04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2014 PAZAR 4 HABERLER Davutoğlu’nun ‘Gece yarılarına kadar çalıştık’ dediği hükümet programının yüzde 37’si kopya çıktı İzin Talebi Sevgili Okurlar, Cumhuriyet’in kadim okuru dostum Ömer’in başlattığı bir girişim, okur geleneğine dönüştü. Artık çalışanlar dinlence veya zorunlu ara vermelerde, okurlardan izin alır oldular. Ben de oluşmasında katkım olan bu geleneğe uyarak, sizlerden bir kısmı dinlence, bir kısmı zorunlu fizik tedavi olmak üzere, sekiz gün izin rica ediyorum. Sekiz gün sonra kısmet olursa, yine birlikte olmak umuduyla. Ali Sirmen ‘Kes yapıştır’ program Tebrik kuyruğu Oylamanın ardından MHP lideri Bahçeli ile diğer muhalefet partilerinin grup başkanvekillerinin ellerini tek tek sıkan Davutoğlu, Başkanlık Divanı üyeleri ve stenografların da elini sıktı. Daha sonra Davutoğlu, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Ali Babacan, Bülent Arınç ve Yalçın Akdoğan, güven oylamasının ardından tebrikleri kabul etti. FIRAT KOZOK Davutoğlu’ndan ilk mitingde paralel mesajı KONYA (Cumhuriyet) Başbakan Ahmet Davutoğlu, hükümetin güvenoyu almasının ardından ilk mitingini dün memleketi Konya’da yaptı. Davutoğlu’na eşi Sare Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin eşlik etti. Davutoğlu, “Son bir aydır, ‘acaba AKP içinde bir kriz çıkar mı?’ diye beklenti içine girenler, hayal kırıklığına uğradılar” dedi. 2015 seçimlerinden sonra yeni anayasa için çalışacaklarını belirten Davutoğlu, “Onunla birlikte çözüm sürecini inşallah başarıya ulaştıracağız. Bu süreçte paralel yapılara da izin vermeyeceğiz” dedi. Hükümete 306 güvenoyu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, 62. hükümet 306 oyla güvenoyu aldı. Oylamaya AKP’den izinli ve mazeretli 4 milletvekili katılmadı. Kongresi nedeniyle CHP’den katılım az olurken, liderlerden yalnızca MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli salonda hazır bulundu. Oylamaya 439 milletvekili katıldı. 133 vekil ret oyu verdi. AKP’den Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Mustafa Öztürk ve Köksal Toptan yurtdışında oldukları için Ali Gültekin Kılıç da kızının düğünü nedeniyle oylamaya katılmadı. Davutoğlu oylamanın ardından yaptığı teşekkür konuşmasında “Muhalefet partilerinden gelecek her türlü olumlu katkıyı, eleştiriyi göz önüne alarak hep beraber Türkiye’nin geleceğini inşa etmenin kararlılığındayız” dedi. Davutoğlu, güvenoylamasının ardından AKP Genel Merkezi’nde milletvekillerine yemek verdi. Gezi olayları, 1725 Aralık operasyonları ve dinleme skandallarıyla yaptıkları mücadeleye “cihat” benzetmesi yapan Davutoğlu, bu süreçte partinin parçalanacağı beklentilerinin boşa çıkarıldığını söyledi. Davutoğlu “Bazen büyük cihat, küçük cihat ayrımı yapılır. Tabii biz bunu Hadisi Şerif’in o anlamıyla kullanıyoruz. Bazen dışa dönük verilen mücadeleler ve içe dönük verilen mücadele farklı psikolojiler gerektirir. Biz, bir buçuk yıl içinde çok mücadele verdik” dedi. CHP kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık için verilen imza sayısından daha az oy almasını değerlendiren Davutoğlu, “Vatandaşlarımız AK Parti kadrolarının bir emanete nasıl sahip çıktıklarını, nasıl titizlikle durduklarını, imzalarının arkasında nasıl durduklarını görürler. Bana imzaların üzerinde bir oyla bu görev tevdi edildi” diye konuştu. Kongre nedeniyle CHP’den az sayıda vekil Meclis’e geldi Görmez: Başbakanlık’a bağlanmamız olması gerekendi BİTLİS (DHA) Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Bitlis’te görev yapan Diyanet görevlileri ile bir araya geldi. Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Başbakanlık’a bağlanmasına ilişkin, “Sadece milletimizin kalbindeki yerine yakın bir düzenleme yapıldı. Bunun sembolik bir değeri vardır. Bunu kabul ediyoruz. Bu zaten olması gereken bir şeydi. Bu düzenlemeyi düşünen bütün büyüklerimize teşekkür ediyorum” dedi. Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ilk 20 30 yılda doğrudan cumhurbaşkanına bağlı bir müessese olarak yoluna devam ettiğine dikkat çekti. CHP’ye ‘imza’ göndermesi Gezi’ye karşı cihat benzetmesi ANKARA Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Daha önceki hükümet programlarıyla karşılaştırdığımızda bu kadar kısa sürede nasıl çıkarabildik bunu? 23 toplantı ama gece yarılarına kadar süren...” diye övdüğü 62. hükümet programının yüzde 37’sinin 61. hükümet programından “birebir kopya” olduğu ortaya çıktı, harf hataları ve küçük değişiklikler de hesaba katılırsa oran daha da artıyor. Başbakan Davutoğlu’nun, geçen pazartesi günü TBMM’ye sunduğu, perşembe günü üzerinde görüşmelerin yapıldığı, dün de güvenoyu alan 62. hükümetin programının neredeyse yarısının bir önceki programın aynısı olduğu ortaya çıktı. Davutoğlu, hafta içi katıldığı ilk televizyon programında hükümet programının nasıl hazırlandığı konusunda bilgi vermişti. Davutoğlu şöyle konuşmuştu: “Birkaç gün içinde hükümet programını çıkardık. Hükümet programını daha önceki hükümet programlarıyla karşılaştırdığımızda bu kadar kısa sürede nasıl çıkarabildik bunu? 23 toplantı ama gece yarılarına kadar süren, bir tanesi Sayın Başbakanımız o zaman ilk geldi, kısa bir açılıştan sonra biz devraldık, arkasından arkadaşlar çalıştılar, 2 kez ben birlikte oturdum ve sadece ‘guideline’ diyebileceğimiz, rehber mahiyetinde şunları şunları hükümet programında ana odak olarak görmek istiyorum, Hükümet programının görsel niteliği, bu sefer tarihi bir doküman halini alacak şekilde değişmeli ve mutlaka şu vurgular olmalı, birlikte oturduk, ekonomi bölümü nasıl, tek tek gözden geçirdik.” Ancak yazılım programı aracı İşte o aynı cümleler Her iki programda da birebir aynı olan cümlelerden dikkat çeken örneklerden bazıları şöyle: l Ülkeler arasında kıyasıya bir rekabetin yaşandığı dünyamızda, kaybedecek bir tek günümüz yoktur. l Hiçbir insanımızın kendisini dışlanmış veya ikinci sınıf hissetmediği, kapsayıcı ve evrensel değerlere dayalı bir vatandaşlık anlayışı içerisinde birliğimizi ve bütünlüğümüzü pekiştiriyoruz. l Hükümetimizin esas aldığı, işkenceye sıfır tolerans ilkesi kararlılıkla uygulanmaktadır, Artık Türkiye işkence ile anılan bir ülke olmaktan çıkmıştır. l Vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmayı, temel hak ve özgürlüklerin kullanımının önündeki engelleri kaldırmayı kamu yönetiminin ana misyonu olarak görüyoruz. l Vatandaş ve sonuç odaklı yönetim anlayışımız önümüzdeki dönemde de hız kesmeden devam edecektir. l Hükümet olarak, makroparasal dengeleri göz önünde bulundururken, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını da dikkate alan uygulamaları sürdüreceğiz. lığıyla yapılan bir karşılaştırma, 62. hükümet programındaki birçok bölümün 61. hükümet programından “kopyalayapıştır” olduğunu ortaya çıkardı. Bu çerçevede yeni hükümet programının yüzde 37’lik bölümü, eski programın yüzde 100 oranında aynısı. Program yüzde yüz benzerlikleri bulduğu için, aynı olan ancak yanlış yazılan kelimeleri hesaba katmıyor. Bu tür bölümlerin de eklenmesiyle birlikte kopyalayapıştır oranı yüzde 50’lere ulaşıyor. CHP’de Asıl Kurultay Ne Zaman? Basılı gazetede yazmanın kaderi bu. En geç saat 16’da yazıyı teslim etmek zorundasın. Oysa CHP üstüne bir Tırmık yazmaya niyetlisin. Ancak dişe dokunur bir yazı için CHP’nin Parti Meclisi’nin kimlerden oluştuğunu, en azından Kılıçdaroğlu’nun Parti Meclisi listesini görmek gerek. O liste ise sayımdı, dökümdü derken besbelli ki yazı saatinden sonra belirecek. Parti Meclisi listesi o kadar önemli mi? Sanırım evet. Kılıçdaroğlu’nun Kurultay’daki firaklı, yer yer “CHP’de bir şeyler kımıldayacak mı acep” dedirten konuşmasının kâğıt üstünde kalıp kalmayacağının, sahiden de bir şeylerin kımıldayıp kımıldamayacağının ipuçları PM listesinde gözlenecek. “Ay bıktım şu CHP’den… CHP’den ne köy olur ne kasaba… Abi, CHP’nin bölünmesi lazım. Yoksa muhalefetin ‘ana’ partisi bile olamayacak…” yollu değerlendirmelere, yargılamalara karnım tok. Ülkemizde AKP iktidarı gitgide azgınlaşarak, pervasızlaşarak, demokrasinin temel kurumlarını tahrip ederek, eğitim sisteminde “dindar nesiller yetiştirmek” hedefine kilitlenmiş bir “toplum mühendisliği”ne hız vererek yol alıyor. Onu dizginlemenin, durdurmanın ve iktidarını sonlandırmanın yolu ise ancak ve ancak (Bir daha: ancak ve ancak) güçlü, kitleleri kucaklayan, seçmen desteğini AKP’nin önüne geçirecek bir muhalefetle mümkün. Ve ortada öyle bir muhalefet yok!.. HDP elbette bir muhalefet partisi. Ancak Demirtaş’ın estirdiği olumlu rüzgâr olsa olsa yüzde 10’luk seçim barajını aşabilmeyi sağlayacak. Yani AKP’yi dizginleyici, durdurucu ve sonunda iktidardan alaşağı edebilecek bir siyasal güç olmaktan şimdilik uzak. Peki CHP? Psikolojik eşik olarak tanımladıkları yüzde 30’u aşsalar seçim zaferi kazanmış olacaklar gibi tuhaf, yürekler acısı bir hedef CHP saflarında sık sık dile getiriliyor ve o hedefi bir türlü aşamıyorlar… Aşsalar ne olacak? Hiiiç, muhalefetin “ana” partisi olma konumlarını korumuş olacaklar, o kadar… Ne başarı ama!.. HHH Dün sona eren (ve bu satırlar yazılırken sonucu henüz belli olmayan) Kurultay, CHP’de yeni bir atılımın, yeni bir açılımın kapısını aralayabilecek mi? “Kapısını aralamak” dedim. Altını çizmek istiyorum. Bu kurultay CHP’de hiçbir şeyi değiştirmeyecek; örneğin yarın seçim olsa CHP oylarında bırakınız patlamayı, var olanı korumaya bile yol açmayacak. Olsa olsa üstüne ölü toprağı serpilmişe benzeyen partinin önünü açacak, kitlelerle buluşmasını sağlayacak bir yönelimin kapısını aralayacak. Genel Başkanlığa yeniden seçilip bir anlamda güvenoyu alan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında vurguladığı etnik ve dinsel farklılıklara saygılı, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”nı savunan, katma değeri pek düşük inşaat sektörüne yüklenmekten ibaret bir ekonomi yerine üretken, katma değeri yüksek bir ekonomik modele yönelmek gibi hedeflere bugüne kadarki parti yapısı ve yönetimi, özellikle Parti Meclisi’nin kompozisyonu ile ulaşmak mümkün değil. Eğer siz bu satırları okurken artık belirlenmiş olan Parti Meclisi, yine parti içi dengeleri korumak adına “parti içi kanat” olarak nitelenmesi mümkün olmayan, ayrı ayrı partilerde yer almaları gereken grupları bir arada tutma hesabı üstüne kurulmuşsa CHP’ye gönül verenleri yeni düş kırıklıkları, yeni öfkeler, yeni umutsuzluklar bekliyor demektir. Yok eğer sahiden yeni bir CHP’ye gidecek yolun kapısını aralayabilecek uyum ve niyette bir PM listesi ile karşılaşırsak “Belki” demek mümkün olacak. HHH Aralanacak kapı CHP’yi nereye götürür? Bence iyi hazırlanılmış, parti içinde ve dışında enine boyuna tartışılmış bir Program Kurultayı’na… 6 Ok’u yeniden yorumlayan, 2014 dünyasında anlamsızlaşmış, partiye ayak bağı olanları silip atacak bir program olmadıkça ve partililer bu yeni program çevresinde kilitlenmedikçe CHP’den sahiden de ne köy olur, ne kasaba. CHP yakın tarihte, 1970’li yıllarda bunu başarmış; “Ecevit hareketi” diye anılan, ancak Ecevit’ten ibaret olmayan, Kamil Kırıkoğlu, Selahattin Hakkı Esatoğlu, Turan Güneş gibi kurmayların yönetiminde yüzde 42’lik bir oy oranı yakalamış; dahası kitlelerde sahici bir umut yaratmış; parti örgütünde alkışlanası bir hareketlilik yaşamıştı. Demek ki oluyormuş…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle