04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 2014 PAZAR CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 17 71. Venedik Film Festivali’nde ‘Altın Aslan’ı İsveçli yönetmen Roy Andersson avladı Sivas’a özel ödül u İlk uzun metrajlı filmi “Sivas” ile ödül kazanan Müjdeci, “Bizim oyuncularımızdan Şahin’in babası vefat etti” diyerek ödülü, Ozan Çelik’in babasına armağan etti. Kültür Servisi 71. Venedik Film Festivali’nde Türk yönetmen Kaan Müjdeci’nin “Sivas” filmi, jüri özel ödülünü aldı. Festivalde en iyi filme verilen Altın Aslan Ödülü ise İsveçli yönetmen Roy Andersson’un “A Pigeon Sat On A Branch Reflecting On Existence” isimli filmine verildi. 71. Venedik Film Festivali dün akşam düzenlenen ödül töreniyle son erdi. Alexandre Desplat’ın başkanlığını yaptığı festival jürisi, yönetmen Kaan Müjdeci’nin Aslan adlı 11 yaşındaki çocukla Sivas isimli Kangal köpeğinin bozkırda geçen dostluk hikâyesini anlattığı “Sivas” filmini Jüri Özel Ödülü’ne layık gördü. İlk uzun metrajlı filmi “Sivas” ile Venedik Film Festivali’nde ödül kazanan Müjdeci, ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, “Bizim oyuncularımızdan Şahin’in babası vefat etti. Ozan Çelik’in babasına armağan ediyorum. Ayrıca değerli jüriye çok teşekkür ediyorum. Beni destekleyen Angela ve Alberto’ya ve film ekibime teşekkür ediyorum” dedi. Festivalin büyük ödülü olan Altın Aslan ise İsveçli yönetmen Roy Andersson’un komedidram türündeki “A Pigeon Sat On A Branch Reflecting On Existence” isimli filmine layık görüldü. Ödülünü Venedik Kaan Müjdeci ilk uzun metrajlı filmiyle büyük başarıya imza attı. Roy Andersson Andrei Konchalovksy Alba Rohrwacher Otizm ve Müzik      “Sayın Zeynep Oral; Cumhuriyet gazetesinde ‘Müzikle Değişen Yaşamlar’ başlıklı yazınızı okudum. Başlık çok dikkatimi çekmişti çünkü benim oğlumun hayatı da müzikle değişti, aynen sizin yazdığınız gibi… Ama bir farkla; benim oğlum otizmli…” Filiz Serin’in mektubu böyle başlıyordu… Kendisini aradım, konuştuk. Evet mektubunu ve serüvenini sizlerle paylaşabilirdim. Belki başka ailelere de yol gösterebilir, yardımcı olabilirdi. Sonra internette araştırdım ve gördüklerim, dinlediklerim beni büyüledi. (Evet, müzik eğitimi, müzik yapmak, çalgı çalmak otizmi geriletebiliyordu. Evet yaşamı değiştirebiliyordu.) Ama ben en çok Serin ailesinin çabasına ve Caner Serin’in değişen yaşamına hayran oldum. Filiz Serin, Caner Serin’in annesi. Öğretmen anne, doktor babanın tek çocuğuydu Caner. Caner iki yaşındayken, çağrılınca yanıt vermemeye başladı, çevresiyle ilişkisini kesti. Hacettepe Üniversitesi’nde ona otizm tanımı kondu. Tam da “Rain Man” (Yağmur Adam) filminin vizyona girdiği dönemdi. Türkiye’deki birçok insan otizm gerçeğini bu filmle öğrenmişti. O andan başlayarak ailenin yaşamı değişecekti. O andan başlayarak ilacı olmayan bu hastalığın tek “çaresi” olan sevgi, eğitim ve sabır yaşamlarına egemen olacaktı. Yine o dönemde, tek ya da iki kanallı televizyonda her pazar, klasik müzik konserleri yayınlanıyordu. Sevgili Hikmet Şimşek’in açıklamalarıyla yayınlanan konserler. Caner’in o saatlerde büyülenmiş gibi televizyona yapışması annenin gözünden kaçmadı, oğlunu klasik müziğe yönlendirdi. Müzikle ilgilenmek, müzikle iç içe yaşamak, Caner Serin’in yaşamında önemli bir fark yaratacaktı. Caner, Gaziantep Üniversitesi Türk Müzikisi Devlet Konservatuvarı Öğretim Görevlisi Hamdi Hikmet Geçin’den piyano dersleri almaya başladı. Haftanın 6 günü birer saat ders alıyordu. Birçok çocuğun piyanoda gösteremediği başarıyı bu derslerde göstermeye başladı ve hızla ilerledi. Bugün Caner Serin 27 yaşında. Piyano dersleri on yıldır sürüyor. İlk konserini 2010 yılında, ailece yaşadıkları Gaziantep’te Ömer Ersoy Kültür Merkezi’nde verdi. Siz ailenin ve Caner’in heyecanını görmeliydiniz! Ama artık o kritik eşik aşılmıştı. Ondan sonra konserler birbirini izledi. ÇYDD’nin Gaziantep’teki kuruluş yıldönümünde yine sahnedeydi. Sonra Almanya’dan iki kez çağrı aldı ve orada konser verdi. Caner Serin bugün (7 Eylül) İstanbul Büyükada’da Anadolu Kulübü’nde konser veriyor. Saat 18.30’da… Yolu Büyükada’ya düşenler ve Büyükada sakinleri davetlidir… Bu onun altıncı konseri olacak. Hiç kuşkum yok şu anda hem Caner hem ailesi yine heyecan içindedir… Ama mutlu ve sevinçli bir heyecan… Filiz Serin mektubunun bir yerinde şöyle diyordu: “Hep düşünürüm, sadece sağlıklı çocuklara değil, engelli ya da farklı bireylere de müzik ya da sanatta fırsat tanıyor muyuz diye… Ama emek verince bir şeyler ya da çok şeyler oluyor işte…”  Umarım sizin çabanız yol gösterici olur, sizin dileğiniz daha geniş kitlelere ulaşır… DÜZELTME Sevgili Okurlar, bir süre önce Fazıl Hüznü Dağlarca’nın benim için yazdığı “Sarı Ağıt” şiirini sizlerle paylaşmıştım. Oradaki bir yanlışı düzeltmek istiyorum: “Çok büyük bir anlam vardır / Dudaklarımızla ellerimiz arasında” dizelerinde “anlam” sözcüğü; bir harf yanlışlığına kurban gitmiş “ablam” diye çıkmış. Şiiri yazarken Dağlarca’nın yanında olan Ruhan Ertop’a uyarısı için teşekkür ediyor; 05.09.2014 12:38 okurlardan ve şairden özür diliyorum. Bienali Başkanı Paolo Baratta’nın elinden alan Andersson, sinema kariyerinde İtalyan filmlerinden etkilendiğini belirterek “Venedik Film Festivali’nde bu ödülü almak benim için büyük bir onur” dedi. En iyi yönetmene verilen Gümüş Aslan Ödülü ise “The Postman’s Whi te Nights” adlı filmiyle Rus yönetmeni Andrei Konchalovksy’ye gitti. Danimarka’da yaşayan Amerikalı yönetmen Joshua Oppenheimer’ın filmi “The Look of Silence” ise Jüri Büyük Ödülü’ne değer görüldü. Saverio Costanzo’nun yönettiği “Hungry Hearts” adlı filminin baş rol oyuncularından Alba Rohrwacher En İyi Kadın Oyuncu, Adam Driver ise En İyi İrkek Oyuncu Ödülü’nü kazandı. İranlı Rakhshan BaniEtemad, “Tales” adlı filmiyle