19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 OCAK 2015 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Onlar, DİSK Başkanı Beko’nun deyişiyle itibar adına saraylarını büyütmek ve saray sofralarına yamanmak isteyenlere inat, emekçinin itibarını sokaklarda, meydanlarda verdikleri mücadelenin yanı sıra yılbaşı gecesi de direniş çadırlarında büyüttüler... Beko, başta, yılın sonunda gelen asgari ücret adaletsizliği olmak üzere yeni yılda da sınıfsal kazanımlar için umudu ve mücadeleyi örgütlemeye ve direnmeye devam edeceklerini söyledi. Onlar... Havada kuş, suda balık, toprakta karınca kadar çok olan, maceraları destanlara konu olan, bazen bir maden ocağında bazen bir gökdelenin 32. katında canından olan ve nihayetinde zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlar... Onlar, kimi sendikalı olduğu için, kimi sendika değiştirdiği için işinden olan, kimi toplusözleşmede uzlaşma sağlanamadığı için, kimi de davayı kazandığı halde işe iade edilmeği için, çocuklarının hayallerinin küçük de olsa bir kısmını gerçekleştirmek, eşlerinin yüzünü güldürmek için ülkenin dört bir yanında hak gasplarına, güvencesiz çalışmaya, iş cinayetlerine, sendikasızlaştırmaya ve hukuksuzluğa karşı yeni yıla direniş çadırlarında girdiler. Kendi deyimleriyle “direniş sarayları”nda... Yeni yıla direnerek girdiler da, meydanlarda haykırdıkları gibi asgari ücretin net olarak 1800 TL olmasını istedik. Çünkü onlar iyi bir yaşamı hak ediyorBEDAŞ Avcılar İşletme Müdürlüğü’nden lar. 2014 yılı sona ererken “itibar” adına saişçi sağlığı ve güvenliği önlemleri için rayları büyütenlere ve o sarayların sofralarında yer tutanlara inat DİSK itibarını “Direnişçi” mücadele eden EnerjiSen üyesi 26 işçi, çadırlarında büyütmeye, işyerlerinde, sokakyeni yılı direnişle karşılıyor. 141 günlarda, meydanlarda verdiği mücadeleyle “Sadür direnen işçiler 7 Kasım’da direniş raylar değil ekmeğimiz büyüsün” demeye çadırını İstanbul Taksim’de bulunan devam edecektir. Biz inanıyoruz ki asgari ücret komisyonlarında orta oyunlarına katılan, bu BEDAŞ Genel Müdürlüğü önüne taşıoyunlara müdahil olanlar değil, sınıfı için mücamıştı. Daha önce benzeri nedenlerle çedele eden işçi hak ettiği yere gelecek. şitli merkezlerde direnen işçiler mücaKenan Öztürk: (Sendikal Güç Birliği Platfordelelerini kazanmışlardı. Bu direnişin mu Sözcüsü ve TÜMTİS Başkanı) Çok sayıda işyerinde sendikalı olduğu için işakıbeti de zafer olacak gibi görünüyor. çilere bir de yıl sonunda günlük 2 lira zam reEskişehir ICF Isı Fabrikası’nda Birva görüldü. Ancak bizler emek örgütleri olarak leşik Metalİş’e üye oldukları için işten umudumuzu da mücadelemizi de daha güçatılan işçilerin direnişi devam ediyor. İşlü hale getirmek için neler yapılacağı üzerine kafa yoracak ve daha güçlü birlikler için örçiler “Direniş yıllar sürse de sendika gütleneceğiz. ICF’ye girecek” diyerek yeni yıla direnişKESK Genel Başkanı Lami Özgen: le giriyor. Ayrıca yine MT Reklam’da çaTürkiye’de kamu emekçileri, işçiler, ezilenlışan işçiler de yeni yılı direnişle karşılıyor. len bütün kesimler yeni yıla yoksullukla, hükümetin yolsuzluklarıyla, antidemokraDanone Lüleburgaz fabrikasında çalışan tik yöntemlerle giriyor. 2014’e hüküme138 işçinin 136’sı DİSK/Gıdaİş Sendikası’na tin antidemokratik uygulamaları damgeçti. Sözleşme taslağı hazırlayan işçiler, patga vurdu. Biz emekçiler yeni yılda da ronun iradelerine saygı göstermeye ve TİS imsavaşlara karşı, sömürünün olmadızalamaya çağırdı. İşçilerin eylemleri sürüyor. ğı, eşit, barış içinde bir düzen yaratmak için mücadelemize devam Ayrıca sendikalı oldukları için işten atılan edeceğiz. Hükümete her alanda Bursa’da Mepar Taşımacılık Şirketi’nde 11 işçi, nasıl ki önceki yıllarda biat etKahramanmaraş’ta Ajlan Tahsin Taşımacılık’ta 4 meyip boyun eğmediysek yekişi hakları için mücadele ediyor. ni yılda da aynı mücadeleyi sürdüreceğiz. 2015 HakHukuk Savaşımı Yılı Olsun Lamı cimi yok; Ortadoğu bataklığına, iç savaşa, siyasal İslamcı kimlikle sivil diktatoryal gidişe çekilmenin sınırında, uçurumun başındayız. Sorunlu demokrasimizi dibe batırmadan, hukuk devleti düzeninin işleyişini geçerli kılmaktan yola çıkmak zorundayız. Birilerinin bizi kurtaramıyacağını, her kurtarıcının ödettiği bedellerle öğrenip tam akıllanmamış olsak da kimi dersler çıkardık. İçimizde korkuyla bastırılan çığlıkları attıran haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı ezik, suskun kaldıkça, bedel ödemeden sıyrılmak, yaşayabilmek, deyimin tam karşılığı ile nefes alabilmek giderek zorlaşıyor. Yazımın başlığını besleyecek güncel gelişmelere çok başka örneklemelerle girmeye hazırlanmıştım ki... Televizyon canlı yayınlarına yeni bir haber düştü... TÜSİAD’ın başkanının medyada yer alan “Cumhurbaşkanı devletin başıdır. TÜSİAD’ın muhatabı başbakan, işverenlerin karşı karşıya oldukları sorunlarla ilişkili bakanlardır” açıklaması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kızdırmıştı. İlk medyanın karşısına çıktığı açıklamasında, çok yakın günlerde ilişkilerini düzelttiği TÜSİAD’a ayak basmayacağı restini çekti. Aradan bir gün geçmeden Başbakan Davutoğlu’ndan gelen sözünü ettiğim açıklamada ise başbakan TÜSİAD genel kuruluna gitmeyeceğini duyuruyordu. İkili son günlerde sıkça kullandıkları bir kavramla kendilerine, ilişkilerine dışardan birilerinin vesayetine izin vermeyeceklerini ilan ediyor, TÜSİAD’ı eski Türkiye’nin alışkanlıkları içinde olmakla suçluyordu. TÜSAD’ın kimi muhatap aldığı değil, kimin muhatap aldığının önemli olduğu tehdidi de savruluyordu. Cumhurbaşkanının, “Ak!” Saray’ında başkanlığını yapacağı hükümet toplantısının tarihini ilan etmesinden sonra, AKPhükümet içindeki yoruma, tartışmalara açık açıklamalara nokta konulmuş oldu. Başbakan’la uyumlu, ortak tarih belirledikleri ilan edildi. Doğrusu Cumhurbaşkanı’nın başkanlık edeceği hükümet toplantısının tarihi bizim için anlamlı olmayabilir. Dahası AKP, hükümet ile cumhurbaşkanı arasındaki uyum anlamlı olsa da, dahası cumhurbaşkanının seçimlere giderken başkanlık sistemine geçmek istediğini seçmene ilan etmiş olarak oy almış olması savunmaları da dahil cumhurbaşkanının başkanlığında yapılacak hükümet toplantılarının, asıl tartışılması gereken sorunlarının odağını, gündemini değiştirememeli.. HHH Özetle bu ülkede hâlâ geçerli anayasal, hukuk devleti işleyişi, güçler ayrılığı İlkeleri, parlamenter düzen vardır; cumhurbaşkanının, İktidarlarının simgesel lideri, hükümetin manevi hamisi, AKP kurucusu, 12 yıllık icraatlarının sorumlusu, aralarından su sızmıyor gerçeği ilan edilip durulsa da... Bu hükümetin icraatlarını kamu yararı, hukuka uygunluk kapsamında denetlemekten sorumlu bir Cumhurbaşkanlığı makamı, gerçeği söz konusudur.. Türkçesi cumhurbaşkanının hangi hallerde, hangi gündemlerle hükümeti ortak toplantıya çağırabileceği, başkanlık yapabileceğini düzenleyen anayasal, yasal çerçeveler çok sınırlıdır. Cumhurbaşkanının iktidarlarının, hükümetin icraatın başı konumu söz konusu olamayacağına göre hükümetin hukuk devleti düzeni içindeki icraatlarına değil müdahale, taraf olma yetkileri de yoktur. HHH Vatandaş seçmen, gazeteci, hâlâ ayakta durabiliyorlarsa demokratik sivil toplum örgütlenmeleri, kamuoyunu, bizi ilgilendiren boyut, ortak toplantının, gündemi, anlaşıp anlaşamadıklarından çok içeriğidir. Gündemi, işlevine ilişkin anayasal düzen ve hukuka uygunluk sınırlarının aşılamaması yaşamsal değerdedir. En yalın anlatımla cumhurbaşkanının hükümet icraatlarına yetki alanlarına ilişkin talimatlarının olamaması gerekir. İcraatın başı algılaması üzerinden siyaset yapılamamalıdır. Elbette hukuksal düzenlemeler bir bütünlük içinde devletin en üst yöneticisine geniş anlamda kamu yararı, halkın çıkarlarının korunması, ülke geleceği, rejimin kollanmasına ilişkin verdiği yetkiler çok üst ölçeklerdedir. Yaşamımıza, geleceğimize ilişkin her alanda yol gösterme hakları sınırsızdır. Ancak dar anlamda siyaset ve yetkilere ilişkin söylenecek çok sözümüz, itiraz haklarımız saklı kalmalıdır. Cumhurbaşkanı, ayrı seçimle gelmiş siyasal iktidarın, hükümet icraatlarının, ne sorumlusu, ne de başı değildir. Tartışması su götürmez bir yetki ve sorumluluk ayrım alanı söz konusudur ki, cumhurbaşkanı yeni hükümetin kurulduğu AKP organı toplantısına cumhurbaşkanı kimliği ile katılamayacağı, taraf olamayacağı için seçilmelerinin Resmi Gazete’de ilanı geciktirilmiş, başbakan kimliği ile AKP’nin yeni hükümeti oluşturma toplantısına katılabilme, tek karar verici olabilme olanağı verilmiştir. TÜSİAD’ın altını çizdiği işveren meslek örgütü yönetimi olarak işveren sorunlarına ilişkin icraat kararlarını alacak hükümet ve bakanları ancak muhatap alma haklarının olduğu açıklaması, hukuk devleti düzeninin, demokrasimizin geçerliliği ile uyumludur, doğrudur.. “Vesayet” tartışılacaksa, “kim kimin hakkına, hukukuna el koyuyor” sorgulaması doğru yapılmalıdır. 2015 yılı hakhukuk savaşımı kazanımlarının, bizi bataklıklara çekilme sınırından, demokrasiyi kurumlaştıracak güce ulaştırması dileği ile. ki fabrikanın önünde 60 gündür direniyor. 360 işçinin çalıştığı firmadaki çalışma koşullarına karşı örgütlenen işçiler yeni yıla direniş çadırında giriyor. Ülker’de Öz Gıdaİş üye işçiler, yaşadıkları Emek örgütü temsilcilerinin yeni sorunlar nedeniyle DİSK/Gıdaİş Sendikası’na yıla ilişkin mesajları ise özetle şöyle: üye oldu. Bunun üzerine işten atılan 10 işçiKani Beko (DİSK Başkanı): Emekçi si direnişe geçti. 67 gündür direnen işçilere hak ettiğini bir gün mutlaka bulacak. Biz her kesimden destek geldi. aralık ayı boyunca işyerlerinde, sokaklar Emekçi umudunu büyütecek 141 gündür direniyorlar Kim nerede direniyor? TÜSİAD başkanı iken direnişe başlayan ve Muharrem Yılmaz’ı istifaya sürekleyen Sütaş işçileri, iki ayrı kentte direnmeye devam ediyor. Tekgıdaİş Sendikası’na üye oldukları için Sütaş’ın Aksaray ve Bursa Karacabey’de kurulu fabrikalarında işten atılan işçilerin direnişi devam ediyor. DİSK’e bağlı Nakliyatİş Sendikası’nda örgütlenmek istedikleri için işten atılan, Abdi İbrahim, Mustafa Nevzat gibi ünlü ilaç firmalarına hizmet veren 12 Zet Farma Lojistik işçisi İstanbul Hadımköy’de Türkmedya bünyesinde olan Akşam gazetesinde, “ekonomik kriz ve şirketin zararı” gerekçe gösterilerek, 170 çalışan işten çıkarıldı. Alem dergisi hariç yayın grubuna ait bütün dergilerin kapatılmasına da karar verildi. Gerekçe kriz Medyaradar’ın haberine göre, işten çıkarılan çalışanlar İnsan Kaynakları Birimi’ne çağrılarak iş akitlerinin feshi gerçekleştirildi. Aralarında, Türkmedya IT ve Teknik Operasyon Grup Direktörü Nermin Karacabeyli, İdare Müdürü Recep Türkmen’in de bulunduğu 170 kişinin işlerine, “Ülkemizdeki ekonomik krizden şirketimizin de etkilenmesi ve zarar etmesi nedeniyle” denilerek son verildi. Ethem Sancak’ın TMSF’den satın aldığı Akşam gazetesinde Mayıs ayında da yaklaşık 30 muhabir ve gazete personeli işten çıkarılmıştı. Hava 5 derece... İlerleyen saatlerde sıfırın altına da düşüyor. Ortada bir soba, üzerinde bir demlik. “direniş usülü” çay demleniyor. Yılbaşı gecesini “servet” harcayarak şatafatlı mekânlarda geçirenlerin aksine, onlar yeni yılı bir çadırda karşılıyorlar. Çadırlarından, “işte burası da bizim sarayımız” diye söz ediyorlar. Maltepe Üniversitesi Hastanesi işçilerinin 24. gününü dolduran direnişi “Yeni Türkiye’nin” alternatif partilerinden biri. Yılbaşı günü direniş, Türkiye’nin gün geçtikçe derinleşen çelişkilerini anlatmaya yetiyor. TEKEL işçileriyle başlayıp, Kazova emekçisiyle beslenen ve Gezi’yle zirve yapan farklı bir mücadelenin ipuçlarını da gözler önüne seriyor. Emek ve özgürlük mücadelesi veren kar, kış, soğuk dinlemiyor! Yıllardır yüzde 2’yi geçmeyen zam oranları nedeniyle sendikaya üye olan ve bu yüzden yönetim tarafından kapı dışarı edilen 94 hastane işçisiyle direniş çadırında bir araya gelip onların umutlarına, mücadele ve öfkelerine tanıklık ediyoruz. Maltepe Üniversitesi Hastanesi’ne yıllarını verdikten sonra işten çıkarılan Gülay Yüksel, “sadece insan gibi yaşamak istediğimiz için bize bunu reva gördüler” diyerek anlatı Fotoğraf: VEDAT ARIK 170 basın emekçisi işsiz kaldı Çadırda ‘Gezi’ demli çay! ERK ACARER Böyle olur “Yeni Türkiye’nin” yılbaşı partisi. Yeni yılı direnişle karşıladılar. DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, direnişi ve işçilerin taleplerini şu sözlerle özetliyor: “Amaç hem zam yapmamak, hem de sendikalaşmayı engellemek. Ortada büyük bir haksızlık var. Bunun için 24 saat buradayız. Süreçten Patron Hüseyin Şimşek, Hastane Müdürü Hasan Köse ve Rektör Şahin Karahasan sorumludur. Sendikalaşmaya izin vermeyen rektör, taşeronlaşmanın önünü açmak istiyor. Bilimsel bir kurum yöneticisinin tavrını anlamak zor. Arkadaşlarımızın tümü dönene kadar direnişimiz sürecek” diyen Çerkezoğlu şunları ekliyor: “Çevreden büyük destek görüyoruz. Maltepeliler direnişe sahip çıkıyorlar. İşçilerin çoğu kadın. Şimdiye kadar kadınların ağırlıklı olduğu hiçbir direniş başarısızlıkla sonuçlanmadı, kazanacağız!” ‘Kadınlar kaybetmez’ yor: “Kızımı yeni evlendirdim. 20 bin TL kredi borcumuz var. Bunun altından nasıl kalkarız bilmiyorum. Emekliliğime 8 yıl vardı, haklarım elimden alındı.” Yüksel, her şeye rağmen umutlu. Umudu birlik olmanın gücünden geliyor... “Tek yürek olmak özel bir durum. Yıl başını direniş çadırında geçirecek olmamız çok önemli.” İşten çıkarılan bir diğer sağlık emekçisi Huriye Tüfekçi. Onun hikâyesi biraz daha ağır. İki göğsü alınan Tüfekçi halen kanser tedavisi görüyor. İlaç parasını bile karşılayamadığından söz ediyor: “Her sene çok az zam yapılıyordu. Yüzde 2’yi geçmedi. 17 yıldır çalışıp 1000 TL alıyordum. Eşimden ayrıyım, oğlum iş arıyor. Hastanede görev yapan doktorlar, yönetime fark ettirmeden tedavime devam etmeseler halim perişan.” Birlikte çalışırken işten kovulan MelekAli Işık çiftinin tek dertleri ise 15 aylık ikizleri. Ali Işık, “Tek isteğimiz çocuklarımızla birlikte mutlu bir yaşam kurabilmekti” derken her şeye rağmen umutlu olduğundan söz ediyor: “Yeni yıla böyle girmek de varmış. Elbette işsiz kaldığımız için tatsızız. Gelecekte ne olacak bilmiyoruz. Ancak kendi kaderimizi yaratabilmek için uğraşıyoruz. İşte bu çadırdayız. İsteseniz, yılbaşına bu kadar kalabalık giremezsiniz.” İşçiler, bir direniş çadırında yılbaşını kutluyor. Sık sık sloganlar atılıyor. Bunlardan biri eylemin kararlığı konusunda kısa bir fikir veriyor: “Soğuktan donmayız, direnişten dönmeyiz!” TPAO işçileri eylemde Taşeron çalışmaya direniyorlar Urfa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürlüğü bünyesinde çalışan yaklaşık 100 işçi, yeni yılda taşeron olarak çalışmak istemediklerini söyledi ve iş makinelarinin kontaklarını kapatarak iş bıraktı. Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürlüğü bünyesinde taşeron firmada çalışan yaklaşık 100 işçi yeni yılda, taşeron olarak çalışmak istemediklerini ifade ederek, protesto için kontak kapattı. Sancaktar Mahallesi’nde toplanan ve iş makinelerinin kontaklarını kapatarak iş bırakan işçiler, araçların anahtarlarını göstererek çözüm buluncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini kaydetti. Taşeron işçi olarak çalışmayı istemediklerini dile getiren işçiler, sorunlarının çözüme kavuşmaması halinde açlık grevine başlayacaklarını da kaydetti. Yurt Haberleri Servisi Turkish Petroleum International Company (TPIC) bünyesinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nda (TPAO) çalışan 900 geçici işçi, TPAO ve TPIC arasındaki sözleşmenin sona ermesi nedeniyle işsiz kalacakları gerekçesiyle Adıyaman, Batman ve Şırnak’ın Silopi ilçelerinde petrol üretimini durdurdu. Adıyaman’ın Şambayat beldesi yakınlarındaki TPAO Adıyaman Bölge Müdürlüğü’ne ait MR 70002 Sondaj Kulesi’nde çalışan işçiler de işlerine dönmek istediklerini belirterek kendilerini petrol kulelerine kilitledi. Petrolİş Sendikası Adıyaman Şube Başkanı Ali Tırpan, kulenin bulunduğu alana gelerek, işçilere destek verdi. İşçilerden Mehmet Hanifi Genç, TPAO’nun, Ege Bölgesi hariç Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 10 petrol arama sondaj kulesinde çalışmaları durduğunu ifade ederek “Bir işveren işçisine ‘ben seni yarın işten çıkarıyorum’ diyemez. Yaklaşık 900 işçi mağdur ediliyoruz. İşsiz kalmamamız için bir çalışma yapılmasını, bir vaat, bir sözleşme yapılmasını istiyoruz” diye konuştu. Batman’da Batı Raman 231 No’lu üretim sahası ve Şırnak’ın Silopi ilçesi Görümlü Beldesi yakınlarındaki TPAO’ya ait sondaj sahasında çalışan işçiler de üretimi durdu. Nestle emekçisini gözaltı da yıldırmadı Nestle işçileri, işyerinde örgütlü olan Hakİş/Öz Gıdaİş’in ağır çalışma koşulları ve düşük ücretler karşısında sessiz kaldığını, işçilerin değil patronların yanında yer aldığını dile getiriyorlar. Bu nedenle işçiler, Öz Gıdaİş’ten istifa edip Tek Gıdaİş’e geçtiler. Ancak patron ve sendika işçilerin bu tutumunu hazmedemedi ve 28 Nestle işçisi işten atıldı. İşçiler işyeri önünde direnişe geçtiler. Çeşitli eylemler örgütleyen Nestle işçileri, son olarak işyerinin çıkış kapısının önüne yatarak seslerini duyurmak istediler. Haksızlığa boyun eğmeyeceklerini dile getiren işçiler, fabrikaya girmek isteyenlerin ancak bedenlerini çiğneyerek bunu yapabileceğini söylediler. Saat 16 vardiyasıyla birlikte direnişe geçen işçilere polis saldırısı gerçekleşti. Her zamanki gibi patronun emirlerini uygulayan polis, işyerinin kapısının önünü açmak amacıyla işçileri darp edip gözaltına aldı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle