Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 OCAK 2015 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 AKP’nin ‘sert’ indirim çağrılarına karşı Merkez, enflasyondaki düşüşe uygun olarak faizi yarım puan indirdi Merkez siyasete direndi u TCMB birçok ekonomistin de beklediği gibi bu ay faizlerde indirime gitti. Politika faizi yüzde 8.25’ten 7.75’e çekilirken karara AKP’den tepkiler gecikmedi. Piyasalar kararı olumlu algıladığı için dolar önce geriledi, sonra indirimi yeterli bulmayan siyasilerin açıklamalarıyla 2.36’yı aştı. İndirim çağrıları sürecek Kapitalizmin Karanlık Günleri McKinsey Küresel Enstitüsü (MGI) önemli bir rapor yayımladı: Uzun Dönemde Küresel Büyüme Korunabilir mi?(*) Rapor küresel ekonominin son elli yılını, gelecek elli yıl ile karşılaştırmakta ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 20 ekonomi için istihdam, büyüme ve üretkenlik kazanımları konusunda öngörülerde bulunmakta. Rapor, küresel ekonominin son elli yılda ortalama yüzde 3.6 büyüyerek bir rekor kırdığını vurguluyor. Söz konusu büyümenin yarısı, yüzde 1.8’i istihdam artışlarından, diğer yarısı da üretkenlik artışlarından kaynaklanmış. İstihdam artışının ardında aktif çalışma çağındaki nüfusun artışı var. 1564 yaş arası nüfus 1964’te dünya nüfusunun yüzde 58’ini oluşturur iken, bu rakam 2014’te yüzde 68’e yükselmiş durumda. İşgücü arzındaki bu genişleme, küresel gayri safi üretimdeki artışın yüzde 48’ini açıklıyor. Üretkenlik kazanımlarının ardında ise tarımdan kentlere göç eden ve giderek daha yüksek teknolojili sektörlerde istihdam olanağı bulan kitlelerin yarattığı yüksek katma değer var. Kent ekonomisinin yarattığı dışsallıklar, üretkenlik artışlarını neredeyse olağanlaştırmış, içselleştirmiş. HHH Buraya kadar her şey çok güzel. Kapitalizm 21. yüzyıla güvenle ve elektronik ve iletişim çağının sağladığı yüksek büyüme hızlarıyla girmiş durumda. Ancak MGI raporuna göre 2014 sonrasındaki elli yılın bir öncekinden çok farklı geçeceği anlaşılıyor. Öncelikle, istihdam artış temposunun giderek yavaşlayacağı ve önümüzdeki elli yıl boyunca yıllık sadece yüzde 0.3 artış göstereceği öngörülmekte (geçen elli yılda yüzde 1.8). İstihdam artışlarının bugünün gelişmiş ekonomilerinde çoktan geride kalmış olduğu ve istihdamın tepe noktasının Almanya’da 2000’de; Japonya’da 2003’te; İtalya’da ise 2010’da ulaşılmış olduğu ve artık geride kaldığı görülüyor. İstihdamda zirvenin Çin ve Kore’de 2024’te; Brezilya’da 2041’de; Türkiye’de 2048’de; Arjantin’de ise 2057’de yaşanacağı hesaplanmakta. Dolayısıyla, bugünden “üç çocuk ve benzeri politikalarla” pompalanan demografik fırsat penceresinin, ne kadar çabalansa da nihayetinde son bulmasının kaçınılmaz olduğu anlaşılmakta. HHH Ancak küresel ekonominin önümüzdeki elli yılına dair karamsar öngörüler sadece istihdamdaki yavaşlamayla sınırlı değil. İstihdamdaki fırsat penceresinin kapanmasını takiben, mevcut üretkenlik artışları korunsa dahi, küresel ekonominin büyüme hızında sert düşüşler yaşanacağı anlaşılıyor. Önümüzdeki elli yılda büyüme hızının yıllık ortalamasının yüzde 3.6’dan 2.1’e gerileyeceği öngörülmekte. Ülkeler bazında hesaplandığında, büyüme hızı Kore’de yüzde 7’den 4.3’e; ABD’de yüzde 2.9’dan 1.9’a; Almanya’da 2.2’den 1.1’e; Brezilya’da 4’ten 1.6’ya gerileyecek. Tahminler Türkiye için büyüme hızının ise yüzde 4.6’dan 3.6’ya gerileyeceği yönünde. Mevcut şartlarda son elli yılın yüzde 3.6’lık büyüme hızının korunabilmesi için ise üretkenliğe dayalı bir büyüme stratejisinin izlenmesi ve üretkenlik kazanımlarının bugünkü düzeylerine göre yüzde 80 daha hızlı olması gerekecek. Tüm gelişmiş dünya bu ivmelenmeye hazırlanıyor; eğitimde, kültürde, sanatta ve bilimde 600 yıl öncesinin medrese ve külliye özlemleriyle bu ivmeyi yakalamak ise hiç olası değil. (*) McKinsey Global Institute, 2015, “Can Long Term Global Growth Be Saved?” www.mckinsey.com/insights/growth Ekonomi Servisi Merkez Bankası (TCMB), dün gerçekErdem leştirilen Para Politikası KuruBaşçı lu toplantısında enflasyon görünümündeki iyileşmeye dikkat çekerek politika faizinde 50 baz puan indirime gitti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri son bir yıldır bankaya, büyümeyi ve yatırımları desteklemek için faizi indir baskısı yaparken, seçimlerin yaklaşmasıyla bu baskıyı artırmıştı. En son Erdoğan cuma günü “Merkez Bankası bağımsızdır, ben de bağımsızım. Cumhurun sesi olarak bunu yapmak durumundayım. Söylemek durumundayım ve gerekirse çağırıp kendileriyle de bunu oturup konuşacağız. Bu iş böyle yürümez” demişti. TCMB’nin altı ay aranın ardından politika faizinde yaptığı ilk indirim, ekonomistlerin beklentilerinin üzerinde gerçekleşti ancak yeni politika faizi Erdoğan’ın istediği “düşük faiz” seviyelerinden halen uzak. Erdoğan’ın örnek gösterdiği gelişmiş ülkelerde politika faizleri sıfıra yakın seviyede bulunuyor. Hatta Avrupa ve İsviçre gibi bazı merkez bankalarının politika faizi şu anda negatif seviyede. Ancak bu ülkelerde enflasyon problemi yok. Bankacılar, bugünkü indirimin TCMB üzerindeki baskıyı bir miktar hafifletse de siyasetçilerden gelen faiz indirim çağrılarının devam edeceğini söylüyorlar. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8.25’ten yüzde 7.75’e çekerken, marjinal fonlama oranını yüzde 11.25’te, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkânı faiz oranını yüzde 10.75’te, TCMB borçlanma faiz oranını ise yüzde 7.5 seviyesinde sabit tuttu. TCMB açıklamasında “Para politikasındaki sıkı duruş ve alınan makro ihtiyati önlemler enflasyonu, özellikle enerji ve gıda dışı (çekirdek) enflasyon göstergelerini ve enflasyon beklentilerini olumlu yönde etkiliyor. Ayrıca, başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatları enflasyondaki düşüş sürecini desteklemektedir. Bu olumlu gelişmeleri değerlendiren kurul, bir haftalık repo faizinde ölçülü bir indirim yapılmasına karar vermiştir” denildi. Enflasyondaki düşüşün kalıcı olması için para politikasında temkinli bir yaklaşımın gerektiğini belirten TCMB, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği görüşünü de yineledi. Bankacılar, siyasetçilerden gelen faiz indirim çağrılarının devam edeceğini söylüyor. Zaten piyasalarca beklenen ancak zamanlaması belli olmayan bir faiz indiriminin siyasilerin sert eleştirilerinin hemen ardından gelmesinin ise bankanın kredibilitesi açısından soru işaretlerine neden olduğunu ifade ediyor. Şeker Yatırım Başekonomisti Gülay Girgin, “Kötü günler için sigorta olarak görülen üst bantta bir indirime gidilmemesi Merkez’in temkinli olmaya devam ettiğini göstermesi açısından önemli. Alt bantta bir indirimin olmaması da TL cinsi borçlanma araçlarının cazibesini korumasına yardımcı olacaktır” dedi. İntegral Menkul Değerler Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu da Merkez’in faizin üst bandına dokunmamasının, temkinli duruşunu koruduğu ve mevcut ortamda halen risk unsurları gördüğü şeklinde yorumlanabileceğini belirtti. İş Yatırım Hazine Müdür Yasin Demir, “Kritik bir senedeyiz. Avrupa’dan genişleme bekleniyor. Bu süreçte Merkez Bankası elindeki silahları kaybetmek istemiyor” dedi. AKP yeterli bulmadı Cumhurbaşkanı BaşdaTürkiye’nin büyüme henışmanı Yiğit Bulut, Twitdeflerine faydası olmater hesabından yaptığı dığını söyledi. Kurtulmuş açıklamada, “Merkez Banresmi Twitter hesabınkası yine kendinden bekdan yaptığı açıklamada, leneni yaptı ve artırırken “Hem politika faizinin gösterdiği cesareti ülke hem de üst limitin daha menfaatı adına gösterefazla indirilmesi geremedi. Bu karar asla yekirdi.TCMB’nin gerçekterli değil” dedi. Bir daha ten ama gerçekten, baindirim yapmak için rutin ğımsız kararlar almasıYiğit Bulut toplantı tarihinin beklenmenın ülkemiz ekonomisi sine gerek olmadığını söyiçin ne kadar elzem olleyen Bulut, “Türkiye’nin bu faize duğu bir kez daha görülmüştür” bir gün dahi katlanması mümkün dedi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeydeğil” ifadesini kullandı. bekçi de “Topyekun bir indirim Başbakan Yardımcısı Numan gerekirdi. Üç bacaktan ikisi yerinKurtulmuş, TCMB’nin faiz kararıyde dururken, birini aşağı çekmek; la siyasi iradenin vizyonu ile ayrıştı 0.50 puanlık bir indirim anlamına ğını belirterek, 0.5 puanlık indirimin gelmiyor” dedi. Siyasiler konuştu dolar fırladı Ekonomi Servisi Siyasilerden tek seferde yüksek indirim taleplerine karşın Merkez’in 50 baz puanlık ölçülü bir indirime gitmesiyle 2.33’ün altına gerileyen dolar/TL siyasilerin faiz indirimini yeterli bulmadıkları açıklamaları sonrası yeniden yükselişe geçti. Siyasilerin açıklamaları öncesi 2.3235’e kadar gerileyen dolar/TL yeniden yükselişe geçerek 5 Ocak’tan bu yana en yüksek seviye olan 2.3608’i gördü. Bir bankanın döviz masası işlemcisi, Reuters’a yaptığı değerlendirmede, “Siyasilerden gelen açıklamalar çok sert ve bu kadar üst üste gelmesi piyasada TCMB’ye ve Başkan Erdem Başçı’nın geleceğine ilişkin soru işaretlerini de arttırıyor” dedi. Borsa İstanbul ise yüzde 1.36 artıda kapandı. Enerji sektöründe ÇED lobisi u Enerji yatırımlarında ÇED süreçlerinin uzunluğundan şikayet eden Özdemir, ÇED iptallerinin de önlenmesi için yasa değişikliği istedi. Koç’a göre ise şeffaflıktan yana. ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) “Enerji Piyasaları Zirvesi”de konuşan Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Çevre Etkisi Değerlendirme (ÇED) iptalinin önüne geçilmesi için yasa değişikliği yapılmasını istedi. İdari yargının Bakanlar Kurulu’nun acele kamulaştırma kararlarını iptal edememesi için de yasa değişikliği yapılmasını öneren Özdemir, kayıpkaçak bedelini iptal eden Yargıtay’a da tepki gösterdi. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Türkiye’nin ekonomik gelişmesiyle enerji ihtiyacının birebir büyüdüğünü ve enerji ihtiyacı karşılanmazsa büyümenin sekteye uğrayacağını söyledi. Enerji sektörü yatırımcılarının ancak piyasa kurallarının belli, şeffaf, eşit olduğu, uzun vadede piyasa yapısında büyük değişikliklerin yaşanmayacağı iş ortamında başarılı olacaklarını söyleyen Koç, devletin oyuncu yerine düzenleyici rol aldığı bir ortamın yatırımcıları teşvik edeceğini belirtti. Elektrik borsasının kurulmasını dört gözle beklediklerini söyleyen Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “2016 sonrası yeni tarife dönemi prensipleri mümkün olan en erken sürede açıklanmalıdır. Bunu yatırımlar ve devamlılık açısından çok önemli buluyoruz” diye konuştu. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu da nükleer enerji alanında da faliyet göstermek istediklerini söyledi. Süleyman Orakçıoğlu Orka bu yıl 700 kişiyi işe alacak Ekonomi Servisi Damat, D’S Damat ve Tween markalarıyla faaliyet gösteren Orka Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, 300 milyon liralık ciroda ihracatın yüzde 20 olan payını üç yıl içinde yüzde 50’ye çıkarmayı hedeflediklerini; yurtdışında büyümeye ilişkin İtalyan firmalarla görüştüklerini söyledi. Giresun’da 15 milyon TL yatırımla ikinci üretim tesisini açmaya hazırlanan Orka, bu yıl 700 kişiye ek istihdam sağlayacak ve çalışan sayısı 2 bin 700 kişiye çıkacak. Orakçıoğlu’nun verdiği bilgilere göre son bir yılda 50 milyon TL yatırımla altyapı yatırımlarını tamamlayan şirket, 2020’de küresel pazarda 1 milyar TL ciroya ulaşacak. Gruba satın alma ve işbirliği tekliflerinin de artmaya başladığını belirten Orakçıoğlu, “İtalyan markalardan kendilerini satın almamız için gelen teklifler var. Masamızda 11 markanın dosyası var. Hepsi global markalar... Yaptığımız görüşmeler var. Yakın gelecekte bir gelişme olabilir” diye konuştu. Yurtdışı büyüme planları kapsamında özellikle Rusya ve Ortadoğu ülkelerine odaklandıklarını anlatan Orakçıoğlu; halen180’i Türkiye, 50’si yurtdışında olmak üzere 230 mağazalarının bulunduğunu 2015’te 27’si Türkiye, 23’ü yurtdışında olmak üzere 50 yeni mağaza açacaklarını aktardı. En yüksek artış gıdada Ekonomi Servisi Yurtdışı üretici fiyat endeksi (YDÜFE), 2014 Aralık’ta bir önceki aya göre yüzde 0.32, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 2.63, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2.63 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 12.78 artış gösterdi. Bir önceki aya göre endekslerin en fazla artış gösterdiği alt sektörler şöyle: Gıda ürünleri yüzde 2.52, metal cevherlerinde yüzde 2.51, bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünlerde yüzde 2.05. En fazla düşüş görülen alt sektörler ise, yüzde 12.02 ile kok ve rafine petrol ürünleri ve yüzde 1.00 ile giyim eşyası oldu. Ana sanayi gruplarında en yüksek artış dayanıklı tüketim malında gerçekleşti. ‘Eyy TÜSİAD...’’a 3. Kadın Başkan Gelin önce bir yıl geriye gidelim... TÜSİAD’ın bir önceki başkanı Muharrem Yılmaz, 23 Ocak 2014’te yapılan genel kurul toplantısında şu sözleri söylemişti: “Hukukun üstünlüğüne riayet edilmeyen, yargı mekanizması AB normlarında çalışmayan, düzenleyici kurumlarının bağımsızlığına gölge düşen, vergi cezaları veya başka türlü cezalarla şirketlerinin üzerinde baskı kurulan, ihale yasası onlarca kez değiştirilen böyle bir ülkeye yabancı sermayenin gelmesi mümkün değildir.” Bu sözlere ertesi gün Başbakan Erdoğan, “Eyy TÜSİAD” diye söze başlayarak şu sert yanıtı vermişti: “Kalkıp da TÜSİAD’ın başkanı küresel sermaye gelmez ifadesi kullanamaz. Bu cümleyi kullanıyorsa bu vatana ihanettir. Sen küresel sermaye gelmez ifadesini kullanarak kendi hükümetini tehdit ediyorsun öyle mi? O zaman cevabını alacaksın.” TÜSİAD Başkanı bu sözlere, katıldığı bir televizyon programında yanıt vererek “Vatan haini söylemini reddediyorum. Biz ne ananas cumhuriyeti, ne muz cumhuriyeti istiyoruz. Biz çağdaş bir cumhuriyet istiyoruz” demişti. Haziran ayında başkan Muharrem Yılmaz’ın sürpriz istifasıyla başlayan tartışmalara Haluk Dinçer, TÜSİAD’a başkan olarak son vermişti. Sabancı ailesinin damadı Haluk Dinçer uzunca bir süre deyimin tam anlamıyla “işleri idare etti”. Ilımlı yürüttü ilişkileri. Ta ki,Hürriyet’te yayımlanan Cansu Çamlıbel’in röportajında Dinçer’in söylediği “Cumhurbaşkanı devletin başıdır. TÜSİAD’ın muhatabı Cumhurbaşkanı değil başbakandır” sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Madem biz muhatap değiliz, bundan sonraki davetlerine katılmayız” yanıtına kadar... Yarın TÜSİAD 45. Olağan Genel Kurulu’nda yeni başkanını seçecek. Başkan yardımcılarından Cansen Başaran Symes adı üzerinde birleşildiğinden, uzun yıllar PricewaterhouseCoopers’ın hissedarı olan şimdi ise Allianz Sigorta ve Allianz Hayat ve Emeklilik şirketlerinin Yönetim Kurulu Başkanlığını üstlenen Cansen hanım TÜSİAD’ın 3. kadın başkanı olarak bu görevi üstlenecek. Hükümetle ilişkileri pamuk ipliğine bağlı TÜSİAD’da başkan olmak bir anlamda ‘ateşten gömleği’ giymek demek. Özellikle kafası attığında anında söze “Eyy TÜSİAD” diye girişip azarı eksik etmeyen bir Başkan (pardon!) Cumhurbaşkanı varken... Sürekli gerilen bir ortamda patronların iş yapmaları giderek zorlaştığından olsa gerek bu kez başkanlığı bir profesyonele teslim etmek akıllıca olabilir. Her ne kadar TÜSİAD bunu “600 üyemiz var ve çoğunluk artık profesyonel. Bu Avrupa’da da böyle. Kocaman şirketleri emanet ediyoruz. TÜSİAD’ı neden etmeyelim” diye savunsa da beklentimiz hükümet ya da devletin başı ile ters düşse bile TÜSİAD’ın ilkelerinden taviz vermemesi...Ve de ağzından çıkan sözlerin arkasında durması, takibini yapması.. Eski Başkan Muharrem Yılmaz’ın “...böyle bir ülkeye yabancı sermayenin gelmesi mümkün değildir” sözleri örneğin.. 1 yılda ne kadar yabancı sermaye geldi? Şöyle bir bakalım. 2014 Ekim ayı itibarıyla Türkiye’ye gelen yabancı sermaye tutarı 9.8 milyar dolar. Bunun yaklaşık 3.5 milyar doları yani yüzde 36’sı konut alımında kullanılmış. Demek ki ge len ser ma ye nin üç te bi rinden fazlası ile kat, ar sa vb. alın mış. Bu bir var lık alı mı. Ne re si ya tı rım? Öde me ler den ge si ne, ‘doğ ru dan ya tı rı m’ ola rak kay de dil di ği için ya tı rım gö rü nü yor, o ka dar. Demokrasilerin işlediği ortamlarda bu soruların sorulması, gerekli uyarıların doğaldır. Hatta zorunludur, sağlıklıdır. Yine demokrasilerin işlediği ortamlarda siyasetin asıl uğraş konusu işsizlik olmalıdır, istihdamın nasıl artırılacağı, ülkeyi küresel ligde daha üst kulvarlara çıkaracak olan eğitim, bilgi, altyapı gibi alanlar olmalı. Bunlar yerine havada uçuşan sözcükler üzerinden yapılan siyasetle, tehditle, gözdağı ile korkutma ile, gerektiğinde hedef gösterme ile yönetilen Türkiye’de TÜSİAD’ın işi daha da zorlaşacak gibi görünüyor... Emeklilik fonlarının getirisi 11 yılda yüzde 280 oldu Ekonomi Servisi Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) Başkanı Alp Keler, hanehalkı tasarruflarının 2004 2014 yıllarını kapsayan dönemde yüzde 206 getiri sağlarken, emeklilik fonlarının aynı dönemde yüzde 280 ile yaklaşık yüzde 74.8 daha fazla getiri sunduğunu ifade etti. Keler, yaptığı yazılı açıklamada, emeklilik fonlarının 2014 yılında yatırımcılarına ve Türkiye ekonomisine ciddi katma değer sağladığını belirtti. Portföy yönetimi şirketlerinin 2009 2014 döneminde emeklilik fonlarında oldukça başarılı bir performans sağladıklarını aktaran Keler, 2014 yılı itibarıyla emeklilik fonları büyüklüğünün 37.8 milyar TL’ye ulaştığını aktardı. Her geçen yıl hanehalkı tasarrufları içerisindeki emeklilik fon oranının büyüdüğünü vurgulayan Keler, son 5 yılda emeklilik fonları üzerinden yapılan tasarrufun toplam hanehalkı tasarrufları içerisindeki payının yüzde 2.8’den yüzde 4.7’ye ulaştığını belirtti. Suçlular ve Güçlüler “Yargıcıyla, avukatıyla tüm hukukçular esir alınmıştı Hitler rejimince. Hukuk profesörleri birer papağan, yargıçlar ise oyuncaktı Hitler’in elinde. Bugün Hitler’e uşaklık etmiş yagıçlara hukukçu demek mümkün müdür artık? Bunlar, siyasal cinayetlerin kiralık katilleridir. Bir yüksek kürsüye cüppeyle çıkmak, cellatlığa meşruiyet kazandıramaz hiçbir zaman.” Uğur Mumcu 19 Ocak’ta Agos gazetesinin önündeydik. Hrant Dink’in ölümünün 8. yılında hala devlet eliyle işlenen ve hala aydınlatılmayan bir cinayetin hesabını sorduk birlikte. 24 Ocak’ta Uğur Mumcu için toplanacağız, 22 yıldır aydınlatılmayan bir diğer cinayetin karşısında tepkimizi göstermek için. “Suçlular ve Güçlüler” Uğur Mumcu’nun 1975’te 12 Mart dönemi üzerine yazdığı makalelerinden oluşan kitabının adıydı. Yukarıdaki sözler de Uğur Mumcu’nun bu kitabından. Bugün de suçlular ve güçlüler elele. Ancak bu kez farklı olarak rejim de Cumhuriyet’in tüm kazanımları ve değerleri de tehlikede. Sarayın külliyeye dönüştürüldüğü, hırsızların aklandığı bu dönemde 24 Ocak’ta başlayacak 22. Adalet ve Demokrasi Haftasının bu yılki “Suçlular ve Güçlüler” teması her şeyi özetlemiyor mu? C M Y B