En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandı. En İyi Kısa Film Ödülü ise yönetmen Sidi Saleh’in “Maryam” adlı filmine gitti. SİVAS’IN KÜÇÜK OYUNCUSU VENEDİK’TEN ÖDÜLLE DÖNÜYOR l Türkiye kıyılarındaki yazlık ortamına dair bir sergi Doğan İzci’ye ‘Altın Yılanbalığı’ Kültür Servisi Kaan Müjdeci’nin 71. Venedik Film Festivali’nde yarışan “Sivas” adlı filminin küçük başrol oyuncusu Doğan İzci, bağımsız sinema eleştirmenlerince verilen Bisato d’Doro (Altın Yılanbalığı) ödüllerinde En İyi Erkek Oyuncu seçildi. Dünya prömiyerini yaptığı festivalde olumlu yorumlar alan “Sivas”ta başrolü üstlenen Doğan İzci, farklı ülkelerden 15 sinema eleştirmeninden oluşan ve başkanlığını Josef Schnelle’nin yaptığı jüri tarafından ödüle değer görüldü. “Bisato” Venedik lehçesinde “yılanbalığı” anlamına geliyor ve ödüller her yıl, insana ilişkin sorunlara eğilen çalışmalara veriliyor. 5 Eylül Cuma akşamı Lido di Venezia’da düzenlenen törene Türkiye’ye döndüğü için katılamayan Doğan İzci’nin ödülünü Kaan Müjdeci teslim aldı. Ödülün İzci’ye verilmesiyle ilgili açıklamada, performansının yoğunluğunun, soğukkanlılığının ve doğallığının, duygu aktarım gücünün profesyonel düzeyde olduğu belirtildi. “Sivas” filminde, 11 yaşındaki Aslan (Doğan İzci) adlı bir çocuk ile Sivas isimli bir dövüş köpeğinin bozkırda geçen öyküsü anlatılıyor. ‘Şehirlinin Kolonisi’ Kültür Servisi Müstakil evlerden sitelere, Türkiye kıyılarındaki yazlık ortamına dair detaylı araştırma sunan “YAZLIK: Şehirlinin Kolonisi Sergisi” SALT Beyoğlu’nda açıldı. “YAZLIK: Şehirlinin Kolonisi” projesi kapsamında mimari, hukuki ve edebi kaynaklar temelinde yürütülen araştırmalar, yazılı belge, çizim, fotoğraf, film, maket ve mobilyadan oluşan çeşitli malzemeyle sergiye aktarıldı. SALT Araştırma başta olmak üzere çok sayıda kurum arşivinden derlenen içerik, aile arşivlerinden seçkiler, güncel saha araştırmaları ve sanatçı işleriyle desteklendi. Sergide sunulan konular, “Kıyı”, “Ev” ve “Hafif” başlıklı konuşma programları ile SALT Yorumlama’nın hazırladığı atölyelerde detaylı olarak ele alınacak. YAZLIK: Şehirlinin Kolonisi sergisinin paralel programı olan “Ev Konuşmaları”nda sanatçı, mimar ve araştırmacılar Türkiye’deki yazlık evlere dair yakın dönem çalışmalarını aktaracaklar. “Ev Konuşmaları” programında, bu alanda çalışmalarda bulunan sanatçı, mimar ve araştırmacıların anlatımları doğrultusunda yazlık evlerin yapımı ve kullanımına ilişkin deneyim ve tespitler paylaşılacak. Sergi 5 Eylül16 Kasım 2014 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. hayat bilgisibaski16,5x14,2 cm.con.pdf Türk sinemasının 100. yılında büyük bir yetenek keşfedildiği de vurgulandı. TÜRKİYE VE YUNANİSTAN KÜLTÜRLERİ ARASINDAKİ BENZERLİKLER PROJESİ ‘Ortak Geçmişin Fısıltıları’ Kültür Servisi Türkiye ve Yunanistan kültürleri arasındaki benzerliklerin izini süren “Ortak Geçmişin Fısıltıları” projesi kapsamında hazırlanan belgesel film, Atina’da gösterilecek. TANDEM Kültür Yöneticileri Değişim Türkiye Avrupa Birliği programında desteklenen 15 projeden biri olan “Ortak Geçmişin Fısıltıları”, yüzyıllar boyunca ortak yaşam süren Türkiye ve Yunanistan kültürlerinin benzer noktalarına odaklanıyor. Selçuk Efes Kent Belleği Merkezi’nde bulunan ve 1923 Lozan Antlaşması gereğince Yunanistan ve Türkiye arasında yapılan nüfus mübadelesine ilişkin doküman, fotoğraf ve sözlü tarih belgelerinden oluşan arşiv, bu projeyle tekrar gündeme geliyor. Proje kapsamında, Türkiye’de ve Yunanistan’da yaşayan birinci ve ikinci kuşak mübadillerle gerçekleştirilen röportajlara yer veren belgesel film, yeni nesillere iki kültür arasındaki ortak değerleri aktarmayı ve mevcut arşivlerin genişletilmesini amaçlıyor. Kent Üniversitesi ile Atina Ekonomi ve İşletme Üniversitesi’nden Maro Magoula, somut olmayan kültürel mirasın içeriği ve koruma şekilleri konularını katılımcılara aktaracak. Ardından, Almanya Brandenburg Teknik Üniversitesi’nden Katherine Burlingame, “1923 YunanistanTürkiye Zorunlu Nüfus Mübadelesi Lozan Mübadillerinin Somut Olmayan Miras Analizi” başlıklı bir sunum gerçekleştirilecek. Programın son bölümünde ise birinci ve ikinci kuşak mübadillerle gerçekleştirilen röportajlardan oluşan 22 dakikalık belgesel film katılımcılarla paylaşılacak. C M 1 Pelin’in biricik sevgilisi Güven’i, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin unutulmaz hocası, Büyükada kahvelerinin vazgeçilmez tavlacısı, güzel bakışlı dostumuz, unutulmaz öğretmen, yazar, çevirmen ve düşünür, Bir Cumhuriyet aydını, Berlistanbul Festivali’nde ‘Sivil İtaatsizlikler’ Y CM GÜVEN SAVAŞ KIZILTAN’ı 6 Eylül 2014 Cumartesi günü kaybettik. Cenazesi 7 Eylül 2014 Pazar (bugün) ikindi namazından sonra Büyükada Hamidiye Camisi’nden kaldırılacaktır. Pelin Alioğlu ve kendisini çok seven, hiç unutmayacak dostları... Kültür Servisi Geçen mart ayı içerisinde dünyadaki sivil itaatsizlik eylemlerini yorumlamak ve sorgulamak üzere Ankara’da gerçekleştirilen “Resisting the news!”te (VideoEylem Atölyesi) üretilen videolar, Berlin’in önemli alternatif kültür ve müzik festivallerinden Berlistanbul kapsamında gösterilecek. Videolar “Sivil itaatsizlik” teması altında, farklı amaçlarla çekilmiş farklı formattaki görüntülerin özgün bir şekilde kurgulanarak bir araya getirilmesiyle oluşturulan videolar, ana akım medyada kendine yer bulamamış eylemlerin kayıtlarından oluşuyor. Videoeylem ya da video aktivizm olarak adlandırılan çalışmalar, dünyada belgelenmiş sivil itaatsizlik eylemlerini alternatif bir medya olarak sunuyor. Videolarda Almanya’daki mültecilerin protesto görüntüleri, Gezi Parkı Direnişi hikâyeleri, Frankfurt’taki Blockupy protestoları gibi dünyanın farklı bölgelerindeki eylemler konu alınıyor. MY CY CMY K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle