02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EYLÜL 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 DEİK’e Gece Operasyonu ve Tehlike Çanları “Tehlike çanları çalıyor” deyimi kötü bir durumun ortaya çıkacağının belli olmaya başladığı durumlarda kullanılır. Ne yazık ki, ekonomi ve piyasalarda yaşanan gelişmeler tam da bu deyimi doğrular nitelikte. Özellikle bir gece yarısı operasyonuyla TOBB’nin bünyesindeyken son “torba yasa”yla kamulaştırılan ve mal varlığı yeni Kurul’a devredilen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) başına gelenler çok çarpıcı. Çünkü DEİK öyle sıradan bir kurul değil. İlişki anlamında Türk özel sektörünün dış ekonomik bağlantılarını yürütme görevini üstlenmiş, 750 üye şirketi, 42 kurucu kuruluşu, 115 İş Konseyi, 148 Ticaret ve/veya Sanayi Oda ve Borsa Oda Temsilciliği, 3 Yurtdışı Temsilciliği bulunan bir yapı. Reorganizasyon gibi sunup, bu yapıyı kamulaştırıp, TOBB, TÜSİAD, TİM, MÜSİAD gibi kuruluşların ve odalar ile ihracatçı birliklerinin yıllık gelirlerinin bir bölümünün, yönetmelikle yeni DEİK’e aktararak “mali yükümlülükler” getirilmesi, olayın bir başka ciddi boyutunu gözler önüne seriyor. Ayrıca bu öyle bir boyut ki, söz konusu işlem artık sadece bir “yönetmelikle” yapılıyor ve yönetmelik adeta “kanun hükmünde”ymiş gibi uygulanıyor. Nesnel bir bakış açısına sahip tüm gerçek hukukçular hemfikirdir ki, bu durum açık bir şekilde anayasaya aykırıdır. Çünkü kanunda bir düzenleme yoksa yönetmelikle kimsenin mal varlığına el konulamaz. Ne yazık ki, bugüne dek olağan demokrasilerde çok fazla kullanılmayan “kanun hükmünde kararname” ile işleri yürütmeye götürerek alışan bir siyasi anlayışın şimdi seviye atladığı “tehlikeli bir eşiğe” gelindiği anlaşılıyor. Yoksa, 1 Ocak 1987’de faaliyete geçmiş bir kurumun, bugün kamu elinde yeni bir yapıya dönüştürülmesi, bir başka ifadeyle, Ekonomi Bakanlığı’nın öncülüğünde farklı bir vesayet makamı haline gelmesi başka şekilde açıklanamaz. Evet, vesayetlerden mustarip ülkemize ne yazık ki, yeni bir vesayetçi kurul geldi. Bu vesayetçi kurulun “kanun hükmündeki yönetmelik” ayağı yüksünmeden tüm kesimlerce temelden sorgulanmalı. “Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve İş Konseyleri Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” iyi okunmalı. Yönetmelik, torba yasanın yürürlüğe girmesinden sadece sekiz gün sonra 20 Eylül tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, eski DEİK’in taşınır ve taşınmaz mal varlıklarının, demirbaşları dahil tüm aktif ve pasifleri yeni DEİK’e devredildi. Oysa altını kalın bir çizgiyle çiziyorum. Yönetmelikle bunun yapılması mümkün değil. Eğer bunu yapmaya kalkarsanız bunun adı “kanun hükmünde yönetmelik” olur. Anayasamızın 46. maddesi ise bu durumu kabul etmez. Kanunla öngörülmediği sürece bu şekilde bir kamulaştırma yapılamaz. Aynı şekilde DEİK’in bütçesi de sadece bir yönetmelikle düzenlenemez. Anayasamızın 73. maddesi aynen şöyle der: “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilebilir.” Yani yönetmelik ile mali yükümlülük getirilemez. Durum bu kadar net. Özetle, gelinen aşama belki de tehlike çanlarının çok ötesinde. Artık bu tehlike, “çan” değil, vurulduğunda uzun süre ses veren “gonk”a dönüşmüş durumda. Dileğimiz ise, bu gonk’un ardından olası artçı depremler için hepimizin uyanık kalması. TEOG NAKİLLERİ TEOG’da puan Bütçe emrivakisi sınırı kalktı FİGEN ATALAY Anayasa: Temel Yasa SOSYAL GÜVENLİK Hemşire ve doktor çalıştırmada U dönüşü edilen eğitimlerin tamamlaması gerekiyor. Aynı şekilde İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı tarafından verilecek hizmetlerin de alınması gerekiyor. Düzenlemeye göre bu işverenler, işe giriş, periyodik muayeneler ve tetkikleri yapmayacak. Ayrıca, 10’dan az çalışan bulunup bulunmadığı tespit edilirken, çırak ve stajyerler de çalışan sayısına dahil olmayacak. Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışacakların, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamayacağı ise hükme bağlandı. İşçiler için iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak alınması gereken sağlık raporlarının işyeri hekimlerinden alınması zorunlu. Buna karşılık 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için çalışanların sağlık raporları kamu hizmet sunucularından veya aile hekimlerinden de alınabilecek. İşverenlerin çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve on ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise diğer sağlık personeli görevlendirmesi gerekecek. SORU CEVAP 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası yürürlüğe girdiğinde, az çalışanı olan işyerlerinde iş güvenliği uzmanı, hemşire ve doktor çalıştırılması zorunluluğu çok büyük tepki çekmişti. Son torba yasayla yapılan düzenlemeye göre, artık sadece mali müşavirler değil, 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri, hemşire ve doktor çalıştırma zorunluluğundan kurtuldu. Bu haktan yararlanmak için, 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekili tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ilan SGK Borçları Siliniyor mu? Kapatmış olduğum şirketin SGK borcu var. Torba yasada borçların silindiğini duydum. Bu doğru mu? Ferdi Güzel Yasaya göre anaparası 100 liranın altındaki SGK borçları tamamen silinecek. Bu tutarın üzerinde olan borçlar ise silinmeyip, istenirse taksitlerle ödenebilecek. Ayrıca 30 Nisan 2014 öncesine ait SGK prim ve diğer borçların gecikme zammı ve gecikme cezaları ortadan kalkarken, borç asılları enflasyon oranında güncellenerek iki ayda bir olmak şartıyla 18 taksite kadar ödenebilecek. Sorularınız için [email protected] adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. Diğer hükümler ne? GÖRÜŞ Prof. Dr. METE TAPAN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Büyükada Plansız Kalmamalı Büyükada, bilindiği gibi, İstanbul’un sayfiye yerlerinden biri. İstanbulluların özellikle tatil günlerinde, kentin bunaltıcı sorunlarından bir nebze uzak kalmak amacıyla ziyaret ettikleri doğa harikası... Kıyılarıyla, yeşiliyle, rüzgârıyla, yaseminleriyle, katırtırnaklarıyla, begonvilleriyle, kayalıklarıyla İstanbul’un belki de kolaylıkla erişebileceği tek tatil beldesi... Dünyanın en büyük ahşap yapısını tepelerinin birinde barındıran, farklı dinlerin ibadethanelerini bağrında saklayan, Bizans prenslerinin sürgün beldesi Büyükada yalnız İstanbul için değil, dünya için de korunması gereken önemli bir değerdir. Uzun yıllardır Büyükada, diğer adalarla beraber sit statüsüne sahiptir. Başka bir deyişle, Büyükada’nın kültür ve doğal varlıklarının korunması için gerekli önlemlerin alınmasına devlet inanmış, maddi ve manevi her türlü var olan evrensel değerlerin gelecek nesillere aktarılmasına karar vermiştir. Bu değerler içinde 19. yüzyıl ve 20. yüzyıla ait önemli yapılar olduğu gibi, soyut kültür mirasımıza ait, örneğin faytonlar, maalesef bugünlerde pek sesini duymadığımız laternalar da vardır. Önemli balık lokantalarını, otel işletmelerini, belleklerimizde halen yaşayan bakkalları, börekçileri, balıkçıları da yaşatmanın yollarını aramak bu koruma girişiminin kapsamındadır. Gerçek koruma salt varlıkları fişlemek, tescil etmek anlamına gelmez. Bu varlıkların nasıl yaşayacağını da planlamak, koruma felsefesinin gereğidir. Maalesef Büyükada’da, 1984 yılında ada sit ilan edildikten bugüne dek imar ruhsatına esas olan 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planı yapılamamıştır. Çalışmaların devam ettiğini, hatta bugünlerde hızlandığını duyduğumu belirtir, en kısa zamanda Büyükada’nın bir plana kavuşmasını yürekten dilerim. Zira, bir yerleşim için en kötü şey plansızlık olup, kent topraklarının geçici yapılaşma koşullarıyla bir bütünsellik içinde değil, tekil olarak parsel ölçeğinde imara açılmasıdır. Kuşkusuz bu sorun ülkemizde salt Büyükada için değil, diğer sit alanları için de geçerlidir. Büyükada’nın gerçekten plansızlığı yanında, gözle görünen başka sorunları da vardır. Bence, yukarıda değindiğim ve yürekten korunmasının gerektiğine inandığım faytonlarla ilgili bir düzenlemenin acilen yapılması gerekir. Sayıları her gün artan bu faytonlara bir sınır getirmek, kaçınılmaz olmuştur. Maalesef, faytonlara alternatif olarak keşfedilen üç tekerlekli, elektrik motorlu taşıtların da yakında Büyükada’yı bir trafik kaosuna sokacağı kaçınılmazdır.Bunların otomobillerden hiçbir farkı yoktur. Maalesef ses çıkarmıyorlar diye, bunların Büyükada çarşısının insan kalabalığının içinde kullanıldığını gözümle gördüm. Gelecekte büyük kazalar olursa şaşırmayalım... Büyükada’nın nüfusunun son yıllarda artması, belki yukarıdaki olumsuz tablonun nedeni olabilir. Ancak, ulaşımın kolaylaşması ve anakarada yaşama koşullarının her geçen gün daha da zorlaşması, Büyükada’da sürekli yaşamayı (yazkış) cazip kılabilir. Hiç kimseye Ada’ya yerleşme veya günübirlikçilere tatil günlerinde Ada’ya gelme denemez ve böyle bir şeyi düşünmek dahi antidemokratiktir. Yapılması gereken, bir an evvel koruma amaçlı imar planını yaparak Ada’nın geleceğini ve gelecekle ilgili altyapının ne olması gerektiğini ortaya koymak ve uygulamaya geçmektir. Sit alanlarında kent topraklarının nasıl kullanılacağı, ayrıca inşaat yoğunluğuyla ilgili önemli bir noktaya değinmek isterim. Kentsel sitlerde (Büyükada hem kentsel sit, hem de doğal sit olarak tescil edilmiştir) var olan yoğunluk artışlarında kamu yararına da bu artışın yansıması gerekir. Ayrıca, kentte var olan yapısal dokunun korunması, temel ilkelerden biridir. Sonuç olarak, daha sağlıklı, daha temiz, daha güzel bir Büyükada için Büyükşehir ve Adalar Belediyesi el ele vermelidir. Bu işbirliği şarttır... Büyükada önemli bir turizm merkezidir. Lütfen 30 yıllık 1/1000 plan özlemimiz bitsin... Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sonuçlarına göre yapılan nakil işlemleri nedeniyle binlerce öğrenci, hâlâ hangi lisede öğrenim göreceğini bilmiyor! Veliler, yeni öğretim yılının ikinci haftasında da nakil dilekçeleri vermeye devam ediyor. Nakil bekleyen öğrenciler, bulundukları okullarda derslere odaklanamıyor. Liselerde halen 13 bin 130 boş kontenjan bulunuyor. Bu boş kontenjanların bir an önce doldurulması amacıyla yapılan yönetmelik değişiklikleri de velilerin kafasını karıştırıyor. Rehberlik koordinatörü Nazik Kösegil, yönetmelik değişiklikleri ve süreçle ilgili şunları söyledi: “Bakanlık sistem içinde değişiklikler yaparak asli amacı olan, nakil yolu ile okullardaki boşlukları doldurmanın yollarını aramaktadır. Şu anda bir yandan her nakil haftasında kontenjan boşluğu aynı şekilde devam etmekte iken diğer tarafta hâlâ istediği okullara geçemeyen öğrenciler bulunmaktadır. Bu nakil Velilerin, nakil süsüreci 26 Eylül’de reciyle ilgili beklenson bulduğunda tileri de şöyle: nakil sistemi eski “ Nakil olmak halinde kalsaydı isteyen öğrenciyani nakil alınmak lerin 29 Eylül’de istenen okulun tayapacakları naban puanı ile öğkil başvurularınrencinin YEP puda 510 okul teranına bakılsaydı cih edebilmelerine boş kontenjanlar olanak tanınmadoldurulamazdı. sı. Bu sayede yükçünkü öğrenciler sek puanlı okulküçük puan farklardan başlayarak lılıklarına rağmen tüm boş kontenistedikleri okula janlar bir seferde geçemezlerdi. Dove yüksek oranda layısıyla puan sıdolacaktır. nırının kaldırılmış Tek okul terciolması önemli ve hinden vazgeçilolumlu bir değimeyecekse 2 hafşiklik. Nakil süreta boyunca her cinin ekim ayı itigün saat 15.00’e barıyla puan sınıkadar başvurma rı dışında başvusüresi tanınıp, naru günlerinin bekil işlemi en geç lirlenmesi ve başertesi sabah açıkvuru yapan öğlanmalı ve bu işrencilerin puan lem, kontenjanlar üstünlüğüne göyüzde 97 gibi yükre alınması ise sesek bir oranda done içinde yapılalunca haftada bir cak nakillerin kinakil sürecine geri şisel ilişkilere dadönülmeli.” yanması ya da zamansal başvuru önceliğinin önüne geçilmesini sağlarken öğrencinin okullar arası geçişini kolaylaştıracaktır. Nakil başvuru sisteminin olumsuz yönleri de var elbette. Bu durum nakil bekleyen 9. sınıf öğrencisinin okul başarısını etkileyecektir. Çünkü öğrenci her hafta nakil başvurusu yaptığında bulunduğu okula dolayısıyla sürekli başka bir okula geçme ihtimali içinde derslerine konsantre olamayacaktır. Dolayısıyla 26 Eylül’den sonra yapılacak nakillerin ekim ayı içinde yani en azından 1. yazılılar başlamadan bitirilmesine yönelik bir çalışma öğrencinin yararına olacaktır. Ek bir tercih sistemi ya da nakil başvuru sürelerindeki değişiklik gibi bir çalışma bu sorunları ortadan kaldıracaktır. Velilere tavsiyemiz ekim ayı içinde devam edecekleri okulla ilgili karar verebilmeleridir.” Daha çok okul ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY ANMA Gazetemiz eski çalışanlarından, insan hakları haberciliğinin sembol isimlerinden Sevgili DENİZ TEZTEL’i aramızdan ayrılışının 1. yıldönümünde, sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. C Çalışanları SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Şeyh 1 Galip’in 2 alegorik ni3 telikli ün4 lü mesnevisi. 2/ Ya 5 hudi inan6 cında, kötü ruhlu me 7 leklere veri 8 len ad... Ka 9 rışık renkli. 3/ Evcil 1 2 3 4 5 6 7 8 9 bir geyik cin1 S İ NG S İ NG si... Kat kat ça 2 İ Ş A R E T R E kıl ve kumdan 3 N A R A İ N AM oluşan, “os” da 4 G R A DO O F denilen yer kıvO B A İ S rımı. 4/ Sevinç 5 S E 6 İ T İ A R A K A gösterileriyle be7 N NO A S L liren güçlü heOM yecan. 5/ Çiftlik 8 G R A F İ K uşağı... İki anla 9 EM S A L MA mı olan bir sözcüğün, akla en az gelen anlamının amaçlanarak kullanılması sanatı. 6/ Kırgızların ünlü destanı... Hatay ilinde bir ırmak. 7/ Konut... Bilge Olgaç’ın hiç kadın oyuncu kullanmadığı filmi. 8/ Oylumlu... Bedenin belden aşağı bölümlerini yıkamakta kullanılan tuvalet aracı. 9/ Ağaç rendelemekte kullanılan uzun marangoz rendesi... Önü hendekli siper. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Şeyhi’nin açgözlü bir eşeği konu alan ünlü mesnevisi. 2/ Sakarya iline özgü bir tür tatlı... Türk müziğinde bir makam. 3/ Ankara kentini oluşturan ilçelerden biri... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 4/ Bir soru sözü... Kalay oksit katılarak donuklaştırılmış ya da kemik tozu katılarak yarı donuk hale getirilmiş cama verilen ad. 5/ Hisse, pay... Bir nota. 6/ Kayak... ABD basketbol ligini simgeleyen harfler. 7/ Japon müziğine özgü bir tür flüt. 8/ Güreşte bir oyun... İskambilde bir kâğıt... Bir nota. 9/ Mezopotamya’da birçok krallık kuran eski bir halk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle