gruplarıyla “Burkan ElFırat” adlı bir birim kuran YPG, peşmergenin de desteğiyle IŞİD’i kentin birçok ye rinden temizledi. 29 Kasım’da Kobani’de aynı adı taşıyan Mürşitpınar Sınır Kapısı’na 2 bombalı araçla en ağır saldırılarından birini düzenleyen IŞİD militanlarının Türkiye topraklarını kullandığı iddia edilirken, IŞİD geçen hafta da ağır silahlarla kente yeni bir saldırı başlattı. Kürt güçlerinin aylar süren mücadelesi sokak sokak sürerken, IŞİD, ABD öncülüğündeki koalisyon uçaklarının havadan bombardımanı nedeniyle kente takviye ulaştırmakta zorlanınca, günden güne güç kaybetti. Son birkaç günde doğuda stratejik öneme sahip Miştenur, Sinai bölgesi, Şeria Okulu, Seyda Sokak, güneyde ise Termik köyünü IŞİD’den temizleyen Kürt güçleri, dün de kentin doğusunda IŞİD’in bayrağını diktiği Kobani’deki ilk yer olan Miktele mahallesi ve Kaniye Kurda bölgesini IŞİD’den temizledi. 2 Ülke, 2 Kriz ve 2 Ayrı Sonuç Atina’da gece, zafer kalabalığı, en önde bir genç kız koskocaman bir pankart taşıyor: Gute Nacht Frau Merkel (İyi geceler Bayan Merkel)... Neden? SYRİZA’ya (Radikal Sol Cephe) gönül verenler, bu zaferin Almanya’ya karşı da kazanıldığının bilincinde. AB, Yunanistan’a krizden çıkması için verdiği kredileri izliyor, tabii Almanya komiser olarak, bizim Duyuni Umumiye memurları/ülkeleri gibi, geliri gideri tam kontrol altında tutuyor. 600 milyar dolar kadar borcu var Yunanistan’ın... Size Yunan ekonomik krizinden bahsetmeyeceğim. Sadece Yunanistan ile Türkiye ekonomik krizlerindeki paralellikleri ve doğurduğu farklı sonuçları tartışmaya sunacağım: Yunanistan krizi sol ittifak doğurdu... Türkiye krizi ise en sağcı partiyi iktidara getirdi... HHH Türkiye’nin ekonomik krizine, yol açtığı siyasi sonuçları itibarıyla şöyle orta vadeli süreçten bakmalıyız. Yoksa anlayamayız. Türkiye’de 2001’de patlayan büyük krizin büyük öncüsü 1994 krizidir. 1991’de seçim yapıldı. İki büyük parti, Doğru Yol (S. Demirel) ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti (E. İnönü) koalisyon kurdu. Türkiye’de tüm siyasi krizlerin nedeni ekonomik krizlerdir. DYPSHP koalisyonu kriz içinde ülkeyi götürmeye çalışırken, Özal’ın ölümü üzerine S. Demirel, 2003 Mayısı’nda Cumhurbaşkanı seçildi ve yerini, seçimlerde allayıp pullayıp herkese ikiüç anahtar zırvalığıyla piyasaya sürdüğü T. Çiller’e bıraktı. Türkiye ekonomisi, tıpkı bugünkü gibi, sanayileşmeekonomi programlarını tamamen dış kaynaklarla sürdürüyordu ve parayı çekmek için döviz kuru düşüksabit tutularak, dışarıya kesin ve garantili yüksek faiz ödeniyordu. Aslında bu politika, 1980, 1982 (bankerler krizi), 1990 yıllarında da ülkemizde ekonomik krizler doğurmuştu. 1994’teki kriz (hiper enflasyon!) o güne kadar yaşananların en büyüğü idi... 1987 seçimleriyle iktidara gelen Özal, 1990 krizini yaratmış, 1991 seçimlerinde, o oranı yüzde 36’dan yüzde 24’e inmişti. Doğru Yol ise yüzde 19’dan 27’ye yükselmişti. Kaldıraca dikkat! Krizler, iktidarları indiriyor, değiştiriyor. İşte 1994 büyük ekonomik krizi yine böyle ciddi bir değişikliğe yol açtı ve 1995 seçimlerinde Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi’ni yüzde 21+ ile birinci parti yaptı! Anavatan (M. Yılmaz) ile Doğru Yol (Çiller), yüzde 19’lara düştü. Kurulan koalisyon: ErbakanÇillerYılmaz. Ekonomi bu iktidar zamanında da yerlerde süründü. 1997 postmodern darbe süreci yaşandı, Erbakan gitti, yerine kurulan koalisyonlarla ekonomik zorluklarla ve çözümsüzlüklerle el ele 1999 seçimlerine dayanıldı. Bu seçimler iki başka partiyi vitrine çıkardı: D. Sol Ecevit (yüzde 22) ve MHP (yüzde 18). Dikkat edin lütfen, halk sürekli olarak her seçimde arayış içinde. Bu seçimlerde mesela Erbakan’ın Fazilet’i yüzde 15’e, ANAP 13’e, DYP 12’ye indi... 1999 seçimi sonucunda Ecevit Bahçeli M. Yılmaz koalisyonu kuruldu ve üçü birden 2001 büyük krizinin içine yuvarladılar ülkeyi... 1990’dan bu yana yaşananlar ekonomik krizse, 1994’te büyük ekonomik kriz, 2001’deki ise Büyük Çöküş’tür.. Bakın: Halk sürekli arıyor, iktidara getiriyor, sonra popolarına tekmeyi vuruyor, diğerlerini getiriyor. Bu kapsamda, “sol” olarak yıldızı parlayan Ecevit’i (Apo’yu teslim almış lider!) ve MHP’yi iktidar yapıyor... 2001’de Türkiye uçuruma yuvarlanınca, geride denenecek başka bir parti kalmamıştı. Fazilet içinden çıkan “yenilikçi hareket”i, Gül T.Erdoğan B. Arınç ve arkadaşlarının kurduğu partiyi, 2002 Kasım seçimlerinde yüzde 34 çoğunluk oranıyla iktidar yapıyor. CHP (Baykal) yüzde 19 oy alırken, DYP, MHP, ANAP, DSP falan filan Meclis dışı kalıyor. Sonuç çıkarırsak: Türkiye’nin 1990 öncesinden itibaren yaşadığı ekonomik krizlerde seçmen bir kez Ecevit’i denedi, ama diğerlerinin hepsinde, bir sağ partinin yerine diğer sağ partiyi iktidar yaptı. Sonra da hepsini silip süpürdü. Gerçek bir sol seçenek hiçbir zaman olmadı Türkiye’de... 2002 seçimlerinde de İstanbul Belediye Başkanlığı’nın getirileriyle ve Erbakan’ın seçmen mirasını arkasına alan, yenilikçi genç diye pompalanan, birtakım solculardemokratlar dahil Özal’ın dört eğilimini sırtlanan ErdoğanGül ekibini, yani aslında ülkemizin siyasal İslamcı, bu açıdan en sağcı partisini iktidar yaptı... Türkiye siyasi coğrafyası uzun süreli bu ekonomik krizler boyunca bir SYRZİA partisi ve genç liderini hiçbir zaman çıkaramadı... ASKERLERLE KÖYLÜLER ARASINDA ARBEDE Davutoğlu’nun Kobani’ye selam göndermesi ve Kürtçe öğrenmek istemesi bölgede inandırıcı bulunmadı: Sınırda gerilim: 1 kişi öldü Yurt Haberleri Servisi Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Samanlı köyünde kaçakçı grubunu takip eden askerler ile köy sakinleri arasında arbede çıktı. Açılan ateşte 25 yaşındaki Necdet Yaman yaşamını yitirdi. Derecik beldesi Samanlı bölgesinde 34. Hudut Tugay Komutanlığı’na bağlı askerler dün sabah 94. numaralı sınır taşı bölgesinde askeri yasak bölgede katırları ile Türkiye tarafına geçen 15 kişilik bir kaçakçı grubunu takibe aldı. Askerler gruba müdahale ederken, kaçakçı grubu Irak’a geri döndü. Samanlı köyünden 100150 kişilik bir grup köyle askerlere tepki gösterdi. Yaşanan arbedede 25 yaşındaki Necdet Yaman bacaklarından vurularak yaralandı. Askeri elikopterle Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Yaman, kurtarılamadı. Yakınları sinir krizleri geçirirken Yaman’ın ağabeyi Fazıl Yaman, “Kardeşim birden yere yığıldı. İki bacağında da kurşun yarası olduğunu gördük. Biber gazı atılınca yaralıyı almak da zor oldu. Tabur komutanı bize ‘vur emrini ben verdim’ dedi. Rastgele köyün içine ateş açıldı. Birçok kişi ölümden döndü. Kadınlar ve çocuklar da vardı” dedi. Hakkâri Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada ise, “100150 kişilik grup askeri unsurlarımıza karşı öncelikli olarak taşlı ve ardından silahla saldırıda bulunmaları üzerine; silah kullanma yetkisi kapsamında mukabelede (karşılık) bulunulmuştur. Adli ve askeri inceleme ve soruşturma başlatılmıştır” denildi. Hangisine inanalım? MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun pazar günü Diyarbakır’da Kobani’ye selam göndermesi ve Kürtçe öğrenmek istediğini söylemesi inandırıcı bulunmadı. AKP’nin IŞİD’e yönelik tutumu ve Kobani’ye yönelik politikasının çözüm sürecinde kırılma yarattığına dikkat çeken siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri, Kürtçe konusunda da AKP’nin söylemlerine dikkat çekerek, “hangisine inanalım” diye soruyor. DBP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hafize İpek, “Başbakan’ın Kobani ile ilgili düşüncelerine Diyarbakır halkı kesinlikle inanmıyor. Kobani’deki Kürt savaşçılara karşı IŞİD’e destek verirlerken, TIR’larda silahla yakalanmışken ya da destek verenler ile ilgili ulusal yas ilan edilmişken, bu söylem inandırıcı değil. Düne kadar Kürtçenin olmadığını söylüyorlardı. Bütün bu düşünceleri somuta geçirecek adımlar gerekli. Eğer Başbakan bir şey yapmak istiyor ise Kürtlerden özür dilemelidir. Bu özür illa dile getirerek yapılsın demiyoruz. Ama bugüne kadar yaptıkları pratiklerle ilgili bir özeleştiri yapmaları gerekli” dedi. Davutoğlu, din adamlarını ağırladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez başkanlığındaki “Barış ve İtidal Temas Grubu” üyelerini Ankara’da kabul etti. Grup, Başbakanlık’taki görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Her iki toplantı da basına kapalı olarak gerçekleştirildi. Başbakanlık Merkez Binası’nda gerçekleştirilen toplantı yaklaşık 1.5 saat sürdü. Geçen yıl İstanbul’da, 32 ülkeden 150 akademisyen ve din adamının katılımıyla oluşturulan grubun temsilcilerinin Davutoğlu ile olan görüşmesi dün öğle saatlerinde, Erdoğan ile görüşmesi de akşam saatlerinde basına kapalı olarak gerçekleştirildi. Başbakanlık’taki kabule Görmez ile birlikte, Riyad Yüksek Yargı Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamed El Bayati, İmam El Hakim Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali El Hakem, Irak Fıkıhi Âlimler Birliği Üyesi Dr. Hüseyin Gazi El Samarrai, Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Dr. Ali Karadaği, Filistin Dışında Yaşayan Filistin Âlimler Birliği Genel Sekreteri Dr. Navaf Tekruri, İslam Dünyası Rehberlik Makamı Temsilcisi Ahmad Moballeghi, Beni Umeyye Ulu Camisi Vaizi Dr. Muaz El Katib, Bosna Hersek Reisul Uleması Hüseyin Efendi Kavazoviç ve Şura Konseyi Üyesi Abdulmecid Naccar katıldı. Ortada parti kalmayınca, Erdoğan ylem ve söylem birbirini tutmuyor E YDGH üyeleri İdil’de Yurt Haberler Servisi Şırnak’ın İdil ilçesi Turgut Özal Mahallesi’nde PKK’nin gençlik yapılanması olarak bilinen Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDGH) üyeleri Alanya Caddesi’ne çıkarak silahlı yürüyüş yaptı. İHA’nın haberine göre silahlarla yürüyüş yapan YDGH üyeleri PKK’liler için kurulan taziye çadırını ziyaret etti. Yürüyüşe katılanlar KCK ve PKK flamaları eşliğinde sloganlar attı. Grup daha sonra yine silahlı yürüyüş şeklinde mahalle arasına girerek gösteri yaptı. Şırnak Cizre’de ise 6 kişinin ölümüne neden olan olaylardan sonra, sokak girişlerine YDGH üyelerinin Nur, Sur, Cudi ile Yafes Mahallesi’ne kazdığı hendekler, henüz kapatılmadı. Adının açıklanmasını istemeyen bir HDP’li “Tepelerde nöbet tutan özel harekât timleri beklerken, halkı hendekleri kapatmaya ikna edemiyoruz” dedi. silahlarla yürüdü Kürdi Der Genel Başkanı Sebahattin Gültekin ise Davutoğlu’nun “Kürtçemizi öğrenmek istiyorum” söylemini “çok güzel ama inandırıcılıktan uzak” olarak değerlendirdi. Gültekin, “Biz dernek olarak Sayın Başbakan’a Kürtçe kursu vermekten de onur duyarız. Ancak söylem ile pratik arasındaki makas çok açık. İkisi birbirini tutmayınca burada insanlar kuşku duymaya başlıyor” diye konuştu. Başbakan’ın Kobani’ye kucak açtıkları yolundaki söylemlerini inandırıcı bulmadığını söyleyen Rojava ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mümin Ağcakaya ise şunları söyledi: “Başbakanlar buralara geldiğinde çok şeyler söylediler, sonra da unuttular. Bunlar dönemsel söylemlerden öteye geçmiyor. Hem IŞİD saldırısından etkilenen insanlara sıcak mesajlar veriyorsunuz, diğer yandan IŞİD’e destek veren tavrınızı devam ettiriyorsunuz. İnsanlarda bu ikili tutum güvensizlik yaratıyor” dedi. HDP: Az kalmış Başbakan bize Öcalan’ın selamını da iletecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır’da Kobani’ye selamlaması ve Kürtçe öğrenmek istediğini açıklamasına HDP’den yanıt gecikmedi. HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, “Az kalmış Sayın Başbakan Diyarbakırlılara Sayın Öcalan’ın selamlarını da iletecek” derken, HDP Milletvekili Altan Tan, selamdan sonra kelam gelmediğini ifade etti. HDP Milletvekili Demir Çelik de Davutoğlu’nun Kobani’yi selamlamasının “gecikmiş bir selam” olduğunu kaydetti. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen HDP’li Çelik, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kobani düştü, düşecek” diye açıklama yapmasının üzerinden dört ay geçtiğini anımsatarak, AKP’nin IŞİD’in Kürtlere saldırmasını sağladığına işaret etti. HDP’li Tan da Davutoğlu’nun Kobani’yi selamlamasını “Selam faslından sonra yapılacak işler vardır. Maalesef AKP’nin en büyük özelliği bu. Selamdan sonra kelam gelmiyor” diye değerlendirdi. Tan, “Laikdindar meselesini de Kürt meselesini de Alevi meselesini de çözemiyor” diye konuştu. HDP’li Buldan ise twitter hesabından, “Kürtçe için bilinmeyen bir dil diyeceksin, Diyarbakır’a gidip bu ‘güzel dili öğreneceğim diyeceksin. Kobani’yle Diyarbakır’ın ne alakası var’ diyeceksin sonra Diyarbakır’a gidip Kobani’yi selamlayacaksın” mesajlarını yazdı. Mesajında Davutoğlu’na Kürtçe olarak “Nasılsın, iyi misin Davutoğlu?” da dedi. Yunanistan’da kriz ise sol seçenek üretti Bu ülkede görünür kriz 2011’de patladı. Hükümetdevlet büyük orandaki borçlarını ödeyemedi. Aslında kriz 2010’dan önce başladı. Yunanistan’da iktidar PASOK (sosyal demokrat) ile Yeni Demokrasi (merkez sağ) arasında değişir dururdu. 2010’da ülke içi büyük protestolar başlamıştı. 2011’de iktidarda olan Papandreu ayrıldı. IMF ve AB’den peyderpey büyük borçlar alındı, yeni hükümetler kuruldu. İşsizlik aldı başını gitti. Yunanistan seçimleri 2012 ve öncesinden beri aslında PASOK’a tasfiye etti. Radikal Sol Koalisyon (Aleksis Çipras’ın partisi) ilk 2009 seçimlerinde yüzde 9 oy aldı... Krize girince ülke, oylarını hızla yükseltti, 2012 Mayıs seçimlerinde 17, Haziran seçimlerinde 27 ve geçen pazar yüzde 36 oy aldı. Ekonomik kriz, Yeni Demokrasi’yi ikiye böldü, PASOK’u ise bitirdi ve yerine SYRİZA’yı getirdi. Bu işler dünyada böyle de Türkiye’de neden değil? Türkiye örneğin CHP’yi aşacak güçlü bir sol seçenek üretemiyor... Neden? Şiirt’te gaz bombası kapsülüyle başından vurularak yaralanan 12 yaşındaki S.C. ameliyat edildi ‘Çocuklar kim vurduya gidiyor’ MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Siirt’in Dumlupınar mahallesinde 12 yaşındaki S.Ç, önceki gece polisin atığı gaz bombası kapsülüyle başından vurularak yaralandı. Siirt Devlet Hastanesi’ne kaldırılan S.C, kafatasında çökme oluştuğu için Diyarbakır’da özel bir hastaneye sevk edilerek ameliyat edildi. Hastanenin yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren S.C’nin durumunun iyiye gittiği, hayati tehlikesinin olmadığı belirtildi. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı avukat Ahmet Özmen, “Son zamanlarda çocukların gaz fişeği kullanımı nedeniyle öldürüldüklerini ya da ağır yaralandıklarını görüyoruz. Otopsi raporları, gaz fişeklerinin artık öldürülme amacıyla kullanıldıklarını ortaya koyuyor. Bu konuda İçişleri Bakanlığı, çok ciddi tedbirler almalı. Ama maalesef bugüne kadar faillerin korunduğunu görüyoruz. Hiçbir soruşturmanın gerektiği ciddiyette yürütülmediğini görüyoruz. Amiyane tabirle bu çocuklar kim vurduya gidiyor” dedi. Yazılı bir açılmaya yapan Siirt Emniyet Müdürlüğü ise 115. Sokakta yüzleri kapalı, ellerinde taş ve molotofkokteyli olan 1015 kişilik grubun MOBESE kamerasına taş attığı yönünde gelen ihbar üzerine ekiplerin olay yerine gönderildiğini, müdahale esnasında uzman personel tarafından iki gaz fişeği kullanıldığını belirterek, müdahaleden 2 saat sonra S.C isimli bir çocuğun Siirt Devlet Hastanesi’ne “düşme neticesi cam kaynaklı kesi şikâyeti” ile müracaat ettiğini savundu. Öte yandan Şırnak’ın Silopi ilçesinde önceki gece 2’inci ve 3’üncü cadde üzerinde toplanan yüzleri kapalı 50 kişi, İpek yoluna inerek lastik yakıp yolu trafiğe kapattı. Silopi ilçe Emniyet Müdürlüğü’ne ait polis zırhlı araçları olay yerine sevk edildi. Polisin dağılmaları yönündeki anonslarının ardından göstericiler, taş, havai fişek ve molotof kokteyli attı. Olaylar sırasında zırhlı araçtan inen polisler bir çocuğu yakalayarak zırhlı araca bindirdi. Polisle göstericiler arasında yaşanan çatışma geç saatlere kadar sürdü. Valiye göre devlet sever de döver de ŞIRNAK (AA) Şırnak Valisi Hasan İpek, Cizre’de 3’ü çocuk 6 kişinin yaşamını yitirdiği olaylarla ilgili “Kobani’deki çatışmalar, Cizre’de tekrarlanıp, belki de bunun tüm Türkiye’ye yayılması ve Türkiye’nin bir Suriye haline getirilmesi planlanmıştı. Şırnak’ı bir laboratuvar haline getirip Türkiye’yi Şırnak üzerinden karıştırıp, Suriye’ye benzetmeye çalışanlara kesinlikle izin vermeyeceğiz Ama bunu yaparken, devletin hem şefkatini göstereceğiz, hem de kadife eldiven içindeki yumruğunu göstereceğiz. İkisini birlikte götürebildiğimiz sürece başarılı sayılırız” dedi. Şırnak’ın son dönemde yine olaylarla, provokasyonlarla anıldığını söyleyen İpek, “Bir yıl içerisinde Allah’a şükür hiç şehit vermedik. Kobani olaylarında Türkiye’de 40’a yakın insanımızı kaybettik. Türkiye’de en yoğun olayların olduğu illerin 23 katı olay olmasına rağmen şehrimizde hiçbir güvenlik görevlimizi kaybetmediğimiz gibi hiçbir vatandaşımızı kaybetmedik” diye konuştu. İSKENDERUN (Cumhuriyet) Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı ile El Nusra Cephesi gibi selefi grupların kontrolündeki BabAl Hava Sınır Kapısı yakınlarındaki Kumlu ve Reyhanlı ilçeleri arasındaki bölgede Türk askerlerine kaçakçı olduğu belirtilen bir grup tarafından ateş açıldı. Askerler de ateşle karşılık verdi. Olayda ölen yada yaralanan olmazken Cilvegözü Gümrük Mülki Amirliği, güvenlik gerekçesiyle sınır kapısını giriş çıkışlara kapattı. Kaçakçılar askere ateş açtı C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle