07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2014 SALI 6 HABERLER Musul’da rehin alınan 46 kişiyi dinleyecek olan savcılık, MİT’ten de belge isteyecek Kimse Kendini Kandırmasın! İskoçya’da geçen perşembe yapılan bağımsızlık referendumu, İskoçların yüzde 35’e karşı yüzde 55 ile Birleşik Krallık’a bağlı kalma kararıyla sonuçlandı. Olay, yalnız İşkoçya’yı değil, etnik kimlik sorunlarıyla uğraşan Türkiye dahil birçok ülkeyi yakından ilgilendirdiği için üzerinde durmaya değer. İskoçya’da sorun şimdilik çözülürken İspanya’da Katalanların istedikleri 9 Kasım bağımsızlık referandumu dolayısıyla bütün haşmetiyle gündemdeki yerini koruyor. Başka örneklerinde de görülebileceği gibi her iki olayda da istek bağımsızlıktır. Her iki olayda da etnik istemlerle ortaya çıkan İskoçlarla Katalanlar anadillerini konuşma hakkına, bölgesel özerkliğe ve yerel parlamentolarına sahipler. Yani bütün etnik talepler yerine getirilmiş, geride bir tek bağımsızlık kalmıştır. Ama her iki olayda da görüldüğü gibi dil ve etnik kimlikle ilgili bütün istemler yerine getirildikten, özerk yönetimler tüm kurumlarıyla çalıştırılmaya başlandıktan sonra da sorun çözülmemiş, istekler sürmüş, ayrılık yine de gündeme oturmuştur. Pazar günü gazetemizin iki değerli yazarı, iki aziz dostum, Mine Kırıkkanat ile Nilgün Cerrahoğlu köşelerini bu konuya ayırmışlardı. Mine Kırıkkanat, ayrılıkçılık eğilimlerinin alıp başını gittiği, günümüz dünyasnın dört nala bir derebeylik ortamına doğru sürüklendiğini yazarken Nilgün Cerrahoğlu da “Bu eğilimler bir virüs gibi bir kere yer etti mi atılamıyor. Tedavisi yok, bilinmiyor” diyor. HHH Bu gözlemlerden hareketle etnik kimlik talepleriyle ilgili sorunların evrensel kurallarına saptamaya, çalışıp bunları şöyle sıralayabiliriz. Etnik talepler günümüz dünyasında, gittikçe yaygınlaşan eğilimlerdir. Masum dil özgürlüğü ve etnik kimliğe saygı istemleriyle başlayan bu eğilimler, taleplerin karşılanmasından sonra da illa bitmemekte, sürmekte, ayrılık istemi olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Mikro milliyetçilik hareketleri, etkitepki kuralı gereği, bir milliyetçiliğin bir diğerini azdırması şeklinde, zincirleme bir reaksiyona yol açmaktadırlar. Bu hareketler rasyonal değillerdir, duygusal davranışlar toplum psikolojisinin etkileri politikaların oluşmasında baş etken olma konumundadırlar. Bu gibi sorunlarla karşılaşıldığında, onların üzerine etnisite bazında politikalar üreterek gitmeye çalışmak, kaçınılmaz olarak ayrılıkla bitecek süreci getirecektir. Ekonomik koşulların etnik istemlerle birebir bağlantısı yoktur. Ekonomik durumu kötü toplumların, ekonomik koşullarının düzeltilmesi etnik istemlerin kendiliğinden son bulmalarını sağlamaz. Belçika’daki Valon–Flaman çekişmesinde bu olgu bütün açıklığıyla görülmüştür. Ekonomik ve sosyal olarak daha geri olan Flamanlardaki ayrılıkçı eğlimler, bu alandaki koşullarının düzelmesiyle azalmamış, artmıştır. HHH Hatta kimi ahvalde, ekonomik durumu iyi olan topluluk, salt zenginliğini paylaşmamak için ayrılıkçı istemlerde bulunmaktadır. Son İskoçya olayında, bu durumun bir ölçüde etkisi vardır. Tito Yugoslavyası örneğinin gösterdiği bir gerçek de etnik tabanlı federasyonların yaşama şanslarının fazla olmadığıdır. Bütün bu gerçekler, etnik istemlerin ortaya çıkmaları halinde bunları, ayrılığa meydan vermeden yatıştıracak genel bir tedavi yönteminin olmadığını gösteriyor. Tabii bu demek değildir ki “aman sonu ayrılıkla biter” diyerek insanların etnik kimliklerine saygı gösterilmesi, anadillerinde eğitim görmeleri gibi talepleri baştan geri çevirmek gerekir. Bu da bir çözüm değildir ve bu da toplumu yine kaçınılmaz bir ayrılığa olduğu kadar demokrasi yokluğu ve insanlık suçu uçurumlarına götürebilir. Nilgün Cerrahoğlu’nun da dediği gibi genel bir tedavi yöntemi yok. Her olay kendi bütünü ve özellikleri içinde ele alınıp incelenmek durumundadır. Ama bunu yaparken kimse kendini aldatmasın, boş hayallere kapılmasın ve bu irrasyonel durumun genel bir tedavisi var sanmasın! Öztürk ifade verecek u Ankara Savcılığı, IŞİD’in Musul Başkonsolosluğu’nu basarak personeli kaçırmasına ilişkin soruşturmada, kurtarılan 46 rehinenin ifadesinin alınması talimatını verdi. IŞİD militanları hakkında anayasal dwüzeni değiştirmek suçlamasıyla soruşturmayı yürüten savcılık, IŞİD’cilerin isimlerini MİT’ten isteyecek. Savcılık Musul Başkonsolosluğu’nun basılması ve çalışanların rehin alınmasını ise soruşturma kapsamı dışında bıraktı. ALİCAN ULUDAĞ HDP EŞBAŞKAN YARDIMCISI GÜR: Rehinelerin bırakılması tesadüf değil MAHMUT LICALI ANKARA HDP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür, Musul Başkonsolosluğu personelinin serbest bırakılmasıyla IŞİD’in Kobani’ye yönelik artan saldırıları arasında bölgedeki yerel kaynaklara göre bir ilişki olduğunu belirtti. 49 kişinin özgürlüğünü kavuşmasından büyük bir memnuniyet duyduklarını ifade eden HDP’li Gür, Erdoğan’ın BM zirvesine gitmeden önce yaptığı takas ve pazarlık açıklamalarının kamuoyunda bazı soru işaretlerine neden olduğunu belirterek “Kamuoyunun zihnini meşgul eden tek soru: Bunlar hangi yöntemle kurtarıldı? Bu pazarlıklarda ne konuşuldu ve ne verildi?” diye konuştu. IŞİD’in Türkiye’de tutuklu olan El Kaide militanlarını istediği yönündeki bilgilerin sır olmadığını söyleyen Gür, “Kobani’deki gelişmeler de insanların aklında soru işaretleri bırakan düzeydi. Rehinelere karşılık ne verildi” sorusunu yöneltti. Gür, IŞİD saldırısının artarak sürdürdüğü Kobani’deki kaynaklara göre, rehinelerin serbest bırakılmasıyla IŞİD’in saldırısı arasında ilişki olduğunu ifade etti. Ortadoğu’da hiçbir şeyin tesadüf olmadığını belirten Gür, 49 rehinenin herhangi bir pazarlık yapılmadan alınamayacağını kaydetti. Rojava ve Suriye’deki 3 kantonun Türkiye’deki çözüm süreciyle doğrudan ilişkisi olduğuna işaret eden Gür, “Bugün Türkiye’de çözüm süreci ilerliyorsa bu Rojava’yla ilişkilidir. Rojava’yla Türkiye’deki çözüm süreci birbiriyle sıkı sıkı bağlıdır” değerlendirmesini yaptı. İlk kez gördüğü kızına sarılıp ağladı Yurt Haberleri Servisi IŞİD tarafından Irak’ta Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’na 11 Haziran’da düzenlenen baskında rehin alınan 49 personel 101 gün sonra serbest bırakıldıktan sonra evlerine döndü. Özel Harekât polisi 27 yaşındaki Ömer Çil, memleketi Hatay’ın Hassa ilçesinde kurbanlar kesilerek karşılandı. Ömer Çil, kaçırıldığı gün doğan kızı Miray ve 3 yaşındaki kızı Zeynep’e sarılırken sevinç gözyaşlarını tutamadı. Çil, annesi Sultan ve babası Ali Çil, eşi Hanife Çil, kardeşleri ve yakınlarıyla sevinçle kucaklaştı. Özel harekatçı Ali Durmuş, Amasya’nın Merzifon ilçesindeki annesi Ayşe, babası Mustafa ve akrabalarına sarılarak hasret giderdi. Baba evinde coşkuyla karşılanan Durmuş, “Çıktım baktım etrafımız sarılmıştı. Biz de verilen emri yerine getirdik” dedi. Durmuş, 6 Eylül’de rüyasında babasını gördüğünü belirterek, “Babam rüyamda 11 Eylül’de gel dedi. Arkadaşlara, ‘ayın 11’inde babam bizi çağırıyor’ dedim” diye konuştu. Oğlunun dügünün kaçırıldığı için ertelendiğini ifade eden baba Durmuş ise “Bayramdan sonraki cumartesi damatlığı astığımız yerden indireceğiz” dedi. Özel Harekât Polisi Yaşar Dalkılıç ise İzmir’deki baba evine kavuştuğunda yeri öperek sevincini gösterdi. Özel harekâtçı Tayfun Yaman, Aydın’ın Efeler ilçesindeki baba evinde çiçeklerle karşılandı. Özel Harekât Polisi Alpaslan Yel eşi Ayşe Yel ile memleketi İzmir’e döndü. ANKARA Türkiye’nin Musul Başkonsolusluğu’nun IŞİD tarafından basılarak 49 personelin kaçırılmasına ilişkin Ankara Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada, rehinelerin 101 gün sonra MİT tarafından kurtarılması sonrası hareketlenme yaşandı. Soruşturmayı terör örgütü kurmak; anayasayı değiştirmeye ve ülke topraklarını bölmeye çalışmak suçlarından yürüten savcılık, Ankara Emniyeti TEM Şubesi’ne yazı göndererek Türkiye’ye getirilen başta Başkonsolos Öztürk Yılmaz olmak üzere 46 personelin ifadelerinin alınması için talimat verdi. Savcılık, olaya karışan şüpheli IŞİD militanlarının listesini MİT’ten alacak. Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Sadık Bayındır, geçen cumartesi günü rehinelerin kurtarılmasının ardından ilk mesai gününde Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne yazı gönderdi. Yazıda, IŞİD’in elinden kurtarılan 46 konsolosluk personelinin isim ve adreslerinin belirlenmesi ve ifade için emniyete çağrılması istendi. Alınan bilgiye göre IŞİD’e yönelik soruşturma, Türk Ceza Yasası’nda düzenlenen terör örgütü kurmak, yönetmek, üye olmak (314. madde); cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs etmek (309. madde); devletin İki konu soruşturma dışı bırakıldı Musul Başkonsolusluğu’nun IŞİD baskını öncesi boşaltılmamasına ilişkin ihmal iddiaları ise soruşturma kapsamı dışında tutuluyor. Savcılık, bu konuyu Dışişleri Bakanlığı’nın kendi idari soruşturması kapsamında incelemesi gerektiğine işaret ediyor. 49 rehinenin kurtarıldığı operasyonun da yine soruşturma dışında kalacağı belirtildi. de düzenlenen“Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik bir fiil eylem” olarak değerlendirildi. IŞİD’in şeriat yasalarını burada uygulaması ise “anayasal düzeni ihlal” olarak yorumlandı. gerçekleştiren MİT’ten şüpheli listesi isteyeceği belirtildi. Şüpheli listesi belirlenince haklarında kırmızı bülten çıkarılacak. Ancak şüpheli listesi ortaya çıksa dahi, IŞİD üyelerinin yakalanması imkânsız gibi görünüyor. Bu duruma işaret eden savcılık kaynakları, “İsimleri belirlesek bile Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren bu şüphelileri nasıl yakalayacağız? Adli yardımlaşma zor görünüyor. Çünkü karşı tarafta bir devlet yok” dedi. ABD ve İsrail’in bu gibi durumlarda dış operasyon yaparak şüpheli örgüt üyelerini yakaladığına işaret eden savcılık kaynakları, Türkiye’de bunu ancak MİT’in yapabileceğini söyledi. Bunun için MİT’in dış operasyon yapıp şüpheli IŞİD üyelerini Türkiye’ye getirmesi gerekiyor. PYD EŞBAŞKANI SALİH MÜSLİM: Kim yakalayacak? üpheli listesi çıkarılıyor Savcılık, 46 kişiye, ifadelerinde olayın baştan sona nasıl geliştiği ve 101 günde ne yaşandığını sorucak. 46 konsolusluk personelinden, kendilerini rehin alan IŞİD militanlarının isimleri veya kod adlarını bilip bilmedikleri, 101 gün boyunca hangi kentlerde, nerede tutulduklarını anlatması istenecek. Savcılığın soruşturmada ilerlemesi için suça karışan IŞİD üyelerinin isimlerine ihtiyacı olduğu öğrenildi. Bu noktada isim çıkmazsa, savcılığın ikinci plan olarak kurtarma operasyonunu Ş birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (302) ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (109) suçlarından yürütülüyor. Savcılık kaynaklarına göre IŞİD’in Türk toprağı sayılan Musul Konsolusluğu’nu ele geçirmesi, TCY 302. madde ‘Musul gözümüzü açtı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Musul’da yaşanan olayın ardından sıcak çatışma bölgelerindeki diplomatik temsilcilerin güvenliğini bordo berelilerin sağlayacağını belirterek, “Musul’da yaşadığımız olay belki gözümüzü açtı” dedi. Bülent Arınç, Başbakanlık Yeni Bina’da, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Arınçı’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle: Meclise iki ayrı tezkere gelecek: Meclis’e Suriye ve Irak ile yaşanan olaylar sebebiyle iki ayrı tezkeremiz gelecektir. Henüz tezkere yazılıp, TBMM’ye gönderilmediği için bu konuda sizlere bir açıklama yapamıyorum. Ana hatlarını biliyorum ama bunun görüşülmesi veya meclise gittikten sonra üzerindeki tartışmalar yapılması herhalde daha aydınlatıcı olacaktır. Takas söz konusu değil: Sayın Cumhurbaşkanımızın da Sayın Başbakanımızın da ifade ettikleri gibi, bazı görüşmelerle diplomasi diyebilirsiniz, bir başka yöntem de diyebilirsiniz ama yereldeki Türkiye’ye müzahir unsurlardan azami istifade etmek suretiyle yurttaşlarımızın Türkiye tarafına geçmeleri mümkün olmuştur. Türkiye bunu kazanmıştır. Burada, takas sözcüğü söz konusu olamaz. Güvenliği bordo bereliler sağlayacak: Musul’da yaşadığımız olay belki gözümüzü açtı ama Afrika’da da Ortadoğu’da da bazı ülkelerde de sıcak çatışma bölgelerindeki diplomatik temsilcilerimizin, misyonlarımızın, konsolos Çatışma bölgelerindeki diplomatik temsilcilikleri bordo bereliler koruyacak DİYARBAKIR (Cumhuriyet) PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Kobani’ye yönelik IŞİD saldırılarıyla ilgili, “Bu kadar büyük silah ve teknik üstünlüğe rağmen güçlerimiz, büyük darbeler vuruyor. Birçok tankları imha edilmiş, askeri araçları yakılmış durumda. Bugün (dün) sabahtan bu yana o yoğun saldırılar durduruldu. Ama savaş hâlâ devam ediyor. Kobani asla düşmez. Düşmesi için oradaki herkesin ölmesi lazım” dedi. Müslim, Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin Kobani’ye destek açıklamalarının bir an önce pratiğe geçmesini umduklarını belirtti. Peşmerge güçlerinin PYD tarafından engellendiği iddialarını yalanlayan Müslim, “Gelebiliyorlarsa gelsinler, davet ediyoruz. Kobani oradadır, biz kimin yolunu kesmişiz ki” dedi. Türkiye’nin tutumunu eleştiren Müslim, “Bu işler ikiyüzlülükle olmaz. Bir taraftan çözüm süreci diyeceksin, diğer taraftan da bu çeteleri Kürtlere saldırtacaksın; kimse bunu kabul etmez” dedi. Barzani verdiği sözü tutsun KCK YÜRÜTME KOMİTESİ ÜYESİ KARAYILAN ANKARA’DA ART ARDA ZİRVELER ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulusal Güvenlik Toplantısı, dün Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında toplandı. Başbakanlık Yeni Bina’da yaklaşık 1.5 saat süren toplantıya, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan ve Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar luklarımızın, elçiliklerimizin bordo bereliler tarafından güvenliğinin sağlanması uygun görülmüştür. Mesela Irak, Lübnan, Somali, Libya, Sudan, Mısır gibi bazı ülkelerde bunların yerine getirilebileceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Şov yapmak istiyorlar: AFAD kayıtlarına göre sınırdan 133 veya 138 bin civarında geçiş oldu. DBP’li veya HDP’li bazı milletvekilleri ya da belediye başkanları, sıfır noktasında şov yapmak istiyorlar. Onlar hiçbir kayıt tutulmadan, herkesin üzerindeki silahıyla girip çıkmasını, hiçbir kontrole tabi olmamasını istiyorlar. Bunu Türkiye’de kabul edebilecek hiçkimse olamaz. Onlar da o karmaşanın içinde özellikle Kobani’den gelen Kürtlere karşı, “işte sizi biz kurtarıyoruz veya sizinle biz ilgileniyoruz” havasını vermektedirler. Önce Türkiye’nin güveniliği: Diyelim ki PYD güçleri ellerinde silahlı bir şekilde Türkiye’ye girmek istediler. KontGüler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Abdullah Atay, MİT Müsteşarı Fidan ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru katıldı. Toplantının ardından açıklama yapılmazken, toplantıda IŞİD ve sınırda yaşanan yoğun göç olaylarının değerlendirildiği öğrenildi. Toplantının ardından Davutoğlu Akdoğan ve Fidan’la baş başa görüştü. ‘Kobani saldırısı süreci bitirmiştir’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) KCK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, IŞİD’in Kobani’ye düzenlediği saldırılarla ilgili olarak, “Kobani saldırısi ile Kuzey’deki süreç aslında bitmiştir. Son sözü başkan Apo söyleyecektir” dedi. Sterk TV’ye konuşan Karayılan, 49 Musul Başkonsolosluğu personelinin serbest bırakılmasıyla ilgili “Konsolosluğu 20 Eylül’de bıraktılar. Planları da DAİŞ’in (IŞİD) 20 Eylül’de Kobani’ye girmesiydi. ‘Takas yapmadık’ diyorlar ama Kobani’yi sattılar. Tampon bölge ile dertleri de Rojava’daki kantonları tasfiye etmektir. Barbar IŞİD çeteleri Kobani halkını yok etmek istiyor. Artık sınırların bir anlamı kalmamıştır. Kuzey halkı Kobani’ye geçmelidir” diye konuştu. Kobani’nin düşmeyeceğini savunan Karayılan, “DAİŞ ve AKP’nin planladığı gibi düşmeyecek. Tam tersine; Tel Abyad duşecektir. Artık kirli ve vahşi bu çeteyi Kürdistan’dan kovmanın zamanı geldi. Kuzeydeki halkımız Suruç’a sınıra gitsin. Kobani’ye gidin. Gerilla gidebilseydi Kuzey’deki gençlere Kobani çağrısı yapmazdım. Türkiye DAİŞ ile alakasını kesmiyor” dedi. IKBY BAŞBAKANI NEÇİRVAN BARZANİ: Kobani’ye gerekirse peşmerge göndeririz ERBİL (AA) Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani, Duhok Valiliği’nde basın toplantısı düzeledi. Türkiye Musul Başkonsolosluk çalışan larının serbest bırakılmasının, kendilerini çok sevindirdiğini belirten Barzani, “çalışanlarının serbest bırakılmasında, Kürdistan yönetimi olarak bizim hiçbir müdahalemiz ve rolümüz olmamamıştır” dedi. Türkiye’nin, IŞİD’e destek verdiği yönündeki sorular üzerine Barzani, “Hükümet olarak, Türkiye ile IŞİD arasında herhangi bir işbirliği olduğuna inanmıyoruz. Biz bunun iftira olduğuna inanıyoruz. Her zaman Kürdistan bölgesine yardımcı olmuş ve dar zamanlarımızda imdadımıza yetişmiştir” dedi. Barzani, “Kobani’deki halkımızın dramı hepimizi ilgilendiri yor. IŞİD’n saldırılarını şiddetle kınıyoruz. Kobani’ye gerekirse peşmerge göndeririz. Ciddi olarak değerlendireceğiz. Ancak önümüzde coğrafi engeller var” yanıtını verdi. rol yapmazsak, kimlikleri tespit etmezsek, silahlarını ellerinden almazsak bunun Türkiye için ne gibi mahzurlar doğuracağını bizim DBP’li arkadaşlarımız bilmez mi? HDP’liler bilmez mi? Biz gözümüzü karartarak mı bu işleri yapıyoruz? Bizim için Türkiye’nin güvenliği asıldır. Tampon bölge mahzurlarını BM göğüslemeli: Tampon bölge uygulaması BM’nin alacağı kararla mümkün olur. Eğer New York’ta BM toplantıları yapılır ve bir plan çerçevesinde böyle bir bölgenin kurulması kabul edilirse Türkiye bunun karşısında ne yapacağını elbette planlıyor ve neler olması gerektiğini de ifade ediyor. Biz, daha çok güvenli bölgenin insani amaçla düzenlenen ve insanları saldırıdan uzak tutan ve koruyan bölge olarak nitelendirilmesini istiyoruz. O bölgenin oluşmasıyla doğabilecek mahzurları ancak BM’nin göğüslemesiyle mümkün olabilir. Bunun için bir karar çıkarsa gereğini hemen yaparız. Sterk TV’ye konuşan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan da Türkiye’de anadilde eğitim talebiyle Kürtçe eğitim yapan okulların açıldığı ve eylemlerin yapıldığı dönemde Kobani’ye yönelik IŞİD saldırılarının başladığına dikkat çekti. Kalkan, “Bu saldırı IŞİD adı altında bir çete tarafından yürütülüyor ama dikkat edelim bu son saldırıdan en çok AKP hükümeti yararlandı. IŞİD dün Şengal’deydi, bugün Kobani, yarın Duhok’ta, öbür gün Mardin’de, Amed’de olmayacağını kim biliyor?” dedi. Bugün Kobani’ye yarın Mardin’e Kalkan:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle