28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EYLÜL 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 ‘Anayasada cezası yok’ ALİCAN ULUDAĞ Kürtçe okul tartışması gündemdeyken, AYM yasadışı okul açanlara idari ceza verilmesinin yeterli olduğunu savundu Rehine Köşeye sıkışmak kötüdür. Bir sistemin sınırları içinde yer alıyorsanız, onun kuralları, isteyin ya da istemeyin sizi bağlayacaktır. Çok karışık bir konu değildir aslında. Kurtuluş ve Kuruluştan sonra farklı olanakları elinizin tersiyle itmiş, kapitalist sistemin içinde kendinize yer bulmuşsanız, seçiminizi o yönde yapmışsanız sistemin pek çok mekanizmayla sizi bağladığını da bilirsiniz herhalde. İdeolojik olarak teslim olmuşsunuzdur bir kere, sonra gerisi gelir. İdeolojik çerçevenin yarattığı gerçek ya da hayali düşmanlara karşı askeri bir örgüte, siz çoğu zaman gönüllü ya da istekli olduğunuzu söyleseniz de, aslında çaresiz katılırsınız. HHH Bu da yeterli değildir. Kapalı devre yaşayamayacağınıza, yani mal alıp satmak zorunda olduğunuza göre, sakın “işimize nasıl gelirse” gibi hayaller kurmayın; sistemin kurallarına göre olacak bu işler. Öyle kaçak petrol satmak, Sarraf, marraf, ambargo delmek falan yok. Fed gelir New York’ta bankanıza “mevduat toplamak yok kardeşim” deyiverir. Resmi örgütleri var sistemin ve sizin de o örgütlere tabi olmanız gerekecektir. Dünya Ticaret Örgütü’ne örneğin. Ya da Dünya Bankası’na, Uluslarası Para fonu IMF’ye. Bütün bu kuruluşlar ve kurallar sizi sımsıkı bağlayacak, hareket alanınızı belirleyecektir. Peki, hiç mi efelik etme alanı bırakmıyorlar size? Hayır bırakmıyorlar... HHH Siz yine de deneyin tabii. Belki tutturursunuz! Belki nefes alabilmeniz, rahatlamanız için, iç politikada zorlanmayın diye arada bir “one minut” olanağı verebilir, “Yeni bir dünya kurulur orada yerimizi alırız” gibi İsmet Paşa’nın denediği türden çıkışlar yapmanıza da gülümseyebilirler. Ama inanın geçicidir. İsmet Paşa’nın uçağı havadayken hükümetinin düşürüldüğünü hatırlıyorum ben. Sistemin içindeyseniz kahramanlık da bir yere kadar. HHH Şimdi uluslararası kredi değerlendirme kuruluşlarına kafa tutuyorsunuz ya, boşunadır. Bir kere anlayın ki o kuruluşların muhatabı siz değilsiniz; onlar yaptıkları değerlendirmeleri sistemin kurallarına göre, size kredi vermesi muhtemel bankalar için yapıyorlar. Siz kafa tutsanız da bildiklerini okurlar. Uluslararası bankalara “Bu ülkenin durumu şöyledir, böyledir kredi verebilirsiniz ya da verirseniz riske girersiniz” türünden uyarılar yapıyorlar. Siz bu uyarıları ya da övgüleri duydukça üzülüyor ya da dört köşe oluyorsunuz. Ama muhatap siz değilsiniz ve siz bunu bir türlü anlamadınız. HHH Sistemin, açık yazalım da daha iyi anlaşılsın, serbest olduğu söylenen ama zinhar serbest olmayan piyasa sisteminin, daha da açık söyleyelim kapitalist sistemin, hadi onun uluslararası boyutunun, yani uluslararası finans sisteminin, hadi ideolojik politik boyutlarını da katarak söyleyelim emperyalist sistemin sizinle olan ilişkisi açık ve net bir ifadeyle bağımlılık ilişkisidir. Ne kadar gönül okşayıcı sözlerle bezenirse bezensin, ne kadar “karşılıklı bağımlılık”, “yönetişim” gibi sözlerle süslenirse süslensin bağımlılık bağımlılıktır. HHH Dış politikanızda da “iyi” ya da “kötü” keyfinize göre davranamazsınız. Gönlünüzden geçen Sünni Selefi kardeşlerinizi desteklemek olabilir, ama bir bakın bakalım ne düşünüyorlar bu konuda! “Ilımlı İslam” dün pekâlâ iyi gidiyordu; Büyük Ortadoğu Projesi falan. Şimdi işler biraz değişti ve karıştı. “Ne yapalım IŞİD elimizi kolumuzu bağladı” diye işi ağırdan alıyor, ayak sürüyorsunuz ya, boşunadır. “Değiştir” dediler değiştireceksiniz. Siz önemli değilsiniz aslında. Önemli olan ülkenin rehin tutulmasıdır. Hiç kuşku yok bu kara gölge ülkenin üzerinden kalkacak. Ama boşuna kahraman pozuna girmeyin, sizinle değil “toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çok” olanlarla olacak bu iş. Olacak günün birinde... ANKARA Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde belediyenin açtığı Kürtçe okulun mühürlenmesi ile bölgede başlayan tartışma ve gerginliğin sürdüğü bir dönemde Anayasa Mahkemesi, yasaya aykırı eğitim kurumu açmayı suç olmaktan çıkaran düzenlemenin iptal istemini reddetmesinin gerekçesini açıkladı. Yüksek Mahkeme, konunun suç olmaktan çıkarıldığını ancak yaptırımsız olmadığını, Özel Öğretim Kurumları Yasası uyarınca idari tedbirle bu kurumların kapatılabileceğini ifade ederken, “Kaldı ki anayasada kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açan veya işleten kişiye adli ceza verileceğine ilişkin herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır” yorumunu yaptı. Ancak karara muhalefet eden 4 üye ise yasadışı eğitim kurumu açana ceza verilmesinin kaldırılmasıyla anayasanın 42. maddesinin korumasız hale geleceğini kaydetti. AKP, Meclis’ten çıkardığı yasayla Türk Ceza Yasası’nın “Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açan veya işleten kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır” şeklindeki 263. maddesini yürürlükten kaldırmıştı. CHP de bu maddenin kaldırılmasının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açmıştı. Dava dilekçesinde, “İptali istenen kuralın zaman içinde yasal olmayan eğitim kurumları aracılığıyla anayasanın 24. maddesine aykırı biçimde dinin siyasete alet edilmesine zemin hazırlayacağı, düzenlemenin terörist ve bölücü eğitim vermek amacıyla eğitim kurumu açılmasına da imkân sağlayacağı” belirtilmişti. 23 okul yakıldı Kürtçe eğitim yapan 3 okulun kapatılmasının ardından birçok ilde önceki gece olaylar çıktı. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde barikatlar kurarak yolu trafiğe kapatan yüzü maskeli gruba, olay yerine zırhlı araçlarla gelen polis ekipleri müdahale etti. Hakkâri kent merkezinde YDGH’liler tarafından polis lojmanlarına ve Hakkâri Anadolu Lisesi’ne molotofkokteyli ile saldırı düzenlendi. Yüksekova ilçesinde Cumhuriyet İlkokulu ve Gazi İlkokulu yakıldı. Şırnak’ın Cizre ilçesinde YDGH üyeleri Atatürk Anadolu Lisesi ve İsmail El Ceziri İlköğretim Okulu’nu molotof atarak ateşe verdi. Okulu söndürmeye giden itfaiye aracı da molotof atan grubun taşlı saldırısına uğradı. İlçe milli eğitim müdürlüğü, bütün okullarda gece bekçileri görevlendirdi. Son dört günde 23 okulun yakıldığı bildirildi. Fotoğraflar: DHA Kürtçe eğitim veren 3 okulun mühürlenmesinin ardından protesto gösterileri yapıldı 100 TL ceza En fazla Kabahatler’den Gerilim tırmanıyor MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Diyarbakır’ın Bağlar, Şırnak’ın Cizre ve Hakkâri’nin Yüksekova ilçelerinde Kürtçe eğitim veren 3 okulun önceki gece 3. kez mühürlenmesinin ardından protesto gösterileri yapıldı. Yüksekova, Cizre ve Hakkâri kent merkezinde 5 okul yakıldı. Yüksekova’daki okulda mühür dün yeniden kırılarak eğitime başlandı. Diyarbakır’da Kürtçe eğitim için açılan, anayasanın 42. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle mühürlenen Ferzad Kemanger Eğitim Destek Evi, önceki gece 41 kişinin gözaltına alındığı polis müdahalesinin ardından 3. kez mühürlenmişti. Gözaltına alınanlardan 25’i dün serbest bırakılırken, yaralanan iki AA muhabirinin de durumunun iyi olduğu bildirildi. Haklarında başka dosyalar bulunan iki kişi ise tutuklama istemiyle mahkemeye sevkedildi. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, sendika üyeleri ve DBP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt dün okulun önünde basın açıklaması yapı. Özgen “Anadili mühürleyemezsiniz. AKP hükümetinin polis şiddetiyle yürüttüğü gelişmeleri ve engellemelere son verilmelidir. Anadil dünyanın her yerinde evrensel temel bir haktır” dedi. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde Kürtçe eğitim için açılan okulun mührü dün grup DBP’li ve okul görevlisi tarafından üçüncü kez kırılarak dersbaşı yapıldı. Bir grup DBP’li okul önünde bekledi. Polis de okulun önünde güvenlik önlemi aldı. KÜRDİ DER Temsilcisi Deniz Bülbün, “Ne yazık ki Kürtlerin en hassas olduğu anadil konusunda gerekli duyarlılığı göremedik” dedi. Hakkâri Kent Meclisi Sözcüsü Kazım Kurt da “AKP’nin süreci fırsat bilerek geliştirdiği baskı ve saldırılar karşısında direneceğiz” dedi. Yüksek Mahkeme, izinsiz eğitim kurumu açmaya ceza vermeyi kaldıran düzenlemenin yürütmesinin durdurulması ve iptal istemini geçen yıl reddetmişti. Ancak Yüksek Mahkeme, bunun gerekçesini Diyarbakır’daki Kürtçe okul tartışmasının yaşandığı bir dönemde açıkladı. 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Yasası uyarınca amacı dışında kullanıldığı tespit edilen kurumun, kurum açma izinlerinin iptal edileceğine işaret edilen gerekçede, 5580 sayılı yasayla, Milli Eğitim Temel Yasası’nın genel ve özel amaçlarıyla temel ilkelerine uymayan kurumların sürekli olarak kurum açma izni veren makam tarafından kapatılacağı, kapanan veya kapatılan kurumun, mühürlerini, yönetici, öğretmen ve öğrencilerle ilgili bütün defterlerini, dosyalarını ve diğer evrakını ilgili valiliğe devir ve teslim etmeye mecbur olduğunun düzenlendiği anlatıldı. Mahkeme, devir ve teslimden kaçınan veya bu görevi savsaklayanlara Kabahatlar Yasası’nın 32. maddesi uyarınca 100 TL para cezası verileceğini kaydetti. Yüksek Mahkeme, bu yasaya dayanarak şu gerekçeyle istemi reddetti: “Görüldüğü üzere kanun koyucu, Türk Milli Eğitimi’nin esas ve ilkelerini ve bunlara aykırılığın müeyyidelerini eğitim ve öğretime ilişkin özel kanunlarla belirlemiştir. Dolayısıyla, kanun koyucunun takdir yetkisine dayanarak yaptığı dava konusu düzenlemeyle suç olmaktan çıkarılan eylemlerin yaptırımsız bırakıldığından ve eğitimin anayasal esaslarının kaldırıldığından söz edilemez. Kaldı ki anayasada kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açan veya işleten kişiye adli ceza verileceğine ilişkin herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural, anayasanın 2. ve 42. maddelerine aykırı değildir.” Kürtçe eğitim için başvuru bugün Adliye Binası önünde yapılan açıklamasına DTK Eş Genel Başkanı Selma Irmak, Avrupa Parlamentosu Eski Milletvekili Feleknas Uca, DBP İl Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, sivil toplum örgütü temsilcilerinin temsilcileri katıldı. DTK Eşbaşkanı Irmak, Kürtçe eğitim için bugün başvuru yapacaklarını belirterek, “Biz anadilde eğitim konusunda ‘başvuru yok’ diyorlar. Arkadaşlarımız gerekli evrakları hazırladılar. Yarın (bugün) yasal olarak anadilde eğitim talebinde bulunacaklar. Anadilde eğitim hakkının en kısa sürede yasal güvenceye kazandırılmalıdır” dedi. Irmak, 2 gazetecinin yaralanmasını da kınadı. Başkan Odabaşı’nın yargılandığı Cemevi davası ertelendi ‘Kaldı ki anayasada ceza yok’ Er Kalı’nın ablasına inceleme Yurt Haberleri Servisi Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te 51 kişinin öldüğü bombalı saldırılardan istihbarat birimlerinin önceden haberdar olduğuna dair belgeleri RedHack’e sızdırdığı iddiasıyla yargılanan er Utku Kalı davasında Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatı üzerine tanık olarak er Hakan Yemenli’nin Hendek Asliye Ceza Mahkemesi’nde 25 Aralık 2013’te ifadesi alındı. Duruşma öncesi Yemenli, iddiaya göre er Kalı’nın yanına giderek, “Cezaevinde neler yaşadığını öğrenince çok üzüldüm” dedi. Avukat Ceren Kalı’da Yemenli’ye, “Vicdanını rahatlatmak istiyorsan bildiğin ve gördüğün hususlarda tanıklık yap. Yaşayacağını yaşadı zaten” dedi. Yemenli ifadesinde askeriyede muhabere bölümünde eğitim almadan görev yapılamayacağını savunarak, Utku Kalı’nın birtakım elektronik cihazları kullanmak için 1 hafta eğitim aldığını savundu. Ancak avukat Kalı, belgelerle Kalı’nın bu konuda hiçbir eğitim almadığını kanıtladı. Duruşmadan sonra Yemenli, “Seninle uğraşacağım, hakkında şikâyette bulunacağım” dediğini iddia ederek avukat Kalı hakkında “tehdit” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Avukat Kalı ifade verirken dava 23 Eylül’e ertelendi. sırasında mayın patladı KİLİS (DHA) Elbeyli ilçesinde geçen salı günü devriye görevi yapan askeri aracın, Aşağı Beylerbeyi köyünde sınır hattındaki askeri yasak bölgeden geçtiği sırada mayın patladı. Patlamada yaralanan olmazken, askeri aracın sağ ön tekerleği hasar gördü. Çevrede alınan önlemlerin ardından sınır hattında arazi taraması yapan askerler, aynı bölgede 3 mayın daha buldu. Mayınlar kontrollü şekilde imha edilirken, sınır hattındaki önlemlerini artıran asker yasak bölgeye mayınları döşeyen kişi ya da kişilerin bulunması için çalışma başlattı. Askeri aracın geçişi ‘Bu ülkenin yurttaşlarıyız’ İstanbul Haber Servisi Sultangazi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Cemevi Başkanı Zeynep Odabaş’ın “imara aykırı olarak cemevi yaptığı” iddiasıyla 1 yıldan 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava 3 Şubat 2015’e ertelendi. Zeynel Odabaş’ın yargılandığı davanın 6. duruşması dün Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Dava öncesinde dışarıda toplanan Aleviler ise “Cemevleri yıkılamaz, kararı biz veririz. Cem ibadetimiz, cemevi ibadethanemizdir” Aykut Erdoğdu’nun da izlediği duruşma Odabaş’ın avukatının savunmasını yazılı olarak sunması için 3 Şubat’a ertelendi. Duruşmanın ardından dışarıda açıklama yapan Cemevi Başkanı Zeynel Odabaş, hükümet yetkililerine seslenerek, “Toplarını, tanklarını, panzerlerini mahkemenin önüne engel olarak çeksinler. Burada hepimiz set olup panzerlerin önünde duracağız. İnanç ve cemevlerimizin önünde olacağız. Asla inançlarımızdan ve ibadetimizden geri adım atmayacağız. Biz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Eşit yurttaşlık haklarımızı alana, insanca, hakların kardeşliğini bir arada yaşatana kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, “Ankara’da içme suyu nedeniyle gündeme gelen ishal vakaları ve Kızılırmak’tan kente su verilmesiyle” ilgili olarak doktorlardan sonra bu kez de CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’yı hedef gösterdi. ASKİ ekiplerini Nazlıaka’nın evinin bulunduğu yere gönderen Gökçek, sitede “kaçak kuyu suyu açıldığını” ileri sürdü. Gökçek, “Kaçak su kuyusunda klor kullanılmıyor” derken Nazlıaka’dan “Gökçek ile Halk Sağlığı Müdürlüğü arasında bozacı şıracı ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Gökçek önce ishal vakalarının hesabını versin” yanıtı geldi. Ankara’da su savaşında son perde GEZİ DAVASI SANIĞI 29 KİŞİNİN YANGILANMASINA BAŞLANDI AVUKAT GÜNAY DAĞ: KİŞİYE GÖRE ADALET AKLA GELİYOR O baba tutuklandı İddianameyi örneklerle çürüttüler LEVENT GENCELLİ Gedik davasında yok, Poyrazköy’de var ALİ AÇAR Bursa’da Gezi Direnişi’ne destek verdikleri gerekçesiyle “2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle haklarında dava açılan TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Uluşahin, Bursa Halkevi Başkanı Emine Elif Güven, Yıldırım Halkevi Başkanı Zafer Algül, ADD Bursa Şube Başkanı İdris Kalender’in de aralarında bulunduğu 29 sanığın yargılanmasına dün başlandı. Sivil toplum kuruluşu, siyasi parti ve dernek yöneticileri hakkında açılan 2. Gezi davası Bursa 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde gö rüldü. Sanıklar, iddianamenin polis fezlekesinden hazırlandığını belirterek üzerlerine atılı suçları kabul etmediklerini söylediler. Ali Uluşahin, savunmasında polis fezlekesindeki suçlamaları örnekleriyle çürüttü. Uluşahin, “Ben tüm bu eylemlere katıldım, bundan onur duyarım. Ancak bu bir suç ise bu eyleme neden olan uygulamaları yapan, bu suçun azmettiricileri var. Asıl bulunması ve yargılanması gerekenler onlardır” diye konuştu. Mahkemede, polis tarafından çekilen görüntüler de izlendi. Altınpark’taki yürüyüşün trafik akışına engellemeyecek şekilde yapıldığı, iddianamenin aksine polisin eylemcilere herhangi bir uyarıda bulunmadığı tutanaklara geçti. Maltepe Gülsuyu Mahallesi’nde uyuşturucu çeteleri tarafından vurulan Hasan Ferit Gedik’in katil zanlılarının İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’nda yargılandığı davanın büyük salon olmadığı gerekçesiyle başka bir yere taşınması yönündeki girişime karşı dün “Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmat” davası adliyenin konferans salonunda görüldü. Gedik davası için avukatların konferans salonunundaki talebini reddeden mahkenin kararını eleştiren Gedik ailesinin avukatı Günay Dağ, “Bu tür davalarla ilk kez karşılaşmıyoruz. Her dava olaylı olabilir. Davanın başka bir yere taşınması için gerekçe aradık ları çok açık. Bugünkü (dün) görülen dava ile burada kişiye göre adalet kararı verdiklerini bir kez daha görüyoruz” dedi. Dağ, mahkemenin verdiği ara karara bugün itiraz edeceklerini, Adalet Bakanı’na ise daha sonra dilekçe vereceklerini söyledi. 86 sanıklı davada söz alan sanıklardan emekli Koramiral Kadir Sağdıç, birçok davanın birleştirilerek bu noktaya geldiğini, bu davalardaki temel suçlamaların mesnetsiz dijital kayıtlarından oluştuğunu savundu. Sağdıç, bilişimci olmamalarına rağmen soruşturma aşamasında dijital kayıtlarıyla ilgili rapor hazırlayan ve Emniyet mensubu olan İsa Akyüz ile Bekir Peker’in tanık olarak dinlenilmelerini talep etti. n ANTALYA (DHA) 20 yaşındaki kızı H.E.’ye tecavüz ettiği ve kızından olan 3 bebeği öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan 46 yaşındaki E.E.’nin emniyetteki ifadesi dehşete düşürdü. Öz kızına 14 yaşından beri tecavüz ettiğini itiraf eden E.E., kızı H.E.’nin 6 yılda 3 kez doğum yaptığını söyledi. Anne C.E (44) ise “Bize şiddet uyguluyordu. Biz evdeyken de kızımla ilişkiye giriyordu. Korktuğum için kimseye bir şey söyleyemedim. Tehdit ediyordu” dedi. Baba E.E, “Çocuğun cinsel istismarı ve tecavüz, kasten insan öldürmek”, eşi C.E. “Yardım etme ve göz yumma” suçundan tutuklandı. Kızları H.E. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. n İZMİR (AA) Bornova’da iddiaya göre, S E. henüz belirlenmeyen bir nedenle tartıştığı eşine ayağındaki terliği fırlattı. Terlik, kızı B.E.’nin kucağındaki 1 aylık torunu Buse N.Ö.’nün başına isabet etti. Bebek kaldırıldığı hastanede beyin travması sonucu hayatını kaybetti. Olaydan sonra kaçan S.E. aranıyor. Attığı terlik can aldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle