03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EYLÜL 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA CHP KURULTAYI 7 İnce, Kılıçdaroğlu’nu sert eleştirdi başarısızlık, öngörüsüzlük ve tek adamlaşmakla suçladı: Bir cahile seçim üstüne seçim kazandırıyoruz SİNAN TARTANOĞLU Delege Bu Kez ‘Uyararak’ Seçti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisinden sonra AKP’nin liderliğini, hükümetin başbakanını ve kabine üyelerini tek başına belirlediği, sözünün emir kabul edildiği şu günlerde CHP, ‘demokrasi’ örneği bir kurultay tablosu ile çıktı karşımıza. İki genel başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce kürsüden birbirlerini en ağır sözlerle eleştirmekten kaçınmazken, diğer yandan eşleriyle birlikte yan yana oturdular, birbirlerini ayakta karşılayıp medenice tebrik ettiler, başarılar dilediler. Seçim bitince de kazanan, kaybedeni yanına çağırarak kurultayı birlikte selamladı.   Kurultay salonundan birlikte çıktığımız eski genel başkanlardan Altan Öymen de bu tablodan etkilenmiş: “Demokrasi açısından çok güzel, çok örnek bir tablo vardı karşımızda. Biz geçmişte neler gördük neler. ‘Jandarmalı kurultay’ bile yaptı bu parti. Keşke başta iktidar partisi olmak üzere diğer partiler de böyle demokratik rekabet içinde kongrelerini yapabilseler.”  Benzer sözleri Kılıçdaroğlu ve İnce’nin ortak mutabakatıyla Divan Başkanı seçilen Grup Başkanvekili Engin Altay’dan da işittik. O da “CHP’nin özgürlüğün ve demokrasinin güvencesi olduğunu gösteren çok örnek bir kurultaya imza attık” dedi.  Diğer notlara gelince... İnce, çok tanıdık dizelerle başladı konuşmasına. Ahmet Arif’in ‘Adiloş Bebe’si. Sonradan hatırladık. Bu sözleri 4 yıl önce Kemal Kılıçdaroğlu’ndan dinledik. Deniz Baykal’ın istifasından sonra genel başkanlık koltuğuna oturduğu Mayıs 2010’da yapılan kurultayda. Kılıçdaroğlu ilk liderlik testine iktidar için “Bunlar, aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır, bunları tanı tanı da büyü Adiloş bebe...” diyerek çıkmıştı.  İnce, zaten iyi bir hatip. Hazırlığını da iyi yapınca salonu etkileyen bir konuşma çıktı ortaya. İnce bir de taktik belirlemişti. Rakibi Kılıçdaroğlu’nu, CHP tabanının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a olan tepkisi üzerinden vurmayı denedi. Her Erdoğan eleştirisini, seçimleri kaybederek ona Cumhurbaşkanlığı’nı ‘hediye edenin’ Kılıçdaroğlu olduğu savını anımsatarak bitirdi. Tabandaki Erdoğan öfkesini Kılıçdaroğlu’na yansıtmayı denedi, başarılı da oldu. İddialı konuştu, somut hedef koydu, ‘Başbakan olmak istiyorum’ dedi. ‘İki seçim kaybeden genel başkan gitsin’ dedi   Kılıçdaroğlu’na karşı, ‘sağa açılma’, ‘tek adam’ eleştirilerini dün de yineleyen İnce, zaman zaman eleştirilerinin ‘haksız’ noktaya ulaştığını düşünen salondan tepki de almadı değil. Ancak bu tepkileri de samimi biçimde ‘Siz benim kardeşimsiniz’ diyerek göğüslemesini bildi.  ‘Ulusalcıların adayı’ dense de Muharrem İnce’nin konuşmasının sürprizi bize göre Kürt sorununa ilişkin yaklaşımındaydı. Çok ayrııntya girmedi ama ‘Kürt sorunun sol birikimle çözeceğiz. Evde konuşulan dili, resmi dili ve uluslararası dili öğreteceğiz” dedi. ‘Sağa açılmayı’ eleştirse de, partideki merkez sağdan gelen isimlere sıcak mesaj vermeyi, Kılıçdaroğlu’na destek verdiği bilinen Alevi kesimlere, sorunlarının farkında olduğunu vurgulamayı ihmal etmedi. Kadınların, gençlerin, devlette iş bekleyen parti kadrolarının, parti yönetimini küstürdüğü tüm kesimlerin tek tek gönüllerine hitap etmeyi bildi. İnce’nin ‘sağa açıldı’ eleştirileriyle dolu konuşması, ‘sakin güç’ olarak bilinen Kılıçdaroğlu’nun kimyasını bozduğunu gözlemledik. O alıştığımız sakin, güler yüzlü üslubun dışına çıkarak, salonu, delegeleri bile selamlamadan doğrudan yanıt vermeye girişti. Bu yanıtlar ile asıl üzerinde konuşmayı planladığı ekonomi, işsizlik, demokrasi, özgürlükler ve Kürt sorunu gibi başlıklar arasındaki geçişlerde yaşanan düzensizlik herkesin dikkatini çekti. ANKARA CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, rakibi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu, “partiyi sağa çekmek”, cumhurbaşkanlığını başarısız politikalarıyla Recep Tayyip Erdoğan’a “armağan etmek”, “parti içi demokrasi” diye işbaşına gelip “tek adamlığa gitmekle” suçladı. İnce, “Bir cahile seçim üstüne seçim kaybediyoruz, ben bunları hazmedemiyorum, ben bunları yenmek istiyorum. Sürekli seçim kazanan bir yalancıyı kabullenemediğim için buradayım” dedi. İnce’nin, Kürt sorunu ile ilgili olarak da “evde konuştukları dili, resmi dili, bir de uluslararası dili öğreteceğiz” demesi dikkat çekti. CHP’nin 18. olağanüstü kurultayında 177 delegenin imzasıyla aday olan İnce, zaman zaman Kılıçdaroğlu destekçileri tarafından ıslıklar ve yuhalamayla kesilen ve “Kör olasın demiyorum kör olma da gör beni” sözleri ile başladığı konuşmasında şu noktalara dikkat çekti: Yüce Divan için buradayım: Berkin’in anasını meydanlarda yuhalatan adamı oradan indirmek için buradayım. Şehit çocuğumuzun cemevindeki cenazesine katılmayandan hesap sormak için buradayım. Evlatlarımızın sokaklarda sopalarla öldürülmemesi için buradayım. Öz gürlük diyenleri gazlatmamak için buradayım. Atatürk’e, İsmet İnönü’ye iki ayyaş dedirtmemek için buradayım. 12 yaşındaki çocuklarımızın bombalanmaması için buradayım. IŞİD gibi kafa kesen terör örgütlerini komşumuz yaptırmamak için buradayım. Evindeki paraları sıfırlayan, yolsuzluğunu kapatmak için yargıyı kendisine bağlayan Cumhurbaşkanı’nı Yüce Divan’a göndermek için buradayım. Sağ aday saygısızlıktır: CHP’de sağa açılmayı, sola açılmayı tartışmalıyız. Biz program partisiyiz. Programı kabul eden partimizin neferi olabilir geçmişte nerede siyaset yaparsa yapsın. “Muhafazakâr oydan sağdan bir aday bulalım oylar çantada keklik olsun bize gelsin” mantığı seçmene saygısızlıktır. Bizim sorunumuz bu değerleri benimsememiş, kendi siyasi kulvarında başarısız olmuş, kendi partisini batırmış, kendisi bitmiş insanları, CHP’nin kurtarıcı gibi görmesidir. Bu düşüncenin özgü veni yoktur. Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı’nı hediye etti: Kılıçdaroğlu’nu kişi olarak severim, namuslu bir adam olduğundan hiç şüphem yok, uyguladığı yanlış politikalarla Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı’nı hediye etmiştir. Sokak Kılıçdaroğlu demiyor: 2015 seçimleri köprüden önceki son çıkıştır. CHP 24 bandında oy alırsa Recep Tayyip 367’yi bulacak, CHP’ye kimin genel başkan olacağının hiçbir anlamı olmayacak. Kılıçdaroğlu’na imza veren kardeşlerimin vicdanına soruyorum. Sokakta “Kılıçdaroğlu başbakan olacak” diyorlarsa size, de vam edin, demiyorsa bir umudun yanına gelin. Halkın umudu Kılıçdaroğlu ise ben de sevinirim sizin kadar ama sokak öyle demiyor. Evde konuştukları dili öğreteceğiz: 2023’e Türkiye’yi biz hazırlayacağız. Kürt sorununu, Alevilerin sorununu sol birikimle çözeceğiz, meydanlarda soy sop mezhep tartışmasını yapan bir gericinin dümeninde bu sorunlar çözülmez. 76 milyona beraber mi yaşayacağız diye soracağız. Evde konuştukları dili, resmi dili ve uluslararası bir dili öğreteceğiz. Aleviliğin tanımını devlet yapamayacak, sadece saygı duyacak ve haklarını koruyacak. Çalışkan olacağız, anlamlı oy kaybı değil CHP’nin iktidarını vaat ediyorum. Bu yolculuk başbakanlıkla bitecek. Aynı şiirle başladı  YAVAŞ’TAN İNCE’YE YANIT CHP genel başkan adayı Muharrem İnce’nin kurultay konuşmasında partinin “sağa kaydığı” yönündeki eleştirilerine isim vermeden örnek olarak gösterdiği CHP’den Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı olarak yarışan Mansur Yavaş, “Twitter” üzerinden yanıt verdi. Yavaş, “sağ görüşlü birkaç kişinin milletvekili adayı olmasının CHP’yi sağa kaydırmayacağını, sağdan da oy getirmeyeceğini” belirtti. Yavaş, “Ankara’da gerek genel gerek yerel seçim sonuçları ile son yerel seçimde alınan oy sayı ve oranlarına lütfen bakınız. Sağcılara bu kadar nefret kusarak sağcılardan oy istemek??? Lütfen kendinize gelin ve artık ayılın.” Rakipten ‘İnce’ taktik  91 yıldır süren arayış Simgeli, sembollü, ‘sol’ kavgası TÜREY KÖSE ANKARA CHP dünküyle birlikte tarihinde 52. kez kurultayına erişirken kurultay salonunda dün simgeler, semboller, metaforlar, mesajlar üzerinden bir “solculuk” yarışı vardı. Kurultayın toplandığı ATO Congresium’da Bakırköy Belediye Orkestrası’nın 2. Dünya Savaşı’nda İtalyan partizanların söylediği ve Türkçede “Çav Bella” olarak bilinen Bella Ciao ile arkasından çaldığı 10. Yıl Marşı partideki farklı çizgilerin simgeleriydi biraz. Deniz Gezmiş posterleri, Gezi Direnişi’yle ilgili kısa film, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları, Gezi’de yaşamını yitirenlerin ailelerinin salonda olması, pankartlarda artık “Uludere” yerine “Roboski” denmesi gözlerden kaçmadı. Sonra; Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına “yoldaşlarım” diye başlaması, “Ben, Dersimli Kemal’im” vurgusu, Muharrem İnce’nin okuduğu Hasan Hüseyin, Ahmed Arif, Nâzım Hikmet dizeleri de delegeye solculuk mesajlarıydı. Kılıçdaroğlu’nun sağa kayma eleştirilerine yanıt verirken önce “Deniz Gezmiş’in mezarını kim ziyaret etti” diye sorması gerçi arkasından dengeci bir yaklaşımla Menderes’in, Bayar’ın mezarını da ziyaret ettiğini ekledi ama “solculuk” yarışını ortaya koyuyordu. Kurultayda ön planda yönetim kavgası vardı. Arka planda da ideolojik atışma, tartışma, kavga. Muharrem İnce delegeyi coşturan, şiirli, Karadeniz şivesi taklitli bir konuşma yaptı. Ama konuşmasında Kürt sorunu başta olmak üzere ülkenin temel sorunlarıyla ilgili yeni bir bakış açısı, “açılım” yoktu. Kılıçdaroğlu önce savunmadaydı. “Güçlü liderlik” mesajı verdiği konuşmasında partinin bundan sonraki çizgisinde değişim, yenileşme anlamına gelebilecek önemli bir “açılım” yoktu. Dünkü 18. “olağanüstü” ile kurultay sayısı 52 oldu. Bu kurultaylardan bazılarında “6 ok”tan, “ortanın solu”na partinin programıyla ilgili önemli kararlar alınmış. Belki de, CHP’nin bir zamanlar yaptığı gibi 19 gün süren kurultayları var günlerce sürecek bir kurultay toplayıp çizgisini, programını netleştirmesi zamanı çoktan geldi, geçiyor. 1950’lerde kendini “DP’nin solunda”, 1960’larda “TİP’in sağında, ortanın solunda” , 70’lerde “demokratik sol” diye tanımlayan CHP, 21. yüzyılda “hangi sol” sorusuna daha net bir yanıt vermeli. Birlik ve kardeşlik teması SİNAN TARTANOĞLU ANKARA CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçildikten sonra ilk kez “genel başkanlık yarışına” girdiği, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin de ilk kez aday olduğu CHP’nin 18. Olağanüstü Kurultayı’nda, kurultayın ana temasını oluşturan “birlik, kardeşlik” görüntüleri yaşandı. Kurultaydan bazı önemli notlar şöyle: 4CHP’nin “birlik ve kardeşlik” ana temasıyla gerçekleştirilen kurultayının yapıldığı ATO KOngre Salonuna buna uygun olarak düzenlendi. Kongre Salonu’nun girişine dev “CHP’de birlik, Türkiye’de kardeşlik” pankartı asıldı. 4 Salona ilk gelen Muharrem İnce oldu. Eşi Ülkü İnce ile birlikte salona girişinde bir grup partili “Bence Muharrem İnce” sloganı attı. İnce, iki katlı ve merdivenle çıkılan kurultay salonu seçimini de “Yürüyen merdivenlerle kurultaya gitmek herhalde dünya siyaset tarihinin bir ilki” eleştirisini yöneltti. Yaklaşık 10 dakika sonra salona eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile kurultay salonuna giren Kılıçdaroğlu ise “Başbakan Kılıçdaroğlu” sloganları ve alkışlarla karşılanırken, “Atatürk bir, İnönü iki, Eccevit üç, seninyeliz sakin güç” anonsu yapıldı. 4Kurultayı, eski Genel Başkanlardan CHP Kurultayı’nda hem Kılıçdaroğlu hem de İnce, farklı kesimlere verdikleri mesajlarda parti tabanını genişletmeyi amaçladı. Özgürlük vurgusunun yapıldığı kurultayda kadınlar ön plandaydı. Muhalefetten gelen sürpriz Kılıçdaroğlu’nun dengesini bozdu Kılıçdaroğlu’na rakı tepkisi Kılıçdaroğlu’nun kurultayındaki konuşmasında, “CHP elitist bir parti diyorlar. Elitlere saygım var, aydındır. Ama bir elitistler var. Rakı sofralarında Türkiye’yi kurtarırlar. Bunlardan partiyi temizleyeceğim” sözlerine sosyal medyadan tepki geldi. Sosyal medya ağı “Twitter”da tartışılan sözlere yönelik CHP Milletvekili Hüseyin Aygün “Bu akşam Kurultay’a içeceğim:))” mesajını attı. Kılıçdaroğlu’nun sözlerine yönelik bazı mesajlar şöyle: “Sevinç Eratalay @EratalaySevinc: Gelen vuruyor giden vuruyor çapulcusu Beyoğlu solcusu, rakı masasında ülke kuran solcusu.. Ülkenin solcuya vuranı pek çok. Hilmi Hacaloğlu @hilmihacaloglu: Yahu rakının, rakı sofrasının ne suçu var? Hem Gazi’nin de sofraları meşhurdur.” Altan Öymen, PM Üyesi de olan Murat Karayalçın, Kılıçdaroğlu ve İnce’nin oturduğu protokol sıralarından izledi. Eski Genel Başkan Deniz Baykal ise adaylarından sonra salona geldi. Kılıçdaroğlu ile tokalaşan Baykal, İnce ile ise öpüştü. Adı Genel Başkan adayları arasında geçen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise kurultay başladıktan sonra salona geldi. 4 İnce ve Kılıçdaroğlu’na destek verenlerin ortak önergesiyle Divan Başkanlığı’na seçilen Engin Altay, 18. Olağanüstü Kurultayın “Roboski, Madımak ve Gezi’ye vefa kurultayı” olduğuna dikkat çekti. Kurultayda Gezi protestoları ile ilgili belgesel gösterildi. 4Kılıçdaroğlu’nun davetiyle partiye katılan ve PM’ye girmesi beklenen Mehmet Bekaroğlu da kurultayda hazır bulundu. Bekaroğlu, parti içinden kendisiyle ilgili CHP’nin “sağcılaştığı” eleştirilerine “Bana sağcı diyenin alnını karışlarım” yanıtını verdi. “CHP bana benzedi de onun için geldim demiyorum” diyen Bekaroğlu, CHP’de kendisini ifade edeceğini ve değişik konularla ilgili proje üretmesine katkı sağlayacağını söyledi. İnce’nin konuşmasında, partiye sonradan katılanlara yönelik bazı eleştirileri olduğunun sorulması üzerine Bekaroğlu, “Benimle ilgili bir eleştirisi olduğunu sanmıyorum. İnce’nin konuşmasında öyle bir şey anlamadım” yanıtını verdi. CHP’nin hem tarihiyle hem de kendi genel başkanlığı döneminde kullandığı ekonomik ve sosyal söylemlerle ‘sağa’ yönelmediğini, ‘sağcı’ olmadığını örnekleriyle anlattı. ‘Tek adam’ eleştirisine, ‘Tüzüğü değiştirmesem karşımda aday çıkamazdı’ diye ironik bir yanıt verdi. Hem ‘Atatürkçülük’ hem de ‘solculuk’ konusunda özgürlükçü tarifler getirdi. Partinin istenen başarıyı sağlayamamasını kadroların projeleri halka anlatırken ‘birlik’ ve ‘bütünlük’ havası verememesine bağladı ve bunun sorumluları hakkında bundan sonra parti içi disiplini işleteceğini çok net ifade etti. Atatürkçülük için yeni tarif ANKARA Deniz Baykal’ın Büyük Anadolu’da jandarma barikatı arkasında yaptığı kurultayı izlemedim. İzlediğim kurultaylar içinde en dar kapsamlı kurultay buydu. Salona sadece delegelerin ve basının alındığı, konukların bile sadece fuayeye kadar girebildiği bu kurultayın havası da heyecanı da eski kurultayların epey uzağındaydı. Salon büyük de olsa küçük de olsa CHP kurultaylarında değişmeyen tek görüntü, düzensizlik, başıboşluk ve kural tanımazlık. Ne salona giriş çıkışlarda ne herkesin yer numarasına göre oturma düzenine tabii ki uyulmadı. Kurultaydan önce en ön sırada Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında diğer aday Muharrem İnce, eski genel başkanlar ve eski genel sekreterler oturacaktı. Deniz Baykal ve Önder Sav salonda olma Kılıçdaroğlu ve İnce’ye alkış sına karşın kendilerine ayrılan ön sıradaki yerlerine oturmadılar. Kurultayda Divan Başkanı olarak TBMM Grup Başkanvekili Sinop Milletvekili Engin Altay’ın seçilmesi TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e İçtüzük kitapçığı fırlatması nedeniyle ona karşı sert tepki gösteren AKP’lilere karşı bir sahiplenme duygusu olarak algılandı. CHP kurultaylarında 70’li yıllarda en çok alkışı konuklar arasındaki FKÖ temsilcileri alırdı. 80 ve 90’lı yıllarda ise Küba Komünist Partisi temsilcileri. Bu kurultayın ayakta alkışlanan konukları da Gezi, Roboski ve Soma şehitlerinin yakınları oldu. Kılıçdaroğlu genel başkanlığında yapılan bütün kurultaylarda Genel Başkan Kılıçdaroğlu konuşmasında birçok şiire yer verirdi. Muharrem İnce bu kez rol çaldı ve konuşmasına Ha l CHP KURULTAYI’NDAN İZLENİMLER lu, konuşmasında ağırlıklı olarak “parti sağa kaydı” suçlamasına yanıt verdi. Kılıçdaroğlu partinin söylemlerini ve politikalarını eleştirenlere bundan böyle müsaade edilmeyeceğini ve çalışmayıp rakı sofrasında politika yapanlarla yollarını ayıracaklarını söyledi. Birinci sınıfa girenler neyse de ikinci sınıfa girenler bir hayli üzüldü. “Rakı da içeriz parti için sabaha kadar da çalışırız” diye söylene söylene salondan çıkan delegeler öğlen rakısı içmek için etraftaki lokantalara dağıldı. Bu Kurultay’da hem Kılıçdaroğlu hem de İnce medeni bir görüntü çizdi. Genel Başkanlığı yeniden kazandıktan sonra kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, İnce’yi de kürsüye çağırarak kucakladı ve ona söz verdi. Her ikisi de ayakta alkışlandı. İnce, İstanbul delegeleri için kurulan sandıktan büyük sürpriz göstererek 57 oy alırken Kılıçdaroğlu 96 oy aldı. Bu da önemli bir not olarak kayda geçti. Ankara sandıklarından ise İnce galip çıktı: 2422. san Hüseyin’in bir şiiriyle başladı. Araya bir Ahmed Arif, bir Nâzım şiiri sıkıştırdı, finali ise Pir Sultan Abdal’ın en bilinen şiiriyle yaptı. Bu kadar şiirden sonra Kılıçdaroğlu, artık konuşmasında şiire yer vermedi. Muharrem İnce’nin konuşmasının özü partinin sağa kayması ve tabana umut vermemesi üzerine kurulmuştu. Muharrem İnce konuşurken salonda alkışlayanların sayısı çoğalınca bir süre sonra karşı sloganlarla konuşması sık sık kesildi. Her konuşmaya hamle ettiğinde “Başbakan Kılıçdaroğlu” sloganları nedeniyle susmak zorunda kaldı. İnce, sloganlar kesilmeyince ön sırada oturan Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’ye dönerek “Battal Bey yukarıya doldurduğunuz arkadaşlarınız yoruldu, söyle de gidip dinlensinler” diye laf attı. İnce’den sonra kürsüye çıkan Genel Başkan Kılıçdaroğ Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının bize göre temel eksiği ‘iktidar’ eleştirisiydi. Erdoğan ve Davutoğlu hiç yoktu o konuşmada. Kürt sorunu konusunda CHP’nin rotasını en net biçimde tayin ederken, bir de somut açılım yaparak Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Sözleşmesi’nin uygulamaya geçirilmesinden yana olduklarını açıkladı. Ya strateji gereği ya da karşısına rakip çıktığı için, Kılıçdaroğlu’nu ilk kez kendi kimliğini ve geçmiş başarılarını partililerine ve Türkiye’ye anlatırken dinledik. ‘Dersimli Kemal’ dedi, ‘Hesap bilirim’ dedi. İşte bu anlattığımız hava içinde delegeler sandığa gitti. Kılıçdaroğlu’nu bir kez daha Genel Başkan seçtiler. Ama çok ciddi bir uyarı yaparak seçtiler. Yaklaşık bin oyla aday gösterilen CHP lideri 740 oy alırken, 177 oyla aday ögsterilen rakibi psikolojik sınır olarak tabir edilen 400’ü aştı. Küskün belediye başkan adayları ve belediye meclis üyesi adayları. Değiştirilen il yönetimleri. Kırgın milletvekilleri. 30 Mart’a kızanlar. Ekmel Bey’e kızanlar...Kısacası Kılıçdaroğlu ile hesabı olan herkes İnce’nin arkasında toplandı. Bugün Parti Meclisi seçiminde çekişme daha da kızışacak. Kılıçdaroğlu beraber çalışmak istediği listeyi geçirememe riski ile karşı karşıya. Muharrem İnce ve arkasında toplanan küskün ve kızgın muhalefet, 2015 seçimlerine giderken nefesini Kılıçdaroğlu’nun ensesinde hissettirdi bir kere... eksiği: İktidar eleştirisi  Konuşmanın İnce bu oya nasıl ulaştı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle