19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2015 PERŞEMBE 6 HABERLER ‘Kediler hepimizi patileyecek’ Aktivist milletvekili Melda Onur: 4 Yeni kuşak onların yanında gaz ve cop yemenizi istiyor, ellerini sıkıp oy istemenizi değil 4 Hayvanları koruma yasasındaki değişikliği lobiler istemiyor l Melda Onur Meclis kürsüsüne Ali İsmail Korkmaz tişörtüyle çıkmıştı. Tişörtlü şov yapmakla eleştirilen Onur, “Her şey siyasi şov, Arınç da, Cumhurbaşkanı da, Başbakan da” diyor. Şerefe! Güç Biriktirin 2015 İçin Umarım 2015 için güzel bir 31 Aralık geçirdiniz... Tatlı dil, güzel sohbetler, bir sosyal iletişim aracı olarak şerefe kadehler, arkadaşlara, dostlara küçük dokunuşlar, sarmaşdolaşmalar.. hepsinden önemlisi birliktelikler.. evet, birliktelik ve dayanışma... Sizi öyle “derin analizlerle” sıkma niyetim yok. Ama yeni yıla girdiğimiz için, tam da Ocak 1’de, bir iki şey söyleyeceğim aşağıda. Kolay, basit, sıradan... Sonunda da size iyi haberlerim olacak! Ama en önemsediğim birliktelik.. dayanışma... Safları sıklaştırın! Ve güç biriktirin! 2015 her açıdan zor geçecek... 2014’te yaşadıklarımıza bakın, sıralayın olan bitenleri... Aslında muazzam olaylar yaşadık. Her açıdan ve her bakımdan... Hissettiğim, bunların hepsinin daha ağır olarak bu yıla devrettiği. Öncelikle paranıza, bütçelerinize hâkim olun. Herkes cebinizdekileri çekip almaya çalışacak. Çalışanlar yoksullaşıyor... Bu kesin. Bu yıl emekçilerin omuzları üzerindeki yükün daha ağırlaşacağı açık. Kürt meselesinde, göreceğiz ki hiçbir şey söylendiği gibi değil. Tek Adam’ın inşa ettiği dinitotaliter rejimin nereye kadar yolu olduğunu göreceğiz, veya bu yolda artık adım atamadığını... erkekler konuşsun Birleşik Haziran Hareketi’ni çok değerli buluyorum. Bu benzetmeye ne kadar kızarlar bilmiyorum ama bana biraz KADER’i hatırlatıyor. KADER’de amaç hangi partiden olursa olsun kadını siyasete sokmaktı. Haziran Hareketi de sol kesimde olan insanların bir şekilde siyasete kazandırılmaları açısından önemli. Orada sadece CHP yok, birçok parti var, ÖDP, TKP... Ben CHP’nin neresindeyim? 128 birbirine benzemezden biriyim! Galiba, CHP’nin vicdan bölümündeyim. Kadına şiddeti l VİCDAN BÖLÜMÜNDEYİM TÜREY KÖSE ANKARA TBMM’de kürsüye Çarşı ve Ali İsmail Korkmaz tişörtleriyle çıkan CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, “aktivist mi, milletvekili mi”, “şov yapıyor” eleştirilerine “Siyaset yapış tarzı değişti. Yeni kuşak artık onların yanında gaz, cop yemenizi istiyor. Eğer Meclis’te tişört bir şeyi sembolize ediyorsa, en büyük şovmen başını örten kadınlar olur. Onların başını örtmesi beni rahatsız etmez, ama tişört şovsa, o da şov” karşılığını veriyor. Onur, Hayvanları Koruma Yasası’nda değişiklikler getiren tasarının yasalaşmasını yunus parkları ve petshop lobisinin geciktirdiğini vurgularken “Kediler hepimizi patileyecek” diyor. Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’ya destek vermek için TBMM Genel Kurulu’na üzerinde Kartal resmi olan tişörtle gelen Onur, kürsüye çıktığında da bu tişörtü çıkarmış ve altından Ali İsmail Korkmaz’ın fotoğrafının olduğu bir tişört çıkmıştı. Onur, özellikle çevre ve havyan hakları konusunda bir “aktivist” gibi çalışıyor. Birleşik Haziran Hareketi’nin toplantılarına katılıyor, geçen hafta sonu da Emek Partisi kongresine katıldı. “Her tür mağduriyetle ilgileniyorum. Kadın sorunları, cezaevleri, kentsel dönüşüm... Bugün ‘Melda’ deyince akla hayvanlar ve çevre geliyorsa hayvanlarla benim kadar başka kimse ilgilenmediği içindir” diyor. Vejetaryen, Twitter sayfasında “Şekersiz Çay, Etsiz Sofra, Yalansız Dünya...” yazıyor. Melda Onur’la CHP içindeki “safı”, TBMM ve sokaktaki mücadelesiyle ilgili sohbet ettik. Sorularımıza verdiği yanıtlar özetle şöyle: Gezi, İstanbul için bir kentsel dönüşüm isyanıdır. Yerlerinden, yaşam tarzlarından edilenlerlerin isyanı. İnci Pastanesi’ne, Emek Sineması’na, AKM’ye dokunulmaz. Yok, “beyaz Türkler...” falan deniyor, değil efendim, bunlar anıdır. Benim gençliğimde şöyle bir üçleme vardı. Öğrenci paramızla AKM’de hafta sonu konsere gidilir, sonra İnci’de profiterol yenir, akşam da Emek Sineması’na gidilir. Bunu yok sayıyorsun. İçkiyle ilgili düzenlemeler, kadınlara yönelik tavırlar ortada. Sebahat Tuncel’in lafıdır; Gezi’de herkes isyanını aldı geldi yanına. Yeni zamanlarda hem siyasetin kodları, hem yapış tarzı değişiyor. Yeni kuşak artık “gittik, elini sıktık, bana oy ver...” bunu istemiyor. Onların yanında gaz da, cop da yemenizi, çevreci olmanızı da istiyorlar. Artık bu dönemde parlamenter sistemde siyaset yapmanın bir etkisi kalmadı. Sonuçta parlamentoda birçok çalışma, konuşma sırf tutanaklara geçsin diye yapılıyor. Meclis’e geldik, hepimizin hayali sanki orada yasalar yapacağız falan... Daha birinci haftada anlaşıldı öyle bir şey olamayacağı, ben de sokağa çıkma kararı verdim. Tabii ki Meclis de önemli ama benim görevimin sokak olduğunu düşünüyorum. Her milletvekili de her yerde olmaz. Köpek dövüştüren vekiller iddiası değil, vejetaryenim: Vegan değil, vegetaryenim. Vegan olmak çok zor. Makarnanın içine konan yumurtadan makarnayı da yiyemezsiniz, onun özel mutfağı var. Meclis’te sıkıntı yok ama siyasetçiyiz, birçok yere gidiyoruz. Çok katı değilim. Önünüze pilavlı et koyuyorlar. Ben vejetaryenim, diyemiyorsunuz, pilavdan yiyorsunuz. İçinde et suyu var mı diye bakmıyorum. Et dışında yiyecek başka bir şey varsa onu yiyorum. l BÜROKRATLAR DA VAR Hayvanları Koruma l VEGAN DEĞİL VEJETARYENİM Vegan Yasası’nda değişiklik yapılan tasarı komisyonda görüşülürken bir basın toplantısı yapmıştık, 4 parti bir arada, herkes söz verdi. Hasip Kaplan da “Sözünde durmayanı kediler patilesin” dedi. Tasarı komisyondan geçti ancak bir türlü Genel Kurul gündemine gelmiyor. Hepimizi patileyecek kediler. Yunus parkları ve petshop lobisi, bir de muhtemelen köpek dövüşçüler zorluyorlar. Köpek dövüşlerini yaptıranlar arasında bürokratların, milletvekillerinin olduğu söyleniyor. Kadına şiddetle neden sadece kadın milletvekilleri ilgilensin? Kadın sorunu dediğimiz şey erkekler tarafından yaratılan bir sorun. Cinayet işleyen erkek, çözmek durumunda olan kadın! Böyle bir bakış açısı olamaz. Ben istiyorum ki, kadına şiddet meselesi konuşulacaksa erkekler konuşsun. Siz hanım hanımcık kendi aranızda takılın diye bir şey olmaz. l ERKEKLER YARATIYOR ‘Dış düşman’a karşı iç savaş bahanesi İkilem şu: Acaba ekonomik zorluklar, halkın özgürlükleri üzerinde baskıyı artıracak mı?.. Totaliterliğin karakterinde bu var. Çözüm sürecinde karşılaşılacak depremler de benzer sonuçlar üretecek mi?.. Demokrasi talebinin yükselmesi, işsizliğin ağırlığı... Dünyadan tam tecrit olmak, Türkiye’yi hangi badirelere sokacak?.. İktidar hangi sahte milliyetçilikleri körükleyecek... “Dış düşman”, her zaman totaliter düşünceleri ve uygulamaları beslemek için vardır! RTE rejimine çok uygundur.. “Dış düşmanlar” zaten şimdiden rejim toplarının ağzına sürülmüş vaziyettedir... Küçük atışlar bir yıldır deneme amaçlı yapılıyor. HHH Bir önemli nokta daha, sonra iyi bir haberle bitireceğim: RTE’nin baş ve tek ittifakı ordu ile demiştim geçen son yazılarımda... Orduyu ellerinin üzerinde tutmaya mecbur. Bunun için her şeyi yapacak... Zaten dokunulmazlık sağlamanın ve zammın ucunu gösterdi... Gerisi gelebilir. Bu süreç “Orduya kumpas kurdular” ile başladı. Bu kumpası hiç bilmiyorlarmış gibi. Ama Cemaatin şiddetli saldırısı karşısında sığınacakları başka bir güç kalmadı ülkede... Bu nedenle “kumpası çözmekle” işe başladılar. Bütün orduyu, muvazzafı emeklisini, alçakça saldırı karşısında derin yaralanan herkesi arkalarına aldılar. l YÜZÜM OLMAZDI Yalova’da ağaç kesimine karşı çıktığımda önce bana tepki gösterenler oldu. İlk anda kendi partimde, bu iş açığa çıkmasa, belki bu kadar büyümezdi, dendi. Hayır büyürdü. Sonra, haklı olduğumu partim de gördü. Benim o gün Kuzey Ormanları toplantısına gidecek yüzüm olmazdı. İktidardakilerin eleştirilerine bir şey demiyorum; sicilleri belli, samimiyetsizler. l GEZİ BEYAZ TÜRK İSYANI DEĞİL Çatalca’daki rüzgâr türbinleri 40 bin ağaç katledecek Enerjiye evet insana su gidiyor 15 milyon l Proje için hazırlanan ÇED dosyasına göre bir rüzgâr türbini için yaklaşık 400 metrekarelik bir doğal doku yok edilecek. 88 türbin üzerinden hesaplandığında 35 bin 200 metrekarelik orman arazisinin tahrip edileceği ortaya çıkıyor. Hem yol hem de türbinler için alanda yoğun olarak bulunan meşe, doğu kayını, kestane, ıhlamur, gürgen türleri yok edilecek. Proje alanında 57 familyaya ait toplam 260 bitki türü tespit edildi. Bölgede 2 endemik bitki türü mevcut. Bölgedeki 34 kuş türü de “Mutlak Koruma Altındaki Türler Listesi”nde yer alıyor. l MECLİS ETKİSİZ, SOKAKTAYIM ama ya suyumuz ÖZLEM GÜVEMLİ Çatalca’da tamamı orman alanına inşa edilecek 88 adet rüzgâr türbini için yaklaşık 40 bin ağaç kesilecek. Henüz Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) aşamasında olan 88 rüzgâr santralı dışında lisansını almış 30 adet rüzgâr türbini ile birlikte ormanlık alanda 118 adet santral inşaat edilmiş olacak. Universal Wind Enerji Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından Çatalca’nın Çiftlikköy, Kalfa, Gümüşpınar, İhsaniye bölgesinde kalan ormana yapılacak 200 megawatt’lık İstanbul Rüzgâr Enerji Santralı (RES) projesinin halk bilgilendirme toplantısı salı günü yapıldı. İhsaniye köyünde yapılan toplantıya katılan Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, yöre halkı adına proje ile ilgili endişelerini dile getirdi. Ormanlık alana yapılacak İstanbul RES projesini inşa etmek için yeni yollara ihtiyaç olacağını, türbinler arasında da bağlantılar kurulacağını belirten Kara, bu çalışmalar sırasında kaç ağaç kesileceğini sordu. ÇED dosyasını hazırlayan şirket yetkilisi bu sayının nihai ÇED raporunda belli olacağını, şu an rakamın belli olmadığını söyledi. Bu yanıt üzerine toplantıya katılan köy sakinlerinden “On binlerce dönüm ormanı kesecekler” sesleri yükseldi. Belediye Başkanı Cem Kara da “Projenin çok başındayız diye sayı belli değil ama rakamı öğrendikten sonra da iş işten geçiyor. Ben size rakamı söyleyeyim. Orman köylüsünün girmesine bile izin verilmeyen alanda 2040 bin arasında ağaç kesilecek” dedi. Ordu ile ittifak totaliter rejimin güvencesi olur mu? Bu kumpasta payı olanları derdest ediyorlar... Şimdilik “rüşvet ve yolsuzluk”taki rollerinden dolayı... Ama orada kalmayacak... İki ay kadar önce bir yazımda, “Cemaate karşı bu çıkışlarını, Ergenekon ve Balyoz’a uzatacaklarını sanmayın, çünkü o zaman kendi rolleri gündeme gelir” diye yazmıştım... Bunu düzeltiyorum şimdi. Ergenekon Balyoz Odatv.. yani tüm Silivri davalarının Cemaatin üzerine bir çığ gibi yıkılmasının ortamı hazırlanıyor. Buna hiçbir itirazım olamaz. Bu tezgâhın içinde kimler varsa, hesabını sonuna kadar vermelidir. Bu, ordu ile ittifakın da bir gereği olacak gibi. En tehlikelisi ise otoriter rejimin, ordu ile ittifakı, siyasal İslami otoriter rejimini güçlendirmek için kullanması. Bu ittifakı kendileri için tam bir “garantili iş” görmeleri. O zaman, sırtını, tek ittifak orduya dayamış bir RTE rejiminin daha büyük amansızlıklarını seyretme olasılığı ortaya çıkar... l ŞOV SADECE TİŞÖRTLE DEĞİL Sokak siyasetinde de, Meclis siyasetinde de semboller önemlidir. Eğer siyasi şov olarak addediliyorsa, yapılan her şey siyasi şovdur. Cumhurbaşkanı da siyasi şov yapmaktadır, Başbakan da, Arınç’ın söylediği her şey siyasi şovdur. Şov sadece tişörtle yapılmıyor. Eğer Meclis’te bir tişört bir şeyi sembolize ediyorsa, en büyük şovmen başını örten kadınlar olur! Onların başını örtmesi beni rahatsız etmez. Ama bu tişört şovsa, o da şov. İnandığı bir şey uğruna bir sembolle çıkmak şovsa, o da şov. Künefenin ayağına kemik nakli l Bursa’da, bir aracın çarpması nedeniyle yaralanan ve patilerinden biri kopmak üzere olan “Künefe” adlı kedi, Nilüfer Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü Hayvan Bakım ve Tedavi Merkezi’nde yapılan operasyonla tedavi edildi. Kedinin arka ayaklarından alınan kemik ön patilerine nakledildi. Künefe artık yürüyebiliyor. Tedavi sürecinden sonra şimdiki amaçlarının, Künefe’yi sahiplendirmek olduğunu anlatan veteriner hekimler, hayvanseverlerin kendileriyle irtibata geçmesini istediklerini bildirdi. (AA) Çatalca’nın İstanbul’un en önemli su havzası olduğuna dikkat çeken Cem Kara “RES en temiz enerji kaynaklarından, buna itirazımız yok. İnsanların enerjiye ihtiyacı var ama suya da ihtiyacı var. Çatalca, Melen ile birlikte 15 milyonluk İstanbul’un su ihtiyacını karşılıyor. İhsaniye’de, Gürpınar’da insanlar su koruma havzası kirlenir diye ev yapamıyor, hayvanları için ahır inşa edemiyor. Ama siz gelip ormanları tahrip ederek RES yapacaksınız” sözleri ile tepkisini dile getirdi. Kara, var olan kaynakları paylaşmaktan mutluluk duyduklarını söyleyerek, “Orman alanımı vereceğim, suyumu vereceğim, tozu ben yiyeceğim ama ben bir şey kazanmayacağım, bu adaletsizlik” dedi. Kara, şirket yetkililerine “önce ağaç dikin, bölgeye indirimli enerji verin, su havzalarını temiz tutun” taleplerini iletti. Kara, RES’lerin ormanlık alan dışında daha uygun başka yerlere de yapılabileceğini kaydetti. Hayır, bunların hiçbiri olmayacak Anladınız, geldik iyi ve umutlu habere: Yukarıdaki karamsar saptamaların hiçbiri olmayacak. Unutun bunları. Bunlar olasılıkları çooook çok az şeyler... Veya gördüğüm halisünasyonlar... Dün gece kötü uyumanın ve hep kötü şeyler düşünmenin ağır etkisinin sabaha karşı ürünleri... Sildim hepsini... Yalnız kalmak dünyada ve Türkiye’de, RTE rejiminin ayaklarını yere bastıracak. Bir de ekonomik durumun bu yıl daha da kötüleşecek ve işsizliğin artacak olması, RTE’yi daha çok işbirliklerine, hukuk ve siyasi güvenceler vermeye zorlayacak. Basın özgürlüğünün sınırları genişleyecek, önceki gün bir tweet’i yüzünden sorguya çekilen gazeteci, yaşadığımız 2014 kâbusunun son damlasıydı. O da düştü ve bitti! Şimdilik gülelim... Bu mutluluk bize gerekli... Güç biriktirme ve dayanışma için... Herkesin yeni yılını kutluyorum, yanaklardan ve ellerden öpüyorum. Yeni yıla, yaşayacağımız güzel şeylere! Şerefe! Üretim A.Ş tarafından yapılacak 30 türbinden oluşan Tayakadın RES projesinin lisansını aldığını ve planlara işlenme aşamasına geldiğini anlattı. Bununla birlikte bölgelerinde 118 RES kurulacağını belirten Kara, “Biz bu projelerin hiçbir yerinde değiliz. Belediye olarak bize sadece projenin yapılacağı alanın planlardaki durumu soruluyor. Başka bir şey sorulmuyor” dedi. Kara, Tayakadın RES projesinin DSİ’nin planladığı Karamandere Barajı’nın mutlak koruma bandındaki ormanlık alanda kaldığına da dikkat çekti. Köylüler ise bölgenin arıcılık açısından çok önemli olduğunu dile getirerek “Bütün ballı bitkiler RES’lerin yapılacağı alanda. Pürenler de yok olacak” dediler. Arıların ballı bitkileri l Kara, yine Çatalca’da İstres Elektrik C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle