07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLÜL 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 YPG ile yaşanan çatışma çıplak gözle izlenirken IŞİD, Karamuk köyüne bayrağını astı Savaş sınıra dayandı TSK, IŞİD’in köprüsünü ele geçirdi BARKIN ŞIK ANKARA New York Times gazetesinin IŞİD’in Türkiye üzerinden petrol kaçakçılığı yaptığı ve kendisini böyle finanse ettiği yönündeki haberlerinin ardından Hatay’da şok edici bir gelişme yaşandı. Bugüne kadar kaçakçıların döşediği boru hatlarını bularak imha eden TSK, araç geçirmek için kullanıldığı değerlendirilen bir adet çelik köprüyü Asi Nehri’nde yakaladı. Çelik köprüye el koyan askeri birliğe ateş açıldı. Köprünün yakalandığı bölgedeki kaçakçılık olayları IŞİD’in denetimi altında. Bugüne kadar Suriye sınırındaki kaçakçılık girişimlerinin boru hatları ile yapıldığını açıklayan Genelkurmay Başkanlığı, olayın boyut değiştirdiğini dün resmen duyurdu. Genelkurmay’dan yapılan açıklamada 10 kişinin araç geçirmekte kullanmak üzere bir çelik köprüyü Asi Nehri üzerine yerleştirmeye çalıştığı belirtildi. Açıklamada “Şahıslara ‘dur’ ikazında bulundu, şahıslar ikaz üzerine yanlarında getirmiş oldukları çelik köprüyü olay yerinde bırakarak Suriye istikametine kaçtı” denildi. New York Times gazetesi geçen hafta IŞİD’in kamyonlarla petrol kaçakçılığı yaptığını, duyurmuş ve bir Pentagon yetkilisinin, “tankerleri bugüne kadar vurmadıklarını ama bundan sonra vurabileceklerini” söylediğini yazmıştı. Yabancı kaynaklar, IŞİD’in petrol kaçakçılığından günde 2 milyon dolar gelir elde ettiğini belirtiyor. IŞİD, Suriye’de ilkel yöntemlerle rafine ettiği petrolü sınıra döşenen boru hatları, Asi Nehri üzerinden sallar, eşek sırtında bidonlar ya da araçlara büyük yakıt deposu ekleme gibi çeşitli yöntemlerle Türkiye’ye sokuyor. Suriye sınırındaki köylerin temel geçim kaynağı haline gelen kaçakçılık maddeleri de IŞİD’in kontrolünde Türkiye’ye giriyor. Gündeş’in Kışlık Gardırobu Genç, güzel bir kadın… Şarkıcı… Parası da var... Keyfe keder deyip geçerdik arada “17 Aralık” yaşanmasaydı… Ama merkezinde birebir eşi Sarraf’ın bulunduğu skandallar dizisinden sonra, bu “400 bin TL’lik kışlık giyimkuşam alışverişi” bambaşka bir mahiyet kazandı. Gazetelerin birinci sayfasındaki haberlerde görmüşsünüzdür: “Ebru Gündeş personel kapısından girdiği Kanyon’daki Harvey Nichols mağazasında kışlık alışveriş yaptı. Satın aldığı elbiselerine 400 bin TL ödeyen Gündeş, ürünleri Anadolu yakasındaki yalısına gönderdi!” diyor önümdeki manşetlerden biri. “Daire fiyatına kışlık kıyafet!”ten söz ediyor öteki: “1.5 saatte 400 bin TL. Şarkıcı Ebru Gündeş, Kanyon AVM’deki Harvey Nichols mağazasından kışlık alışveriş yaptı!” Haberi okuyunca düşündüm; acaba hepten şuursuz olan Gündeş mi; yoksa biz miyiz? Minimum “adalet” duygusunun olduğu bir ülkede Ebru Gündeş gibi kamuoyu önünde olan bir figür, 17 Aralık rezaletlerinin ardından ya eşiyle arasına zorunlu mesafe koyardı; ya da içinde yaşadığı toplumla… En yakınındaki insanla kişisel ilişkisini gerçekte yalnız kendi bileceği nedenlerden ötürü değiştirmiyorsa, hiç olmadı… “Ekmek yoksa, pasta yesinler!” tarzındaki bu hayat tarzından elini ayağını kısmen olsa çekerdi… İsrafı en azından bunca göz önünde yapmaktan kaçınır; topluma bir borç ödemek adına sosyal sorumluluk projelerinin ucundan tutar ya da ne bileyim.. okul, hastane filan yapardı. Ama ne ki bunca skandal ardından Sarraf ve Gündeş çiftinin isimleri gündeme hâlâ! ya gazetelerde yer bulan zorbalıklarla geliyor, ya böyle kör kör gözüm parmağına “bal tutan parmak yalanır!” hesabı yapılan harcalamalarla… Kısa mahpusluk günlerinde göz yaşartan “ağır sağlık sorunlarıyla” adından söz ettiren Sarraf; yaz boyu lüks yat gezileriyle gündemi işgal etti. Sonra Bodrum’da bir protesto yaşayınca; protestocu gençleri korumalarına yol ortasında dövdürttü… Başkentin göbeğinde bir yurttaşımızı evire çevire döven Kuveyt Büyükelçiliği mensupları gibi tıpkı… “Ortadoğu’nun gücü gücüne yeten” bildik yasalarını uygulayan İran kökenli Sarraf; kendisine 17 Aralık hatırlatması yapan gençlere kaba kuvvet uygulamaktan çekinmedi… Gündeş… Belli ki olanların hiçbirinden kocası adına tedirginlik, rahatsızlık, uyumsuzluk, utanç duymuyor. “Halkın içinden çıkan bir sanatçı(!)” olarak çirkin ve itici bu fotoğrafta yer almaktan hiç çekinmediği gibi hiçbir şey olmamışçasına.. İstanbul’un en lüks AVM’lerinde hâlâ “Vur patlasın! Çal oynasın” daire fiyatına alışveriş yapmaktan kaçınmıyor. Niye? Çünkü artık “orman kanunlarının” geçerli olduğu Türkiye için bu hazin tablo, yadırganmadığı gibi, gitgide içselleştiriliyor. 17 Aralık’ın kahramanı Sarraf’ın “Cumhurbaşkanlığı oy pusulasında yalnızca bir tek aday vardı” dediği 10 Ağustos’a uzanan süreçte, kodları iyice ortaya çıkan ve belirginleşen “Yeni Türkiye”nin en simge adı aslında Ebru Gündeş! 1.5 saatlik alışverişte 400 bin TL bırakabilecek kadar hesapsız para harcayabilen zenginlerin bulunduğu, yeryüzünün en adaletsiz gelir dağılımlarından birine sahip bir ülke burası. Hatırlamayanlar için hatırlatalım… Bu yaz açıklanan son rakamlara göre Şili ve Meksika’dan sonra Türkiye dünyada en yüksek gelir eşitsizliği ile dikkat çekiyor. Ekonominin bunca çarpık ve gelir dağılımının bu derece eşitsiz olduğu bir yerde; haliyle hukuk devletinin esamisi de okunmaz… Hukuk devletinin ilk kuralı sayılan “yasa önünde herkes eşittir” ilkesi yerine, bugün tam Rıza Sarraf örneğinde gördüğümüz gibi ülkede artık görünür biçimde sadece ve yalnız “güçlü olanın hükmü” geçiyor. Güçsüzün hukuku guguk, güçlü olanınki hukuk oluyor! “Güç” dendiğinde de sadece para ve yüksek yerlerdeki ilişkiler anlaşılıyor. Son dönem pratiklerinde izlediğimiz üzere, yalnız “güçlü olanın” çıkarları korunuyor. Apaçık “hodri meydan” uygulanan bu sistem, gücü elinde bulunduranlarda ölçüsüz kibir ve küstahlık yaratıyor. “Yeni Türkiye”nin bu parametreleri aslında, “yeni yükselen değerler”imizdir! Ebru Gündeş, bunca olandan sonra, bugün bir Harvey Nichols mağazasında ayaküstü bir kat parası harcayabiliyorsa; bu Türkiye’nin yükselen yeni değerlerinin sayesindedir. Sanatçı olarak halkın nabzını tutmak zorunda olan Gündeş, belli ki kendisini izleyicilerinin anlayacağını düşünüyor; anlamanın ötesinde bu hesapsız “güç ve para” üzerinden kendisine çok muhtemelen “hürmet, hayranlık beslendiğini” varsayıyor. Toplumlar heyhat! yalnız hak ettikleri lideri değil, son kertede hak ettikleri sanatçıları da buluyor. Günde 2 milyon dolar ‘Uluslararası güçler sorumlu’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) DTK Eş Genel Başkanı ve HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak, HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş ile eski Avrupa Parlamentosu milletvekili ve DTK İcra Kurulu üyesi Feleknas Uca, IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarına dikkat çekmek amacıyla Cenevre’deki Birleşmiş Milletler (BM) merkezi önünde kurulan eylem çadırında önceki gün başlattıkları açlık grevini sürdürdü. Milletvekillerini gurbetçi aileler ziyaret etti. Milletvekilleri, “Kobani’de yaşanacak olası bir katliamdan başta BM olmak üzere, uluslararası tüm güçleri sorumlu tutacağız. Kobani’de yaşananları görmeme, IŞİD’e destek verme anlamına geliyor. Katliamları dünya anı anına seyrederken, hâlâ birilerinin demokrasiden bahsetmesi ve Ortadoğu’da yaşananlara sessiz kalması neyin gerçekliğidir? Bölgede katliamlara maruz kalan halkların yalnız olmadığını, birilerinin gözüne sokmak için, tüm dünyanın merkezi önünde bedenlerimizi açlığa yatırdık” dedi. KARACA KÖYÜ/ SURUÇ IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırıları sürerken, dün Suruç’un Dikmektaş köyünün karşısındaki Rojava’nın Karamuk köyüne IŞİD bayrakları dikildi. Yaralı bir IŞİD militanı kapalı olan Akçakale Sınır Kapısı’ndan geçirilerek Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Basının durumu öğrenmesinin ardından IŞİD militanı başka bir hastaneye gönderildi. Suruç’un Karaca köyünün 1 kilometre ilerisinde IŞİD ve YGP arasındaki çatışmalar sınırdan çıplak gözle izlenirken burada 5 gündür bekletilen Kobanililer son anda içeri alındı. Bekleyiş sırasında bir bebeğin açlık ve susuzluktan öldüğü iddia edildi. IŞİD’in Suriye’nin kuzeyinde PYD’nin kontrolündeki Rojava bölgesinin Kobani kantonuna yönelik ağır silahlarla saldırıları geçen haftadan beri sürüyor. Kürt güçlerinin sözcüsünden yapılan açıklamaya göre, Kobani’nin doğusunda IŞİD’in ilerleyişi durduruldu, çatışmalarsa devam ediyor. 600700 bin kişinin bölgeden kaçtığı belirtilirken AFAD, 4 günde Türkiye’ye geçenlerin sayısının 130 bine ulaştığını açıkladı. Sınırdan geçişler ise Suruç’un doğusundaki Küçük Kendirci (Admenek) ile batısındaki Yumurtalık (Boydi) köylerinde oluşturulan koridorlardan yapılıyor. Giriş noktasına gelen Rojavalı Kürtler, önce silahtan arındırılma konusunda güvenlik aramasından geçiriliyor, izin verilenler kaba bir aramadan daha geçiriliyor. Bunun akabinde Kızılay yetkilileri, genel bir sağlık kontrolü yaptıktan sonra, kendilerine su, yüksek kalorili bisküvi ve hijyenik malzeme verililiyor. Daha son Şuursuz olan kim? Genelkurmay, Türkiye’ye sığınan Suriyelilere yapılan yardım faaliyetlerine ilişkin fotoğrafları yayımladı. Yaralı IŞİD’ciye Şanlıurfa’da tedavi Kobani’deki çatışmalarda yaralanan ve IŞİD militanı olduğu belirtilen Amman Alo, dün sabah saatlerinde kapalı tutulan Akçakale Sınır Kapısı’ndan geçirilerek Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. IŞİD üyesi Ammar Alo, acil servisteki müdahalesi sırasında çekilen fotoğrafının internet sitelerinde yayımlanmasının ardından başka bir hastaneye sevk edildi. Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, “Şanlıurfa’da tedavi gören hiçbir IŞİD üyesi yoktur bunu bilmenizi isterim” dedi. Kuveyt ve İran dayağı ra kimlikleri kayıt altına alınıyor. Tüm bu işlemler bittikten sonra bu kişiler, AFAD’ın Mürşitpınar Kapısı yakınlarında oluşturduğu geçici barınma kampına, YİBO ve benzeri binalara sevk ediliyor. Kampta yabancı basın mensuplarının çalışmasına izin verilmesine karşın, Türkiye’deki basın kuruluşu mensuplarından valilikten yazılı emir getirilmesi isteniyor. Basın mensupları da bu çifte standart karşısında tepki göstererek görüntü almaksızın, kamp alanından uzaklaştı. ebek açlıktan öldü iddiası Suruç’un 10 kilometre kadar batısında kalan Karaca köyünde IŞİD’in bir kişinin kafasını kestiği bunun üzerine yöre köyler le birlikte yaklaşık bin kişinin, 5 günden bu yana Karaca’nın hemen karşısından Türkiye’ye girmek için beklediği belirtildi. Tanıklar, bu süre zarfında bir bebeğin açlıktan yaşamını yitirdiğini öne sürdü. ayına basan çocuk yaralandı Suruç ilçesi Yumurtalık Mahallesi sınır hattındaki bekleyiş sırasında bir hayvanın mayına basması sonucu gerçekleşen patlamada hafif yaralanan bir çocuk ve rahatsızlanan bir kişi tedavi edilmek üzere Türkiye’ye getirildi. YPG güçleri ile sınırın 1 kilometre ilerisindeki Siftek köyü M B IŞİD, bayrağını astı nü ele geçiren IŞİD’liler arasında çatışma çıplak gözle izlenebildi. Pek çok top, havan ve ağır makineli patlamasının duyulduğu çatışmanın bu kadar yakında yaşanması, sınırın diğer hattında bekleyenler arasında korku yarattı. Türkiye tarafında yakınlarını bekleyenler ise sinir krizleri geçirerek, gözyaşlarıyla kendilerini yere attı. Çatışmanın bu kadar yakında olması büyük risk yaratınca, yetkililerden gelen emirle, 5 gündür bekleyen Rojavalı Kürtler, Türkiye’ye doğru koşarak kaçmaya başladı. Suruç’un doğusunda kalan Dikmetaş (Oğan) köyünün hemen karşısında, Suriye topraklarında kalan Karamuk köyündeki tepeye IŞİD bayrağı dikildi. ÇADIR GERİLİMİ SÜRDÜ ‘Yeni Türkiye’nin yıldızı Gazla, suyla Suruç’un Admenek köyünde dün yine olaylar yaşandı. Kobani’den gelenlere destek olmak için DBP’nin kurduğu çadırların söküldüğü bölgeye, bölgenin birçok kentinden yüzlerce araçla kalabalık bir partili grubu geldi. Gerginlik üzerine polis gruba gaz bombaları ve basınçlı su ile müdahale ederken, zaman zaman havaya doğru gerçek mermilerle de ateş edildi. Göstericiler ise sapan, taş, havai fişek ile karşılık verdi. Admenek köyüne giden yol, zorunlu geçişler dışında sivillere kapatıldı. müdahale Almanya’da IŞİD’çı Türk gözaltında Dış Haberler Servisi Almanya’da polis Irak Şam İslam Devleti’nin Suriye’de silahlı eğitiminden geçtiğini kaydettiği bir Türk vatandaşını tutukladı. Alman savcılığı 40 yaşındaki Türk’ün Berlin’de yaşadığını ve özel polis birlikleri tarafından cuma günü tutuklandığını duyurdu. Savcılık sözcüsü Martin Steltner, zanlının ocakta Suriye’ye giderek silah ve patlayıcı eğitimi aldığını ve operasyonlarda yer aldığını, geçen ay ise Almanya’ya döndüğünü tespit ettiklerini duyurdu. Almanya güvenlik servisleri Suriye ve Irak’daki cihatçılara katılan 400 Alman vatandaşı olduğunu söylüyor. Geçen hafta Frankfurt’ta bir Alman cihatçı Suriye’deki IŞİD bağlantıları nedeniyle yargılanmaya başlandı. Türkiye tarafından yakınlarını bekleyen Kobanililer sinir krizleri geçirerek gözyaşları içinde kendilerini yere attı. Çatışmaların büyük risk yaratması üzerine 5 gündür bekleyen Kobanililer sınırdan içeri alındı. (Fotoğraflar: MAHMUT ORAL) Tuğluk da taş attı SENİN DEVLETİN BANA SÖZ VERDİ’ DİYEN KIŞANAK’A Askerden YANIT: Benim devletimse çıkın dışarı Suruç’ta Kobani için çadır kurmak isteyen BDP’lilerle asker arasındaki gerilim sürüyor. Askerlerin müdahalesine tepki gösteren DBP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, “Senin devletin bana söz verdi” dedi. Asker de buna karşılık , “Burası benim devletimse, benim toprağımsa çıkın dışarı” dedi. Askerin bu sözleri karşısında sinirlenen Kışanak, “Ne toprağı? Burası senin babanın toprağı değil. Sen nasıl böyle konuşuyorsun” karşılığını verdi. Biber gazıyla ve tazyikli suyla müdahale edildiği sırada HDP Van Milletvekili Aysel Tuğluk da taş attı. Tuğluk, “3 gündür polis ve askerin müdahalesiyle karşı karşıya kaldık. Polis toplanan gruba biber gazı, tazyikli su, hatta gerçek mermiler kullanarak müdahalede bulundu. Bu sırada benim ayaklarımın yakınından biber gazı kapsülü düştü. Ben de kendimi savunmak için o esnada yerde bulduğum taşla karşılık verdim” dedi. Akşam saatlerinde yaşanan gerginliğin ardından polis HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ı da jopladı. Almanlar Türkiye’yi suçladı Dış Haberler Servisi Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hang Georg Maaßen, ilk kez Türkiye’nin sınır illerindeki IŞİD ağını bizzat dile getirdi. Maaßen, “Almanya’dan İstanbul’a, oradan da Gaziantep veya diğer illere gidiyorlar. IŞİD kaçakçıları, militanları sınırdan geçiriyorlar” dedi. Öcalan’dan seferberlik çağrısı BURSA (Cumhuriyet) PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatı ve vasisi olan Mazlum Dinç, diğer hükümlüler Cumali Karsu’nun kardeşi Pervin Oduncu, Şeyhmus Poyraz’ın oğlu Mazlum Poyraz ve kardeşi Mehmet Poyraz ile birlikte dün Gemlik İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı’nda İmralı Adası’na gitti. Dönüşte bir açıklama yapan Avukat Dinç, “Sayın Öcalan öncelikle Kürt sorunun demokratik çözümü için her türlü adımı atmaya ha zır olduğunu ancak hükümetin ve devletin bir türlü müzakere sürecini başlatmadığını, başlatmaya yanaşmadığını belirtti” dedi. Dinç, Kobani için Öcalan’ın seferberlik çağrısı yaptığını vurgulayarak Öcalan’ın “Sadece Rojava halkı değil, tüm parçadaki Kürt halkı buna göre yaşamını şekillendirmelidir. Bütün Kürt halkını topyekun bu yüksek yoğunluklu savaşa karşı direnişe geçmeye çağırıyorum” ifadelerini kullandığını belirtti. n Yurt Haberler Servisi Van’da DBP’liler AKP binası önünde IŞİD’e tepki açıklaması yapmak istedi. Polis gruba izin vermedi ve Beşyol mevkisinde gruba gaz bombası ve tazyikli su ile müdahele etti. Göstericiler de polise taş attı. 2 kişi gözaltına alındı. Hakkâri Yüksekova’da da yürüyüş düzenlendi. Eski Cezaevi kavşağında bazı göstericiler polise taş ve molotofkokteyli attı. Polis de göstericilere gaz bombası ve basınçlı su ile müdahale etti. Yoğun gazdan etkilenen bir kadın hastaneye kaldırıldı. Van ve Yüksekova’da olay
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle